• Sonuç bulunamadı

THE ECONOMICAL AND PSYCHO-SOCIAL PROBLEMS OF ELDERLY WOMEN

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "THE ECONOMICAL AND PSYCHO-SOCIAL PROBLEMS OF ELDERLY WOMEN"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

YAfiLI KADINLARIN EKONOM‹K VE

PS‹KO-SOSYAL SORUNLARI

THE ECONOMICAL AND PSYCHO-SOCIAL

PROBLEMS OF ELDERLY WOMEN

Hülya ÖZTOP

Hacettepe Üniversitesi Ev Ekonomisi Yüksek Okulu Aile ve Tüketici Bilimleri Bölümü ANKARA Tlf: 0312 305 16 67/149 Fax: 0312 305 10 95 e-mail: hoztop@hacettepe.edu.tr Gelifl Tarihi: 16/11/2005 (Received) Kabul Tarihi: 01/06/2006 (Accepted) ‹letiflim (Correspondance)

A

BSTRACT

T

oday, as a result of being separate from economical and social activities due to the tradi-tional sex role as well as the long life period of women, elderly women have come across with economical, psycho-social problems more than before. In the future, elderly people especially elderly women will form the significant part of our population. For the sake of increase of their life quality and to sustain the existence of their active life, to constitute nec-essary social support are crucial both for the society and the family.

Key words: Elderly women, Economical and psycho-social problems.

Ö

Z

O

rtalama yaflam süresinin kad›nlarda daha uzun olmas› ve geleneksel cinsiyet rolleri gere¤ikad›nlar›n ekonomik ve sosyal yaflamdan uzak kalmalar› nedeniyle günümüzde yafll› kad›nlar ekonomik ve psiko-sosyal sorunlarla daha fazla karfl› karfl›ya kalabilmektedirler. Gelecekte toplam nüfusumuzun önemli bir bölümünü oluflturacak olan yafll› nüfus ve yafll› nüfus içinde kad›nlar›n yaflam kalitesinin yükseltilmesi ve aktif bir yaflam sürmelerinin sa¤lan-mas› için gerekli olan sosyal destek programlar›n›n h›zla oluflturulsa¤lan-mas›, hem toplum hem de aile aç›s›ndan büyük önem tafl›maktad›r.

Anahtar sözcükler: Yafll› kad›nlar, Ekonomik ve psiko-sosyal sorunlar.

R

EVIEW

A

RTICLE

(2)

G

‹R‹fi

O

rtalama yaflam süresinin uzamas› ve do¤urganl›k h›z›n›ndüflmesi nedeniyle giderek yafllanan toplumlar, daha bü-yük oranda yafll› nüfusla yüz yüze kalman›n yan›nda, iki cinsi-yet aras›ndaki nüfus oran›nda da bir dengesizlikle karfl› karfl›-yad›r. Kad›nlar›n ortalama yaflam süresinin, erkeklerden daha uzun olmas›na ba¤l› olarak artan yafll› nüfusun ço¤unlu¤unu kad›nlar oluflturmaktad›r (1). Devlet ‹statistik Enstitüsü 2000 y›l› verilerine göre, yafll› nüfus içinde kad›nlar›n pay› %54.7 iken, erkeklerin pay› ise %45.3’dür. 65 yafl›n üzerindeki ka-d›nlar›n %47.1’i evli, %50.4’ü eflini kaybetmifl, %1.3’ü bo-flanm›fl ve %1.2’si de hiç evlenmemifltir. Bu veriler, özellikle eflini kaybetmifl, boflanm›fl ya da hiç evlenmemifl yafll› kad›n-lar›n oran›n›n oldukça yüksek oldu¤unu ortaya koymaktad›r (2). Bu durum, toplumda yaln›z yaflayan kad›nlar›n toplam içindeki paylar›n›n da giderek artmakta oldu¤unu göstermek-tedir.

Günümüzde tüm dünyada meydana gelen teknolojik, eko-nomik, sosyal ve kültürel de¤iflimler aile yaflam kal›plar›n› de-¤ifltirmekte ve yaln›z yaflama konusundaki sosyal kabullen-meyle birlikte yafll›lar›n büyük bir ço¤unlu¤u yaln›z yaflamay› tercih etmektedirler (3). Ülkemizde de destekleyici aile iliflkile-ri varl›¤›n› korumakla birlikte; özellikle kentte yaflayan yafll›la-r›n ço¤unlu¤u kendi evlerinde çocuklayafll›la-r›ndan ayr› yaflamakta-d›rlar (4).

Yafll›lar›n yaflamlar›n› ba¤›ms›z ve kendi kendilerine yete-bilecek flekilde sürdürmeleri, yaflam kalitesinin yükseltilmesini sa¤lad›¤› gibi yaflamdan duyacaklar› tatmini de olumlu yönde etkilemektedir. Ancak yafll›lar›n ister tercihe ba¤l› isterse zo-runlu nedenlerle ba¤›ms›z bir yaflam sürdürme konusunda karfl›laflt›klar› sorunlar›n ortaya konulmas›, bu sorunlara iliflkin çözüm yollar›n›n belirlenmesi aç›s›ndan oldukça önemlidir (5). Yafll› bireyin de¤iflen yaflam koflullar›na uyum sa¤lama yete-ne¤i ile organizman›n iç ve d›fl etkenler aras›nda denge sa¤la-ma potansiyelinin azalsa¤la-mas› sonucunda, sosyal çözülme süre-cine girmesi yafll›l›k döneminin en önemli sorunudur. Bireyin sosyal çözülme sürecine girmesinde; fiziksel yafllanman›n ya-n› s›ra, efllerden birinin ölümü, emekli olma, çocuklar›n evden ayr›lmas›, farkl›laflan sosyal iliflkiler ve statü kayb›, yetersizlik duygusu ve ölüm korkusu gibi psiko-sosyal etkenler de rol oy-namaktad›r. Bununla birlikte yafll›l›k döneminde sosyal çözül-me sürecinin artmas›na ya da azalmas›na etki eden en önem-li faktör bireyin sosyo-ekonomik düzeyidir (6).

