• Sonuç bulunamadı

Mercimek (Lens culinaris Medik.)'te topraktan ve yapraktan Fe ve Zn mikro element uygulamasının verim ve tanede mikro besin elementi içeriğine etkisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Mercimek (Lens culinaris Medik.)'te topraktan ve yapraktan Fe ve Zn mikro element uygulamasının verim ve tanede mikro besin elementi içeriğine etkisi"

Copied!
96
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

i

Bu çalışma konusunu veren, doktora çalışmamı başından sonuna yöneten ve çalışmalarım sırasında her konuda yardımlarını gördüğüm Tez Danışman'ım Sayın Prof. Dr. Doğan ŞAKAR’a teşekkür ediyorum.

Araştırmam sırasında ve sonucunda değerli görüşlerinden faydalandığım Sayın Doç. Dr. Mehmet YILDIRIM, Yrd. Doç. Dr. Remzi EKİNCİ, Prof. Dr. İsmail GÜL ve Prof. Dr. Behiye Tuba BİÇER’ e teşekkür ederim.

Araştırmada tohum örnekleri ve toprak analizlerini yapan mikro element uygulamalarında önerilerde bulunan Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü'nden Sayın Yrd. Doç. Dr. Bülent YAĞMUR’ a teşekkür ederim.

Deneme alanının elle yabancı otlardan temizlenmesinde yardımcı olan D.Ü.Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü öğrencilerine teşekkür ederim.

Bu projeyi destekleyen Dicle Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörlüğü’ne ve ayrıca maddi ve manevi olarak beni destekleyen aileme sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.

(2)

ii Sayfa TEŞEKKÜR İ İÇİNDEKİLER İİ ÖZET İV ABSTRACT V ÇİZELGE LİSTESİ KISALTMA VE SİMGELER X 1. GİRİŞ 1 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR 7 3. MATERYAL VE METOT 21 3.1. Materyal 21

3.1.1. Araştırma Alanının İklim Özellikleri 21

3.1.2. Araştırma Alanının Toprak Özellikleri 22

3.2. Metot 23

3.3. İncelenen Özellikler 25

3.4. Verilerin Değerlendirilmesi 26

4. BULGULAR VE TARTIŞMA 27

4.1. 2012 – 2013 Yetiştirme Mevsiminde Toprağa Çinko ve Demir

Mikroelement Uygulama Sonuçları 27

4.1.1. Çiçeklenme Süresi 27

4.1.2. Bitki Boyu 29

4.1.3. Biyolojik Verim 31

4.1.4. Tane Verimi 33

4.1.5. Tanedeki Çinko Miktarı 37

4.1.6. Tanedeki Demir Miktarı 39

4.2. 2012 – 2013 Yetiştirme Mevsiminde Yaprağa Çinko ve Demir

Mikroelement Uygulama Sonuçları 42

4.2.1. Çiçeklenme Süresi 42

4.2.2. Bitki Boyu 44

4.2.3. Biyolojik Verim 46

4.2.4. Tane Verimi 49

(3)

iii 4.3.

Çinko ve Demir Mikroelement Uygulama Sonuçları 57

4.3.1. Çiçeklenme Süresi 57

4.3.2. Bitki Boyu 59

4.3.3. Biyolojik Verim 60

4.3.4. Tane Verimi 63

4.3.5. Tanedeki Çinko Miktarı 65

4.3.6. Tanedeki Demir Miktarı 67

5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER 71

6. KAYNAKLAR 75

(4)

iv

MİKRO ELEMENT UYGULAMASININ VERİM VE TANEDE MİKRO BESİN ELEMENTİ İÇERİĞİNE ETKİSİ

DOKTORA TEZİ Bedia KARACIL DİCLE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TARLA BİTKİLERİ ANABİLİMDALI

2015

Araştırmanın amacı; mercimekte topraktan ve yapraktan farklı dozlarda demir sülfat ve çinko sülfat uygulamalarının verim ve verim kriterleri ile tane mikro element içeriklerine etkilerini belirlemek ve en uygun demir ve çinko sülfat uygulama şekli ve dozunu belirlemektir. Denemeler Dicle Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri deneme alanında 2012-2013 ve 2013-2014 yıllarında kurulmuştur. Araştırma denemeleri, rastgele bloklar, bölünmüş parseller deneme desenine göre üç yinelemeli kurulmuştur. Ana parsellere mikro element dozları ve alt parsellere çeşitler yerleştirilmiştir. Hasat sonrasında, alt parsellerden alınan mercimek tane örneklerinde demir ve çinko analizleri, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümünde yapılmıştır. Birinci yıl, üç kırmızı mercimek çeşidinde (Şakar, Fırat 87 ve Çağıl) topraktan 0,1,2,3,4,5 kg FeSO47H2O (demir sülfat) ve 0,1,2,3,4 kg ZnSO47H2O (çinko sülfat), yapraktan %0.00, %0.37, %0.75, %1.12, %1.49 FeSO47H2O demir sülfat ve %0.00, %0.33, %0.66, %0.99, %1.32 ZnSO47H2O çinko sülfat; ikinci yıl başka altı kırmızı mercimek çeşidinde (Yerli Kırmızı, Tigris, Kafkas, Seyran 96, Özbek ve Çiftçi ) yapraktan % 0.00 ve %0.30 ZnSO47H2O ve FeSO47H2O dozlarının bazı bitkisel karakterler (çiçeklenme süresi, boy, biyolojik verim ve tane verimi) ve tanelerde Fe ve Zn içeriklerine etkileri incelenmiştir. Birinci yılsonunda, topraktan Fe ve Zn sülfat uygulamasının, tane verimine ve tane mikro element içeriğine olumlu bir etkisi saptanmamıştır. Kontrol uygulaması, mikro element uygulanan parsellere göre daha yüksek değerler vermiştir. Demir sülfatın % 0.37 dozunda yapraktan uygulaması ise biyolojik verim, tane verimi ve tanelerde demir içeriğini kontrole göre arttırmıştır. Yapraktan farklı dozlarda çinko sülfat uygulaması biyolojik verimi etkilememiş, % 0.66 lık doz uygulaması tane verimini kontrole göre arttırmıştır. Tane çinko içeriği % 0.66 dozunda önemli şekilde yüksek çıksa da diğer dozlarda bulunan değerlere çok yakındır. Bu nedenle, demir ve çinko sülfat için yapraktan % 0.30 dozunda uygulaması, çok sayıda mercimek genotipinin gözden geçirilmesi için uygun görülmüştür. 2013-2014 yılında, yapraktan % 0.30’luk demir sülfat ve çinko sülfat uygulaması ile altı mercimek çeşidi verim ve tanede mikro element içerikleri yönünden büyük farklılık göstermiştir.

(5)

v

The Effects of Soil and Foliar Applications of Fe and Zn on Yield and Seed Microelement Contents in Lentil ( Lens culinaris Medik.)

PhD THESIS

BEDİA KARACIL

DEPARTMENT OF FIELD CROPS

INSTITUTE OF NATURAL AND APPLIED SCIENCES UNIVERSITY OF DICLE

2015

The objectives of this research were to investigate the effects of soil and foliar applications of iron and zinc sulfades on yield and seed microelement contents in lentils, and to determine an efficient evaluation technique for screening large number of lentil genotypes. The experiments were carried out in an experimental area in the Faculty of Agriculture at Dicle University, in Diyarbakır, Turkey, during the years of 2012-2013 and 2013-2014. The experimental designs were randomized complete block with split-plot organization and had three replications. The microelement doses were located in main plots and lentil varieties in sub plots within main plots. Iron and zinc analysis of the seed samples were conducted in the related laboratories of the Soil Science and Plant Nutrition Department in the Faculty of Agriculture at Agean University, in Izmir. In the first year, soil applications of iron sulphade ( FeSO47H2O) of 0,1,2,3,4,5 kg/da doses and zinc sulphade (ZnSO47H2O ) of 0,1,2,3,4 kg/da doses; foliar application of FeSO47H2O solution of 0.00 %, 0.37 %, 0.75%, 1.12% and 1.49% doses and ZnSO47H2O solutions of 0.00%, 0.33%, 0.66%, 0.99 % and 1.32% doses on three red lentil varieties (Şakar, Fırat 87 and Çağıl); in the second year, foliar application of FeSO47H2O and ZnSO47H2O solutions of 0.00% and 0.30% doses on six red lentil varieties (Yerli Kırmızı, Tigris, Kafkas, Seyran 96, Özbek ve Çiftçi ) were conducted to investigate the effects of Fe and Zn microelements on various plant characters (number of days to flowering, plant height, biological yield and seed yield) and iron and zinc content in the seeds. Based on the results of the first year experiments, there was no any positive effects of soil applications of iron and zinc sulphade on yield and seed microelement contents. Soil microelement applications significantly reduced these characters when compared to controls. However, in foliar applications, yield and seed microelement contents became significantly higher than the controls. Foliar application of 0.37 % iron sulphade resulted in significant increases in biological yield, seed yield and Fe content in the seeds. But, foliage application of zinc sulphade did not cause any significant effect on biological yield although seed yield was higher than control in 0.66 % dose level. Mean zinc contents of seeds did not differ much from each other although it was slightly higher in 0.66 % than the others doses. As a results of these findings, using foliar application of 0.30 % iron and zinc sulfade was selected as an efficient screening technique for various lentil genotypes. In 2013-2014, this technique was used to evaluate other six lentil varieties (Yerli Kırmızı, Tigris, Kafkas, Seyran-96, Özbek and Çiftçi). There was great variation among six lentil cultivars for yield and seed microelement content.

(6)

vi

Çizelge 3.1.

Diyarbakır’ın Uzun Yıllar ve Araştırmanın Yürütüldüğü 2012 – 2014 Yıllarına Ait Ortalama Sıcaklık (°C), Maksimum Sıcaklık (°C), Minimum Sıcaklık (°C), Yağış Kğ/m2

ve Oransal Nem % Değerleri.

21

Çizelge 3.2. Araştırma Alanının Toprak Özellikleri 23

Çizelge 4.1.

2012-2013 sezonunda üç mercimek çeşidinde (Şakar, Çağıl ve Fırat 87) toprağa farklı dozlarda çinko ve demir uygulamasının çiçeklenme süresi (gün) değerlerine ait varyans analiz sonuçları

27

Çizelge 4.2.

2012-2013 sezonunda üç mercimek çeşidinde (Şakar, Çağıl ve Fırat 87) toprağa farklı çinko ve demir uygulamasından elde edilen çiçeklenme süresi (gün) ortalama değerleri ve oluşan gruplar

28

Çizelge 4.3.

2012-2013 sezonunda üç mercimek çeşidinde (Şakar, Çağıl ve Fırat 87) toprağa farklı dozlarda çinko ve demir uygulamasının bitki boyu (cm) değerlerine ait varyans analiz sonuçları

29

Çizelge 4.4.

