• Sonuç bulunamadı

Türkiye üniversitelerinde kadın emek gücü, Selçuk Üniversitesi kadın akademisyenler üzerine bir araştırma

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türkiye üniversitelerinde kadın emek gücü, Selçuk Üniversitesi kadın akademisyenler üzerine bir araştırma"

Copied!
127
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ

ĠKTĠSAT ANABĠLĠM DALI

TÜRKĠYE ÜNĠVERSĠTELERĠNDE KADIN EMEK GÜCÜ, SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ KADIN AKADEMĠSYENLER ÜZERĠNE BĠR ARAġTIRMA

Çiğdem ĠREY

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

DANIġMAN

Doç. Dr. Zeynep KARAÇOR

KONYA 2011

(2)
(3)
(4)

ÖNSÖZ/TEġEKKÜR

Kadınlar değiĢen ve geliĢen dünyada zamanla ücretli çalıĢanlar arasında yer edinmeye baĢlamıĢtır. Fakat küreselleĢmeyle birlikte tüm dünyada kadınların iĢgücüne katılım ve istihdam oranları artarken Türkiye‟de dünyadakine benzer bir artıĢ söz konusu olmamıĢtır. Çünkü kadın çalıĢma hayatına girdikten sonra geleneksel rolü ile bütünleĢmekten kurtulamamıĢ, rol çatıĢması yaĢamaya baĢlamıĢtır. Geleneksel rolü ile çalıĢma hayatının düzenli ve baĢarılı bir Ģekilde yürümesi arasında denge kurmakta zorlanmıĢtır. Bu ise kadının iĢgücü piyasasında birçok problem yaĢamasına neden olmuĢtur.

Bu çalıĢmada, Selçuk Üniversitesi örneğinden hareketle, akademisyen kadınların istihdamı, konumu ele alınarak; bu alanda çalıĢan kadınların çalıĢma yaĢamında karĢılaĢtıkları sorunları, kariyer basamaklarını tırmanırken fırsat eĢitsizliği yaĢayıp yaĢamadığı, kadınların rol çatıĢmasının kariyerine negatif etkisinin olup olmadığı araĢtırmaya çalıĢılmıĢtır.

Bu çalıĢma sürecinde bana destek olan ve yardımlarını esirgemeyen değerli hocam ve tez danıĢmanım, sayın Doç. Dr. Zeynep Karaçor‟a, tezimin uygulama kısmı için benimle bu konudaki bilgilerini paylaĢan araĢtırma görevlisi Alper Sinan ve Aydın Karakoca‟ya, tezimin son safhalarında değerli yorumlarıyla bana katkıda bulunan araĢtırma görevlisi Burcu Doğanalp‟e ve çalıĢmam boyunca sonsuz sabır ve anlayıĢ gösteren ailem ve eĢime çok teĢekkür ediyorum.

(5)
(6)
(7)
(8)
(9)

ĠÇĠNDEKĠLER

ĠÇĠNDEKĠLER………...viii

BĠLĠMSEL ETĠK SAYFASI………..i

TEZ KABUL FORMU……….ii

ÖNSÖZ / TEġEKKÜR………iii ÖZET………...iv ABSTRACT ………...vi TABLOLAR LĠSTESĠ……….xi ġEKĠLLER LĠSTESĠ………..xiv KISALTMALAR ………..………xvi GĠRĠġ ... 1 I. BÖLÜM KADIN EMEK GÜCÜNÜN YERĠ 1.1. DÜNYA‟DA ve TÜRKĠYE‟DE KADIN EMEK GÜCÜNÜN YERĠ ... 3

1.1.1. Kadın Nüfusu ve Ġstihdam Oranı ... 5

1.1.2. Kadın ĠĢsizlik Oranları ... 6

1.1.3. Kadın ĠĢgücüne Katılım Oranının OECD Ülkeleriyle KarĢılaĢtırılması ... 7

1.1.4. Kadınların Ekonomik Statüsü... 10

1.1.5. Korunmasız Ġstihdam Edilen Kadın Emek Gücü ... 10

1.1.6. Cinsiyete Dayalı EĢitsizlik ... 12

1.2. TÜRKĠYE‟DE KADIN EMEK GÜCÜNÜN YERĠ ... 16

1.2.1 Türkiye‟de Kadın Nüfusu ... 19

1.2.2. Kadın Nüfusun Ġstihdamı, ĠĢgücüne Katılımı ve ĠĢsizlik Oranı ... 20

1.2.3. Nedenine Göre ĠĢgücüne Dâhil Olmayan Kadınlar ... 25

1.2.4. ĠĢ Arama Süresi ve Kadın ĠĢsizler ... 27

(10)

1.2.6. Kadın Ġstihdamının Sektörel Dağılımı ... 30

1.2.7. Kadın Ġstihdamının Meslek Grubuna Göre Dağılımı ... 34

1.2.8. Kadın ĠĢgücünün Ġstihdam Edildikleri ĠĢyerleri ... 36

1.2.9. Toplumsal Cinsiyete Dayalı EĢitsizlik ... 37

II. BÖLÜM TÜRKĠYE ÜNĠVERSĠTELERĠNDE KADIN EMEK GÜCÜ 2.1. TÜRKĠYE ÜNĠVERSĠTELERĠNDE KADIN AKADEMĠSYENLERĠN KARĠYER SÜRECĠNĠN DÜNDEN BUGÜNE DEĞĠġĠMĠ ... 433

2.2. TÜRKĠYE ÜNĠVERSĠTELERĠNDE KADIN AKADEMĠSYENLERĠN UNVAN DAĞILIMI ... 46

2.3. TÜRKĠYE ÜNĠVERSĠTELERĠNDE KADIN AKADEMĠSYENLERĠN ÇALIġMA YAġAMI VE TEMEL KARĠYER SORUNLARI ... 49

III. BÖLÜM SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ KADIN AKADEMĠSYENLER ÜZERĠNE BĠR ARAġTIRMA 3.1. ARAġTIRMANIN AMACI VE ÖNEMĠ ... 56

3.2. ARAġTIRMANIN SINIRLILIKLARI ... 56

3.3. ARAġTIRMANIN HĠPOTEZLERĠ ... 57

3.4. ARAġTIRMA YÖNTEMĠ ... 57

3.4.1. Evren ve Örneklem ... 57

3.4.2. Veri Toplama ve Analiz Yöntemi ... 59

3.5. ARAġTIRMA BULGULARININ DEĞERLENDĠRĠLMESĠ ... 59

3.5.1. GörüĢmenin Yapıldığı Bilim Dallarına Göre Dağılım ... 59

3.5.2. Unvan Gruplarına Göre Dağılım ... 60

3.5.3. YaĢ Gruplarına Göre Dağılım ... 61

3.5.4. Medeni Durumlarına Göre Dağılım ... 61

3.5.5. Anketteki Diğer Soruların Dağılımı………..62

3.6. ARAġTIRMA KONUSUYLA ĠLGĠLĠ SORULARIN KARġILAġTIRILARAK YORUMLANMASI ... 69

(11)

3.7. HĠPOTEZLERĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ ... 82

DEĞERLENDĠRME ve SONUÇ………....93

KAYNAKÇA ...……….99

(12)

TABLOLAR LĠSTESĠ

Tablo 1: Cinsiyet ve Demografik BakıĢ (2006) ... 5

Tablo 2: Dünya Ölçeğinde Ġstihdam Oranı (Genel ve Cinsiyete Göre) ... 6

Tablo 3: Bazı Dünya Ülkelerinde Kadın ĠĢsizlik Oranları (2006) ... 6

Tablo 4: Dünya Ölçeğinde ĠĢsizlik Oranı ( Genel ve Cinsiyete Göre) ... 7

Tablo 5: OECD Ülkeleri Arasında Türkiye‟de ĠĢgücüne Katılım Oranı (2005) ... 8

Tablo 6: Dünya Ölçeğinde ĠĢgücüne Katılım Oranı (Genel ve Cinsiyete Göre) ... 9

Tablo 7: Kadınların Ekonomik Statüsü - Türkiye-OECD Ortalaması KarĢılaĢtırılması (2006) ... 10

Tablo 8: Dünya Ölçeğinde Korunmasız Ġstihdam Edilen Kadın Emek Gücü ... 11

Tablo 9: Küresel Toplumsal Cinsiyet Uçurum Raporuna Göre Sıralamada Türkiye .. 13

Tablo 10: 4 Temel Kritere Göre Türkiye‟nin Konumu... 13

Tablo 11: Türkiye‟nin Toplumsal Cinsiyet EĢitliği Ġndeksi‟ne Göre Konumu ... 15

Tablo 12: YaĢ Grubuna Göre Türkiye'de Kadın ... 20

Tablo 13: Kadın Nüfusun Ġstihdamı, ĠĢgücüne Katılımı ve ĠĢsizlik Oranı ... 21

Tablo 14: YaĢ Grubuna Göre Kadın ĠĢsizlik Oranları ... 22

Tablo 15: Kadınların GeniĢ YaĢ Grubuna Göre ĠĢgücüne Katılım Oranı (2006) ... 23

Tablo 16 : Kır Ve Kent Dağılımında ĠĢgücüne Dâhil Olmayan Kadınlar (2009) ... 26

Tablo 17: ĠĢ Arama Sürelerine Göre Kadın ĠĢsizler ... 27

Tablo 18: Eğitim Durumuna Göre Kadın ĠĢgücü (2009) ... 29

Tablo 19: Ġstihdam Edilen Kadınların Ġstihdam Alanları... 32

(13)

Tablo 21. Kadın Ġstihdamının Meslek Grubuna Göre Dağılımı ... 35

Tablo 22: Kadınların ĠĢyeri Durumuna Göre Ġstihdamı ... 36

Tablo 23. Türkiye Üniversitelerinde Kadın Akademisyenlerin Unvan Dağılımı ... 46

Tablo 24: S.Ü. Alâeddin Keykubat Kampüsünde Bulunan Kadın Akademisyenler ... 58

Tablo 25: Medeni Durum Ġle Bilimsel ÇalıĢma Yapmak Ġçin Yeterli Zamanın Olup Olmaması Arasındaki ĠliĢki... 69

Tablo 26: Medeni Durum ile Kadın Akademisyenlere Akademisyen Kimliklerinin Yanında Yeterince Ġdari Görev Verilip Verilmemesi Arasındaki ĠliĢki... 70

Tablo 27: Kadın Akademisyenlere Akademisyen Kimliklerinin Yanında Yeterince Ġdari Görev Verilip Verilmemesi ile Unvan Arasındaki ĠliĢki ... 70

Tablo 28: Mesleğe Girme Kararı Verilmesinde En Etkili Faktör ile Meslek DeğiĢikliğinin DüĢünülüp DüĢünülmemesi Arasındaki ĠliĢki ... 71

Tablo 29: Mesleğe Girme Kararı Verilmesinde En Etkili Faktör Ġle Mesleğe BaĢlarken Duyulan Heyecanın Hissedilip Hissedilmemesi Arasındaki ĠliĢki ... 73

