• Sonuç bulunamadı

1.7. Gagne Yaklaşımı

1.7.3. Gagne’nin 9 Öğretim Etkinliği

1.7.3.6. Performansa Bakma

Bu aşamada öğrenciye aktarılan “hadi bakalım”, “çöz”, “yap”, “şimdi sıra sende” gibi söylemlerle öğrenmeyi gerçekleştirip gerçekleştirmediğine bakılır. Böylelikle öğrenci öğrendiklerini davranışa dönüştürme fırsatı bulmuş olur. Ayrıca istenilen davranışın ortaya çıkarılması öğrencinin öğrendiğini kendisinin de görmesi için gereklidir.

“Dikkati çekilen, ne öğreneceğinden haberdar olan ve yeterince rehberlik edilen öğrenciden istenilen davranışı göstermesi beklenir. Bu aşamada asıl öğrenme içsel olarak gerçekleşir. Öğrenci belirsizlikten kurtulur ve rahatlar. Öğrenciden öğrendiklerini göstermesi istenir” (Açıkgöz, 2000, s.129).

1.7.3.7. Dönüt Sağlama

Birçok kazanım ve hedeflenen davranış geri bildirimle anlam taşır ve böylelikle daha kalıcı öğrenme meydana gelir. Ancak geri bildirim genelde otomatik olarak yapılmaz. Bunun gerçekleşmesi dıştan gelecek uyarıcılara ihtiyaç vardır. Bu uyarıcılar gülümseme, yüz mimikleri, el ve beden hareketleri baş sallama gibi değişik, çok da standart olmayan davranışlar olabilir.

İstenilen davranış ortaya çıktığında öğrenmenin gerçekleşmiş olduğu varsayılır. Fakat öğrencinin istenilen davranışı gösterdiğinden haberdar edilmesi gerekir. Bunun içinde geribildirim sağlanmalıdır. Birçok davranış geribildirimi bünyesinde taşır. Kişi bir cümleyi söylerken yaptığının doğruluğunu içinde hissedebilir. Fakat bilgisayar destekli öğretimde geribildirim her zaman otomatik olarak geri gelmez. Bu nedenle geribildirimin dıştan sağlanması gerekir (Fidan, 1996, s.89).

Öğrenmenin gerçekleştiği, ancak doğru davranışın ortaya çıkarıldığı zaman anlaşılır. Bunun için de dediğimiz gibi, çoğu hallerde dıştan gelen geri bildirim uyarıcılarına önemli roller düşmektedir. Bu durum aynı zamanda öğrenmenin ne derece gerçekleşip gerçekleşmediğini ortaya çıkararak telafi fırsat doğurur.

1.7.3.8. Değerlendirme

Sadece tek davranışın gözlenmesiyle gerçekten bir konunun öğrenildiğine kanaat getirmek çok sağlıklı bir yorum yapılmadığını belirtir. Dolayısıyla birkaç davranışın hep birlikte ve uyum içinde yapılması, şartların ve içinde bulunulan durumların değiştiği hallerde bile beklenen davranışların gerçekleşmesi beklenir.

“Hedeflenen öğrenmenin gerçekleşip gerçekleşmediğinin en iyi göstergesi davranışın ortaya çıkmasıdır. Bu bir anlamda öğrenme ürününün değerlendirilmesidir” (Açıkgöz, 2000, s.126).” Yüz yüze öğretimde informal olarak birkaç davranışın

gözlenmesi öğrenmenin gerçekleştiğine işaret etse de değerlendirme işlemi izleme testleri ile daha sistemli olarak gerçekleştirilir” (Fidan, 1996, s.89). Bilgisayar destekli öğretimde ise değerlendirme etkinlikleri online quizlerle veya testlerle sağlanabilir.

Öğretmenler ise değerlendirmelerini kesinlikle birkaç davranışa bakarak, belirli ölçeklere ve kriterlere göre yapmalıdır. Metot olarak informal yollarla birkaç davranış gözlemlendikten sonra öğrenmenin gerçekleştiği söylenebilir, ancak formel yollarla da izleme testleri ve sistemli çalışmalarla değerlendirme yapılmalıdır.

