• Sonuç bulunamadı

GAGNE'NİN ÖĞRETİM MODELİYLE HAZIRLANAN ÖĞRETİM YAZILIMININ İLKÖĞRETİM 8. SINIF ÖĞRENCİLERİNİN MATEMATİK DERSİ KAREKÖKLÜ SAYILAR KONUSUNDAKİ AKADEMİK BAŞARISINA VE ÖĞRENCİ TUTUMLARINA ETKİSİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "GAGNE'NİN ÖĞRETİM MODELİYLE HAZIRLANAN ÖĞRETİM YAZILIMININ İLKÖĞRETİM 8. SINIF ÖĞRENCİLERİNİN MATEMATİK DERSİ KAREKÖKLÜ SAYILAR KONUSUNDAKİ AKADEMİK BAŞARISINA VE ÖĞRENCİ TUTUMLARINA ETKİSİ"

Copied!
162
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

İLKÖĞRETİM ANA BİLİM DALI

MATEMATİK ÖĞRETMENLİĞİ BİLİM DALI

GAGNE’NİN ÖĞRETİM MODELİYLE HAZIRLANAN

ÖĞRETİM YAZILIMININ İLKÖĞRETİM 8. SINIF

ÖĞRENCİLERİNİN MATEMATİK DERSİ

KAREKÖKLÜ SAYILAR KONUSUNDAKİ AKADEMİK

BAŞARISINA VE ÖĞRENCİ TUTUMLARINA ETKİSİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan ERTAN ÖZKÖK

ANKARA Nisan, 2010

(2)

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

İLKÖĞRETİM ANA BİLİM DALI

MATEMATİK ÖĞRETMENLİĞİ BİLİM DALI

GAGNE’NİN ÖĞRETİM MODELİYLE HAZIRLANAN

ÖĞRETİM YAZILIMININ İLKÖĞRETİM 8. SINIF

ÖĞRENCİLERİNİN MATEMATİK DERSİ

KAREKÖKLÜ SAYILAR KONUSUNDAKİ AKADEMİK

BAŞARISINA VE ÖĞRENCİ TUTUMLARINA ETKİSİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

ERTAN ÖZKÖK

Danışman: Yrd. Doç. Dr. Sırrı AYDINTAN

ANKARA Nisan, 2010

(3)

i

Konusundaki Akademik Başarısına ve Öğrenci Tutumlarına Etkisi” başlıklı tezi ………. tarihinde, jürimiz tarafından İlköğretim Anabilim Dalı Matematik Öğretmenliği Bilim Dalında YÜKSEK LİSANS TEZİ olarak kabul edilmiştir.

Adı Soyadı İmza

Başkan: ……….. ……… Üye (Tez Danışmanı): ………...…… …….………..

Üye: ……….. …..……….

Üye: ……….. …..……….

(4)

ii

Matematik yüzyıllardır süregelen bir olgu ile hayatımızın vazgeçilmeyen bir parçası durumundadır. Çünkü bazen tam idrak edemesek de yaşantımızın içinde matematiği farkında olmadan sürekli kullanmaktayız. İşte bu yüzden hayatla iç içe sunulan bir matematik eğitimiyle “Matematik benim ne işime yarayacak?” sorusundan öğrencilerimizi uzaklaştırmalı, onları tatmin eden cevaplar bulmalıyız.

Bilim ve teknolojinin çağ atlamasıyla birlikte bilişime ve bilgisayara insanoğlu olarak muhtaç hale geldik. Eğitim sisteminde de yeni bir uygulama olan Bilgisayar Destekli Öğretim (BDÖ)’den gelişmiş dünya ülkeleri büyük ölçüde faydalanmaktadır. Bizler de ülkemizdeki eğitim sistemine öğrencilerin ve öğretmenlerin ilgi alanlarına giren bilişimi dahil ederek daha verimli bir öğretim yöntemi uygulayabiliriz.

Eğitim ve öğretim tasarımcısı Robert M. Gagne yaptığı çalışmalar ve araştırmalar sonucunda kapsamlı bir öğretim tasarımı modellemiştir. Gagne’nin öğretim tasarımı modelinin bir öğretim yazılımına uygulanabilirliği ve hazırlanmış bu yazılımın öğrencinin akademik başarısı ve derse tutumuna etkisi de büyük önem taşımaktadır.

MEB’in getirmiş olduğu yeni eğitim sistemiyle birlikte öğrenciler biraz rahatlasa da özellikle matematik eğitiminde daha verimli öğretim yolları aranmaya devam edilmelidir. Öğrendiği bilgiyi ihtiyaç olarak gören ve onun kullanım alanını bilen, belki de en önemlisi öğrendiğini uygulama şansı bulan öğrenci için öğrendikleri kalıcı olacaktır.

Bu araştırmada, ilköğretim 8.sınıflarda matematik dersinde sayılar öğrenme alanının kareköklü sayılar alt öğrenme alanında; Gagne’nin öğretim tasarımı modeline göre bir öğretim yazılımı geliştirilmiş ve bu yazılımın öğrencinin akademik başarısı ile derse yönelik tutumuna etkisi araştırılmış, sonucunda ise elde edilen bulgulara dayalı olarak öneriler geliştirilmiştir. Çalışmanın matematik öğretmenlerine, matematik

(5)

iii

Bu araştırmanın hazırlanıp uygulanmasında pek çok kişinin ve kurumun emeği geçmiştir. Öncelikle çalışmanın her aşamasında bana yardımcı olan değerli hocam ve danışmanım Yrd. Doç. Dr. Sırrı AYDINTAN’a, başarı testinin ve öğretim yazılımının geliştirilmesinde yardımlarını esirgemeyen Yrd. Doç. Dr. Dursun SOYLU’ya, Yrd. Doç. Dr. Melek ÇAKMAK’a ve Yrd. Doç. Dr. Mehmet Akif OCAK’a, araştırmanın uygulaması esnasında yardımlarından çok istifade edip çalışmayı yaptığım ilköğretim okulundaki öğretmenlere ve birlikte yüksek lisans programına devam ettiğim arkadaşlarıma içtenlikle teşekkür ederim.

Ayrıca aylarca süren çalışmalarım boyunca bana manevi yönden desteklerini hiç eksik etmeyen aileme ve beni sürekli yüreklendirip, teşvik eden canım eşime çok teşekkür ederim.

Ertan ÖZKÖK

(6)

iv

GAGNE’NİN ÖĞRETİM MODELİYLE HAZIRLANAN

ÖĞRETİM YAZILIMININ İLKÖĞRETİM 8. SINIF ÖĞRENCİLERİNİN MATEMATİK DERSİ KAREKÖKLÜ SAYILAR KONUSUNDAKİ AKADEMİK BAŞARISINA VE ÖĞRENCİ TUTUMLARINA ETKİSİ

Özkök, Ertan

Yüksek Lisans Tezi, İlköğretim Anabilim Dalı, Matematik Bilim Dalı Tez Danışmanı: Yrd. Doç.Sırrı AYDINTAN

Nisan – 2010, 142 sayfa

Bu araştırma; ilköğretim 8.sınıflar matematik dersinde, sayılar öğrenme alanının kareköklü sayılar alt öğrenme alanında Gagne’nin öğretim modeliyle oluşturulan öğretim yazılımının bilgisayar destekli öğretim yöntemi yardımıyla uygulanarak, geleneksel öğretim yöntemine kıyasla öğrenci başarısını ve tutumunu belirlemek amacıyla yapılmıştır.

Araştırma öğrenci merkezli olup her öğrenciyi aktif hale getiren bir yöntemin etkisini ölçmeye yöneliktir. Bu amaçla, araştırmanın başlangıcında ilgili kaynaklar taranıp, gerekli bilgiler elde edildikten sonra bir araştırma projesi hazırlanmıştır. Araştırmada, tez projesinde belirtildiği gibi “farklı kontrol gruplu öntest-sontest modeli” kullanılmıştır.

Araştırmanın çalışma evrenini, Ankara İli Çankaya İlçesi ilköğretim 8.sınıf öğrencileri örneklemini ise Ankara İli Çankaya İlçesinde bulunan MEB’e bağlı ilköğretim okulundaki 8.sınıf öğrencileri oluşturmaktadır.

(7)

v

grubuna Gagne’nin öğretim modeliyle hazırlanan öğretim yazılımını bilgisayar destekli öğretim yöntemi ile kontrol grubuna ise geleneksel öğretim yöntemi ile ders işlenmiştir.

Veri toplama aracı olarak, öğrenciler için anlatılan kareköklü sayılar konusuyla ilgili başarı testi hazırlanmış ve her iki gruba uygulama öncesi, sonrası ve bitiminden yaklaşık bir ay sonra olmak üzere toplam üç kez yapılmıştır. Sorular çoktan seçmeli olup, kazandırılması hedeflenen davranışları kapsayacak şekilde hazırlanmıştır. Başarı testinin hazırlanması aşamasında 9.sınıf öğrencilerine deneme uygulaması yapılmış, uzman görüşüne başvurulmuş, testin madde analizi, geçerlilik güvenilirlik incelemesi yapılmıştır. Ardından uygulamaya geçilmiştir. Ayrıca öğrencilerin matematik dersine yönelik tutumlarını ölçmek amacıyla, deney ve kontrol gruplarına tutum ölçeği uygulanmıştır.

Verilerin çözümlemesi aşamasında, grupların ortalama puanları arasındaki fark t-testi ile sınanmıştır. Araştırmanın sonucunda; Gagne’nin öğretim modeliyle hazırlanan öğretim yazılımlı bilgisayar destekli öğretim yönteminin geleneksel öğretim yöntemine göre daha başarılı olduğu belirlenmiştir. Ayrıca Gagne’nin öğretim modeliyle hazırlanan öğretim yazılımlı bilgisayar destekli öğretim yönteminin öğrencileri derse daha iyi motive ederek, öğrencilerin başarısını ve derse olan ilgisini arttırdığı görülmüştür.

