morts, dpositions et av6~ements des sultans Ottomans, XlVe-XIXe
(Sars~lan Saray, XIV.-XIX. yüzy~llarda Osmanl~~ Sultanlar~mn
Tahttan Çekilrneleri ve Cilluslarma Dair bir Deneme ) , Paris 2003, ISBN:
2-213-60963-2, 523.
Frans~z Osmanl~~ tarihçileri Nicolas VATIN ile Gilles VEINSTEIN'in kaleme ald~klar~~
Le
S6rai1 e'branM, Essai sur les morts, dpositions et av&tements des sultans ottomans, XlVe-XIXe
si&le
(Sars~lan Saray, XIV.-XIX. yüzy~llarda Osmanl~~ Sultanlar~mn e~lümleri, Tahttan indirilme-leri ve Cüluslarma Dair bir Deneme) adl~~ çal~~ma, ilginç ba~h~mdan da anla~~ld~~~~ üzere Os-manl~~ tarihinin ihmal edilmi~~ önemli bir mevzusuna de~inmektedir ünlü Frans~z yay~nevi Fa-yard'~n yay~nlar~~ aras~nda ç~kan bu eser, giri~, 5 bölüm, sonuç ve eklerden olu~maktad~r. Bu ça-l~~man~n amac~~ Osmanl~~ yönetim biçiminin do~asnu ve me~rulu~unu, Osmanl~~ sultarumn top-lumdaki yerini incelemektir. Çünkü Osmanl~~ toplumu kendisini bir ulus, bir dil, bir kültür yada dinle de~il de, yaln~z sultan sayesinde var olan bir hanedan yaniAl-i Osman
'la tan~ml~yor Eser, kronolojik olarak 1324 y~l~ndan az evvel vuku bulan I. Osman'~n ölümünden 1808'de Osmanl~~ imparatorlu~u'nda yeniçeri ordusunun la~vedilmesi ile damgalanan ve reformlar döneminin ba~lang~c~na tekabül eden II. Mahmut'un tahta ç~kt~~~~ tarihe kadar olan dönemi incelemekte-dir. Dolay~s~yla eser, 32 mita= dönemlerini kaps~yor.Eserin merkezi, tahtta de~i~imin yap~ld~~~~ m~d~r, çünkü as~l bu anda Osmanl~~ hanedamn~n me~rulu~u kendini gösteriyor ve do~rulu~unu yada yanl~~l~~im ortaya koyuyor. Burada bir taraf-tan di~erleri gibi bir Müslüman olan ve yak~nda ölecek yada tahttaraf-tan indirilecek, di~er taraftaraf-tan da konumu itibariyle ola~and~~~~ bir birey olan bir insan~n kaderi söz konusudur. i~te kitab~n be~~ bölümü boyunca yazarlar, bir hilkümdardan bir ba~ka hilkümdara geçi~in çe~itli a~amalar~n~~ - hilkümdarm ölümü, ~ehzadenin tahta ç~k~~~~ yada tahttan indirili~i, siyasi ve aileyi kriz, t-6'1ns ve def~n merasimlerini - ele al~yorlar. Bunu yaparken de yazarlar, tüm eser boyunca uygulamalar-dan hangilerinin Orta Asya Türk gelene~inden kaynakland~~~n~~ ve nelerin islam dininin gerek-ten do~rultusunda yap~ld~~~n~~ sorgulamaktad~rlar.
