• Sonuç bulunamadı

Atatürk Döneminde Türkiye’nin Ortado u Politikas

2.2. TÜRK YE CUMHUR YET ’N N ORTADO U POL KALARI

2.2.1. Atatürk Döneminde Türkiye’nin Ortado u Politikas

Kurtulu Sava ile ba ms zl n elde edilmesi ve sonras nda106 kurulan Cumhuriyet Anadolu’da verilen mücadelelerin bir eseri olarak ortaya ç km r.

I. Dünya Sava ’ndan sonra Ortado u’nun yeni yap yla Türkiye, ngiltere ve Fransa ile kom u olmu tu. 1920’ler boyunca Türkiye, kuzeyde Sovyetler ile güneyde Irak mandateri ngiltere ve Suriye mandateri Fransa ile kom u olmu tur. Ayr ca on iki ada nedeniyle talya ile denizden ortak s rlara sahip olmu tur. Yeni kurulan devletler Yunanistan ve Bulgaristan da do al olarak bu listede bulunmaktad r.

Lozan Bar ’ndan sonra Bat devletler ile meselelerini büyük oranda çözen Türkiye’nin temel meselesi h zl ekonomik kalk nmay sa layarak “muas r medeniyet

105

Ça Erhan, “ ki Dünya Sava Aras nda Türkiye ve Ortado u”, Osmanl Bankas Ar iv Merkezi, 2007, s.1

http://www.obarsiv.com/cagdas_turkiye_seminerleri_0607.html (20.02.2009).

106

Ahmet Emin Yaman, “Kurtulu Sava Bas nda; Büyük Zafer” s.271, dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/18/27/169.pdf (20.02.2009).

seviyesine ula mak hatta a mak” olarak belirlenmi ti. Hayatlar n ço unu sava alanlar nda geçiren genç Cumhuriyetin yöneticileri, bu hedefe ula mak isterken d politikada da bar ilkesini esas alm . Bu durum Türkiye’nin zorunlu olarak 1919’da Almanya ile tilaf devletleri aras nda imzalanan Versay Antla mas ’nda Almanya ile taraf olmas na yol açt . Lozan Antla mas ’nda Türkiye, mevcut s rlar d nda hak iddia etmeyece ini kabul etmi ti.107 Bundan sonra kar la önemli d sorunlar da Türkiye bar yollarla çözümlemeyi tercih etmi tir. Zaten Türkiye’nin Lozan’dan sonra kom ular yla toprak problemi yoktu. Bu da zorunlu olarak Türkiye’yi statükocu bir politika izlemeye itmi tir. Di er yandan uzun sava lar sonunda yorgun dü mü 16 milyonluk Türkiye’nin maceraperest bir politika izlemesi ak lc bir yakla m olmazd . Bar tercihi salt ilkesel bir mesele de il daha çok bir zorunluluktu.

llarca süren y prat sava lardan sonra Türkiye, Lozan’dan sonra uluslararas alanda yerini sa lamla rmak için d geli meleri yak ndan takip ederek aktif bir d politika izlemi tir. Mustafa Kemal’in d politikaya bak di er Türk ve slam toplumlar n ve do unun da ötesine yönelen bir politika olarak kar za ç kmaktad r.108 Mustafa Kemal, bölgesel i birli ine gitmenin yan s ra daha geni paktlara kat lmay da ulusal menfaatlere uygun görmü tür. Yeni Türkiye iç politikada ve toplumsal ya amda bir dizi reformlar (Atatürk lke ve nk lâplar ) uygulamaya koymu tu. Bu reformlar n yerle ebilmesi için d ta bar a, içte ise istikrara ihtiyaç vard . stikrar korumak için de Türkiye uluslararas geli meleri yak ndan izlemek zorundayd .

Türkiye’nin Ortado u’daki kom ular ndan ran ve Afganistan d ndaki Ortado u devletleri, I. Dünya Sava ’n n sonuna kadar bir k sm fiilen elden ç km olsa da hukukî olarak Osmanl egemenli inde kalm yerlerde kurulmu lard . Osmanl Devleti’nin sava tan yenik ç kmas üzerine Anadolu d ndaki yerler -ki bunlar Araplar n ya ad topraklard - özellikle ngiltere ve Fransa’n n hâkimiyetine geçmi ti. I. Dünya Sava s ras nda Ortado u bölgesinin Arap unsurlar Halifenin cihat ilan na ra men kendilerine verilen ba ms zl k vaatleri nedeniyle kar safta yer alm lard r.109 Do al olarak bu durum Anadolu’da tepkiyle kar lanm r.