Anahtar Sözcükler (Kelimeler): Matematik, Matematik Öğretimi, Bilgisayar Destekli Öğretim, Gagne Öğretim Modeli, Geleneksel Öğretim Yöntemi

(8)

vi

THE EFFECT OF THE TEACHING SOFTWARE WHICH IS PREPARED WITH GAGNE’S TEACHING MODEL ON THE STUDENTS’ ACADEMIC

SUCCESS RATE IN MATHEMETICS SUBJECT ON SQUARE ROOTED NUMBERS TOPIC AND STUDENTS’ ATTITUDES AT THE

EIGHTH GRADE IN PRIMARY SCHOOL Özkök, Ertan

Master Thesis, Primary Development Mathematic Teaching Department Supervisor: Assist Pr.Sırrı AYDINTAN

April – 2010, 142 pages

This study is implemented to identify the effect of the teaching software which is prepared with Gagne’s teaching model implemented with computer based teaching method on students’ success rate and learners’ attitudes compared to traditional teaching method at primary school eight graders’ mathematics lesson on Square Rooted Numbers subtopic of Numbers learning area.

This study is student-centered and is aimed to effect of a learning approach that makes each student participate actively. For this aim, at the beginning of the study a research project is prepared after scanning related sources and getting necessary information. As mentioned in the thesis project, different control grouped pretest-final test model is used in this research.

This study is applied to eighth grader students at a state primary school in Çankaya city of Ankara.

(9)

vii

consisted of 27 students. The experimental group is taught by the teaching software prepared with Gagne’s teaching model using computer based teaching method, and the control group is taught with traditional teaching method.

As a means of data collection, an achievement test on square rooted numbers is prepared and it was applied to both experimental and control groups three times before the experiment, after the experiment and about one month’s time after the experiment. The test items, which consisted of multiple-choice questions, are prepared covering the objective behaviours. In the process of achievement test preparation, the test is implemented to ninth grader students and expert opinion is consulted. Then, examination of the item analysis, reliability and validity of the test is done. After that, it is put into practice. Moreover, for the aim of seeing the students’ attitudes about mathematics lesson, attitude measurement is applied to both the experimental and the control groups.

In the process of the data analysis, the difference between the mediation points of the groups is tested through t-test. In the result of the study, compared to traditional teaching method the computer based teaching method with the teaching software prepared using Gagne’s teaching model has been identified to be more successful in motivating the students to learn and raising their academic success rate besides their interest in the lesson.

Key Words: Mathematics, Mathematics Teaching, Computer Based Teaching, Gagne’s Teaching Model, Traditional Teaching Method.

(10)

viii

S.n

JÜRİ ÜYELERİNİN İMZA SAYFASI ….………i

ÖNSÖZ ………....ii

ÖZET ……….……….iv

ABSTRACT ………..………….vi

İÇİNDEKİLER ………..………..viii

TABLOLAR LİSTESİ ……….………...xiii

ŞEKİLLER LİSTESİ ………...…....xv

GRAFİKLER LİSTESİ ……….………...………....…..xvi

KISALTMALAR ………..……….…...…..xvii

l.BÖLÜM 1. GİRİŞ ……….………..1

1.1. Problem Durumu ……….………...1

1.2. Matematik Nedir? ……….………….3

1.3. Matematik Öğretiminin Genel Amaçları ………...3

1.4. İlköğretim Matematik Öğretimi ……..………...5

1.5. Geleneksel Öğretim Yöntemi ……….………..……….7

1.6. Bilgisayar Destekli Matematik Öğretimi ………..……….9

1.6.1. Eğitimde Bilgisayarın Kullanılması …….……….11

(11)

ix

1.6.4. Bilgisayar Destekli Öğretimin Yararları ……….…………..14

1.6.5. Bilgisayar Destekli Öğretimin Sınırlılıkları ………..………15

1.7. Gagne Yaklaşımı ………..………...……….16

1.7.1. Gagne’nin Öğretim Tasarımı Teorisi ..………..17

1.7.2. Öğrenme Ürünleri ……….………19 1.7.2.1. Sözel Bilgiler ……….….19 1.7.2.2. Zihinsel Beceriler ………...20 1.7.2.3. Bilişsel Stratejiler ………...………20 1.7.2.4. Motor Beceriler ……….…….21 1.7.2.5. Tutumlar ………...………..……21

1.7.3. Gagne’nin 9 Öğretim Etkinliği ………...……….21

1.7.3.1. Dikkat Çekme ……….………..………..23

1.7.3.2. Hedeften Haberdar Etme ………..………..24

1.7.3.3. Ön Koşul Öğrenmeleri Hatırlatma ……….…….….…..25

1.7.3.4. Uyarıcı Materyal Kullanma ………..…..25

1.7.3.5. Öğrenmede Rehber Olma ….………..26

1.7.3.6. Performansa Bakma …………...………26 1.7.3.7. Dönüt Sağlama ………..……….27 1.7.3.8. Değerlendirme ………...……….27 1.7.3.9. Kalıcılığı Sağlama ………..28 1.8. Araştırmanın Amacı ………..………...31 1.9. Araştırmanın Önemi ………..………..31

(12)

x 1.11. Alt Problemler ………...……….34 1.12. Sayıltılar ………...………..35 1.13. Kapsam ve Sınırlılıklar ………..………36 1.14. Tanımlar ………...………..36 ll.BÖLÜM 2. İLGİLİ ARAŞTIRMALAR ……….………38 lll.BÖLÜM 3. YÖNTEM ……….……….46 3.1. Araştırmanın Deseni ………..………..46

3.2. Çalışma Evreni ve Örneklem …...………48

3.2.1. Araştırma Modeli Gruplarındaki Öğrencilerin Dağılımı ……..…48

3.3. Veri Toplama Araçlarının Geliştirilmesi …………..………..…….48

3.3.1. Başarı Testi ………...………49

3.3.2. Tutum Ölçeği ……….………..….52

3.4. Uygulama ………...…………..53

(13)

xi

4. BULGULAR VE YORUMLAR ...58

4.1. Birinci Alt Probleme İlişkin Bulgular ve Yorumlar …...……….58

4.2. İkinci Alt Probleme İlişkin Bulgular ve Yorumlar ……….……….59

4.3. Üçüncü Alt Probleme İlişkin Bulgular ve Yorumlar ………..……….61

4.4. Dördüncü Alt Probleme İlişkin Bulgular ve Yorumlar …………..……….62

4.5. Beşinci Alt Probleme İlişkin Bulgular ve Yorumlar ………..……….64

4.6. Altıncı Alt Probleme İlişkin Bulgular ve Yorumlar ...………... ………….66

4.7. Yedinci Alt Probleme İlişkin Bulgular ve Yorumlar …..……….67

V.BÖLÜM 5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER ……….70

5.1. Sonuç ………...………70

5.1.1. Birinci Alt Probleme Ait Sonuçlar ………..…………..70

5.1.2. İkinci Alt Probleme Ait Sonuçlar ………..…....71

5.1.3. Üçüncü Alt Probleme Ait Sonuçlar ………..72

5.1.4. Dördüncü Alt Probleme Ait Sonuçlar ……….…..73

5.1.5. Beşinci Alt Probleme Ait Sonuçlar ………..…………...………..75

5.1.6. Altıncı Alt Probleme Ait Sonuçlar ………..………..76

5.1.7. Yedinci Alt Probleme Ait Sonuçlar ………..77

(14)

xii

EKLER ………..………88

Ek-1 : Belirtke Tablosu ……….……..…………..……….89

Ek-2 : 8.Sınıf Matematik Başarı Testi …………..……….91

Ek-3 : Matematik Dersi Tutum Ölçeği ……….……….98

Ek-4 : Deney Grubu Ders Plânları ………...………101

Ek-5 : Gagne Modelli Öğretim Yazılımı Sunumunun Dinleyici Notları ……….……108

Ek-6 : Deney Grubu Öğrencilerinin Ders Hakkındaki Görüşleri ..……….….130

Ek-7 : Deney Grubu Ders Fotoğrafları ………...….……134

Ek-8 : Kontrol Grubu Ders Fotoğrafları ………..….…..….……136

(15)

xiii

Tablo No S.n

Tablo 1. Geleneksel Öğretim Yönteminde Öğretmen İle Öğrencinin Rolleri ….…....…8

Tablo 2. Gagne’nin Öğretim Modeli ……….………23

Tablo 3. Kontrol Gruplu Öntest-Sontest Modelinin Simgesel Gösterimi ……..………46

Tablo 4. Kontrol Gruplu Öntest-Sontest Modelinin Araştırmada Kullanılan Şekli …..47

Tablo 5. Araştırmanın Çalışma Evreni ve Örneklem Tablosu ………...………48

Tablo 6. Belirtke Tablosu ………..……50

Tablo 7. Madde Güçlüğü ve Ayırt Ediciliği Yüzdeleri ………..……50

Tablo 8. Güvenilirlik Katsayısı Tablosu ………52

Tablo 9. Tutum Ölçeğinin Puan Değerlendirmesi ……….………53

Tablo 10. Deney ve Kontrol Gruplarının Öntest Başarı Puanları Arasındaki Farkın Analizi ………58

Tablo 11. Deney ve Kontrol Gruplarının Sontest Başarı Puanları Arasındaki Farkın Analizi..………...…60

Tablo 12. Deney Grubunun Öntest İle Sontest Başarı Puanları Arasındaki Farkın Analizi ...……61

Tablo 13. Deney ve Kontrol Gruplarının Hatırda Tutma Testi Başarı Puanları Arasındaki Farkın Analizi ………..……..63

Tablo 14. Deney Grubunun Sontest İle Hatırda Tutma Testi Başarı Puanları Arasındaki Farkın Analizi ……..……….………..………64

Tablo 15. Kontrol Grubunun Sontest İle Hatırda Tutma Testi Başarı Puanları Arasındaki Farkın Analizi …...…….………..………66