Eserde kullan~lan ba~l~ca kaynaklar Osmanl~~ kronikleridir, ancak seyahamamelere ve baz~~ ar~iv belgelerine de konuya aç~kl~k getirmeleri durumunda yer verilmi~tir. Osmanl~~ kronikle-rinden sultanlar~n ölümüne, cillus ve tahttan çekilmelerine dair pek çok pasaj incelenmi~~ ve Fransuca'ya çevrilerek metin içinde yer verilmi~tir. Böylece kronikler üzerinde yap~lan bu ayr~n-t~l~~ çal~~ma, bir kez daha onlar~n tarihçilere ne kadar önemli bilgiler sunabilecelderini ortaya koymu~tur. Vurgulanmas~~ gerekir ki, yazarlar~n da belirtti~i üzere olaylar~n incelenmesinde kronolojik bir s~ra takip edilmemi~tir. incelenen dönem genel olarak ikiye ayr~hyor. ilk dönem, XIV. ve XVI. yûzy~llan aras~nda bir nihai= tahta ç~k~~~, ölümü ve ölümle ilgili merasimleri ele ahrken, ikinci dönem XVII. yüzy~l ile XIX. yüzy~l~n ba~~ndaki uygulamalar~~ kaps~yor. Ancak ki-tab~n içerisinde bu dönemler, kronolojik bir s~ra ile de~il de, incelenen olgu hangi dönemden örnek gerektiriyorsa oraya at~f yap~l~yor. Dolay~s~yla dönemler iç içe tetkik ediliyor. Bununla bir-likte bu iki dönem aras~ndaki fald~hklar ve benzerlikler aç~kça vurgulan~yor. Yazarlar, kronolojik adamalardan do~abilecek kar~~~khldar~n önlenmesi amac~yla eserin sonuna Osmanl~~ sultanlar~-mn hüküm siirdf~kleri tarihleri belirten bir liste vermi~lerclir. Yap~lan çal~~ma boyunca yazarlar, birkaç ana soruyu ön planda tutmu~lard~r:
Bir sultan, ne ölçüde ola~and~~~~ ve ne oranda s~radan bir varl~ku ki, bir siyasi kriz veya vefat durumunda tahun~~ b~rakmak zorunda kal~yor? Sultan~n ölümü, ne ölçüde onun özel ko-numunu incelemeyi mümkün k~l~yor?
Kaynaklar~n bize betimledi~i ölçüde töre ile siyasetin buradaki paylar~~ nedir?
3-
Çe~itli yollar denendikten sonra hangi siyasi ve dü~ünsel geli~me Osmanl~lar~,tarihleri-nin ikinci k~sm~nda hanedamn en ya~hsm~~ tahta ç~karmaya iter?
4- Nihayet Osmanl~~ töre, uygulama ve anlay~~lardan hangilerini ~sla~niyet, hangilerini ~sla-miyet öncesi eski Türk geleneklerine ba~lamak gerekir?
"Hilkilmdarl~k Döneminin Sonu" ba~l~~~n~~ ta~~yan birinci bölüm, 5 alt ba~hktan olu~uyor. Bu bölümde yazarlar, hükümdarl~k solunum yakla~t~~~n~~ gösteren ilk belirtiler, Osmanl~~ sulta-n~~~~~~~ hastalanmas~~ ve tedavisi, Osmanl~~ sultan~n~n ölüm ve tahttan aynli~~ ~ekilleri üzerinde du-ruyor. Her ne kadar ölüm insano~lunun de~il de, Tanr~'n~n i~i ve faninin kaderi önceden tayin edilmi~~ olsa da, Osmanl~~ vakanüvislerinin yazd~klar~ndan bir sultan~ n vefat~n~n habercisi olabi-lecek baz~~ i~aretler vard~r. Öncelikle pek çok Osmanl~~ sultam sonunun yakla~t~~~n~~ hissediyor. Örne~in, I. Mehmet 1421 y~l~n~n ilkbahar~nda yast~~a ba~~m koydu~u anda, art~k aya~a kanuna-yaca~~n~~ söyler. II. Selim, eceli yakla~u~mda hayat~n bütün sevinçIerinden elini ete~ini çeker. 1789'da sonunun yakla~t~~~n~~ hisseden I. Abdülhamit, kendisini dilzelece~ine inand~rmak iste-yen hekime inanmaz. Sultanlardan baz~lar~, hayatlar~n~n sonuna geldiklerini ve ~u gün ve saatte öleceklerini söyleyen ki~ilere rastlarlar. Örne~in Katip Çelebi'nin anlatuklanna göre 28 ~ubat 1603'de III. Mehmet'e bir meczup, 56 gün sonra bir a~~r kaza geçirece~i kehanetinde bulunur. Ve gerçekten de ö gün geldi~inde Sultan III. Mehmet hayata gözlerini kapar.