Ekonomik Sorunlar

Nüfus gruplar› içinde yoksul ve yoksullu¤a yak›n olanlar ara-s›nda yafll›lar oldukça önemli bir yer almaktad›r. Yoksul yafll›-lar›n, gelirlerinin büyük bir bölümünü temel g›da, temel ihti-yaçlar ve sa¤l›k harcamalar›n› karfl›lamak amac›yla kullanmak

zorunda kalmalar›, onlar›n sürekli olarak yetersiz beslenme, yetersiz bar›nma ve sa¤l›k ihtiyaçlar›n›n ihmal edilmesi riski ile karfl› karfl›ya kalmalar›na neden olmaktad›r. Özellikle yafll› ka-d›nlar erkeklere göre daha fazla yoksulluk içinde yaflamakta-d›rlar (7). Konuya iliflkin yap›lan araflt›rmalarda da yafll› kad›n-lar›n erkeklere göre ekonomik s›k›nt›lara daha fazla maruz kald›klar› bulunmufltur. Altm›fl befl yafl›n üstünde olma, yaln›z yaflama, k›rsal alanda yaflama, boflanm›fl, dul ya da hiç evlen-memifl olma gibi etkenler kad›nlar›n yoksulluk s›kl›¤›nda art›-fla neden olabilmektedir (8,9). Dünyadaki toplam üretimin 2/3’ünü oluflturan kad›nlar, dünya gelirinin sadece %5’ini al-maktad›rlar. Sadece geri kalm›fl ülkelerde de¤il, Avrupa Birli-¤ine üye ülkelerde de en yoksul kesimi kad›nlar oluflturmakta-d›r (10).

Son y›llarda bütün dünyada, yoksullu¤un ortadan kald›r›l-mas›n› hedefleyen politika ve uygulamalar üzerinde odaklan›l-m›fl olunmas›na karfl›n; yafll›lar birçok ülkede bu politika ve programlar›n d›fl›nda b›rak›lm›fllard›r. Ekonomik gücün payla-fl›lmas›nda cinsiyet eflitsizli¤i ve tutars›zl›klar›, kad›n ve erkek-lerde gelir getiren ifllerin eflit olmayan da¤›l›m›, kad›n giriflim-ciler için teknolojik ve finansal destek yoksunlu¤u, gayrimen-kul ve krediler baflta olmak üzere sermayelerin eflit olmayan flekilde kullan›m› ve kontrolü, ifl yaflam›na bafllama zorluklar›-n›n yan› s›ra baz› olumsuz geleneksel ve al›fl›lm›fl uygulamalar, kad›nlar›n ekonomik gücünü s›n›rland›rm›fl ve sonuçta yoksul-lu¤un feminizasyonu (yoksulyoksul-lu¤un kad›nlaflmas›) ortaya ç›k-m›flt›r. ‹fl yaflam›na ara vermeden çal›flmaya dayanan sosyal güvenlik sistemlerindeki eflitsizlik de, kad›nlar›n yoksullaflma-s›na katk›da bulunmaktad›r. Birçok toplumda boflanma, ayr›l-ma, evli olma ya da dul kalma gibi nedenlerle aile reisinin ka-d›n oldu¤u evlerde yaflayanlar yoksulluk riski ile daha fazla karfl› karfl›ya kalmaktad›rlar (11). Yoksullu¤un bir kad›n soru-nu olmas›n›n alt›nda yatan temel etmen “toplumsal cinsiyet ayr›mc›l›¤›”n›n adeta sosyal kabul görerek dikkat bile çekme-den yap›la gelmesi ile ilgilidir ve bu cinsiyet eflitsizli¤i kad›nla-r›n hayat›n›n her evresine yans›maktad›r (12,13).

Bugün dünyada 65 yafl›n üzerindeki pek çok kad›n›n geli-ri yoksulluk s›n›r›n›n alt›ndad›r (6). Kad›nlar›n küresel zengin-likten erkeklere göre çok daha az pay ald›¤› konusu üzerinde, son 25 y›ld›r konuflulmakla beraber, yoksullu¤un kad›nlar için gerçekten önemli bir sorun oldu¤u uluslararas› bir platformda ilk defa 1995 y›l›nda Pekin’de toplanan 4. Dünya Kad›n Kon-ferans›yla kabul edilmifltir. Bu konferansta hükümetler, kad›n-lar›n yoksullu¤unun erkeklerinki ile k›yaslanamayacak kadar h›zl› artt›¤›n› ifade etmifller ve yoksullukla mücadelenin en önemli unsurunun kad›n›n güçlendirilmesi oldu¤unu vurgula-m›fllard›r (10).

Ülkemizde yafll› kad›nlar›n ekonomik sorunlar›n›n temeli; geliflme ve kalk›nma süreçlerine çok yetersiz düzeyde kat›lma-lar› ve bu süreçlerden yararlanamamakat›lma-lar›na dayanmaktad›r.