Tablo 16. Deney ve Kontrol Gruplarının Matematik Dersine Yönelik Tutum Ölçeğinden Aldıkları Puanlar Arasındaki Farkın Analizi .………….………68

(16)
(17)

xv

Şekil No S.n

Şekil 1. Eğitim ve Öğretim Sürecinin Modeli .………. ….………..……4 Şekil 2. Öğretim Yazılımı Sisteminin Modeli .………..……….………10 Şekil 3. Gagne’nin Öğrenme Aşamaları .……….………..………30

(18)

xvi

Grafik No S.n

Grafik 1. Deney ve Kontrol Gruplarının Öntest Başarı Puanları Ortalamaları .………59

Grafik 2. Deney ve Kontrol Gruplarının Sontest Başarı Puanları Ortalamaları .……...60 Grafik 3. Deney Grubunun Öntest ve Sontest Başarı Puanları Ortalamaları .…...……62 Grafik 4. Deney ve Kontrol Gruplarının Hatırda Tutma Testi Başarı Puanları Ortalamaları ………63 Grafik 5. Deney Grubunun Sontest İle Hatırda Tutma Testi Başarı Puanları Ortalamaları ………65 Grafik 6. Kontrol Grubunun Sontest İle Hatırda Tutma Testi Başarı Puanları Ortalamaları ………67 Grafik 7. Deney ve Kontrol Gruplarının Matematik Dersine Yönelik Tutum Ölçeği Puanları Ortalamaları ………..…68 Grafik 8. Deney ve Kontrol Gruplarının Öntest Başarı Puanları Ortalamaları ….……71 Grafik 9. Deney ve Kontrol Gruplarının Sontest Başarı Puanları Ortalamaları .…...…72 Grafik 10. Deney Grubunun Öntest ve Sontest Başarı Puanları Ortalamaları …..……73 Grafik 11. Deney ve Kontrol Gruplarının Hatırda Tutma Testi Başarı Puanları Ortalamaları ………74 Grafik 12. Deney Grubunun Sontest ve Hatırda Tutma Testi Başarı Puanları Ortalamaları ………75 Grafik 13. Kontrol Grubunun Sontest ve Hatırda Tutma Testi Başarı Puanları Ortalamaları ………76 Grafik 14. Deney ve Kontrol Gruplarının Matematik Dersine Yönelik Tutum Ölçeği Puanları Ortalamaları ………….………....…….……77

(19)

xvii

APK : Araştırma Planlama ve Koordinasyon Birimi

BDE : Bilgisayar Destekli Eğitim BDÖ : Bilgisayar Destekli Öğretim

BDME : Bilgisayar Destekli Matematik Eğitimi

ITEMAN : Item and Test Analysis Program (Madde ve Test Analizi Programı) İ.Ö.O. : İlköğretim Okulu

MEB : Milli Eğitim Bakanlığı

ÖT : Öntest

P : Anlamlılık Derecesi

S.n : Sayfa no

SPSS : Statistical Package for the Social Sciences (İstatistiksel Analize Yönelik Bilgisayar Programı )

ST : Sontest

TIMSS : Third International Mathematics and Science Study (Üçüncü Uluslar arası Matematik ve Fen Araştırması)

(20)

l.BÖLÜM

1.GİRİŞ

1.1. Problem Durumu

Bugün dünyada bilişim teknolojisine dayalı hızlı bir değişim süreci yaşanmaktadır. Bu teknoloji insan düşünce gücünü etkileyip yaratıcılığa üstel oranda güç kattığı bir dönemi de beraberinde getirmiştir. Aslında bilişim teknolojisi insana özgü davranışları yaratabilme ve bazı yetenekleri kazandırma çabalarına yönelik yazılımlarla işlerlik kazanan bilgisayar ve iletişim alt yapılarından oluşur (Hacısalihoğlu, 2003).

Eğitim sistemi nitelikli insan yetiştirirken teknolojik gelişmeler, bireysel ihtiyaçlar ve toplumsal ihtiyaçları dikkate almaktadır. Eğitim sisteminde yapılan değişiklikler öğretim programında yer aldığı sürece etkili olacaktır. Program, yapılması gereken bir işin bölümlerini, her bölümün yapılış sırasını, zamanını ve nasıl yapılacağını gösteren bir tasarıdır. Her önemli iş gibi eğitim de programlı olarak yapılması gereken işlerdendir. Çünkü yeni yetişen nesillerin eğitimi toplumların geleceğinin en önemli belirleyicilerinden birisidir. Bu sebeple eğitim tesadüfe bırakılamaz, plânlı, düzenli ve kontrollü olmalıdır (MEB, 1998).

Matematik eğitim sistemimiz incelendiğinde son yıllara kadar geleneksel matematik eğitimi yaklaşımının uygulandığı görülebilir. Bu yaklaşımda bilgiler küçük beceri parçacıkları halinde öğrenciye verilir ve ardından alıştırmalarla öğrenciden bilgiyi pekiştirmesi beklenir. Böyle bir öğrenme ortamında öğrenci pasif öğrenen konumundadır. Her zaman en iyi şekilde bilen kişi öğretmendir. Bu sistemde öğrenciyi

(21)

ezbere dayalı bir şekilde öğrenmeye itmektedir. Sonuç olarak, öğrenciler daha önce çözümü gösterilmeyen problemleri çözer hale gelir (Olkun ve Toluk, 2004).

Bu bilgiler bize artık matematik öğretiminin değişim göstererek çağın şartlarına ve hızına uygun hale gelmesi gerektiğini söylemektedir. Özellikle bilgisayar desteğinden istifade etmek, teknolojik gelişmeleri matematik öğretimine uyarlamak; hem çağı yakalamamızı hem de öğretmenler ve öğrencileri zinde tutmamızı sağlayacaktır.

Ülkemizde de matematik öğretiminin gerekliliği toplumun büyük çoğunluluğu tarafından tartışmasız kabul edilmektedir. Ancak, ilk ve ortaöğretim okullarındaki öğrencilerin, en çok başarısız olduğu derslerin başında matematik gelmektedir (Güven, 1996).

Bu sebeple ülke öğrencilerinin matematik başarı düzeylerini öğretim programlarını ve okul ortamlarını karşılaştırmalı araştırmayı amaçlayan, eğitim alanında en büyük uluslararası çalışma olan TIMSS’in (1999) araştırmasında 38 ülke arasında Türkiye başarı sıralamasında maalesef matematikte genelde 31. ve geometride ise 34. sırada yer alabilmiştir.

Türkiye’de çoğunlukla öğrenciler, genel olarak matematik dersinin özel olarak ise geometrinin zor olduğunu belirterek matematiğe karşı olumsuz tutum sergilemektedirler (Baykul, 2002).

Ancak öğretmenin uyguladığı öğretim yöntemine bağlı olarak öğrencilerdeki bu olumsuz kanaat değişim göstermektedir. Dolayısıyla öğrenci ile daha sağlıklı bir şekilde etkileşim içinde olabilmek için dersi hem cazip biçime getirebilmek hem de öğretimi adım adım uygulayabilmek gerekir. Bu sebepten Gagne’nin öğretim modelinin öğrencilere bilgisayar destekli öğretim ile verilmesi karşılaşılan bu sıkıntıların çoğundan bizleri arındıracaktır.

(22)

1.2. Matematik Nedir?

Matematik terim anlamı olarak; biçim, sayı ve çoklukların yapılarını, özelliklerini ve aralarındaki ilişkileri inceleyen bilim dalıdır.

Aslında matematiğin anlamı ve tanımı insanoğlunun matematiğe karşı olan ihtiyacına, ilgilendiği konularına, amacına, deneyimlerine, tutumlarına vb. kısacası hayata bakışı açısına göre farklılık gösterir. Bu yüzden asırlar boyunca değişen hayat şartlarına göre, matematiğin tanımı hep değişik biçimlerde yapılmıştır. Örneğin, ihtiyaçlara ve ilgi alanlarına göre matematik; günlük yaşamdaki hesaplamalarda, problemlerde başvurulan bir sayma ve ölçme, bazı sembollerden oluşmuş bir mantık sistemi ya da kainatı anlamada kullanılan bir bilim olarak tanımlanmıştır.

“Matematik bilimde olduğu kadar günlük yaşayışımızdaki problemlerin çözülmesinde de kullandığımız önemli araçlardan biridir” (Baykul, 2002:19).

Matematik insan zekâsının çevreyle etkileşimi sonucu şekillenmiştir. Etkileşim sonucunda sayılar ortaya çıkmış, daha sonra sayı kümelerinin oluşmuştur. Bu gelişmeler, matematiğin mantıksallığının yanında kavramlardan kurulu bir sistem olmasına da temel olmuştur.

Matematik, ardışık soyutlama ve genellemeler süreci olarak geliştirilen fikirler (yapılar) ve bağıntılardan oluşan bir sistemdir (New South Wales Department of Education and Australion Council for Educational Research, 1972).

Matematik, evrensel ve soyut iletişim ve tüm bilimlerin ortak dilidir. Galileo, yıllar önce “ Bilim gözlerimiz önünde açık duran evren dediğimiz o görkemli kitapta yazılıdır. Ancak yazıldığı dili ve alfabesini öğrenmeden bu kitabı okuyamayız. Bu dil matematiktir; bu dil olmadan kitabın bir tek sözcüğünü anlamaya olanak yoktur ”demiştir (Ersoy, 2000).

1.3. Matematik Öğretiminin Genel Amaçları

Matematik müfredatında yer alan kazanımların benimsetilmesi matematik öğretmenlerinin dolayısıyla matematik dersinin asıl amacıdır. Bu yüzden hedeflenen,

(23)

yüklenilen bu misyon karşısında gerekli olacak bütün materyaller, temel araçlar, öğretim stratejileri, yöntem ve teknikler bu doğrultuda özenle seçilmelidir.

“Matematik eğitiminin başlıca amacı kişiyi, aritmetik, cebir ve geometrinin temel bilgileriyle donatmanın yanı sıra, düşünmeye yöneltmek; akıl yürütmelerinde ulaştığı sonuçlarda tutarlı olma duyarlılığına ulaştırmaktır” (Yıldırım, 2000:158).