Bundan ba~ka sultanlar~n gördü~ü riiyalar, bir sultan~n ölümüne açan benzer bir olay~n ba~ka bir sultan taraf~ndan ya~anmas~, imparatorlukta çe~itli felaketlerin pe~~ pe~e meydana gel-mesi yada müneccimba~m~n y~ld~zlar ve ba~ka gökyüzü olaylar~n~~ inceleyip tahminlerde bulun-mas~, bir hilkilmdann hayat~n~n son günlerini ya~ad~~~n~~ gösteren haberci i~arederdir. XVII. yüzy~l~n ikinci yar~s~ndan itibaren Osmanl~~ kronikleri bu i~aretlerden hemen hemen hiç bah-setmemeye ba~larlar. Bunun sebebi, k~smen bu tarihten itibaren pek çok sultan~n tahtan feragat ettikten sonra ölmesi, k~smen de bu dönemde Osmanl~~ kültür çevrelerinin do~aüstü olaylardan uzakla~man ile aç~ldanabilir. Tahttan indirilmi~~ bir sultan, önemini yitirdi~i için, kronikçileri il-gilendirmiyordu. Ancak tahtta iken sultan~n ölmesi, çok ciddi bir olayd~, çünkü imparatorluk düzenini etkiliyordu. Küstah dervi~lerin etkisi, ilk yüzy~llara nazaran azahrken, XVII. yüzy~lda as-troloji a~~rl~k kazan~yordu ve müneccimba~~~ olarak adland~r~lan yeni bir görevli ortaya ç~k~ -yordu. ~lk dönemde haberci i~areder, her sultan için bireysel iken, XVII. yüzy~lda bunlar daha genel bir karakter kazanm~~t~r.
Osmanl~~ sultanlan hangi hastal~klara yakalan~yordu? Osmanl~~ kronilderinin verdi~i bilgiler her ne kadar mu~lak olsa da, ayak a~r~lar~, n~kris yada damla hastal~~~~ (I. Osman, II. Mehmet, II. Beyaz~t, Kanuni Sultan Süleyman, IV. Murat), kar~n a~nlan (II. Mehmet, II. Selim, I. Ahmet, I. Mehmet, II. Murat, II. Ahmet), lunlyara (I. Selim), iç kanama (II. Selim) gibi hastal~klardan bahsediyorlar. ~üphesiz sultan hastalan~nca hekimlere ba~vuruluyor. Saraya ça~r~lan hekimler aras~nda sultan~n tedavi ~ekli ile ilgili s~k s~k tart~~malar ya~amyordu. Özellikle Müslüman ve Ya-hudi hekimler aras~ndaki çat~~malar s~k rastlanan bir olayd~. Hekimler, sadece hastaya maddi ve manevi bir yard~m sa~layan ki~iler de~ildi, ayn~~ zamanda onlar baz~~ siyasi roller de üstleniyor-lar& Gerçekten de bir Osmanl~~ sultan' hasta olabilir miydi? Her ne kadar bir sultan~n hasta ol-du~u bilinse de, Osmanh vakanüvisleri sultan~n ölümünün aniden vuku bulan bir olay olarak gösterme e~ilimindedirler. Çünkü sultan~n hastal~~~~ siyasi bir vakad~ r. Tannmn yeryüzündeki
gölgesi olan sultan~n sa~l~~~~ ve Osmanl~~ hanedan~mn ölümsüzlü~ünün teyidi evrendeki hayat için gereklidir.
