• Sonuç bulunamadı

Kurumsal itibarın çalışanların örgütsel bağlılıkları üzerine etkisi: Akşehir banka çalışanları örneği

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kurumsal itibarın çalışanların örgütsel bağlılıkları üzerine etkisi: Akşehir banka çalışanları örneği"

Copied!
137
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ

ĠġLETME ANABĠLĠM DALI

YÖNETĠM ORGANĠZASYON BĠLĠM DALI

KURUMSAL ĠTĠBARIN ÇALIġANLARIN ÖRGÜTSEL

BAĞLILIKLARI ÜZERĠNE ETKĠSĠ: AKġEHĠR BANKA

ÇALIġANLARI ÖRNEĞĠ

Aysu BĠÇER

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

DanıĢman

Prof. Dr. Atila KARAHAN

(2)

T.C

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ

SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ

ĠġLETME ANABĠLĠM DALI

YÖNETĠM ORGANĠZASYON BĠLĠM DALI

KURUMSAL ĠTĠBARIN ÇALIġANLARIN ÖRGÜTSEL

BAĞLILIKLARI ÜZERĠNE ETKĠSĠ: AKġEHĠR BANKA

ÇALIġANLARI ÖRNEĞĠ

Aysu BĠÇER

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

DanıĢman

Prof. Dr. Atila KARAHAN

Bu çalıĢma, Selçuk Üniversitesi Bilimsel AraĢtırma Projeleri Koordinatörlüğü (BAP) tarafından 18203017 nolu YL tez projesi olarak desteklenmiĢtir.

(3)
(4)
(5)

ÖNSÖZ

Günümüzde, örgütlerin hayatlarını devam ettirebilmeleri, faaliyetlerini sürdürebilmeleri ve hızla değiĢen rekabet Ģartlarına ayak uydurabilmeleri açısından kurumsal itibar oluĢturmaları ve itibarlarını sürdürebilmeleri büyük önem taĢımaktadır. Kurumsal itibar örgütün rekabet edebilirliğine katkı sağlayan soyut bir değerdir. Örgütler çalıĢanlarının kurumsal itibarını doğru bir Ģekilde algılamalarında ve güçlü kurumsal itibar kazanma yönünde çeĢitli çalıĢmalar gerçekleĢtirmektedir.

ÇalıĢanlar, kurumsal itibar sürecinin temelini oluĢturmakta olup, çalıĢanların desteğini kazanmadan kurumlar için güçlü itibar sahibi olmak mümkün değildir. ÇalıĢanların örgüte olan bağlılıkları, söz konusu örgütün kurumsal itibarını etkileyebilmektedir. ĠĢte bu noktada kurumsal itibarın örgüt çalıĢanları bağlılığının üzerine etkisi önem arz etmektedir.

Bu çalıĢmanın her aĢamasında ilgisini benden esirgemeyip, bilgi birikimini benimle paylaĢan, eleĢtiri ve önerileriyle beni yönlendiren danıĢmanım Sayın Prof. Dr. Atila KARAHAN baĢta olmak üzere ArĢ. Gör. Zehranur SANĠOĞLU TANIġ‟a ve S.Ü.AkĢehir ĠĠBF‟nin değerli hocalarına; Yüksek Lisans Eğitimim boyunca bana hep destek olan Fakülte Sekreterimiz baĢta olmak üzere değerli çalıĢma arkadaĢlarım Murat Dursun ÜNSAL, Neriman BODUR, Aynur ALAY ve Beyhan ÜSTÜNER‟e anlayıĢ ve rehberlikleri için en derin teĢekkürlerimi sunarım.

Son olarak her zaman için yanımda olan, her türlü maddi ve manevi desteğini esirgemeyen Kıymetli eĢim ġahin Beye, kızlarım Sıla ve Beyza‟ya, Anneme, Babama ve KardeĢlerime sonsuz teĢekkürlerimi sunarım.

(6)

ÖZET

KURUMSAL ĠTĠBARIN ÇALIġANLARIN ÖRGÜTSEL BAĞLILIKLARI ÜZERĠNE ETKĠSĠ: AKġEHĠR BANKA ÇALIġANLARI ÖRNEĞĠ

BĠÇER, Aysu

Yüksek Lisans Tezi

ĠĢletme Anabilim Dalı

Tez DanıĢmanı: Prof. Dr. Atila KARAHAN

Haziran, 2019, 137 sayfa

Hızla değiĢen ve geliĢen rekabet koĢulları örgütlerin faaliyetlerini devam ettirebilmek ve varlıklarını koruyabilmek adına farklı arayıĢlara yönelmelerini gerektirmiĢtir. ĠĢletmeler açısından hayati öneme sahip olan kurumsal itibar kavramı günümüzde öneminin giderek artırmaya baĢlamıĢtır. Kurumsal itibar, iĢletmenin iç ve dıĢ paydaĢlarının, örgütle ilgili algılamaları ve değerlendirmelerinden oluĢmaktadır. Bu nedenle, örgütlerin soyut bir değer olan itibarlarını etkili bir Ģekilde yönetmeleri gerekmektedir.

Çağımızda örgütlerin kurumsal itibarını etkin bir Ģekilde yönetebilmesi çalıĢanların nitelikleri, sahip oldukları entelektüel birikimleri ve en nihayetinde örgütle aralarında kurdukları bağ ile iliĢiklidir. Örgüt açısından büyük öneme sahip olan insan kaynaklarının örgütsel bağlılıkları da kurumsal itibarın oluĢmasında rol oynamaktadır. Örgütüne bağlı olan çalıĢan, çalıĢtığı kurumun itibarını ön planda tutarak artmasını sağlamaya çalıĢmaktadır.

ÇalıĢmanın konusunu kurumsal itibarın örgüt çalıĢanları bağlılığının üzerine etkisi oluĢturmakta ve AkĢehir banka çalıĢanları üzerine bir araĢtırma ile konu desteklenmektedir.

(7)

ABSTRACT

THE EFFECT OF CORPORATE REPUTATION ON THE

ORGANIZATIONAL COMMITMENT OF EMPLOYEES: A CASE STUDY OF AKġEHĠR BANK EMPLOYEES

BĠÇER, Aysu

Master Thesis

Department Of Business

Supervisor : Prof. Dr. Atila KARAHAN

June, 2019, 137 pages

Rapidly and competitively competitive organizations needed to divert to different pursuits in order to protect their organization's activities and deliverables. The business world is improving. Corporate reputation consists of informal and external debts, evaluations and evaluations related to the organization. These marks are unified directors. Some of the governance models that provide institutional valuation of the organization of the ages are related to their ownership ability and ultimately to their organization. It is a very important thing from the source of mankind.

The subject of the study is the effect of the corporate reputation on the loyalty of the employees of the organization and the subject is supported with a research on the employees of AkĢehir.

Keywords: Corporate Reputation, Organizational Commitment, Bank Employees

(8)

ĠÇĠNDEKĠLER

BĠLĠMSEL ETĠK SAYFASI... Hata! Yer iĢareti tanımlanmamıĢ.

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ KABUL FORMU ... iv

ÖNSÖZ ... v

ÖZET ... vi

ABSTRACT ... vii

ĠÇĠNDEKĠLER ... viii

TABLOLAR LĠSTESĠ ... xii

ġEKĠLLER LĠSTESĠ ... xiii

GĠRĠġ ... 1

BĠRĠNCĠ BÖLÜM ... 3

KURUMSAL ĠTĠBAR ... 3

1.1. Kurumsal Ġtibar Tanımı ve Önemi ... 3

1.1.1. Kurumsal Ġtibarın Tanımı ... 3

1.1.2 Kurumsal Ġtibarın Önemi ... 3

1.2. Kurumsal Ġtibarın EtkileĢim Ġçinde Olduğu Kavramlar ... 6

1.2.1. Kurum Kültürü ... 6

1.2.2. Kurum Kimliği ... 6

1.2.3. Kurum Ġmajı ... 8

1.2.4. Marka ... 9

1.3. Kurumsal Ġtibarın Yararları ... 10

1.3.1. SatıĢları Arttırmak ... 10

1.3.2. Riski Azaltmak ... 11

1.3.3. Yetenekli ÇalıĢanları Kuruma Çekmek ... 11

1.3.4. Maliyetleri Azaltmak ... 12

1.3.5. Moral ve Bağlılığı Güçlendirmek ... 12

1.4. Kurumsal Ġtibarın Temel BileĢenleri ... 13

1.4.1. Duygusal Çekicilik ... 15 1.4.2. Kalite ve Yenilikçilik ... 16 1.4.3. Vizyon ve Liderlik ... 17 1.4.4. Finansal Performans ... 17 1.4.5. ÇalıĢma Çevresi ... 18 1.4.6. Sosyal Sorumluluk ... 18

(9)

1.5.1. PaydaĢlarla ĠliĢkiler ... 19

1.5.2. MüĢteri ĠliĢkileri ... 20

1.5.2.1. ÇalıĢan ĠliĢkileri ... 20

1.5.2.2. Yatırımcı ve Hissedar ĠliĢkileri ... 21

1.5.2.3. Tedarikçi ĠliĢkileri ... 21

1.5.2.4. Medya ĠliĢkileri ... 21

1.5.2.5. Toplum ĠliĢkileri ... 22

ĠKĠNCĠ BÖLÜM ... 23

ÖRGÜTSEL BAĞLILIK ... 23

2.1. Örgütsel Bağlılık Kavramı Tanımı Ve Önemi ... 23

2.1.1. Örgütsel Bağlılık Kavramı ... 23

2.1.2. Örgütsel Bağlılık Tanımı ... 23

2.1.3. Örgütsel Bağlılığın Önemi ... 24

2.2. Örgütsel Bağlılığın Göstergeleri ... 24

2.2.1. Örgütün Amaç ve Değerlerini Benimseme ... 25

2.2.2. Örgüt Ġçin Fedakârlıkta Bulunabilme... 25

2.2.3. Örgüt Üyeliğinin Sürekliliği Ġçin Güçlü Bir Ġstek Duyma ... 25

2.2.4. Örgüt Kimliği Ġle ÖzdeĢleĢme ... 25

2.2.5. ĠçselleĢtirme ... 26

2.3. Örgütsel Bağlılığın Teorik GeliĢimi ... 26

2.4. Örgütsel Bağlılık ve Benzer Kavramlar ... 28

2.4.1. Mesleğe Bağlılık ... 28

2.4.2. ÇalıĢma ArkadaĢlarına Bağlılık ... 29

2.4.3. Sadakat ... 29

2.4.4. Ġtaat ... 29

2.4.5. Göreve Bağlılık ... 30

2.4.6. ĠĢ Tatmini ... 30

2.5. Örgütsel Bağlılığı Etkileyen Faktörler ... 31

2.5.1. KiĢisel Faktörler ... 32

2.5.1.1. ĠĢ Beklentileri ... 32

2.5.1.2. Psikolojik SözleĢme ... 32

2.5.1.3. KiĢisel Özellikler ... 33

2.5.1.3.1. Örgütsel Bağlılık ve YaĢ ... 33

2.5.1.3.2. Örgütsel Bağlılık ve Cinsiyet ... 34

2.5.1.3.3. Örgütsel Bağlılık ve Medeni Durum ... 35

2.5.1.3.4. Örgütsel Bağlılık ve Kıdem ... 35

2.5.1.3.5. Örgütsel Bağlılık ve Eğitim ... 35

2.5.2. Örgütsel Faktörler ... 36

2.5.2.1. ĠĢin Niteliği ve Önemi ... 37

(10)