Sonraki süreçte Ortado u’da Araplara vaat edilen tam ba ms zl k gerçekle memi , 107

smail Soysal, Türkiye’nin Siyasal Antla malar , Ankara, Türk Tarih Kurumu, 1988, s.91.

108

Patricia Carley, “Turkey’s Role in the Middle East” a conference report,, Washington, United States Institute of Peace Puplication, 1995, s.3.

109

bölge ngiliz ve Frans z mandaterli inde kalm r. Sonuç olarak, Osmanl Devleti’ne kar tilaf Devletleriyle i birli i yapan ve Osmanl ordular n ald yenilgilerde pay bulunan Araplara verilen ba ms zl k vaatleri uygulamaya konulmad gibi, bunun Bat larca emperyalist amaçlara ula mak için kullan lan bir araç oldu u ortaya ç km r.

Millî Mücadelede ve Lozan Antla mas ’ndan sonraki y llarda Türkiye’nin Do ulu devletlerle ili kilerini Misak- Millî’de belirtilen amaçlar ve ilkeler belirlemi tir. Misak- Millî’nin temel ilkesi, Türk unsurunun ço unlukta oldu u yerlerde bir Türk ulusu kurmakt . Buna göre, Osmanl Devleti’nin varisi olan yeni Türkiye Cumhuriyeti, imparatorlu un yüzy llarca egemenli i alt nda kalm olan Arap ülkeleri üzerindeki iddialar ndan vazgeçerek ba ka uluslar n ç karlar yla çat mayacak ekilde kendini s rland rm . Türkiye’nin bu ülkeler üzerinde kurulan yeni devletlerle ili kilerinin dostane olmamas için hiçbir sebep yoktu. Di er yandan Türkiye’nin Arap ülkelerine nispeten ba ms z say labilecek Afganistan ve ran ile de önemli bir ç kar çat mas bulunmuyordu.110

Türkiye’nin Misak- Millî’deki Ortado u topraklar ile ilgili istekleri gerçekle medi. Ard ndan Lozan’da da bu topraklardan vazgeçmesi sonucunda Araplar Bat devletlerle kar kar ya kald . Orada kurulan devletlerin amac ba ms zl klar kazanmakt . Bunun sonucunda Arap dünyas Türkiye’yi umut olarak görmeye ve Türkiye ile i birli i yollar aramaya ba lad . Mustafa Kemal de emperyalizme kar yapt sava kazanm , Arap dünyas nda da bu durum olumlu kar lanm . Ayr ca Mustafa Kemal Azerbaycan, Irak, Suriye, Libya, Afganistan ve Hindistan’daki Müslümanlarla ili kiler kurmu tu.111 Mustafa Kemal, “Türkiye’nin bugünkü mücadelesi yaln zca Türkiye’ye ait de ildir, müdafaa etti i bütün mazlum milletlerin, bütün ark n davas r”112 sözleriyle di er Müslüman halklar n da deste ini almak istemi tir.

Mustafa Kemal, bu giri imlerden yüzde yüz sonuç beklemese de tüm slam dünyas ndan yard m istemek amac yla Ankara’dan yay nlanan bildirilerde i galin “Osmanl saltanat ndan çok hilafet makam özgürlük ve ba ms zl klar n tek dayana gören slam dünyas na yönelik oldu unu” ilan etmekte yarar görüyordu.113

Böylelikle Mustafa Kemal

110

Mehmet Gönlübol, Atatürk ve Türkiye’nin D Politikas (1919–1938), Ankara, Atatürk Ara rma Merkezi Yay , 1997, s.87.

111

Orhan Kolo lu, Mazlum Milletler Devrimi ve Türk Devrimi, Ankara, Kaynak Yay nlar , 1979, s.38.

112

Enver Ziya Karal, Atatürk’ten Dü ünceler, Ankara, ODTÜ Geli tirme Vakf Yay nlar , 1981, s.s.13–14.