Bir Osmanl~~ sultam nas~l ölüyor? Bir Osmanh sultan~, sava~~ meydan~nda gazi olarak ölebi-lirdi. Özellikle Osmanl~~ Devletinin kuruldu~u ilk yüzy~llarda bu s~k görülen bir olayd~r. Yine sa-va~~ alan~nda bir Osmanl~~ sultan' ~ehit olabilirdi. 1389'da Kosova Sasa-va~~~ s~ras~nda I. Murat'~n ~e-hit dü~mesi buna bir örnektir. Gazi yada ~e~e-hit olarak ölmek bir Osmanl~~ sultammn kahramanca ölmesi demektir. Bir Osmanl~~ sultam hilkümdara yara~~r bir ~ekilde ölebilir. II. Mehmet, M~s~r seferine ç~karken ölüyor. Kanuni Sultan Süleyman, ya~hl~~~na ra~men ordunun ba~~na geçip Szigetvar'a sefere ç~kacak ve orada ölecektir. Ku~kusuz, gücünün bütün s~n~rlar~n~~ zorlayarak se-fere ç~kmak ve ba~lar~n~~ dik tutmak Osmanl~~ hakimiyet asaletinden kaynaklanan bir durumdu. Fakat bu durum, Nicolas Vatin ile Gilles Veinstein'in de vurgulad~~~~ gibi XVI. yüzy~l~n sonuna kadar gözlenecek ve daha sonraki tarihlerde Osmanl~~ sultan' prestijini yitirecektir, çünkü Os-manl~~ hanedan~~ sultan~n ~ahsiyetinin aleyhine güç kazanacakur. Osmanh sultan' hilkümdard~, fakat ayn~~ zamanda bir ölümlü insand~, dolay~s~yla ecelini sab~rla kabul ederek Müslüman olarak ölebilirdi. XVII. yüzy~ldan itibaren sultanlar~n prestijini yitirmesi dolay~s~yla ölümkri, siyasi ve tarihi önemini de kaybeder. Bundan dolay~~ art~k bu tarihlerde bir sultan~n ölümü ki~iyi ilgilen-diren özel bir durum halini al~r.
Osmanl~~ sultam tahttan nas~l çekiliyordu? Osmanl~~ sultan~~ kendi iste~i ile tahttan feragat edebilirdi. örne~in devlet i~lerinden yoruldu~unu söyleyen II. Murat, 1444 y~l~nda Osmanl~~ tah-un~~ henüz 12 ya~~nda olan o~lu II. Mehmet'e b~rakm~~t~r. Ancak bir müddet sonra tekrar geri döner ve bu da Osmanl~~ tarihinde bir ilki olu~turur. 1512 y~l~nda art~k ya~l~~ olan II. Beyaz~t, o~-lunun bask~s~~ ile tahttan feragat eder. XVII. yilzy~ldan itibaren isyan eden yeniçeriler, Osmanl~~ sultanlar~mn tahttan indirilmesine sebep olmaya ba~larlar. Ve bu tarihlerde Osmanl~~ sultarumn statüsünde de~i~iklikler meydana gelir. O, art~k sanca~a ç~km~yor, Osmanl~~ saray~nda kendisine ayr~lan kafes denilen bölümde tutuluyordu. 1617 y~l~nda I. Ahmet'in ölümü üzerine deli olan I. Mustafa Osmanl~~ tahuna ç~kar~l~r, ancak 3 ay sonra saltanat~na son verilir. Daha sonra 1622 y~~ - hnda II. Osman, tahttan indirilecek ve yeniçeriler taraf~ndan bo~azlanacakur. Dolay~s~yla sadece ölüm de~il, ayn~~ zamanda hükümet darbeleri de Osmanl~~ devletinde taht de~i~ikliklerine yol açar.
