• Sonuç bulunamadı

Lisans düzeyinde moda tasarımı eğitimi alan öğrencilerin tasarım sürecinde etkilendikleri faktörlere ilişkin görüşleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Lisans düzeyinde moda tasarımı eğitimi alan öğrencilerin tasarım sürecinde etkilendikleri faktörlere ilişkin görüşleri"

Copied!
155
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

UYGULAMALI SANATLAR EĞİTİMİ ANABİLİM DALI

MESLEKİ RESİM EĞİTİMİ BİLİM DALI

LİSANS DÜZEYİNDE MODA TASARIMI EĞİTİMİ ALAN

ÖĞRENCİLERİN TASARIM SÜRECİNDE ETKİLENDİKLERİ

FAKTÖRLERE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Ceyda Duygu ÖZDEMİR

ANKARA Haziran, 2013

(2)

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

UYGULAMALI SANATLAR EĞİTİMİ ANABİLİM DALI

MESLEKİ RESİM EĞİTİMİ BİLİM DALI

LİSANS DÜZEYİNDE MODA TASARIMI EĞİTİMİ ALAN

ÖĞRENCİLERİN TASARIM SÜRECİNDE ETKİLENDİKLERİ

FAKTÖRLERE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan

Ceyda Duygu ÖZDEMİR

Danışman: Doç. Dr. Birsen ÇEKEN

ANKARA Haziran, 2013

(3)
(4)

ii

ÖNSÖZ

Moda olgusu geçmişten bugüne pek çok sosyolojik, ekonomik ve sanatsal olaydan etkilenmiş, bu süreçlerden beslenerek kendini geliştirmiştir. Giyinmenin bu estetik gelişimini sanat ile birleştiren moda tasarımcıları, giyinme olgusuna sanatın işlevini yükleyerek giyim modasını yepyeni yaratılarla zenginleştirmişlerdir. Farklı malzemelerle yola çıkan öncü tasarımcılar, belirli temalarda yoğunlaşarak moda ürünlerinin karakteristik tarzını değiştirmişlerdir.

Geçmişte ve günümüzde moda tasarımcılarının farklı yaklaşımları, değişik sanat akımlarından ve çeşitli faktörlerden etkilenerek giyim ürünü geliştirme yöntemleri, hayli ilginç bir süreci oluşturmuş ve giyim dünyasına ışık tutmuştur.

19. yy sonrası kimi öncü sanat akımlarının, günümüz modası ile etkileşim süreçlerinin ve tasarım sürecinde öğrencileri etkileyen faktörlerin araştırılarak doğru analiz edilmesi, geleceğin modasının sanatsal ve estetik izler taşımasına öncülük etmesi, dolayısıyla moda ve giysi tasarımını sıradanlaşmaktan kurtarması anlamında önem taşıdığı düşünülmektedir.

“Lisans Düzeyinde Moda Tasarımı Eğitimi Alan Öğrencilerin Tasarım Sürecinde Etkilendikleri Faktörlere İlişkin Görüşleri” başlıklı bu çalışmada, öğrencilerin etkilendikleri faktörlerin tasarım anlayışındaki yerinin, aynı zamanda bu tasarım süreçlerine katkısı olan 19. yy sonrası sanat akımları ve kimi faktörler ile modanın etkileşiminin ve lisans düzeyinde moda tasarım eğitimi alan öğrencilerin tasarım sürecinde etkilendikleri faktörlere ilişkin görüşlerinin incelenmesi hedeflenmiştir.

Araştırmam boyunca güleryüzü, ilgisi ve desteğiyle bana yol gösteren danışmanım Doç. Dr. Birsen ÇEKEN’e, çalışmanın bilimsel araştırma yönteminde izlenecek adımlar sırasında bana zaman ayıran Prof. Dr. Yücel GELİŞLİ’ye, anketin uygulamasında bizzat ve nezaketle yardımcı olan İzmir Ekonomi Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Moda ve Tekstil Tasarımı Bölüm Başkanı Prof. Elvan ÖZKAVRUK ADANIR’a ve değerli hocam Öğr. Gör. Müjgan EROĞLU aracılığı ile iletişim kurduğum, yine aynı nezaketle yardımlarını esirgemeyen İzmir Dokuz Eylül

(5)

iii

Üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Füsun ÖZPULAT hocama ve zaman ayıran Öğr. Gör. Canan ERDÖNMEZ’e teşekkürlerimi sunarım. Çalışmamın farklı evrelerinde bana moral ve destek veren sınıf arkadaşım Cantürk ÖZ’e, yardımlarını esirgemeyen Işık ÇAKIRLAR’a, her zaman bana inanan ve maddi manevi desteklerini esirgemeyen aileme; özellikle eleştirel yorumlarını her zaman keyifle dinlediğim sevgili babam İbrahim ASLANTEPE’ye, beni daima yüreklendiren sevgili annem H. İncilay ASLANTEPE, kardeşim D. Burcu ASLANTEPE’ye ve çalışmamın sonuçlandığını göremeyen rahmetli babaannem Süheyla ASLANTEPE’ye, ayrıca araştırmamın her evresinde bana gönülden destek olarak yanımda bulunan sevgili eşim Raşit ÖZDEMİR’e tez çalışmama sundukları katkılardan dolayı teşekkür ederim.

CEYDA DUYGU ÖZDEMİR Haziran, 2013

(6)

iv

ÖZET

LİSANS DÜZEYİNDE MODA TASARIMI EĞİTİMİ ALAN

ÖĞRENCİLERİN TASARIM SÜRECİNDE ETKİLENDİKLERİ

FAKTÖRLER

ÖZDEMİR, Ceyda Duygu

Yüksek Lisans, Mesleki Resim- İş Eğitimi Bilim Dalı Tez Danışmanı: Doç. Dr. Birsen ÇEKEN Haziran 2013

Bu çalışmanın amacı; lisans düzeyinde moda tasarımı eğitimi alan, öğrencilerin tasarım sürecinde etkilendikleri faktörlere ilişkin görüşlerini belirlemek, özel ve devlet üniversitelerindeki moda tasarımı eğitimi alan öğrencilerin konu ile ilgili görüşleri ve etkilendikleri faktörler konusunda aralarında fark olup olmadığını incelemektir.

Bu araştırmada tarama yöntemi kullanılmıştır. Yönteme ilişkin veriler, literatür taraması ve Bilgi toplama formu ile elde edilmiştir. Bu araştırmanın çalışma grubunu; İzmir ilinde bulunan Yüksek Öğretim Kurumlarından İzmir Ekonomi Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Moda ve Tekstil Tasarımı Bölümü (30) ve İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümünde (70) 2012-2013 eğitim-öğretim ilkbahar döneminde moda tasarımı eğitimi alan ve görüşmeyi kabul eden toplam 100 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmanın verilerinin toplanmasında araştırmacı tarafından geliştirilen beşli dereceleme ölçekli bilgi toplama formu kullanılmıştır. Verilerin çözümlenmesinde, görüşlerin dağılımını yansıtmak için %, f ve aritmetik ortalamaya bakılmıştır. Üç başlık altındaki görüşlerin üniversiteler arasında anlamlı bir farkın olup olmadığının saptanması için t testinden yararlanılmıştır.

Araştırma verilerine bakıldığında öğrencilerin lisans düzeyinde moda tasarımı eğitimi alan öğrencilerin moda, sanat ve yaratıcılık kavramlarının bilincinde olduğu gözlenmiştir. Öğrencilerin moda tasarımında sanatın önemli bir işlevi olduğu görüşüne sıcak baktıkları, aynı zamanda yaratıcılığın da aynı durumu desteklediğinin farkında oldukları bulgulanmıştır.

İzmir Ekonomi Üniversitesi öğrencileri tasarım öncesi hazırlığa daha çok önem verdikleri, buna karşılık İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Öğrencilerinin ise, sanat

(7)

v

ürünlerindeki sanatsal etkileri gözlemleyebilecek duyarlıkta oldukları gözlenmiştir. Moda tasarımı eğitimi alan öğrencilerin büyük çoğunluğu tasarımlarında kübizm sürrealizm, pop art ve fütürizm gibi 19. yy sonrası sanat akımlarından etkilenmektedirler. Ayrıca özel ve devlet üniversitelerindeki öğrencilerin modayı etkileyen sanatsal faktörlere ilişkin görüşleri arasında yapılan istatistiksel verilere göre İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi öğrencileri lehine bir fark olduğu görülmesine rağmen her iki üniversite öğrencilerinin de tasarımlarında sanat akımlarından etkilendikleri saptanmıştır.

Bu bulgular ışığında lisans düzeyinde moda tasarımı eğitimi alan öğrencilerin, tasarım süreçlerine estetik bir bakış açısıyla yaklaşmalarını sağlayabileceği düşüncesiyle, sanat eğitimine daha çok ağırlık verilmesi önerilmiş ve ileride yapılabilecek bilimsel araştırmalara dair bir takım öneriler de sunulmuştur.

Anahtar Kelimeler: tasarım, sanat akımı, yaratıcılık, moda, moda tasarımı eğitimi, moda ve sanat etkileşimi.