2012-2013 sezonunda üç mercimek çeşidinde (Şakar, Çağıl ve Fırat 87) toprağa farklı çinko ve demir uygulamasından elde edilen bitki boyu (cm) ortalama değerleri ve oluşan gruplar

30

Çizelge 4.5.

2012-2013 sezonunda üç mercimek çeşidinde (Şakar, Çağıl ve Fırat 87) toprağa farklı dozlarda çinko ve demir uygulamasının biyolojik verim

(g/m2) değerlerine ait varyans analiz sonuçları 31

Çizelge 4.6.

2012-2013 sezonunda üç mercimek çeşidinde (Şakar, Çağıl ve Fırat 87) toprağa farklı dozlarda çinko ve demir uygulamasından elde edilen

biyolojik verim (g/m2) ortalama değerleri ve oluşan gruplar 32

Çizelge 4.7.

2012-2013 sezonunda üç mercimek çeşidinde (Şakar, Çağıl ve Fırat 87) toprağa farklı dozlarda çinko ve demir uygulamasının tane verimine (g/m2

)

ait varyans analiz sonuçları 34

Çizelge 4.8.

2012-2013 sezonunda üç mercimek çeşidinde (Şakar, Çağıl ve Fırat 87) toprağa farklı dozlarda çinko ve demir uygulamasından elde edilen tane

verimi (g/m2) ortalama değerleri ve oluşan gruplar 35

Çizelge 4.9. 2012-2013 sezonunda üç mercimek çeşidinde (Şakar, Çağıl ve Fırat 87) toprağa farklı dozlarda çinko ve demir uygulamasının tanedeki çinko Zn (ppm) değerine ait varyans analiz sonuçları

(7)

vii

tanedeki çinko (Zn) miktarı (ppm) ortalama değerleri ve oluşan gruplar

Çizelge 4.11.

2012-2013 sezonunda üç mercimek çeşidinde (Şakar, Çağıl ve Fırat 87) toprağa farklı dozlarda çinko ve demir uygulamasının tanedeki demir Fe

(ppm) miktarına ait varyans analiz sonuçları 40

Çizelge 4.12.

2012-2013 sezonunda üç mercimek çeşidinde (Şakar, Çağıl ve Fırat 87) toprağa farklı dozlarda çinko ve demir uygulamasından elde edilen tanede demir (Fe) miktarı (ppm) ortalama değerleri ve oluşan gruplar 41

Çizelge 4.13.

2012-2013 sezonunda üç mercimek çeşidinde (Şakar, Çağıl ve Fırat 87) yaprağa farklı dozlarda çinko ve demir uygulamasının çiçeklenme süresi

(gün) değerlerine ait varyans analiz sonuçları 42

Çizelge 4.14.

2012-2013 sezonunda üç mercimek çeşidinde (Şakar, Çağıl ve Fırat 87) yaprağa farklı dozlarda çinko ve demir uygulamasından elde edilen

çiçeklenme süresi (gün) ortalama değerleri ve oluşan grupları 43

Çizelge 4.15.

2012-2013 sezonunda üç mercimek çeşidinde (Şakar, Çağıl ve Fırat 87) yaprağa farklı dozlarda çinko ve demir uygulamasının bitki boyuna (cm)

ait varyans analiz sonuçları 44

Çizelge 4.16.

2012-2013 sezonunda üç mercimek çeşidinde (Şakar, Çağıl ve Fırat 87) yaprağa farklı dozlarda çinko ve demir uygulamasından elde edilen bitki

boyu (cm) ortalama değerleri ve oluşan grupları 45

Çizelge 4.17.

2012-2013 sezonunda üç mercimek çeşidinde (Şakar, Çağıl ve Fırat 87) yaprağa farklı dozlarda çinko ve demir uygulamasının biyolojik verime

(g/m2) ait varyans analiz sonuçları 47

Çizelge 4.18.

2012-2013 sezonunda üç mercimek çeşidinde (Şakar, Çağıl ve Fırat 87) yaprağa farklı dozlarda çinko ve demir uygulamasından elde edilen biyolojik verim (g/m2) ortalama değerleri ve oluşan gruplar

48

Çizelge 4.19.

2012-2013 sezonunda üç mercimek çeşidinde (Şakar, Çağıl ve Fırat 87) yaprağa farklı dozlarda çinko ve demir uygulamasının tane verimine

(g/m2) ait varyans analiz sonuçları 49

Çizelge 4.20.

2012-2013 sezonunda üç mercimek çeşidinde (Şakar, Çağıl ve Fırat 87) yaprağa farklı dozlarda çinko ve demir uygulamasından elde edilen tane verimi (g/m2) ortalama değerleri ve oluşan gruplar

(8)

viii

Çizelge 4.21. (Zn ppm) miktarlarına ait varyans analiz sonuçları 52

Çizelge 4.22.

2012-2013 sezonunda üç mercimek çeşidinde (Şakar, Çağıl ve Fırat 87) yaprağa farklı dozlarda çinko ve demir (ppm) uygulamasından elde edilen tane çinko miktarına ait (ppm) ortalama değerleri ve oluşan gruplar 53

Çizelge 4.23.

2012-2013 sezonunda üç mercimek çeşidinde (Şakar, Çağıl ve Fırat 87) yaprağa farklı dozlarda çinko ve demir (ppm) uygulamasının tanede demir (Fe ppm) miktarlarına ait varyans analiz sonuçları 54

Çizelge 4.24.

2012-2013 sezonunda üç mercimek çeşidinde (Şakar, Çağıl ve Fırat 87) yaprağa farklı dozlarda çinko ve demir (ppm) uygulamasından elde edilen tane demir (Fe) miktarına (ppm) ait ortalama değerleri ve oluşan gruplar 55

Çizelge 4.25.

2014 sezonunda altı mercimek çeşidinde (Tigris, Seyhan-96, Yerli Kırmızı, Çiftçi, Özbek ve Kafkas) yaprağa çinko ve demir uygulamasının çiçeklenme süresi (gün) değerlerine ait varyans analiz sonuçları 57

Çizelge 4.26.

2014 sezonunda altı mercimek çeşidinde (Tigris, Seyhan-96, Yerli

Kırmızı, Çiftçi, Özbek ve Kafkas) yaprağa çinko ve demir uygulamasından elde edilen çiçeklenme süresi (gün) ortalama değerleri ve oluşan gruplar

58

Çizelge 4.27.

2014 sezonunda altı mercimek çeşidinde (Tigris, Seyhan-96, Yerli Kırmızı, Çiftçi, Özbek ve Kafkas) yaprağa çinko ve demir uygulamasının bitki boyuna (cm) ait varyans analiz sonuçları 59

Çizelge 4.28.

2014 sezonunda mevsiminde altı mercimek çeşidinde (Tigris, Seyhan-96, Yerli Kırmızı, Çiftçi, Özbek ve Kafkas) yaprağa çinko ve demir

uygulamasından elde edilen bitki boyu (cm) ortalama değerleri ve oluşan grupları

60

Çizelge 4.29.

2014 sezonunda altı mercimek çeşidinde (Tigris, Seyhan-96, Yerli Kırmızı, Çiftçi, Özbek ve Kafkas) yaprağa çinko ve demir uygulamasının biyolojik verime (g/m2) ait varyans analiz sonuçları 61

Çizelge 4.30.

2014 sezonunda altı mercimek çeşidinde (Tigris, Seyhan-96, Yerli

Kırmızı, Çiftçi, Özbek ve Kafkas) yaprağa çinko ve demir uygulamasından elde edilen biyolojik verim (g/m2) ortalama değerleri ve oluşan grupları

62

Çizelge 4.31.

2014 sezonunda altı mercimek çeşidinde (Tigris, Seyhan-96, Yerli Kırmızı, Çiftçi, Özbek ve Kafkas) yaprağa çinko ve demir uygulamasının tane verimine (g/m2) ait varyans analiz sonuçları 63

(9)

ix

elde edilen tane verimi (g/m) ortalama değerleri ve oluşan gruplar

Çizelge 4.33.

2014 sezonunda altı mercimek çeşidinde (Tigris, Seyhan-96, Yerli Kırmızı, Çiftçi, Özbek ve Kafkas) yaprağa çinko ve demir (ppm) uygulamasının tanede çinko miktarlarına (ppm) ait varyans analiz sonuçları

66

Çizelge 4.34.

2014 sezonunda altı mercimek çeşidinde (Tigris, Seyhan-96, Yerli Kırmızı, Çiftçi, Özbek ve Kafkas) yaprağa çinko ve demir (ppm)

Uygulamasından elde edilen tanede çinko miktarı (ppm) ortalama değerleri ve oluşan gruplar

67

Çizelge 4.35.

2014 sezonunda altı mercimek çeşidinde (Tigris, Seyhan-96, Yerli Kırmızı, Çiftçi, Özbek ve Kafkas) yaprağa çinko ve demir (ppm) uygulamasının tanede demir Fe (ppm) miktarına ait varyans analiz sonuçları

68

Çizelge 4.36.

2014 sezonunda altı mercimek çeşidinde (Tigris, Seyhan-96, Yerli Kırmızı, Çiftçi, Özbek ve Kafkas) yaprağa çinko ve demir (ppm) uygulamasından elde edilen tanede demir (Fe) miktarı (ppm) ortalama değerleri ve oluşan gruplar

(10)

x kg Kilogram da Dekar ha Hektar mm Milimetre cm Santimetre t Ton sp Tür spp Alttür Zn Çinko Fe Demir N Azot P Fosfor K Potasyum Mg Magnezyum Ca Kalsiyum Hp Ham Protein Ppm (g çözünen/ g çözen)*106

(11)

1 1.GİRİŞ

Ülkemizde bitkisel üretimin artırılması; artan nüfusun dengeli ve yeterli seviyede beslenmesi, tarımdan geçimini sağlayan ve ülke nüfusunun % 30-40’ını oluşturan vatandaşlarımızın gelir düzeyinin artırılması ve ülke ekonomisi bakımından büyük önem taşımaktadır. Ülke nüfusunun dengeli ve yeterli düzeyde beslenmesini sağlamada bitkisel ürünler içinde yemeklik tane baklagillerin önemli bir yeri vardır. Tanelerinde %18.0-34.6 oranında protein içeren ve bunun yanında vitamin ve minerallerce zengin olan yemeklik tane baklagillerden birisi de mercimektir.