(3)

Kad›nlar ço¤unlukla gelirden, ifl olanaklar›ndan tamamen yoksun olarak yaflamakta ya da sosyal güvencesi olmaks›z›n, düflük statülü ve düflük ücretli, genellikle de kay›t d›fl› sektör-lerde ya da tar›mda ücretsiz aile iflçisi olarak istihdam edilmek-tedirler (14). Ülkemizde kad›nlar›n iflgücüne kat›l›m oran› ol-dukça düflüktür ve y›llara göre sürekli bir azalma görülmekte-dir (1990 y›l›nda %34.1 iken 2002 y›l›nda %26.9’a düflmüfl-tür). Türkiye genelinde istihdam edilen kad›nlar›n %47.2’si ücretsiz aile iflçisi olarak çal›flmaktad›r (15). Köyden kente çü yo¤un olarak yaflayan ülkemizde, köyde ifl gücü içinde gö-rülen kad›n, kente gelindi¤inde yeterli e¤itime, mesleki bilgi ve beceriye sahip olmamas› nedeniyle kentteki ifl gücü piya-sas›na girememekte, ifl gücü d›fl›nda kalarak genellikle ev ka-d›n› olmaktad›r. Gelir azl›¤› nedeniyle çal›flmak zorunda olan kad›nlar ise sosyal güvencesi olmayan düflük gelirli ifller de ça-l›flmak zorunda kalmaktad›rlar. E¤itimsiz ve donan›ms›z ka-d›nlar›n yan› s›ra e¤itimli ve genç kad›n nüfusunda iflsizlik oranlar›n›n yüksek olmas›, kad›n istihdam›nda yaflanan sorun-lar aç›s›ndan önemli bir göstergedir. Ayr›ca gençlik dönemle-rinde çocuk yetifltirme kad›nlar›n çal›flma zamanlar›n›n büyük bölümünü kapsamakta, buna ek olarak gelecek güvencesi ol-mayan ve düflük ücretli ifllerde çal›flma gibi etkenler kad›nlar›n para kazanmak için erkeklerden daha az zaman harcamalar›-na, bu da kad›nlar›n yafll›l›kta elde ettikleri gelirin daha düflük olmas›na neden olmaktad›r (6,10,15).

Di¤er taraftan gençlik dönemlerinde ev d›fl›nda gelir geti-ren bir iflte çal›flmam›fl olan kad›nlar bugün ço¤unlukla eflleri-nin emeklilik gelirine ba¤›ml› kalmaktad›rlar. Efllerieflleri-nin ölümü durumunda bu gelir ödenmeye devam etse de miktar› düflürül-mektedir. Yafll› kad›nlar aras›nda ekonomik zorluklarla karfl›-laflma olas›l›¤› en yüksek olanlar, çal›flmayan boflanm›fl kad›n-lard›r. Çünkü gençlik dönemlerinde çal›flmayan bu kad›nlar, bofland›klar› efllerinin emeklilik gelirinden de faydalanama-makta ve yafll›l›klar›nda daha zor durumda kalabilmektedirler (16).

Tüm bu nedenlerle yafll› kad›nlar›n ekonomik s›k›nt›lara daha çok maruz kalmas›, ortaya ç›kan etkilere karfl› mücade-le etme konusunda yafll› kad›nlar›n erkekmücade-lere göre daha zay›f durumda olmalar›na neden olmaktad›r. Çünkü yafll› kad›nlar›n maruz kald›klar› ekonomik s›k›nt›lar, yaflam kalitesinin en önemli ö¤eleri olan; sa¤l›kl› olma, yeterli ve dengeli beslen-me, giyim, konut, ulafl›m, bofl zaman aktiviteleri, baflar›l› top-lumsal etkileflimler gibi yaflama iliflkin birçok gereksinimlerin karfl›lanma düzeyini de olumsuz yönde etkileyebilmektedir. K›sacas› yafll› kad›nlar›n yaflad›¤› ekonomik yetersizlikler, psi-kolojik ve sosyal sorunlar›n da temelini oluflturmaktad›r (8,17).

Psiko-Sosyal Sorunlar

‹lerleyen yaflla birlikte ortaya ç›kan psiko-sosyal de¤iflikliklere, yafll›lar›n gösterebilecekleri tepkiler aç›s›ndan yafll›l›ktaki uyum süreçleri ile iliflkili farkl› kuramlar ortaya ç›km›flt›r. ‹liflki kesme kuram›na göre yafll›l›kta iliflki kesme, üstlenilen rollerin ve kurulan iliflkilerin azalt›lmas›yla gerçekleflen bir süreçtir. Bu süreçte kifli etkin durumdan edilgen duruma geçer. Edilgen ol-du¤u için yeni roller üstlenemez ve yaln›zl›¤a mahkûm olur. Yafll› kiflilerin toplum d›fl›na itilmesini savunan bu görüfl, yan-l›fl sosyal politikalara da yol açaca¤› düflünülerek çok elefltiri alm›flt›r. ‹liflki kesme kuram›na tepki olarak etkinlik kuram› ge-lifltirilmifltir. Bu kurama göre bireyin çeflitli faaliyetleri ve yeni rolleri üstlenmesi yaflam doyumu üzerinde etkili bir rol oyna-maktad›r. Faaliyetlerini belirli bir düzeyde tutan ve sosyal dün-yalar›n›n k›s›tlanmas›na izin vermeyenler psikolojik olarak da-ha sa¤l›kl› olmaktad›r. Süreklilik kuram›na göre de birey tüm geliflim dönemlerinde sorunlarla nas›l bafl ettiyse, yafll›l›kta da benzer stratejiler kullanabilir. Fiziksel de¤iflimlere ra¤men as›l önemli olan yaflam doyumu, iyimser olma, düflük depresyon düzeyi ve alg›lanan kontrolün yüksek olmas›d›r. Bu özellikler baflar›l› yafllanman›n göstergelerindendir. Yaflamla iliflkisini kaybetmeyen kifliler “baflar›l›” yafll›lar olarak tan›mlanmakta-d›r. Yaflamdan duyulan tatmin, kiflisel hedeflere ulaflma, bire-yin yafla ba¤l› olanaklar› olabildi¤ince etkin biçimde kullanma-s› ve ayn› zamanda yafla ba¤l› kullanma-s›n›rl›l›klar› kabul edebilmesinin de baflar›l› yafllanma ile ba¤›nt›l› oldu¤u ileri sürülmektedir (18).