(8)

vi

ABSTRACT

THE FACTORS AFFECTING THE STUDENTS UNDERGOING

FASHION DESIGN EDUCATION ON A GRADUATE LEVEL

ÖZDEMİR, Ceyda Duygu

Masters Degree, Technical Painting – Work Education Branch Thesis Advisor: Doç. Dr. Birsen ÇEKEN June 2013

The purpose of this study is to determine the views of students who are taking fashion design education on a graduate level, regarding the factors that affect them during design process, and to study if there is any difference between the students' views who are enrolled in state and private universities that are taking fashion design education about this subject and the factors that affect them.

In this research, a scanning method was used. The variables related to the method have been compiled with literature scanning and information collection forms. The study group of this research consists of a total of one hundred students who underwent their education in 2012-2013 spring term in fashion design departments (70) of higher education institutions located in Izmir such as Izmir Economy University Fine Arts and Design Faculty, Fashion and Textile Department (30) and Izmir Dokuz Eylül University Fine Arts Faculty, Textile and Fashion Department (70) and who consented to having these interviews. In the collection of these variables, a quinary grading scaled information collection form was used. In the analysis of the variables, to reflect the distribution of views, %, f and arithmetic average was observed. In order to determine if there is any meaningful difference between universities under three headings, t test was used.

When looked at the research variables, undergraduate students undergoing their education in fashion design seem to be aware of the concepts of fashion, art and creativity. It has been discovered that students are leaning towards the view that in fashion design, art has an important function and at the same time that they are aware of the fact that creativity also supports this situation. Outside of all these, the views of

(9)

vii

It has been observed that the students of Izmir Economy University give more importance to pre-design preparations whereas the students of Izmir Dokuz Eylül University are more interested in the subjects of art movements and creativity and that they have the susceptibility to observe the artistic effects of the fashion designers’s design products. The vast majority of students who are undergoing their education in fashion design are affected by avangard art movements such as cubism, surrealism, pop art and futurism in their designs. Moreover, according to the statisctical data which were compiled from the views of private and state university students on the artistic factors that affect fashion, although a difference in favour of İzmir Dokuz Eylül University students is seen, it has been observed in their designs that both universities's students were affected by art movements.

In addition, according to the statistical variables that are collected from private and state university students’ views on the effects of avangard art movements on fashion design, it has been noted that there is a meaningul diffrence in favor of Izmir Dokuz Eylül University students, nevertheless in both universities’ students, it has been observed that they are affected by avangard art movements in their designs. In the lights of these evidences, with the idea to make the undergraduate students of fashion design approach the design process with an esthetic viewpoint, it is proposed that more weight should be given to art education and some suggestions have been also made in relation to the researches that might be carried in the future.

Key Words: design, art movement, creativity, fashion, fashion design education, fashion and art interaction

(10)

viii

JÜRİ ÜYELERİNİN İMZA SAYFASI... i

ÖNSÖZ... ii

ÖZET... iv

ABSTRACT... vi

TABLOLAR LİSTESİ ... xi

ŞEKİLLER LİSTESİ... xii

BÖLÜM I 1.GİRİŞ………... 1 1.1. Problem ... 1 1.2. Amaç ... 3 1.3. Önem... 4 1.4.Varsayımlar ... 5 1.5. Sınırlılıklar ... 5 1.6. Tanımlar ... 6 BÖLÜM II 2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE İLE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR………… 7

2.1. Moda……… 7

2.1.1. Moda Olgusu………...7

2.1.2. Modada Gelişim ve Değişim Süreçleri………..10

2.1.2.1. XX Yüzyıl Öncesi Moda………..11

2.1.2.2. XX Yüzyıl Sonrası Moda……….16

2.2. Modayı Etkileyen Faktörler...………...24

2.2.1. Ekonomik ve Siyasi Değişimlerin Etkisi.……….25

2.2.2. Sosyal Değişimlerin Etkisi…………..………..26

2.2.3. Teknolojik Değişimlerin Etkisi...27

2.2.4. Sanatsal Değişimlerin Etkisi...28

2.3. Moda ve Sanat Etkileşimi………...…....45

(11)

ix

2.3.4. Pop Art ve Moda………..…..75

2.3.5. Günümüzde Sanat ve Moda...………...81

2.4. İlgili Araştırmalar………...90 BÖLÜM III 3. YÖNTEM………....94 3.1. Araştırma Modeli………....94 3.2. Çalışma Grubu………....…94 3.3. Veriler Toplanması………...95 3.4. Verilerin Analizi………...95 BÖLÜM IV 4. BULGULAR VE YORUM………....98

4.1. Lisans Düzeyinde Moda Tasarım Eğitimi Alan Öğrencilerinin Moda, Sanat ve Yaratıcılığa İlişkin Görüşleri………....98

4.2. Lisans Düzeyinde Moda Tasarımı Eğitimi Alan Öğrencilerin Moda, Sanat ve Yaratıcılığa İlişkin Görüşleri Yönünden Fakülteler Arası t testi ………..…103

4.3. Lisans Düzeyinde Moda Tasarımı Eğitimi Alan Öğrencilerin Modayı Etkileyen Faktörlere İlişkin Görüşleri...105

4.4. Lisans Düzeyinde Moda Tasarımı Eğitimi Alan Öğrencilerin Modayı Etkileyen Faktörlere İlişkin İlişkin Görüşleri Yönünden Fakülteler Arası t testi ………….…...108

4.5. Lisans Düzeyinde Moda Tasarımı Eğitimi Alan Öğrencilerin Tasarım Sürecini Etkileyen Faktörlere İlişkin Görüşleri…...…...110

4.6. Lisans Düzeyinde Moda Tasarımı Eğitimi Alan Öğrencilerin Tasarım Sürecini Etkileyen Faktörlere İlişkin Görüşleri Yönünden Fakülteler Arası t testi………..114

4.7. Lisans Düzeyinde Moda Tasarımı Eğitimi Alan Öğrencilerin Tasarımlarında Etkilendikleri Sanatçılar, Moda Tasarımcıları

(12)

x BÖLÜM V 5. SONUÇ VE ÖNERİLER……….…...123 5.1. Sonuç ...………...……….……….…...123 5.2. Öneriler...126 KAYNAKÇA……….……...129 EKLER……….…..136 EK. 1. Bilgi Toplama Formu………..…137 EK. 2. Bilgi Toplama Formu’nun Uygulanması için Üniversitelerden Alınan İzin Belgeleri………...139

(13)

xi

TABLO Sayfa Tablo 1. Ölçek Seçenekleri ile İlgili Puan Aralıkları………...96 Tablo 2. Lisans Düzeyinde Moda Tasarım Eğitimi Alan Öğrencilerin

Moda, Sanat ve Yaratıcılığa İlişkin Görüşlerinin Yüzde ve Frekans Dağılımı….…..99 Tablo 3. Lisans Düzeyinde Moda Tasarımı Eğitimi Alan Öğrencilerin

Moda, Sanat ve Yaratıcılığa İlişkin Görüşleri Yönünden Fakülteler Arası t testi

Sonuçları………..104 Tablo 4. Lisans Düzeyinde Moda Tasarımı Eğitimi Alan Öğrencilerin Modayı

Etkileyen Faktörlere İlişkin Görüşlerinin Yüzde ve Frekans Dağılımı……...…….106 Tablo 5. Lisans Düzeyinde Moda Tasarımı Eğitimi Alan Öğrencilerin Modayı Etkileyen Faktörlere İlişkin Görüşleri Yönünden Fakülteler Arası t testi Sonuçları………...108 Tablo 6. Lisans Düzeyinde Moda Tasarımı Eğitimi Alan Öğrencilerin Tasarım Sürecini Etkileyen Faktörlere İlişkin Görüşlerinin Yüzde ve Frekans Dağılımı…...………...110 Tablo 7. Lisans Düzeyinde Moda Tasarımı Eğitimi Alan Öğrencilerin Tasarım Sürecini Etkileyen Faktörlere İlişkin GörüşleriYönünden Fakülteler Arası Arası t testi

Sonuçları…………...…...115 Tablo 8. “Tasarımlarınızda Etkilendiğiniz Sanatçılar Varsa Hangileridir?”