2.5.2.3. Ücret Düzeyi ... 38

2.5.2.4. Örgüt Kültürü ... 38

2.5.2.5. Örgütsel Adalet ... 39

2.5.3. Örgüt DıĢı Faktörler ... 40

2.5.3.1. Profesyonellik ... 40

2.5.3.2. Yeni Bir ĠĢ Bulma Ġmkânları ... 40

2.6. Örgütsel Bağlılığın Sınıflandırılması ... 41

2.6.1. Tutumsal Bağlılık YaklaĢımı ... 41

2.6.1.1. Etzioni‟nin Sınıflandırması ... 41

2.6.1.2. Kanterin Sınıflandırması ... 42

2.6.1.3. O‟Reilly ve Chatman‟in Sınıflandırması ... 43

2.6.1.4. Penley ve Gould‟un Sınıflandırması ... 44

2.6.1.5. Allen ve Meyer‟in Sınıflandırması ... 44

2.6.2. DavranıĢsal Bağlılık YaklaĢımı ... 45

2.6.2.1. Becher‟in Yan Bahis YaklaĢımı ... 46

2.6.2.2. Salancik‟in YaklaĢımı ... 46

2.6.3. Çoklu Bağlılık YaklaĢımı ... 47

2.7. Örgütsel Bağlılığın Sonuçları ... 47

2.7.1. Bağlılık ve Performans ... 47

2.7.2. Bağlılık ve Devamsızlık ... 48

2.7.3. Bağlılık ve Stres ... 48

2.7.4. Bağlılık ve ĠĢe Geç Gelme ... 48

2.7.5. Bağlılık ve ÇalıĢan Devir Oranı ... 50

2.7.6. Bağlılık ve ĠĢten Ayrılma ... 50

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ... 51

KURUMSAL ĠTĠBARIN ÇALIġANLARIN ÖRGÜTSEL BAĞLILIKLARI ÜZERĠNE ETKĠSĠ: AKġEHĠR BANKA ÇALIġANLARI ÖRNEĞĠ ... 51

3.1. AraĢtırmanın Amacı ve Önemi ... 51

3.2. Konu Ġle Ġlgili Önceki ÇalıĢmalar ... 51

3.3. AraĢtırmanın Evreni ve Örneklemi ... 53

3.4. AraĢtırmanın Kısıtları ... 53

3.5. AraĢtırmanın Yöntemi ... 53

3.5.1. Verilerin toplanması ... 53

3.5.2. AraĢtırmada Kullanılan Ölçekler ... 54

3.5.2.1. Kurumsal Ġtibar Ölçeği ... 54

3.5.2.2. Örgütsel Bağlılık Ölçeği ... 55

3.5.2.3. Demografik Veri Formu ... 56

3.6. AraĢtırma Modeli ... 56

3.7. AraĢtırmanın Hipotez ve Alt Hipotezleri ... 57

(11)

3.8.1. Ankete Katılanların Sosyo-Demografik Özelliklerine ĠliĢkin Frekans 60

3.8.2. AraĢtırma DeğiĢkenlerinin Güvenilirlik Analizi ... 62

3.8.2.1. Kurumsal Ġtibar Ġçin Güvenilirlik Analizi ... 63

3.8.2.2. Örgütsel Bağlılık Ġçin Güvenilirlik Analizi ... 63

3.8.3. Faktör Analizleri ... 63

3.8.3.1. Kurumsal Ġtibar için Faktör Analizi ... 64

3.8.3.2. Örgütsel Bağlılık Ġçin Faktör Analizi ... 66

3.8.4. Hipotezlerin Test Edilmesi ... 68

3.8.4.1. Korelâsyon Analizi ... 68

3.8.4.2. Regresyon Analizleri ... 72

3.8.5. Fark testleri ... 79

3.8.5.1. Cinsiyete Göre Kurumsal Ġtibarın Örgütsel Bağlılığın üzerine etkisine ĠliĢkin Fark Testi ... 79

3.8.5.2. YaĢ Gruplarına Göre Örgütsel Bağlılığın Kurumsal Ġtibar Üzerine Etkisine ĠliĢkin Fark Testi ... 80

3.8.5.3. Aylık Gelir Durumuna Göre Kurumsal Ġtibarın Örgütsel Bağlılık Üzerine Etkisine ĠliĢkin Fark Testi ... 83

3.8.5.4. Sektördeki Deneyim Durumuna Göre Kurumsal Ġtibarın Örgütsel Bağlılık Üzerine Etkisine ĠliĢkin Fark Testi ... 85

3.8.5.5. Mevcut ĠĢletmede ÇalıĢma Süresi Durumuna Göre Kurumsal Ġtibarın Örgütsel Bağlılık Üzerine Etkisine ĠliĢkin Fark Testi ... 88

3.8.5.6. ÇalıĢılan Kuruma Göre Kurumsal Ġtibarın Örgütsel Bağlılık Üzerine Etkisine ĠliĢkin Fark Testi ... 90

3.8.5.7. Medeni Durumlarına Göre Kurumsal Ġtibarın Örgütsel Bağlılık Üzerine Etkisine ĠliĢkin Fark Testi ... 92

3.8.5.8. Eğitim Durumuna Göre Kurumsal Ġtibarın Örgütsel Bağlılık Üzerine Etkisine ĠliĢkin Fark Testi ... 94

3.9. Bulgular Ve Yorum ... 96

3.9.1. AraĢtırmanın Bulguları Ġle Ġlgili Genel Değerlendirme ve Hipotezlerin Test Edilmesi ... 96

SONUÇLAR VE ÖNERĠLER ... 101

KAYNAKÇA ... 105

EK 1 ... 121

(12)

TABLOLAR LĠSTESĠ

Tablo 3. 1 Bireylerin Bazı Sosyo-Demografik Özelliklere Göre Dağılımı ... 61

Tablo 3. 2 Kurumsal Ġtibar Ölçeği Güvenilirlik Analizi ... 63

Tablo 3. 3 Örgütsel Bağlılık Ölçeği Güvenilirlik Analizi ... 63

Tablo 3. 4 Ölçekte Yapılan DeğiĢiklikler ... 64

Tablo 3. 5 Kurumsal Ġtibar Ölçeği Faktör Analizinden Sonra Çıkarılan Ġfadeler ... 64

Tablo 3. 6 Kurumsal Ġtibar Ölçeği Kaiser-Meyer-Olkin Ve Barlett Testi. ... 65

Tablo 3. 7 Faktör Analizi Sonrasında Kurumsal Ġtibar Ölçeği Faktörlerin Güvenilirlik Analizi ... 65

Tablo 3. 8 Örgütsel Bağlılık Ölçeği Faktör Analizinden Sonra Çıkarılan Ġfadeler ... 67

Tablo 3. 9 Örgütsel Bağlılık Ölçeği Kaiser-Meyer-Olkin ve Barlett Testi. ... 67

Tablo 3. 10 Faktör Analizi Sonrasında Örgütsel Bağlılık Ölçeği Faktörlerin Güvenilirlik Analizi ... 68

Tablo 3. 11 DeğiĢkenlerin Boyutları Arasındaki Kolerasyon Analizi ... 69

Tablo 3. 12 Çoklu Regresyon Analizi ... 74

Tablo 3. 13 Demografik Özellikler Açısından Kurumsal Ġtibar ve Örgütsel Bağlılık Algısı Arasındaki Farklılıklar ... 79

Tablo 3. 14 AraĢtırmaya Katılan Katılımcılara ĠliĢkin Kurumsal Ġtibar Ve Örgütsel Bağlılık Algısı DeğiĢkenlerinin Cinsiyetlere Göre KarĢılaĢtırılması ... 80

Tablo 3. 15 AraĢtırmaya Katılan Katılımcılara ĠliĢkin Kurumsal Ġtibar Ve Örgütsel Bağlılık Algısı DeğiĢkenlerinin YaĢ Gruplarına Göre KarĢılaĢtırılması ... 81

Tablo 3. 16 AraĢtırmaya Katılan Katılımcılara ĠliĢkin Kurumsal Ġtibar ve Örgütsel Bağlılık Algısı DeğiĢkenlerinin Aylık Gelir Durumlarına Göre KarĢılaĢtırılması .... 83

Tablo 3. 17 AraĢtırmaya Katılan Katılımcılara ĠliĢkin Kurumsal Ġtibar Ve Örgütsel Bağlılık Algısı DeğiĢkenlerinin Sektördeki Deneyim Durumlarına Göre KarĢılaĢtırılması ... 85

Tablo 3. 18 AraĢtırmaya Katılan Katılımcılara ĠliĢkin Kurumsal Ġtibar Ve Örgütsel Bağlılık Algısı DeğiĢkenlerinin ĠĢletmede ÇalıĢma Sürelerine Göre KarĢılaĢtırılması ... 89

Tablo 3. 19 AraĢtırmaya Katılan Katılımcılara ĠliĢkin Kurumsal Ġtibar Ve Örgütsel Bağlılık Algısı DeğiĢkenlerinin ÇalıĢılan Kuruma Göre KarĢılaĢtırılması ... 91

Tablo 3. 20 AraĢtırmaya Katılan Katılımcılara ĠliĢkin Kurumsal Ġtibar Ve Örgütsel Bağlılık Algısı DeğiĢkenlerinin Medeni Durumlarına Göre KarĢılaĢtırılması ... 93

Tablo 3. 21 AraĢtırmaya Katılan Katılımcılara ĠliĢkin Kurumsal Ġtibar Algısı ve Örgütsel Bağlılık DeğiĢkenlerinin Eğitim Durumlarına Göre KarĢılaĢtırılması ... 94

(13)

ġEKĠLLER LĠSTESĠ

ġekil 1: Örgüt içi çalıĢanların iĢlerine karĢı oluĢturdukları doyum yada

doyumsuzluğa sebep olan etmenler ... 31 ġekil 2: Örgütsel Bağlılığın Sınıflandırması ... 41 ġekil 3: Reputation Quotient (RQ) / Ġtibar Katsayısı Nasıl Hesaplanır? (Fombrun, 2000:13) ... 14 ġekil 4: Teorik Model ... 56 ġekil 5: Örgütsel Bağlılık ile Kurumsal Ġtibar Arasındaki ĠliĢkiye Ait Regresyon Analizi ... 73

(14)

GĠRĠġ

1765 yılında buhar ekonomisinin keĢfi ile baĢlayan Sanayi Devrimi ile geleneksel toplum yapısı kırılmıĢ, siyasi, mali ve sosyo-kültürel alanlarda yeni oluĢumlar ortaya çıkmaya baĢlamıĢtır. Pek çok kiĢi ihtiyaçlarını karĢılayabilmek veya ürünlerini satmak amacıyla farklı ülkelere yönelmiĢ ve diğer ülkelerdeki insanlarla iletiĢim kurma çabasına girmiĢtir. Yeni bakıĢ açıları ile oluĢan bu çok renklilik ve çok seslilik toplumun; sanayi toplumu, olarak adlandırılan yeni bir kimlik kazanmasına sebep olmuĢtur. Yeni ürünlerin, yeni sektörlerin zamanın ve insani değerlerin öne çıkması ile sanayi toplumu olarak kimlik kazanan toplum, bilgi toplumu olarak çehresinin değiĢmesini sağlamıĢtır.