Yafll›l›k döneminde toplumsal rol, sorumluluk ve iliflkilerle ilgili pek çok de¤iflimin bir arada yaflanmas›, çocuklar›n ba-¤›ms›zl›klar›n› kazan›p evden ayr›lmas›, yak›nlar›n kayb›n›n yaflanmas›, baz› bireylerin kimliklerini, kendilerine güvenlerini kaybetmeleri gibi olumsuzluklarla bafla ç›kmaya çal›flma, önemli ölçüde stres yaflanmas›na ve psikolojik sorunlar›n or-taya ç›kmas›na neden olabilmektedir (15,20). Yafll›lar›n karfl›-laflt›¤› en önemli stres nedenleri aras›nda ise; herhangi bir ge-lirin olmamas›, rol ve statü kayb›, efllerden birinin ölmesi, ifli b›rakmayla ortaya ç›kan soyutlanma ve ifllevselli¤in kaybedil-mesi yer almaktad›r. Ancak eflin ölkaybedil-mesi, bireyin yaflam›n› ta-mam› ile yenilemesini, de¤ifltirmesini gerektirdi¤i için en a¤›r darbe olarak kabul edilmektedir. Eflini kaybetme, er ya da geç tüm yafll› bireylerin karfl›laflaca¤› bir durum olmakla birlikte, kad›nlar›n ortalama yaflam süresinin daha uzun olmas› nede-niyle bu durumla daha çok kad›nlar karfl› karfl›ya kalmaktad›r-lar (21).

Tüm yaflam› ve kendisinin bu geçici dünyadaki yerini alg›-layabilmek yani olumlu-olumsuz, ac›-tatl› yönleri ile bütün ya-flam› oldu¤u gibi kabul edebilmek ço¤u insan›n ulaflmak iste-di¤i bir amaçt›r. Yafll›l›kta kendini iyi hissedebilme birçok kay-ba ve strese karfl›n amaçlar› gerçeklefltirebilmenin kay-baflar›s›n›

(4)

alg›lama ile yak›ndan ilgilidir (20). Yap›lan bir araflt›rmada ile-ri yafllarda iyi olmay› engelleyen en önemli tehditlerden biile-ri- biri-nin yaflam amac›n› yitirmek ve s›k›lmak oldu¤u ortaya kon-mufltur. Ayn› araflt›rmada kat›l›mc›lar hasta ve depresif olma-d›kça kendilerini yafll› hissetmediklerini belirtmifllerdir. Bu du-rum yafll› bireylerin psikolojik özelliklerinin nedenli önemli ol-du¤unu aç›kça ortaya koymaktad›r (22).

Özellikle bat›l› toplumlarda sosyal deste¤in ve iliflkilerin gi-derek azal›yor olmas›, kiflilerin ruh sa¤l›¤› aç›s›ndan ciddi bir sorun oluflturmaktad›r. Yafll›l›kta ruhsal hastal›klara s›k rast-lanmakla birlikte ruhsal hastal›klardan daha s›k olarak ruhsal belirtiler ortaya ç›kabilmektedir. Örne¤in depresyon belirtileri ileri yafllarda oldukça s›k görülmektedir (23). Özellikle sosyal iliflkilerin azalmas›, yaln›z yaflama, yoksul olma, sevilen kiflile-rin kayb›, sayg›nl›¤›n ve bireysel yetkinli¤in azalmas› depres-yon geliflimini kolaylaflt›rmaktad›r. Efllerinden ayr›lm›fl ya da dul kalm›fl kiflilerde depresyon daha s›k görülmektedir (20). Konuya iliflkin yap›lan araflt›rmalarda yafll› kad›nlar›n erkekle-re oranla daha fazla psikolojik s›k›nt›larla karfl› karfl›ya kald›k-lar› belirtilmektedir. Yine ilgili literatürlerde yafll›lar aras›nda en fazla görülen ruhsal bozukluklardan birinin depresyon ol-du¤u, huzurevinde yaflama ve cinsiyet faktörünün depresyon-da etkili oldu¤u; huzurevinde yaflayan yafll›lardepresyon-da toplum içinde yaflayanlara göre, kad›nlarda ise erkeklere göre daha fazla depresyon görüldü¤ü belirtilmektedir (8,24). Ulusel ve arka-dafllar› taraf›ndan 2004 y›l›nda yap›lan araflt›rmada da kad›n-larda depresyon s›kl›¤›n›n erkeklere göre anlaml› düzeyde yüksek oldu¤u bulunmufltur (25).

Günümüzde birçok yafll› dul kad›n yaln›z yaflamakta ve yaln›z yaflaman›n neden olabilece¤i, güvensizlik ve korku, dö-nem dödö-nem yaflanan yaln›zl›k duygusu ve depresyon, birlikte yaflanacak arkadafl ya da efl özlemi ve gelecek kayg›s› gibi olumsuzluklarla mücadele etmek durumunda kalabilmektedir-ler (26). Bu durumda da kiflinin kendisiyle ilgili alg› ve tutum-lar› olumsuz yönde etkilenebilmektedir. Yafll›n›n kendisi hak-k›ndaki olumsuz duygu ve düflüncelerini de¤ifltirerek, sahip ol-du¤u niteliklere, yeteneklere ve kendine güven duymas›n› sa¤-lamak, onun yafll›l›k dönemini huzurlu ve mutlu geçirmesi aç›-s›ndan oldukça önemlidir (27).