Eğitim amaçlarının hangi kaynaklardan beslendiğini ve hangi alanlara hitap ettiğini Şekil-1 göstermektedir.

Şekil 1: Eğitim ve Öğretim Sürecinin Modeli

Bunun yanı sıra ilköğretim matematik eğitiminin amaçlarından biri de öğrencileri bir üst öğrenime yani ortaöğretime hazırlamaktır. Dolayısıyla öğrencilere problem çözme becerilerinin yanında eleştirel düşünme ve analitik düşünme gibi zihinsel becerilerinde kazandırılması amaçlanmıştır.

AMAÇLAR Toplum Bilgi Alanları Psikomotor Duyuşsal Bilişsel Öğrenciler KAYNAKLAR ALANLAR

(24)

Matematiğin yapısına uygun olarak yapılması gerekenler ise öncelikli olarak matematikle ilgili kavramların, işlemlerin ve bu kavramlar ile işlemler arasındaki bağların öğrenilmesine rehberlik etmek, yardımcı olmaktır. Matematiksel işlem becerisinin kazandırılması ise sonradan işlenmelidir.

Matematik öğretiminin genel amaçları MEB öğretim programında şu şekilde ifade edilmektedir:

Öğrencilerde mantıksal düşünme yeteneğini geliştirme,

Günlük hayatta karşılaştığı problemlerin çözümünde mevcut koşulları doğru değerlendirme,

Mümkün olduğu hallerde bilgiyi nicelleşmiş verilerle ortaya koyma alışkanlığı kazandırma,

Öğrencilere soyutlama yapma alışkanlığı kazandırma,

Öğrencilere özelleştirme ve genelleştirme yapma alışkanlığı kazandırma ve buna bağlı olarak sezgisel düşünceyi geliştirme,

Estetik değerleri geliştirme,

Bir problemin değişik yollarla çözülebileceğinden hareketle farklı görüş ve düşüncelere zihnen açık olabilme ve onlara saygı duyma alışkanlığını kazandırma (MEB, 1992:10).

1.4. İlköğretim Matematik Öğretimi

Matematik, bilim ve sanatta kullanıldığından daha fazla bir biçimde günlük hayatımızda karşımıza çıkmakta ve farkında olmadan da olsa bireyler tarafından kullanılmaktadır. Bu yüzden ilköğretim programının ilk günlerinden itibaren matematik dersi müfredata yerleşmiş ve planlanmış şekilde öğrencilere anlatılmaya başlanmaktadır. Belirlenen bu ilkeler doğrultusunda sekiz yıllık eğitim süreci devam etmektedir. Türk eğitim sisteminin ilköğretim matematik programının başlıca iki görevi şunlardır:

Bireylere toplum hayatında gerekli olan bilgileri öğretmek. Bir üst kademe olan ortaöğretim için öğrencileri yetiştirmektir.

Matematik insan aklının yarattığı en büyük değerdir. Çağlardan çağlara taşınan, ulusal sınır tanımayan etkili, sağlam ve evrensel bir kültürdür. Çağdaş bilim ve tekniğin

(25)

temel amacıdır. Buna ek olarak bilgiler matematiksel yöntemlere dayanmak zorundadır. Günlük yaşamda da vazgeçilmezdir. Matematik büyüyerek, gelişerek, insanlığa hizmet etmektedir. Bu nedenle matematik öğretimi bütün dünya ülkelerinde özel bir önem ve özelliğe sahiptir (MEB, 1996).

Özellikle matematik dersinin öğrencilerin gözünde sevimsiz, zor, sıkıcı ve soyut kavramlardan oluşan bir yapı olarak yer etmesi, matematik eğitim ve öğretimine de ayrı bir boyut kazandırması gerekir. Bununla birlikte matematiğin günlük hayattaki yerinin ne derece önemli olduğu herkes tarafından bilinmektedir. Dolayısıyla bir çözüm hamlesi olarak, öğrencilerin eğitim ve öğretimle tanıştığı ilk yıllar olan ilköğretim döneminde bu anlayış tamamen yıkılmalı ve yetişen yeni nesiller matematikle barışık bireyler olarak öğretim hayatlarına devam etmelidirler.

Yukarıdaki bilgilerin belirttiği çerçevede öğrencilerin matematik dersine karşı edindikleri olumsuz tutumlar, matematik dersine öğrencilerin kendi kendine çalışmasının yönlendirilmesi, öğrencilere çoğunlukla bireysel ödevlerin verilmesi ve günlük yaşam ile matematiğin bağdaştırılmamasından kaynaklanmaktadır.

İlköğretimde matematik dersinin genel hedefleri şöyle sıralanabilir: Matematiğe karşı olumlu tutum geliştirebilme,

Matematiğin önemini kavrayabilme,

Varlıklar arasındaki temel ilişkileri kavrayabilme, Zihinden hesaplamalar yapabilme,

Dört işlemi (toplama, çıkarma, çarpma ve bölme) yapabilme, Problem çözebilme,

Problem kurabilme,

Çalışmalarda; ölçü, grafik, plan, çizelge ve cetvelden yararlanabilme, Temel işlemleri (yüzde, faiz, ıskonto vb .) yapabilme,

Zaman, yer ve sayılar arasındaki ilişkiler arasında açık ve kesin fikirler kazanabilme,

Matematik dersinde edinilen bilgi ve becerileri diğer derslerde kullanabilme,

Geometrik şekiller arasındaki ilişkileri kavrayabilme, Geometrik şekillerin alan ve hacimlerini hesaplayabilme,

(26)

Çevredeki eşyaların şekilleri ile kullanımları arasındaki ilişkileri kavrayabilme,

Basit cebirsel işlemleri yapabilme,

Birinci dereceden bir ve iki bilinmeyenli denklem sistemlerini kullanarak problem çözebilme,

Trigonometri hesaplarını yapabilme,

İstatistik bilgilerini kullanarak grafik çizebilme,

Permütasyon ve olasılıkla ilgili hesaplamalar yapabilme,

Tümevarım ve tümdengelim yöntemleri ile düşünerek çözümlemeler yapabilme,

Bilimsel yöntemin ilkelerini problem çözmede kullanabilme, Çalışmalarda düzenli, dikkatli, sabırlı olabilme,

Araştırıcı, tarafsız, önyargısız, yerinde karar verebilen, açık fikirli ve bilginin yayılmasının gerekliliğine inanan bir kişiliğe sahip olabilme, Yaratıcı ve eleştirel düşünebilme,

Karşılaştığı problemleri çözebilecek yöntemler geliştirebilme, Estetik duygular geliştirebilme (MEB, 2000).

1.5. Geleneksel Öğretim Yöntemi

Geleneksel öğretim yöntemi çoğunlukla düz anlatıma dayanan, hedefleri belirli ve öğretmenin merkezde bulunduğu bir öğretim sürecidir. Bu öğretim yönteminin matematik dersine uyarlaması ise öğrencinin öğretmeni dinleyerek tahtayı defterine geçirdiği, öğrencinin bireysel olarak çalıştığı ve çoğu zaman da derse katılımın olmadığı bir öğretim sürecidir.

Saban’a (2002) göre, geleneksel yöntem; “ Hazırlık, öğretim, denetim, alıştırma ve gözden geçirme şeklinde beş aşamadan oluşmaktadır. Buna göre, geleneksel öğretim açısından öğrenme, öğretmenin dersin başında öğrencilerin dikkatini derse toplaması, belli bir konu hakkındaki bilgilerin veya becerilerin öğrencilere direkt olarak öğretmesi, söz konusu bu bilgilerin veya becerilerin öğrenciler tarafından kazanılıp kazanılmadığını kontrol etmesi (ve eğer kazanılmadı ise onları tekrar öğretmesi), öğrenmenin öğrenciler tarafından içselleştirebilmesi için onları pratik etmeye yöneltmesi ve öğrencilerin

(27)

öğrenmesinin periyodik olarak gözden geçirmesi ve değerlendirmesi sonucunda oluşur.”

Geleneksel öğretimde, öncelikli amaç işlem yapma becerisini geliştirmektir. Standart bir testten iyi bir puan veya derece almak için doğru cevabın verilmesi yeterlidir. Öğretmen veya cevap anahtarı, öğrencilerin cevaplarının doğruluğunu kontrol eden araçlardır. Geleneksel öğretimde, sorulara hızlı bir şekilde doğru cevap vermek, cevabı bulmak için düşünmekten daha değerlidir. Bir problemin çözümünü, mantığını, çözüm sürecini kavrayabilme, süreci ifadelendirebilme, eşleştirebilme gibi öğrencilerin matematiksel düşünmelerinin gelişimine katkıda bulunacak davranışlar ihmal edilmektedir (Dursun ve Dede, 204:227).

Geleneksel öğretim yönteminin kitaplara bağlı ve bağımlı kalması, öğrencilerin kendi kendine öğrenme becerisini köreltmekte, onları girişimcilikten uzaklaştırmaktadır. Aksine bu yöntemle öğretime maruz kalan öğrenciler, pasif öğrenen konumuna geçerek ezberciliğe alışmaktadır. Bu durum öğrencilerde matematiğe karşı bir ilgisizlik ve soğuma meydana getirebilir. Rosenthal’ın (1995) “ Matematik dersleri genellikle öğrencileri pasif olmaya ve dersten soyutlayarak yalnızlığa iten geleneksel ders anlatma formatında yürütülmektedir. Fakat matematik öğretiminde kullanılan geleneksel eğitim anlayışında çok büyük sınırlılıklar vardır. Tipik matematik sınıflarında başarılı olmak için potansiyel taşıyan çok sayıda öğrenci matematiğe karşı ilgisizleşmekte ve matematik öğrenmekte başarısız olmaktadır.” sözleri de bu görüşü desteklemektedir. Ayrıca öğretmen ile öğrencinin ders esnasındaki rolleri Tablo-1’de gözlenebilir.