Toplumsal sistemde oluĢan bu değiĢimlerde, bilim ve teknolojinin etkisiyle ile oluĢan, yeni bilgiler, yeni ürün, yeni bir iĢ, yeni bir yöntem anlayıĢı, yeni bir bakıĢ açısı ile Emek faktörünün bilgi ile etkileĢimini ortaya çıkararak sadece insan gücünü istihdam etmekle kalmayıp aynı zamanda da dünyaya karĢı duyarlı kiĢilerle çalıĢmanın hedeflenmesi sağlanmıĢtır (Yalçınkaya, 2001: 1-12).

Teknolojinin hızla geliĢtiği günümüzde; küreselleĢme ile yayılan ve daha çok rekabet ile ürünleri daha büyük pazarlarda yer almasını sağlayan iĢletmelerin bu baĢarısında nitelikli insan gücünün önemi büyüktür. Bu durum iĢletmelerin baĢarısının ve verimliliğinin artmasında insan faktörüne yönelmenin ve insanı ciddiye almanın gerekliliğini ortaya koymuĢtur.

Son zamanlarda örgütlerin ayakta kalabilmeleri için iĢ görenlerin sadece iĢ tanımlarında yer alan görevleri yapmaları yeterli olmamaktadır. Ġnsanı ciddiye almayan, duygu, düĢünce ve davranıĢlarını anlamaya çalıĢmayan, beklentilerini ve kariyer planlarını gerçekleĢtirmek için ortam hazırlamayan örgütler zamanla fark yaratamayacaklardır (Gürbüz, 2006: 48-75). Örgütlerin fark yaratmalarında, rekabet gücü ve üstünlüğü kazanabilmelerinde en etkin yol insan kaynağının örgütsel

(15)

hedefler doğrultusunda kullanılmasını sağlayarak örgüt çalıĢanlarının kuruma bağlılıklarını arttırıcı faaliyetlerde bulunmalarına imkan vermekle gerçekleĢecektir. (Bakan ve BüyükbeĢe, 2004: 26).

Ġnsan kaynaklarına önem veren iĢletmeler, hızla artarak devam eden rekabet ortamında ayakta kalabilmeleri için iĢ görenlerin kuruma karĢı güven duymalarını, bağlılıklarını ve iĢ doyumlarını arttırmaları gerekmektedir (Cihangiroğlu, 2001: 9).

Hizmet sektöründe faaliyet gösteren bankaların görevi, mevcut mevduatları kredi talebinde bulunanlara aktararak aracılık faaliyeti yapmak, kısa ve uzun süreli fonları birbirine dönüĢtürmek, para transferi yaparak kaynaklar arası akıcılık sağlamak gibi çeĢitli faaliyetler yürütmek olsa da insan unsuru her zaman ön planda tutulmuĢtur. GeliĢmiĢ teknolojilerine rağmen bankalarda kiĢisel emeğin yoğun bir Ģekilde kullanıldığı görülmektedir. Bir kurumun ayakta durabilmesi için insan kaynaklarını istekli bir Ģekilde harekete geçirmeyen kurumlar her ne kadar geliĢmiĢ teknolojiyi kullansalar da, amaçlarını gerçekleĢtiremezler (TaĢ, 2012: 31).

Kurumsal bağlılık çalıĢanların örgüt ile bütünleĢebilmesi, örgüt değerlerini, misyon ve vizyonunu benimsemesi, takım ruhu ve gönüllülük gibi davranıĢlarla yakından ilgilidir (Ġnce ve Gül, 2005: 20).

Bu çalıĢmanın konusu kurumsal itibarın çalıĢanların örgütsel bağlılıkları üzerine etkisidir. Bu kapsamda birinci bölümde kurumsal itibar kavramı ve kurumsal itibar yönelimi kavramları incelenmiĢ, ikinci bölümde örgütsel bağlılık, örgütsel bağlılığı etkileyen faktörler, sınıflandırılması ve yaklaĢımlar ayrıntılı olarak irdelenmiĢ. Üçüncü bölümde yöntem, bulgular ve yorum ile sonuçlar ve öneriler bulunmaktadır.

(16)

BĠRĠNCĠ BÖLÜM

KURUMSAL ĠTĠBAR

1.1.Kurumsal Ġtibar Tanımı ve Önemi

1.1.1. Kurumsal Ġtibarın Tanımı

Son yılarda üzerinde önemle durulmakta olan itibar kavramı, Türk Dil Kurumu tarafından “saygınlık, saygı duyma” olarak tanımlanmaktadır (e.t. 04.07.2018). Kurumsal Ġtibar ise, örgüt hakkında ortaya konan algının tamamı olarak karĢımıza çıkarken temelinde güvenilirlik ve inanılırlık kavramlarını barındırmaktadır. Güvenilirlik iĢletmeye mahsus bilgi ve beceriler sonucu meydana gelen etkileme gücünü oluĢturur, inanç ise iĢletmenin veya bireylerin davranıĢlarının dürüstlük yâda doğruluk açısından duyulan güveni ifade eder (Budd, 1994: 11-15). Ġtibar, bir iĢletmenin sahip olduğu ve iĢletme için son derece önemli olan varlıkların güvenilirliği, gücü ve her türlü sorumluluğu hakkında gerek kiĢisel gerekse ortak yargılardan oluĢmuĢ bir bütündür (Okay ve Okay, 2001). BaĢka bir ifade ile belirtilecek olursa itibar, kiĢi, kurum yada organizasyonların geçmiĢte yaptıkları eylemler, toplum içindeki davranıĢlar neticesinde oluĢturulan ve itimat, saygınlık vb. barındıran bir bütündür (Tavlak, 2007: 2).

ĠĢletmelerin itibar oluĢturabilmeleri için, ürün ve hizmetlerinin yanı sıra iĢletmenin kendisinin de tanıtımının iyi yapılması ve özellikle iletiĢime önem verilmesi gerekmektedir. Bu yüzdendir ki itibara gereken önemi veren iĢletmeler sadece müĢteri iliĢkilerini değil çalıĢanları, tedarikçileri, hissedarları ve diğer paydaĢları ile olan iliĢkilerine de son derece önem verirler. MüĢteri iliĢkileri tutarlı ve ilkeli olan iĢletmelerin itibar elde etmeleri ve bu itibarı uzun süre sürdürebilmeleri daha kolaydır (Besler ve Sarıkaya, 2008).

1.1.2 Kurumsal Ġtibarın Önemi

Yazında Kurumsal Ġtibarın iĢletmeler açısından pek çok alanda yarar sağladığı belirtilmekte olup bu faydalar Stratejik, Ġnsan kaynakları, Finansal performans ve pazarlama alanında olmak üzere kendi arasında Ģekillenmektedir.

(17)

Stratejik Yönetim Açısından; iĢletmelerin sınırlı sayıdaki kaynaklarına kolay ve hızlı ulaĢabilme yetenekleri rakiplerine karĢı stratejik üstünlük sağlamaktadır. Bahse konu sınırlı kaynaklar görünür ve görünür olmayan olmak üzere iki baĢlıkta incelenebilir. Diğer iĢletmelerce taklit edilebilen ve pazarda kolaylıkla satılan kaynaklar görünür kaynaklar olarak tanımlanırken; taklit edilemeyen iĢletmenin sahip olduğu bilgi ve malumatları içeren, liderlik tarzı, yönetim stili, patentler, ticari sırlar vb. her türlü kolaylıkla alınıp satılamayan varlıklar görünür olmayan kaynaklar olarak tanımlanmaktadır (Deephause, 2000: 1093). Söz konusu görünemeyen bu kaynaklar iĢletmenin genel performansını arttırarak endüstriyel rekabette fark yaratmaktadır. Kurumsal Ġtibarın da, taklit edilemez olması ve sağladığı rekabet avantajı sayesinde görünür olmayan varlıklar içerisinde tanımlanmasına neden olmaktadır (Carmeli ve Tishler, 1999: 1267). Kurumların faaliyetlerinin devamı için rakiplerine farklılık yaratmaları gerekmekte bu farklılıkları da en iyi kurumsal itibar ile oluĢturabilmektedirler. Diğer bir ifade ile piyasada oluĢan olumsuz rekabet ortamını kurumsal itibar ile çözüme kavuĢturmak mümkündür (Weigelt ve Camerer, 1988: 443-454).

Ġnsan Kaynakları Yönetimi açısından kurumların sektördeki itibarı ve saygınlığı ile nitelikli iĢ gücünü iĢletmeye çekmede ve iĢletmede tutmada diğer iĢletmelere nazaran avantajlı bir durum ortaya çıkarmaktadır. Zira saygı duyulan bir kurumda çalıĢmak gerek çalıĢanlarda bireysel prestij oluĢturmakta gerekse insan kaynakları performansın arttırarak iĢletmeye fayda sağlamaktadır (Ferris vd., 2007: 122-123). Olumlu kurumsal itibara, iĢletmelere nitelikli iĢ gücünü çekmenin yanı sıra insan kaynağı performansının artırılması anlamında da fayda yaratmakta, insan kaynakları açısından devamsızlık oranları düĢmekte, iĢletmenin genel verimliliği artmaktadır. Söz konusu bulgular, saygın ve olumlu kurumsal itibar algısının nitelikli iĢ gücünü temin etme ve örgüte tutma anlamında taĢıdığı önemi net olarak ortaya koymaktadır (Chauvin vd. 1994: 159-180).

Pazarlama açısından değerlendirilen güçlü ve olumlu bir kurumsal itibar, Kurumların pazarlama araçlarının etkinliğini artırmaktadır. Ġtibar, iĢletmenin mevcut ve gelecek yeni ürün ya da hizmetlerinin güvenilir olarak algılanmasına, reklam ve tutundurma çalıĢmalarının daha geniĢ kitlelerin ilgisini çekmesine, tüketicilerin ürün

(18)

ve hizmetlerin fiyatı konusunda duyarsız davranmasına ve özel ya da sınırlı sayıda üretim için yüksek fiyat ödemesine neden olmaktadır (Steral ve Emery, 1997: 14) Olumlu kurumsal itibar, kaliteli ve güvenilir firma ile kaliteli ve güvenilir ürün ve hizmet anlamına taĢımaktadır. Pek çok müĢteri itibarlı iĢletmelerin ürünlerini ve hizmetlerini alabilmek için yüksek fiyatlar ödemeyi kabul etmektedir. Artan müĢteri sadakati ile pazarda sürekliliği sağlayan iĢletmeler pazara sokacağı yeni ürünlere karĢı da sempati yaratarak müĢteri potansiyelini arttırmaktadır (Herbig, Milewicz, 1997: 28).