Mercimek (Lens culinaris Medik.), dünyanın en eski yemeklik tane baklagil bitkisidir. Serin iklim tane baklagili olan mercimek aynı zamanda bir uzun gün bitkisidir. Örneğin, Türkiye'nin güneydoğu bölgesinde sonbaharda ekilir, fide devresinde kışı geçirir ve ilkbaharda günler uzarken Nisan ortası ve Mayıs başı arasında çiçeklenir. Mercimek sınırsız gelişme (indeterminent) tipine sahiptir. Çiçeklenme en aşağıdaki daldan başlar yukarı doğru hasada kadar devam eder. Kurağa dayanıklı olan mercimek fazla sudan hoşlanmaz. Tanelerinde %22-%36.4 oranında kaliteli protein içeren mercimek kısa sürede pişmesi nedeniyle insan beslenmesinde tarihi çağlar boyunca değer taşımıştır. Halen dünyada tüketimi gittikçe artmaktadır. İçinde %14 oranında protein bulunan mercimek samanı kolay hazmedilme özelliğiyle küçükbaş ve büyükbaş hayvanların beslenmesinde değerli bir yemdir. Türkiyenin güneydoğu'sunda mercimek tanesi gibi mercimek samanının da önemli bir pazarı vardır. Yüksek tane verimi ve saman verimi bu yüzden önemli özelliklerdir. Bir baklagil olan mercimek

Rhizobium leguminosarum bakterileryle simbiyotik yaşam yoluyla havanın serbest

azotunu nodullerinde bağlama potansiyeline sahiptir. Çok sayıda çevresel ve genetik faktörlerce belirlenen simbiyotik azot bağlanması ile mercimekte dekara 6-11 kg arasında hava azotu bağlanmaktadır. Mercimek bu yolla kendi ihtiyacı olan azotun %70-75 kadarını sağlamaktadır. Böylece pahalı yapay azotlu gübre kullanımında büyük tasarruf sağlar ve toprak verimliliğinin sürdürülmesine katkıda bulunur. Mercimek artıklarının toprakta çürümesinden sonra kendisinden sonra ekilen bitkiye dekara 2 kg mineral azot bırakır. Yurdumuzda mercimek kışlık buğday ve arpa ile ekim nöbeti içersinde yetiştirilir. Kuzey Amerika ve Avustralya buğday bölgelerinde üstüste buğday ekiminden dolayı zamanla yoğunlaşan buğday hastalık ve zararlılarını azaltmak amacıyla son yıllarda mercimek ve nohut ekim nöbetine alınmıştır. Böylece Kanada ve

(12)

2

Avusturalya' da ekiliş ve üretimde önemli artışlar ortaya çıkmıştır. Ayrıca mercimek toprak işlemesiz tarımda önemli bir bitki, ikinci ürün, süresi gittikçe azalan yağışlı bahar ayları için erkenci bir ürün ve iyi bir kurak iklim bitkisidir (Tullu ve ark. 2001).

Mercimek (Lens culinaris Medikus), baklagiller (Leguminosae) familyasına bağlı Vicieae oymağına mensup beş önemli cinsten birisidir. Kültür mercimeğinin atası

Lens culinaris subsp. orientalis'tir. Mercimeğin kökeni hakkında değişik görüşler

bulunmakla beraber birçok kültür bitkisi gibi Yakın Doğu kökenli olduğu ve buradan hızla Mısır, orta ve güney Avrupa, Akdeniz, Etyopya, Afganistan, Hindistan, Pakistan ve Çin'e yayıldığı belirtilmektedir (Cubero, J.I. 1981). Amerikanın keşfinden sonra Güney Amerika'ya ve sonra Kuzey Amerika'ya geçmiçtir. Bugün Kuzey Yarımkürede Kanada ve Güney Yarımkürede Avusturalya' ya kadar bütün enlemlerde yetişme alanı bulmuştur. Mercimek tarımının dünya üzerinde ılıman ve subtropik bütün iklim bölgelerine yayıldığı, ülkemizde ise Doğu Karadeniz bölgesi hariç hemen her yerde yetiştirildiği bilinmektedir. Mercimekler tane iriliklerine göre küçük taneliler (mikrosperma) ve büyük taneliler (makrosperma) diye iki gruba ayrılmıştır. Tane çapı büyüklüğü doğudan başlayarak batıya doğru artmaktadır. Mikrosperma mercimeklerinin tane çapları 2-6 mm arasındadır, kotiledonları kırmızı, turuncu veya sarı renktedir. Hindistan, Yakın Doğu ve Doğu Afrika’da yetiştirilir. Çiçekleri renkli ve fidelerde antosiyan pigmenti bulunur. Makrospperma mercimek taneleri 6-9 mm çapında, sarı kotiledon renginde, fide saplarında antosiyan pigmenti ya çok az ya da yoktur. Akdeniz bölgesinde ve Amerika kıtasında yetiştirilir (Hawtin ve ark. 1980). Türkiye'nin güneydoğu bölgesinde küçük taneli mikrosperma mercimekleri yetiştirilirken orta ve geçit bölgelerinde iri taneli makrosperma mercimekleri yetiştirilmektedir.

2014 yılı dünya mercimek ekiliş alanı 4.344.671 ha olup, aynı yıl dünya mercimek üretim miktarı yaklaşık 4.951.720 tondur. Ülkemizde ise 2013 yılında yaklaşık 281.178 ha alanda tarımı yapılan mercimeğin üretim miktarı 417.000 tondur. Dünya mercimek üretiminin yaklaşık %8’ini karşılayan ülkemiz, gerek mercimek üretimi gerekse de verim bakımından önemli bir potansiyele sahiptir. Bugün dünyada en fazla mercimek üreten ülkeler Kanada, Hindistan, Türkiye, Avusturalya, Amerika Birleşik Devletleri, Nepal, Çin ve Etyopya'dır. Dünya mercimek üreticisi ülkeler arasında üçüncü sırada yer alan ülkemizden fazla miktarda mercimek üreten ülkeler ise Hindistan (1.134.000 ton) ve Kanada (1.880.500 ton)’dır (FAO 2014). Özellikle 1980’li

(13)

3

yıllardan sonra ülkemiz mercimek üretim miktarında büyük artış meydana gelmiş ve mercimek ihracatımızda önemli artışlar olmuştur (Emeksiz ve ark. 2005). Bunun nedeni o yıllarda büyük başarıyla uygulanan Nadas Alanlarının Daraltılması (NAD) projesidir. Ülkemizin mercimek üretiminde yeniden söz sahibi olabilmesi için verimi yüksek, kaliteli, teknolojik özellikleri ve besin öğeleri yönünden zengin mercimek çeşitlerinin yetiştirilmesi önem arz etmektedir. Bu bakımdan ülkemizde yetiştirilen mercimek çeşitlerinin kalitesini etkileyen etmenlerin araştırılması gerekir. Ancak bu konularda yapılan çalışmalar çok sınırlıdır (Akova 1997; Coşkuner ve Karababa 1998; Özkaya ve ark. 1998b).

Yemeklik tane baklagillerde bitkisel üretimin artırılması diğer bir ifade ile birim alandan kaliteli daha fazla ürünün alınması diğer uygulama ve önlemlerin yanında öncelikle toprakların verimlilik düzeylerine bağlıdır. Toprakta bulunan besin maddelerinin elverişliliğini toprağın fiziksel ve kimyasal yapısı, kullanım şekli, organik madde miktarı, diğer besin elementlerinin oranı gibi birçok faktör etkilemektedir.

Son yıllarda dünyada kuru taneleri için tüketilen ürünlerde de toprakta ve bitki bünyesinde bulunan besin elementlerinin içeriğinin artırılmasına önem verilmektedir. Büyüme ve gelişme için ihtiyaç duyulan besin maddeleri toprakta yeterli miktarda bulunsa bile, bitkiler bunlardan her zaman tam olarak yararlanamamaktadır. Örneğin kireçlenme, demir ve çinko gibi besin maddelerinin varlığı toprağın elverişliliğini azaltmaktadır. Ayrıca toprakta bir besin maddesinin yetersizliği bitki gelişmesini sınırlıyorsa diğer besin maddeleri yeterli ölçüde bulunsa bile bunlardan tam olarak yararlanamamaktadır. (Bayraklı 1998). Bu nedenle, bitkisel üretim açısından hem tarımsal üretimin niteliğinin hem de niceliğinin artırılması için gerekli önlemlerin başında bitkilerin dengeli bir şekilde beslenmelerinin sağlanması gerekmektedir. Bu anlamda besin elementlerinin dengeli olması çok önemlidir.

Besin elementleri insan sağlığını da önemli şekilde etkilemektedir. Çinko ve demir mikro elementleri bitki, hayvan ve insanların çok düşük miktarda ihtiyaç duyduğu ve alınmasının kesin olarak gerekli olduğu mikro besin elementleridir.

Topraklarda yaygın olarak ortaya çıkan çinko ve demir eksikliğinin ana nedeni toprakta gerçekte bolca bulunmasın rağmen bitkilerce alınabilir formda olmamasıdır. Toprakların genellikle yüksek düzeylerde pH, kireç ve kile sahip olması ve organik

(14)

4

maddenin düşük olması mevcut çinko ve demirin bitkilerce alınabilirliğini sınırlamaktadır (Marschner 1995).

Dünyanın kurak ve yarı kurak bölgelerinde kireç oranı yüksek topraklarda noksanlığı görülen en önemli mikro besin elementi çinkodur (Takkar ve Walker 1993). Türkiye genelinde yapılan bir çalışmada; tarım topraklarımızın %50’sinde (14 milyon ha) çinko noksanlığının olduğu tespit edilmiştir (Eyüpoğlu ve ark. 1994). Sağlıklı bir bitkinin yapraklarında bir kg kuru maddede en az 20 miligram çinko olmalıdır. Bu miktar 10 miligramın altına indiğinde, bitkinin büyümesinde gerileme yaprak boyunda azalma ve şeklinde bozulmalar, dolayısıyla veriminde büyük düşüşler ortaya çıkmaktadır (Çakmak ve ark. 1995).

Toprakta yeterli miktarda çinkonun bulunması, bitkilerin mevcut çinkodan optimum düzeyde yararlanacağı anlamı taşımaz. Toprakların pH, kireç, fosfor miktarlarının yüksek olması çinkonun yarayışlılığını önemli ölçüde geriletmekte ve bitkide çinko noksanlığı görülmesine neden olabilmektedir. Çinko noksanlığı genelde kireçli, kurak ve yarı kurak bölge topraklarında görülmektedir. Bitkilerde görülen çinko noksanlığı çinkolu gübrelemeyle giderilebilmektedir. Ancak burada temel sorun problemli alanlara çinkonun nasıl uygulanacağıdır. Çünkü toprağa uygulanan çinkonun yarayışlılığını sınırlandıran faktörler nedeniyle çinkodan beklenen yarar yeterince görülmemektedir. Bu nedenle çinko uygulamasında alternatif yollar aranmış ve yapraktan, tohumu çinkoyla kaplama, toprak + yaprak gibi uygulamalar giderek yaygınlaşmıştır (Taban ve ark. 1998).