Tablo 1

Geleneksel Öğretim Yönteminde Öğretmen İle Öğrencinin Rolleri

Öğretmen Öğrenci

Derste aktiftir. Derste pasiftir.

Merkezde bulunur. Dinleyici konumundadır.

Düz anlatım uygular. Ezberler.

Bilgileri direkt olarak verir. Soyut düşünebilme yeteneği gelişmez. Bilgileri kısa sürede hızlı bir şekilde verir. Olayları yeterince yorumlayamazlar. Öğrencinin öğrenme güdüsünü devam ettirir. Öğrenmede zorlanır ve sıkılır.

(28)

Geleneksel öğretim yöntemi öğrencilerin bilgiyi kendi iç dünyasında yeniden yapılandırmaya izin vermez, aksine bilgiyi ezberleterek yüzeysel olarak öğrenmesini sağlar. Dolayısıyla öğrencinin bilgiyi kullanma ve problem çözme becerilerinin gelişimi eksik kalır. Laws, Sokoloff ve Thornton (1999), geleneksel öğretimle ilgili şu maddelere ulaşmışlardır:

Standart hesaplama becerisi içeren problemleri çözmek, öğrencinin anladığının belirtisi değildir.

Geleneksel öğretim sonucunda genel olarak tutarlı kavramsal bir anlayış oluşamamaktadır.

Bazı kavramsal zorlukların üstesinden geleneksel öğretimle gelinememektedir. Mantık yürütme becerisi geleneksel öğretimle kazandırılamamaktadır.

Kavramsal arası bağlantılar, formel sunumlar (grafiksel – cebirsel –şemasal gösterimler) ve gerçek hayat tecrübesi geleneksel öğretim sonunda oluşmamaktadır.

Düz anlatım şeklinde yapılan öğretim öğrencilerin büyük çoğunluğu için etkisiz bir öğretim yöntemidir.

Sonuç olarak geleneksel öğretim yöntemi, daha öğretime başlamadan önce belirlenen hedeflere ulaşmada etkili olamamış, eğitim amaçlarını yerine getirememiştir. Dolayısıyla bu öğretim yöntemini ve uygulamaları sorgulanarak, yerine öğrenciyi daha etkin kılan yeni yaklaşımlar ve öğretim yöntemleri getirilmesine gereksinim duyulmuştur.

1.6. Bilgisayar Destekli Matematik Öğretimi

Amerika Ulusal Matematik Öğretmenleri Komitesi’nin yayınladığı bildiriye göre; öğretmenler, matematik derslerinde bilgisayarı, kavramları öğretmede, soyut matematiksel düşünceleri geliştirmede ve problem çözme işlemlerini öğretmekte kullanabilirler. Bilgisayarın matematik dersinde yer almasıyla birlikte öğrencilere kazandırılması hedeflenen davranışlar daha kısa sürede verilmiş olunacak, ayrıca bilgisayar matematik alanında yaratıcı düşünceyi geliştirici bir rol oynayacaktır.

(29)

ÖĞRENCİ ÇALIŞMA YAPRAKLARI ÖĞRETMEN DERS YAZILIMI

Bilgisayar destekli matematik derslerinde grup çalışmaları ile oluşan sosyal ortam, öğrencilerin matematiksel etkinlikler üzerine düşüncelerini yansıtmalarını özendirmekte ve konu hakkında bildiklerini arkadaşları ile tartışarak fikirlerini paylaşabilme imkanı vermektedir (Baki, 2006).

Bilgisayar ilköğretim matematik öğretiminde birinci kademede somut kavramların öğretiminde, alıştırmaların çözümünde rahatlıkla kullanılabilir. İkinci kademede ise öğretim alanı daha da genişleyerek soyut kavramların da ele alınması sağlanır.

Bilişim teknolojisinin öğretimde yardımcı olarak kullanılması, öğretmenin geleneksel rolünden yavaş yavaş sıyrılıp, değişen görev ve işlevler yüklenmesini gerektirir. Televizyon, video kasetleri, film, dia, bilgisayar gibi görmeye – duymaya ve etkileşime açık teknolojik araçların devreye girmesi ile öğretmen temel bilgi kaynağı olmaktan çıkmış, öğrenmeyi izleme, yönlendirme ve geliştirme yönünde bir rehber, bir yol gösterici görevini üstlenmiştir (Kirnik, 1998).

Burada önemli olan bir husus şudur ki; bilgisayar destekli etkinliklerin matematik müfredatının içerisine nasıl serpiştirilip, onu zenginleştirilebileceğinin ayrıntılı bir biçimde irdelenmesi gerekir. Çünkü onu uygulayacak ve kullanacak olan öğretmenler ile öğrencilerin merak duyacağı, ilgi alanlarına hitap eden çalışmalar yer almalıdır. BDMÖ için yazılımın ne derece eğitimle alakadar olduğu Şekil-2’de daha rahat gözükmektedir.

(30)

1.6.1. Eğitimde Bilgisayarın Kullanılması

20. yüzyılın son çeyreğine girildiğinde bilgisayar toplumları yoğun bir şekilde etkilemiş, Alkan (1986) gibi birçok eğitim teknoloğunun da belirttiği gibi gelişmekte olan ülkeler ise eğitimin tümünü bu bilgisayar sistemleriyle donatmak için çaba sarf etmişlerdir. Örneğin Heddens ve Speer’ın araştırmalarına göre ABD’de 1981 yılında okulların %18’inde öğretim amaçlı tek bir bilgisayar bulunurken, bu oran 1995 yılında %99’lara çıkmış ve artık 2000’li yıllardan itibaren de bu oran okullarda 6 öğrenci başına bir bilgisayar düşmesine kadar yükselmiştir.

Bilgisayarın eğitimde kullanımıyla ilgili olarak; bilgisayarları öğrenme, bilgisayarlarla öğrenme, bilgisayar destekli öğretim, bilgisayar aracılığıyla öğrenme ve bilgisayarları kullanmayı öğrenebilme gibi alanlarda çalışmalar yapılmış, sınıflandırılmaya gidilmiştir. Aslında hangi terimlerin kullanıldığı çok önemli değil, önemli olan bilgisayar yardımıyla öğrenmenin gerçekleşmesidir.

Bilgisayar eğitimde ilk olarak okul ve sınıf yönetiminde kullanılmıştır. Rapor yazma, kayıt tutma, muhasebe, demirbaşların listesi, yazışma, devam durumu ve ders programı hazırlama gibi işlerin düzenlenmesinde yardımcı olmuştur.

Sonraları ise bilgisayar test hazırlama, not ortalamaların belirlenmesi, öğrencilerin kişisel gelişim dosyaları, kitap siparişleri, ders notları, laboratuar malzemelerinin tutulması, yıllık, ünite ve günlük ders planlarının hazırlanması işlerinde kullanılmıştır. Tüm bu etkinliklerin yapılmasında öğretmenlere yardımcı olabilecek bilgisayar pakat programları bulunmakta ve bilgisayarların bu tür kullanımına Bilgisayar – Yönetimli Öğretim adı verilmektedir (Alessi ve Trollip, 1985).

Bilgisayarın diğer kullanımında ise bir öğretim nesnesi olarak kendisinin öğretilecek bir konu olarak ele alınmasıdır. Öğrencilerin sosyal hayata uyum sağlamaları, günlük hayatta sürekli karşılaşacakları bilgisayarı öğrenmeleri, bilgisayar okur – yazarlığı sayesinde meslek sahibi olmaları, bilgisayarın doğru ve yanlış kullanıldığı alanları öğrenmeleri gibi hususlar amaçlanmıştır.

Bu durumla ilgili olarak Baykal da (1986) günümüzde bireylerin kendileri ya da başkaları için gerekli olan yazılımları hazırlayıp, geliştirebilmeleri, geliştirilmiş yazılımları kullanabilmeleri, bilgisayar donanımlarının bakım ve onarımları için gerekli

(31)

bilgi ve becerilerin elde edilmeleri amacıyla gerekli akademik ve mesleki yeterlikleri kazandırmayı amaçlayan etkinliklerin bilgisayarın öğretimi kapsamında ele alınması gerektiğini belirtmektedir.

Bilgisayarın bir başka kullanımında ise öğrenme – öğretme süreçlerinde bir araç olarak kullanılmak istenmesidir. Bilgisayarın öğretimde bir yardımcı araç ya da yerine göre temel bir araç olarak görülmesi belirlenmiştir. Yani bilgisayar sadece bilginin sunumu ya da uygulama amaçlı bir materyal olmuştur.

Son zamanlarda bilgisayar destekli öğretim modellerinde üretilen programlar çok yönlü ve değişik ürünler ortaya çıkarmıştır. Bu programlar uyarlayıcı, denetleyici, pekiştirici olarak çeşitlenmiş ve ayrıntılı hale gelmiştir. Lillie, Hannum ve Stuck’in (1989) tanımına göre bu modellere öğrenci – denetimli bilgisayar destekli öğretim modelleri adı verilmektedir.

Yapılan araştırmalara göre bilgisayarın genellikle öğrenci başarısına olumlu yönde etki ettiği belirlenmiştir. Şu anda dünya eğitiminin en güncel konularından biri de bilgisayarın eğitim ve öğretimde daha verimli nasıl kullanılacağıdır. İşte teknolojinin bu şekilde hızla gelişmesiyle bağlantılı olarak Türk eğitim sistemi de bir takım değişikliklerde bulunmuştur. Yeni teknolojilerin kullanılması, öğrenme ortamına geleneksel yöntemden daha fazla duyu organını etkileştirmesiyle öğrencilerinin ilgilerini arttırmış ve öğrenmeyi zevkli bir hale getirmiştir.