Finansal Performans açısından değerlendirilen kurumsal itibar; itibar varlığı olarak görülmekte ve böylece iĢletmenin, gelirlerini arttırdığı belirtilmektedir. Yüksek itibarı amaçlayan kurumların finansal mazileri de iyi olmalıdır. Büyüme beklentisi içinde iken doğru, inandırıcı ve rakiplerine karĢı dürüst olmalıdırlar. Ġtibar yönetiminin önemine vurgu yapan, Solomon Brothers CEO'su ünlü yatırımcı Warren Buffet, yöneticilerine seslenirken durumu Ģöyle ifade etmiĢtir: “Eğer yanlıĢ kararlar yüzünden para kaybedersek bunu anlayıĢla karĢılayabilirim. Ama itibarımızı kaybedersek bu konuda merhametsiz olurum.” (YakĢi, 2014, et: 27.12.2018).

Piyasa da saygıdeğer ve güvenilebilir bir iĢletme olarak tanınmak, örgütün iĢlemsel maliyetlerini düĢürmekle kalmayıp, Ġtibar sahibi kurumların tedarikçileri, kredi kuruluĢları ve dağıtım kanalları ile yapacakları anlaĢmalarda itibarın getirdiği güven sayesinde, örgütlere pazarlık Ģansı ya da avantajı yaratacaktır. Ġtibar ile elde edilen pazarlık gücü, satın almalarda iĢletmelere maliyet avantajı yaratmaktadır. Örneğin, tedarikçiler yapacakları anlaĢmalarda itibarlı iĢletmelere, ıskonto yaparak ya da vade uzatımına giderek kolaylık sağlamaktadırlar. Kredi kuruluĢları kredi kullandırırken ya da kredi miktarını belirlerken, itibarlı, iyi ve güvenilir olduğuna inanılan iĢletmeye, diğer iĢletmelere oranla farklı kolaylıklar sağlamaktadırlar. Elde edilen bu kolaylıklar iĢletmelere pazarda rekabet ve getiri sağlamaktadır (Rose ve Thomesen, 2004: 201).

(19)

1.2. Kurumsal Ġtibarın EtkileĢim Ġçinde Olduğu Kavramlar

Kurumsal itibarın etkileĢim içinde olduğu kavramlar dört baĢlık altında incelenmiĢtir. Bunlar; 1. Kurum Kültürü 2. Kurum Kimliği 3. Kurum Ġmajı 4. Marka 1.2.1. Kurum Kültürü

Kurum kültürü, kurum üyelerince paylaĢılan kuruma ait, ortak değerler, normlar ve varsayımlardan meydana gelen, kurumun hayati faaliyetlerini oluĢturan misyon, vizyon ve kurum yapısı, sistemi ve süreçleri olmak üzere söz konusu unsurları denetleyen, değerlendiren, örgüt üyeleri ile organizasyonlar arasında ortak bir dil, inanç ve kimliğin oluĢturulmasında örgüte marjinal fayda sağlayan öğeler bütünüdür (Schein, 1999: 30-58). Örgüt kültürü aynı zamanda üyelerinin diğer kurum üyelerinden ayırt edilmesinde kolaylık sağlayan düĢünceler olarak da tanımlanabilir (Hofstede, 2001: 391).

Kurum kültürü kurum değerlerini, kurum değerleri tutumları, tutumlar ise kurum içi ve kurum dıĢı hal ve hareketleri Ģekillendirmekte önemli rol oynamaktadır. Böylece kurum kültürü kurum üyelerinin dıĢ dünya ile olan iliĢkilerini biçimlendirmektedir. (Adler, 1991: 15-16) aralarında net olarak var olan bir iliĢkiden söz edilemese de kurum kültürü ile kurumsal itibar, kurumların görülemeyen varlıkları arasında yer almakta ve piyasada rekabet avantajı yaratmaktadır (Michalisin vd. 1997: 361).

1.2.2. Kurum Kimliği

Albert ve Whetten tarafından ilk kez 1985 yılında ortaya atılan Kurum kimliği ifadesi; kurum üyelerinin kuruma özel özgünlük (central), farklılık (different) ve süreklilik (contingent) kazandırmak olmak üzere üç ana grupta tanımlanmaktadır. Tanımda yer alan özgünlük; kuruma has özellikler, farklılık; kurumu diğer

(20)

kurumlardan ayıran farkları süreklilik ise kurumun zaman içerisinde benzerlik gösteren hareketlerine ait özellikler olarak geniĢletilebilir (Rekom, 1997: 410-422)

Gioia ve arkadaĢları kurum kimliğinin durağan olmadığı, zamanla kurumların etrafındaki hızlı değiĢmelere uyum sağlamak için değiĢmek zorunda olduklarını belirtmiĢtir (Gioia vd. 1994: 364-365).

AraĢtırmacılara göre ise kimliğin devamlı bir yapısı bulunmakta ancak bu yapı durağan değil dinamik bir durumdadır (Gioia vd. 2000: 64-65).Kurumun en belirgin ve dikkat çeken özelliklerinin kurum üyelerince biliĢsel yapılardan süzerek, üzerine yeni anlamlar yüklemesi ile yeni bir yaklaĢım oluĢmuĢ ve araĢtırmacılar söz konusu bu yaklaĢımı iki grupta incelemiĢlerdir. Birinci grup kurumsal kimliği durağan bir varlık olarak; ikinci grup ise süreç içinde geliĢerek değiĢen bir olgu olarak tanımlamıĢlardır. Kurum kimliği; fonksiyonel, yorumcu ve post-modern yaklaĢım olmak üzere üç temel yaklaĢım çeĢidi olarak yazına girmiĢtir. Fonksiyonel yaklaĢımda kurumsal kimlik örgütün kurumsallaĢtırılmıĢ ve örgütün kim olduğuna dair inançlardır. Yorumlayıcı yaklaĢımda kurumsal kimlik sosyal bir yapıdadır. Kurumların bir bütün olarak kim oldukları ve nasıl yapılandırıldıkları üzerinde çalıĢır. Post-modern yaklaĢımda ise kurumsal kimliği öznellik çerçevesinde ele alarak kimliğe karĢı tüm kısıtlamaları reddetmektedir (Gioia, 1998: 47).

BaĢka bir ifade ile kurumsal kimlik örgütün kendini ifade etmek için kullandığı her türlü semboller ve terminolojilerdir (Dowling, 2004: 19-37). Schmidt, kurumsal kimliğin, kurumun iletiĢiminden, düzeninden, davranıĢlarından, kültüründen ve iĢletmenin sunduğu ürün ve hizmetlerden etkilenen beĢli bir yapı üzerine oturduğundan bahseder (Melewar ve Wooldridge, 2001: 328).

Bazı araĢtırmacılar ise kurum kimliğini Schmidt den farklı olarak kurumsal iletiĢim, sembolizm ve davranıĢı olmak üzere üç boyuttan oluĢan bir yapı olarak tanımlamıĢlar, söz konusu üçlüyü kurumsal kimlik karması olarak adlandırmıĢlardır (Van Riel vd. 1997: 340-355).

Literatürde Kennedy (1977), Dowling (1986),Abrat (1989), Baker ve Balmer(1997), Markwick ve Fill (1997), Van Riel ve Balmer(1997), Stuarth (1998), Melewar(1999) gibi araĢtırmacılar kurumsal kimliği, kurumsal itibarı oluĢturan

(21)

önemli bir öğe olarak ele alarak, kimlik karması yönetimini içine alan kurum kimliği yönetimi üzerinde durmuĢlardır. AraĢtırmacılar, bir takım modellemelere giderek, kavramlar arasındaki iliĢkileri de yorumlamıĢlardır (Stuart, 2002: 28-44).

1.2.3. Kurum Ġmajı

Bireyin bir nesneye karĢı duyduğu düĢüncelerden ve izlenimlerden oluĢan inançlar bütününe imaj denir (Kotler ve Clarke,1987: 62).Ġmaj mevcut gerçekler ile hayali tüm bulgulardan hareketle yola çıkarak var olan duygu, düĢünce ve inançlardan etkilenen bir yapıya sahiptir (Davis, 2006: 55). Ġlk kez 1955 yılında Sidney Levy tarafından ortaya atılmıĢ olan Ġmaj kavramının, Kurumsal Ġmaj kavramının ortaya çıkmasıyla birlikte aslında düĢünüldüğü gibi pekte yeni bir kavram olmadığı, oldukça eskiye dayandığı görülmektedir. Yüzyıllar önce ordusunu yöneten bir kralın kendisini tanıtmak için savaĢ kalkanlarının üzerine kendi adı olan St. George yazdırması ya da Lorraine haçı Ģeklinde iĢaret kullanması, kurumsal imajın ortaya çıktığını göstermektedir (Güdüm ve Kavas, 1993: 20).

Kurumsal imaj; toplumun bir iĢletmeye karĢı edinmiĢ olduğu izlenimler bütünüdür (Gülsoy, 1988: 196).Literatürde kurumsal imaj ile ilgili tanımlara göz atacak olursak;

 Cambridge Üniversitesi sözlüğüne göre kurumsal imaj; Bireylerin, bir iĢletmeyi nasıl gördüğü ve onu nasıl anladığı olarak tanımlanmaktadır (e.t: 05.07.2018)

 Dichter‟e (1985) göre kurumsal imaj; ĠĢletmenin toplam etkisidir.

 Dutton ve Dukerich‟e (1991) göre kurumsal imaj; içsel paydaĢların ve dıĢsal paydaĢların iĢletme hakkındaki düĢüncelerini değerlendirilmesidir

 Van Rekom‟a (1997) göre kurumsal imaj; iĢletme hakkında bireylerin düĢüncelerinde var olan duygu düĢünce izlenim ve inançların etkileĢimi ile oluĢmuĢ bir bütündür.

 Gray ve Balmer (1998) kurumsal imajı; ĠĢletmenin logosunu ya da ismini gördüğünde ya da duyduğunda bireylerin zihinlerinde oluĢan kurum resmi olarak ifade eder.

(22)

 Howard‟a (1998) göre kurumsal imaj; iĢletmenin görünen ya da görünmeyen algıları ile hedef kitlenin kurum hakkındaki algılarının bir bütünü olarak tanımlanmaktadır.

Ġnsanlar kendi iĢ ve iĢlemleri için her gün farklı türde kurumlarla çalıĢmakta ve her kurumda da farklı iliĢkiler içerisine girmektedir. Tüm bu iliĢkiler kiĢilerin o kurum hakkındaki algılarını etkilemekle kalmayıp biliĢsel ihtiyaçlarını da etkilemektedir. ġöyle ki birey bir kurumla ya da onun tanıtımlarıyla karĢılaĢtığında kurumsal imaj da Ģekillenmeye baĢlamaktadır (Lemmink vd. 2003: 10).

ĠĢletmeler istese de istemese de kurumsal bir imaja sahiptir ve bu imaj kritik bir önem taĢımaktadır. Doğru ve etkili bir Ģekilde kullanılan kurumsal imaj sayesinde kurumlar kalite ve mükemmelliği yakalarken çalıĢanları, müĢterileri, ortakları ve rakipleriyle ortak bir payda da buluĢup doğru adımlar atabilmektedir (Howard, 2010: 124).