Tablo 30: Meslek DeğiĢikliğinin DüĢünülüp DüĢünülmemesi ile Unvan Arasındaki ĠliĢki ... 73

Tablo 31: Mesleğe BaĢlarken Duyulan Heyecanın YaĢanıp YaĢanmaması ile Meslek DeğiĢikliğinin DüĢünülüp DüĢünülmemesi Arasındaki ĠliĢki ... 74

Tablo 32: Mesleğe BaĢlarken Duyulan Heyecanın YaĢanıp YaĢanmaması ile Kendi KiĢilik Yapısıyla Bu Mesleğin Uyum Ġçerisinde Olup Olmaması Arasındaki ĠliĢki ... 76

Tablo 33: Mesleğe BaĢlarken Duyulan Heyecanın Halen YaĢanıp YaĢanmaması ile Ġlerde Kadın Akademisyenlerin Çocuğuna da Bu Mesleği Yapmasını Tavsiye Edip Etmemesi Arasındaki ĠliĢki ... 77

Tablo 34: Kariyerin Her ġeyden Önce Gelip Gelmemesi Ġle Evliliğin Akademik Kariyere Engel Olup Olmaması Arasındaki ĠliĢki ... 79

(14)

Tablo 35: Kariyerin Her ġeyden Önce Gelip Gelmemesi ile Çocuk Sahibi Olmanın Akademik Ġlerlemeyi YavaĢlatıp YavaĢlatmaması Arasındaki ĠliĢki... 80

Tablo 36: Cinsiyetten Kaynaklanan Fırsat EĢitsizliği Nedeniyle Kariyer Problemi YaĢanıp YaĢanmaması ile Kadın Akademisyenlere Akademisyen Kimliklerinin Yanında Yeterince Ġdari Görev Verilip Verilmemesi Arasındaki ĠliĢki ... 82

Tablo 37: Akademik Unvan ile Yurt DıĢına Çıkıp Çıkmama Arasındaki ĠliĢki ... 84

Tablo 38: Cinsiyetten Kaynaklanan Fırsat EĢitsizliğinin YaĢanıp YaĢanmaması ile Aynı Kurumda ÇalıĢan Erkeklerin Kadınlardan Daha Hızlı Akademik Ġlerleme Fırsatına Sahip Olup Olmaması Arasındaki ĠliĢki ... 86

Tablo 39: Evliliğin Akademik Kariyere Engel Olup Olmaması Ġle Çocuk Sahibi Olmanın Akademik Kariyere Engel Olup Olmaması Arasındaki ĠliĢki ... 88

Tablo 40: Ders Saatlerinin Fazlalığı Nedeniyle Bilimsel ÇalıĢmalara Yeterli Zaman Ayrılıp Ayrılmaması ile Ek Ders Ücreti Uygulamasına Son Verilerek, MaaĢların ĠyileĢtirilmesi Gerektiğine Ġnanılıp Ġnanılmaması Arasındaki ĠliĢki ... 91

(15)

ġEKĠLLER LĠSTESĠ

ġekil 1: GörüĢmenin Yapıldığı Bilim Dallarına Göre Dağılım ... 59

ġekil 2: Unvan Gruplarına Göre Dağılım ... 60

ġekil 3: YaĢ Gruplarına Göre Dağılım... 60

ġekil 4: Medeni Durumlarına Göre Dağılım ... 61

ġekil 5: Bir Öğretim Elamanı Olarak Görev Yapılan Süre ... 61

ġekil 6: Mesleğe Girme Kararı Vermede En Etkili Faktör ... 62

ġekil 7: Meslek DeğiĢikliğinin DüĢünülüp DüĢünülmemesi ... 63

ġekil 8: Meslek DeğiĢikliğinin DüĢünülmesi Sonucu Meslek Tercihi ... 63

ġekil 9: Meslek DeğiĢikliğinin DüĢünülmemesinde Mesleğin Tatmin Eden Yönü .... 64

ġekil 10: Yurt DıĢına Çıkma Oranı ... 65

ġekil 11: Yurt DıĢına Çıkanların Çıkma Amacı ... 65

ġekil 12: Yurt DıĢına Çıkanların Hangi Olanaklarla Bunu GerçekleĢtirdiği ... 66

ġekil 13: Yurt DıĢına Çıkılmamasının En Önemli Sebebi ... 67

ġekil 14: ÇalıĢma Saatleri DıĢında Bilimsel ÇalıĢmaları Evde de Yürütme Ġmkânı .. 67

ġekil 15: Kadın Akademisyenlere Akademisyen Kimliklerinin Yanında Yeterince Ġdari Görev Verilip Verilmemesi ... 68

ġekil 16: Cinsiyetten Kaynaklanan Fırsat EĢitsizliği Nedeniyle Kariyer Problemi YaĢanması ... 85

ġekil 17: Evliliğin Akademik Kariyere Engel Olup Olmaması Durumu ... 87

ġekil 18: Ders Saatlerinin Fazlalığı Nedeniyle Bilimsel ÇalıĢmalara Yeterli Zaman Ayrılıp Ayrılmaması ... 89

(16)

ġekil 19: Ek Ders Ücreti Uygulamasına Son Verilerek, MaaĢların ĠyileĢtirilmesi Gerektiğine Ġnanılıp Ġnanılmaması Arasındaki ĠliĢki ... 90

(17)

KISALTMALAR ÖSYM: Öğrenci Seçme ve YerleĢtirme Merkezi YÖK: Yüksek Öğretim Kurumu ATO: Ankara Ticaret Odası

OECD: Ekonomik Kalkınma ve ĠĢbirliği Örgütü KTO: Konya Ticaret Odası

KSSGM: Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü DPT: Devlet Planlama TeĢkilatı

TÜĠK: Türkiye Ġstatistik Kurumu SÜ: Selçuk Üniversitesi

KSGM: Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü MYO: Meslek Yüksek Okulu

KAGĠDER: Kadın GiriĢimciler Derneği

TÜKSAM: Trakya Üniversitesi Kadın Sorunları Uygulama ve AraĢtırma Merkezi BM: BirleĢmiĢ Milletler

AB: Avrupa Birliği

(18)

GĠRĠġ

Üretim ve ticaretteki büyüme, zamanla dünya ekonomisinde beĢeri sermaye kavramını ortaya çıkarmıĢtır. GeliĢen teknolojiyle birlikte üretim hacmindeki artıĢ yeni istihdam olanaklarını yaratmıĢtır. Kadın önceden sadece annelik ve kadınlık rollerini yerine getirirken, istihdam olanaklarının artmasıyla hem anne hem de çalıĢan konumuna gelmiĢtir.

Kadınlar zaman içinde çalıĢma hayatında ücretli çalıĢanlar arasında yer almaya baĢlamıĢlardır. Endüstri toplumunda çalıĢanların çoğu erkek iken içinde yaĢadığımız bilgi toplumunda kadınların ön plana çıkmaya baĢlaması hissedilir ölçüdedir. Bu bilgi toplumunda kadın iĢgücüne olan talebin artıĢında kadınların eğitim düzeyinin artmasının önemli bir payı vardır.

Kadınların iĢgücü piyasasına giriĢiyle birlikte aile kompozisyonunda değiĢmeler yaĢanmıĢ; evlilik trendi değiĢmeye, ailede birey sayısı azalmaya, boĢanma artıĢları yaĢanmaya baĢlanmıĢtır. Bu değiĢikliklerin yaĢanmasının sebebi ise kadınların birçok problemi bu yöntemlerle çözebileceğine inanmasıdır.

Bu yaĢanan problemlerden en önemlisi ailesi ile iĢ yaĢamını dengede tutmakta zorlanan kadının rol çatıĢması yaĢamaya baĢlamasıdır. Bu ise onun çalıĢma hayatında baĢarılı olmasını önemli derecede engellemektedir. Kadın bu engeli ortadan kaldırabilmek için korunmasız ve geçici istihdam Ģekli olan esnek çalıĢma biçimlerini seçmek zorunda kalmaktadır. Kadın bu seçimiyle hem cinsiyet ayrımcılığı yaĢamakta hem de çalıĢma hayatının dıĢında ev kadınlığı ve annelik rolünü iyi oynayamadığı için suçluluk duygusu hissetmektedir.

Kadınların iĢ hayatında yaĢadıkları bu problemleri daha iyi irdeleyebilmek için uygulamalı bir çalıĢma yapılmıĢtır. Bu çalıĢmada amaç, akademisyen kadınların istihdamı, konumu ele alınarak; bu alanda çalıĢan kadınların çalıĢma yaĢamında karĢılaĢtıkları sorunları, kariyer basamaklarını tırmanırken fırsat eĢitsizliği yaĢayıp yaĢamadığı, kadınların yaĢadıkları rol çatıĢmasının kariyerine negatif etkisinin olup olmadığını tespit etmektir. Bu amaçla çalıĢma üç bölümden oluĢmaktadır.

(19)

Birinci bölümde, kadının toplumdaki yerini daha doğru bir Ģekilde irdeleyebilmek için kadın emek gücünün yeri; Dünya‟daki ve Türkiye‟de ki veriler ele alınarak karĢılaĢtırılmıĢtır.

Ġkinci bölümde, Türkiye üniversitelerinde kadın akademisyenlerin dünden bugüne değiĢimi ele alınarak; kadın akademisyenlerin durumu, istihdam edilebilirliği, temsil ettikleri konumların nasıl bir dağılım gösterdiğini incelenmiĢ ve istihdam edilen kadınların akademik hayatta ne gibi problemler yaĢadığı ortaya konmuĢtur.

ÇalıĢmanın üçüncü bölümü olan uygulama bölümünde ise Selçuk üniversitesinde çalıĢan kadın akademisyenlerden oluĢan örneklem belirlenmiĢ ve anket uygulamasına iliĢkin sonuçlara yer verilmiĢtir.

(20)

I. BÖLÜM

KADIN EMEK GÜCÜNÜN YERĠ

1.1. DÜNYA’DA ve TÜRKĠYE’DE KADIN EMEK GÜCÜNÜN YERĠ

Kadınlar tarihin her döneminde dönemlerin koĢul ve niteliklerine göre değiĢen biçim ve statülerde ekonomik faaliyetlere katılmıĢlardır. Ancak onların ücretli olarak çalıĢma hayatında yer almasında sanayi devrimi‟nin büyük katkısı olmuĢtur ( Tokol, 1999: 19). Sanayi devrimi ile birlikte artan iĢgücü talebini erkek iĢgücü yanında kadın iĢgücü de karĢılar hale gelmiĢtir (Çolak vd., 2001:15).

Sanayi devrimi öncesinde ilkel toplumlarda insanlar baĢlangıçta, göçebe bir yaĢam tarzı içinde, avcılık ve toplayıcılık yapmak suretiyle yaĢamlarını sürdürürken, kadın aile içinde cinsiyete dayalı iĢbölümünde önemli roller üstlenmiĢtir. O dönemki bulgulara göre, anaerkil bir aile yapısının hâkim olduğu avcı-toplayıcı olan bu toplumlarda kadınlar, her bakımdan üstün bir statü ve saygınlığa sahip olmuĢlardır (Gen Bilim, 2007).