1.6.2. Bilgisayar Destekli Eğitim

Bilgisayar destekli eğitim, bilim ve teknolojideki gelişmelerle birlikte elde edilen imkânların eğitim sürecine dâhil edilmesidir. Öğrenci sayısının ve eğitime olan talebin hızla artması, bilgi miktarının çoğalması, bireysel farklılıkların yeteneklerin önem kazanması, içeriğin giderek karmaşıklaşması ve öğretmen yetersizliği gibi birçok sebeplerden dolayı bilgisayar destekli eğitimin uygulanması zorunlu hale gelmiştir.

Bilgisayar teknolojisinin hızlı bir şekilde gelişmesiyle birlikte eğitimde öğrenme – öğretme etkinlikleri, okul yönetimi ve rehberlik gibi alanlar kalitesini yükseltmiş, bilgisayar destekli eğitim (BDE) modelini benimsemişlerdir. BDE’in asıl amacı eğitim hizmetlerinin etkinliğini ve verimliliğini arttırmak ile çağdaş bir öğrenme – öğretme

(32)

ortamı oluşturmaktır. Bu amacın önemine binaen ilk ve orta dereceli okullarda bu öğretim yönteminin yaygınlaştırması hedeflenmiştir.

Bilgisayar okur – yazarlığı bilgisayarın eğitim ortamında bir amaç olarak kullanılmasını, eğitim sürecine dâhil edilmesi de bir araç olarak kullanılmasını gerektirir. Bilgisayar her iki uygulamada da öğretme makinesi gibi bir fonksiyon göstermektedir. Bu konuda hiç yorulmayan, bıkmayan bir öğretmen gibi hareket eder, ses, görme ve dokunma ile ilgili iletişim kanallarını rahatlıkla kullanır. Eğitimle ilgili her türlü istatistiksel bilgilerin toplanması, işlenmesi ve korunması tarzında işleri büyük bir güvenilirlikle ve hızla yapmaktadır.

Bilgisayar destekli eğitim, Türk eğitim sisteminin aynı zamanda ve ülkemizin ihtiyaç duyduğu bilgi teknolojileri çağını yakalamada ve bunu başaracak kalifiyedeki insanı yetiştirmede yardımcı olacak en verimli sistemdir. Bilgisayar destekli eğitim sistemi ile birlikte eğitim kalitesi artacak, bilim ve teknoloji alanında gelişen çağa ayak uydurulacaktır.

1.6.3. Bilgisayar Destekli Öğretim

“Bilgisayar, öğretmenin zor, fakat zorunlu bazı görevlerini üstlenerek ona destek olan bir öğretim aracı ve öğrenmenin oluştuğu bir ortam olarak kullanıldığı etkinliklerdir”(Keser, 1988:18). Bilgisayar destekli öğretim, eğitimciler tarafından değişik öğrenme stratejileri ile programlı öğretimin elektronik araçlar yardımıyla uygulanması biçimindeki bir esasa dayalıdır.

Bilgisayar destekli öğretim sistemi öğrenme – öğretme ortamında öğretmenin yerini alamaz. Aksine öğretmenin işini kolaylaştırıcı ve öğretimi de güçlendirici konumda bulunur. Ayrıca oluşturulan teknolojik sınıfta eğitime ve öğretime son derece önemli bir katkıda bulunan, sınıfın duvarları ile öğrencilerin ufuklarını genişleten bir öğretim aracıdır.

Bilgisayar diğer öğretim araçlarından farklı olarak öğretme ve öğrenme açısından farklı benzersiz imkânlar sunan çok yönlü bir araçtır. Bilgisayarın eğitimdeki önemi ve

(33)

bilgisayarı diğer araçlarda ayıran en önemli özelliği bir üretim, öğretim, yönetim, sunu ve iletişim aracı olarak nemli özelliği bir üretim, öğretim, yönetim, sunu ve iletişim aracı olarak kullanılabilmesidir (Uşun, 2000).

Bilgisayarın eğitim sistemine girmesinin sebebi olarak öğrencileri teknolojik gelişmelerle çevrelenmiş olan topluma hazırlamak, teknolojiyi profesyonelce kullanacak bireyler yetiştirmek ve öğrenme – öğretme ortamını zenginleştirmek unsurlarını sayabiliriz.

Bilgisayarların öğretimde kullanılmasının en zor fakat en çok ümit vaat edeni olarak kabul edilen bilgisayar destekli öğretim kendi kendine öğrenme ilkelerinin bilgisayar teknolojisi ile birleşmesinden oluşmuş bir öğretim yöntemidir ve öğretim sürecinde bilgisayarın seçenek olarak değil, sistemi tamamlayıcı, sistemi güçlendirici bir öğe olarak kullanılmasıdır. Bilgisayar destekli öğretimde bilgisayar, öğrenmenin meydana geldiği bir ortam olarak kullanıldığı öğretim sürecini ve öğrenme motivasyonunu güçlendiren, öğrencinin kendi öğrenme hızına göre yararlanabileceği, kendi kendine öğrenme ilkelerinin bilgisayar teknolojisiyle birleşmesinden oluşmuş bir öğretim yöntemidir. Bu yöntemin öğrenme – öğretme süreçlerindeki başarısı çeşitli değişkenlere bağlı olmakla birlikte yöntemin başarısında öğretim hedef ve davranışlarına uygun ders yazılımlarının sağlanması oldukça önemlidir. Bilgisayar destekli öğretim yönteminde bilgisayar teknolojisi öğretim sürecine değil de geleneksel öğretim yöntemlerine bir seçenek olarak girmekte, nitelik ve nicelik açılarından eğitimde verimi yükseltmede önemli bir rol oynamaktadır (Uşun, 2000:50-52).

1.6.4. Bilgisayar Destekli Öğretimin Yararları

Bilgisayar, eğitimde öğrencilere etkili faaliyetler yaparak zamanın verimli kullanılmasını sağlar. Eğitim zamanının uzunluğuna ve öğrencinin anlamasına göre öğrenme hızında değişiklik yapılabilir. Bunun yanında öğrenci kendi çalışmasına rağmen, öğretmen öğretim sürecini denetleyebilir ve gerekirse müdahale edebilir.

(34)

Keser’e (1989) göre bilgisayar, öğrencileri sürekli aktif tutar; öğrenci bilgisayarın üreteceği sorulara yanıt vermesi gerektiği ve ancak konu üzerinde düşünerek bir sonraki adıma geçebileceği için sürekli aktif olmak zorundadır. Ayrıca her öğrenciye kendi öğrenme hızında bir öğrenim sağlar. Öğrenciler kendilerinden daha hızlı öğrenen arkadaşlarıyla yarışmak zorunda kalmazlar. Her öğrenci öğrendiği konu ile ilgili olarak sorduğu sorulara yanıt alır. Bilgisayar destekli öğretimde, öğrenci bilgisayarla etkileşim kurarak, istediği anda konu ile ilgili sorular sorarak yanıtlarını alabilmekte istediği kadar tekrarlayabilmektedir.

Bilgisayar destekli öğretimde öğrenciler öğretmenin kontrolü altındadır. Bireysel çalışmalarda başa çıkamadığı sorunlar olduğunda öğretmen öğrencilerine yardımcı olabilir. Bedensel ya da zihinsel özürlü öğrenciler, özel olarak düzenlenen bilgisayar destekli öğretim ortamında bireysel öğrenme hızlarına göre ilerleyebilirler. Öğretmenler ise dersi tekrar etme, ödev düzeltme vb. görevlerden kurtararak ona öğrencilerle daha yakından ilgilenme ve verimli çalışma zamanı ve olanağı tanır (Uşun, 2000:57-58).

1.6.5. Bilgisayar Destekli Öğretimin Sınırlılıkları

Bilgisayarlar sayısız yararlarının yanı sıra bir takım sınırlılıklara da sebep olurlar. Örneğin, okullarda bilgisayar laboratuar açılması ve eğitim yazılımlarının alınması çok büyük maliyetlerle gerçekleşebilir. Eğitimde kullanmak üzere yazılan hazır paket programların pahalı olması bu yöndeki materyal eksikliğini gündeme getirmektedir.

Bunun yanında bir de sağlık sorunları meydana çıkabilir. Bilgisayarın çevreye saçtığı radyasyon daha büyük sorunlara yol açabilir. Öğrencilerin uzun süre bilgisayar başında durmaları da onlar da bel, boyun, baş gibi vücut ağrılarına sebep olabilir.

Belki de bütün bunların yanında bilgisayarın özelliklerinden anlayabilen, gerekli eğitim programlarını rahatlıkla kullanabilen, teknolojiyi yakından takip eden, zeki, becerikli ve kalifiyeli öğretmenlere ve bireylere ihtiyaç vardır. Bu bireylerin okullarda, fakültelerde yetiştirilmesi, gerekli teknolojik alt yapının yeterli olmayışı bu konuda sıkıntı çıkaran unsurlardandır.

(35)

1.7. Gagne Yaklaşımı

Gagne; öğrenmenin sadece dış etkilerle değil, bununla birlikte iç faktörlerin de etkisiyle oluştuğunu savunmuştur. Bu süreçte etkili olan iç faktörlerin başlıcalarının daha önce öğrenilmiş bilgiler, zihinsel beceriler ve bilişsel stratejiler olduğunu söylemiştir. Ayrıca Gagne bunlara ilgi, tutum ve değerlerimizle ilgili olan duyuşsal özelliklerimizi de eklemiştir.

Öğrenmede iç faktörlerin rolünü ortaya koyan Gagne bununla birlikte öğretmenlere yararlı olabilecek şu görüş ve ilkeleri geliştirmiştir:

1. Öğretme sürecinde, hangi tür öğrenme ürünlerinin kazandırılacağının önceden bilinmesi öğretim işinin planlamasını kolaylaştırır. Mesela bir problemin çözümü için önlem olarak daha önceden bir kelimenin öğretimini gerekebilir.