113

slam etkenini, mazlum milletleri yönlendirmek için kullan yordu.114 Millî Mücadele ba ar ya ula nca Ortado u ülkeleri Türkiye’den fiilî yard m beklemeye ba lad . Mustafa Kemal bir anlamda Bat lar n da yenilebilece ini bu ülkelere göstermi ti. Popülaritesi oldukça yüksekti. Söz konusu dönemde Sovyetlerin de dolayl deste i söz konusuydu. Nitekim bunun en aç k delili Mustafa Kemal ile Lenin aras ndaki mektupla malard r. Bunun sebebi ise ortak dü man ngilizlere kar mücadele edilmesi, bunun da emperyalizme kar mücadele olarak ele al nmas yd . Mustafa Kemal aç ndan ise “dü mana kar yard m nereden gelirse gelsin” anlay belirleyiciydi; yoksa Türkiye’yi komünist yapmak gibi bir dü üncesi yoktu.115

Türkiye Cumhuriyeti’nin d politikas öncelikle elde edilen ba ms zl n sürdürülmesi ve ulusal menfaatlerin korunmas temeline dayan yordu. Bu politikan n nda yürütülen diplomasi, iyi kom uluk ili kilerini geli tirmek ve dünya politikas na yön veren, uluslararas politik arenada a rl bulunan devletlerle i birli i imkânlar yaratmakt . Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucular , son dönemlerde Osmanl Devleti’nin nas l kendi co rafyas nda yaln z kald ndan hareketle kar lar nda dü man bir Balkan ittifak ve ret cephesi yaratmamaya özen gösterdiler. Mustafa Kemal’in bar politikas ile kom u ülkelerle dostluk ili kilerinin kurulmas na özel önem verildi.

Lozan Bar ’n n imzalanmas ndan sonra, Türkiye’de köklü reform hareketlerine giri ildi. Mustafa Kemal 1 Mart’ta meclisin yeni dönemini açarken yapt konu mada hükümetin faaliyetlerini ana hatlar ile anlatt . 2 Mart’ta Halk F rkas parlamento grubu üç yasay onaylamak için topland . Ertesi gün üç önerge meclise sunuldu. Tart malar sonunda 3 Mart 1924’te, 429 say kanunla Siirt mebusu Halil Hulki ve elli arkada n önergesi kabul edilerek Seriye, Evkaf ve Erkan- Harbiye-i Umumiye Bakanl klar kald ld .116 430 say kanunla, Manisa mebusu Vas f Bey ve elli arkada n önergesi kabul edilerek e itim ve

retimin birle tirilmesi kanunu kabul edildi. 431 say kanunla Siirt mebusu eyh Saffet Efendi ve 53 arkada n önergesi kabul edilerek Hilafetin Meclisin manevi hüviyetinde mündemiç k nmas na ve Osmanl Hanedan ’n n Türkiye d na ç kar lmas na karar verildi.117 Böylece, Osmanl Devleti’nin son kal nt ve Cumhuriyet yönetimi için tehlike haline gelmi olan halifelik ki isel manada kald lm oldu. Laiklik yolunda at lan ad mlar ve Cumhuriyetin

114

Kolo lu, Mazlum Milletler…, s.38. 115

Erhan, “ ki Dünya Sava …”, s.3.

116

O uz Aytepe, “Yeni Belgelerin I nda Halifeli in Kald lmas ve Hanedan Üyelerinin Yurtd na kar lmalar ”, Ankara Üniversitesi Türk nk lâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, Say : 29-30, May s- Kas m, 2002, s.23.

117

Bat la ma politikalar Müslüman halklarda özellikle Araplarda baz tepkilerin belirmesine neden oldu.118 Hilafetin Müslüman devletler için birle tirici bir unsur olmaktan ç kt bir dönemde hiçbir egemen devletin halifenin üstün kuvvetini tan mayaca da bir gerçekti. Ayr ca halifenin zannedildi i gibi manevi bir gücünün kalmad da I. Dünya Sava ’nda erif Hüseyin liderli indeki Araplar n Halifenin cihat ilan na ra men Britanya ile i birli i yapmas yla aç kça ortaya ç km . Asl nda hilafetin kald lmas na kar baz Müslüman topluluklar nda olu an tepkinin arkas nda, sömürgeci ve emperyalist emellerini Ortado u’da gerçekle tirmek isteyen ngiltere ve Fransa’n n oldu u bilinmekteydi.119

Emir Hüseyin ile Araplar Osmanl Devleti’ne kar ayakland ran ünlü ngiliz casusu E. T. Lawrence taraf ndan yap lan çal malar örnek gösterilebilir.120