1.7.3.9. Kalıcılığı Sağlama

Sabit ya da değişken aralıklarla öğrenilenlerin tekrar edilmesi öğrenmedeki kalıcı arttıracaktır. Zaten öğrenmeden bir süre sonra yapılan tekrarlar, öğrenmenin hemen ardından yapılan tekrarlardan daha etkilidir.

“Öğrenilenlerin başka bir alana geçişini sağlamak için öğrenilenlerin yeni durumlarda kullanılması, öğrencilerin sorunlarla karşı karşıya bırakılmasını ifade eder. Ayrıca öğrenilenlerin aralıklı olarak değişik durumlar için tekrar edilmesi kalıcılığı artırır” (Fidan, 1996, s.89).

Öğrenilenlerin farklı alanlara geçişini sağlamak ise bilgilerin yeni durumlara transfer edilmesi, oluşan yeni şartlara uydurulması ve çok değişik problemlerle öğrencilerin baş başa bırakılması ile olur. Örneğin matematik dersinde öğrencinin üslü sayılar konusundaki bilgilerini köklü sayılar konusunda da kullanabilmesi o öğrencinin transferi ve kalıcılığı geçekleştirdiğini ortaya koymaktadır.

Şu hususlar da transferin ve kalıcılığın önemli rollerindendir:

1. Öğrenilen bilgilerin mümkün olduğunca okul hayatı dışındaki yaşantıyla da ilişkisi kurulmaya çalışılması

2. Yeni öğrendiklerini daha önceden öğrendikleriyle bağdaştırarak daha anlamlı bir öğrenme gerçekleştirmesi

3. Sürekli olarak mümkün olan her durumda özellikle öğrenilen bilgiler arasındaki ilişkilerin vurgulanması

4. Zaman – zaman gözden geçirilerek, aralıklı tekrarlar yapılarak bilgilerin sağlamlaştırılması

5. Öğrencilerin kazandıkları davranışları ve öğrendikleri bilgileri uygulamaları için sürekli yüreklendirip, cesaretlendirip teşvik etmesi

6. Transferi ve kalıcılığı gerçekleştirmek isteyen öğrencilerin ders esnasında sürekli olarak soru sorarak ve görüşlerini tartışmaya yol açarak cesaretlenmesi

7. Öğretmenin anlattığı konunun bilgileriyle, kendi öğrettiği diğer bilgiler ve hatta farklı bir branştaki bilgilerle ilişki kurmak istemesi

Sonuç olarak Gagne öğretim süresi boyunca öğrenciyi merkeze almış ve öğretim süreci içinde ona kazandırılacak hedef davranışları açık olarak belirtmiştir. Öğretim sürecinde motivasyonun öğrenme için ön koşul oluşturduğunu söyleyerek, kendi geliştirdiği öğretim modelini bu ilkeler üzerine kurmuştur.

ÖĞRENME

SÜREÇLERİ

Dikkat

Beklenti

Çalışan bellek için hatırlatma

Seçici algı

Uzun süreli belleğe kodlama Tepkide bulunma Pekiştireç İzleme testleri Hatırlama

ÖĞRETİM

DURUMLARI

Dikkat çekme Öğrenciye hedefler hakkında bilgi verme Ön bilgilerin hatırlatılması Uyarıcı materyalin sunulması Öğrenciye rehberlik etme Davranışı ortaya çıkarma Dönüt-düzeltme verme Değerlendirme Kalıcılığı ve transferi sağlama

1.8. Araştırmanın Amacı

Matematik eğitiminde amaçlanan davranışların öğrencilere kazandırılması ve matematik öğretiminin daha etkili ve verimli olması için öğretimde değişiklik yapılması, yeni öğretim yaklaşımlarının benimsenmesi gerekmektedir. Bu nedenle özellikle bilgisayar destekli öğretimi ve Gagne’nin öğretim modelini uygulamaya istekli olan kişilerin istifade etmesi ve bu alandaki tartışmalarla, araştırmalara öncülük etmesi beklenmektedir.

Bu araştırma ile Gagne’nin öğretim tasarımı modeli temel alınarak hazırlanan ders yazılımının etkililiği belirlenmek istenmiştir.