Sorusuna Verilen Yanıtların Yüzde ve Frekans Değerleri………..118 Tablo 9. “Tasarımlarınızda Etkilendiğiniz Moda Tasarımcılar Varsa Hangileridir” Sorusuna Verilen Yanıtların Yüzde ve Frekans Değerleri………..…119 Tablo 10. “Tasarımlarınızda Etkilendiğiniz Sanat Akımları Varsa Hangileridir?” Sorusuna Verilen Yanıtların Yüzde ve Frekans Değerleri………..………121

(14)

xii

ŞEKİL Sayfa

Şekil 1. Jacques Louis David, Madame Raymond de Verninac……….…14

Şekil 2. Elsa Schiaparelli- Trompeloeil (bow-tie) Süveter, Fransa,1927……...18

Şekil.3 Elsa Schiaparelli, Şapka Tasarımları (Pirzolo Şapka, Ayakkabı Şapka, Mürekkep Hokkası Şapka), 1937………...19

Şekil 4. Christian Dior’un New Look akımı, 1947………...21

Şekil 5. İtalyan Kadın Giyimi, 1950……….…...22

Şekil 6. Claude Monet, İmpression, Soleil Levant, 187………..31

Şekil 7. Edvard Munch, Çığlık, 1893……….….32

Şekil 8. Vincent Van Gogh, Patates Yiyenler, 1885, Van Gogh Müzesi………...33

Şekil 9. George Braque, Oyun Kağıtları ile Natürmort, 1913……….35

Şekil 10. Pablo Picasso, Avignon’lu Kadınlar, 1907………...36

Şekil 11. Marcel Duchamp, Pisuar, 1917………39

Şekil 12. Elsa Schiaparelli- Salvador Dali, Neuilly, 1924………...41

Şekil 13. Andy Warhol, Heins Ketchup, Campbell’s Tomato Juice Box, Kellogg’s Cornflakes Box, Brillo Soap Pads Box, Newyork, 1964……...……...43

Şekil 14. Andy Warhol, Double Elvis,1963,Newyork………...44

Şekil 15. Vladimir Tatlin, Opera Kostüm Tasarımı, 1923………...48

Şekil 16. Giacomo Balla………...……48

Şekil 17. Alexander Rodchenko, İki Parça Giysi, 1922………...49

Şekil 18. Stepanova, Konstrüktivist Giysi Tasarımı, 1923………...50

Şekil 19. Varvara Stepanova, Konstrüktivist Spor Elbise, 1924...51

Şekil 20. Dress design 1, 1923-24, Lyubov Popova……….51

Şekil 21. Yves Saint Laurent 'Mondrian' Elbisesi, Elsa Schiaparelli 'Istakoz’ Elbisesi, Rodarte ‘Yıldızlı Gece’ Elbisesi………...52

Şekil 22. Braque, Saint Laurent……….53

Şekil 23. Pablo Picasso, Dora Maar’ın Portresi, 1937, Picasso Müzesi………54

Şekil 24. Gabrielle Coco Chanel, Günlük Siyah Elbise, Fransa, 1926………….…...55

Şekil 25. Christian Francis Roth, Takım, 1990……….56

(15)

xiii

Natürmort,1913………..58

Şekil 28. Oscar De La Renta, İlkbahar- Yaz, 2012- Pablo Picasso, Rüya, 1932..….58

Şekil 29. Jil Sander, İlkbahar-Yaz, 2012, Pablo Picasso, “Portrait Of Jacqueline”, 1957………..59

Şekil 30. Jil Sander, İlkbahar- Yaz 2012- Pablo Picasso………..59

Şekil 31. Giacomo Balla, Erkek Takımı, 1914……….60

Şekil 32. Giacomo Balla – Erkek Takım Elbisesi, 1923……….……...61

Şekil 33. Sonia Delaunay, 1923-1924, Palto Tasarımı……….……..62

Şekil 34. E. Pucci Pop Art Kumaş...63

Şekil 35. E. Pucci Elbise Tasarımları………...63

Şekil 36. Emilio Pucci Houte Couture Evi, Floransa, 1950……….……..63

Şekil 37. Marilyn Monroe ve Jackie Kennedy, Amerika, 1960………64

Şekil 38. Paco Rabanne, Metal Elbise Tasarımı, 1968………..64

Şekil 39. Hüseyin Çağlayan, İlkbahar- Yaz Defilesi, Paris, 2009……….……65

Şekil 40. Andre Courreges, Mini Etek Koleksiyonu, 1961………...…66

Şekil 41. Mary Quant, Laborauarında Etek Boyu Ölçüsü Alırken, 1965…………..66

Şekil 42. Alexander McQueen, Fütüristik Tasarım, İlkbahar, 2010………..68

Şekil 43. Salvador Dali, Elsa Schiaparelli, 1936………70

Şekil 44. Elsa Schiaparelli, Şapka Tasarımlar, 1937………...…….70

Şekil 45. Gabrielle Coco Chanel………....71

Şekil 46. Zandra Rhodes Collection, 2010………....….……72

Şekil 47. Vivienne Westwood, Spring, 2010………...……….…….73

Şekil 48. John J. Galliano, Sonbahar-Kış 2000–2001……….…...73

Şekil 49. John Galliano, Kadın- Erkek, Kış Modası, 2009……….……74

Şekil 50. Alexander Mc Queen fall 2009………...75

Şekil 51. Yves Saint Laurent, Mondrian Günlük Elbise, Sonbahar, 1965…………..76

Şekil 52. Yves Saint Laurent, Homeage to Pop Art, 1966……….…...77

Şekil 53. Andy Warhol, Brillo Box (1964) ve Fragile (1962) Elbiseleri……….…...78

Şekil 54.Andy Warhol, Campbell’s Elbisesi, 1960………..……..79

Şekil 55. Gianni Versage (1946- 1997), Marilyn Monroe, İlkbahar- Yaz, 1991…...80

Şekil 56.. Roy Linctenstein, Whaam!, 1963, London………..…..80

Şekil 57. Mao Geping, Çin Moda Haftası, Kasım, 2011, Pekin………..…...83

(16)

xiv

Şekil 60. Alexander McQueen, Sonbahar, 2010………..…..84 Şekil 61. Alexander McQueen, Sonbahar, 2010………...….85 Şekil 62. Tsumori Chisato, İlkbahar/ Yaz, 2011, Paris Moda Haftası…………..….86 Şekil 63. Moschino, Spring/ Summer, 2012- Frida Kahlo……….…86 Şekil 64. Donna Karan, İlbahar/ Yaz, 2012- Philippe Dodard……….….87 Şekil 65. Oscar De La Renta, Pablo Picasso, Juan Gris, Georges Braque, Resort Koleksiyonu, 2012……….87 Şekil 65. Ayşe Deniz Yeğin, İlkbahar/ Yaz, 2013, IFW………...88

(17)

BÖLÜM I

GİRİŞ

Bu bölümde, araştırmaya ilişkin problem durumu, amaç, önem, varsayımlar, sınırlılıklar ve tanımlar yer almaktadır.

1.1. Problem

Moda çağlar boyunca insanlıkla gelişen ve değişen bir olgu olarak karşımıza çıkmıştır. Önceleri giyim ve korunma ihtiyacından başlayan bu olgu zaman geçtikçe estetik bir algıya yönelmiştir. Michel de Montaigne, (1575) insanların neden giyindikleri konusuna eğilen ilk yazarlardan birisidir. Makalesinde insanların neden giyinmeye başladıklarını, çıplaklığın insanın orijinal kostümü olup olmadığını, giyinmeye başladıktan sonra doğal korunma yeteneğini kaybettiğini sorgulamıştır (Aktaran: Johnson, 2003).

Modanın etkilendiği faktörler, sosyolojik değişimler, teknolojik gelişmeler, popüler kültür, savaşlar, devrimler olarak sıralanabilir. Sanat hareketlerinin de şiddetle bu olgulardan etkilenerek ortaya çıktığı düşünüldüğünde, moda ve sanatın etkileşim içinde olmaları oldukça doğaldır. Sanatın insanlık tarihinin aynası olma rolünü üstlenişi ile modanın aynı misyonu taşıması bir tesadüf değildir.

Zaman ilerledikçe, moda ve sanat arasındaki etkileşim daha da artmaktadır. Bu etkileşim, toplumun modayı takip eden bölümünü etkisi altına aldığı gibi, moda alanında eğitim alan ve sektörün geleceği olarak görülen öğrencileri de etkilemektedir. Ayrıca öğrencilerin moda tasarımcılarını yakından takip ettikleri düşünüldüğünde, moda ve sanat birlikteliğine bizzat şahit oldukları söylenebilir. Bu anlamda moda tasarımı eğitiminde sanatın önemini vurgulamak gereklidir.

(18)

Sanat ve Moda olguları artık bir arada düşünülmekte, modern dünyanın giyim tercihlerine de şekil vermektedir. 19. yüzyıldan sonra moda, özellikle sanat akımlarından etkilenmiş, moda tasarımcılara yeni ufuklar açmıştır. Modacılar daha yenilikçi ve özgün tasarımlar hazırlarken sanat olgusunun özüne uygun olarak, zaman zaman kural dışı hareket etmiş, her zamankinden farklı, içinde sanat ve dünya ile ilgili derin felsefeler barındıran, izleyicisine duyarlı mesajlar vermeye çalışan, değişik form ve malzemelerin birbiriyle dans halinde olduğu, ilginç tasarımlar yapmaktadırlar. Modanın alışılan tavrını ve gelişim zihniyetini paramparça eden bu eylem önceleri anlaşılması güç bir tavır gibi algılasa da günümüzde moda dünyası ve takipçileri tarafından olumlu karşılanmaya başlamıştır.