1.2.4. Marka

Marka, aynı tip ürün yada hizmetleri baĢka mal yada hizmetlerden ayrıĢtırmak üzere kullanılan veya bir hizmetin sunulması esnasında kullanılan ayırt edici iĢaret olarak tanımlanır (Ünver, 2012: 86).Marka, firmaların mal yada hizmetlerinin belirlenmesini ve rakiplerinden ayrılmasını sağlayan ad, simge, iĢaret, ya da sözcüktür (Örer, 2006: 6).

Markalar firmaların en değerli varlıklarıdır. Firmaların var oluĢ sebeplerini, temel prensiplerini, görevlerini ifade eden markalar firmalar için hayati önem taĢırlar. Kurumsal itibar ise; Kurumun bireyler üzerinde bıraktığı ilk intiba ve idraklerin toplamıdır. Kurumun can damarı olarak da tanımlanabilir. Kurumsal itibar, kurumun güvenilir olması, saygınlık kazanması ve kariyeri ile doğru orantılı olarak artar. Sektörde kurumun itibarı ne kadar güçlü ise, kurumda o derecede güçlüdür. Kurumsal itibarı güçlü olan kurumların marka bağlılıkları da artar, çalıĢanları, tedarikçileri, müĢterileri daha kolay kendine çekerek rekabetin artmasına sebep olur (Hacıoğlu, e.t.20.07.2018).

Acar‟a göre, “Her Ģirket ya da markası öne çıkan kurum, bir senfoni orkestrasına benzer. “Kurumsal itibar Yönetimi” de o orkestradaki tüm çalgıların,

(23)

aynı bestenin notalarını, belirlenen ahenk içinde çıkarmasının sağlanmasıdır. Eğer orkestralar nasıl ki bunu baĢaramaz ve gürültü kirliliğine neden olursa, kurumlar da bunu baĢaramazsa iletiĢim kirliliği ile karĢı karĢıya kalır.”(Acar, 2015, e.t. 20.07.2018).

Howard‟a göre ise; marka gücünün değerinin kaybolduğu, ürünlerin farklılıklarının azaldığı ve benzerliklerinin arttığı, çalıĢanların kurumlarına olan bağlılıklarının azaldığı, rekabetin arttığı günümüzün iĢ dünyasında kurumsal imaj yönetimi; yönetim ve pazarlama süreçleri içinde yeni ve farklı bir öneme sahiptir. Kurum imajı yönetimi; kurum dilinin, stilinin, geleneğinin ve kurumun kendini ifade etmesine odaklı bir diyalogun yaratılmasını sağlamaktadır. Söz konusu diyalog, müĢterilerin ve çalıĢanların; iĢletmenin neden var olduğunun, geleneklerinin, ilkelerinin ve esas güçlerinin neler olduğu hakkındaki anlayıĢları ve beklentileri ile birbirine uymaktadır. Bu, iĢletmenin ürün ve hizmetlerini de kapsayan her boyutu ile ilgili geliĢmeleri içermekte, algılamalar; uzun dönemli baĢarıların anahtarı olmaktadır (Aktaran; Öksüz, 2008: 5).

1.3. Kurumsal Ġtibarın Yararları

Sektörde yer alan ulusal ya da uluslar arası tüm kuruluĢların ulaĢmaya çalıĢtıkları hedeflerinde kurumları hakkında olumlu bir itibar yaratmak olduğu aĢikârdır. Hatta ve hatta tüketicileri en kısa sürede ürün almaya yönlendirme amacı güden reklamlar bile dönüĢüme uğrayarak, kurumsal reklam adı altında kurumun olumlu bir itibar oluĢturmasına yardımcı olan bir araca dönüĢmüĢtür. Son günlerde yayınlanan reklamlara bir göz atıldığında kurumsal reklam sayılarının çok olduğu görülecektir (Doorley ve Garcia, 2007: 4). Tüm kurumlar tarafından önemli görülen kurumsal itibarın kurumlara sağladıkları yararları aĢağıdaki Ģekilde açıklamak mümkündür:

1.3.1. SatıĢları Arttırmak

Ġtibar, kurumların karlılığının oluĢturulması ve devam ettirilmesi açısından büyük yararlar sağlamaktadır. Olumlu itibar sayesinde, paydaĢların kuruma karĢı bakıĢ açıları değiĢmekte ve böylece kurumun yüksek nakit akıĢına ulaĢılması

(24)

sağlanmaktadır. Bu manada itibar maliyetleri düĢürerek satıĢların artmasına ve karın yükselmesine sebep olur (Aktaran; Tokatlı, 2015: 17).

1.3.2. Riski Azaltmak

Ġtibar riski örgütler hakkında olumsuz ün olarak tanımlanabilmektedir (Perry ve ark. 2006: 1350). Ġtibar riski hatalı yönetim uygulamalarından kaynaklanan ya da belirli olaylar neticesinde ortaya çıkan yanlıĢ tanıtımlarla oluĢabilmektedir (Booth 2000: 201). Örgütler ancak yapılandırılmıĢ bir plan içerisinde riskleri yönetebilir ya da azaltabilir. Eğer ki bu riskler etkin bir Ģekilde yönetilemezse, kazançların azalarak maliyetlerin artmasına, iç ve dıĢ paydaĢlarla iliĢkilerin bozulmasına, yetenekli çalıĢanların iĢi bırakmasına ve çalıĢanların aidiyetlerini kaybetmesine sebep olacak ve böylece kurumun itibarının tamir edilemez Ģekilde yıkılması ile karĢı karĢıya kalınacaktır. (Joosub, 2006: 30–31).

1.3.3. Yetenekli ÇalıĢanları Kuruma Çekmek

Bir iĢletmenin en çok dikkat etmesi gereken özelliklerden birisi kalifiyeli personel seçme ve iĢe alma unsurudur. Kurumun devamlı baĢarılı bir ivme tutturabilmesinin altındaki en önemlisi etken personel seçimindeki gereken önemi vermekten geçer. Günümüzün büyük itibar sahipli iĢletmelerinde personel alımlarında dikkat ettikleri husus aldıkları eğitim ve yeteneklerine dikkat edilmektedir. BaĢka bir bakıĢ açısından iyi eğitim almıĢ ve yetenekli olan kiĢiler de kurumun itibarı ve güçleri için o iĢletmeyi tercih ettiklerini gözlemlenmektedir. Sebep ise iyi bir eğitim almıĢ ve yetenekli kiĢiler kariyerleri için ülkenin büyük tanınmıĢ firmalarında çalıĢmak istemektedirler oluĢabilmektedir (Booth, 2000: 201). ĠĢletme itibarı personel alımında ve baĢarılı çalıĢanları kurumda bünyesinde barındırmakta baĢarının önemli bir faktördür. Fortune Dergisine göre kurum baĢarılı ve yetenekli çalıĢanlarını bir arada tutup bunların üzerine yeni yeteneklerine güvenilen elemanlar eklenmesiyle beraber kurumun geleceği güvence altına alınmıĢ olur. Yetenekli ve baĢarılı personeller kendilerini büyük bir kurumun aidiyet duygusuna kapılmak ister; iĢ arayanlar içinde ülkenin en büyük 100 kurumundan birinde iĢe girip orada kariyer basamaklarını tırmanmak ister. Genellikle toplum

(25)

içinde tanınmıĢlık ve iyi bir itibar, kuruma baĢvurulan iĢ baĢvuruların çokluğu, çalıĢanları morallerinin de yüksek tutmasına neden olur (Sadler, 2003: 75).

1.3.4. Maliyetleri Azaltmak

ĠĢletmelerin beklenen üstü getiri elde etmesini sağlamak, onların itibar sahibi olmalarından kaynaklanmaktadır. Ġtibar sahibi iĢletmelerde iĢlevsel maliyetler azaltılarak finansal performansı arttırmak esastır (Brown ve Perry, 1994: 1357). Ancak yapılan araĢtırmalarda finansal performans ve itibar arasında ne yönde bir iliĢki olduğunu tam olarak netleĢtirilmediğini göstermektedir. Bazı araĢtırmalar itibarın iĢletmelerin finansal performansını etkilemediği görüĢünü savunurken bazıları ise finansal performansın itibarı güçlendirdiğini savunmaktadır (Vergin ve Qoronfleh, 1998: 22). Daha öncede belirtildiği gibi Kurumların itibarının oluĢmasında sosyal sorumluluk ön plana çıkmakta, sosyal performans ile finansal performansı arasındaki olumlu yöndeki iliĢki ile Pazar payındaki yükselmeler neticesinde finansal performansın itibarı etkilediği düĢünülmektedir. ĠĢletme maliyetleri açısından düĢünüldüğünde ise itibarlı iĢletme olmak, iĢletmelerin iĢlevsel maliyetlerini düĢürmektedir. Ġtibar sahibi iĢletmelerin iç ve dıĢ paydaĢları, kredi sağlayan kuruluĢları veya dağıtım kanalları ile yapacağı anlaĢmalarda güven duygusu yaratacağından pazarlık Ģansını yükseltecek ve maliyetlerin düĢmesine neden olacaktır. Örneğin yüksek kalitedeki ürünleri düĢük fiyatla piyasaya sunmasıyla bilinen Amerika BirleĢik Devletlerinin en meĢhur ve en güvenilir firması olan Wal-Mart firması yetkilileri kurumun itibarının tedarikçilerinden alınan ürün ve hizmetlerde maliyetinin düĢmesini sağladığı için nihai tüketiciye yansıtıldığını belirtmektedirler (Rose ve Thomesen, 2001: 201).

1.3.5. Moral ve Bağlılığı Güçlendirmek

Dowling‟e göre; Olumlu bir itibar oluĢturmada kuruma faydalı olabilecek bazı yollar vardır (Aktaran; YirmibeĢ, 2010: 3-4). Ġyi bir itibar, ürünler ve hizmetler için fazladan psikolojik değer yaratır (hizmetlerin kalitesine değer biçmek zor olduğunda, Ģirket zayıf bir itibara karĢı iyi bir itibarla bir adım öne geçer). Ürün ve hizmetleri satın alırken müĢterilerin algılama riskini azaltmaya yardımcı olur. Benzer iĢlevlere sahip olan mal ve hizmetleri satın alırken tüketicilere yardımcı olur.

(26)

ÇalıĢanların iĢ tatminini arttırır. Daha kaliteli iĢgücünün iĢe alınmasına olanak sağlar (birçok insan tanınmıĢ bir iĢletmede çalıĢmayı tercih eder). Reklâmların ve satıĢ gücünün etkililiğini arttırır (olumlu bir itibar, iĢletmenin reklâmlarına karĢı inanılırlığı arttırır). Yeni ürünlerin pazara giriĢini destekler. Rakiplere karĢı güçlü bir sembol etkisi yapar. En iyi hizmet sağlayıcılarla çalıĢmaya olanak sağlar. Kriz dönemlerinde iĢletmeye ikinci bir Ģans sağlar. Hisse senetleri piyasasında sermaye artıĢına yardımcı olur. Ticaret kanallarında pazarlık gücünü arttırır. Tedarikçiler ve reklâm ajansları ile yapılan anlaĢmaların performansını yükseltir.

1.4. Kurumsal Ġtibarın Temel BileĢenleri

Her bir sosyal olay yada kavram kendini oluĢturan bileĢenler sonucu ortaya çıkmaktadır. Akademik alanda yapılan kurumsal itibar ölçeklerinde; kurumsal itibarın farklı bileĢenlere sahip çok boyutlu bir yapı olduğu kabul görmektedir (Fombrun,1996).