Di¤er taraftan ev d›fl›nda çal›flm›fl olan yafll› kad›nlar emeklilik döneminde gelirin düflmesiyle meydana gelen eko-nomik güçlüklerin yan› s›ra ifllerinden ayr›lman›n neden oldu-¤u psikolojik etkilerle de mücadele etmek zorundad›rlar. Çün-kü çal›flma rolünün kayb›, kendini ifle yaramaz, toplumdan so-yutlanm›fl ve yaln›z hissetmeye dolay›s› ile de bir boflluk hissi-nin oluflmas›na neden olabilmektedir. Kad›nlar›n çal›flmas› onlara sadece sosyal statü kazand›rmakla kalmamakta, ayn› zamanda de¤iflik iliflkiler kurma ve amaçlar›n› belirleme olana-¤› da sa¤lamaktad›r. Bu konuda yap›lan araflt›rmalarda ev

d›-fl›nda çal›flm›fl olan yafll› kad›nlar›n ilgi alanlar›n› gelifltirdikleri, yaflamlar›ndan memnun olduklar› ve daha yüksek morale sa-hip olduklar›, hiç çal›flmam›fl kad›nlar›n ise yaflamdan duyduk-lar› memnuniyet düzeyinin ve morallerinin düflük oldu¤u, ay-r›ca çal›flan ve ev d›fl›nda sosyal ilgilerini devam ettiren kad›n-lar›n daha sonraki y›llarda daha az psikolojik sorunlar yaflad›-¤› belirtilmektedir (28).

Yafll› bireylerin yaflam›na iliflkin olumsuzluklar “yaflam›n sayg›nl›¤›”n›n örselenmesine yol açmakta ve yaflamdan duyu-lan tatmini azaltmaktad›r. Psikolojik refah›n ve yaflam kalite-sinin önemli bir belirleyicisi olan yaflam tatmininin ölçümleri; yaflama ba¤l›l›k ve isteklilik ya da yaflamdan s›k›lm›fl olma, ya-flama iliflkin sorumluluk alma iste¤i, bireylerin yapt›¤› ifllerde baflar›l› olma düzeyi, yaflama iliflkin olumlu düflünceler, ruhsal durum gibi faktörleri içermektedir (29). Gönen ve Özmete ta-raf›ndan 2003 y›l›nda yafll›lar›n yaflamdan duyduklar› tatminin cinsiyete göre farkl›l›k gösterip göstermedi¤ini belirlemek amac›yla yap›lan bir araflt›rmada kad›nlar›n yaflamlar›n› erkek-lere göre daha tatmin edici bulduklar› ancak flu andaki yaflam-lar›ndan erkeklere göre daha az mutluluk duyduklar› saptan-m›flt›r (29).

Yafll› bireylerin yaflam doyumunun genç bireylere göre da-ha düflük oldu¤u belirtilmekle birlikte, yaflam doyumu ile yafl aras›ndaki iliflkinin nedensel bir iliflki olmad›¤› söylenebilir. Yafll› insanlar›n yaflam doyumu düzeyi yaln›zca yafllanmalar›-na de¤il, daha çok d›fl koflullara ba¤l› görünmektedir. Art›k günümüzde d›fl koflullarla daha etkin biçimde bafl edebilen yafll›lar›n, yaflam doyumu ve psikolojik refah düzeyinin de da-ha yüksek olaca¤› düflünülmektedir (30).

Toplumda yaflayan her bireyin bir statüsü ve buna iliflkin bir rolü vard›r. Sosyal statüye ba¤l› olan roller bireyin formal ve informal düzeyde sosyal iliflkiler kurmas›nda ve gelifltirme-sinde etken olarak, yaflam›na canl›l›k verir, hareketlilik kazan-d›r›r. Ayn› zamanda bireyin yaflam›n› aktif olarak sürdürmesi-ne yol açar. Yafll›l›k dösürdürmesi-neminde önceden sahip olunan rolle-rin kaybedilmesi bireyin kendini ifle yaramaz hissetmeye bafl-lamas›na neden olabilir. Geçmiflte sahip olunan baz› temel sosyal rollerin yitirilmesi ve bu rollerin bir daha yerine getiri-lemeyecek olmas› temel bir problemdir (31).

Özellikle yafll› kad›nlar aç›s›ndan bak›ld›¤›nda, dul kalarak “efl olma” ya da emekli olarak “çal›flan” rolünün yitirilmesi, kad›nlar›n sosyal kimliklerini ve kendilerine olan güvenlerini de kaybetmelerine neden olabilmektedir. Çünkü ileri yafltaki kad›nlar›n e¤itim düzeylerinin daha düflük olmas›, dul kald›k-lar›nda genellikle evlenmemeleri ya da geleneksel cinsiyet rol-leri gere¤i daha çok eve ba¤›ml› olmalar›, yeni ifl ve u¤rafl›lar edinememeleri, yaflama aktif olarak kat›lamamalar›na neden olmaktad›r (21). Öte yandan komflu, arkadafl ebeveyn rolleri bir ömür boyu devam eder ve yafll›l›k dönemi yeni rollerin

(5)

ka-zan›ld›¤› bir dönem haline getirilebilir. Kazan›lan yeni roller yafll› bireyin aktif olmas›n›, sosyal iliflkiler kurmas›n› böylece de sosyal uyumunun sa¤lanmas›n› kolaylaflt›rabilmektedir (31).