Araştırmanın genel amacı, geleneksel öğretim yöntemi ile Gagne’nin öğretim tasarımı modeline göre hazırlanan bir öğretim yazılımının 8.sınıf öğrencilerinin matematik dersinin kareköklü sayılar konusundaki akademik başarısına etkisi arasındaki farkı saptamak, ayrıca bilgisayar destekli öğretim yönteminin uygulandığı deney grubu öğrencileri ile geleneksel öğretim yönteminin uygulandığı kontrol grubu öğrencilerinin uygulama sonrası matematik dersine karşı olan tutumları arasında anlamlı bir farkın olup olmadığını ortaya koymaktır.

1.9. Araştırmanın Önemi

Matematik eğitimi matematik kadar eskiye uzanan bir olaydır (Yıldırım, 1986). Dolayısıyla birey, matematik öğretimi ile yaşamı süresince iç içedir. Bu nedenle bireylere tüm yaşamını etkileyecek olan matematik öğretimi tek düzelikten çıkıp, artık yaşamla iç içe sunulmalıdır.

Geçmişten bu yana okullarda en çok kullanılan geleneksel yöntem dediğimiz ezberciliğe dayalı, öğrenciyi merkeze almayan, onu pasif yapan düz anlatım şekli öğrenciyi sıkmakta, onları yeterince güdeleyememektedir. Böylece öğrencilerin büyük bir çoğunluğu matematiği sıkıcı ve soyut bir disiplin anlayışı olarak görmektedir. Özellikle bu ilkokuldan sonra daha belirgin hale gelmektedir (Aşkar, 1986).

Öğretmenlerin çoğu derste düz anlatım kullanmaktadır. Ama bu yöntemlerden biraz uzaklaşıp daha somut yöntemlere yönelinmelidir. Böylece öğrenci merkeze geçecek ve dersten daha çok zevk alacak, dolayısıyla başarısı artacaktır (Akdağ, 1993).

Matematikte kalıcı, etkili ve kullanılabilir bir öğrenme ancak işlemsel ve kavramsal bilginin öğrenci gözüyle dengelenmesiyle olur. Mevcut sistemde başarılı matematik öğrencileri, önceden öngördüğü ve hatırladığı matematiksel kural, formül ve algoritmaları ustalıkla kullanabilmekte ve yürütebilmektedir demiştir, ancak bizler eğitim anlayışı olarak hiçbir öğrencimizi zayi etme lüksüne sahip değiliz.

Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğünce hazırlanan raporda, 2004 Liselere Giriş Sınavı sonuçları ile ilgili olarak “Öğrencilerin, bilgileri bir araya getirip yeni bir durum karşısında bu bilgileri yeterince kullanamadıkları gözlenmiştir.”(Eren, 2005:4). “Karşılaşılan bu durum bugünün eğitim sisteminin yorumlama yeteneğinden yoksun öğrenciler yetiştirmekte olduğunu göstermektedir.”(Edeer, 2005:79). “Durum böyledir; çünkü çocuk, kendisine okula başladığı ilk günden itibaren matematiğin günlük hayatta ne işe yaradığı anlatılmadığı için onu apayrı bir şeymiş gibi düşünmektedir.”(Işık ve Kılıç, 1998). Bu nedenle, bulunduğumuz bu çağda eğitim teknolojisinin matematik eğitim ve öğretimine entegre edilmesi gerekmektedir.

Bu çalışmada hedeflenen, öğretmenlere matematiği daha iyi anlatabilecekleri ve öğrencilere de matematikten daha çok zevk almalarını sağlayacakları yöntemlerin varlığından haberdar etmek, bu yeni yöntemler sayesinde başarılarını arttırabileceklerinin yanı sıra matematiğe karşı ilgi ve sevgi oluşturabileceklerini hissettirmektir.

Araştırmayla birlikte bilgisayar destekli eğitime geçiş sürecinde yoğun olarak karşılaşılan ve sürekli dile getirilen öğretim yazılımı eksikliğinin giderilmesine yönelik bir katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

Araştırma Gagne’nin öğretim tasarımı modelinde yer alan 9 etkinliği temel alınarak, öğrencilere matematik dersindeki bir konuyu öğreterek, öğrencilerin bir konuyu daha eğlenceli bir biçimde öğrenmeleri açısından da önemli bir katkı sağlamış olacaktır. Öte yandan teorikte çok farklı öğretim tasarımı modelleri olmasına rağmen, bir konunun öğretimi için tasarlanacak olan öğretim yazılımına bu modelin yazılım hazırlamada uygulanabilirlik derecesini araştırmak açısından da önemli bir araştırmadır.