Çinko eksikliği, dünya ve Türkiye topraklarında çok sık rastlanan mikro element sorunudur. Gerçekte tarım toprakları 10-20 ppm’lik çinko konsantrasyonuyla oldukça yüksek düzeyde çinko içermesine rağmen temel sorun, mevcut çinkonun bitkilerce kolaylıkla alınamamasından kaynaklanmaktadır. Dünyada kültür altında bulunan toprakların yaklaşık %30’unda çinko noksanlığı bulunmakta ve bu oran 3.dünya ülkelerinde ise %50’ye kadar ulaşabilmektedir. Son yıllarda yürütülen geniş çaplı toprak analizleri sonuçlarına göre ise Türkiye topraklarının yaklaşık %50’sinde çinko noksanlığı (<0.5 ppm) tespit edilmiştir. Ülkemiz topraklarının yarısının bitkilerce yarayışlı çinko yönüyle fakir olması sonucu bitkilerde çinko noksanlığı ve buna bağlı olarak bitkisel üretimde düşüşler görülmekte ve tahıla dayalı beslenmenin hâkim olduğu

(15)

5

bölgelerimizde (Orta ve Doğu Anadolu) sağlık sorunları ortaya çıkmaktadır. Çinko ve diğer mikro element eksiklikleri ile ilgili sağlık sorunları özellikle gelişmekte olan ülkelerde çok daha çarpıcı boyutlara ulaşmaktadır. İnsanlarda çinko noksanlığı boy kısalığı, ağırlık kaybı, bağışıklık sisteminin zayıflaması, seksüel olgunlaşmanın gerilmesi vb. gibi sağlık sorunları ile karşımıza çıkmakta ve olay daha ziyade çocuklarda görülmektedir (Erdal ve ark. 1998).

İnsanlarda çinko eksikliği, tıpkı bitkilerde olduğu gibi, boyca büyümede ve ağırlık kazancında önemli düşüşlere yol açmaktadır. Ayrıca çinko eksikliği, zekâ gelişiminde ve cinsel organların oluşumunda yetersizliklere, merkezi sinir sisteminde anormal oluşumların ortaya çıkmasına, saç dökülmesine, tat duyusunun azalmasına, vücut savunma sisteminin zayıflamasına ve birtakım deri hastalıklarının ortaya çıkmasına neden olmaktadır (Çavdar ve ark. 1983).

Bazı bitkilerin demir gereksinimleri daha yüksektir. Demir bitkilerde klorofil oluşumu için mutlak gereklidir. Fotosenteze, protein ve karbonhidrat oluşumuna, solunuma ve çoğu enzimin faaliyetine yardımcı olur. Eksikliğinde gelişme geriler kalite ve verim azalır. Kanın en önemli komponentini oluşturan demir, insanlarda dokuya oksijen taşınması, böylece dokudaki oksidasyon olaylarının sürdürülmesi için gereklidir. Demir eksikliğine bağlı olarak kansızlık, yorgunluk ve çalışma kapasitesinde azalma görülür.

İnsan besini ve hayvan yemi olarak fazlasıyla benimsenen, tarımının oldukça kolay olması nedeniyle geniş yayılma alanı olan mercimek bitkisi, bitki besin elementlerinden çinko (Zn) ve demir (Fe)'in noksanlığına karşı oldukça duyarlıdır. Bu nedenle çinko (Zn) ve demir (Fe) noksanlığı gösteren topraklarda gübrelemeye gereksinim duyulmaktadır. Mercimek bitkisine verilecek çinko (Zn) ve demir (Fe)' li gübreler, mercimek bitkisinin verim ve kalitesini artırması yönünden yararlı olacağı gibi mercimek bitkisi ile beslenen insan ve hayvanların sağlığında meydana gelebilecek problemlerinde önüne geçilmesine yardımcı olacaktır.

Genellikle çinko uygulamasının topraktan yapılması yapraktan püskürterek verme uygulamasına göre daha iyi sonuçlar vermektedir (Giordano ve Mortvedt, 1972; Lindsay, 1972). Alüvyon topraklarda ise bitkilerin çinko uygulamasına orta derecede tepki verdiği, yapraktan çinko uygulamasının en az topraktan çinko uygulaması kadar

(16)

6

etkili olabileceği belirlenmiştir. Kireçli topraklarda çinkonun topraktan uygulanması birim alan tane veriminde belirgin artışlar sağlamıştır (Serry ve ark. 1974). Nitekim dünyada önemli bir beslenme kaynağı olan çeltikte çinko noksanlığı olan topraklarda çinko gübrelemesiyle tane verimi arttırılabilmiştir (Randwaha ve ark. 1978).

Bu bilgiler ışığı altında, gerek bitki gerekse insan beslenmesi açısından büyük öneme sahip olan ve ülkemiz topraklarında da noksanlığı hissedilen çinko (Zn) ve demir (Fe) mikro elementlerinin mercimek bitkisinin gelişimi ve beslenmesi yanında verim ve verim öğeleri üzerine etkilerini belirleyerek çinko (Zn) ve demir (Fe) gübre uygulaması ile mercimek bitkisinin üretiminin ve kalitesinin artırılması önem kazanmaktadır.

Bu araştırmanın amacı; Diyarbakır'da bazı kışlık kırmızı mercimek çeşitlerinde, ekim öncesi toprağa ve çiçeklenme döneminde yaprağa uygulanan farklı dozlarda çinko sulfat ve demir sulfatın, bazı bitki karakterlerini (çiçeklenme süresi, boy, biyolojik verim ve tane verimi) ve tanelerde Fe ve Zn mikro besin içeriklerini nasıl etkilediğini incelemek ve verim ve tanedeki mikro besin elementleri yönünden çeşitli mercimek genotipleri arasında farkları en iyi şekilde ortaya çıkartacak Fe ve Zn uygulama yöntemini belirlemektir.

(17)

7 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR

İnsan, hayvan ve bitkiler için mikro besin elementleri içerisinde çinko en çok gereksinim duyulan ve kullanılması gerekli en önemli elementtir. Çinko noksanlığı dünyada ve Türkiye'de çok sık rastlanan bir mikro element sorunudur (Alloway 2004). Dünyada tüm tarım alanlarının %30’unda Türkiye’de ise 14 milyon hektar alanda çinko noksanlığı görülmektedir (Sillanpaa 1982). Yapılan bazı araştırmalar sonucunda Türkiye topraklarının %49.8’inde çinko noksanlığı olduğu görülmüştür (Eyüboğlu ve ark. 1998). Toprakların ortalama çinko içeriği 25-100 ppm civarındadır. (Goldshmit 1954) ve çok sayıda farklı minerallerin yapısında bulunur. Yüksek pH ve kireç ile birlikte aşırı fosforlu gübre uygulaması çinko eksikliğine neden olabilmektedir (Marschner 1994). Çinko eksikliğinde, gübreleme ile başarılı olunması, verilen çinkonun alınabilirliği, üst toprağın kuruluğu, alt toprağın kompozisyonu ve diğer elementlerle olan etkileşimler gibi etmenlerden etkilenmektedir. Fasulye, mısır, buğday, pirinç ve domates gibi birçok bitki çinko eksikliği stresine karşı düşük toleransa sahiplerdir ve ürün kaybına uğrarlar (Chapman 1966).

Mehrotra ve Claudus (1973), Mn ve Zn tuzunu mercimekteki solgunluk patojenini kontrol etmek amacıyla yaptıkları araştırmalarında; hastalığın en iyi kontrolünün 80 ppm Mn ve Zn tuzu olduğunu, tohumlarda ön ıslatmanın hastalığı son derece azalttığını, hastalık kontrolünde Mn ve Zn’nin yaprağa uygulamanın toprağa uygulaması ile aynı etkinliğe sahip olduğunu, bildirmişlerdir.

Aksoy (1977), mısır bitkisiyle yaptığı sera denemesinde artan miktarlarda verilen çinkonun bitkinin kuru madde miktarı üzerine etkili olmadığını, buna karşın demir ve bakır kapsamlarını azalttığını belirlemiştir.

Hakerlerler ve Höfner (1982), mısır bitkisinde, Zn, Fe ve Mn’ın karşılıklı etkilerini araştırmak amacıyla yaptıkları araştırmada, farklı düzeylerdeki çinkonun mısırın Zn alımını artırdığını, Fe ve Mn alımını ise azalttığını, ürün üzerine etkisinin ise önemli olmadığını saptamışlardır.

Verma ve Tripathi (1983), Palamur Tarım Üniversitesi’nde çeltik bitkisi ile yaptıkları bir sera denemesinde toprağa artan miktarlarda verilen çinkonun çeltikte sap ve tane ürün miktarı ile çinko kapsamını arttırdığını belirlemişlerdir.

(18)

8

Ergene (1987), yüksek dozlarda uygulanan gübrenin toksik etkisinden dolayı çinko dozunun çok iyi ayarlanması gerektiğini bildirmiştir.

Taban ve Turan (1987), yaptıkları sera denemesinde artan miktarlarda verilen çinkonun mısırın kuru madde miktarı ile çinko kapsamını artırdığını, demir, bakır ve mangan kapsamlarını ise azalttığını belirlemişlerdir.

Choudhary ve Malli (1988), arpa bitkilerine uyguladıkları 0, 2 ve 4 kg Zn/ha dozlarının arpanın tane verimini sırasıyla 3.77, 3.93 ve 4.11 ton seviylerine çıkardığını fakat dozların verim üzerindeki etkilerinin istatistikî olarak önemli olmadığını belirlemişlerdir.

Tiwari ve Dwivedi (1990), 1982-1984 yıllarında Hindistan’da, buğday, arpa, yulaf, nohut, bezelye, hardal, mercimek ve keten bitkilerinde çinkonun etkisini incelemişlerdir. Çinko uygulamasının tane ve toplam biyokütle verimini önemli ölçüde arttırdığını, mercimeğin Zn gübrelemesine en yüksek tepkiyi gösterdiğini bunu nohut, bezelye, buğday, keten, hardal, arpa ve yulafın izlediğini, baklagillerin Zn eksikliğine diğer bitkilere göre daha hassas olduğunu bildirmişlerdir.

Brennan (1991), yaptığı çalışmasında buğday bitkisine yapraktan uyguladığı 450 g Zn/ha çinko dozunun tane verimini artırdığını ve noksanlık semptomlarını ortadan kaldırdığını saptamıştır.

Güzel ve ark. (1991), Harran ovasında yaygın bulunan 25 toprak serisinin yüzey horizonlarından aldıkları toprak örneklerine 0, 5, 10 ppm Zn uygulamasının mısır bitkisine etkisini araştırmışlardır. Kontrol dozunda, mısır bitkisinde çok şiddetli noksanlık belirtileri saptadıklarını, artan çinko miktarlarının bitkinin toprak üstü organları ve kökünde kuru madde miktarı ile çinko içeriğini artırdığını belirlemişlerdir.

