• Sonuç bulunamadı

2.5. Örgütsel Bağlılığı Etkileyen Faktörler

2.5.1. KiĢisel Faktörler

2.5.1.3. KiĢisel Özellikler

Bireysel farklılıklar yaĢ, cinsiyet, çalıĢma süresi, eğitimi, medeni hali vb. farklılıklardan oluĢmakta olup bu farklılıklar örgütsel bağlılık üzerinde çeĢitli sonuçlar doğurmaktadır (Gündoğan, 2009: 20). KiĢisel özellikleri aĢağıda maddeler halinde inceleyelim.

 Bağlılık ve YaĢ

 Bağlılık ve Cinsiyet

 Bağlılık ve Medeni Durum

 Bağlılık ve Kıdem

 Bağlılık ve Eğitim

2.5.1.3.1. Örgütsel Bağlılık ve YaĢ

YaĢ faktörünü dikkate alarak yapılan araĢtırmalarda bağlılığın yaĢ ile doğru orantılı olduğu yaĢ arttıkça bağlılığın da arttığı gözlemlenmiĢtir. Örgüt içi çalıĢanların yaĢlarının ilerlemesiyle birlikte yükselme, maaĢlarında artma ve hak edilen tazminat vb. niteliklerinde artması gerektiği düĢünüldüğünden diğer iĢ tekliflerine önem verilmemekte ve örgüt içi bağlılıkları da artmaktadır. Diğer yandan genç çalıĢanların ise örgüte bağlılıkları ise daha düĢük olarak ölçülmüĢtür (Çöl ve Gül, 2005: 295).

Bir diğer araĢtırma da ise Angle ve Perry (1981), ilerleyen yaĢlarda çalıĢanların farklı eğitim alabilme olanaklarının azaldığını ve böylece iĢ görenlerin kurumlarına olan bağlılıklarının arttığı sonucuna varmıĢtır. Allen ve Meyer (1993) ise yaĢ ile örgütsel bağlılığı üç temel örgütsel bağlılık boyutu ile incelemiĢ ve duygusal bağlılığın örgüt çalıĢanlarının yaĢı ile arttığını ancak devam bağlılığında iĢ görenlerin yaĢlarının bir önemi olmadığını gözlemlemiĢtir (KeleĢ, 2006: 55). Hrebiniak ve Alutto (1972), iĢlerine yatırım yapmamıĢ daha toy çalıĢanların daha yaĢlı çalıĢanlara göre kurumlarına bağlılık duymadıklarını; Blau ve Lunz(1998), uğraĢları ne olursa olsun daha genç ve daha az tatminkar çalıĢanların, yüksek oranda iĢ bırakma eğiliminde olduklarına; Maris ve Sherman ise, ilerleyen yaĢlarda az eğitim almıĢ ve daha yüksek oranda tatminlik duygusu içinde olan iĢ görenlerin daha çok örgütsel bağlılık gösterdiklerini ortaya koymuĢlardır. (Balay, 2000: 56).

Boon ve Arumugan, ise yaptıkları araĢtırmada yaĢlı iĢgörenlerin gençlere oranla örgüte daha fazla bağlılık duyduklarını göstermiĢlerdir (Boon ve Arumugam, 2006: 110).Ülkemizde Taylor Nelson Sofres AraĢtırma ve DanıĢmanlık Merkezinin 2002 yılında 19.840 kiĢilik iĢgörenlerle yaptığı bir araĢtırmada yaĢlı çalıĢanların kurumlarına bağlı kaldığını ortaya çıkarmıĢtır. Örneğin 18-24 yaĢ grubunda bağlılık yüzde 49 iken 50 ve üzeri yaĢ grubunda kuruma bağlılık yüzde 57 olarak değiĢiklik göstermiĢtir (Süzer, 2003: 24).

2.5.1.3.2. Örgütsel Bağlılık ve Cinsiyet

Bayanların genellikle ev iĢleri, bebek bakımı vb. gibi aile içi görevleri yüklenmesi erkeğin ise dıĢarıda ailenin geçimi ile uğraĢması yüzyıllardan beri devam eden toplumsal rol paylaĢımına neden olmuĢtur (Tınar, 1997: 114). Her geçen gün bayanların iĢ hayatındaki yeri artmaktadır. Eğitim düzeylerinin artması, gelenekselleĢen kalıp düĢünce tarzının giderek değiĢmeye baĢlaması ile birlikte bayanların toplum içi rolleri de değiĢmiĢtir. Önceleri erkek iĢ görenler üzerinden yapılan araĢtırmalar bayanların da iĢ hayatına katılmalarıyla birlikte araĢtırmaların çeĢitlenmesine sebep olmuĢtur. Bayanların ve erkeklerin örgütsel bağlılıkları üzerine yapılan araĢtırmalarda bazen erkek çalıĢanların bazen ise bayan çalıĢanların bağlılıklarının yüksek düzeyde olduğu bulgusuna rastlanmıĢtır. Bazı araĢtırmalarda ise örgütsel bağlılık ve cinsiyet arasında manalı bir etkileĢim bulunamamıĢtır (Ġnce ve Gül, 2005: 61-62).