Kitab~n ikinci bölümü, "Siyasi Kriz, I. K~s~m: Aç~k bir Oyun yada Tanmun ~~i (XIV-XVI. yüzy~l) ba~h~~m ta~~makta ve 4 altba~hktan olu~maktad~r. Bu bölümde XIV., XV. ve XVI. yüzy~l-larda bir sultan~n ölümü ile di~er sultan~n tahta ç~k~~~ tarihi aras~nda geçen süre zarf~nda Os-manl~~ Devleti içerisinde ya~anan krizleri ele almaktad~r. Bu krizler OsOs-manl~~ kroniklerinden an-la~~ld~~~~ üzere insanlar~n iradesi d~~~nda yani "Tanr~n~n i~i" olarak meydana gelmektedir. Os-manl~~ Devletini kuran OsOs-manl~~ hanedamd~r. OsOs-manl~~ hanedammn temsilcisi sultand~r. O, "saltanatm gökyüzünün tek giine~idir". Sultan, bütün güçleri ve otorite kaynaklar~n~~ elinde tu-tan mutlak bir hilkümdar olmakla birlikte ~eriat uygulamalar~na, bir dizi sözle~melere, gelenek ve göreneklere göre hareket etmek zorunda idi. Bu bak~mdan yazarlar, sultamn bütün Tanr~~ ve insanl~k kanunlar~n~n üzerinde yer ald~~~m söylemenin zor oldu~unu vurguluyorlar. Bu durum Osmanl~~ Devletinin bir özelli~idir. Bu devletin ba~ka bir özelli~i de, Orta Asya Türk Devletleri-nin ve Anadolu beylikleriDevletleri-nin baz~lar~n~n aksine, devlet topraklar~n~n hanedan bireyleri aras~nda bölünmemesidir. Bundan dolay~d~r ki, hiçbir Osmanl~~ prensesi baba topra~~n~~ çeyiz olarak ba~ka hanedanlara götürmemi~tir.
Bir Osmanl~~ sultan~n~n ölümü, ba~ka bir sultan~n tahta ç~k~~~~ anlam~na gelir ve uygula-mada olmasa da, teorik olarak yeni sultan yeni mutlak saltanat demektir. Sultamn ölümü üzere
nizam-~~ alem
altüst olur ve kendisine ba~h her ~eyin de~i~mesi gerekir. Bir sultan~n ölümündendi~er sultan~ n tahta geçi~ine kadarki dönem yani fetret döneminin olu~turdu~u bo~luk, devlet aç~s~ndan pek çok tehlike yaratmaktad~r. Osmanl~~ devletinde tahun varisini belirleyen bir kanu-nun eksikli~i, bu fetret dönemlerinde oldukça fazla s~ k~nt~n~ n ya~anmas~ na yol açm~~t~r. Neden Osmanl~lar böyle bir kanun koyma yoluna gitrnemi~lerdir? Çünkü Orta Asya Türk geleneklerine ba~l~~ olarak hanedana mensup her bir erkek birey, tahta ç~ kma hakk~na sahipti. Saltanattaki ve - raset kanunu ile bir ki~i d~~~nda di~erlerine ~ans verilmeyecekti ve haklar~~ çignenecekti. Osman-l~lardaki taht haleflik uygulamas~~ ile bir nevi gizli bir yar~~~ söz konusu idi ve yan~~~ kimin kazana-ca~~n~~ ise Tanr~~ belirliyordu. ~ki sultan~n hiikümdarl~k dönemleri aras~nda olu~an bo~luk dö-neminde Osmanl~~ Devleti, iç mücadele yada sultamn o~ullar~~ aras~ndaki taht kavgalar~~ ve yeni-çeri ayaklanmalar~~ ile kar~~~ kar~~ya kalabilirdi. ~lk Osmanl~~ sultanlan henüz hayatta iken, bu olaylar~~ engellemek üzere baz~~ tedbirler al~rlard~. özellikle ölmeden evvel yerine geçmesini is-tedikleri ogullar~ndan birine i~aret ederler ve bu da genelde ogullanndan ya~ça en büyü~ü olurdu.