Kurumsal itibar, kurumun çevresindeki paydaĢ grubunun önceliklerine göre oluĢturdukları ortak değerlendirme sonucu oluĢur. Her gurubun öncelikli göstergesi farklı olacağı için, bileĢenlerin önem dereceleri de paydaĢların beklentilerine göre değiĢim gösterir (Barich ve Kotler 1991: 94-109). Bu nedenle kurumsal itibarı meydana getiren bileĢenlerin her birinin diğer paydaĢlarca nasıl algılandığı ve ne kadar önemsendiğini bilmek iĢletme yöneticileri için önemlidir. Kurumsal itibar oluĢturma ve geliĢtirme aĢamasında kullanılan bileĢenler hakkında en çok kabul gören düĢünce Fombrun tarafından geliĢtirilmiĢtir. Fombrun yapılan araĢtırmalarla güvenilirliği ve geçerliliği kabullenilmiĢ ve literatürde de birçok uygulamaya konu olmuĢ olan, altı bileĢenli kurumsal itibar yönetimi modeli ile Kurumsal anlamda itibarın yönetim aĢamalarını tanımlarken aynı zamanda da itibarın nasıl ölçüleceğine dair açıklamalarda bulunmuĢtur. Kurumsal itibar yönetimi alanında sürdürülen çalıĢmaların etkinliğini ortaya çıkarmak amacıyla kullanılan kurumsal itibar katsayısı (reputation quotient), yine bu modelle ortaya çıkmıĢtır. Fombrun tarafından oluĢturulan kurumsal itibar bileĢenleri ve kurumsal itibar katsayısı ölçüm modeli ġekil 2.1 deki gibi açıklanmaktadır (Köker, 2010: 155).

(27)

ġekil 1: Reputation Quotient (RQ) / Ġtibar Katsayısı Nasıl Hesaplanır? (Fombrun, 2000:13) Sevgi, Güven, Saygı, Yüksek Kalite, Yenilikçilik ve Ġnovasyon, Ürün ve Hizmet Güveni, Finansal Değer, Açık Vizyon, Güçlü Liderlik, Fırsatçılık, Ġyi Yönetim, Ġyi ÇalıĢma Alanı, Yüksek Kalitede ÇalıĢan, Kararlılık, DüĢük Risk, Gelecek Durumu, Rakiplerden Üstün Performans, Toplumsal Sorumluluk Çevresel Sorumluluk,

Kaliteli ve Etkin ĠletiĢim Süreçleri

Fombrun‟un, kurumların itibarını yönetirken ele aldığı bu basamaklar aynı zamanda kurumsal itibarın da yönetiminde kullanılmaktadır. Fombrun, Kurumların hem iç hem de dıĢ iletiĢimlerinde güven dolu, saygılı ve sevgi dolu olmaları onlarla duygusal çekicilik kurmaları ile oluĢacağını bildirmiĢtir. Kurumların kalite ve yenilikçilik anlayıĢına sahip olmaları onların kaliteli ve inovatif ürün ve hizmet güvenini sağlamaları ile oluĢacağını savunmuĢtur. Net bir Ģekilde vizyonlarıı ortaya koyan ve piyasada güçlü liderlik özelliklerine sahip olan, her türlü fırsatları değerlendiren kurumlar akıllarda lider olarak yer edecektir. Finansal açıdan kurumlarını güçlendirerek nakit akıĢ hızını ve verimliliği arttıran Kurumlar baĢarılı yönetime sahip, iĢ hayatına önem veren ve nitelikli iĢ gücüne sahip olmaları ile gerçekleĢir.kazançlarının bir kısmı ile içinde bulunduğu toplum yararına katkı sağlayan kurumlar diğer rakiplerinden üstün performans göstereceklerdir.Toplumsal sorumluluklarının bilincinde olan ve sorumluluklarını yerine getiren, iĢ ortamını

Duygusal Çekicilik Kalite ve Yenilikçilik Liderlik Finansal Durum Sosyal Sorumluluk Çalışma Çevresi

KURU

MS

A

L

İTİ

BAR K

ATS

AYISI

(Reput

atıon

Qu

otient

)

KU

R

UMSAL

İTİ

BAR

Kurumsal Paydaşlar Yatırımcılar Müşteriler Medya Çalışanlar Kamuoyu

KU

RUM

SAL İ

TİB

AR K

ATSAYIS

I (

Rep

u

ta

tıo

n

Quot

ie

n

t)

(28)

zenginleĢtirebilen kurumlar hedef kitlelerinden kabul göreceklerdir.Tüm bunlar göz önüne alındığında ise kurumsal anlamda baĢarı, kurumsal itibarın geliĢmesiyle ortaya çıkacaktır.Bu nedenledir ki Fomburn tarafından geliĢtirilen bu bileĢenler son derece önemlidir (Köker, 2010: 173). Kurumsal itibarın oluĢmasına katkı sağlayan unsurları altı baĢlık altında ele alan Fombrun bunları aĢağıdaki Ģekilde sıralamıĢtır (Corporate Communication Centre, 2003: 71).  Duygusal çekicilik  Kalite ve yenilikçilik  Vizyon ve liderlik,  Finansal performans  ÇalıĢma ortamı  Sosyal sorumluluk 1.4.1. Duygusal Çekicilik

Çekicilik genel anlam itibariyle herhangi bir olaya, bireylere, nesne ya da ürünlere dikkat çekmek maksadıyla kiĢilerin hislerine, mantıklarına, ihtiyaçlarına hitap ederek onları ilgi alanlarına göre harekete geçirmeyi amaçlayan iletiler bütünüdür (AteĢ, 2016: 86).

Duygusal çekicilikte amaç; örgütlerin gerek iç gerekse dıĢ paydaĢları arasında yenilikçilik, yaratıcılık ve farklılık oluĢturmada, örgüt duygularını idare ederek verimliliği ve etki alanlarını arttırmada, etkisi yadsınamayacak derecede geliĢtirilebilecek bir olgu yaratmaktır. Rekabet ortamının giderek arttığı günümüzde hedef kitlenin zihinlerinde gerek örgüte gerekse örgütün imal ettiği ürünlere ya da hizmetlere karĢı oluĢturulan ve olumlu duygu ve düĢünceler sayesinde örgütlerin piyasada üstünlük sağlamaları kaçınılmaz olacaktır. Yine örgütleri piyasada avantajlı hale getirecek teknolojik geliĢmeler ve yenilikler sayesinde çok kısa bir zaman içerisinde çekim alanı oluĢturularak iĢçi, iĢveren ve paydaĢları kuruma karĢı duygusal bağ kurmalarını sağlayıp kurumda kalmalarına neden olmaktadır (Köker, 2010:158). Konu ile ilgili literatür taraması yapıldığında Ġtibarın etkileĢim içinde olduğu imaj ve kültür kavramının duygusal çekicilik kavramının açıklanmasında yakından ilgili olduğu görülmektedir. Örgüte bağlılık olarak görülen duygusal çekicilik, kiĢiler ile

(29)

örgüt arasında imzalanmıĢ bir psikolojik sözleĢme niteliğindedir. Bu sözleĢme örgüt çalıĢanlarının bağlılığının yanı sıra marka bağımlılığında da olduğu gibi hissedarlar ile sosyal çevrenin örgüte yakınlığı ve bağlılığı olarak ortaya çıkmaktadır. Bu durum ise örgütün o güne kadarki kiĢiler ve sosyal paydaĢlarla oluĢturulmuĢ pozitif imajın etkisini göstermektedir (Tinik, 2014: 72).

Sonuç olarak kurumsal itibarını devam ettirmek isteyen kurumlar hedef kitlelerini iyi tanımalı ve bu kitlelere karĢı oluĢturacağı duygu ve düĢüncelerini iyi yönetmelidir.

1.4.2. Kalite ve Yenilikçilik

Ürün, kiĢilerin talepleri doğrultusunda, gereksinimlerini karĢılamak maksadıyla kullanmak, tüketmek vb. için pazarda sunulan soyut ya da somut her türlü Ģeydir. Potansiyel müĢteriler ile kurumlar arasında pozitif bir bağ oluĢturan ürünler sayesinde kurumun itibarı da pozitif yönlü bir artıĢ göstermesi beklenirken, olumsuz olarak algılanan ürünlerle de kurumun itibarının negatif yönde etkilenmesine sebep olacaktır (Kara, 2014: 41-42).

Tüketiciler açısından piyasadaki mal ve hizmetlerin kaliteli ve ekonomik olması tercih sebebidir. Tüketicilerin bu ihtiyaçlarını karĢılamak maksadıyla hizmet vermeye gayret gösteren kurumlar her geçen gün yeni farklı ve çok değiĢik ürün alternatifleri geliĢtirmekte ve piyasaya sunmaktadır. Piyasaya sunulan ürün ve hizmetlerin müĢteriler tarafından rağbet görmesi sağlanarak rekabet ortamının oluĢturulması ve böylece Pazar payının arttırılması hedeflenmektir. Bu sebepledir ki kurumların ürün ve hizmetleri ile ilgili tüketicilere sürekli bilgilendirme yapılarak kurumun itibarının sağlam temeller üzerine kurulması sağlanmalıdır (Bayram, vd. 2016: 257).

Sonuç olarak pazarda olumlu bir itibar oluĢturmak müĢterilere kolay ulaĢmaya aynı zamanda müĢterilere sunulan ürünlerin ve hizmetin kalitesini belirlemede de ürün farklılaĢtırmaya gidilmesinde yardımcı olmaktadır. MüĢteri potansiyelini çeĢitlendirmek isteyen her kurum yeniliğe gitmeye kalitesini yükseltmeye ve malını çeĢitlendirmeye mecburdur. Söz konusu bu durum alıcılar açısından değerlendirildiğinde, riski en düĢük olan fiyatı da diğerlerine göre daha

(30)

düĢük olan ürün ve hizmetler tercih edilmektedir. Dolayısı ile tüm bu özellikleri ile alıcılarının istek ve ihtiyaçlarını karĢılayan kurumların Pazar payları geniĢlemekte rekabet ortamında avantaja geçirmekte ve hatta kurumun olumlu itibar edinmesine sebep olmaktadır (Dinçel, 2012: 17).

1.4.3. Vizyon ve Liderlik

Vizyon bir iĢletme için hayal edilen yer, ulaĢılmak istenen son nokta olarak tanımlanabilir. GeniĢ anlamda ise vizyon; örgütün gelecekteki baĢarısı için çizilmiĢ bir rota, amacına ulaĢabilmek için yol gösterici olan ve bu hedeflere ulaĢabilmek amacıyla Ģuan ki durumundan çok daha iyi, baĢarılı, cazip, itimat edilebilen, realist geleceğidir (Dinçer, 2003: 6). Vizyon; “bakıĢ, önsezi, görme kuvveti” anlamına da gelmektedir (Özbek, 2000: 307). Vizyon oluĢturma, iĢletmelerin gelecekte nasıl hareket edeceği, nasıl bir oluĢum içinde görüneceği ve neleri tercih edeceği hakkında hayali bir portre oluĢturmak olarak da tanımlanabilir (Clayton, 2002: 152).