Farklı zamanlarda ve farklı yerlerde yapılan bazı araĢtırmalarda (Fry ve Grenfeld, 1980; Cromie, 1981; Bruning ve Snyder, 1983; Ellemers vd. 2004; Kennedy ve Anderson, 2005) cinsiyete göre örgütsel bağlılığın değiĢmediği görülmüĢtür. Öte yandan, bazı araĢtırmalarda ise (Hrebiniak ve Alutto, 1972; Angle ve Perry, 1981; Scandura ve Lankau, 1997) kadınların örgütsel bağlılığının erkeklere göre daha yüksek olduğu görülürken, bazı araĢtırmalarda (Chusmir, 1982; Graddick ve Farr, 1983; Aven vd. 1993; Yalçın ve Ġplik, 2005) ise, kadınların örgütsel bağlılığının baylara göre daha düĢük oranda olduğu saptanmıĢtır (Kılıç, 2008: 76). Bunun nedeni ise erkeklerin, kadınlara göre üst düzeyde ve yüksek maaĢla çalıĢtırılması olarak ortaya konmuĢtur (Örs ve ark. 2003: 217-224)

Yapılan araĢtırmaların farklı sonuçlarla neticelenmesi cinsiyet unsuru ile bağlılık arasında herhangi bir irtibatın olmadığını göstermiĢtir.

2.5.1.3.3. Örgütsel Bağlılık ve Medeni Durum

Bu konuda literatürde çok az araĢtırmayla karĢılaĢılmıĢtır. Ancak evli iĢ görenlerin ev geçindirme sorumluluğu neticesinde iĢ bağlılıklarının yüksek olduğu düĢünülse de bu konuda yapılan araĢtırmaların henüz bir sonuca ulaĢmadığı görülmüĢ olup iĢ görenlerin medeni durumları, örgütsel bağlılıkla ilgili analizlerde kontrol değiĢkeni olarak kullanılmaktadır (Çağlar, 2008: 22-24).

2.5.1.3.4. Örgütsel Bağlılık ve Kıdem

Örgütteki hizmet süresi ve kıdem bağlılık için önemlidir. Kurumda çalıĢılan süre arttıkça, iĢ görenlerin kurum içi elde ettikleri haklar da artmaktadır. Söz konusu hakları kaybetmemek adına örgütte kalma istekleri artıĢ gösterecek ve örgüt içi bağlılıkları güçlenecektir. Dolayısıyla kıdem ile bağlılık arasında pozitif yönde bir etki olduğu gözlenmektedir (Çöl ve Gül, 2000: 296, Ġnce ve Gül, 2005: 66-67).

Örgütte çalıĢılan yıllar neticesinde kazanılan statü, hak edilen pozisyon, ücretler, yıllık izinler, saygınlık gibi olanaklar çalıĢan bağlılığı ile kıdemi arasındaki olumlu sonucu göstermekte iken diğer taraftan kurumda çalıĢılan toplam sürenin yanı sıra aynı statüde çalıĢılan süre ve örgütsel bağlılık arasında da bir bağlantı olduğu belirtilmekle birlikte hizmet süresi ile kurumsal bağlılık arasında doğru, aynı statüde geçirilen yıl ve bağlılık arasında ters orantı olduğu düĢünülmektedir. Çünkü birey aynı statüde çalıĢtığı sürede terfi gibi yüksek düzeyde çalıĢma Ģansını kaçırmakta böylece iĢ görenlerin davranıĢları etkilenmektedir. Neticede aynı statüde çalıĢılan süre bağlılık ile ters orantılıdır (Yalçın ve Ġplik, 2007: 489).

2.5.1.3.5. Örgütsel Bağlılık ve Eğitim

Örgütsel Bağlılık ve Eğitim üzerine yapılan araĢtırmalar bu ikilinin karmaĢık iliĢkiler içinde olduğunu ortaya çıkarmıĢtır. Eğitim düzeyi arttıkça bireysel üstünlük kurma, mesuliyet alma, serbest karar verme ve uygulayabilme yetkileri de artmaktadır. Böylece iĢ görenlerin tek düzeylikten kurtulmalarına, yaptıkları mesleği benimsemelerine katkı sağlamakta, iĢe devamsızlıkları azaltmaktadır. Öte yandan

bazı araĢtırmacılar söz konusu iliĢkinin yeterince güçlü olmadığını saptarken bazıları ise eğitim düzeyi ile bağlılık arasında negatif bir iliĢki olduğunu öne sürmüĢlerdir. Bireyin eğitim düzeyinin artmasıyla, iĢ hayatındaki beklentilerinin karĢılanamaması halinde kuruma bağlılığında düĢtüğü gözlemlenmiĢtir (Yalçın ve Ġplik, 2005: 400; Özkaya ve ark, 2006: 80; Ġnce ve Gül, 2005: 27).

Yalçın ve Ġplik (2005) tarafından beĢ yıldızlı otel çalıĢanları ile yaptıkları araĢtırmada kurumsal bağlılık ile eğitimleri arasında negatif bir iliĢki saptanmıĢtır. Mathiue ve Zajac (1990) tarafından yapılan araĢtırmada ise, kurumsal bağlılık ile eğitim seviyesi arasında anlamlı bir iliĢki olmadığı tespit edilmiĢtir (Yalçın ve Ġplik, 2005: 409).

Yang tarafından yapılan bir araĢtırma da ise eğitim seviyesi üst düzeyde olanların bağlılık seviyelerinin de üst düĢeyde olduğu olduğunu ortaya çıkarmıĢtır (Yang, 2005: 116). Özkaya ve diğerlerinin yaptığı araĢtırmada ise lise mezunu olan iĢ görenlerin; hem yüksekokul/ fakülte, hem de yüksek lisans yapan iĢ görenlere göre devam bağlılıklarının yüksek olduğu tespit edilmiĢtir. Lise mezunu iĢ görenlerin normatif bağlılık gösterdikleri tespit edilmiĢ ve üniversite mezunları ile yüksek lisans yapanlara oranla, örgütlerine daha fazla normatif bağlılık içinde oldukları da belirtilmiĢtir (Özkaya ve ark., 2006: 87).

Benzer Belgeler