Padi~ah~n ani ölümü durumunda Istanbul'da iç çalkant~lan önlemek üzere padi~ah~n ya-k~n çevresi, onun öldü~ünü çe~itli yollardan gizlemeye çal~~~yorlar& Çünkü hem tahta ç~ kacak olan ~ehzadenin haberdar edilip Istanbul'a gelmesini sa
~lamak, hem de yeniçerilerin ba~kald~n - s~na ve d~~ar~dan gelebilecek lu~lurtmalara mani olmak gerekirdi. Cillus edip sultan olan ~eh - zade, II. Mehmet'in karde~~ katli yasas~na göre karde~lerini öldürtebilirdi. özellikle XVI. yüzy~l~n ikinci yar~s~nda tahta ç~kan Osmanl~~ sultanlan, henüz bebek olan karde~lerini dahi öldürterek korkunç kanl~~ olaylara sebebiyet vermi~lerdir. Büyük ihtimalle bu olaylar, pek çok tepkiye yol aç-u~~ndan dolay~, her ne kadar karde~~ katil uygulamas~~ tümüyle kalkmasa da, daha az görülür ol-mu~tur. Babas~~ padi~ah~n tahuna göz diken ~ehzadeler de vard~, ki bunlar~n te~ebbüsleri I. Se-lim hariç ba~ar~s~zl~kla sonuçlan~r. Baba padi~ah, kendisine kar~~~ gelen ve tahtma göz diken o~-lunu öldürtmekten çekinmez. Bu bak~ mdan Sultan Silleyrnan'~n o~ullan Mustafa, Ahmet ve Be-yaz~t'~~ öldürtmesi örnek olarak gösterilebilir.
"Siyasi Kriz, II. K~s~m: Kilit Alt~ndaki Oyun yada ~nsanlar~ n ~~i (XVII-XIX. yüzy~l)" ba~l~~~~ alt~nda kitab~n üçüncü bölümünde yazarlar, üç altba~l~ kta yine siyasi krizleri ele almaktad~r. Ya-zarlar bu dönemdeki siyasi luizleri Tanr~n~n de~il de, "insano~lunun i~i" olarak nitelendiriyor. Bu dönemde Osmanl~~ sultanlar~mn siyasi otoritesi zay~flarken devletin din ve siyaset adamlar
~ -n~n devlet i~lerindeki rolü artm~~ ur. I. Ahmet'in tahta ç~ kmas~~ ile devletin din ve siyaset adamla-r~n~n karar~~ üzerine Osmanl~~ hanedan~n~ n bütün erkek çocuklar~~ Topkap~~ saray~~ hareminin ka-fes denen bir bölümüne kapat~lm~~lard~r. Sultan I. Ahmet'in ölümünden sonra ise, Osmanh tahuna onun o~ullanndan biri de~il de, kafeste tutulan karde~i Mustafa yani bütün ~ehzadele-rin en ya~l~s~~ ç~ltart~l~r. Böylece ilk defa hanedan tarihinde sultamn o~lu de~il de, hanedan~ n en büyü~ü tahta ç~kar. Bu karar~~ da yine Osmanl~~ devletinin siyasi ve dini simalar~~ vermi~lerdir.