Kimi moda tasarımcıları çalışmalarını, öncü sanatçılarla işbirliği içerisinde yürütmüşler, bu işbirliği dolayısıyla da kendilerini bir moda öncüsü, aynı zamanda bir moda sanatçısı olarak tanımlamışlar, tasarımlarını takipçileri ile daha sanatsal gösterilerle paylaşmışlardır. Moda tasarım ürünleri giyim ihtiyacını karşılayan özellikte olmalarının yanı sıra, sanatsal moda ürünleri olarak izleyici karşısına çıkartılmıştır. Ondokuzuncu yüzyıl ve sonrasında avangard sanat hareketlerinin çoğalması ile birlikte, edebiyatta, müzikte ve farklı alanlarda da etkisini artırmakla beraber, moda sahnelerinde de radikal avangard hareketlere şahit olunmuştur. Modaya estetiksel anlamlar katarak zanaat tanımından kurtulmasına ve kimliğinin tamamen değişmesine katkıda bulunmuştur.

“Avangard kendini genellikle karanlık, anlaşılması zor ve mutlak anlamda yenilikçi tekniklerle ifade ederken, popüler kültüre ya da kitle kültürüne şiddetle karşı çıkar. Politika felsefesinde ise, avangard önce ideolojiden sonra da onu gerçek çıkarlarına körleştiren yanlış bilinçten muzdarip kitleye önderlik etme iddiasıyla ortaya çıkan entelektüel eliti tanımlar.” (Cevizci, 2002: 110) “Felsefe Sözlüğü” nde avangard ideolojiyi bu şekilde açıklamıştır.

Bu araştırmada modayı etkileyen ekonomik, siyasi, teknolojik, sosyal ve sanatsal faktörler genel olarak incelenmiş, son yıllarda modaya yön veren ve etkileri hala devam etmekte olan, Kübizm, Gerçeküstücülük, Fütürizm, Konstrüktivizm ve Pop Art sanat akımları en genel hatları ile ele alınmış, bu akımlardan etkilenerek tasarım üreten moda tasarımcılarından bazıları incelenmiştir.

(19)

Bu çalışmanın problemi; lisans düzeyinde moda tasarımı eğitimi alan öğrencilerin tasarım süreçlerinde etkilendikleri faktörleri belirlemek, özel ve devlet üniversitelerindeki moda tasarımı eğitimi alan öğrencilerin konu ile ilgili bu faktörlere ilişkin görüşleri arasında fark olup olmadığını incelemektir.

1.2.Amaç

Bu araştırmanın genel amacı; lisans düzeyinde moda tasarımı eğitimi alan öğrencilerin tasarım süreçlerinde etkilendikleri faktörlere ilişkin görüşlerini incelemek, araştırma sonucunda toplanan verileri sistematik olarak düzenleyerek, konunun daha detaylı bir biçimde incelenmesine katkı sağlamak ve bu konu ile ilgili kişilere kaynak sunmaktır.

Bu amaçla aşağıda yer alan sorulara cevap aranacaktır.

1. Lisans düzeyinde eğitim alan moda tasarımı öğrencilerinin; moda, sanat ve yaratıcılığa ilişkin görüşleri nelerdir?

2. Lisans düzeyinde eğitim alan moda tasarımı öğrencilerinin; moda, sanat ve yaratıcılığa ilişkin görüşleri açısından, fakülteler arası anlamlı bir farklılık var mıdır?

3. Lisans düzeyinde eğitim alan moda tasarımı öğrencilerinin; Modayı etkileyen faktörlere ilişkin görüşleri nelerdir?

4. Lisans düzeyinde eğitim alan moda tasarımı öğrencilerinin; Modayı etkileyen faktörlere ilişkin görüşleri açısından, fakülteler arası anlamlı bir farklılık var mıdır?

5. Lisans düzeyinde eğitim alan moda tasarımı öğrencilerinin; Tasarım sürecini etkileyen faktörlere ilişkin görüşleri nelerdir?

6. Lisans düzeyinde eğitim alan moda tasarımı öğrencilerinin; Tasarım sürecini etkileyen faktörlere ilişkin görüşleri açısından, fakülteler arası anlamlı bir farklılık var mıdır?

(20)

1.3.Önem

Moda alanında sahne almaya başlayan sanat, bütün eski moda tanımlamalarını

yok ederek, sınırları zorlayan ve tamamen yeni siluetleri öne çıkaran bir devrim yaratmıştır. Bugüne kadar insanlığın aşina olduğu giyim tarzının ve konstrüksiyonun genel giysi estetik normlarını değiştirmiştir.

Moda olgusu geçmişten bugüne pek çok sosyolojik, ekonomik ve sanatsal olaydan etkilenmiş, bu süreçlerden beslenerek kendini geliştirmiştir. Giyinmenin bu estetik gelişimini sanat ile birleştiren moda tasarımcıları, giyinme olgusuna sanatın işlevini yükleyerek giyim modasını yepyeni yaratılarla zenginleştirmişlerdir. Farklı malzemelerle yola çıkan öncü tasarımcılar, belirli temalarda yoğunlaşarak moda ürünlerinin karakteristik tarzını değiştirmişlerdir.

Geçmişte ve günümüzde Moda tasarımcılarının öncü yaklaşımları ve değişik sanat akımlarından etkilenerek giyim ürünü geliştirme yöntemleri, hayli ilginç bir süreci oluşturmuş ve giyim dünyasına ışık tutmuştur.

19. yy sonrası sanat akımlarının, günümüz modası ile etkileşim süreçlerinin araştırılarak doğru analiz edilmesi, geleceğin modasının sanatsal ve estetik izler taşımasına öncülük etmesi, dolayısıyla moda ve giysi tasarımını sıradanlaşmaktan kurtarması anlamında önem taşıdığı düşünülmektedir.

Bu araştırmayla, lisans düzeyinde moda tasarımı eğitimi veren kurumlarda eğitim alan öğrencilerin, tasarım süreçlerinde etkilendikleri faktörlerin ortaya konularak, yaratıcılıklarına dair sanatsal anlamda yön vermede rol oynayacağı, aynı zamanda ilgili kişilere bir bilgi kaynağı olması bakımdan önem taşıdığı düşünülmektedir.

(21)

1.4.Varsayımlar

Bu araştırma aşağıda belirtilen varsayımlar doğrultusunda yürütülmüştür.

1. İlgili öğrencilerle yapılan görüşmelerde yöneltilen soruların içtenlikle ve doğru

bir biçimde yanıtlandığı düşünülmüştür.

2. Bilgi toplama formunun kapsam geçerliliği için görüşlerine başvurulan

uzmanlar alanlarında yeterlidir.

3. Araştırma için hazırlanan anketin içeriği ve uygulanan gözlem formu

araştırmanın amacına hizmet edecek niteliktedir.

1.5. Sınırlılıklar

1. Araştırma; konu ile ilgili incelenen yazılı kaynaklar ve literatür taraması ile

sınırlıdır.

2. Araştırma İzmir ilinde yer alan yüksek öğretim kurumlarından İzmir Ekonomi

Üniversitesi ve İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi’nde moda tasarımı eğitimi alan öğrencilerin tasarımlarında etkilendikleri faktörlere ilişkin öğrenci görüşleriyle sınırlıdır.

3. Araştırma verileri araştırmacı tarafından hazırlanmış anket formundan elde

(22)

1.6. Tanımlar

Moda : Belirli bir toplumda uygun görülen ortak zevkler, geçici yaşama, hissetme

biçimleridir. Bir nesnenin ya da bir kullanımın birdenbire yaygınlık kazanmasıdır şeklinde de tanımlanabilir. Moda insanların değişiklik arama ve yeni biçimler ortaya koyma tutkusudur.(Olgaç, 2005:6)

Moda Tasarımcısı : Çizgilerle özgün model geliştirme, kalıp hazırlama, üretim yapma

bilgi ve becerisine sahip, sürekli uygulanabilir fikirler üretebilen, sanatsal bilgi ve beceriye sahip, toplumun isteklerine ve firmanın fiyat politikasına uygun olarak bir sonraki sezonun moda çizgilerini ve gelişimlerini tahmin eden kişidir (Çivitçi, 2004: 90, 94).

Moda Tasarımı: Bir giysinin desenden dikime kadar giysi üretiminde kişi ve toplum

isteklerine, işletmenin fiyat politikasına uygun; bir sonraki sezonda moda olacak çizgileri taşıyan ürünü tüketici beğenisine sunmaktır (Olgaç, 2005: 66).

Sanat Akımı :Sanatta yenilikler ortaya koyan, farklılık gösteren harekete "sanat akımı" denir. Sanat akımları, yepyeni bir düşünce ortaya atarak toplumların günlük yaşamında, özellikle de kültürel yaşamında önemli değişiklikler meydana getirmiştir. Sanat akımlarının çoğu, varlıklarını kendinden önceki akımın varlığına borçludur.

Tasarım: Daha önce algılanmış olan bir nesne veya olayın bilinçte sonradan ortaya çıkan kopyasıdır (TDK, 2013)

(23)

BÖLÜM II

KAVRASAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

Bu bölümde moda olgusu, gelişim ve değişim süreçleri, etkilendiği faktörler ve sanat akımları ile moda ve sanatların etkileşiminden bahsedilmiştir.