Khalil ve Khalifa (1991), Mısır’da yaptıkları bir çalışmada yapraktan azot, fosfor ve potasyum uygulamasının mercimekte birim alan tane verimini %58 oranında artırdığını, azot, fosfor ve potasyuma ilaveten çinko, mangan, demir ve bakırın eklenmesiyle verim artışının devam ettiğini bildirmişlerdir.

Yalçın ve Usta (1992), pH’ı 7.82-8.39, CaCO3 miktarı %7.98-50.23 ve organik

madde miktarı %0.6-1.27 arasında değişen Büyük Konya Havzasına ait değişik tekstürlü 5 toprak üzerinde çinko uygulamasının sera şartlarında mısır bitkisinin

(19)

9

gelişmesi ile Zn, Fe, Mn ve Cu içerikleri üzerine etkisini belirlemek amacıyla bir çalışma yapmışlardır. Sonuç olarak artan miktarlardaki Zn uygulamasının mısır bitkisinin kuru madde miktarını ve bitkinin çinko konsantrasyonunu önemli ölçüde artırdığını belirlemişlerdir.

Maharana et al. (1993), Orissa’da farklı topraklarda yaptıkları çalışmalarda, çiftçi tarlalarında çeltik yetiştirilen alanlara çinko sülfat uygulamışlardır. 1984-1990 yılları arasında yürütülen denemelerde, 86 bölgede çinko sülfat uygulamasının çeltikte tane ve sap veriminin arttığı gözlenmiştir. Saptaki çinko konsantrasyonu artışı, taneden daha fazla bulunmuştur. Çinko sülfat uygulamalarının artması ile çeltikte çinkonun toplam alımı da artmıştır. Çeltik topraklarında kritik çinko seviyesi 0.80 ppm olarak tespit edilmiştir.

Dawood ve El Far (1994), Mercimekte yapraktan uygulanan mikro ve makro besin elementlerinin birim alan tane verimini artırdığını bildirmişlerdir.

Gagwar ve Singh (1994), Hindistan’da mercimeğe yapraktan uygulanan çinkonun, topraktan uygulanan çinkoya göre birim alan tane verimin artırdığını bildirmişlerdir.

Singh ve Nayyar (1994), Hindistan’da yaptıkları bir çalışmada, mercimeğe yüksek konsantrasyonlarda demir uygulamasının fitotoksik etkiye neden olduğunu, düşük konsantrasyonlarda uygulandığında ise renk solgunluğunun devam ettiğini, tam doz konsantrasyonlarında demir uygulaması ile solgunluğun ortadan kalktığını ve büyümenin yeniden başladığını bildirmişlerdir.

Krishnareddy ve Ahlawat (1996), 1989 ve 1991 yıllarında Hindistan’da biofertilizer, çinko ve fosfor uygulamalarının iki mercimek çeşidinde verim ve verim öğelerine etkisini inceledikleri araştırmalarında; bitkide bakla sayısı, baklada tane ağırlığı ve tane veriminin 17.2 kg P ha-1

(mono süper fosfat) + 5 kg Zn ha-1

uygulamasının, 17.2 kg P kaya fosfatı ve kontrole göre dikkate değer iyileşme gösterdiğini bildirmişlerdir.

Taban ve Alpaslan (1996), bitkiye yarayışlı çinko bakımından fakir (0.2 μg Zn/g) olan toprakta mısır bitkisine 0, 2.5, 5.0 ve 10.0 μg Zn/g düzeylerinde ve

ZnSO4.7H2O çözeltisi şeklinde toprağa çinko uygulamışlardır. Mısırda kuru madde

(20)

10

yetiştirilen mısırda çinko noksanlık belirtileri görüldüğünü, bitkinin çinko kapsamının çinko gübreleme ile belirgin bir biçimde arttığını bildirmişlerdir.

Helaloğlu ve ark. (1997), Harran Ovası koşullarında çinko uygulamalarının değişik buğday genotiplerinin tane verimlerine, tanede başta çinko olmak üzere diğer mikro element konsantrasyonlarına etkisini belirlemek amacıyla yaptıkları araştırmalarında; çinko uygulamalarının herhangi bir etkisinin olmadığını bildirmişlerdir. Buğday yeşil aksamında ve tanelerinde çinko konsantrasyonlarının çinko uygulamaları ile istatistikî anlamda artış göstermediğini, genotiplerin içerdikleri çinko konsantrasyonlarındaki farklılıkların da genotip özelliklerinden kaynaklandığını tespit etmişlerdir.

Özbek ve Özgümüş (1997), Eskişehir’de çinkonun toprağa ve yaprağa uygulama ile tohuma yapıştırmanın buğdayda verim ve verim komponentlerinde önemli artışlar sağladığını, bunu sırası ile tohumdan ve yapraktan çinko uygulamalarının takip ettiğini bildirmişlerdir. Tane verimi ve verim komponentlerinde topraktan 1 ve 2 kg Zn/da dozları arasında önemli bir fark elde edilmediğini, yaprak uygulamalarında ise 25 ve 50 g/da dozları arasında sadece tane veriminde bir farklılık bulunduğunu bildirmişlerdir.

Özer ve ark. (1997), bitkiye yarayışlı çinko miktarının düşük olduğu Harran Ovasında çinkonun azlığına dayanıklılık gösterebilen mısır genotiplerini seçmek amacı ile üç yıl yürüttükleri çalışmada; çinkosuz (kontrol), topraktan çinko uygulaması (2 kg/da Zn) ve toprak + yapraktan çinkolu gübreleme şeklinde üç farklı tarzda çinko uygulamışlardır. 10 farklı mısır genotipinde çinko uygulamalarının, verim açısından bir artış sağlamadığını, buna karşılık bu uygulamaların gerek tanede gerekse yeşil aksamda çinko konsantrasyonlarını arttırdığını, mısır genotipleri arasında ise çeşit özelliğinden dolayı verim farklılıklarının ortaya çıktığını bildirmişlerdir.

Taban ve ark. (1997), Ankara’da değişik çinko uygulamalarının buğdayda tane verimi ve bin tane ağırlığını arttırdığını belirlemişlerdir.

Nawaz ve ark. (1998), üç yıl süreyle fosfor (0, 60 ve 120 kg/ha), potasyum (0, 60 ve 120 kg/ha) ve çinkonun (0.5 ve 10 kg/ha) mercimek verimine etkisini inceledikleri araştırmalarında; 60 kg/ha fosfor uygulamasının verimi arttırdığı, 120 kg/ha fosfor uygulamasının ise verimi azalttığını, ancak çinko ve 120 kg/ha fosfor uygulamasının verimi önemli ölçüde artırdığı, fosfor, potasyum ve çinkonun tek başına

(21)

11

uygulamalarının verim üzerine etkili olmadığını bildirmişlerdir. Ayrıca, mercimeğin verimine potasyum x çinko ve fosfor x potasyum interaksiyonun önemsiz olduğu, bitkideki çinko, fosfor ve potasyum içeriklerinin besin elementlerinin uygulama dozuna bağlı olarak arttığını bildirmişlerdir.

Çıkılı (1999), buğday genotiplerinin toprakta varolan çinkodan

yararlanmalarındaki farklılığı ve artan çinko uygulamalarına tepkilerini belirlemek

amacıyla 5 farklı toprak serisinden alınan örneklere 0, 2, 4, 6 mg Zn kg-1

uygulanarak sera koşullarında 6 hafta süreyle ekmeklik (Gerek 79) ve makarnalık (Kunduru 1149) buğday genotiplerini yetiştirmişlerdir. Çinko uygulamaları ile ekmeklik ve makarnalık buğday genotiplerinin kuru madde miktarlarının arttığını saptamışlardır. Ekmeklik ve makarnalık buğday genotiplerinin topraktan alınan birim (1 μg Zn) çinkoya karşılık oluşturduğu kuru madde miktarlarının azaldığını, artan miktarlarda çinko ile kontrole göre oluşturulan kuru maddede Zn1 düzeyinde %27.2, Zn2 düzeyinde %19.8 ve Zn3 düzeyinde %16.4 azalma olduğunu bildirmişlerdir.

Brohi ve ark. (2000), yaptıkları saksı denemelerinde çinko uygulamasının buğday bitkisinin sap verimi üzerine etkili olmadığını, buğday tane veriminin ise kontrole göre azaldığını, topraktan çinko uygulaması ile tanenin çinko içeriği azalırken yapraktan uygulama ile belirgin şekilde arttığını ve sap azot içeriğinin çinko uygulamasıyla arttığını belirlemişlerdir.

Başar ve Taban (2001), değişik demir bileşikleri ve uygulama yöntemlerinin, serada yetiştirilen soya fasulyesinin toplam ve aktif Fe içeriği ile verimlilik özellikleri üzerine etkisini belirlemeyi amaçlamışlardır. Araştırmalarında değişik uygulamalardan,

toprak uygulamalarında; Fe–EDDHA (%6, Fe); FeSO4.7H20 (%19, Fe) ve Ironite (%12,

Fe) 0, 2, 4, 8 ve 6 mg Fe dozlarında uygulamışlardır. Toprak ile yaprak uygulamalarında; Fe–EDDHA ve FeSO4.7H20, 0, 2, 4, 8 ve 16 mg Fe kg dozlarında

topraklara vermiş, yapraklara da 0.01 N H2SO4 defa uygulamışlardır. Yapraktan

uygulamalarda ise Fe–EDDHA, %0.2; FeSO4.7H20, %1 pH 7; FeSO4.7H20, %1 pH 3;

H2SO4, 0.1 N; 0.01 N; 0.001 N konsantrasyonlarında 2 defa uygulamışlardır.

Araştırmalarında; yapraktan FeSO4 verilmesi soya fasulyesinin Fe içeriğini en fazla arttırdığını, Fe–EDDHA’nın da yaprakların Fe içeriğini belirgin şekilde arttırdığını, incelenen bütün özellikler üzerine en etkili bileşiğin Fe–EDDHA olduğunu

(22)

12

bildirmişlerdir. Diğer uygulamaların etkisinin bu iki uygulama kadar olmadığını belirtmişlerdir.

Özgüven ve Katkat (2001), toprağa artan miktarlarda uygulanan çinkonun mısır bitkisinin verim ve çinko alımı üzerine etkisini belirlemişlerdir. Bu amaçla serada, Bursa ilinde 40 farklı yerden alınmış topraklar üzerinde mısır bitkisini yetiştirmişlerdir.

Denemede topraklara çinko 0, 2.5, 5 ve 10 ppm düzeylerinde ZnSO4.7H2O şeklinde

uygulamış ve farklı düzeylerde uygulanan çinkonun etkisiyle mısır bitkisinin kuru madde miktarı, çinko içeriği ve topraktan kaldırılan çinko miktarında sağlanan artışların istatistikî olarak %1 düzeyinde önemli bulunduğunu bildirmişlerdir. 10 ppm çinko uygulaması ile mısır bitkisinin kuru madde miktarının kontrole oranla %37, çinko içeriğinin %51 ve topraktan kaldırılan çinko miktarının %110 oranında arttığını bildirmişlerdir.