Kitab~n dördüncü bölümü "Bir Saltanat Dönemi Ba~l~yor" ba~l~~~~ ile bir padi~ah~n tahta ç~k~~~~ ve buna ba~l~~ olarak gerçekle~tirilen biat merasimlerini alt~~ altba~hkta incelemektedir. Cü-lusu mütealtiben devlet erkan~~ resmi törenlerle belli bir protokol s~ras~~ takip ederek yeni padi-~ah~ n tahta ç~ k~~~ n~~ kutlamaktad~r. Yazarlar, cülus ve biau iki temel olay olarak ele almaktad~r. Cillus ve biat merasimlerinden sonra yeni padi~ah birkaç hafta içerisinde Eyüp Ensari'nin ve bu civarda bulunan atalar~n~n mezar~n~~ ziyaret eder. Bu ziyaret s~ ras~ nda padi~ah k~l~ç ku~anmak-tay& Asl~ nda her ne kadar Münnecimba~~~ ile Mehmet b. Mehmet'e göre k~l~ç ku~anma mera-siminin III. Murat'tan itibaren görülmeye ba~lad~~~ n~~ belirtseler de, bu gelenek büyük ihtimalle Sultan I. Ahmet'le ba~lam~~t~r. Sultan II. Ahmet ve II. Mustafa'n~n k~l~ç ku~anma merasimi ise, Edin~e'de Eski Cami'de yap~l~r, çünkü XVII. yüzy~l~n sonuna dogru Edirne cülus balummda k~sa süreli~ine Istanbul'a tercih edilir. Cülus ve biat merasiminin ard
~ ndan padi~ah~n tahta ç~ kt~~~~ halka duyurulur ve Cuma namaz~~ s~ras~ nda ad~na hutbe okutulur. Hutbenin yan~~ s~ra bir padi-
~ahin tahta cülus etti~ini gösteren ba~ka bir alamet de, ad~na para basurmas~d~r. Ölen padi~ahm bütün haremi, Topkap~~ Saray~ndalti yerini yeni cülus eden padi~ahm haremine b~rakarak ayr~hr ve Eski Saraya yerle~ir. Osmanl~~ imparatorlu~unun ilk devirlerinde ~ehzade anneleri ve haremi, sanca~a gönderilen o~ullar~~ ile beraber giderlerdi. XVI. yüzy~lin ikinci yar~s~ndan itibaren bu durum de~i~ir ve ~ehzade anneleri ve haremleri Eski Sarayda o~ullar~mn cülus edecekleri am beklemeye koyulurlar. Yeni padi~ah~n annelerinin ve hare~ninin yeni saraya geçmesi giderek büyük bir merasim havas~~ içerisinde gerçelde~tirilmeye ba~lar. Yeni padi~ah tahta ç~k~nca devle-tin baz~~ erkan~na hediye ve tayin n~ahiyedevle-tinde ihsanlarda bulunur, bütün beradar ve eski padi-~ahm ç~kartt~~~~ bütün belgeler yenilenir. Cülus, yeni padi~ahtan tayin, bah~i~, arma~an gibi pek çok ~eyin istenilebilece~i bir and~r. Yeniçerilere ve di~er ocaklara da~~t~lan "cülus bah~i~i", bü-yük bir siyasi önem ta~~r. Yeni padi~ahm bu aded yerine getirmemesi yeniçerilerin ho~nuts~alu-~una yol açabilirdi. Bu yüzden II. Selim d~~~nda Osmanl~~ tahtma ç~kan bütün padi~ahlar bu ge-lene~i yerine getirmi~lerdir. Tahta ç~kar ç~kmaz yeni padi~ah, devlet i~leri ile ilgili olarak halk~n sesine kulak vererek selefinin "kötü" uygulamalar~n~~ kald~rarak adaled sa~lamas~~ da usuldendir.