Ġlkel toplumlar zaman içerisinde, göçebe yaĢam tarzını yavaĢ yavaĢ terk etmek suretiyle yerleĢik düzene geçmiĢtir. YerleĢik yaĢam tarzı, toplumların ekonomik, sosyal ve siyasal yapılarında köklü değiĢiklikler meydana getirmiĢtir. Hızla yerleĢim merkezlerinin kurulmasının ardından mübadele ekonomisi doğmuĢ, ticaret baĢlamıĢ, yeni iĢkolları ortaya çıkmıĢtır. Fakat bu olumlu geliĢmelere rağmen, insanoğlunun doğaya ve hemcinslerine karĢı mücadele ve egemen olma çabaları savaĢlara neden olmuĢtur. Bu noktadan itibaren fiziksel güç ve üstünlük ön plana çıkmıĢ, kadın ve erkeğin ailesi, toplumdaki statüsü ve rolleri derinden etkilenmiĢ, köklü değiĢikler meydana gelmiĢtir. Bu geliĢmeler kadını, erkeğe oranla daha pasif ve ikincil plana itmiĢtir. Erkekler fiziksel güç gerektiren iĢlerle uğraĢırken; kadınlar geleneksel ev ile ilgili iĢlerle uğraĢarak, aktif üretim sürecinden hızla evlerine çekilmiĢlerdir. Böylece ataerkil aile düzeni ortaya çıkmıĢtır (Gen Bilim, 2007).

Sanayi Devrimiyle kadının durumu tamamen değiĢmiĢtir. Ġlk kez ve bugünkü anlamı ile ücretli kadın iĢgücü kavramının doğmasına yol açan en önemli tarihsel

(21)

geliĢme meydana gelmiĢtir. Çünkü kadın ilk kez Sanayi Devrimi ile birlikte, ekonomik bir gelir karĢılığı bağımlı olarak bir baĢkası hesabına çalıĢmaya baĢlamıĢtır (TĠSK, 2002: 20). Geleneksel aile modeli olan, aile geçimini sadece erkeğin sağlaması modeli önemini kaybetmiĢ yerine kadının da iĢgücü piyasasına katıldığı bir model gelmiĢtir. Bu yüzden kadının eğitimi artmıĢ, toplumsal iliĢkileri değiĢmiĢ, evlilik oranı düĢmüĢ, boĢanma oranı artmıĢ ve birçok toplumsal rol ve normlar değiĢmiĢtir (Wernhart ve Winter-Ebmer, 2011: 3).

Kadınların evlenme oranlarındaki azalma, boĢanma oranlarındaki artıĢ, çalıĢan kısmını destekleyen yasalar ve uygulamalar, demografik geliĢme, eğitim olanaklarının artması, toplumun kadının çalıĢmasına yönelik tutumunda iyileĢmeler gibi birçok neden kadın iĢgücü sayısını artırmıĢtır. Fakat yinede kadınların iĢgücüne katılım oranı erkeklere oranla daha geri planda kalmıĢtır ( Tokol, 1999: 19). Bütün dünyada kadın çalıĢanlar genelde erkeklerden daha düĢük gelir elde etmiĢlerdir. Çünkü kadın emeği erkek emeğine göre düĢük emek olarak görülmüĢtür. Bu nedenle erkeğe göre daha düĢük ücret almıĢlardır. Örneğin, OECD ülkelerinde kadınlar erkek meslektaĢlarından %17 daha az ücret almaktadır. Ücret farklılığının %30‟unun iĢgücü pazarındaki ayrımcı uygulamalar nedeniyle ortaya çıktığı görülmüĢtür (OECD, 2008). Bu gelir farklılığı ise kadınların çalıĢma eğilimlerini azaltmıĢtır. AB 15 ülkeleri için yapılan ekonometrik uygulamada, erkek ve kadın çalıĢanlar arasındaki gelir farklılığının iĢgücüne katılma eğilimini etkilediği ve Türkiye‟ de kadın çalıĢanların AB – 15 ülkelerinden ücret elastikiyetinin daha düĢük olduğu sonucuna varılmıĢtır (Çiftçi, 2010:1).

Ekonomistler arasında erkeklerin ücret elastikiyeti 0‟a yakın, bekâr kadınların ücret elastikiyet oranı da onlara yakın bulunmuĢtur. Evli kadınların ise ücret elastikiyeti düĢük iken eğitimli evli kadınların ücret elastikiyeti yüksek olarak incelenmiĢtir. (Wernhart ve Winter-Ebmer, 2011: 2). Fakat k evli kadınlar okul öncesi yaĢta çocuğa sahipse tam zamanlı çalıĢma önemli derecede engellenmekte, genelde hiç evlenmemiĢ kadınlara tam zamanlı iĢ ilanı verilmektedir (Wernhart ve Winter-Ebmer, 2011: 9). Bu anlamda da evli kadınların ücret elastikiyeti düĢmektedir.

(22)

Türkiye‟deki kadınların durumunu daha iyi irdeleyebilmek için Dünya‟daki ve Türkiye‟deki kadınların durumu karĢılaĢtırılarak ele alınmıĢtır. Bu bağlamda kadınların nüfusu, istihdam oranı, iĢsizlik oranı, iĢgücüne katılım oranı, ekonomik statüleri, korunmasız istihdam edilenlerin oranı, cinsiyete dayalı eĢitsizliğin ele alınması Türkiye‟deki kadınların durumu hakkında karĢılaĢtırılabilir genel bir bilgi vermiĢtir.

1.1.1. Kadın Nüfusu ve Ġstihdam Oranı

2006 yılında Avrupa ülkelerinde en fazla kadın nüfusa sahip ülke Almanya olmuĢtur. Tablo 1‟de bu rakam 42 milyon olarak görülmektedir. Ardından 35 milyon kadın nüfusu ile sıralamada Türkiye yerini almaktadır. ĠĢçi veya kendi iĢinde çalıĢan kadınların toplam istihdama oranlarına bakıldığı zaman en fazla pay %17,7 ile Ġtalya‟dır. Ġtalya‟nın ardından %14,3‟lük pay ile Türkiye gelmektedir. Aile iĢçisi olarak çalıĢan kadınların toplam nüfusa oranlarına bakıldığı zaman Türkiye‟nin diğer geliĢmiĢ ülkeleri geride bıraktığı gözlenmektedir. Türkiye‟de aile içi çalıĢan kadınların toplam istihdama oranı %39 düzeyindedir. Bu durum Türkiye‟nin sosyal yapısını ortaya çıkarmaktadır. GeliĢmiĢ ülkelere bakıldığı zaman en fazla orana %2,7 ile Ġtalya sahiptir.

Tablo 1: Cinsiyet ve Demografik BakıĢ (2006)

15+ YaĢ Grubu

Kaynak: KTO, 2009: 2.

ĠĢ baĢında olanlar ve iĢbaĢında olmayanlar grubuna dâhil olan kurumsal olmayan çalıĢma çağındaki kadınların oranını tablo 2‟de incelediğimiz zaman ise (TÜĠK, 2011), dünya genelinde son 10 yılda yüzde 0,7 gerilemiĢ olduğu

(23)

görülmektedir. Kadınların istihdam oranı 2004–2008 yılları arasında yüzde 47,9‟dan yüzde 48,6‟ya yükselmiĢ fakat yaĢanan küresel krizin etkisinin ağır hissedildiği 2009 yılında kadın istihdamında düĢüĢ yaĢanmıĢtır. Kadınların istihdam oranı yüzde 48,6‟dan yüzde 48‟e düĢmüĢtür.

Tablo 2: Dünya Ölçeğinde Ġstihdam Oranı (Genel ve Cinsiyete Göre)

* 2009 yılı verileri ortalama tahmindir Kaynak: Sosyal-ĠĢ Sendikası, 2010: 6

1.1.2. Kadın ĠĢsizlik Oranları

2006‟da en fazla iĢsiz kadın sayısı ABD‟de yer almıĢtır. Tablo 3‟te de ABD‟deki iĢsiz sayısı 3 milyon olarak görülmektedir. ABD‟nin ardından 1 milyon 908 bin iĢsiz kadın ile Almanya, 1 milyon 248 bin iĢsiz kadın ile Fransa gelmektedir. ĠĢsizlik oranlarına bakıldığı zaman iĢsizlik oranı en düĢük ülkeler ABD ve Ġngiltere iken iĢsizlik oranı en yüksek (%14,9) ülkenin Polonya olduğu görülmektedir. Polonya‟nın ardından Yunanistan (%13,6) ve Ġspanya (%11,6) gelmektedir. Türkiye‟de ise bu oran %10,3‟lerdedir.

Tablo 3: Bazı Dünya Ülkelerinde Kadın ĠĢsizlik Oranları (2006)

Yıllar 1999 2004 2006 2007 2008 2009*

Toplam (%) 61,3 60,6 60,9 61 60,9 60,4

Erkek (%) 74,4 73,4 73,5 73,6 73,3 72,8

(24)

Kaynak: KTO, 2009: 4–5.

Tablo 4‟de Dünya‟da kadın iĢsizlik oranı 1999‟da % 6,8 iken bu oran 2007‟de % 6,0‟a kadar düĢmüĢ ancak 2008‟de % 6,1‟e, 2009‟da ise % 7‟ye yükselmiĢtir. Kadın iĢsizlik oranı, sürekli olarak erkek iĢsizlik oranına göre daha yüksek seyretmiĢtir.

Tablo 4: Dünya Ölçeğinde ĠĢsizlik Oranı ( Genel ve Cinsiyete Göre)

* 2009 yılı verileri ortalama tahmindir. Kaynak: Sosyal-ĠĢ Sendikası, 2010: 7

1.1.3. Kadın ĠĢgücüne Katılım Oranının OECD Ülkeleriyle KarĢılaĢtırılması

Dünya genelinde kadının iĢgücü piyasasına katılım oranındaki artıĢ trendi, evli kadınların oranlarındaki azalma, kadın baĢına düĢen çocuk sayısındaki azalıĢ ve kadının eğitim seviyesindeki yükselme ile paralel bir iliĢki içindedir. ĠĢgücüne katılım oranı ile iliĢkilendirilen diğer faktörler arasında yeni hanehalkı teknolojilerinin yaygın hale gelmesi de sayılabilir. Çünkü söz konusu teknolojik

Yıllar 1999 2004 2006 2007 2008 2009* Toplam (%) 6,4 6,4 6 5,7 5,8 6,6 Erkek (%) 6,2 6,2 5,8 5,5 5,6 6,3 Kadın(%) 6,8 6,8 6,8 6 6,1 7

(25)

geliĢmeler kadının iĢgücü piyasasında daha fazla zaman harcayabilmesine ve çalıĢma koĢullarının iyileĢmesine yol açmaktadır (Yıldırım ve Doğrul, 2008: 240).

Tablo 5‟te OECD ülkeleri arasında Türkiye‟de, aktif nüfus içinde kadın iĢ gücünün nispi ağırlığı en düĢük seviyelerde kalmıĢtır. Erkeklerin iĢgücüne katılım oranları Fransa, Ġtalya, Macaristan ve Belçika‟yı geride bırakırken kadınların iĢgücüne katılım oranı tek bir ülkeyi bile geride bırakamamıĢtır.