Matematik öğretiminde geleneksel öğretim yönteminin yetersizliği eğitimcileri yeni arayışlara itmiştir. Bu yeni arayışlar, eğitim-öğretim anlayışında önemli değişiklikler yapılması gerektiği sonucunu ortaya çıkarmıştır. Böylece eğitim ortamında öğrenci ve öğretmene verilen roller değişmiş ve geleneksel öğretim yöntemlerinin yerini yeni öğretim yöntem ve teknikleri almıştır (Şişman, 2007). Dolayısıyla ihtiyaca binaen araştırma, bilgisayar destekli öğretime geçiş sürecinde çekilen öğretim yazılımı kaynağı eksiğini gidermede katkı sağlayabilir.

Eğitimin bir süreci olan öğrenmenin kaliteli olması bireyin hem zihinsel hem de fiziksel yönüyle öğrenme ortamına katılmasına bağlıdır. Günümüzde öğrenme anlayışındaki yaygın bakış açısı öğrenci merkezli eğitimdir. Başarılı bireyler, öğrenciyi merkeze alan, öğrencinin ilgi, ihtiyaç, yetenek ve becerilerine göre düzenlenen bir öğrenme sonucunda ortaya çıkmaktadır (Altunay, 2004). Bu bakımdan öğrencilerin ilgilerine hitap etmek için bilgisayar laboratuarları daha aktif hale getirilebilir. Ayrıca Gagne’nin 9 aşamalı öğretim modeli, öğretim yazılımıyla öğrencilere daha eğlenceli bir şekilde uygulanabilir. Aynı zamanda da Gagne’nin öğretim modeli ile bilgisayar destekli öğretimin uyumuna ışık tutması bakımından da yol gösterici olabilir.

Günümüzde gittikçe yaygınlaşan bilgisayar destekli öğretim ile ilgili bir görüş bilgisayarı sadece öğretmen aracı olarak değil onun öğrencinin elinde bir öğrenme aracı olarak görmek ister. Bu yeni yaklaşıma göre, bilgisayar destekli öğretim yapılan bir ortamda kendilerine sunulan yazılımları öğrenciler etkileşimli olarak kullanır, problemleri adım adım çözer, dönütler alarak yanlışlarını öğrenir. Bu anlamda bilgisayar, öğrencinin bilgi ve becerilerini ön plana çıkaran bir köprü rolü oynar (Baki, 2002). Bu bağlamda da öğrencilerin matematik dersine olan genellikle olumsuz tutumlarını değiştirmede önemli bir araştırmadır.

Araştırma sonucunda elde edilen bulgular, matematik öğretmenlerinin derslerde öğrenme-öğretme etkinlikleri hazırlarken hangi yöntemi kullanmalarının yararlı olacağını belirlemelerinde yol göstermesi umulmaktadır. Böylece ilköğretim matematik öğretiminde yeni programa uygun eğitim çalışmalarına katkı sağlayacağı ve derslerin daha verimli hale geleceği düşünülmektedir.

Bütün bunların yanında araştırma, benzer nitelikteki araştırmalara kaynak teşkil edecek ve ders yazılımı hazırlamayı düşünen öğretmenlere ve uzmanlara örnek olacaktır.

1.10. Problem Cümlesi

Bu araştırmanın temel problemi; “İlköğretim 8.sınıf öğrencilerine uygulanan Gagne modeliyle hazırlanmış bir öğretim yazılımının matematik dersinin kareköklü sayılar konusundaki akademik başarıya ve öğrenci tutumuna etkisi var mıdır?” sorusunun cevabını araştırmaktır.

1.11. Alt Problemler

1. Bilgisayar destekli öğretim ile öğrenen öğrencilerin (deney grubu) öntestten aldıkları puanların ortalamaları ile geleneksel yöntemle öğrenen öğrencilerin (kontrol grubu) öntestten aldıkları puanların ortalamaları arasında anlamlı bir fark var mıdır?