Örgütlerde liderlerin astları ile görüĢmesi, fikir paylaĢımında bulunması, onların motivasyonlarını güçlendirerek ikna etmesi vizyon oluĢturmada önemlilik arz eder. Çünkü vizyon, yöneticilerin kendilerine has ve gelecekte de yapılması planlanan tüm faaliyetlerinin değerlendirilmesi algılanması ve açıklanması ile ilgili zihinsel süreçtir (Eren, 2002: 11). Bu da demek oluyor ki itibarın yüzde ellisi liderin omuzlarında yer almaktadır. Yapılan pek çok araĢtırmalardan da anlaĢılacağı gibi, örgütlerin iç ve dıĢ piyasada olumlu ya da olumsuz olarak algılanıyor olması liderinin performansıyla yakından ilgilidir (KadıbeĢegil, 2005: 1).

1.4.4. Finansal Performans

Güçlü ve sağlam temellere dayanılarak oluĢturulmuĢ itibar iĢletmelerin finansal performansını pek çok Ģekillerde etkileyebilmektedir. Ġtibarı sağlam olan iĢletmeler kalifiyeli iĢ gücünü kendilerine çekerek bağlılığı ve motivasyonu arttırabilir. Böylece potansiyel müĢteri sayısı artarak, müĢterilerin fiyat konusundaki duyarlılığı azaltılabilir. Hatta ve hatta müĢterilerin iĢletme hakkında düĢebilecekleri olumsuz yargılara karĢı da önleyici olabilir. Tedarikçiler açısından bakılacak olursa da itibar sahibi bir iĢletme ile çalıĢmanın kıvanç kaynağı olarak görülmesine neden olabilmektedir (Davies vd., 2006: 66)Yatırımcılar ise örgütlerin gelecekte sahip

(31)

olacakları finansal performansları ile ilgili tahminde bulunurken kurumsal itibarlarını da değerlendirmektedirler. Örgütlerin kurumsal finans ve analiz raporları, medyadaki izlenim ve takip durumu gibi çeĢitli bilgileri yatırımcıların örgüt hakkındaki itibar algılarının oluĢmasında önemli rol oynayarak karar vermelerinde kritik bir öneme sahip olurlar (Barton, 2005: 10).

1.4.5. ÇalıĢma Çevresi

ÇalıĢma ortamı ya da koĢulları, iç ve dıĢ paydaĢların iĢletmenin iyi yönetildiğine, baĢarılı çalıĢanlara sahip olduğuna ve çalıĢmak için son derece mükemmel bir yer olduğuna yönelik düĢünce ve inançlarını ifade etmektedir. Üstün nitelikte çalıĢma koĢullarına sahip olmak hem iç hem de dıĢ paydaĢlar gözünde iyi bir itibar elde etmek için olmazsa olmaz koĢullardan birisidir. Ġyi bir iĢletmede çalıĢmak, mevcut çalıĢanlar için önemlidir. ĠĢletmenin iyi çalıĢanlara sahip olması da, müĢterekler, yatırımcılar ve müĢteriler, açısından önemli bir baĢarı iĢaretidir. Yetenekli, üst düzey çalıĢanlara sahip olan bir kurum, daha üstün kalitede ürün ve hizmetler sunabilecek, bu da pazar baĢarısını arttırırken karlılığı da olumlu yönde etkileyecektir. Bu açıdan bakıldığında, iyi bir çalıĢma çevresi kurumsal itibarın oluĢturulmasında ve sürdürülmesinde anahtar konumdadır (Alnıaçık, 2011: 100).

1.4.6. Sosyal Sorumluluk

Toplumda çevreye karĢı hassas olma beklentilere ve bu beklentilere karĢı faal mücadele içinde çözümler üretme amacı içinde olmak o kurumun sosyal sorumluluk olgusunun geliĢtiğini göstermektedir. (Schwaiger, 2004: 55-56). Kurumsal itibarın en önemli parametrelerinden biri de sosyal sorumluluktur. ĠĢletmelerin faaliyet gösterdiği toplum içerisinde yer alan sosyal sorunlara karĢı hassasiyetle yaklaĢması ve duyarlılık göstermesi iĢletmelerin toplum nazarında olumlu bir itibar oluĢturmasını sağlamaktadır. KiĢi veya örgütlerin sosyoekonomik anlamdaki yükümlülükleri sosyal sorumluluk olarak algılanmaktadır. Özellikle iĢletmelerin tüm hedef kitlesine, iç ve dıĢ paydaĢlarına ve ekonomik olarak faaliyet gösterdiği coğrafyaya karĢı sorumluluğu vardır (Mattera ve Baena, 2012, 133). ĠĢletmelerin dört değiĢik Ģekilde sosyal sorumluluğu olduğuna vurgu yapan Carrol (1979), bunları; ekonomik, hukuki, ahlaki ve hayırsever olarak tanımlanmıĢtır (Carrol, 1979: 498).

(32)

Bunun yanında, Aupperla (1985) hukuki, ahlaki ve hayırsever sosyal sorumlulukların iĢletmelerin toplumla arasındaki iliĢkisini gösterdiğini ve bu sosyal sorumluluk bağı incelendiğinde de topluma karĢı nasıl bir yaklaĢımının olduğunun görülebileceğini söylemiĢtir (Aupperla vd. 1985: 451).

Kurumsal sosyal sorumluluk, iĢletmelerin kurumsal itibarı ile yakından ilgilidir. ĠĢletmelerin sosyal sorumluluklarını çalıĢanlarına, paydaĢlarına ve müĢterilerine zarar getirmeden yapması esastır ki bu Ģekilde yerine getirilen sosyal sorumluluklar kurum itibarını olumlu yönde etkiler. BaĢka bir Ģekilde ifade edilecek olursa, sosyal sorumluluk iĢletmelerin iç ve dıĢ paydaĢlarının iĢletme ile ilgili algılarını oluĢturmakta, dolayısıyla itibarını da etkilemektedir. GeliĢen zaman içinde de paydaĢlar iĢletmelerden sosyal sorumluluk hareketlerini canlandırmalarını istemektedirler (Margolis ve Walsh, 2003: 277).

1.5. Kurumsal Ġtibarın PaydaĢlar Üzerindeki Etkisi

GeliĢen teknoloji ile birlikte içinde bulunduğumuz biliĢim çağında, iletiĢim hızı artmıĢ, teknolojik geliĢmeler neticesinde insanlar her geçen gün daha fazla bilgi ile donatılmıĢ bir hale gelmiĢtir. Öğle ki insanlar herhangi bir ürünü satın almaya karar vermeden önce internet üzerinden yapacakları kısa bir araĢtırma neticesinde değerlendiremeyecekleri kadar çok netice ile karĢı karĢıya kalmaktadır. ĠĢletmelerin müĢterileri tarafından tercih edilmesi için kendilerini tanıtıcı marka, isim veya kimliğe özen göstermesi ve bu çetin rekabet koĢulları içersinde hayatlarını idame ettirebilmeleri için paydaĢlarına, itibara ve kaliteye önem vermesi gerekmektedir (TayĢir, 2005: 45).

1.5.1. PaydaĢlarla ĠliĢkiler

PaydaĢlar, iĢletmeler üzerinden her türlü çıkar sağlamayı amaçlayan kiĢi veya kurumlardır. Her koĢulda, örgütün, misyon ve vizyonunu etkileyen yada bunlardan etkilenebilen kiĢi ya da kiĢiler topluluğu da bize paydaĢları ifade eder (TayĢir, 2005: 45). AĢağıda bazı paydaĢlar ile olan iliĢkileri alt baĢlık altında incelenmiĢtir.

(33)

1.5.2. MüĢteri ĠliĢkileri

MüĢteri iliĢkileri, iĢletmelerde müĢteri ile kurulan birebir iliĢkiyi ifade eder. MüĢteri ile kurulan pozitif yönlü bir iletiĢim onların satın alma kararını etkileyecek ve hatta sadık müĢteri olma yolunu açacaktır. Bir ürünü almadan evvel o ürün hakkında araĢtırma yapmak, hem o ürünü tanımak hem de ürünün kendi isteklerine tam olarak cevap verip vermediğini ölçmek açısından önemlidir. ĠĢletmelerin müĢterilerine ne Ģekilde davrandığı satın alma kararı verilmesinde etkilidir. Eğer ki müĢteriler kendilerine sunulan kriterleri yeterli görmezlerse satın alma kararından vazgeçebilirler (AltıntaĢ, 2006: 48)

1.5.2.1. ÇalıĢan ĠliĢkileri

Örgüt itibarını etkileyen en önemli paydaĢ gruplarından biri de çalıĢanlardır. ÇalıĢanlar müĢteri ile doğrudan temas içinde oldukları için iĢletmelerin dıĢa yansıyan yüzüdür (Karaköse, 2007: 64). Kurumu ile kendini özdeĢleĢtirebilen iĢ gören daha verimli çalıĢacak bu da kurumsal itibarı arttıracaktır. ĠĢletmeler hakkındaki algılar çalıĢanların iĢletmeleri hakkında ne düĢünüp ne söyledikleri temeline dayanır. Kurumuna karĢı inancını kaybetmiĢ bir çalıĢan kurumun da itibarının zedelenmesine sebep olur. Bu nedenledir ki çalıĢan iliĢkileri itibar oluĢturmada ilk sıralarda yer alır (Dörtok, 2004: 63). ĠĢletmelerin iĢ görenlerine karĢı etik davranıĢları, çevresiyle ilgili sosyal sorumlulukları ve iĢletmenin tutumu çalıĢanların iĢletmeleriyle gurur duymasına neden olur. ÇalıĢtığı iĢletmeyle gurur duyan iĢ gören mutlu olur ve kiĢisel geliĢimini tamamlayarak davranıĢları ile iĢletmeye katkı sağlar (Akmehmet, 2006: 44). Theaker‟a (2008) göre ĠĢletmelerin çalıĢanların gözündeki itibarı, çalıĢanları ile doğrudan ve etkili bir iletiĢim politikası yürütebilmesiyle yakından ilgilidir. ĠĢ görenlere yönelik yürütülebilecek iletiĢim politikalarında dikkat edilmesi gereken hususlar Ģu Ģekilde açıklanmıĢtır. ĠĢ görenlerin çalıĢtıkları iĢ yerinin, kurumsal sosyal faaliyet ve politikalarından haberdar olacak bir sistem kurulması; her ay farklı bir grup ile birebir iletiĢime girilmesi; iĢletme hakkında çalıĢanların bilgileneceği haftalık bir sistem kurulması; baĢarılı çalıĢanların takdir edilerek geri bildirim sağlanmasıdır (Aktaran; Özcan, 2013: 113)

(34)

1.5.2.2. Yatırımcı ve Hissedar ĠliĢkileri

Yatırımcılar yatırım kararı almadan önce, iĢletmenin çevresine duyarlı, iç ve dıĢ paydaĢlarının hakkına saygılı ve onları gözeten, etik değerler ıĢığında hareket eden bir iĢletme olup olmadığına bakarlar. Bir hissedar açısından ise iĢletmenin finansal performansı daha çok ön planda olacağı için iĢletmenin bu günkü değerini uzun dönemde maksimize edebilme yeteneği önem arz eder (Ertuğrul, 2008: 214).