Tablo 5: OECD Ülkeleri Arasında Türkiye’de ĠĢgücüne Katılım Oranı (2005)

Kaynak: Ġlkkaracan, 2008:4.

Dünya Ekonomik Forumu‟nun Küresel Toplumsal Cinsiyet Uçurumu Raporu‟nda, Türkiye‟nin “Ekonomik Katılım ve Fırsatlar” kategorisinde 134 ülke arasında 130. sırada olması, Türkiye‟de kadınların iĢ gücüne katılımı ve istihdamı

Ülke Erkek ĠKO (%) Kadın ĠKO (%)

Ġzlanda 89.8 83.4 Danimarka 83.6 75.1 Kanada 82.5 73.1 Avustralya 82.7 68.4 Fransa 74.5 63.8 Japonya 84.4 60.8 Belçika 73.1 59.5 Macaristan 67.9 55.1 Yunanistan 79.2 54.6 Meksika 83.1 43.1 Türkiye 76.2 26.5

(26)

konusunda dünya ölçeğinden ne kadar geri bir konumda olduğunu göstermiĢtir (Ekonomik Forum, 2010).

Türkiye‟de kadınların iĢgücüne katılım oranlarındaki düĢüĢün birkaç nedeni var olduğu savunulmaktadır. Birincisi, genç nüfusun öğrenimde geçirdiği sürenin son zamanlarda uzamıĢ olmasıdır. Hem geçmiĢ yıllara göre üniversitede okuyan kiĢi sayısındaki artıĢ hem de zorunlu eğitim süresinin 5 yıldan 8 yıla çıkarılması, kadınların iĢgücü piyasasına giriĢini geciktirmiĢtir. Ġkincisi ise, iĢgücünün, tarımsal etkinliklerden tarım dıĢı etkinliklere kaymıĢ olmasıdır. Kırsal alanda ücretsiz aile iĢçisi olarak çalıĢan kadın, kente göç etmesi ile birlikte eğitimsiz ve de meslek sayılacak becerilerinin olmaması nedeniyle iĢgücü piyasasına hemen katılamamakta, bu da iĢgücüne katılım oranını olumsuz etkilemektedir (Tansel, 2002: 5). Bunların yanında, Türkiye‟de kadının iĢgücüne katılım oranını olumsuz yönde etkileyen değiĢik kaynaklardan doğan çeĢitli nedenler vardır. Bunların en önemlileri; küçük çocukların bakımı, kadının eğitim düzeyinin düĢüklüğü, piyasa koĢullarının elveriĢli olmayıĢı, kısmi çalıĢma olanaklarının sağlanamayıĢı ve kadının çalıĢması ile ilgili gelenek ve göreneklerin değiĢim hızının kadın lehine yavaĢ seyretmesi biçimindedir (Küçükkalay, 1998: 4–5).

Tablo 6: Dünya Ölçeğinde ĠĢgücüne Katılım Oranı (Genel ve Cinsiyete Göre)

* 2009 yılı verileri ortalama tahmindir. Kaynak: Sosyal-ĠĢ Sendikası, 2010: 6.

Dünya ölçeğinde cinsiyete göre iĢgücüne katılımı değerlendirirsek; kadınların iĢgücüne katılımında gerileme son 10 yılda % 0,2 oranında gerçekleĢmiĢtir. Küresel Toplumsal Cinsiyet Uçurumu Raporuna göre ise; kadınların iĢgücüne katılma oranı

Yıllar 1999 2002 2006 2007 2008 2009* Toplam (%) 65,5 65 64,8 64,7 64,7 64,7 Erkek (%) 79,2 78,6 78 77,8 77,7 77,7 Kadın (%) 51,8 51,6 51,6 51,6 51,7 51,6

(27)

dünya ortalamasında % 51,6 iken Türkiye‟de %26 oranında gerçekleĢmiĢtir (Ekonomik Forum, 2010).

1.1.4. Kadınların Ekonomik Statüsü

OECD ortalamasına göre kadınların ekonomik statüsü tablo 7‟de incelendiğinde, tarım dıĢı ücretli çalıĢan kadınların oranı OECD ortalamasına göre %41,5, Türkiye‟de ise bu oranın %19 olduğu görülmektedir. Parlamenter, resmi yetkili ve yönetici olarak çalıĢan kadınların oranı OECD ortalamasında %23,2 iken, Türkiye‟de bu oran sadece %7‟dir. Profesyonel ve teknik çalıĢan kadınların oranı OECD ortalamasında %41,1 iken, Türkiye‟de bu oran %31‟dir.

Tablo 7: Kadınların Ekonomik Statüsü - Türkiye-OECD Ortalaması KarĢılaĢtırılması (2006)

Kaynak: KTO, Kadının ĠĢ Hayatındaki Yeri ve KarĢılaĢtığı Sorunlar, 2009: 4. 1.1.5. Korunmasız Ġstihdam Edilen Kadın Emek Gücü

Kadınların toplumsal olarak karĢılıksız ve görünmez olan ev içi emekleri kadınları küçük yaĢtan baĢlayarak eğitim-öğretim fırsatlarından yararlanmada, üretken kaynaklara ulaĢmada, gelir getirici çalıĢma biçimlerine katılmada, meslek ve kariyer edinmede erkeklere kıyasla dezavantajlı konuma sokmaktadır. Kadınların üzerindeki bakım sorumluluğunun, ülkelerin geliĢmiĢlik düzeylerine ve sahip oldukları sosyal refah devleti modeline bağlı olarak, toplumsal paylaĢıma gidilmesini sağlayan devlet hizmetlerinin düzeyi farklılaĢmaktadır. Kadınlar ya evde kalıp, günlük ev iĢleri ve bakım iĢlerine emek harcamakta ya da iĢ ve aile sorumluluklarını yerine getirebilecek Ģekilde esnek çalıĢma biçimleri seçmek zorunda kalmaktadır. Esneklik geliĢmekte olan ülkelerde genellikle her türlü yasal ve kurumsal düzenlemenin dıĢında kalan istihdam biçimlerinin yaygınlaĢması biçiminde

Tarım dıĢı ücretli çalıĢan kadın (%) Parlamenter, resmi yetkili ve yönetici (%) Profesyonel ve teknik çalıĢanlar (%) YetiĢkinlerde ekonomik faaliyetler (%) Türkiye 19 7 31 27,8 OECD Ortalaması 41,5 23,2 41,1 45,3

(28)

tanımlanmaktadır. (Toksöz, 2007: 1–2). Yani artık eskiden olduğu gibi sendikalı, tam zamanlı sosyal güvenlik kapsamında iĢçi çalıĢtırılması yerine kısmi süreli, geçici, korunmasız iĢgücünün istihdamı, esnek denilen iĢgücünün istihdamının çalıĢtırılması söz konusu ve kadınlar bu anlamda daha uygun bir iĢgücü olarak tercih edilmektedir (Toksöz, 2010: 104).Bu bağlamda, kadınların çalıĢma hayatına giriĢini kolaylaĢtıran uygulamalarda bile kadına karĢı yapılan ayrımcılığı somut biçimde saptamak mümkündür ( Fidan ve KumaĢ, 2007: 512).

Tablo 8‟de 1998 yılında istihdam edilenlerin yüzde 53,4‟ü korunmasız istihdam koĢulları yani kendi hesabına çalıĢma ve ücretsiz aile iĢçiliği içinde çalıĢmaktadır (Toksöz, 2009: 63). 2008 yılına kadar bu oran düzenli olarak gerilemiĢtir. Fakat bu oran ekonomik krizin olumsuz etkisiyle 2009 yılında yeniden yükselmiĢtir. Korunmasız istihdam biçimi; nitelik gerektirmeyen iĢlerde, sağlıksız çalıĢma koĢullarında istihdamı ve iĢsizliği beraberinde getirmiĢtir (Ekonomik Forum, 2010: 12). 2008 yılında toplam istihdam içinde korunmasız istihdam oranı yüzde 49,5; 2009‟da ise yüzde 50,6 olduğu tahmin edilmektedir. Ġstihdam edilen kadınlar içinde korunmasız istihdam biçiminde olanların oranı erkeklerden daha yüksek olduğu görülmektedir. 2007 yılında istihdam edilen kadınlar içinde korunmasız istihdam kapsamında olanların oranı yüzde 52,6 iken 2008 ve 2009 yıllarında bu oranın sırasıyla yüzde 51,3 ve yüzde 52,3 olarak gerçekleĢtiği tahmin edilmektedir.

Tablo 8: Dünya Ölçeğinde Korunmasız Ġstihdam Edilen Kadın Emek Gücü

* 2009 yılı verileri ortalama tahmindir. Kaynak: sosyal-iĢ sendikası, 2010: 6.

Yıllar 1998 2000 2005 2006 2007 2008 2009* Toplam (%) 53,4 52,8 51,3 50,8 50,6 49,5 50,6 Erkek (%) 51,7 51,3 50 49,6 49,3 48,3 49,4 Kadın (%) 56,1 55,1 53,2 52,7 52,6 51,3 52,3

(29)

1.1.6. Cinsiyete Dayalı EĢitsizlik

Cinsiyete dayalı eĢitsizlik, bir kiĢinin bir kadına, cinsiyetine dayalı olarak, bir erkeğe davrandığı veya davranacağından daha olumsuz ya da daha az olumlu davranması ve/veya biçimsel olarak eĢitlikçi gözüken davranıĢ veya uygulamaların daha sonradan kadın üzerinde ayrımcı etkiler yaratması olarak tanımlanmaktadır (KSSGM, 1999: 5).

Toplumsal cinsiyet temelli eĢitsizlikleri somut olarak göstermek için geliĢtirilmiĢ indeksler, Dünya‟nın pek çok ülkesinde kadınların erkeklerle eĢit olmadıklarını ve ayrımcılığa uğradıklarını doğrulamaktadır. Bu eĢitsizlik durumu geliĢmiĢ ülkelerde daha az dikkat çekmekte iken geliĢmekte olan ülkelerde durum hissedilir derecede ağırdır (TÜSĠAD ve KAGĠDER, 2008: 118). Bu anlamda Türkiye‟nin toplumsal cinsiyet eĢitsizlikleri sıralamasında dünya ülkeleri arasında yerini görmek önemlidir. Bu açıdan yayımlanan raporları incelemek faydalı olacaktır.

Dünya Ekonomik Forumu‟nun Küresel Toplumsal Cinsiyet Uçurumu Raporu‟na göre Türkiye, dünyada toplumsal cinsiyet uçurumunun en derin olduğu ülkelerden biri sayılmaktadır. Bu raporda ülkeler, toplumsal cinsiyet uçurumuna göre; “ekonomik katılım ve fırsatlar, eğitime eriĢim, siyasal güçlenme, sağlık ve hayatta kalabilme” gibi dört temel kriter esas alınarak sıralanmaktadır. Raporda ülkelere 0 ile 1 arasında puan verilmekte, puan 1‟e yaklaĢtıkça uçurum kapanmakta, 0‟a yaklaĢtıkça derinleĢmektedir. Türkiye‟nin 2006–2009 yılları arasında sıralamadaki konumu, tablo 9‟da gösterilmiĢtir. Buna göre, Türkiye‟nin toplumsal cinsiyet uçurumu kapanma eğilimi göstermesine yerine yerinde saydığı görülmektedir.