2. Deney grubundaki öğrencilerin sontestten aldıkları puanların ortalamaları ile kontrol grubundaki öğrencilerin sontestten aldıkları puanların ortalamaları arasında anlamlı bir fark var mıdır?

3. Deney grubundaki öğrencilerin öntestten aldıkları puanların ortalamaları ile sontestten aldıkları puanların ortalamaları arasında anlamlı bir fark var mıdır?

4. Deney grubundaki öğrencilerin hatırda tutma testinden aldıkları puanların ortalamaları ile kontrol grubundaki öğrencilerin hatırda tutma testinden aldıkları puanların ortalamaları arasında anlamlı bir fark var mıdır?

5. Deney grubundaki öğrencilerin sontestten aldıkları puanların ortalamaları ile hatırda tutma testinden aldıkları puanların ortalamaları arasında anlamlı bir fark var mıdır?

6. Kontrol grubundaki öğrencilerin sontestten aldıkları puanların ortalamaları ile hatırda tutma testinden aldıkları puanların ortalamaları arasında anlamlı bir fark var mıdır?

7. Deney grubundaki öğrencilerin derse olan tutumları ile kontrol grubundaki öğrencilerin derse olan tutumları arasında farklılık var mıdır?

1.12. Sayıltılar

1. Ölçme soruları öğrenci seviyesine uygun olarak hazırlanmıştır.

2. Araştırmacı tarafından geliştirilen ve uzmanlar tarafından incelenen ölçme aracı (başarı testi) ile Gagne modelli öğretim yazılımı verileri öğretmede ve elde etmede yeterlidir.

3. Araştırmada kullanılan başarı testini ve tutum ölçeğini deneklerin samimiyetle cevapladıkları kabul edilmiştir.

4. Deney ve kontrol gruplarında kontrol edilemeyen değişkenlerin her iki grubu da benzer şekilde etkilediği kabul edilmiştir.

5. Deney kontrol grubundaki öğrencilerin öğrenmeye karşı ilgilerinin eşit olduğu varsayılmıştır.

1.13. Kapsam ve Sınırlılıklar

Bu araştırma;

1. Ankara İline bağlı Çankaya İlçesinde yer alan orta sosyo-ekonomik düzeydeki Kırkkonaklar İffet Güneşoğlu İlköğretim Okulu’na devam eden sekizinci sınıf öğrencileriyle,

2. İlköğretim sekizinci sınıf programı sayılar öğrenme alanı kareköklü sayılar alt öğrenme alanı konuları, kazanımları ve davranışlarıyla,

3. Araştırmanın problemi ve alt problemleriyle,

4. Araştırmada kullanılan başarı testi ve tutum ölçeğiyle, 5. Hazırlanan Gagne modelli öğretim yazılımıyla,

6. Deney ve kontrol grubunda yer alan öğrencilerin verdikleri cevaplar ile sınırlı tutulmuştur.

1.14. Tanımlar

Eğitim: Ferdin davranışında kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istendik değişme meydana getirme sürecidir (Ertürk, 1982).

Öğrenme: Yaşantı ürünü ve nispeten kalıcı izli davranış değişikliğidir (Savaş, 1999).

Tutum: “Bir bireye atfedilen ve onun bir psikolojik obje ile ilgili düşünce, duygu ve davranışlarını düzenli bir biçimde oluşturan bir eğilimdir” (Kağıtçıbaşı, 1979: 84).

Matematik Öğretimi: “Kişiye günlük hayatın gerektirdiği matematik bilgi ve becerileri kazandırmak, ona problem çözmeyi öğretmek ve olayları problem çözme yaklaşımı içinde ele alan bir düşünce biçimi kazandırmaktır” (Altun, 2004:7).

Bilgisayar Destekli Öğretim: “Bilgisayar, öğretmenin zor fakat zorunlu bazı görevlerini üstlenerek ona destek olan bir öğretim aracı ve öğrenmenin oluştuğu bir ortam olarak kullanıldığı etkinliklerdir” (Keser, 1988:18).

Geleneksel Öğrenme: “Ünite ve konuları, kazanımları belirlenmiş, eğitim ve sınama durumlarını öğretmenlerin kendi yetişme tarzları ile belirledikleri, çoğunlukla düz anlatıma dayalı bir öğretim gerçekleştirme sürecidir. Ezberciliğe dayalı bilgi aktarımının esas alındığı, bütün faaliyetlerin öğretmende toplandığı, öğrencinin pasif konum kaldığı öğretme yöntemidir” (Fidan, 1985: 168).