Togay ve ark. (2001), 1998-99 ve 1999-00 yıllarında, Van’da, üç mercimek çeşidinde (Sazak-91, Yerli Kırmızı ve Kışlık Kırmızı-51 ) farklı dozlardaki (0, 1, 1.5 ve 2 kg/da) çinkonun verim ve verim öğelerine etkisini araştırmışlardır. İki yılın ortalama en yüksek birim alan tane veriminin 71.36 kg/da ile Sazak-91 çeşidinden 2 kg/da çinko dozu uygulamasından elde edildiğini, çinko dozları arttıkça, birim alan tane veriminde artışlar gözlendiğini ve tüm çeşitler için en uygun çinko dozunun 2 kg/da olduğunu bildirmişlerdir.

Başar (2002), soya fasulyesinde Fe (FeSO4.7H2O: 0, 15 ve 30 mg Fe kg) ile beslenme durumuna yapraktan uygulanan değişik bileşiklerin etkisini belirlemek amacıyla topraklara 3 farklı düzeyde (%0, %10 ve %20) tarım kireci karıştırmışlardır. Topraktan uygulandığı bitkilere 0.01 N ve 0.001 N olmak üzere 2 farklı

konsantrasyonda H2SO4 yapraktan vermişlerdir. Fe-EDDHA, %0.2 (w/v); FeSO4.H2O

%1 (w/v) pH 7 ve FeSO4.7H2O %1 (w/v) pH 3 çözeltileri yapraktan olmak üzere 4 defa

uygulamışlardır. Araştırmada diğer konulara göre yapraktan FeSO4.7H2O verilmesi

soya fasulyesinin toplam ve aktif Fe içeriğini en fazla artıran uygulama olduğunu,

topraktan FeSO4.7H2O ile yapraktan H2SO4’ın kombine edildiği uygulamalarda belirgin

bir etki görülmediğini, ancak H2SO4’ın 0.01 N konsantrasyonun, 0.001 N

(23)

13

FeSO4.7H2O ve topraktan FeSO4.7H2O ile yapraktan H2SO4 uygulamaları arasında bir etkinlik gösterdiğini bildirmişlerdir.

Meyveci ve ark. (2002), çinko ve demirli gübrelerin nohutta verime etkilerini araştırdıkları çalışmalarında; genelde nohut için çinkolu gübrelemenin çeşitlere bağlı olarak verimde belli bir artış sağladığını, demirli gübrelemenin çinkolu gübreye oranla verimde daha az etkili olduğunu, özellikle çinko+demirli gübrelemenin birlikte verildiğinde kontrole göre verimde bir artış sağlanamadığını bildirmişlerdir. Çinkolu gübrelemenin verime olan etkisini tam olarak belirleyebilmek için aynı zamanda farklı çinko gübre doz miktarı tespit çalışmalarını da yapmışlardır. 0, 0.5, 1, 2 ve 3 kg Zn/da uygulamalarında topraktaki çinko miktarının düşük olduğu alanlarda (Ankara-Haymana ve Konya- Kadınhanı) üç yıl boyunca denemeler yürütmüşlerdir. Yağışın az olduğu yılda yüksek dozda çinko uygulamasından olumlu sonuç aldıklarını (2-3 kg Zn/da), bir yılda çinko uygulamanın pek etkili olmadığını kontrolle aynı düzeyde verim alındığını saptamışlardır. Yine farklı lokasyonlarda da aynı gübre dozuna karşılık elde edilen verilerde bir benzerlik bulunamadığını, çinkolu gübrelemenin ekilen yerlerin özelliklerine bağlı olarak uygulama dozunda da farklılık gösterdiğini belirtmişlerdir. Her iki lokasyonda çinko dozları arttıkça biyolojik verim ve 1000 tane ağırlığının arttığını ancak bitki boyunun etkilenmediğini belirtmişlerdir.

Gülser (2004), 1998 ve 2000 yıllarında 5 farklı çinko doz (0, 0.5, 1.0, 1.5 ve 2.0 kg Zn da-1) uygulamasının üç mercimek çeşidinin (Sazak-91, Yerli Kırmızı ve Kışlık Kırmızı-51) besin içeriğine etkisini belirledikleri araştırmalarında; çinko eksikliği gösteren alanlarda çeşitlerde en yüksek tane veriminin en yüksek çinko uygulamasından elde edildiğini ve tane veriminin çinko dozları arttıkça arttığını bildirmiştir.

Pekşen ve Artık (2005), yemeklik tane baklagillerin genellikle yağ oranlarının düşük olduğunu ve kolesterol içermediğini, bu bakımdan sağlık açısından günlük diyette alınması gereken birçok vitamin (A,B,E) ve mineral (Ca, Fe) bakımdan zengin oldukları ve taze meyvelerin C vitaminince zengin kuru tanelerin ise fakir olduğunu bildirmişlerdir.

Yağmur ve Kaydan (2005), makro ve mikro elementi içeren yaprak gübresi dozlarının Sazak-91 çeşidinde birim alan tane verimini artırdığını bildirmişlerdir.

(24)

14

Taşdemir (2006) buğdayda sera ve tarla koşullarında yaptığı denemesinde Zn ve N uygulamalarının tanedeki Zn konsantrasyonunu arttırdığını, özellikle N uygulamasıyla taneye taşınan Zn düzeyinin artmış olmasının Zn’nun taşınmasında bitkideki protein düzeyinin önemli olabileceğini bildirmiştir.

Zeidan ve ark. (2006), 2003 ve 2005 yıllarında (Al-Nagah köyünde, El-Tahrir eyaletinde), fakir kumlu topraklarda mikroelement yetersizliğinden dolayı mercimekteki verim azalışının nedeni ile Fe, Mn ve Zn mikro elementlerinin etkisini incelemişlerdir. Fe, Mn ve Zn uygulaması ile klorosiz oluşumunun engellendiğini, ayrıca N, P ve K uygulamaları ile bitki boyunun, bitkideki bakla ve dal sayısının, bin tane ağırlığının kontrole göre yükseldiğini bildirmişlerdir.

Togay ve Anlarsal (2008a), 2000 ve 2002 yıllarında Van koşullarında farklı çinko (0, 1.5, 3 ve 4.5 kg/da ZnSO4.7H2O) ve fosfor (0, 2, 4, ve 6 kg P2O5/da) dozlarının mercimek çeşitlerinde verim ve verim öğelerine etkisi ve bitki tarafından alınımının araştırılması amacıyla yürüttükleri araştırmalarında; birinci yılda en yüksek verimin 95.11 kg/da ile Sazak-91 çeşidinin 1.5 kg/da çinko ve 4 kg/da fosfor uygulamasından, ikinci yılda ise 198.70 kg/da ile Sazak -91 çeşidinin 4.5 kg/da çinko ve 4 kg/da fosfor uygulamasından elde edildiğini bildirmişlerdir.

Toğay ve Anlarsal (2008b), Van koşullarında, kışlık kırmızı mercimek çeşitlerinde farklı çinko ve fosfor dozlarının verim ve verim öğelerine etkisini incelemişlerdir. İncelenen bütün özellikler üzerinde yıllara göre değişmekle beraber çinko ve fosfor dozlarının farklı uygulamalarının en yüksek ve en düşük değerlere sahip olduğunu, bunun fosfor oranının yüksekliğinde çinko alınımının engellendiği ve iki besin elementinin rekabet ortamı yaratmasından kaynaklanmış olacağı bildirilmiştir.

Togay ve ark. (2008), 2005-2006 ve 2006-2007 yıllarında Sazak-91 mercimek çeşidinde üç farklı fosfor seviyesi (0, 30 ve 60 kg ha-1) ve dört farklı molibden seviyesinin ( 0, 2, 4 ve 6 g/kg tohum) verim ve diğer özelliklere etkisini incelemişlerdir. Molibden ve fosfor uygulamalarının mercimek verimini etkilediğini bildirmişlerdir.

Khorgamy ve Farnia (2009), İran’da, kuru koşullarda nohutta fosfor ve çinko gübrelemesinin etkisini araştırmışlardır. Araştırıcılar fosfor ve çinko uygulamalarının bitki boyu, ana dal sayısı, yüz tane ağırlığı, tohum verimi, biyolojik verim yan dal sayısı

(25)

15

ana daldaki boğum sayısı, çinko konsantrasyonu ve protein konsantrasyonuna önemli etki ettiğini bildirmişlerdir.

Thavarajah ve ark. (2009), Kanada Saskatchewan’da, iki yıl sekiz lokasyonda ondokuz mercimek genotipinde Fe ve Zn kapsamlarını inceledikleri araştırmalarında,

toplam demir ve çinko konsantrasyonlarının 73 ile 90 mg Fe kg-1 ve 44 ile 54 mg Zn kg

-1(-1) arasında değiştiğini bildirmişlerdir. Mercimek tohumlarındaki Fe ve Çinko için kalıtım tahminleri %64 ve %68 arasında değiştiğinden bu besinle tamamen beslenen insanlarda bu mikro elementlerin öneminin yüksek olduğunu bildirmişlerdir.

Ergün ve Öncel (2010), mercimekte kök büyümesi üzerine 250 ppm konsantrasyonla kadmiyum (Cd) ve çinko (Zn)’nun toksik etkisini araştırmak amacıyla yaptıkları çalışmalarında; kadmiyum konsantrasyonun artışı filiz kuru ağırlığını azalttığı, fide büyümesindeki azalmaya rağmen prolin miktarının artığını, hem köklerde hem de filizlerde artış sağlandığını bildirmişlerdir. Tüm Zn konsantrasyonlarının fidedeki filizlerin fenolik konsantrasyonu azalttığını bildirmişlerdir.

Valenciano ve ark. (2010), nohutta çinko (0, 1, 2, 4 ve 8 mg Zn saksı-1

), bor (0

ve 2 mg B saksı–1) ve molibdenin (0 ve 2 mg Mo saksı–1) verim ve besin elementleri

üzerine etkisini araştırdıkları çalışmalarında; nohutun mikro element uygulamasına tepki gösterdiğini, toplam kuru madde üretiminin daha yüksek olduğunu, en yüksek hasat indeksinin (%60.3) Zn4× B2 × Mo2 uygulamasından en düşük hasat indeksinin ise (%47.65) Zn0 × B0 × Mo0 uygulamasından elde edildiğini bildirmişlerdir. Zn, B ve Mo uygulamalarının bitkide bakla sayısını artırdığı için tohum verimini iyileştirdiğini

ve en yüksek verimin (4.00 g bitki–1) Zn4 × B2 × Mo2 uygulamasından elde edildiğini

bildirmişlerdir.