2. Yeni öğrenmeler daha önce öğrenilmiş bilgi ve beceriler üzerine kurulduğundan öğrenmenin birikimli bir süreç olduğu ortaya çıkmaktadır. Zihinsel beceriler basitten karmaşığa doğru düzenli bir şekilde ilerleyerek oluştuğundan ortaya ön koşul öğrenmeler kuramı çıkmaktadır. Dolayısıyla öğrenme hiyerarşisi bu düzene göre oluşur. Mesela öğretmen bir kuramın öğretilmesiyle ilgileniyorsa, öğrencilerin söz konusu kuramla ilgili kavramları bilip bilmediklerini kontrol etmek durumundadır.

3. Gagne’nin farklı kuramları bir arada kullanma fırsatını veren öğretme yaklaşımıyla birlikte çeşitli öğrenme ürünlerini elde etmek için uygun kuram ve ilkelerin hep beraber uygulanma durumu belirmiştir.

4. Bu yaklaşımla birlikte öğrenme sürecinin sonundaki hedeften başlayarak geriye gitmek suretiyle öğretimi planlamak mümkündür. Bu şekilde aşamalı bir yaklaşım hem ekonomik hem de mantıklıdır. Yani öğretmen öğrencilerin ilgili konuda hangi bölümde olduklarını bilirse, konuya nereden başlayacağını ve ne tür öğrenme yaşantılarını kazandıracağını basitçe planlayabilir.

5. Gagne’nin belki de öğrenme ile ilgili ortaya koyduğu en önemli fikir, öğrencilerin öğretmenin yaptıklarından ziyade kendi yaptıklarıyla öğrenmesi olmuştur. Bu sebepten dolayı öğrencinin dersin her aşamasında sürekli aktif katılımı

(36)

gerekmektedir. Bu katılım ise bireyin daha önceki bilgilerinin sağlamlığı ve onları kullanabilmesiyle ilgilidir.

Özet olarak Gagne’nin öğrenme prensipleri olarak şunları sıralayabiliriz: Farklı öğrenme hedefleri, farklı öğretim yaklaşımları ile gerçekleşir. Öğrenmenin bireyin iç faktörleriyle oluşması için uygun öğrenme ortamları oluşturulmalıdır.

Öğrenme ürünlerinin daha verimli bir biçimde kazandırılabilmesi için özel öğretim işlemleri yapılmalıdır.

Öğrenme için zihinsel becerilerin ve öğretim uygulamasının mantıklı bir şekilde sıralanması gerekmektedir.

1.7.1. Gagne’nin Öğretim Tasarımı Teorisi

Öğretim tasarımı (instructional design); öğrenme yaklaşımları ile öğretme ilkeleri çerçevesinde öğretim materyallerinin ve etkinliklerinin tasarlanmasına ilişkin sistematik bir süreçtir.

“Öğretim insanların öğrenmesini amaçlar. Ayrıca öğrenme herhangi bir öğretim olmadan da gerçekleşebilir, etkisi genelde yararlı olur ve etkisi kolaylıkla gözlenebilir. Öğretim öğrenenin daha kolay öğrenebilmesi için yapılan etkinlikler kümesidir” (Gagne, 1988:32).

Bireyin kendi kendine öğrenme dediğimiz, öğrenmeyi sağlayacak olayların bireyin kendi içsel öğrenme etkinliklerinden kaynaklanabileceğini biliyoruz. Ancak bunun yanı sıra bazen öğretme olaylarının düzenlemesinde en temel ve önemli rolü öğretmen de oynayabilir. Hangi durum olursa olsun öğretimin daha etkili gerçekleşebilmesi için mutlaka planlanmış olması gerekmektedir.

Öğretim tasarımı; belirli bir grup öğrenci ve belirli içerikle ilişkili olarak, öğrencilerde istendik davranışları geliştirmek için uygun öğretim yöntem ve ortamlarını seçme sürecidir. Öğretim tasarımı sonunda çıkan ürün, öğretimi etkileyen öğeler arasındaki ilişkiyi gösteren bir yapıdır. Bu temel yapı,

(37)

belirli öğrenci grubu ve belirli içerikli ilişkili olarak hangi yöntemlerin ve ortamların kullanılacağını betimler (Doğan, 1997:245).

Gagne; öğretim tasarımı teorisini 1960 yıllarında geliştirmeye başlamış ve gelişimi günümüze kadar devam etmiştir. Gagne öğretim tasarımı teorisi, çoğu kimse tarafından öğretim teorilerinin öncülerinden kabul edilir. Gagne’nin öğretim tasarımı teorisinin en önemli özelliklerinden birisi çok kapsamlı olmasıdır. Öyle ki, Bloom’un taksonomisinin üç temel öğesini de içerir. Teoride yer alan 9 basamağın belli bazı kısımları birçok teoride de bulunmaktadır. Ancak hiçbir öğretim tasarımcısı Gagne kadar bu iş üzerinde durmamıştır. Gerçek şu ki, Gagne’nin öğretim tasarımı teorisi konuları, birçok çalışmanın yapabileceği ve kapsayabileceği çerçeveden daha ayrıntılı bir şekilde irdelemektedir.

Her birey kendi yaşantısı içinde farklı dünyalara sahiptir. Dolayısıyla öğrenmenin ve öğretmenin farklı tipleri ile farklı seviyeleri vardır. Gagne; sözel bilgiler, zihinsel beceriler, bilişsel stratejiler, motor beceriler ve tutumlar olmak üzere beş ana öğrenme kategorisi (öğrenme ürünü) belirlemiştir.

Gagne, bir konu öğretilirken öğrencilerde meydana gelecek davranış değişikliklerinin dersin amaçları olarak yazılmasını savunmuştur. Böylelikle sürecin sonunda ulaşılması istenen ana amaç en baştan belirtilmiş olacak ve ona ulaşmak için uygulanacak alt amaçlar hiyerarşik bir şekilde basitten karmaşığa doğru sıralanacaktır. Bunun uygulanabilmesi için Gagne şu iki sorunun öneminden bahseder:

Eğitim – öğretim süreci sonunda öğrencinin ne bilmesini veya ne yapabilmesini bekliyorsunuz?

Bu sonuca ulaşabilmek için öğrenci neleri bilmek ve yapabilmek zorundadır?

Bu sorulara verilecek cevaplar ile bir öğrenme hiyerarşisi oluşturulmalıdır ve bu Gagne’nin öğretim tasarımı teorisinin en önemli noktasıdır. Daha sonra ders öğretmenleri sırasıyla şu aşamaları uygulamalıdır:

Konuyla ilgili temel amacı belirlemeli, Öğreteceği konuyu alt kademelere ayırmalı,

(38)

Öğrencilerin öğrenme hiyerarşisinin hangi seviyelerinde olduklarını tespit etmeli,

Öğretimini belirlenen seviyeye göre planlamalıdır.

1.7.2. Öğrenme Ürünleri

Gagne’nin kaynaklarında görüldüğü üzere Gagne, öğrenme ürünlerini 5 grupta toplamıştır. Bunlar: 1. Sözel Bilgiler 2. Zihinsel Beceriler 3. Bilişsel Stratejiler 4. Motor Beceriler 5. Tutumlar

Bu öğrenme ürünlerinin her biri için farklı öğrenme ortamı ve koşulları gerekmektedir.

1.7.2.1. Sözel Bilgiler

Sözel bilgiler derslerin içeriği ile ilgili olup, “ne”yi öğrenme ön planda tutulmaktadır. Tanımlar, isimler, kavramlar, terimler hep sözel bilgi kategorisinde bulunurlar. Öğrencilerin sözel bilgileri kazanabilmesi için Gagne’den öğrendiğimize göre şu koşulların oluşması gerekir:

Öğrencinin edineceği yeni bilgi için genel bilgi ve kavramlar gibi ön koşul öğrenmelere sahip olması.

Yeni bilginin içinde geçen kelimelerin anlamlarını bilmesi Yeni bilginin öğrenilmesindeki amaçtan haberdar edilmesi Yeni bilginin anlamlı bir bütün halinde verilmesi

(39)

1.7.2.2. Zihinsel Beceriler

Zihinsel becerilerde ise “nasıl” öğrenme önem kazanmıştır. Örneğin, yıldırımın nasıl oluştuğunu söyleme bir zihinsel beceri, yıldırımın ne olduğunu söyleme ise sözel bilgidir. Zihinsel becerilerle gözlemlerden sonuç çıkarılır ve semboller yardımıyla öğrenmeler gerçekleşir. Gagne, basitten karmaşığa doğru hiyerarşik bir şekilde sıralanan zihinsel becerilerin öğrenilecek bilgiler için ön koşul öğrenmeler oluşturduğunu ileri sürmüştür.

Gagne zihinsel beceriler için kaynaklarındaki bilgilere göre aşağıdaki koşulların oluşması durumunda okul öğretim programının en temel ve vazgeçilmez hedeflerini oluşturacağını söylemiştir:

Öğrenilecek bilgiler için ön koşul davranış kazanılmış olmalı ve birey bunları rahatlıkla hatırlayıp kullanabilmeli.

Karmaşık becerilerin kavranabilmesi için basit beceriler uzun süreli bellekten geri çağrılmalıdır.

Zihinsel beceriler değişik durumlarda da uygulanabilir.

Belirli aralıklarla öğrenilen bilgiler gözden geçirilmeli ve pekiştirilmelidir.

Bireye bilgiyi öğrettikten sonra onu rahatlıkla hatırlayabilmesi için uygun ipucu verilmelidir.

Öğrencinin öğrenme gerçekleştiği anlardaki olumlu tutum ve davranışları pekiştirilmelidir.

1.7.2.3. Bilişsel Stratejiler

Bilişsel stratejiler kişilere özgüdür. Bu stratejilerin gelişimi uzun süre alabilir. Birey herhangi bir problemle karşılaştığında sahip olduğu bu kavrama, tahmin etme, problem çözme gibi bilişsel stratejilerini kullanır. Bilişsel stratejiler bilgiyi alma, dikkati kontrol etme, hatırlama ve hatırda tutma yöntemleri geliştirme gibi yeterlilikleri de kapsar. Bireye olan getirileri hakkında Gagne kitabında şöyle söz etmiştir:

Bireye çok çeşitli problem ve konular üzerinde çalışma olanakları sağlar. Birey geliştirdiği stratejiyi değişi problemlerde ve yeni durumlarda uygular.