Soysal uyum, bireyin etkinlik düzeyi ve yaflam tatmini ile yak›ndan iliflkilidir. Yafll›l›k dönemindeki sosyal etkileflimi in-celeyen araflt›rmalar, yak›n bireysel iliflkilerin yaflamdan duyu-lan tatmini artt›rd›¤›n› ve yafll›l›¤a uyum sa¤lamay› kolaylaflt›r-d›¤›n› ortaya koymufltur (32). Art›k tüm dünya ülkelerinde gi-derek önem kazanan yafll›lar›n toplumla bütünleflmesi, ifllev-selli¤inin artmas› ve yaflam kalitesinin yükseltilmesi konular› yafll›l›¤›n toplumsal de¤erinin göz önüne al›nmas›n› gerektir-mektedir. Yafll›n›n yafll›l›k döneminin problemleriyle bafl ede-rek, yafll›l›¤› kabullenmesinde, kendisini toplumda hala sevi-len, önem verisevi-len, sayg› duyulan bir birey olarak görmesinde, sa¤l›kl›, mutlu ve tatminkar bir yafll›l›k dönemi geçirmesinde, baflta aile üyeleri olmak üzere, akraba ve arkadafllar taraf›n-dan sa¤lanan informal yard›mlar son derece önemlidir (33). Çünkü aile ve arkadafl çevresi yafll› kiflilere hem toplumsal kimli¤in sürdürülmesi olana¤›n› hem de duygusal destek, maddi yard›m, bilgi ve hizmet sa¤lamaktad›r (31).

Terzio¤lu ve arkadafllar› taraf›ndan 2004 y›l›nda yap›lan araflt›rmada bireylerin yafl› ilerledikçe çocuklar, akraba ve ar-kadafllarla olan iliflkilerinde de¤ifliklik olmad›¤›, yafll›lar›n yar›-dan fazlas›n›n çocuklar› taraf›nyar›-dan özel günlerde veya ara s›-ra ziyaret edildikleri bulunmufl ve bu durumun toplumumuzun geleneksel de¤erlerine ba¤l› olarak sosyal dayan›flma içinde olmas›n›n, yafll›lar›n çocuklar› ve akrabalar›yla iliflkilerini yo-¤un bir biçimde sürdürmesinin bir kan›t› oldu¤u belirtilmifltir (34). Konuyu özellikle yafll› dul kad›nlar aç›s›ndan inceleyen araflt›rmalarda da yafll› dul kad›nlar›n k›z çocuklar›ndan, akra-ba ve arkadafllar›ndan ald›klar› yard›mlar›n onlarla olan iliflki-lerini güçlendirdi¤i ve bu iliflkilerin kad›nlar›n yaflamdan duy-duklar› mutlulu¤u olumlu yönde etkiledi¤i belirtilmektedir (1,32). Baran’›n 2005 y›l›nda yafll› ve toplumsal cinsiyet kav-ramlar›n› merkeze alarak, yafll›l›k sürecinde kad›n›n aile içi ka-rarlara kat›l›m›n› inceledi¤i araflt›rmada, yafll› erkeklerin aile içi karar alma sürecinde yafll› kad›nlara göre daha etkili oldu-¤u bulunmufltur. Di¤er yandan kad›n›n bu karar alma sürecin-de sosyo-ekonomik düzeyine göre kat›l›m›n›n artt›¤› da göz-lenmifltir. Ataerkil ideolojinin hakim oldu¤u toplumumuzda, yafll›l›kla birlikte kad›n›n artan söz hakk›n›n yine ataerkil ide-olojinin s›n›rlar› dahilinde oldu¤u belirtilmektedir (35).

Di¤er taraftan endüstrileflme, kentleflme ve teknolojik ge-liflmelere ba¤l› olarak ülkemizde de toplumsal yap›n›n h›zla de¤iflmesi, toplumsal kurumlar›, davran›fllar› ve de¤erleri etki-lemektedir. Bu nedenle yafll›larla iliflkiler aç›s›ndan toplumun de¤iflen koflullar›na geleneksel de¤erler çerçevesinde uyum sa¤layabilme ve ailenin yafll› üyelerine karfl› sorumluluklar›n› yerine getirebilmesi gittikçe zorlaflmaktad›r. Ayr›ca sosyal

gü-venlik sistemlerimizin kapsam›ndaki s›n›rl›l›klar, sosyal yard›m sistemimizin geliflmemifl olmas›, yafll›lara yard›m sa¤lama ko-nusunda aileye alt›ndan kalk›lmas› zor yükler getirmektedir. Son y›llarda yaln›zl›k ve yoksulluk durumlar›nda bile yafll›lara destek sa¤lamak toplumumuzun geleneksel kesimlerinde dahi giderek baflar›lmas› zor bir görev olmaktad›r (36).

Sonuç olarak, yafll› kad›nlar›n de¤iflen toplum yap›s› içeri-sinde yaflam kalitelerinin yükseltilebilmesi, yaflam kalitesini art›ran unsurlar›n sa¤lanabilmesine yönelik hizmetlerin geliflti-rilmesi ile mümkün olabilir. Bu nedenle kad›nlar›n yaflland›k-ça karfl›laflt›klar› ekonomik, psikolojik ve sosyal sorunlarla bafl edebilmeleri, ba¤›ms›z bir flekilde yaflamlar›n› sürdürebilmele-ri ve yaflam kalitelesürdürebilmele-rinin yükseltilebilmesi için;

• Yeterli ekonomik ve sosyal koruma sa¤layan politikalar›n gelifltirilip uygulanmas›, yoksullu¤un ortadan kald›r›lmas› amac›na yönelik strateji ve uygulama programlar›nda yal-n›z yaflayan ve yetersizli¤i olan yafll› kad›nlar›n ihtiyaçlar›-n›n öncelikle ele al›nmas›,