(30)

Tablo 9: Küresel Toplumsal Cinsiyet Uçurum Raporuna Göre Sıralamada Türkiye

* 2009 yılı verileri ortalama tahmindir. Kaynak: Sosyal-ĠĢ Sendikası, 2010: 9.

Raporda sıralamaya esas alınan dört kritere göre, 2009 yılı itibariyle Türkiye‟nin konumu tablo 10‟da gösterilmiĢtir. Dört temel kritere göre Türkiye‟nin konumu incelendiğinde durumun iç açıcı olmadığı görülmektedir. Türkiye‟nin “ekonomik katılım ve fırsatlar” kriterinde, diğer kriterlere göre çok daha geride olması, Türkiye‟de kadın istihdamı sorununun boyutu hakkında fikir vermektedir. “Ekonomik katılım ve fırsatlar” kriterine göre Türkiye 134 ülke arasında 130. sırada yer almıĢtır. Bu da gösteriyor ki kadınların dünya ölçeğinde istihdamı ve iĢ gücüne katılımı çok gerilerde kalmıĢtır.

Tablo 10: 4 Temel Kritere Göre Türkiye’nin Konumu

* 2009 yılı verileri ortalama tahmindir Kaynak: Sosyal-ĠĢ Sendikası, 2010: 10

Küresel Toplumsal Cinsiyet Uçurumu raporunun dört temel kriterinden biri olan, ayrıca Toplumsal Cinsiyet EĢitsizliğini ölçmekte kullanılan temel uluslararası

Yıl Toplam Ülke Sayısı Türkiye’nin Puanı Türkiye’nin Sırası

2006 115 0,585 105(en derin 11.ülke)

2007 128 0,5768 121 (en derin 8. ülke)

2008 130 0,5853 123 (en derin 8. ülke)

2009* 134 0,5828 129 (en derin 6. ülke)

2009 Ekonomik Katılım ve Fırsatlar Eğitime EriĢim Sağlık ve Hayatta Kalabilme Siyasi Güçlenme Türkiye’nin Puanı 0,4002 0,8923 0,9712 0,0675 Türkiye’nin Sırası (134 Ülke ) 130 110 93 107

(31)

ölçülerden Toplumsal Cinsiyet ĠliĢkili Kalkınma Endeksi (Gender-Related Development Index-GDI)‟nin üç temel göstergesinden biri eğitimdir. BM Kalkınma Programı (UNDP)‟nın 2000 yılı Ġnsani GeliĢme Raporu‟nun Toplumsal Cinsiyet ĠliĢkili Kalkınma Endeksi‟nde Türkiye, yetiĢkin okur-yazarlık oranlarındaki toplumsal cinsiyet eĢitsizliğine göre, aynı endekste 152 ülke içinde 111‟inci sırada yer almıĢtır. Türkiye‟nin insani geliĢmiĢlik sıralamasındaki (Human Development Index/HDI) yeri ise (177 ülke içinde 84. sıra), Gayrisafi Yurtiçi Hâsıla‟ya (GSYĠH) göre hesaplanan yerinin (174 ülke içinde 66. sıra) çok altındadır. Eğitimin çok büyük ağırlık taĢıdığı Ġnsani GeliĢmiĢlik Endeksi değerlerinde Türkiye‟yi aĢağı çeken etkenlerden birinin cinsiyet eĢitsizliği olduğu düĢünülmektedir (TÜSĠAD ve KAGĠDER, 2008: 29–30).

Siyasi anlamda ise Avrupa Komisyonu‟nun “Avrupa Siyasetinde Kadınlar: Eylem Zamanı” raporuna bakıldığında Rapora göre; Avrupa parlamentosu üyelerinin %31‟i kadın, %69‟u ise erkeklerden oluĢmaktadır. Avrupa‟daki ulusal parlamentolarda, her dört üyeden biri (%24) kadından oluĢmaktadır. Ġsveç, Hollanda ve Finlandiya parlamentoları %40‟tan fazla kadın milletvekili bulunan istisnai ülkeler arasında görülmektedir. Türkiye‟de ise kadın milletvekili oranı ise %9 düzeyindedir. Türkiye bu sonuçla Avrupa‟da malta ile birlikte son sıraları paylaĢmaktadır. Bu sonuçla, Türkiye‟de kadınların pekte olumlu olmayan bir noktada olduğu görülmektedir. (TĠSK, 2009: 75).

Türkiye açısından raporda en dikkat çekici taraf kamu bürokrasisinde ve özel sektörün büyük Ģirketlerinde kadınların varlığı olmuĢtur. AB ülkelerinde kamu görevlileri içinde 1. ve 2. Düzeyde yetki sahibi kiĢilerin (bakanlıklarda müsteĢar ve müsteĢar yardımcıları) yaklaĢık üçte biri kadından oluĢmaktadır. 1. Düzey açısından Ġspanya‟da %63‟e kadar çıkan kadınların payının Türkiye‟de “sıfır” olduğu belirlenmiĢtir. Durum, Türkiye bakımından 2. Düzey açısından daha da olumsuz görünmektedir. AB–27 genelinde %34 olan kadın payı Türkiye‟de “sıfır” seviyesinde çıkmıĢtır. Fakat bütün bunlara karĢılık Türkiye‟de büyük Ģirketlerin yönetim ve karar alma süreçlerinde kadınlar önemli rol oynamaktadır. Türkiye‟de kadın patron oranı AB ortalamasının üzerinde çıkmıĢtır (TĠSK, 2009: 75).

(32)

Social Watch örgütü tarafından yayınlanan “Toplumsal Cinsiyet EĢitliği Ġndeksine göre ise ülkeler üç temel kriteri göz önünde bulundurularak puanlama ve sıralama yapmaktadırlar. Bu kriterler; eğitim, ekonomik faaliyet ve güçlenmedir.

Ülkeler, 2004–2007 yılları arasında Toplumsal Cinsiyet EĢitliği Ġndeksi‟ndeki ilerleme ya da gerilemelere göre sıralandığında, Türkiye eksi % 12,76 gerileme ile Angola‟dan sonra en çok gerileyen ikinci ülke olmuĢtur. 2007 ve 2008 yıllarında ise Türkiye‟nin bu indeksteki konumu tablo 11‟de gösterilmiĢtir. Tabloya göre Türkiye‟nin puanı 2007‟ye göre 47‟den 46‟ya, sıralaması ise 133‟ten 139‟a gerilemiĢtir. Bu da gösteriyor ki kadın ve erkek arasındaki eĢitlik 2008‟de 2007‟ye göre azalmıĢtır.

Tablo 11: Türkiye’nin Toplumsal Cinsiyet EĢitliği Ġndeksi’ne Göre Konumu

* 2009 yılı verileri ortalama tahmindir Kaynak: Sosyal-ĠĢ Sendikası, 2010: 22

Uluslararası ÇalıĢma Örgütü‟nün 2007 yılında yayımlanan Kadın Ġstihdamında Küresel Eğilimler adlı raporu, iĢgücü piyasalarında toplumsal cinsiyet eĢitsizliklerinin devam ettiğini göstermesi bakımından önemli olacaktır (TÜSĠAD ve KAGĠDER, 2008: 120) ;

 Son on senede (1996–2006) Dünyada kadınların iĢgücüne katılım (çalıĢma yaĢında olup çalıĢan ya da iĢ arayan kadınların oranı) hızındaki büyüme durmuĢ, hatta birçok bölgede gerilemeler kaydedilmiĢtir. Her ne kadar genç kadınların eğitime katılımı artmıĢsa da bu gerilemeyi sadece bu nedenle açıklamak yetersiz kalmıĢtır.  Ġstihdamdaki kadınların oranında da son on senede önemli bir değiĢme

olmamıĢtır (1996: %39,7 ve 2006: %40).

Yıl Türkiye’nin Puanı Türkiye’nin Sırası

2007 47 133. (154 ülke)

(33)

 Kadın iĢsizlik oranı (2007: %6,6) erkek iĢsizlik oranının (2007: %6,1) üzerinde görünmektedir.

 Kadınlar düĢük verim elde edilen tarım ve hizmet gibi sektörlerde daha çok çalıĢmaktadırlar. Sanayi istihdamındaki payları erkeklerin altındadır ve son on yılda bu payda azalma olmuĢtur.

 Kadınların ücretleri erkeklerin ücretlerine oranla daha düĢüktür. Pek çok bölgede ve iĢ kategorisinde kadınlar erkeklerin yaptıkları iĢleri yaptıklarında, onlardan daha düĢük ücret almaktadırlar.

 Genç kadınlar on sene öncesine kıyasla daha fazla okuma yazma bilmektedirler. Ancak kadınlar ve erkekler arasındaki okullaĢma uçurumu varlığını sürdürmektedir. ÇalıĢma yaĢamları boyunca becerilerini geliĢtirebilme Ģansları da erkeklerinki kadar yüksek değildir.

Uluslararası ÇalıĢma Örgütü'nün kadınların iĢgücüne katılımında ve istihdamında bütün dünya ülkeleri için hem küresel hem de bölgesel bazda iĢaret ettiği bu eĢitsizlikler, Türkiye'de de hüküm sürmektedir (TÜSĠAD ve KAGĠDER: 2008: 10).

Türkiye'de kadın-erkek uçurumunun ve cinsler arası eĢitsizliğin derinliğini gösteren, üstelik söz konusu eĢitsizliğin giderek de arttığını iĢaret eden bu çalıĢmalar, bu konuda çok ciddi politikalar üretilmesinin ve önlemler alınması gerektiğinin önemli kanıtlarıdır (TÜSĠAD ve KAGĠDER, 2008: 118).

1.2. TÜRKĠYE’DE KADIN EMEK GÜCÜNÜN YERĠ

Türk kadınının bugünkü durumunu yorumlayabilmek için, tarihsel süreçte kadının yaĢamıĢ olduğu serüveni incelemek gerekmektedir. Tarihsel perspektif, bu durumda kadının toplumsal süreçteki değiĢiminin belirleyicisi olmaktadır.

Osmanlı devletinde büyük bir toplumsal değiĢmeye yol açan ilk önemli geliĢme Tanzimat fermanının ilanıyla baĢlayan yeni tarihi bir dönemdir. Tanzimat‟la birlikte baĢlayan çağdaĢlaĢma hareketi çerçevesinde kadınlar, hem düĢünce alanında

(34)

hem de siyasi ve toplumsal hakları yönünden ciddi adımlar atmıĢlardır. Tanzimat‟tan sonra geliĢen yeni siyasal akımların etkisiyle özellikle II. MeĢrutiyet döneminde radikal değiĢimler olmuĢtur. Kadınlarla ilgili ilk sorunlar bu dönemde yaĢanmıĢtır. Toplum içinde giderek artan kadın etkinliğinin ön plana çıkması kadının toplumdaki rolünü ve önemini artırmıĢtır ( Kırkpınar, 1998: 13–14).