Dalshad ve Darwesh (2011), iki farklı demir kaynağının (EDTA ve Fe-EDDHA) etkisini incelemek için saksıda, yaprak ve toprağa 0, 10, 20 ve 30 mg.l^-1 dozlarda her iki gübreyi yapraklara iki kez yirmi gün arayla yaprak yüzeyine püskürtmüşlerdir. Gübre tipleri, konsantrasyonlar ve demir uygulama metotlarının toplam kuru madde ve N, P, Ca, Mg, K ve Fe konsantrasyonları üzerine etkisinin önemli olduğunu bildirmişlerdir.

Erdem (2011), Tokat’ta çinko uygulamasının (0 ve 3 kg ZnSO4.7H2O) mısır üzerine olan etkisi araştırmıştır. Zn gübrelemesi ile mısır çeşitlerinin kuru madde

(26)

16

verimlerinde ve silaj verimlerinde, yeşil aksam Zn ve protein konsantrasyonlarında önemli artışların olduğunu bildirmiştir.

Nadergoli ve ark. (2011), İran’da 2008 ve 2009 büyüme mevsiminde iki mikro element (Zn sülfat ve Mn sülfat) ve uygulama metotlarının (kontrol, toprak, uygulaması, gövde gelişim döneminde, çiçeklenme, baklalanma, gövdelenme + baklalanma dönemlerinde, gövdelenme + baklalanma dönemlerinde yapraktan uygulamalar) fasulyede verim ve komponentlerine etkisini incelemişlerdir. En yüksek baklada tohum, bitkide bakla, verim ve komponenteri mikro element uygulamalarından elde edildiğini bildirmişlerdir. Bu uygulamanın kontrole göre bu özellikleri %37.07, %44.74, %45.43, %7.04, %75.1 ve %13.69 oranında arttırdığını bildirmişlerdir. En yüksek bin tane ağırlığının gövdelenme, çiçeklenme ve baklalanma dönemlerinde uygulanan magnezyum sülfat uygulamasından elde edildiğini, en yüksek olgunlaşmamış tohum sayısının çinko sülfat uygulamasından elde edildiğini bildirmişlerdir.

Özcan ve Taban (2012), çinko uygulamasının (toprağa 0, 0.5 ve 1.0 kg Zn/da

dozları ZnSO4.7H2O) çeltikte tane verimi, tanedeki Zn ve P konsantrasyonları ile fitin

asidi (FA) ve FA/Zn oranına etkilerinin belirlemeyi amaçlamışlardır. Çeltik genotiplerinden bazılarının uygulanan çinkoya olumlu tepki gösterdiğini, bazı genotiplerin ise uygulanan çinkodan olumsuz etkilendiğini bildirmişlerdir. Tüm çeltik genotiplerinde uygulanan çinkoya bağlı olarak tane çinko kapsamlarının arttığını, P, FA ve FA/Zn oranlarının azaldığını bildirmişlerdir.

Mokhtar ve ark. (2013), 2011-2012 yılında İran’da fosfor (0, 50 ve 100 kg

TSP/ha) ve çinko (0, 10 ve 20 kg ZnSO4/ha) gübrelemesinin mercimekte verim ve

verim komponentlerine etkisini inceledikleri araştırmalarında; fosforun bitki boyuna, bitkide bakla sayısına, 1000 tane ağırlığına, tohum verimi ve biyolojik verime etkisinin önemli olduğunu saptamışlardır. Aynı zamanda toprağa çinko uygulamasının bitki boyuna, bitkide bakla sayısına, 1000 tane ağırlığına ve tohum verimine etkisinin önemli olduğunu bildirmişlerdir.

Rahman ve ark. (2013), Pakistan’da 3 mercimek çeşidinin tarımsal fizyolojik

özellikleri üzerine azot uygulamalarının (13,19 ve 25 kg ha-1) etkisini değerlendirmek

amacıyla yaptıkları araştırmalarında; farklı çeşitlerin ve azot oranlarının mercimekte büyüme ve gelişme üzerine önemli etkiye sahip olduğunu bildirmişlerdir. En yüksek

(27)

17

tohum veriminin 976 kg ha-1, bitkide maksimum bakla sayısının 47.29 adet, bin tane ağırlığının 21.89 g ve biyolojik verimin 3954.5 kg ha-1

olduğunu, tane veriminin en yüksek hektara 25 kg azot uygulamasından elde edildiğinin bildirmişlerdir.

Singh ve Bhatt (2013), 2009 ve 2010 yıllarında karışık ekim ve tek ekim

sisteminde geç ekilen mercimekte çinko seviyelerinin [Zn1 kontrol (%0.0), Zn2 (%0.02),

Zn3 (%0.04), Zn4 (%0.08)] etkilerini inceledikleri araştırmalarında; birincisi çiçeklenme

öncesinde ikincisi baklalanma sonrası olmak üzere iki kez yapraklara uygulama bakla sayısına, 1000 tane ağırlığına, tohum verimi ve biyolojik verime etkisinin önemli olduğunu saptamışlardır. Toprağa çinko uygulamasının bitki boyuna, bitkide bakla sayısına, 1000 tane ağırlığına ve tohum verimine etkisinin önemli olduğunu bildirmişlerdir.

Sönmez ve ark. (2013), tuz uygulaması yapılan ve yapılmayan koşullar (0, 100 mg Na Cl/kg) ile artan çinko uygulamaları (0, 25, 50 mg Zn/kg)’nın mikorizalı ve mikorizasız ortamlarda mısırın gelişim kriterleri ile fosfor ve çinko alımına etkisi araştırmışlardır. Çalışmada; mikoriza aşılamasının mikorizasız uygulamalara göre yaş ağırlık, kuru ağırlık, fosfor ve çinko içeriğinde önemli düzeyde artış sağladığını belirlenmişlerdir. Çinko uygulamalarına bağlı olarak da bitki boyu, yaş ağırlık ve kuru ağırlık ile fosfor ve çinko içeriğinin arttığını belirlemişlerdir.

Upadhyay (2013), alüviyal topraklarda sülfür ve çinkonun mercimeğin verim ve kalitesine etkisini inceledikleri çalışmasında; hektara 30 kg sülfürün tane ve saman verimini kontrole göre ortalama %34.8 ve %28.4 arttırdığını, hektara 4 kg çinkonun da saman ve tane verimini hemen hemen aynı oranda arttırdığını bildirmiştir. Çinko alımının hektara çinko seviyelerini 27.0 ile 64.1 ve 24.0 ile 61.7 g arttırdığını bildirmiştir.

Kumar ve ark. (2014), Hindistan’da üç lokasyonda (New Delhi, Ludhiana ve Pantnagar) tanede demir ve çinko konsantrasyonlarını 41 mercimek hattında Eberhard ve Russel’in stabilite modelini kullanarak etkinliğini incelediği araştırmasında; tüm lokasyonlarda en yüksek tane demir konsantrasyonu L 4704 (136.91 mg/kg tane)’de elde edilirken, en yüksek çinko konsantrasyonunun VL 141 (81.542 mg/kg tane)’de elde edildiğinin bildirmişlerdir. En yüksek tanede demir ve çinko New Delhi lokasyonunda (Fe 87.30 mg/kg ve Zn 68.602 mg/kg) elde edildiğini belirtmişlerdir. Her iki

(28)

18

mikroelement üzerine çevrenin etkisi önemli olmasına rağmen, demir’in tanede çinkoya göre daha çok genotip x çevre interaksiyonu gösterdiği bildirilmiştir.

Sadeghi ve Noorhosseini (2014), İran’da 2012 ve 2013 yıllarında Dylaman’da çinko, demir ve demir + çinko yaprak gübrelemesinin mercimekte verim ve verim özelliklerine etkisini araştırmışlardır. Yaprağa mikroelement uygulamalarının tüm incelenen özelliklere etkisinin önemli olduğunu bildirmişlerdir. Demir + çinko ve yalnız demir uygulamasının verimi kontrole göre %37.71 ile %27.12 oranında arttırdığını bildirmişlerdir. Gübre ve gübre uygulama zamanı interaksiyonu, Fe + Zn yaprak ve çiçeklenme döneminde uygulamasının baklada tohum sayısını (2.28 adet) maksimuma yükselttiğini bildirmişlerdir. Maksimum 1000 tane ağırlığının, yaprak yüzeylerine iki kez püskürtüldüğünde (10-yaprak ve çiçeklenme dönemi) elde edildiğini belirtmişlerdir. Mikro element gübrelemesinin tane verimi, bitkide bakla sayısı ve 1000 tane ağırlığını önemli şekilde etkilediğini bildirmişlerdir.

Anderson (2015), 2014 yılında Saskatchewan’da çinko gübrelemesinin gıda güvenliği için önemli bir agronomik strateji olduğunu bildirmiştir. Mercimek üretiminin Saskatchewan’da sadece gelir amaçlı değil aynı zamanda demir eksikliğinin yaygın olduğu ülkelere de pazarlanmasında önemli bir yere sahip olduğunu bildirmiştir. Mercimek verimi ve Zn konsantrasyonu üzerine Zn gübrelemesinin etkisini belirlemek amacıyla en çok tüketilen kırmızı, küçük yeşil ve büyük yeşil mercimeklerde 0, 2.5 ve 5 kg Zn ha-1 dozlarında toprağa (kahverengi toprağın Zn eksikliği belirlenmiş) çinko sülfat uygulamasının etkisini araştırmışlardır. Ayrıca saksıda da eş zamanlı bir deneme yürütülmüştür. Toprak gübresi olarak çinko sülfat, yaprak gübresi olarak lignosülfat kullanmışlardır. Toprağa uygulanan çinkonun tane verimi ve tane çinko konsantrasyonuna ve insan beslenmesine etki etmediğini bildirmiştir. İnsan beslenmesinde etki değerinin çinkonun şelat formlarının, inorganik ve organik formlarından daha etkili olduğunu bildirmiştir. Çinko gübrelemesine mercimeğin tepkisinin küçük ve değişebilir olduğunu ve bu yüzden önemli ekonomik yararlar görülmediğini bildirmiştir.

Singh ve Bhatt (2015), 2009 ve 2010 yıllarında karışık ekim ve tek ekim

sisteminde geç ekilen mercimekte çinko seviyelerinin [Zn1 kontrol (%0.0), Zn2 (%0.02),

(29)

19

öncesinde ikincisi baklalanma sonrası olmak üzere iki kez yapraklara uygulama yapmışlardır. En yüksek 42.2 cm ve en düşük 32.8 cm bitki boyu değerini kontrol ve çinkonun %0.08 uygulamasından elde ettiklerini bildirmişlerdir. Maksimum tane veriminin 1238.6 kg/ha %0.04 çinko uygulamasından en düşük 1063.1 kg/ha olarak kontrol grubundan elde edildiğini bildirmişlerdir. Geç ekim koşullarında %0.04 çinko yaprak gübrelemesinin çiçeklenme öncesi ve baklalanma sonrası yapılması ile tane veriminin %16.2 düzeyinde arttığını bildirmişlerdir.