2.1. Moda

Örtünme ve korunma gibi maddi fonksiyonların yanı sıra giyim ve moda eşyaları kullanım değerinin üstünde bir değişim değeri göstergesi haline gelmiştir. Modernitenin diğer nitelikleriyle de beslenen meta estetiği aslında modanın ta kendisidir. Moda planlanmış eskimenin görüntüsü olmaktadır. Moda olan nesne ya da kullanım yayılmasına paralel bir hızla paralel bir hızla geri çekilmektedir. Ürünün kullanımının yaygınlaşması moda olma özelliğini yitirmesi demektir. Bu nedenle devingen modanın ölçütü nesne hiçbir açıdan eskimemişken, kullanım değeri kaybolmadan hızla yenilenme ihtiyacının doğmasıdır. Bu noktada moda servetin gösteriş amacıyla sergilenmesinin ve tüketilmesinin aracı haline gelmektedir.

2.1.1. Moda Olgusu

İnsanın temel gereksinimlerinden biri olan giyim kuşam, her dönemde farklılık göstermiş ve bugün gelinen nokta şaşkınlık verici aynı zamanda da etkileyici olmuştur. “Modanın bir toplumsal olgu olarak yaşadığımız dünyaya damgasını vuruşunda yalnızca ekonomik ve siyasal dönüşümlerin payını dikkate almak eksik bir değerlendirme olmaktadır. Psikolojik etmenlerin, insanoğlunun belki de doğaya öykünmesinden kaynaklanan süslenme dürtüsünün yanı sıra iletişimin ve yer değiştirebilme olanaklarının artmasının da modanın çığır açmasında etkili olduğu yadsınamaz bir gerçektir” (Batur,1987: 84–85).

(24)

Moda (mode) Latince, oluşmayan sınır anlamındaki “modus” dan gelmektedir. Ortaçağ Fransa’sında La Mode olarak kullanılmıştır. Moda insanları çağlar boyu etkisi altına almış toplumsal bir olgudur. Toplumdaki süslenme ve değişiklik ihtiyacından doğan ve geçici bir yenilik olarak tanımlanabilen moda; belirli zamanda yaygınlaşan ve her kesimi değişik biçimlerde etkileyen güçlü bir yapıya sahiptir (Partridge, 1960). İlkçağlarda tabiat olaylarından korunma ihtiyacından doğmuş, sonraları ise toplumlara göre değişerek gelişmiş bir olgudur (Karaman, 1976, s.7).

Moda Kavramı kişilerin sahip oldukları felsefeye göre farklı yorumlar kazanır. Modanın geçerlilik süresi kısadır. Çoğu kez ne denli hızlı biçimde yaygınlık kazandıysa, ömrü de o denli kısa olacaktır (Zengingönül, 2004, s.7). İlkçağlarda tabiat olaylarından korunma ihtiyacından doğmuş, sonraları ise toplumlara göre değişerek gelişmiş bir olgudur (Karaman, 1976, s.7). “Bir moda, herhangi bir zamanda görülebilir olan ve zamanla bir sosyal sistem ya da bireylerin bir araya geldiği gruplarda değişen, özel maddi yada maddi olmayan bir fenomende, kültürel olarak desteklenmiş bir anlatım biçimidir.” (King ve Ring, 1980).

Moda, kimi nesnelerin nedensiz ve kısa süreli, birdenbire yaygınlık kazanmasıyla oluşanı kesintisiz ve yavaş bir dizidir. İşte ancak bu aşamada modadan söz etmek yerinde olur. Çünkü bu noktada alt değişiklik olsun diye değişiklik gereksinmesini karşılayan bir kullanımın, aralıksız bir biçimde yenilenmesi söz konusudur. Dar anlamda moda olgusu şu an için tek bir hedef üzerine kurudur ki o da tartışmasız giyimdir (Zengingönül, 2004, s.7).

Georg Simmel, 1914 de Kültür Felsefesi kitabında, moda felsefesi başlığı altında modayı insan ve toplum açısından incelemiştir. Simmel modanın modern toplumda metropol hayatına uyum gösterebilmek için değişmeye ve taklide duyulan arzu olarak nitelendirmiştir (Frisby, 2005). F.T. Vischer, 1879 yılında modayı belirli bir süre için geçerli olan kültürel formları karakterize eden bir terim olarak tanımlamıştır. Bu tanım pek çok yazar tarafından benimsenmiştir (Johnson, 2003). P. Nystrom, 1928’da moda ekonomisi adlı kitabında modanın sorunları, modanın nedeni, moda çemberi, moda kalıpları ve modanın eğilim ve yönlerini baslıklar altında incelemiştir (Johnson, 2003).

(25)

Enis Batur, modayı toplumsal bir olgu olarak ele almış ve modada çığır açan olgular üzerinde durmuştur (Batur, 1987). Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Tekstil Anasanat Dalı öğrencilerinden Sevda Demir Parlak’ın 2006 yılında “Giyim Modasında Gerçeküstücü Yaklaşımlar” isimli yüksek lisans tezinde kullanmış olduğu kaynaklardan (Lehnert, 2000), (Vassilliev, 2004) Moda Tarihi Gelişim süreçlerinin sanat akımları ile etkileşimine değinen ve (Dereboy, 2004) ise yine Moda Tarihi Gelişim süreçlerini genel anlamıyla ele alan kaynaklar arasındadır.

James Laver, 1899-1975 yılları arasında yasayan yazar Victoryen Albert müzesinden emekli olan bir giyim otoritesidir. Moda tarihi konusunda kitapları vardır. En önemli kitabı Taste and Fashion 1937 de yayınlanmıştır. James Laver, stil ve zevk arasındaki ilişkiyi stilin içinde bulunduğu süre olarak belirlemiştir. Stilin zevkli olup olmaması güncel devresinde ulaştığı yere bağlıdır. Laver’e göre stil zamanından 10 yıl öncesine ait ise çirkin, kaba, 5 yıl öncesine ait ise utanmaz, 1 yıl öncesine ait ise acayip demode, o güne ait ise sık, 1 yıl sonrasına ait ise garip, acayip, 10 yıl sonrasına ait ise çok kötü, 20 yıl sonrasına ait ise tuhaf olarak kabul edilir (Carter, 2003).

Türk Dil Kurumu’nun Büyük Türkçe Sözlüğü’nde moda kelimesinin sözlük anlamı şu şekilde tanımlanmıştır; “Belirli bir süre etkin olan toplumsal beğeni, bir şeye karşı gösterilen aşırı düşkünlük” (http://tdkterim.gov.tr/bts/). Yani moda geçici bir süre içinde, toplumun belirli kısmını etkisi altına alabilmekte ve sürekli bir değişim içindedir.

“Moda insan ruhunda temellenen bir davranış biçimidir. Şöyle ki aynı türden hareketlerin tekrarıyla insanda aynı hareketleri yapma eğilimi doğar. Bu da alışkanlık dediğimiz davranışın meydana gelmesine neden olur. Bütün canlılarda bulunan bu davranış, onların dünyaya ve çevreye uyumunu sağlar. İnsanda ise alışkanlık bunun dışında ona tüm kültür ve uygarlık dünyalarını açar (Tunalı, 2002: 93).

Belirli bir toplumda uygun görülen ortak zevkler, geçici yaşama, hissetme biçimleridir. Bir nesnenin yada bir kullanımın birdenbire yaygınlık kazanmasıdır şeklinde de tanımlanabilir. Moda insanların değişiklik arama ve yeni biçimler ortaya koyma tutkusudur (Olgaç,2005:6). Toplumsal açıdan moda, bir toplumun evriminin yansımasıdır. Bir toplum dönüşüme uğradığında, moda da dönüşüme uğrar. Bir toplum

(26)

ne denli hızla değişirse, moda da o denli hızla değişir. Moda, geniş bir kitlede önerilen yeni biçimlere kendini uydurma davranışı doğuran, belirli bir toplumsal etkinlik alanındaki davranışların kanıların ya da kullanımların değişim sürecidir. Moda, görünüşe ilişkin tüm etkinliklerde (eğlence, giyime ilişkin adetler, dil, gösteri) özellikle belirgindir ve özellikle kısa süreli çevrimlere sahiptir.” (Hakko, Cem, Moda Olgusu). Moda kısaca farklılaşmanın ve değişimin cazibesini, benzerlik ile uyumunu, cazibesiyle birleştiren toplumsal bir formdur.” (Frisby- Simmel, 2003: 41).

Modanın hayatımızdaki yerini algılayabilmemiz için öncelikle evrelerini incelememiz gerekir. Sosyolojik açıdan insanlık tarihi ile de ilgili pek çok mesaj veren moda olgusu, içinde kimi zaman sanatı, kimi zaman vurdumduymazlığı, kimi zaman ihtiyaçları, kimi zaman estetiği, kimi zamansa ekonomik şartların zorunluluklarını barındırır.