Ders Yazılımı: Bilgisayar programlarından yararlanılarak hazırlanan ve ünitenin kazanımlarını içeren ders öğretim materyalidir.

Başarı Testi: Öğrencilerin amaçlarla tutarlı davranışlarını yoklamak üzere programın amaçları doğrultusunda klasik test teorisine göre hazırlanıp, uygulanan ölçme aracıdır (EARGED, 1995).

Akademik Başarı: Öğrencilerin başarı testinden aldıkları puanlar toplamıdır.

Deney Grubu: Matematik dersini Gagne modelli öğretim yazılımına dayalı bilgisayar destekli öğretim ile işleyen öğrenci grubudur.

Kontrol Grubu: Matematik dersini geleneksel yöntemle işleyen öğrenci grubudur.

ll.BÖLÜM

2.İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

Bu bölümde araştırmanın konusu olan Gagne’nin Öğretim Modeli, Bilgisayar Destekli Matematik Öğretimi ve bu iki konunun birbirine uyarlanmasıyla ilgili gerek yurt içindeki gerekse yurt dışındaki birçok araştırma incelenmiştir. Ancak Gagne’nin öğretim modeli üzerine çok fazla araştırmaya rastlanılmamış, daha çok bilgisayar destekli öğretim üzerine yapılana araştırmalara yer verilmiştir. Bu çalışmalardan bazıları şöyle özetlenmiştir.

Karabagshiew (2003) “Gagne’nin Öğretim Tasarımına Uygun Hazırlanan Öğretim Yazılımının İlköğretim 6.Sınıf Öğrencilerinin İngilizce Dersindeki Akademik Başarısına Etkisi” isimli çalışmasında, ders müfredatı konuları arasından “Planlanmış Gelecek Zaman Aktiviteleri” konusu ele alınmıştır. Araştırma Gülen Muharrem Pakoğlu İlköğretim Okulu’nda toplam 48 öğrenciye uygulanmıştır. Hazırlanan başarı testi, öğrencilere öntest ve sontest olmak üzere iki defa yapılmış, bulunan t değeri 0,05 düzeyindeki tablo t değerinden büyük olduğundan öntest ve sontest puanları arasında anlamlı bir fark olduğu ortaya çıkmıştır. Buradan çıkan sonuca göre işlenen konunun öğretiminde Gagne’nin öğretim tasarımı modeline göre hazırlanan eğitim yazılımının akademik başarıya olumlu yönde katkı yaptığı ortaya çıkmıştır.

Baki ve Öztekin (2003) “Excel Yardımıyla Fonksiyonlar Konusunun Öğretimi” isimli çalışmada matematik müfredatından ve tipinde fonksiyonların grafikleri konusu seçilerek Excel programında matematik öğretimi materyali geliştirmişlerdir. Daha sonra hazırladıkları bu BDMÖ materyalini hizmet içi kurs şeklinde 15 öğretmene tanıtmışlar ve gerçek sınıf ortamında bu materyalin kullanılabilirliğini araştırmışlardır. Veri toplama ve değerlendirmesi sürecinden sonra

hazırlanan öğretim materyalinin yeterliliği nicel ve nitel olarak öğretmenler tarafından olumlu bulunmuştur. Ayrıca bu materyalin kullanımı sürecinde öğretim ortamının zenginleşeceği görüşü ortaya çıkmıştır.

Karalar ve Sarı (2007) “Modüler Bir Öğretim Yazılımı Denemesi ve Uygulama Sonuçları” adlı çalışmada bilgisayar başında uygulamalı öğrenmeye olanak sağlayan, multimedya araçlarla desteklenerek modüler bir yapıda geliştirilmiş bir öğretim yazılımı tanıtılmış ve uygulama sonuçları incelenmiştir. Sonuç olarak bu yazılımının öğretimde kullanımının geleneksel öğretim yöntemine göre daha etkili bir öğretim yöntemi olduğu, öğrenci erişilerinin ve kalıcılık düzeylerinin daha yüksek olduğu ortaya çıkmıştır.