1.5.2.3. Tedarikçi ĠliĢkileri

ĠĢletmelerin mal ve hizmetleri üreterek bunların uygun bir Ģekilde değiĢimini yapması sebebiyle tedarikçilerin önemi gittikçe artmaktadır. Doğru malların doğru zamanda ve minimum maiyetlerle satın alınması iĢletmelerin tedarik zincirini oluĢturur. Tedarikçiler iĢletmelere sadece mal ve hizmet sağlamakla kalmayıp, iĢletmenin yetiĢmiĢ eleman ihtiyacını karĢılayan meslek okulları, sigorta firmaları, finans kuruluĢları gibi kuruluĢlarla iĢletmenin geliĢmesinde önemli yer tutarlar. Tedarikçilerin önemi de iĢletmenin ihtiyaçlarına cevap verdiği ölçüde rekabeti arttırmasında etkin rol oynamasından kaynaklanır (Aktan ve Börü, 2006).

1.5.2.4. Medya ĠliĢkileri

Günümüzde pek çok iĢletme medyanın etkisi ve gücü altındadır. Medya araçlarının ulaĢılabilirliğinin kolaylaĢması, iletiĢimin büyük bir hızla artması, bilgiye eriĢimde fırsat eĢitliğinin sağlanması, iĢletmeler açısından medyanın dikkate alınması gereken önemli bir paydaĢ olduğu sonucunu oluĢturmuĢtur. Medya herhangi bir ürünün bilinirliğini ve ilgisini arttırırken aynı zamanda yanlıĢ yürütülen politikalar sayesinde beklenmedik problemlerde oluĢturabilmektedir. ÇağdaĢ ekonomi içinde yer almak ve Pazar payını arttırarak tutunmak isteyen pek çok iĢletme ulusal, bölgesel ve uluslar arası medya iletiĢim araçlarını kullanmaktadır. Bu bağlamda medya iliĢkilerinde ön plana çıkan ve önemle üzerinde durulan asıl amaç iĢletmenin ve ürünlerinin itibarını arttırmak ve doğru yer ve zamanda paydaĢların bilgilenmesini sağlayarak onları etki altına almaktır (ġakar, 2011: 63). Medya iliĢkileri içinde değinilmesi gereken bir diğer konu ise medya çalıĢanları ile yürütülen düzenli iliĢkiler sayesinde iĢletme hakkında haberleri izlenmeli ve nerede nasıl yayınlandığı takip edilmelidir. Medya ile kurulan tüm iliĢkilerde doğruluk ve dürüstlük göz

(35)

önünde bulundurulmalı, medyanın iĢletmeyle alakalı bilgi istenildiğinde en kısa sürede geri dönüĢ yapılmalıdır (Okay ve Okay, 2007: 38).

1.5.2.5. Toplum ĠliĢkileri

Toplum ĠĢletmelerin mal ve hizmetlerini sunabilmek için ihtiyaç duydukları ortam olarak karĢımıza çıkar. GeniĢ anlamda düĢünülecek olursa tüm paydaĢların bu gruba dahil edilmesi gerekmektedir. Bu nedenledir ki tüm hissedarlar topluma karĢı sorumludurlar (Ertuğrul, 2008: 215).

Toplum örgütlerden sadece istihdam ve baĢarı değil, sosyal adalet ve çevresel faktörlerin kalitesi arasında dengeyi kurmasını da beklemektedir. Topluma karĢı iliĢkilerin temel amaçları; ĠĢletmenin malları, uyguladıkları hizmet politikaları ile ilgili toplumu bilinçlendirmek, iĢletme hakkındaki yanlıĢ bilgileri düzeltmek, olumlu bir izlenim oluĢturmak, toplumun özelliklerini ve beklentilerini belirlemek, toplumsal kültür, eğitim ve sağlık için projeler hazırlamak ve tüm bunlarla ekonomiye destek vermektir (Ergenç, 2010: 23).

(36)

ĠKĠNCĠ BÖLÜM

ÖRGÜTSEL BAĞLILIK

2.1.Örgütsel Bağlılık Kavramı Tanımı Ve Önemi

Örgütsel bağlılık kavramı, tanımı ve önemi aĢağıda alt baĢlıklar halinde açıklanmıĢtır.

2.1.1. Örgütsel Bağlılık Kavramı

Toplum tarafından ihtiyaç duyulan bir ürünü üretmek için, birçok insanın bir araya gelerek, iĢbirliği içerisinde çalıĢmaları örgüt denilen sistemin ortaya çıkmasına sebep olmuĢtur. Birden çok kiĢinin emeği ile birden çok iĢin yapılması ile oluĢan örgütlerin alt sistemleri vardır. Küçük örgütler az çalıĢan ile az belirgin, büyük örgütler çok çalıĢan ile çok belirgin iĢler yaparlar. Birden çok insanın bir araya gelmesi elbette ki bir amaç içindir ki bu amaç belirlenmezse insanların iĢ birliği içinde çalıĢmaları olanaksızdır. Bu amaçları gerçekleĢtiren her birey belirli roller ve görevler yüklenirler. Bu rol ve görevler iĢ görenlerin örgüt içindeki davranıĢlarını önemli ölçüde etkilerler, örgüt içinde çalıĢanlar birbirinden bağımsız hareket edemez, ast, üst ve yan görevde çalıĢanlar ile iĢbirliği yapmadan görevini ya da rolünü baĢarıyla gerçekleĢtiremezler. ÇalıĢanların örgütlerin amaçlarına bağlılığının iĢbirliğinin örgütün dıĢ etkilere karĢı kendini koruması ve ayakta durabilmesi için önemli bir yere sahiptir (BaĢaran, 1982: 55-56).

2.1.2. Örgütsel Bağlılık Tanımı

Literatürde iĢ görenlerin bağlılıkları ile ilgili, 1956 yılından itibaren yirmibeĢin üzerinde değiĢik kavram olduğu görülmektedir. Örnek olarak Protestan iĢ etiği; zor olan iĢlerin gerçekte iyi ve kendi baĢına bir amaç olduğu inancı, mesleğe önem verme; kiĢilerin hayatında mesleklerin önemli olması, iĢe sarılma; kiĢinin günlük yaĢamında iĢin daha çok yer kaplaması, merkezi yaĢam ilgisi olarak iĢ; kiĢinin iĢini yaptığı yer, örgütsel bağlılık kiĢinin örgütte kalması için çaba

(37)

göstermesi, örgütün amaç ve değerlerine inanarak benimsemesi (Morrow ve McElroy, 1986: 139).

Örgütsel Bağlılık kavramının farklı biçimlerde kullanıldığı ve bu konuda farklı tanımların yer aldığı görülmektedir (Balay, 2000: 15). Örgütsel bağlılık hakkında yapılan literatür taramasında ortaya çıkan bazı tanımlar aĢağıda belirtilmiĢtir.

Örgütsel bağlılık, kurumların amaç ve çıkarlarına ulaĢmak için hareket ederken içselleĢtirilmiĢ baskılar bütünüdür (Wiener, 1982: 421).

Genel manada bağlılık, bireyin sadakati, göreve dahil olma isteği ve iĢletmenin inancı baĢta olmak kaydıyla iĢletmeye duyulan psikolojik bağlanmadır (Ölçüm Çetin, 2004: 90).

BaĢka bir tanıma göre ise bağlılık, örgüt ile birey arasındaki uyumun fonksiyonudur (Çöl, 2004: 4-11). Ayrıca örgütsel bağlılık kiĢinin kendi çıkarlarının iĢletmenin çıkarlarından daha az önemli olması olarak da tanımlanmaktadır (Baysal ve Paksoy, 1999: 7).

2.1.3. Örgütsel Bağlılığın Önemi

ĠĢ görenler örgüte bağlandıkça örgütün yaĢaması güçlenir. Bu nedenle iĢ görenlerin örgütten ayrılmamaları için onlara yükselme olanağı verme, ücreti arttırma, özendirici faaliyetlerde bulunma gibi önlemlerle örgüte bağlılıklarını güçlendirmeye çalıĢırlar. Ancak her örgütün örgüte bağlılık çalıĢmaları aynı değildir. Bazı örgütler için iĢ görenlerin iĢten ayrılmaları pek önemli olmaz iken bazı örgütler için yetiĢtirilmiĢ iĢ görenin iĢten ayrılması ile sarsıntı geçirilebilir. UzmanlaĢmıĢ iĢ görene ihtiyaç duyan örgütlerde bağlılığa gereken önem verilmelidir.

Örgütsel bağlılık örgütün politikasına, hedeflerine ve iĢin niteliklerine uygun davranmayı gerektirir. ĠĢ görenlerin örgüt çıkarlarını kendi çıkarlarından üstün tutması, belirli bir özveri ile çalıĢması, yönetimin emirlerini tartıĢmasız yerine getirmesi; gerektiğinde örgüt içi çalıĢma süresinin maksimum düzeyde tutması beklenir. Böylece örgüt iĢ görenleri egemenliği altına alarak ve hatta örgütle özdeĢleĢtirerek onların güvende olmalarını sağlar (BaĢaran, 1982: 241-242).

Şekil

ġekil 1: Örgüt içi çalıĢanların iĢlerine karĢı oluĢturdukları doyum yada
ġekil 1: Reputation Quotient (RQ) / Ġtibar Katsayısı Nasıl Hesaplanır? (Fombrun, 2000:13)  Sevgi,  Güven,  Saygı,  Yüksek Kalite,  Yenilikçilik ve Ġnovasyon,  Ürün ve Hizmet Güveni,  Finansal Değer,  Açık Vizyon,  Güçlü Liderlik,  Fırsatçılık,  Ġyi Yönetim
Şekil  2:  Örgüt içi çalıĢanların iĢlerine karĢı oluĢturdukları doyum yada doyumsuzluğa  sebep olan etmenler
ġekil 3: Örgütsel Bağlılığın Sınıflandırması
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

the 35–81 K region. An activation energy of E a = 0.02 eV for the emission band is derived from the slope of the straight line fit. Since the TlInS 2 crystal is a

In ina.iiy signal processing applica.tions the noise.. is iiioclciid as a Gaussian stochastic

Recent research into insect nutrition and mass-rearing programs, in which antibiotics are incorporated into the culture media to maintain diet quality, raised a question of

Bu bölümde, önerilen metodun canlandırılması amacıyla örnek bir gizli mesaj ve bu mesajı saklamak için oluşturulan stego ortam verilerek, önerilen metot, literatürdeki diğer

Bu çalışmada; Konya, Ankara, İstanbul, İzmir, Adana, Bursa, Mersin, Aydın, Sakarya illerindeki çeşitli kulüpler ve Milli takım seviyesindeki Dayanıklılık

yüzyıl Klâsik Türk şairlerinden ve Sebk-i Hindî’nin en önemlitemsilcilerinden Nâ’ilî’nin “âfitâb” redifli gazelinin, öncelikle klâsik şerh metodu ile ardından

Hayalî mevzuun hakikate uygun olabileceğini kabul edebilen Namık Kemal, “Hakikat, mefhumunu aklın eriştiği bir nihaî merhale olarak benimsemiş olsa gerek; hayal