Türkiye‟de kadının iĢgücü piyasasına katılması, emek piyasasında yaĢanan geliĢmeler ya da ekonomi kaynaklı faktörlerden değil, tam aksine bir zorunluluk sonucu meydana gelmiĢtir (Berber ve Eser, 2008: 3). Kadınların iĢgücüne katılımı 1915 Balkan SavaĢı sırasında erkeklerin çoğunun orduya katılması sonucu azalan iĢgücünü takviye etmek mecburiyetiyle baĢlamıĢ, I. Dünya, Ġstiklal ve II. Dünya SavaĢları sırasında artmıĢtır (Mardin, 2000: 14). SavaĢlar kadınları iĢçi sınıfı ile çalıĢma yaĢamına dâhil ederken, orta sınıf kentli kadınların devlet memuriyetine, hastanelere, orduya girmelerine olanak sağlamıĢtır (Yörü Atıl, 2009: 354). Fakat savaĢ sonrası erkeklerin terhis olmasıyla birlikte kadınların büyük kısmı yine geleneksel ev iĢlerine geri dönmüĢlerdir (Mardin, 2000: 14).

Türklerin yakın tarihinde en önemli toplumsal değiĢim elbette ki Cumhuriyet‟le birlikte yaĢanmıĢtır. Cumhuriyetin ilan edildiği yılın hemen sonrasında baĢlangıçta önemli bir tarihe, birikime, altyapıya sahip olmasa da, zorlayıcı nitelik taĢıyan kültürel devrim yeni bir kadın tipi ortaya çıkarmıĢtır. Bu kadın tipi, yeni sistemin ve ideolojinin kalıplarını ve simgelerini taĢımaktadır. Yeni kadına batılı aile içinde kadının üstlendiği role benzer bir rol verilerek kiĢiliği geliĢtirilmeye ve toplum içinde söz sahibi kılınmaya çalıĢılırken, biçimsel yönden de, eski geleneksel Türk toplum yaĢamına uymayan bir kadın görüntüsü verilmeye çalıĢılmıĢtır. Bu yeni kadın tipi, evin içinde kocasının en büyük yardımcısı ve evin maddi yükünü paylaĢmaktadır. Ancak değiĢim Türkiye‟nin geneline aynı ölçüde yayılmamıĢ, yöreden yöreye, kesimden kesime farklılık göstermiĢtir. Bu nedenle bu dönemde toplumsal farklılıklar önemli ölçüde artmıĢtır. Cumhuriyetle birlikte Türk kadını, toplumsal statüde kayda değer sıçramalar gerçekleĢtirmiĢtir ( Kırkpınar, 1998: 14–16).

(35)

1923 yılını izleyen ilk 10 yılda Atatürk‟ün önderliğinde gerçekleĢtirilen reformlar, hem kadının yurttaĢlık hakları kazanmasını, hem de Türk toplumunun yeniden yapılanmasını sağlamıĢ, böylece büyük bir toplumsal değiĢim gerçekleĢtirilmiĢtir. Laik hukukun benimsenmesi ile kadınların eğitim, çalıĢma yaĢamı, siyaset gibi kamu alanlarına açılması mümkün kılınmıĢ ve eĢitlikçi kamu politikaları ile devlet bu katılımı özendirmiĢ ve desteklemiĢtir. Bu dönemde Türk kadınını en çok etkileyen baĢlıca reformlar Ģöyledir; 1924 yılında kabul edilen, eğitimi tek sistem altında toplayarak kadınlara erkeklerle eĢit eğitim imkânları sağlayan Tevhid-i Tedrisat Kanunu, 1925 yılında kabul edilen Kıyafet Kanunu, kadınların yasal statüsünü bütünüyle değiĢtirerek gerek aile içinde gerekse birey olarak eĢit haklar sağlayan 1926 yılında kabul edilen Türk Medeni Kanunu sayılabilir. Bunların yanı sıra kadınların yasal statülerinin eĢitlenmesinde diğer önemli reform siyasi hakların kazanılmasıdır. Türk kadınına 1930 yılında yerel, 1934 yılında genel seçimlerde seçme ve seçilme hakkı birçok batı ülkesinden önce tanınmıĢtır (KSGM, 2010: 1).

KüreselleĢmeyle birlikte tüm dünyada kadınların iĢgücüne katılım ve istihdam oranları artarken Türkiye‟de dünyadakine benzer bir artıĢ söz konusu olmamıĢtır. Özellikle Türkiye‟nin üyelik müzakerelerinin sürdüğü AB üyesi ülkelerle kıyaslandığında Türkiye‟de kadınların istihdam oranları son derece düĢüktür. Bunun kadın iĢgücüne talebin düĢüklüğü kadar kadın iĢgücü arzını kısıtlayan sosyokültürel faktörlerle de ilgisi vardır. Bu anlamda, toplumsal cinsiyete dayalı iĢbölümü ve bu iĢbölümü üzerinde Ģekillenen toplumsal cinsiyet rolleri çerçevesinde kadınlar ev iĢleri ve çocuk bakımından sorumlu görülmektedir. Kadının ev içi sorumlulukları iĢgücü piyasasına çıkmasını, iĢ aramasını büyük ölçüde engellemektedir. Kadınların ev dıĢında gelir getirici iĢler yapması, erkeğin aileyi geçindiren aile reisi konumuna ve aile içindeki egemenliğine karĢı bir tehdit olarak algılandığında, kadına çalıĢma izni verilmemektedir. Kadınlara sunulan iĢlerin sınırlılığı ve koĢullarının ağırlığı ücretlerinin azlığı çalıĢmayı kadınlar açısından cazip olmaktan çıkarmaktadır (Toksöz, 2007: 5). Ekonomistler özellikle ücretlerin iĢgücü arzının üzerinde etkisinin önemli olduğunu vurgulamaktadırlar (Wernhart ve Winter-Ebmer, 2011: 2).

(36)

Kadınların dünden bugüne iĢgücü piyasasında yaĢamıĢ oldukları serüven incelendiğinde bazı ortak durumlar ortaya çıkmaktadır. AĢağıda iĢgücü piyasasında kadınların ortak özellikleri Ģöyle sıralamak mümkündür ( Ecevit, 1998: 268) ;

 Kadınlar iĢgücü piyasası dıĢındayken, ucuz bir emek kaynağı olarak görülmektedirler.

 Kadınlar iĢgücü piyasasına girerken cinsiyet ayrımcılığı uygulamaları ile karĢılaĢmaktadırlar.

 Ücretli kadın emeği uzun dönemli güvenceye sahip olmamakla birlikte, piyasa dıĢına atılma olasılığı yüksek emektir.

 Kadınlar iĢgücü piyasasına girerken kendi istedikleri iĢi değil, kendileri için önceden saptanmıĢ iĢler arasından seçim yapmaktadırlar. Bu iĢlerin bulundukları sektörler emek yoğun, ekonomik dalgalanmalardan daha çabuk etkilenen, düĢük ücret ödenen, kalifiyesiz iĢçi kullanımına dayanan sektörlerdir.

Kadınların iĢgücüne katılım oranlarının yükselmesi arzu edilen bir durumdur ve bu durumun bir kaç sebebi vardır. ĠĢgücüne katılım oranının piyasa baĢarısızlıkları ve siyasi bozulmalar nedeniyle düĢük kaldığı düĢünülürse, bu negatif durumun pozitif duruma dönüĢmesi refah düzeyinde artıĢa yol açabilir. Kadının iĢgücüne katılımı konusu, cinsiyete dayalı eĢitlik, yoksulluk, çocukların daha iyi bakım görmeleri gibi kaygıların da merkezinde yer almaktadır. Cinsiyete dayalı eĢitlik ve yoksulluğun azalması kadının iĢgücüne katılımının arttırılmasını savunmak için yeterli neden teĢkil etmektedir (Yıldırım ve Doğrul, 2008: 240).

1.2.1 Türkiye’de Kadın Nüfusu

2007 yılı nüfus sayım sonuçlarına göre Türkiye nüfusunun %49,8‟ini kadınlar oluĢturmaktadır. 35 milyon 209 bin 723 olan kadın nüfusunun 24 milyon 818 bin 874‟ü (%70,4) Ģehirde yaĢarken, 10 milyon 390 bin 849‟u (%29,6) köylerde yaĢamaktadır.

(37)

Kadın nüfusunun yaĢ grubuna göre dağılımı incelendiğinde en yüksek payın 25–29 yaĢ aralığında olduğu görülmektedir. Yani ülkemiz genç bir kadın nüfusa sahiptir.

Kaynak: TÜĠK, 2009: 177

1.2.2. Kadın Nüfusun Ġstihdamı, ĠĢgücüne Katılımı ve ĠĢsizlik Oranı 2004 yılında istihdam edilen kadınların çalıĢabilir yaĢtaki kurumsal olmayan kadın nüfusuna oranı, yani kadın istihdam oranı % 20,8 iken 2009 yılında bu oran %7,2 gibi bir artıĢla %22,3 olmuĢtur. Toplam beĢ yılda kadınların istihdam oranında çok büyük bir değiĢiklik olmamıĢtır. Kadınların iĢsizlik oranı ise, 2004 yılında %11

Tablo 12: YaĢ Grubuna Göre Türkiye'de Kadın Kent 2004 2005 2006 2007 2008 2009 Toplam 2495 2685 2853 2948 3117 3251 15-24 649 671 693 715 713 702 25-44 1505 1633 1756 1832 1970 2075 45-64 318 356 386 381 416 456 65+ 23 25 18 20 18 18 Kır 2004 2005 2006 2007 2008 2009 Toplam 2552 2443 2405 2408 2479 2620 15-24 556 502 464 433 450 435 25-44 1091 1061 1089 1092 1099 1182 45-64 744 719 723 751 792 858 65+ 161 141 129 132 138 145

(38)

iken bu oran 2009 yılında %30 artıĢla %14,3 olmuĢtur. Kadınların iĢsizlik oranı istihdam oranından daha fazla artıĢ göstermiĢtir.

Tablo 13: Kadın Nüfusun Ġstihdamı, ĠĢgücüne Katılımı ve ĠĢsizlik Oranı

Kaynak: TÜĠK, 2009: 161.

Türkiye'de iĢsizlik, kadınlar arasında o kadar yüksektir ki, bu durum artık iĢsizliği çalıĢabilir yaĢtaki nüfusun tümünü etkileyen bir sorun olarak değil, daha çok 'kadın merkezli' ve hatta 'genç kadın merkezli' bir sorun olarak görmeyi ve değerlendirmeyi gerekli kılmaktadır (TÜSĠAD ve KAGĠDER, 2008: 149). Tablo 14‟te kentte en yoğun iĢsizlik grubu 25–44 yaĢ aralığında yaĢanmaktadır. Ġstisna olarak 2004 yılında kentte 15–24 yaĢ aralığında kadın iĢsiz oranı 25–44 yaĢ aralığındaki kadın iĢsizlik oranından fazladır. 2005 yılından itibaren ise kentte 25–44 yaĢ grubu kadınlar, en yüksek iĢsizlik oranlarına sahip olmuĢlardır. Kırda ise 15–24 yaĢ grubu kadınlar 2008 yılına kadar en yüksek iĢsizlik oranına sahip görünmektedirler. 2008 yılından itibaren kentte olduğu gibi 25–44 yaĢ grubu kadın iĢsizlik oranı artmaktadır.