Bu arada Güney Asya Müslümanlar , ilk anda hilafetin kald lmas yla büyük bir ok ya ad lar. Müslümanlar nüfusça Hindulardan az olduklar için Hindistan’ n ngiltere’den ayr larak istiklalini kazanmas onlar için istiklal olmayabilirdi. Bu aç dan slam ve halife onlar n ayr bir ulus olmalar n ba ca sembolüydü. Ayr ca, Türkiye’nin nüfuzunu ba ms zl klar kazanmak için kullanmak istiyorlard . Güney Asya Müslümanlar ilk oku atlatt ktan sonra Mustafa Kemal’in hakl kabul ettiler ve Türkiye’ye önceden verdikleri deste i devam ettirdiler.121

Türkiye’de radikal reformlar n uygulanmas yla Arap dünyas n Türkiye’ye bak de ti. Yeni devletin bu icraatlar ile Bat bir toplum yarat lmaya çal lmas , Türkiye’nin “dinsizle ti i” yönünde olumsuz propagandalar do ursa da asl nda rahats zl k veren güçlenen Türkiye’nin bölgeye tekrar dönebilece i endi esiydi. Bu iki faktör Arap dünyas ile Türkiye’nin aras açt . Bu durum 1924’den sonra Arap dünyas ile Türkiye aras nda belirleyici faktör oldu. Bu ülkelerin ço u ulusal bütünle melerini sa lay p ba ms zl k mücadelesini yürütmek zorunlulu unda olduklar ndan daha çok dine ba lanma yoluna gitmi ler ve Türkiye ile ba lar koparm lard .

Türkiye’deki laikle menin, Bat la man n ve hilafetin kald lmas n baz Müslüman halklarda tepki yaratmas na kar k, bu halklar aras nda Türkiye’nin ba ar lar kendilerine

118

Gönlübol, Atatürk ve Türkiye’nin..., s.88.

119

Hasan Berke Dilan, Türkiye’nin D Politikas 1923-1939, stanbul, Alfa Yay nlar , 1998, s.71.

120

Ex.-Lieut.-Col. T.E. Lawrence, "A Report on Mesopotamia", The Sunday Times, 22 August 1920’den Aktaran; ükrü Bo ut, “Musul Petrolleri ve Lawrence ile Huntington Aras nda Bir Petropolitik”

http://www.stradigma.com/turkce/mart2003/makale_03.html (20.06.2009).

121

Mim Kemal Öke, Güney Asya Müslümanlar n stiklal Davas ve Türk Milli Mücadelesi "Hilafet Hareketi" 1914–1924, Ankara, Kültür ve Turizm Bakanl Yay , 1998, s.157.

örnek almak isteyenler de bulunuyordu. Bu dü üncede olanlara göre, Türkiye emperyalizme kar sava ve zafer kazanm bir Müslüman devletti. Türkiye özellikle Do u ve Üçüncü Dünya Ülkeleri için büyük bir tecrübe kayna ve rehber olmu tur.122 Kemalist Devrim ran ve Afganistan, daha sonraki dönemlerde Cezayir, Tunus, Pakistan gibi ülkelerde örnek al nm r.123

Musul sorunu, ngiltere ile l926’da sonuçland ld . Bundan sonra Irak’la ili kiler iyi yönde geli irken Türkiye’nin yöneticileri Irak ve Suriye’deki kamuoyunu kazanabilmek amac yla, bu ülkelerdeki manda yönetiminin sona ermesi gerekti ini her f rsatta tekrarl yorlard .124 ran ve Afganistan’la Türkiye’nin ili kileri Arap ülkelerine göre yak n ve daha dostane olmu tur.

Türkiye 1924’ten sonra Ortado u’yla s r sorunlar haricinde çok ilgili olmam r. Ba ms zl k mücadelelerine resmi düzeyde destek verirken, içinde bulundu u ekonomik ko ullar nedeniyle maddi yard mda bulunamam r. Türkiye, bo azlarda güvenli ini tam sa layamad için gerek ngiltere gerekse Fransa ile silahl bir çat may göze alamam r. Arap dünyas nda ise Bat dü manl kadar Türk dü manl da vard r.125 Konuya Türkiye aç ndan bak ld nda ülke yüzünü kesin olarak Bat ’ya çevirmi tir. Dolay yla Ortado u, Atatürk’ün Bat la rmac miras n safl korumak üzere Türkiye’den uzak tutulmas gereken, tehlikeli ve y bir ortam olarak görülmektedir.126 Türkiye, bölgede Araplar lehine riske girme gere i duymam ve uzun süre Ortado u’ya kar temkinli bir politika izlemi tir.127 Baz pürüzler bir süre Türk-Arap ili kilerini olumsuz yönde etkilese de Türkiye içeride devrimlere devam ederken d ar da iyi niyetli politikas sürdürdü. 1936’ya gelindi inde Türkiye art k Arap dünyas ile dostlu u geli tirme dü üncesine eskisi kadar önem vermemeye ba lam . Üstelik bu s rada alevlenen Hatay sorunu, güney kom ular ile Türkiye’yi sava n e ine getirmi ti.