Yazarlar, kitab~n be~inci bölümünde "Padi~ahlar~n Cenaze Törenleri' ba~l~~~~ ile üç altba~-hk alt~nda ölen padi~ahm defnedilmesi ile ilgili merasimlere yer vermektedirler. Bir padi~alun yada ~ehzadenin ölüm haberi üzerine ani tepkilerle yas ba~lam~~~ olur. Yas tutmama göstergesi olan davram~lara gelince ilk önce mevtan~n yak~nlar~n~n a~lamalar~, sulamalar~, inlemelerini zikretmek gerekir. Yas tutanlarm ba~~m yoldu~u, gö~üslerine vurdu~u, yüzünü arnaldad~~~~ ve buna benzer davran~~lar sergiledi~i görülür. Bu tür davran~~lar, Orta Asya Türk gelene~inde gö-rüldü~ü gibi islandyet öncesi Arabistan'da da gözlemlenmi~tir. Matem renkleri aras~nda ise, ço-~unlukla siyah, bazen siyah ve mavi ve daha geç dönemde bazen de beyaz görülür. Özel matem giysileri aras~nda ise, kronilderde ~emle olarak geçen ve ki~inin ba~~nda sar~~~~ örten büyük ve ince bir örtü zikrediliyor. Matem süresi büyük ihtimal XX. yüzy~lda da Türk halk~n~n uygulad~~~~ süre ile ayn~d~r yani üç gün, 1 hafta, 1 ay, 40 gün, 6 ay, 1 y~l ve 8 y~l. Yazarlar, ölen padi~ahm defnedilmek üzere nas~l haz~rland~~~~ üzerinde durarak bu noktada yap~lan uygulamalar~n ~sla-miyet'in gerektirdiklerine ne kadar uyup uymad~~~~ konusuna dikkat çekmektedirler. Ancak kronilderin bu konuda sessiz kald~~~m da belirtmek icap eder. ~slam dinine göre bir Müslüman, vefat~ndan mümkün oldu~unca k~sa bir süre içerisinde defnedilmelidir. Osmanl~~ padi~ahlar~mn defnedilmesi, baz~~ ~artlar sebebiyle bu kurala uymayabilirdi, çünkü burada süreyi belirleyen yeni padi~ahm Osmanl~~ tahtma geçti~i and~r. allus ne kadar çabuk olursa, ölen padi~ah da o kadar çabuk topra~~~ verilirdi.
Na~~n defin merasimine haz~rlanmas~n~n ard~ndan padi~ah~n öldü~ü haberi halka bir del-lal taraf~ndan yada sala verilerek duyurulur. Cenaze namaz~m müteakiben ~slam dininin gerek-lerine göre ölen padi~ah topra~a verilir. Yazarlar, Osmanl~lar~n pek çok alanda oldu~u gibi ce-naze merasimlerinde de, bir taraftan iyi Müslüman olduklar~n~~ gösterme çabas~nda olduklar~n~~ ve di~er taraftanda asla inkar edemedikleri uzak bir geçmi~te kalan Orta Asya Türk gelenekle-rine ba~l~~ kald~klar~n~~ vurgulamaktad~rlar.
Büyük ihtimal Sö~üete defnedilen Osmanl~~ Devletinin kurucusu Osman Bey'den sonra Osmanl~~ Sultanlar~, 1453 y~l~nda Istanbul'un fethine kadar Bursa'da topra~a verilirler. Istanbul-'un ahrus~ndan sonra Osmanl~~ padisahlar~~ burada genelde kendilerinin in~a ettirdi~i camilerin arkas~na defnedihnek istiyorlard~, ancak II. Selim bu gelene~i k~rarak Aya Sofya Camii avlusuna defnedilmek ister.
Nicolas Vatin ve Gilles Veinstein'~n kitab~~ asl~nda Osmanl~~ padisalumn ve ayn~~ zamanda ayinlerin kitab~d~r. Bu kitap, Osmanh sultanlarm~n cillusurm, tahttan feragatlerini ve ölümünü büyük ölçüde Osmanl~~ kronilderine dayanarak ayr~nt~lar~~ ile incelemektedir. Eserin sonunda
kullan~lan lu-onilder ve yazarlar~~ hakk~nda bilgi notlar~~ içeren liste verilmi~tir. Ayr~ca kitab~ n ek-ler k~sm~nda baz~~ önemli Osmanl~ca terimek-lerinin aç~ klamas~n~~ içeren bir lügatçe verilmi~tir. Do-lay~s~yla kitap, akademisyenlerin oldu~u kadar Osmanl~~ tarihi ile alakal~~ olabilecek s~radan oku-yucu için de oldukça ilginç bir eserdir. Sosyal bilimler alan~nda çal~~an pek çok akademisyen için bu çal~~ma son derece önemli bir ba~vuru eser niteli~i ta~~yabilir. Bilhassa tarihçilere, sosloglara ve halkbilimcilere, önemli ipuçlar, detayl~~ bilgiler, çe~idi hipotezler ve dikkat çekici yo-rumlar bulabilecelderi bir çali~ma olarak tavsiye ediyoruz.