2004 2005 2006 2007 2008 2009 ĠĢgücüne Katılım Oranı (%) 23,3 23,3 23,6 23,6 24,5 26,0 Ġstihdam Oranı (%) 20,8 20,7 21 21 21,6 22,3 ĠĢsizlik Oranı (%) 11 11,2 11,1 11 11,6 14,3

(39)

Tablo 14: YaĢ Grubuna Göre Kadın ĠĢsizlik Oranları

Kaynak: TÜĠK,2009: 190.

Türkiye'de iĢsizlik sadece iĢgücü piyasasının önemli bir sorunu değil aynı zamanda kadın istihdamının önündeki ciddi bir engel olarak görünmektedir. ĠĢgücü piyasasına girme konusunda zaten birçok nedenden dolayı sınırlılıkları ve tereddütleri olan kadınlar, bu denli yüksek bir iĢsizlik durumunda cesaretlerini kaybetmekte, geri çekilmekte ve iĢ aramayı bile denememektedirler. Ev dıĢında ücretli bir iĢte çalıĢmaya biraz daha kararlı olanlar ise çoğu zaman kendilerine enformel sektörde iĢ bulabilmektedirler. (TÜSĠAD ve KAGĠDER, 2008:171).

Kadınların iĢgücüne katılım oranı yani istihdam edilenler ile iĢsizlerin oluĢturduğu tüm nüfusun kurumsal olmayan çalıĢma çağındaki nüfus içindeki oranı ise 2004 yılında %23,3 iken 2009 yılında bu oran %11,6‟lık bir artıĢla % 26 olarak

Kent 2004 2005 2006 2007 2008 2009 Kadın 544 550 560 566 622 833 15–24 270 254 250 252 263 320 25–44 254 273 284 286 320 459 45–64 20 23 26 28 38 54 65+ 0 0 0 0 1 0 Kır 2004 2005 2006 2007 2008 2009 Kadın 78 92 97 95 112 147 15–24 45 49 51 49 50 60 25–44 30 38 43 42 55 78 45–64 3 5 3 4 7 9 65+ 0 0 0 0 0 0

(40)

gerçekleĢmiĢtir. Türkiye‟de kadınların iĢgücüne katılımlarının, gerek kadınlar gerekse aile ve ulusal ekonomi için önemi kalkınma planlarında yer almakla birlikte kadınların iĢgücüne katılımı istenilen düzeye ulaĢamamıĢtır. Yasalardaki eĢitlikçi hükümlere rağmen, kadının iĢgücüne katılımı erkeklere göre çok daha düĢük görünmektedir (KSSGM, 1998: 25).

Tablo 15‟de kadınların yaĢ gruplarına göre iĢgücüne katılım oranlarına baktığımızda ise Türkiye genelinde en yüksek iĢgücüne katılım oranı %31,4 ile 20– 24 yaĢ grubudur. Kentte bu oran %29,6 iken kırda %34,9‟dur. ĠĢgücüne katılım oranı 20–24 yaĢ grubunda en yüksek seviyeye ulaĢtıktan sonra azalmaya baĢlamaktadır. Kırda kadınların iĢgücüne katılım oranı 15–19 yaĢ grubunda %23,5 iken 35–54 yaĢ grubunda %41,9‟dur. Bu durum; kadınların bu dönemde doğurganlık oranının azalıp artık çocuk sahibi olmalarından bağımsız hareket edip iĢgücüne katılımlarının artmasından kaynaklanmaktadır

Tablo 15: Kadınların GeniĢ YaĢ Grubuna Göre ĠĢgücüne Katılım Oranı (2006)

Kaynak: Toksöz, 2007: 22

Ülkemizde iĢgücüne katılımın düĢük olmasının iki önemli nedeni vardır. Birincisi; nüfusun eğitim düzeyinin düĢük olmasıdır. Eğitim düzeyi arttıkça iĢgücüne katılım oranı da artmaktadır. Özellikle tarım dıĢı sektörler açısından eğitim daha büyük önem taĢımaktadır. Ġkincisi ise; kadınların iĢgücüne katılımının çok düĢük

Türkiye Kent Kır Kadın 24,9 19,9 33,0 15-19 17,7 13,8 23,5 20-24 31,4 29,6 34,9 25-34 31,0 28,2 36,8 35-54 27,5 19,3 41,9 55+ 11,7 3,4 21,0

(41)

olmasıdır. Kadınların iĢgücüne katılım oranının bu denli düĢük olması, toplam iĢgücüne katılım oranını da aĢağı çekmektedir. Kadınların eğitim seviyelerinin düĢüklüğünün haricinde kadınların iĢgücüne katılımını kısıtlayan ailevi ve geleneksel faktörler ile bölgesel faktörler de söz konusudur ( TÜĠK, 2007: 32–33).

1955 yılından bu yana yaĢanan kentleĢme, tarımsal faaliyetlerden çekilme, tarımdaki makineleĢme ve artan okullaĢma azalmanın diğer nedenleri arasına sayılmaktadır. Fakat özellikle kadın nüfusun iĢgücüne katılım oranındaki düĢme, kadın istihdamının tarım ağırlıklı, kırsal kesimde üretim faaliyetlerinde aktif bir role sahip yapısının yaĢanan içgöçle beraber değiĢmiĢ olmasına bağlıdır. Ġç göçle beraber kadınların bir kısmı ev kadını konumuna girerken bazıları da kent iĢsizliğini oluĢturmakta yada marjinal iĢlerde çalıĢmaktadırlar. Çünkü kadın, yeterli donanıma sahip olmaması nedeniyle tarım sektörü dıĢında bir sektörde istihdam olanağı bulamamaktadır (KSSGM, 1998: 25–26).

Türkiye‟de kadınların iĢgücüne katılma oranını daha iyi anlayabilmek için 1980‟lerden beri yaĢadığı birçok sosyal ve ekonomik değiĢiklikler göz önünde bulundurulmalıdır. Halkın daha eğitimli hale gelmesi; orta sınıfın geniĢlemesine, kentleĢmenin artmasına neden olmuĢ, kadınları yeni zorluklar ve yeni yaĢam tarzlarıyla karĢı karĢıya bırakmıĢtır (DPT ve Dünya Bankası, 2009: 12). Eğitim seviyesi düĢük kadınlar ise genelde düĢük ücretle çalıĢmaktadır. Ücretlerin düĢük olması ise kadınların birçoğunun çalıĢma yaĢamına katılmak yerine ev kadını olarak kalmayı tercih etmelerine neden olmuĢtur. ( DPT, 2007: 33).

Geleneksel olarak, kırsal alanlardaki, kadınlar aile çiftliklerinde çalıĢmıĢlardır. Fakat hizmet ve imalat sektörlerindeki fırsatlar arttıkça, aile tarımı ve geçimlik tarım önemini yitirmiĢtir (DPT ve Dünya Bankası, 2009: 12). Kente göç eden kadınlar göç ettiklerinde ücretli iĢ bulmakta baĢarılı olamamıĢlardır ( KSSGM, 2008: 35).

Kadının medeni durumu da iĢgücüne katılımı etkilemektedir. Evli olmayan kadınların iĢgücüne katılma oranları evli olan kadınlara göre daha yüksektir (Toksöz, 2007: 24). Evli olup da çalıĢmak iĢ piyasasında bulunan kadınlar için büyük problem oluĢturmaktadır. Hem evlilik hem kariyer çoğu kadın için uyumsuz birer kavramdır. Çünkü ev iĢleri ve çocuk bakımının kadın üzerinde yüklediği yük büyük bir

(42)

sorumluluk gerektirmektedir. Özellikle geliĢmekte olan ülkelerde yaĢayan kadınlarda bu daha çok görülmektedir ( Lee, 2005: 427). Örneğin Ġspanya‟da yapılan bir çalıĢmada çocuk sahibi olmanın iĢgücü piyasasına giriĢte önemli derecede etkisinin olmadığı fakat iĢ saatlerinin uygunluğu üzerinde negatif etkiye sahip olduğu belirlenmiĢtir (Suarez, 2003: 285). Bu yüzdende kadınların bir kısmı ilerleyen yaĢ gruplarında iĢgücünden ayrılmaktadırlar. Fakat çocuklarının okul çağına gelmesiyle birlikte iĢgücüne geri dönmektedirler (Toksöz, 2007: 22).

2009 iĢgücü istatistik verilerine baktığımızda bekâr olan kadınların iĢgücüne katılımı %34 iken, evli olan kadınların iĢgücüne katılım oranı %24 olarak gerçekleĢmiĢtir (TÜĠK, 2009: 22). Evli kadınların iĢgücüne katılım oranının düĢük olmasında çocuk doğurma, kadınların rolünü annelik olarak gören toplumsal roller, parasal açıdan karĢılanabilir çocuk bakım olanaklarının olmayıĢı kadınların toplumdan uzak yaĢamalarına neden olmaktadır ( KSSGM, 2008: 22). Ayrıca çocuk, özürlü ve yaĢlı bakımının, kadınların sorumluluğunda olması kadınların iĢgücüne katılımını engelleyen baĢka bir problem olarak karĢılarına çıkmaktadır ( KSSGM, 2008: 36).

1.2.3. Nedenine Göre ĠĢgücüne Dâhil Olmayan Kadınlar

Kır ve kent temelinde 2009 yılı verileri ele alındığında, tablo 15‟e göre kırda 14237 kadın iĢgücü dıĢında kalmıĢtır. 9021‟i ise ev kadını konumundadır. Kırda iĢgücü dıĢında kalan kadınlar kente göre daha düĢük orandadır. Kırda özürlülük, yaĢlılık, hastalık nedeniyle iĢgücü dıĢında olan kadınlar ise, kente göre yaklaĢık üç kat daha fazladır.

(43)

Tablo 16 : Kır Ve Kent Dağılımında ĠĢgücüne Dâhil Olmayan Kadınlar (2009)

Kaynak: TÜĠK, 2009: 7.