2.1.2. Modada Gelişim ve Değişim Süreçleri

Moda kavramının sanayi sonrası çağda etkilerini gösteriyor gibi görünüyorsa da gerçekte çok eski tarihlere uzandığı düşünülmektedir. İnsanlık tarihine tanıklık eden belge ve kalıntılar incelendiğinde, yaşamın aslında moda ile iç içe olduğu kolaylıkla görülecektir.

Tarihsel süreçte modaya giyim açısından bakıldığında çeşitli kaynaklar, giyimin bir gereksinmeye bağlı olmaktan çıkıp, moda denilecek şeye bağlı olarak değişmeye başlamasının XIV. Yüzyılda ortaya çıktığını öne sürmektedir (Zengingönül, 2004: 8).

Bazı moda ansiklopedileri, moda tarihini dört kronolojik bölüme ayırmaktadır; 1800–1849 aristokrasinin bitiş süreci, 1850–1919 1. burjuvazi devri, 1920–1959 modacıların diktatörlük devri, 1960'tan 2000'li yıllara kadar sokak insanının kendi modasını yaratma devridir” (Akimoğlu, 2004).

Modanın uygulanmasında ya da insanların giyimle ilgili davranışlarını etkileyen faktörler arasında kimlik, kişilik, rol, statü, cinsiyet ve cinsellik en etkili faktörler olarak karşımıza çıkmaktadır. Yeme, içme şeklinden, eğlenme, yas tutma, evlenme şekillerine

(27)

kadar yaşamımızdaki bir çok duyguyu giyimle ilgili davranışları ve modaya uyma çabalarında içinde yaşadıkları toplumun kültürel değerleri etkili olmakta ve bazen kültürünüzün verdiği ölçülerde uygulanan moda değişime uğramaktadır. (Pektaş, 2006 :49)

Yaratılmak istenen görüntü, ürünlerin kendilerini kendiliklerinden değiştiren şeyler olduklarıdır. Estetik yenilenmede, yani modada planlı eskitme esastır (Haug, 2008: 59-63). Moda sürecinin doğası gereği, bir şekilde mantıklı hâle getirilen bir moda, modacılar, moda hakemleri gibi bilirkişilerden daha geniş gruplara yayılır. Daha sonra modadaki yenilenmeler güzele dair mevcut fikir birliğini allak bullak eder ve eğer yeni fikir benimsenirse “güzel”in tanımı da değişime uğrar (Craik, 2009: 174).

Kısaca özetlemek gerekir ise modanın başlaması, yaygınlaşması ve değişim döngüsünü hızlandırması çeşitli etkenlere ve koşullara bağlı olmuştur. Bunlar; aydınlanma, modernleşme, demokratikleşme, zaman anlayışındaki değişme, endüstrileşme, göç, şehirleşme, kadının toplumsal statüsündeki değişme, yükselen değer gençlik ideali, teknolojik kazanımlar, tasarımcılar, medya, meta estetiği, tüketim kültürü (Pektaş, 2010: 2) olarak sıralanabilir.

Çalışmanın alt bölümlerinde moda kavramı, 20 yüzyıl öncesi ve sonrası olmak üzere iki ayrı başlıkta incelenecektir. Bunun nedeni moda kavramının uzak ve yakın dönemdeki gelişim süreçlerinin farklılıklarının ayırt edilebilmesini sağlamaktır.

2.1.2.1. XX Yüzyıl Öncesi Moda

İlk çağlarda çıplak olarak dolaşan daha sonra avlandıkları hayvanların deri ve postlarını doğal halleriyle vücutlarına saran insanlar, zaman içerisinde deriyi terbiye ederek ve daha farklı biçimlerde, vücutlarına sararak giymişlerdir. Önceleri korunmak ve örtünmek amacıyla giyinen ilk çağların insanları, ilerleyen yıllarda süslenmeyi de amaç edinmiştir.

Birinci yüzyıldan V. Yüzyıla kadar olan dönemde giysilerde kumaşlar vücuda sarılmış, bir omuz ya da göğsün yarısı açık bırakılmıştır. V. ve X. yüzyıllar arasında giysilerin bollaşıp genişlediği ve çok zengin görüntülerin verildiği görülmüştür.

(28)

XI. ve XIII. yüzyıllar arasında kumaşların kendi haline bırakılarak vücuda sarılan türde oluşturulan giyimler yerini X. yüzyıl sonlarında başlanan, biçilerek giyim yapımına bırakılmıştır. XIV. yüzyılda da kadın giysilerinde kullanılan Crinoline, çember etek Pannier adı ile en basit biçimde etek kabartma amacıyla başlamış, önceleri at kılı sonraları balina kemiği ile sertleştirilerek kullanılmıştır. XIV. yüzyılda başlayan “ saray modası” etkisini 19. yüzyıla kadar sürdürmüştür (Zengingönül, 2004: 17).

XV. yüzyılda kadın giysilerinde rastlanan en belirgin özellik, yakaların bele kadar açık olmasıdır. Erkeklerde tunik ve yeleklerin boyu kısa yapılmıştır. XVI. yüzyılda tüm Avrupa giyiminde İspanyol etkisi yaşanmıştır. Kare ve Ruf yakalar ve Korseler kullanılmaya başlanmıştır. Erkek giysilerin özelliği ise balon pantolonlar olmuştur. Özünde örtünme ve korunma amacı başlayan giyinme, gelişen dönemlere yaşamı kolaylaştırıp şekillendirirken, insanların varlıklarını otoritelerini soyluluklarını belirten bir sembol, bir güç olarak etki alanını yaygınlaştırarak sürdürmüştür. (Zengingönül, 2004: 18)

XVII. yüzyılda yaşanan Barok dönemi, sanatın tüm dallarını giyim de dahil olmak üzere etkilemiştir. O dönemde son derece ilginç modeller ortaya çıkmıştır. Dönemin başlarında Fransız modası İspanyol modasının etkisinde kurtulmaya çalışmıştır. Bu yüzyılın başlarında giyimde geometrik bir katılık hakimdir (Zengingönül, 2004: 18).

18. yüzyıl, giyim ve moda tarihi açısından arkasında oldukça parlak ve zengin bir dönem bırakmıştır. Bu yüzyılın sonlarına doğru Fransız ihtilalinin baş göstermesi, tüm geçmişi yıkmayı başarmış, giyimde, süslemede, kumaşlarda olduğu gibi, sanatın tüm alanlarında da sadelik baş göstermiştir (Zengingönül, 2004: 19).

Fransız ihtilalinden sonra, devrim karşıtı modanın rengi, tutulan yası simgeleyen üzeri kırmızı desenli siyahtı. Fransa’daki terör yılları kıyafetlere ciddi bir sadelik getirirken, farklı sosyal gruplara dahil insanların giyim tarzlarını da birbirine yaklaştırmıştır. Daha çok İngiliz üslubunun etkisinde olan erkek giyiminde önceki yüzyıllara göre sadelik hakimdi (Vassilliev, 2004: 30).

(29)

Erkek kravatı bağlamanın pek çok şeklini keşfederek moda tarihine geçen, son derece sık bir memur olan George Brummel, ünlü Dandy yani züppe hareketini İngiltere’de başlatmıştı.

Araştırmacılara göre, moda 1789 yılında yaşanılan Fransız İhtilali’ne kadar içe kapalı olarak devam etmiştir. Yani asil sınıfla halk sınıfının kıyafetleri hiçbir zaman benzerlik göstermemiştir. Göstermediği gibi de Ortaçağ’dan sanayi devrimine kadar geçen sürede halk yaşadıkları toprakların bulunduğu bölgedeki iklim şartlarına göre giyinmişler, üst kesimden aristokrat kişiler ise toplum önüne çıktıklarında zenginliklerini ve halktan farklı olduklarını göstermeye çalışan pahalı kumaşlardan yapılmış giysiler giymişlerdir. 17.yy da bireylerin giyimlerinde, kumaşın gösterişi, ayrıntıların kusursuzluğu ve son modanın genel çizgileri tamamen ailenin sınıfını yansıtmaktaydı (Daşçı, 2008, s.113).

Rokoko döneminin bu süslü, renkli, neşeli görüntüsü, ünlü ressamlarca ölümsüzleştirilmiş, bu dönemde moda olan “Rob Manto” da ünlenerek saray ressamlarına konu olmuştur (Zengingönül, 2004: 20).

1800’lü yılların başları, Napolyon’un imparatorluk dönemine (1804-1814) rastlar. Avrupa’da Napolyon’un kendisini imparator ilan etmesi, 19. yüzyıla ayak basarken beraberinde, yeni düşüncelere, yeni fikirlere neden olmuştur. Giyimde sadeleşme, denge ve oran dikkat çekmeye başlamıştır. Napolyon Bonaparte, imparatorluğunu ilan ettiği zaman, giyimde başlayan modaya “ampir” adı verildi. Ampir; bel çizgisinin yukarıda olmasıyla belirlenen moda akımıdır. Bel çizgisinin yukarıda olmasıyla belirlenen bu moda; Fransız ressamı Jagues Louis David’in zarif yorumlarıyla, tablolarda ölümsüzleştirilmiştir (Zengingönül, 2004: 20). (Şekil. 1)

(30)

Şekil 1. Jacques Louis David, Madame Raymond de Verninac

1830- 1850 yılları arasında moda olan çember etek, etkisini 20 yıl kadar sürdürmüştür. Bu da gelişmelerin ağır yaşandığı dönemlerde moda akımlarının da ağırlaştığına bir örnektir. 19. yüzyılın sonlarına doğru başlayan sanayideki gelişmeler “Endüstri Devrimi’ni başlatmış ve moda akımlarındaki değişimler hız kazanmıştır.