• Yafll› kad›nlar›n topluma aktif kat›l›m›n› sa¤layacak ola-naklar›n (bilgilendirme, e¤itim, sosyal ve kültürel faaliyet-lere kat›l›m, ulafl›m, evde yürütülen ifllerle ilgili hizmet yar-d›m› vb.) sa¤lanmas›, kendilerini gelifltirmelerine ve sa¤l›k-l› yafllanmalar›na olanak sa¤lay›c› ortamlar›n yarat›lmas›, • Yafll›lar›n ekonomik, psikolojik ve sosyal sorunlar›yla ilgili

tüm konularda yeterli dan›flmanl›k hizmetlerinin sa¤lan-mas›,

• Konuyla ilgili olarak kamu kurulufllar›, sivil toplum örgüt-leri ve meslek alanlar›n›n iflbirli¤i içinde çal›flmas› gerek-mektedir.

K

AYNAKLAR

1. Geraldine RJ, Conrad JG., Satisfaction in later life among wo-man 60 or over. Educational Gerontology 1997; 23:4, 297-314.

2. D‹E, Türkiye ‹statistik Y›ll›¤› 2003. T.C. Baflbakanl›k Devlet ‹s-tatistik Enstitüsü Matbaas›, Ankara 2004.

3. Chappell NL, Arrangement and sources of caregiving. Journal of Gerontology 1991; 46:1, 1-8.

4. Atalay B, Kontafl MY, Beyaz›t S, Madeno¤lu K. Türk Aile Ya-p›s› Araflt›rmas›. T.C. Baflbakanl›k Devlet Planlama Teflkilat›. Yay›n No: 2313, Ankara 1992.

5. Ghany AM. Quality of life from the perceptive of elderly, Ho-me Economics Research Journal 1997; 6:1, 38-47.

6. Gönen E, Hablemito¤lu fi. Yafll› kad›nlar›n ekonomik durumla-r› üzerine bir araflt›rma. A.Ü. Ziraat Fakültesi Yay›nladurumla-r›, Bilim-sel Araflt›rma ve ‹ncelemeler: 656, Ankara, 1990.

7. Canatan A. Yoksulluk ve Yafll›l›k. IV. Aile fiuras› Aile ve Yok-sulluk Bildirileri. (Ed: Rahime Beder) T.C. Baflbakanl›k Aile Araflt›rma Kurumu Baflkanl›¤› Yay›nlar›, No: 122, Ankara 2004.

(6)

8. Keith VM. Gender, financial strain, and psychological distress amoung older adults. Research on Aging 1993; 15:2, 123-147.

9. Brubaker TH. Families in later life: A Burgeoning research are-a. Journal of Marriage and the Family 1990; 52:11, 959-981.

10. Cömertler N. Kad›n›n Penceresinden Yoksulluk. IV. Aile

fiura-s› Aile ve Yoksulluk Bildirileri. (Ed: Rahime Beder) T.C. Baflba-kanl›k Aile Araflt›rma Kurumu Baflkanl›¤› Yay›nlar›, No: 122, Ankara 2004.

11. Yafllanma 2002 Uluslararas› Eylem Plan›. H.Ü. GEBAM,

An-kara 2002.

12. Ak›n A. Toplumsal Cinsiyet Bak›fl Aç›s›yla Yafll› Kad›n.

Yaflla-nan Kad›n Sempozyumu. H.Ü. Kad›n Sorunlar› Uygulama ve Araflt›rma Merkezi ve H.Ü. GEBAM, Ankara 2005.

13. Atauz S. Yaln›zl›k, Yoksulluk, Yafll›l›k. Yafllanan Kad›n

Sem-pozyumu. H.Ü. Kad›n Sorunlar› Uygulama ve Araflt›rma Mer-kezi ve H.Ü. GEBAM, Ankara 2005.

14. Kümbeto¤lu B. Afetler Sonras› Kad›nlar ve Yoksulluk.

Yoksul-luk, fiiddet ve ‹nsan Haklar› (Ed: Yasemin Özdek). TODA‹ ‹nsan Haklar› Araflt›rma ve Denetleme Merkezi Yay›n-lar›, Ankara 2002.

15. D‹E, Çal›flma ‹statistikleri 2000–2001. T.C. Baflbakanl›k

Dev-let ‹statistik Enstitüsü Matbaas›, Ankara 2002.

16. Anon, Economic and Social Implications of Population Aging.

Copyright United Nations All Rights Reserved Manufactured, USA 1988.

17. Kal›nkara V, Özgen Ö, Boran GA. Üniversiteler ve Gönüllü

Ku-rulufllar›n Yafll›lar›n Yaflam Kalitesini ‹yilefltirmeye Yönelik Ça-l›flmalar›. III. Yafll›l›k Kurultay›, Ankara 5-7 Ekim 1998.

18. Bayraktar R. Orta Yafl ve Yafll›l›kta Psiko-Sosyal De¤iflmeler.

Sa¤l›kl› ve Baflar›l› Yafllanma Sempozyumu H.Ü. GEBAM, An-kara 2004.

19. Bayraktar R. Yaflam›n ‹kinci Yar›s›na Farkl› Bak›fl. Geriatri

2002. H.Ü. GEBAM, Turgut Yay›nc›l›k ve Tic. A.fi., ‹stanbul 2002.

20. O¤uzhano¤lu NK. Yafllanma ve Psikiyatrik Sorunlar. II. Ulusal

Yafll›l›k Kongresi (Ed: Velittin Kal›nkara) Denizli Belediyesi, Pa-mukkale Üniversitesi ve Yafll› Sorunlar› Araflt›rma Derne¤i, Ho-roz Medya, 9-12 Nisan, Denizli 2003.