(30)
(31)

21 3. MATERYAL VE METOT

3.1. Materyal

Bu araştırma, Dicle Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü araştırma alanında 2012-2013 ve 2013-2014 yılları yetiştirme döneminde yürütülmüştür.

Araştırma materyali olarak birinci yıl (2012-2013) üç kışlık kırmızı mercimek çeşidi (Şakar, Çağıl, Fırat-87), ikinci yıl (2013-2014) altı kışlık kırmızı mercimek çeşidi (Tigris, Seyran 96, Yerli kırmızı, Çiftçi, Özbek ve Kafkas) kullanılmıştır. Çeşitler GAP Uluslararası Tarımsal Araştırma ve Eğitim Merkezi Müdürlüğü’nden temin edilmiştir. 3.1.1.Araştırma Alanının İklim Özellikleri

Diyarbakır iline ait 2013 ve 2014 yılları hava durumu verileri ve uzun yıllar ortalamalarına (UYO) göre oluşturulmuş iklim değerleri Çizelge 3.1’de verilmişti

Çizelge 3.1. Diyarbakır’ın Uzun Yıllar ve Araştırmanın Yürütüldüğü 2012 – 2014 Yıllarına Ait Ortalama Sıcaklık (°C), Maksimum Sıcaklık (°C), Minimum Sıcaklık

(°C), Yağış (kg/m2) ve Oransal Nem ( %) Değerleri

Aylar Sıcaklık (°C) Yağış Oransal

Ort. Max. Min. kg/m2 Nem %

Ocak 2012 2.40 6.00 -0.60 78.30 84.50 2013 2.70 7.70 -1.60 82.20 83.80 2014 3.40 9.20 -1.00 43.00 82.10 Uzun Yıllar 6.70 1.70 -2.30 72.00 76.10 Şubat 2012 2.00 7.70 -0.60 74.40 68.20 2013 6.10 10.80 -1.60 85.20 82.30 2014 10.80 16.80 -1.00 60.60 53.60 Uzun Yıllar 9.10 3.60 -1.10 67.80 71.70 Mart 2012 5.20 11.00 -0.60 44.00 58.60 2013 9.50 15.90 3.00 19.80 62.70 2014 14.70 22.00 6.90 39.90 68.30 Uzun Yıllar 14.50 8.30 2.30 64.40 64.90 Nisan 2012 15.20 22.60 7.10 26.20 58.40 2013 14.50 22.10 6.90 39.40 63.60 2014 14,70 19,60 6,40 39,90 63.00 Uzun Yıllar 20.30 13.80 7.00 66.50 62.80 Mayıs 2012 19.60 27.10 11.70 41.00 58.20 2013 19.00 27.30 11.40 98.00 61.70 2014 19.70 26.30 16.30 48.80 60.00 Uzun Yıllar 26.50 19.20 11.20 42.30 55.00 Haziran 2012 27.60 35.70 17.90 7.00 28.00 2013 26.70 34.90 17.00 2.80 27.60 2014 26.,50 31.60 18.00 21.40 28.00 Uzun Yıllar 33.50 26.00 16.60 8.00 35.00

(32)

22 Aylar

Sıcaklık (°C) Yağış Oransal

Ort. Max. Min. kg/m2 Nem %

Temmuz 2012 31.20 38.60 22.70 1.60 21.10 2013 31.20 38.40 22.80 0.00 19.40 Uzun Yıllar 38.30 31.00 21.70 0.70 26.00 Ağustos 2012 31.00 38.60 21.80 0.00 20.90 2013 30.40 38.10 21.40 0.00 19.00 Uzun Yıllar 38.10 30.30 21.00 0.40 26.00 Eylül 2012 26.10 34.40 16.90 1.80 23.30 2013 24.50 32.10 15.90 0.00 25.00 Uzun Yıllar 33.20 24.80 15.90 4.00 31.00 Ekim 2012 18.50 25.30 12.20 107.40 55.10 2013 17.00 25.00 9.00 0.00 28.10 Uzun Yıllar 25.20 17.20 9.90 32.30 47.00 Kasım 2012 12.00 18.20 7.10 83.20 77.30 2013 11.40 17.60 6.10 53.80 68.80 Uzun Yıllar 16.30 9.50 4.10 54.10 66.00 Aralık 2012 5.10 9.50 1.50 160.80 85.40 2013 -3.40 1.20 -7.10 50.40 83.60 Uzun Yıllar 9.10 4.00 -0.30 70.80 75.40

Diyarbakır Meteoroloji Bölge Müdürlüğü (2012 – 2014) 3.1.2.Araştırma Alanının Toprak Özellikleri

Araştırmayla ilgili denemeler, 2012-2013 ve 2013-2014 yetiştirme mevsimlerinde, Dicle Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Tarla Bitkileri Bölümü deneme alanında kurulmuştur. Deneme yeri toprak örneği, ekim öncesi, deneme alanını temsil edecek 6-7 yerden 0-30 cm derinliğinde alınan toprakların karıştırılmasıyla elde edilmiştir. Toprak örneği, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümünde analiz edilmiştir. Toprak analiz sonuçları Çizelge 3.2’de verilmiştir

(33)

23

Çizelge 3.2 Araştırma Alanının Toprak Özellikleri (derinlik cm 0 - 30)

Toplam Tuz (%) Kireç (%) Organik Madde (%) Kum (%) Mil (%) Kil (%) Toplam Azot (%) pH 0.07 11.80 1.40 48.96 22.00 29.04 0.06 7.93 Alınabilir Potasyum (ppm) Alınabilir Kalsiyum (ppm) Alınabilir Sodyum (ppm) Alınabilir Demir (ppm) Alınabilir Bakır (ppm) Alınabilir Çinko (ppm) Alınabilir Mangan (ppm) Alınabilir Fosfor (ppm) 407.40 7840.00 96.00 1.63 0.35 0.91 4.52 2.05

Çizelgede görüldüğü gibi deneme yeri toprağı; kumlu-killi bünyeli, pH 7.93 değerinde hafif alkali, tuzluluk oranı düşük, organik madde miktarı ve fosfor bakımından oldukça fakir, potasyum kapsamı oldukça yüksek olup %11.80 kireç içermektedir.

3.2. Metot

Deneme alanında ön bitki kışlık tahıl olup, sonbahar toprak işlemesi için Eylül ayında pulluk ile sürüm yapılmış Kasım ayı içerisinde kültivatör ve tapan çekilerek tohum yatağı hazır hale getirilmiştir. Denemenin birinci yılında 16.11.2012’de, ikinci yıl hava koşullarından dolayı gecikerek 03.01.2014’te ekim yapılmıştır.

Araştırmanın birinci yılında (2012-2013), farklı dozlarda demir ve çinko mikro elementlerinin topraktan ve yapraktan uygulandığı toplam dört ayrı deneme kurulmuştur. Toprak ve yaprak uygulaması denemelerinin her biri Fe ve Zn uygulaması olmak üzere ikişer tanedir. Denemeler, rastgele bloklar deneme deseninde, bölünmüş parseller düzeninde ve 3 yinelemeli kurulmuştur. Ana (büyük) parsellere mikro element dozları, alt (küçük) parsellere çeşitler yerleştirilmiştir. Her blokta, doz parselleri (ana parseller) ve her doz parselinde çeşitler (Çağıl, Fırat 87 ve Şakar) rastgele yer almıştır. Her çeşit, 3 m uzunlukta, 20 cm aralıkla açılmış 5’er sıraya elle ekilmiştir. Demir ve

çinko formülasyonları FeSO4.7H2O (demir sülfat) ve ZnSO4.7H2O (çinko sülfat)

şeklindedir. Demir mikro elementinin toprağa uygulanmasında; dekara 0, 1, 2, 3, 4 ve 5 kg FeSO4.7H2O hesabıyla demir sülfat dozları (metrekareye 0, 1, 2, 3, 4 ve 5 g

Şekil

Çizelge  3.1.  Diyarbakır’ın  Uzun  Yıllar  ve  Araştırmanın  Yürütüldüğü  2012  –  2014 Yıllarına Ait Ortalama Sıcaklık (°C), Maksimum Sıcaklık (°C), Minimum Sıcaklık
Çizelge 3.2 Araştırma Alanının Toprak Özellikleri (derinlik cm 0 - 30)
Çizelge 4.1. 2012-2013 sezonunda üç mercimek çeşidinde (Şakar, Çağıl ve Fırat  87)  toprağa  farklı  dozlarda  çinko  ve  demir  uygulamasının  çiçeklenme  süresi  (gün)  değerlerine ait varyans analiz sonuçları
Çizelge  4.1’den  izlendiği  gibi,  çiçeklenme  süresi  yönünden  2012-2013  yetiştirme  yılında  toprağa  çinko  sülfat  ve  demir  sülfat  uygulamasında  çeşit  ve  doz  faktörleri 0.01 düzeyinde önemli, çeşit x doz interaksiyonu ise önemsiz bulunmuştur
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Bayezid de musiki ile ilgilenmişler ve bu hükümdarlar zamanında da bazı eserler meydana getirilmiş, musiki ustaları ye­ tişmiştir.. Osmanlı Padişahlarının

Bağımsızlık Savaşının ortalığı muazzam ölçüde altüst etmelerinden kısa süre sonra gelen 1927 nüfus sayımı, bu savaşların yol açtığı sonuçlar ve

Temasın olmadığı mühendislik uygulamaları yok gibidir. Bu nedenle de temas problemleri mühendislik uygulamalarında önemli bir yer tutar. Genellikle temas alanının

Alaba lıkı a rasyonda bu- lunan nisbeten yüksek düzeyde Zn (600 mg/kg) büyüme, yem değerlendirme ve balık sağlı ğı üzerinde olumsuz e tki yap- mazken i mglkg

(9) çalışmasında Giardiosis, bir serbest radikal hastalığı olarak tanımlanmıştır. Sonuç olarak, giardiosisin erken ve uygun tedavisi, eser ele- ment eksikliği ile

gerdanı beş garış benni gelini gızılırmah senin suyun çuvalır çuvalır da dört uvaya dalır nazli yarim aceb suda bunalır niddin gızılırmah allı gelini. balıklar mı

• Kabuklu olarak kaynatılıp pişirilerek yemek yapılarak • Bazı ülkelerde kavrularak çerez olarak tüketilir. • Unu buğday ununa karıştırılarak ekmek yapımında •

Yaklafl›k yirmi gün önce unutkanl›k, yürü- me güçlü¤ü, sa¤ elini kullanamama flikayeti için baflvurdu- ¤unda yap›lan muayenesi ve tetkikleri sonucunda kortikoba-