19. yüzyılın ortalarına doğru kadın siluetinde etekler olağanüstü bir genişliğe ulaşmıştı. Kollarda genişleyerek balon seklini aldı. Korseler belleri doğal yerinde gösterecek şekilde takılırken, erkekler de giydikleri dar ceketlerin içinde inceliği vurgulamak için korse kullanmaya başlamıştı (Pektaş, 2006: 121).

19.yüzyılın sonlarına doğru çok da kullanışlı olmayan kalça yastıkları yok oldu ve hareketinde etkisiyle pastel bir renk yelpazesine sahip çiçekli, yumuşak hatlı etekler aranılan giysiler almaya baladı (Vassilliev, 2004: 34).

Son derece uzun bir hükümdarlık dönemi yaşayan büyük Britanya Kraliçesi Victoria (1837-1901) Balmoral Stil denilen bir moda yarattı. Kraliçe 1840’dan sonra krinolin olarak anılmaya başlayan büyük jüponları çok seviyordu. (Vassiliev, 2004:

(31)

31-32). Victoria döneminin endüstriyel düzenine karşı gelişen moda devrimi, sonunda kadın ortak cinsiyet giyimine de esin kaynağı oluşturmuştur.

1857’de İngiliz asıllı Charles Frederich Worth Paris’e gelerek Worth Moda Evini kurdu. 1850-1870 yılları arasında III. Napolyon’un eşi İmparatoriçe Eugenie’nin şatafatlı sarayı tarafından Worth’ün tasarımları hayranlıkla karşılamıyordu. (Vassiliev, 2004: 31-32). İlk moda tasarımcısı, modern moda sistemindeki en büyük yenilik olan

haute couture’ün babası Charles Frederic Worth [1826-1895] olarak kabul edilmektedir

(Troy, 2003; Cawthorne, 1998).

The Vienna Workshops 1903’te kuruldu. Viyana Atelyesinin amacı insan hayatının diger alanları için şık tasarımlar üretmekti. Yeni mimariye uygun mobilya, duvar kagıdı, porselen ve gündelik hayatta kullanılan diger eşyalar. 1911’de açılan moda departmanıyla, hızla değişen hayat tarzına uyuma katkıda bulunacak artistik giysiler tasarlanmaya başladı. Viyana Atelyesi 1932’de dağıldı fakat yarattığı estetik değerler uzun süre etkisini sürdürmüştür (Lehnert, 2000: 14).

Worth, giysi biçimlerinden, üretilen giysilerin tanıtımlarına döneminin moda dünyasına birçok yenilik getirmiştir. Biçimsel olarak sunduğu bir yenilik daha önce belde olan bel çizgisini, kalçaya taşımaktır. Bunun yanında üst beden ve eteği bir dikiş çizgisi ile birbirinden ayırmayan elbiseler tasarlamıştır (Cawthorne, 1998).

Worth’un 1985’teki ölümünden sonra şirketin başına oğulları geçmiştir. Ancak C. F. Worth’un moda dünyasındaki ünü, onun şirketinde çalışmış ve gündelik kıyafetler tasarlamış bir tasarımcıya, Paul Poiret [1879-1944]’ye geçmiştir. Paul Poiret, gerek giyim alışkanlıklarına getirdiği yeniliklerle, gerek döneminin sanat dünyasına yakınlığı ile gerekse de tasarladığı kıyafetleri tanıtmada kullandığı ve sonradan bütün moda tasarımcılarının izleyeceği yolu belirlediği yöntemleriyle günümüzde dahi ilham kaynağı olmaya devam etmektedir (Özüdoğru, 2012: 24)

Parisli tasarımcı Paul Poiret oryantal modanın yeniden canlanmasında öncü oldu. Kadınları dar korselerden kurtararak onları geniş şalvarlar, zengin tunikler ve o dönemde çok moda olan türbanlar giydirerek, haremlere göndermeler yaptı (Vasilliev, 2004, Rouse 1989).

(32)

Poiret’nin moda dünyasına getirdiği bir diğer yenilik, moda çizerleri ile anlaşarak kıyafetlerinin, çağın fovizm, kübizm gibi akımlarının etkilerini taşıyan katolaglar hazırlatmasıdır. (Özüdoğru, 2012, s: 25)

1900’lerin başından Birinci Dünya Savaşı’na kadar olan dönem Paul Poiret’nin moda krallığı dönemi olarak adlandırılacaksa, Coco Chanel [1883-1971]’in, Poiret’nin tacını elinden alan kraliçe olduğu söylenebilir. Chanel, kendi döneminde değişen alışkanlıkları ve savaşın getirdiği kısıtlamaları çok iyi çözümlemiş, tasarımlarını bu kısıtlamaları göz önünde bulundurarak değişen kadının ihtiyaçlarına göre şekillendirmiştir (Özüdoğru, 2012: 26)

Chanel, Birinci Dünya Savaşı’nın yarattığı değişimi tam zamanında görmüş, çağının ruhunu yakalamayı başarabilmiş, bu ruhu tasarımlarına yansıtmıştır. Kadınlara kendi bağımsızlıklarını, hür iradelerini kullanabildikleri bir dünyada onlar için işlevselliğin yanında zarifliği de sağlayan kıyafetler, tarzlar, alışkanlıklar daha doğrusu yeni bir yaşam biçimi sunmuştur. Tasarımlarının öznesi olarak kendini ortaya koymuştur. Worth ve Poiret döneminin kadınlarına bir fantezi önerirken, Chanel bu fanteziyi önce kendi üstünde denemiş, kıyafetlerinin ilk modeli kendi olmuş, müşterilerine kendi yaşamını sunarak onları etkilemiştir (Özüdoğru, 2012: 28)

2.1.2.2. XX. Yüzyıl Sonrası Moda

19.yy. sonları ve 20 yy. başlarında moda sistemi giyen kadının sahip olduğu ya da olmak istediği toplumsal konumu ifade eden giyim tarzlarını üretmiştir. Sınıf modası tasarımcıların uzlaşma düzeyinin yüksek olduğu merkezi bir moda yaratım ve üretim sürecini zorunlu kılmıştır. Sınıf modasının yerini alan tüketici modasında biçemsel çeşitlilik çok daha fazla, belirli bir dönemde moda olan üzerinde uzlaşım ise çok daha azdır. Tüketici modası toplumsal seçkinlerin beğenilerine yönelmek yerine, toplumun tüm katmanlarındaki toplumsal grupların beğenilerini ve ilgilerini içine alır (Pektaş, 2010: 8).

19. yüzyılda, “Moda- Sanat İlişkisi gelişerek Goya- Dürer vb. ressamlara, önceleri giysi ve kadın konu olmuş, sonraları ise, bu ressamların portreleri, tüm stilistler tarafından ilham kaynağı olarak kullanılmıştır (Zengingönül, 2004: 22).

(33)

1914 öncesi Fransız modası, tarihçilerin ve tasarımcıların etkisi altında gelişti. Malzemenin ve süslemenin güzelliğine ve ayrıntılara çok fazla dikkat ediliyordu. Çizgi sezondan sezona çok yavaş değişiyordu. Giysiye yenilik katmak için yeni malzemeler yeni danteller ve nakışlı süslemeler kullanılıyor, tasarımcılar her kadın için ayrı bir giysi yaratıyorlardı. Zaman içinde moda yaratıcılarının ismi silikleşip tarihe karışmaya başlasa da giysiler 20. yüzyılın başlarına kadar kadınların sadık bir süs eşyası olarak kaldılar (Öndoğan, 1995: 481).

I. Dünya savaşının 1918 yılında sona ermesi, beraberinde ekonomik krizi de getirmiştir. 1920 yılları başlarında bırakın modaya göre giyinmeyi, korunmak için bile giyinmek sorun haline gelmiştir. Savaşın sonucu, sosyal hayatta etkili olduğu gibi, modayı da çok etkilemiştir. Bir etkileşim alanı olan moda her şeyden etkilenmiş, herhangi bir alanda ilham ve enerji kaynağı olan her şey yakalanıp moda haline getirilmiştir (Zengingönül, 2004: 23).

Kadınsı zarafetten eser kalmamış erkek takım elbiselerine benzer gömlek, yelek, ceket ve düz şekilsiz etekler giyiliyordu. Savaş kadınların yürüyüşünü de değiştirmiş, salınarak yürümek yerine uzun adımlarla yürümeye başlamışlardı (Pektaş, 2010, s.124).