21. Harol GC. Later Life the Realities of Aging. Family Patterns in

Later Life. Englewood Cliffs, Simon &Schuster Comp., New Jersey 1993.

22. Baran AG. Yafll›l›¤›n ve Yaflam›n Anlam› Üzerinde Niteliksel

Araflt›rma. II. Ulusal Yafll›l›k Kongresi (Ed: Velittin Kal›nkara) Denizli Belediyesi, Pamukkale Üniversitesi ve Yafll› Sorunlar› Araflt›rma Derne¤i, Horoz Medya, 9-12 Nisan, Denizli 2003.

23. Yaflam Kalitesi Rehberi. H.Ü. GEBAM, Ankara 2003. 24. Bay›k A. ve ark. Huzurevinde Yaflayan Yafll›larda Depresyonun

‹ncelenmesi. I.Ulusal Yafll›l›k Kongresi. Yenimahalle Belediyesi ve Yafll› Sorunlar› Araflt›rma Derne¤i. Ankara 10-11 Ekim 2001.

25. Ulusel B, Soyer A, Uçku R. Toplum içinde yaflayan yafll›larda

günlük yaflam etkinliklerinde ba¤›ml›l›k düzeyi ve etkileyen risk etmenleri. Türk Geriatri Dergisi 2004;7(4): 199-205.

26. ‹çli T. Yaln›z yaflamak. Geriatri 2002. H.Ü. GEBAM, Turgut

Yay›nc›l›k ve Tic. Afi, ‹stanbul 2002.

27. Çamur S. Yafll›larda Yaflam Doyumunu Etkileyen Etmenler.

H.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Yay›nlanmam›fl Bilim Uzmanl›¤› Tezi, Ankara 1988.

28. Perkins K. Psychosocial implications of women and retirement.

Social Work 1992; 37:6, 526-532.

29. Gönen E., Özmete E. Olgun Gençlik ve Yaflam Tatmini. II.

Ulu-sal Yafll›l›k Kongresi (Ed: Velittin Kal›nkara) Denizli Belediyesi, Pamukkale Üniversitesi ve Yafll› Sorunlar› Araflt›rma Derne¤i, Horoz Medya, Denizli 9-12 Nisan 2003.

30. Onur B. Geliflim Psikolojisi. ‹mge Kitapevi Yay›nlar›, Ankara

1997.

31. Baran A.G. Yafll›l›¤›n sosyal statü ve roller bak›m›ndan analizi.

Yafll› Sorunlar› Araflt›rma Dergisi 2001; 1:1, 14-24.

32. Reinhard JD., Fisher CB. Kinship Versus Friendship: Social

Adaptation in Married Widowed Elderly Women. Lois Grau; Women in Later Years: Health, Social and Cultural Perspecti-ves. Harrington Park Press Inc., New York 1989.

33. fiener A, Öztop H, Güven S. Yafll› ve aile: sa¤l›kl› ve baflar›l›

yafllanma. H.Ü. Geriatrik Bilimler Araflt›rma Merkezi Yay›nlar›, H.Ü. Hastaneleri Bas›mevi, Ankara 2004.

34. Terzio¤lu G, Güven S, Hazer O, Öztop H, fiener A. Yafll›l›kta

Ekonomik ve Sosyal Yaflam: Yafll›l›k Gerçe¤i. H.Ü. GEBAM, H.Ü. Hastaneleri Bas›mevi, Ankara 2004.

35. Baran AG. Toplumsal Cinsiyet Ba¤lam›nda Yafll›lar›n Aile ‹çi

Kararlara Kat›l›m›. Yafllanan Kad›n Sempozyumu. H.Ü. Kad›n Sorunlar› Uygulama ve Araflt›rma Merkezi ve H.Ü. GEBAM, Ankara 2005.

36. Onat Ü. Sosyal Politikalar Aç›s›ndan Yafll›l›k. Geriatri 2002.

Referanslar

Benzer Belgeler

Benlik-alg›s› boyutlar› ile benlik-kurgusu temel boyutlar›n›n kutuplar› dikkate al›narak aralar›ndaki örüntüye ayr›nt›l› olarak bak›ld›¤›nda, bireysel

Gebelik öncesi döneme göre ikinci ve üçün- cü trimester’de görülen klinik düzelme istatistiksel ola- rak anlaml› bulundu (I trimester p>0.05, II trimester

Bu çal›flmada 30 mg/dl’nin üzerindeki Lp(a) düzeyleri sadece 55 yafl›n alt›ndaki genç erkekler için bir risk faktörü olarak bulunurken, kad›nlar için her yafl grubunda

Çal›flmam›zda, henüz belirgin sol ventrikül hi- pertrofisi geliflmemifl, sol ventrikül sistolik fonksi- yonlar› normal olan ve henüz sol kalp boflluklar›nda

Tarama testi trizomi 21 ve trizomi 18 için pozitif olan 213 olguya ek olarak eflik de¤eri 1/1000 olan nöral tüp defekti için testi pozitif olan 5 olgu daha mevcuttu.. Bu

Çocukluk ça¤›n›n hafif döküntülü bir hastal›¤› olan Rubella (k›zam›kç›k), gebelik döneminde geçirildi¤inde fetüste ciddi konjenital malformasyonlara neden ola-

Baumeister’a göre kendini be¤enme, tek bafl›na fazla olumlu bir fley olmad›¤› gibi,. baflkalar›n›n bir kiflinin zekas›, fizi¤i ya da erdemleri

‹nönü Üniversitesi T›p Fakültesi (Malatya/Türkiye), Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Poliklini¤i’ne baflvuran 18-45 yafl grubu kad›nlar›n serum örneklerinden mikroELISA