• Sonuç bulunamadı

Kültür ve sanat hizmetlerinden:69. sergi:Topkapı Sarayı Müzesi'nden tarihi musiki aletleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kültür ve sanat hizmetlerinden:69. sergi:Topkapı Sarayı Müzesi'nden tarihi musiki aletleri"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

YAPI ve KREDİ

B A N K A S I

Kültür ve Sanat Hizmetlerinden :

• Sergi

Topkapı Sarayı Müzesi’nden

TARİHÎ MUSİKİ ALETLERİ

19 Ağustos - Çarşamba

5 Eylül - Cumartesi

(2)

Eski metinlerde «ilm-i edvar» adı ile anılan musiki, Osmanlı Türklerinde bü­ yük bir ilerleme göstermiştir. X III. yüz­ yılın ikinci yarısından sonra hızla yayılan Mevlevi tekkelerinin de bu gelişmede büyük etkisi olmuştur. Sultan II. Mu- rad'ın musiki ile yakından ilgilenmesi ve sevmesi nedeni ile musikiye ait eser­ ler, ilk defa onun zamanında hazırlanmış ve bazı eserler de tercüme edilmiştir. Daha sonra Fatih Sultan Mehmed ve II. Bayezid de musiki ile ilgilenmişler ve bu hükümdarlar zamanında da bazı eserler meydana getirilmiş, musiki ustaları ye­ tişmiştir.

Osmanlı Padişahlarının çocukları da musiki ile ilgilenmekten geri kalmamış­ lardır. Özellikle II. Bayezid'in şehzadesi Korkud Çelebi, musikide her sazı çala­

bilecek kadar usta olmakla yetinmemiş, musikiye ait eser yazmış ve Gıda-yı Ruh ya'da Ruhefza denilen bir sazı icat etmiştir.

Osmarılı sultanlarının, musikiye bu kadar önem vermeleri, gerek harem'de, gerek erıderun koğuşlarında musiki fa­ sılları düzenlemeleri etrafta bir teşvik uyandırmış X V .- X V I. yüzyıllarda, bir kısmı sadece bestekâr, bir kısmı da hem bestekâr, hem sazende olmak üzere pek çok usta yetişmiş, bunlar, çok sayıda öğrenci yetiştirmişlerdir.

X V I. yüzyılın ikinci yarısı ile X V II. yüzyılda, Osmanlı Türklerinde musiki, daha bilgili bir ilerleme göstermiş ve üstün bir seviyeye ulaşmıştır. Bu geliş­ me süresi içinde, daha önceki

(3)

yüzyıllar-da kullanılmış olan bazı musiki âletleri kullanılmaz olmuştur. X V II. yüzyıl hü­ kümdarlarından IV. Murad ve IV. Meh- med, musiki ustalarını teşvik eden hü­ kümdarlardandır. Bir batı müziği ens­ trümanı olan keman, ilk defa IV. Meh- med'in sarayında cariyelere öğretilmeye başlanmış ve bunun saltanatı zamanında çok sayıda değerli ustalar yetişmiştir.

X V III. yüzyıl, Osmanlı klâsik musiki­ sinin en parlak çağı olmuştur. Bu yüz­ yılda üstün kabiliyetli musiki ustaları yetişmiş, kendileri de, müzik alanında birer otorite olan Sultan I. Mahmud ve Sultan III. Selim, musiki sanatının koru­ yucusu ve teşvikçisi olmuşlar ve büyük bir hızla ilerlemesini sağlamışlardır.

Musikişinas ve bestekâr olan Sultan

I. Mahmud, sarayındaki cariyelerine mu­ siki dersi verdirmiş ve yirmi beş yıl sü­ ren saltanatı zamanında, Osmanlı Sarayı, musikişinas, hanende ve sazendelerle dolmuştur.

Sultan III. Selim, şahzadeliği zama- nındanberi musiki ile ilgilenmiş, bir hayli kâr, beste ve şarkı bestelemiş, tanbur ve neyde üstad olmuştur. Bundan başka, çok sanatlı olan Suz-i Dilâra ma­ kamını yapmış ve bu makamda pişrev, beste, bir şaheser niteliğindeki mevlevî âyini ile yörük ve saz semaîleri bestele­ miştir. Yine kendi buluşu olan Şevk-i dil, Acem Buselik, Şevk-i tarab makam­ larında ve Pesendîde, Şehnaz, Şevkefza makamlarında çok güzel yapıtlar mey­ dana getirmiştir.

(4)

Mu-sikişinde büyük ustalar yetişmiş ve de­ ğerli eserler vermişlerdir.

X IV .- X V III. yüzyıllarda, Türk Musi­ kisinde kullanılan başlıca musiki alet­ leri aşağıda gösterilmiştir. Bunların bazıları zamanla unutulmuş, bazıları ise

günümüzde de kullanılmaktadır. Nefes sesliler Kendi sesliler: Zil, Çalpara.

Deri sesliler : Kudüm, nakkare, dai­

re (te f), davul, kös.

Tel sesliler : Kanun, nüzhe, ud,

ıklığı (Gıçek, rebab), şeştar, şeşhane, ber- bad, çenk, çartar,

rav-za, çeşte, muğni, lav­ ta, sönder, yonkar, re­ bab, tanbur, çöğür, kemançe, kopuz, bul­ gari veya bağlama, tanbura, yeltem. : Ney ve çeşitleri olan

mizmar, pişe ve mu, nısfiye, zurna, musi- kar (m isk a l), nefir, çifte.

Topkapı Sarayı Müzesi Arşiv Şefi

Nigâr ANAFARTA

Fotoğraflar: Ersin ALO K

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Fakat asıl sürpriz, daha sonra gelen sebzeli kalkan oldu.yeşil salata yaprağıy­ la pişirilmiş olan ve bizim hemen kuzu ka­ pamadan galat, kalkan kapama adını

The Grand Vezir, who as the sultan’s representative enjoyed unlim ited powers beyond the walls o f the palace, was deprived o f a ll authority once he entered this

6) Çarşı dünya yüzünde bir misli daha olma­ yan orijinal bir eser olarak gerek memleketi­ mizde ve gerek âlemi medeniyetteki hükümet­ lerce tanınmış ve

Bu iş Hürriyet gazetesi genel yayın yönetmeni Er- tuğrul Özkök’ün yazdığı gibi “Cem Karaca’nın an­ nesinin Ermeni olması neyi değiştirdi ki, Sabiha G

hükümlerine dayanmış ve böylece bir ilke imza atmıştır. 1968 yılından itibaren Almanya'da ikamet eden ve bu süre içerisinde belli dönemlerde de çalışan İspanyol

Vartholom eos’un göreve res­ men başlam ası nedeniyle dün düzenlenen törene katılm ak için İstanbul ’a gelen Yunanistan Başbakanı Konstantin M itsota­ kis, C

Memleketimizin bu güzide şahsiyetlerine uzun ömürler ve saadetler dilerken, bundan evvel yapılmış olan ayni, ma­ hiyetteki jübilelerde yer al - mış bulunan,

ameleyi henüz bilemezsem de, behemehal Yusuf İzzettin efendiyi tahta geçirecekler. Bunun için ar­ kadaşlarımla inceden inceye müza kere ettim, nihayet sizi tahta