Hatay sorununda Türkiye muhatap olarak Fransa’y ald . Haziran 1938’de Antakya’da 122

Esin Day , “Atatürk’ün Do u ve Bat Âlemine Tesirleri”, Uluslar aras kinci Atatürk Sempozyumu-II, 9-

11 Eylül, 1991-Ankara, Atatürk Ara rma Merkezi Yay , l996, s.l083.

123

zzet Öztoprak, “Ça da la ma ve D Dünyadaki Etkileri” Atatürk Ara rma Merkezi Dergisi, Say :1,

Ankara, l984, s.288–299.

124

Ayd n Can, “Atatürk Dönemi Türkiye’nin Ortado u Politikas (1923-1938)” Çukurova Üniversitesi

Türkoloji Ara rmalar Merkezi, 2008, s.3,http://turkoloji.cu.edu.tr(20.06.2009).

125

Karl Kruger, Kemalist Türkiye ve Ortado u, Çev: Nihal Önol, stanbul, Alt n Kitabevi, 1981, s.149.

126

Graham E. Fuller, Yükselen Bölgesel Aktör: Yeni Türkiye Cumhuriyeti, Çev: Doç. Dr. Mustafa Acar, stanbul, Tima Yay nlar , 2008, s.46.

127

Peter Mansfield, Osmanl Sonras Türkiye ve Arap Dünyas , Çev: Nuran Ülken, stanbul, Söylem Yay nlar , 1975, s.91.

Türk ve Frans z askerî heyetleri aras nda yap lan görü meler sonucu, 3 Temmuz 1938’de Antla ma yap ld . Hatay’ n toprak bütünlü ü ile siyasî statüsünü korumak amac ile her iki devlet 2500’er ki ilik askerî kuvvet göndermeyi kabul etmi lerdi. Türk Ordusu 4 Temmuz 1938’de Hatay’a girerek görevine ba lad . Türkiye ile Fransa aras nda imzalanan dostluk antla mas bu iki devleti birbirine yakla yordu. Yap lan seçimler sonucunda meclis Eylül 1938’de ilk toplant yapt ve ba ms z Hatay Cumhuriyeti’ni ilan etti. Cumhurba kanl na Tayfur Sökmen, Ba bakanl a Abdurrahman Melek getirildi.128

23 Haziran 1939 tarihinde Türkiye ile Fransa aras nda yap lan yeni bir antla ma ile Hatay halk n da arzusuna uygun olarak Fransa Hatay’ n Türkiye’ye kat lmas kabul etti. Hatay’ n anavatana kat lmas yla Türk-Arap li kileri yeni bir döneme girdi.

Sonuç olarak 1919–1939 döneminde, Türkiye’nin Ortado u ile olan ili kileri iki ana istikamette geli ti. Öncelikle Türkiye Osmanl Devleti’nin parçalanmas yla ortaya ç kan yeni Ortado u co rafyas nda s r sorunlar halletme iste i ta yordu. 1919’da ya da Sevr ve Lozan’da sonuçland lamam olan birtak m s r anla mazl klar bu dönemde sonuçland ld . Bölge s rlar Araplar aç ndan de ilse bile Türkiye aç ndan bir daha de memek üzere tayin edilmi oldu. kinci olarak ise Türkiye yüzünü Bat ’ya dönmü olmakla birlikte bölgeyle kom uluk ili kilerini sa kl bir zemine oturtmak, bölge halklar yla geçmi ten süregelen co rafî, tarihsel ve kültürel birlikteli i korumak arzusu ta r. Türkiye s rlar d nda kalan Ortado u co rafyas nda varl sürdüren Türkmen ve Sünnî unsurlar n güvenli ini sa lamak, bölgeden Anadolu’ya yönelecek tehditlere kar duyarl olmak amac yla süreç içerisinde bölge ülkeleriyle birtak m i birli i mekanizmalar olu turmaya dönük aç mlar gerçekle tirmi tir.