(40)

1.7.2.4. Motor Beceriler

Bireyin hareketlerini koordine ederek düzgün, doğru ve hızlı yapabilmesi beceri yeteneğinin bir sonucudur. Jimnastik hareketleri, bisiklet sürme, ata binme tamirat aletlerini kullanma her biri beceri isteyen işlerdir. Motor beceriler, eylemin nasıl yapılacağının kurallarını bilme ve gerçekleştirilecek koordineli kas hareketlerine sahip olma durumunda ortaya çıkar. Becerileri aşağıdaki durumlarla birlikte daha hızlı ve ahenkli hale getirebileceğini Gagne şu şekilde açıklamıştır:

Becerilerin nasıl yapılacağının açıklanması

Hareket sırasının uygulamalı olarak gösterilerek rehberlik edilmesi Hareketler sonunda geciktirilmeden bilgi ve pekiştireç verilmesi Tekrarların yapılarak hareketlerin iyice kavranması

1.7.2.5. Tutumlar

Bireyin bir eşyaya, nesneye, kişiye ya da olaylara karşı olumlu – olumsuz takındığı tavırlara tutum denir. Aslında davranış öncesinde hangi yönde hareket edeceğini belirleyen bir iç durumdur. Bazı öğrenciler de sevmediği derslere karşı olumsuz tutum geliştirebilirler. Gagne eserlerinde öğrencinin tutumlarını iyileştirmek için şunları önermiştir:

Öğrencilerin önceki başarıları hatırlatılarak başarı beklentisi oluşturma Kendi kişisel tercihleri çerçevesinde hareket etmelerine izin verme,

yönlendirme

Değer verdikleri modeli ve örnekleri gözlemlerini sağlama Öğrencinin performans göstermesi karşısında pekiştireç verme

1.7.3. Gagne’nin 9 Öğretim Etkinliği

Gagne, öğretme ve öğretim kavramlarını birbirinden farklı kullanarak, öğretim işinin planlanmasında ve uygulanmasında yeni yaklaşımlar geliştirmiştir. Her iki süreçte de ortak değer, insanların öğrenmesine yol göstermek ve yardımcı olmaktır. Gagne,

(41)

öğretmeyi sadece öğretmenlerin yalnız başına yaptıkları bir iş değil de daha fazla kişinin ve aracın katıldığı durum olarak tanımlamaktadır. Dolayısıyla, televizyon, bilgisayar gibi görsel – işitsel araç ve gereçlerin programlı bir şekilde düzenlenmesiyle öğretim meydana gelmektedir. Bu durum ise öğretimde rol oynayan bütün öğeleri kapsayan geniş kapsamlı bir planlamaya ihtiyaç duyar.

Gagne, insan zihninde oluşan süreçlere bağlı olarak, öğrenme olayında yer alan öğretme durumları ile bunların nasıl oluştuğunu gösteren bir sıralama oluşturmuştur. Gagne’nin kitaplarından edindiğimiz bilgilere göre öğretme sürecinde yer alması gereken durumlar:

1. Dikkat Çekme

2. Hedeften haberdar etme

3. Ön koşul öğrenmeleri hatırlatma 4. Uyarıcı materyal kullanma 5. Öğrenmede rehber olma 6. Performansa bakma 7. Dönüt sağlama 8. Değerlendirme 9. Kalıcılığı sağlama

Öğrencinin bu durumlardan birkaçına sahip olma ihtimaline binaen öğretmenin, öğretme sırasında her zaman bu sırayı izlemesi gerekmez. Bazen de öğrenci bu iletişimlerden bazılarını kendi kendine geliştirebilir. Gagne’nin kitabında geçen bilgiye göre öğretme modeli sırasıyla Tablo-2’deki gibidir:

(42)

Tablo 2

Gagne’nin Öğretim Modeli

Öğretme Olayları Öğrenme Olayları

1. Dikkat çekme Sinir titreşimlerinin akımlarının alınması 2. Hedeften haberdar etme Yönetici – kontrol mekanizmasının

harekete geçmesi

3. Ön koşul öğrenmeleri hatırlatma Daha önce öğrenilmiş bilgileri uzun süreli bellekten kısa süreli belleğe geri getirme 4. Uyarıcı materyal kullanma Seçici algı için önemli noktaların

görülmesi

5. Öğrenmede rehber olma Bilgiye anlam verme ve kodlama sürecinin çalışması

6. Performansa bakma Davranış oluşturucuların harekete geçmesi 7. Dönüt sağlama Pekiştirmeyi oluşturma

8. Değerlendirme Geri getirme mekanizmasını harekete ve pekiştirmeyi mümkün kılma

9. Kalıcılığı sağlama Geri getirme mekanizması için ipuçları ve stratejiler sağlama ve harekete geçirme

1.7.3.1. Dikkat Çekme

En iyi dikkat toplama yöntemi öğretim tasarımcısının kendi zekâsıyla ortaya çıkardığı yöntemdir. Bu noktada önemli olan tüm öğrencilerin konuya katılmalarını sağlamaktır. İnsanlar aynı anda birden fazla şeye dikkat edemezler. Bu yüzden öğrencinin dikkatinin öğrenilecek konu, davranış ve yapılacak faaliyetler üzerinde yoğunlaşması çok önemlidir.

“Öğretimin hedefler doğrultusunda gerçekleşmesi için, öncelikle öğrencinin dikkatinin öğrenilecek materyale çekilmesi gerekir” (Erden ve Akman, 1996, s.180).

(43)

“Öğrencilerin dikkatini çekmek için çeşitli yollar denenebilir. Örneğin

uyarıcıları değiştirme, sorular sorma, öğrencilerin ilgi duyduğu konulara değinme dikkat çekmede yararlı olabilir” (Açıkgöz, 2000, s.126).

Aslında öğretim başlamadan önce ilk yapılacak iş öğrenenlerin dikkatini çekmek olmalıdır. Bu iletişim vücut hareketleri, ses tonu, görsel tanıtımlar vb. yollarla yapılabilir. Öğrencinin ilgisini çekecek ve merak uyandıracak hikâyeler anlatılabilir, farklı efektlere sahip animasyonlar izletilebilir. “Buraya dikkat edin”, “Şimdi kulak kesilelim” gibi söylemler, bilgisayar destekli öğretim yönteminin kullanılması gibi uygulamalar yapılabilir.

En önemli husus ise öğrencinin motivasyonunu ve amaçlarını dıştan gelen etkilere karşı korumaktır. Bu nedenle öğretmen, öğrencilerin güdülerini harekete geçirecek yolları sürekli arama içinde olmalıdır.

1.7.3.2. Hedeften Haberdar Etme

Amacın önceden duyulması yönetim mekanizmasını harekete geçirir ve kişide beklentilerin oluşmasına yardımcı olur. Bu durumda öğrenci konu dışına çıkmaktan kurtarılır, hatta konu üzerinde iyice yoğunlaşmasını sağlar. Ayrıca öğrenilecek yeni bilgiler, eski bilgilerin de hatırlanmasını kolaylaştırır.

Öğrencilere dersin başında o derste neler öğrenileceği belirtilmelidir. Bu durumda öğrenci dersin ya da ünitenin sonunda kendini neye göre değerlendireceğinin bilgisine sahip olur. Öğrencinin derste ulaşacağı hedeflerden haberdar olması, bu hedeflere ulaşmak için hangi yöntem ve stratejileri kullanacağını bulmasında yardımcı olur (Fidan, 1996, s.86).

Öğrenciye öğretimin sonunda neler yapacaklarının, hangi kazanımlara sahip olacaklarının belirtilmesi, onun sonucu daha somut bir şekilde görmesini sağlayacaktır. Dersin sonunda “şunları öğrenmiş olacağız”, “bunları yapar hale geleceğiz” diyerek hedef belirtmek, öğrencinin sonuca geldiğini nasıl öğreneceğini de söylemiş olmak demektir.

Şekil

Şekil 1: Eğitim ve Öğretim Sürecinin Modeli
Şekil 2: Öğretim Yazılımı Sisteminin Modeli
Tablo 6  Belirtke Tablosu  Sayılar Öğrenme Alanı
Grafik 4: Deney ve Kontrol Gruplarının Hatırda Tutma Testi Başarı Puanları  Ortalamaları
+4

Referanslar

Benzer Belgeler

The evolution in the politics of EU is due to very different range of variables: the end of Cold war that has put an end to the disbursement of aid on ideological basis, the member

 Video dönütü, videoyla model olma ve videoyla kendine model olma öğrencinin pasif olarak video kaydını izlemesi ve video kayıtlarında gördüğü beceriyi

Öğrenme güçlüklerine dikkatli bakıldığında, geç preterm bebeklerin term bebeklere göre eğitimin ilk döneminde öğrenme skorlarının %24 daha düĢük olduğu

yukarıdaki tanımlara ek olarak, hizmet kavra- mıntn tanlmlna ilişkiıı diğer yaklaşımların tarihi süreç içerisinde izlediği yol, aşağıdaki tabloda

Seralar da sensörler ile ölçülen sıcaklık, bağıl nem, toprak nemi ve ışık miktarlarına bağlı olarak kontrol edilmesi gereken ısıtma, soğutma, sulama,

%5 DDGS içeren rasyonla beslenen grup verileri incelendiğinde, %10 ve %15 DDGS içeren rasyonla beslenen deneme gruplarından elde edilen canlı ağırlık kazancı

Araştırma sonuçları okul öncesi eğitim alan çocukların öğrenime hazır oluş düzeylerinin cinsiyet değişkenine göre farklılaşmadığını, okul öncesi eğitim

Ayrıca modelde trafik ve iklim bağımsız değişken değerlerinin tümü sıfır olarak değerlendirildiğinde elde edilen RN değeri, yolun ilk trafiğe açıldığı