Kadınların iĢgücüne dâhil olmama nedenleri arasında sayılan “ev iĢleriyle meĢgul” baĢlığı 2009 yılında kır ve kentte ortalama %61, 2 olarak gerçekleĢmiĢtir. Bu kadınların iĢgücüne dâhil olmama nedenleri arasında en büyük paya sahip olan neden olarak karĢımıza çıkmaktadır. Bunun sebepleri arasında “Ev iĢleriyle meĢgul” yanıtının birçok toplumsal gerçeği bünyesinde barındırması, iĢgücüne katılma olanaklarından yoksun olan ya da iĢgücüne katılsa dahi istihdam edilemeyeceğini düĢünen kadınların birçoğunun iĢgücüne katılmama nedenleri sorulduğunda bu baĢlığa yönelmesi sayılmaktadır. Ayrıca, ev eksenli çalıĢmanın giderek yaygınlaĢmakta ancak ev eksenli çalıĢan kadınların birçoğu kendini “çalıĢan” yerine “ev kadını” olarak tanımlamaya devam etmesi kadınların, iĢgücü dıĢında sayılmasına neden olabilmektedir. Bunun yanı sıra ev iĢlerinin paylaĢılmaması, çocuk, yaĢlı ve hasta bakımının toplumsallaĢtırılmaması, kadınların çalıĢmaması gerektiğine iliĢkin ön yargı ile çalıĢma koĢulları, kadınlara yönelik ayrımcılık ve çalıĢan kadınların

Kent (Bin)

Yüzde Kır (Bin) Yüzde

ĠĢgücüne Dâhil Olmayan Nüfus 14237 100 5229 100

ĠĢ Aramayıp ÇalıĢmaya Hazır Olan

205 1,4 104 2

Mevsimlik ÇalıĢan 20 0,1 47 0,9

Ev ĠĢleriyle MeĢgul 9021 63,4 3080 58,9

Eğitim/Öğretime Devam Ediyor 1490 10,46 343 6,6

Emekli 701 4,9 62 1,2

Özürlü, yaĢlı veya hasta 1076 7,6 1067 20,4

Ailevi Ve KiĢisel Nedenler 1065 7,5 236 4,5

(44)

büyük oranının ev iĢleriyle meĢguliyetini sürdürmesinin de “ev iĢleriyle meĢguliyet” yanıtının öne çıkmasında önemli etkenler olduğu belirtilmektedir (Sosyal- ĠĢ Sendikası, 2010: 18).

1.2.4. ĠĢ Arama Süresi ve Kadın ĠĢsizler

2007 yılı verilerine göre kadın iĢsizlerin iĢ arama sürelerine bakıldığı zaman 604 bin kadın iĢsizin 129 bini 1–2 ay süreyle iĢ aramıĢtır.

Ay süresi arttıkça kadın iĢsizlerin ay süresi bazında iĢ arama süreleri azalmaktadır. Yıllık bazda incelendiğinde ise kadınların, 1 yıl ve daha fazla – 2 yıldan az süreyle iĢ arayan kadın iĢsizlerin sayısı 2007 verilerine göre 136 bindir. 3 yıl ve daha fazla sürede iĢ bulamayan kadın sayısı ise 2007 yılında 41 bin kiĢi olmuĢtur.

Türkiye‟de uzun süreli iĢsizlik kadınlarda erkeklere kıyasla daha yaygın olarak görülmektedir. ĠĢgücüne katılan kadınların, erkeklere kıyasla daha iyi eğitim almıĢ olmaları kadınlarda iĢsizlik sürelerinin uzamasının nedenlerinden biridir. Bir diğer neden ise kadınların iĢ tecrübelerindeki yetersizliktir.

Tablo 17: ĠĢ Arama Sürelerine Göre Kadın ĠĢsizler

Kaynak: KTO, 2009: 7.

ĠĢsiz her 10 kadından 3‟ünün daha önce hiç çalıĢmamıĢ olması kadınların iĢgücü piyasasına uyumunu güçleĢtirmekte, iĢsiz kalma sürelerini uzatmaktadır. ĠĢsizlik sürelerinin kısaltılması ancak iĢgücüne katılan kadınların iĢ arama, iĢ bulma

(45)

yetkinliklerinin geliĢtirilmesi, iĢ garantili meslek kursları, iĢverenlere yönelik kadın istihdamı teĢvikleri benzeri projelerle gerçekleĢtirilmesi ile mümkün olabilir (Gürsel vd., 2009).

1.2.5. Eğitim ve Kadın ĠĢgücü

Türkiye Cumhuriyeti‟nin kurulduğu 1923 yılını takip eden yılda Atatürk önderliğinde gerçekleĢtirilen devrimlerle hem modern bir devlet örgütünün kurulması hem de Türk toplumunun yeniden yapılandırılması sağlanarak büyük bir toplumsal değiĢim gerçekleĢtirilmiĢtir. Türk kadınını etkileyen en önemli değiĢim 1924 yılında çıkarılan ve eğitimi tek sistem altında toplayan Tevhid-i Tedrisat Kanunun kabulüdür. kabul edilen bu kanun ile kadınlar eğitim görme hakkına kavuĢmuĢlardır (KSSGM, 1998: 5).

Cumhuriyetin kuruluĢundan bu yana temel eğitimin zorunlu olduğu ülkemizde, 1928 yılında Türk alfabesinin kabulü ile yok denecek kadar az olan okuma-yazma oranı 1935 yılında kadınlarda %9,8 oranına yükselmiĢtir. Okuma yazma bilen kadın oranı sürekli artmakla birlikte 1960 yılından sonra özellikle kadın nüfusunda daha fazla artıĢ gözlenmiĢtir. 1980‟li yıllara gelindiğinde ise okuma-yazma kurslarının açılmıĢ olmasıyla bu kurslara olan katılımın artması sonucu kadın okur-yazarlık oranı % 68,2‟ye yükselmiĢtir (KSSGM, 1998: 5). Günümüzde ise 15 ve daha yukarı yaĢtaki kurumsal olmayan nüfusa dâhil olan kadınların okur-yazarlık oranı %81,8‟e ulaĢmıĢtır (TÜĠK, 2009: 22).

Kadının toplum içindeki konumu ve istihdam olanakları üzerinde etkili olan en önemli unsur almıĢ olduğu eğitim sayılmaktadır. Eğitim, kadınların iĢgücüne katılım oranını ve çalıĢma saatlerini önemli derece artırmaktadır ( Kelley ve Evans, 2008: 300). Eğitim sadece iĢgücünün üretkenliğini artırarak ücret düzeyinin artırmamakta, ataerkil zihniyet yapılarını zayıflatarak kadınların toplum gözü önünde iĢgücüne katılımını doğal hale getirmektedir (Toksöz, 2007: 23).

Türkiye‟de eğitim düzeyi düĢük kadınlar kentlerde iĢgücüne dâhil olmanın önünde birçok engelle karĢı karĢıya kalmaktadır. Bu engelleri ikiye ayırmak mümkündür. Sosyo-kültürel ve ekonomik engeller. Sosyo-kültürel engeller; kadının

(46)

çalıĢmasına ailesinin izin vermemesi, güvensizlik, “baĢkaları ne der” endiĢesidir. Ekonomik engeller ise yüksek kayıt dıĢılık oranı, düĢük ücretler, uzun çalıĢma saatleri, ekonomik kriz, yetersiz eğitim, karĢılanabilir çocuk bakım olanaklarının olmayıĢıdır (DPT ve Dünya Bankası, 2009: 22). Kentlerde iĢgücüne dâhil olan eğitim düzeyi düĢük kadınlar ise genellikle daha düĢük ücretli, uzun ve zorlu çalıĢma saatleri olan ve sosyal güvenlik sağlamayan iĢler bulabilmektedirler (DPT ve Dünya Bankası, 2009: 12). Çocuk sahibi olan eğitimi düĢük kentli kadınlar ise çalıĢmaları durumunda çocuklarının kreĢe vermenin ya da özel bir bakıcı tutmanın maliyetinin en az 500 TL olduğunu belirtmiĢlerdir. Bunu karĢılayabilmek içinde en az 1.500 TL kazanmaları gerekecek ve bu miktar sahip oldukları beceriler ve eğitim düzeyi düĢünüldüğünde kazanmaları gereken miktarın çok ötesinde görünmektedir (DPT ve Dünya Bankası, 2009: 22).

Tablo 18‟de iĢgücüne katılım oranı kadınların eğitim düzeyi yükseldikçe artmaktadır.

Tablo 18: Eğitim Durumuna Göre Kadın ĠĢgücü (2009)

Kaynak: TÜĠK, 2009: 22

Fakat iĢsizlik oranı da buna paralel olarak artmaktadır. Bu durumda kadınların eğitim düzeyi arttıkça yapılacak iĢ konusunda daha seçici davrandıkları, eğitim düzeyi

Okur-yazar olmayanlar Ġlkokul Mezunu Ortaokul veya dengi meslek okul mezunu Lise ve dengi meslek Yükseköğretim ĠĢgücü 717 467 275 561 1430 Ġstihdam 696 381 220 416 1197 ĠĢsiz 21 86 55 145 233 ĠĢgücüne katılım oranı % 15 18 22,8 39,1 70,8 ĠĢsizlik oranı % 3 18,3 20 25,9 16,3

Şekil

Tablo 2: Dünya Ölçeğinde Ġstihdam Oranı (Genel ve Cinsiyete Göre)
Tablo  5‟te  OECD  ülkeleri  arasında  Türkiye‟de,    aktif  nüfus  içinde  kadın  iĢ  gücünün  nispi  ağırlığı  en  düĢük  seviyelerde  kalmıĢtır
Tablo  8‟de  1998  yılında  istihdam  edilenlerin  yüzde  53,4‟ü  korunmasız  istihdam  koĢulları  yani  kendi  hesabına  çalıĢma  ve  ücretsiz  aile  iĢçiliği  içinde  çalıĢmaktadır  (Toksöz, 2009: 63)
Tablo 10: 4 Temel Kritere Göre Türkiye’nin Konumu
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

• Dil kaslarının normal işleyişinden yoksun oluşu • Dil altı bağlantısının dil ucuna uzanması. • Damağın çok yüksek yada düz oluşu •

Yaş değişkenine göre hizmet içi eğitim, performans ve kurum içi kariyer algı düzeyleri ortalamalarına yönelik tek yönlü varyans analizi sonuçları

Bunu ötesinde toplumu geleceğe taşıyacak değerler, ya basitçe bir turizm potansiyeli olarak görülüyor, ya da geçici ç ıkarlar için yok ediliyor.. Her iki durumda da

Mâlikî mezhebine göre cinsel birliktelik gerçeklememiş ise kadının, mehrin ödenmemesinden dolayı yargı nezdinde nikahın fesh edilmesi talebinde bulunma

Müsabaka program ve şartlarının kifayetsizliği - Bu •projramları hazırlayanlar ve jüri âzası - Prog- ramları önceden seçilecek jüriye tertip ettirmek usulü -

Bu amaçla çalışmada okul yöneti- cilerinin yıkıcı liderlik davranışlarını ne sıklıkla sergiledikleri, yıkıcı liderlik ve algılanan örgü- tsel engel değişkenleri ile

-Sosyal Tesis ve Spor Sahaları Giderleri: Bakım ve spor tesisleri için muhtelif satın alma Giderleri -Havuz Giderleri: Havuz Temzileme, İlaçlama ve Onarım Giderleri. -Genel

Er, Şahin ve Mutlu (2017) tarafından finansal okuryazarlık ve finansal eylemle ilgili üniversite öğrencileri üzerine yapılan çalışmada öğrencilerin genel finansal