Kutluca ve Birgin (2007) “Doğru Denklemi Konusunda Geliştirilen Bilgisayar Destekli Öğretim Materyali Hakkında Matematik Öğretmeni Adaylarının Görüşlerinin Değerlendirilmesi” isimli çalışmada, araştırmacılar özel durum çalışması yaparak, verileri 23 kapalı uçlu madde ve 4 açık uçlu sorudan oluşan materyal değerlendirme formu ile toplayarak, 80 tane matematik öğretmeni adayının doğru denklemi konusunda geliştirilen bilgisayar destekli öğretim materyali hakkındaki görüşlerini almışlardır. Araştırma sonucunda hazırlanan BDÖ materyalinin öğretici özelliğe sahip olup, kullanımının kolay olduğu, pedagojik ve programlama açısından da yeterli olduğu kanısına varılmıştır.

Tanaçan (1994) “Ortaokullarda Bir Bilinmeyenli Denklemlerin Öğretiminde Bilgisayar Destekli Eğitimin Rolü” konusu üzerine bir araştırma yapmıştır. Araştırma, ortaokul 2.sınıf düzeyinde denklemlere dayalı problem çözmedeki başarıda bilgisayar desteği verilmesinin öğrenciler üzerindeki etkileri incelenmektedir. Araştırmada ortaokul 2.sınıflar düzeyinde denklemlere dayalı problem çözmede, ek öğrenme olarak bilgisayar desteği verilmesi ile desteğin geleneksel öğretimle verilmesi arasında anlamlı bir fark var mıdır? soruna cevap bulma amaçlanmıştır. Araştırma sonucuna göre; denklemler konusundaki eğitimlerinde bilgisayar desteği alan öğrencilerin denklem erişi puanları, geleneksel yöntemlerle destek alan öğrencilerin erişi puanlarından manidar derecede daha yüksek çıkmıştır.

Dursun ve Dede (2004) “Öğrencilerin Matematikte Başarısını Etkileyen Faktörler: Matematik Öğretmenlerinin Görüşleri Bakımından” adlı çalışmada öğrencilerin başarılarını etkileyen faktörleri literatüre dayalı olarak belirlemiş ve 10 madde altında toplamışlardır. Bu 10 madde daha sonra 38 tane matematik öğretmenine yöneltilmiştir. Bu 10 madde içinden matematik dersinde uygulanan öğretim yöntem ve tekniklerinin öğrenci başarısı üzerindeki etkisiyle ilgili soruya, öğretmenlerin, % 71 çok etkili, % 14’ü etkili, %14’ü ise az etkilidir, demiştir. Sonuç olarak öğretmenlerden % 85’i matematik dersinde uygulanan öğretim yöntem ve tekniklerinin öğrenci başarısı üzerinde belirleyici bir faktör olduğunu kabul etmişlerdir.

Aktümen ve Kaçar (2003) “İlköğretim 8.Sınıflarda Harfli İfadelerle İşlemlerin Öğretiminde Bilgisayar Destekli Öğretimin Rolü ve Bilgisayar Destekli Öğretim Üzerine Öğrenci Görüşlerinin Değerlendirilmesi” isimli çalışmada, öğrencilerin matematik başarılarını ve ders hakkındaki görüşlerini geleneksel öğretim yöntemi ile bilgisayar destekli öğretim yöntemini uygulayarak değerlendirmişlerdir. Toplam 24 öğrenciye 4 ders saati üzerinden yapılan uygulamada, bilgisayar destekli öğretim yönteminin geleneksel öğretim yöntemine göre daha etkili olduğu ve bilgisayar destekli öğretim için öğrencilerin olumlu tutum geliştirdikleri gözlenmiştir.

Aslan (2005) ”İlköğretim 6.Sınıf Matematik Dersinin, Ondalık Kesirler Ünitesinin Öğretiminde Bilgisayar Destekli Öğretimin Rolü” adlı çalışmasında, kontrol gruplu öntest ve sontest deney yöntemi uygulayarak, toplam 255 öğrenciye 25 soruluk başarı testi yapmıştır. Deney grubuna dersleri powerpointte hazırlanan sunularla işlemiştir.

Benzer Belgeler