I. Dünya Savası sonrasında hayat artık hiç eskiden olduğu gibi değildi. Ekonomik, sosyal ve psikolojik yönlerden çok şey değişmişti. 1918’den sonra moda evleri yeniden kapılarını açtı. Savaş nedeniyle kaybettikleri eşlerinin yerini alarak, fabrikalarda, devlet dairelerinde, hastanelerde ve hayır işlerinde çalışmaya başlayan orta ve yüksek sınıfa üye bir çok kadın, ticaret ve endüstrinin gelişimine bağlı olarak zevklerinin çoğundan fedakarlık etmek zorunda kaldılar. Tüm bu nedenler kadınların, giyimlerinde daha da önemlisi varlıklarında köklü değişimlere yol açtı. Ülke içi üretimin düşmesi ve gündemde olan kısıtlamalar da bu değişimlere katkıda bulundu. Sonuçta ara verilen toplumsal yaşam ve ölümlerden duyulan yas, kadınların kendi kişisel zarafetleri ile ilgilenmelerini önledi (Öndoğan, 1995: 481).

1920’lerde Paris yeniden benzeri görülmemiş bir moda geçidine sahne olmaya başladı. Bu dönemde canlı mankenlerle yapılan defileler artık yeni modanın tanıtımı için yapılması gereken bir uygulama halinde iyice yerleşmişti.

(34)

Bu dönemi etkileyen bir çok modacı olmuştur. Bunlar Gabrielle Coco Chanel, Elsa Schiaparelli, Lanvin, Jean Patou, Erte, Christobal Balenciaga, Paul Poiret gibi modacılar olmuştur (Zengingönül, 2004: 24).

1920’lerde Paris yeniden benzeri görülmemis bir moda geçidine sahne olmaya başladı. Lanvin, Patou, Caret, Seurs, Worth gibi elit moda evleri Charleston, Champagne, Montparnasse dönemlerinin düşük belli, boncuklu ve pullu elbiselerinin kısaltılmış versiyonları olan zengin ve gösterişli tasarımlarıyla müşterilerinin başını döndürüyordu (Pektaş, 2010: 125).

1920'li yıllarda modayı temsil eden yer Amerika olmasa da, modayı ve sosyal

hayatı en fazla etkileyen yer Amerika olmuştur. Amerika, savaş sonunda önceki durumundan daha zengin çıktığı için, evlerden arabalara, müzikten spora, saçlardan makyaja, mobilyaya kadar kısaca tüm sosyal hayatta etkili olmuştur. Bu dönemde moda mecmuaları, sayfalarında, Amerikan sosyal yaşantısına oldukça fazla yer vermiştir (Zengingönül, 2000: 23).

1930’ların en önemli uluslararası sanat hareketlerinden biri de sürrealizmdi. Sanatta ve edebiyata etkili olan sürrealizm modayı da etkilemişti. Sürrealizmden en çok etkilenen tasarımcı Elsa Schiaparelli’dir. Onun ticari olarak ilk başarılı tasarımı “Trompeloeil” (bow-tie) süveteriydi. Beyaz ve siyah bir yünden, boyunda kelebek fiyongu olan giysidir (Zengingönül, 2004: 30). (Şekil 2)

Şekil 2. Elsa Schiaparelli- Trompeloeil (bow-tie) Süveter, Fransa,1927 http://collections.vam.ac.uk/item/O15655/cravat-jumper-elsa-schiaparelli/

(35)

Sürrealist bir modanın yer değiştirme açısından klasik ilk denemesi; modacı Schiaparelli ve sürrealist ressam Salvador Dali’nin ortak yapımı olan ayakkabı şeklindeki şapkadır. Daha sonra dondurma külahı ve pirzola biçiminde şapka yapmışlardır. Bu şapka üzerinde pirzola motifleri olan kıyafetlerle güzel bir uyum sağlamıştır. (Şekil 3)

Şekil 3.Elsa Schiaparelli, Şapka Tasarımları (Pirzolo Şapka, Ayakkabı Şapka, Mürekkep Hokkası Şapka), 1937

1935’te sanatın da modaya etkisi görülmüştür. Mısır sanatı, dekoratif sanatlar, kübizm ve sürrealizm modayı etkilemiştir. 40’lı yıllarda II. Dünya savaşı her alanı etkilediği gibi modayı da büyük ölçüde etkilemiş ve o yılların modasının oluşmasında belirleyici olmuştur. Bu yıllarda kadın modasında yumuşak omuzlar, doğal ve ince bel hattı göze çarpmış, etekler dizin hemen altında belirlenmiştir (Zengingönül, 2004: 32-35).

İkinci Dünya Savaşının yaşandığı 1940-1945 yılları arası, tüm dünyada insanlar daha ekonomik olmaya zorlandığı için moda duraksama dönemine girmiş ve moda alanında yepyeni bir süreç başlamıştır (Onur, 2004: 54). Yani savaş yılları modayı tamamen negatif anlamda etkilemiştir.

1940’lar diğer hiçbir on yılın olmadığı şekilde ikiye bölünmüştü. 1945 yılına kadar her yerde savaş vardı. Silah ve cephane hariç her şeyin kıt olduğu bir dönemdi. İnsanlar elektrikten, hava gazından, yiyecekten, giyecekten her türlü refahtan yoksun, karanlıkta yaşadılar (Pektaş, 2010: 128). .

(36)

1930-1946 yılları arasında dünyanın çeşitli ülkelerinde baş gösteren savaş hali, modanın bir bunalım dönemine girmesine neden oldu. Hindistan’da kargaşa, Güney Afrika’da sömürü, Güney Amerika’da devrimler, Japon İmparatorluğu, Mançurya ve Çin’e karsı askeri müdahaleleri şişiriyordu. İç savaşların en şiddetlisi İspanya’da oldu. 1929’da New York borsasının çöküşü, tüm dünyayı etkisi altına aldı. Dolayısıyla insanların modaya ayırdıkları bütçe daha da kısıtlandı (Vassilliev, 2004: 36).

Savaşın getirdiği ağır şartlar altında faaliyetlerini sürdürmek zorunda olan moda tasarımcıları, mevcut koşulları en iyi şekilde değerlendirmeye çalışmışlardır. Yani tasarımlar mevcut koşullar göz önünde bulundurularak yapılmıştır. Örneğin kumaş sıkıntısı nedeniyle etekler daralmış ve kısalmıştır. Artık kadınlar çalışmaya başlamış ve tasarımcılar çalışan kadınlara yönelik ürünler geliştirmişlerdir (Zengingönül, 2004: 38).

1945 yılına kadar üniforma giymek zorunluluktan moda olmuştur. Christian Dior 1947’de “New look” yeni görünüm koleksiyonunu sunmasıyla kadın modasında yeni bir döneme girilmiş oldu.

Savaşın ardından geçmişteki ihtişamlı dönem “New Look” akımı ile geri dönmüştür. New Look, Yeni Bakış anlamına gelmektedir. 12 Şubat 1947 yılında Christian Dior’un yarattığı bu yeni çizgi, bazıları tarafından savurganlık ve kumaş israfı gibi görülse de, kadınların aradıklarını bulmaları ve kendilerini bu kıyafetlerde çekici hissetmelerini sağlamıştır (Hepyalçın, N, 2010 http://www.engindergi.com/modaya-damgasini-vuran-donemler.html).

(37)

Şekil 4. Christian Dior’un New Look akımı, 1947 (http://www.vogue.com/voguepedia/New_Look)

Peri masallarından çıkma bu büyülü görüntünün maliyeti de yüksekti. Dior metrelerce kuması sadece bir giysinin kabarık eteği için kullanabiliyordu. Adeta savaş sonrası, savaş sırasında çekilen yoksulluk ve malzeme eksikliğinin, intikamını alır gibiydi. Bazı gruplar müsrifçe ve ekonomik olmayan bu giysileri protesto etseler de, artık çok geçti. Kadınlar çoktan savaş zamanının yoksul pırtılarından çıkıp Dior’un romantik stiline kaymışlardı (Pektaş, 2010: 131).

Savaş zamanı kısıtlamaların ortadan kalkmasıyla insanlar rahat bir ortama kavuşmuşlardır. Kore Savaşı başlamış, kuzey ve güney olmak üzere ikiye ayrılmış, bir çok ülkede ekonomik krizlere yol açmıştır.

1950 yılında İtalyan motor üreticileri Labretta ve Vespay yollarda özgürlük arkadaşlık ve ucuzluğu vurgulayarak, Avrupa gençliğini yönlendirmişlerdir. Bu batı Avrupa’da çabucak moda olmuş ve İtalyan kadınını özgür kılmakla kalmamış ayrıca giyimlerinde devrim gerçekleştirmiştir. Etek yerine baldırı sıkan “Kapri” pantolon ya da şort giyilmiştir (Zengingönül, 2004: 41) (Şekil 5)

(38)

Şekil 5. İtalyan Kadın Giyimi, 1950 http://www.scooterlounge.com/

1950’li yıllara gelindiğinde tüm dünya birbirine taban tabana zıt iki kampa bölünmüştür. Batı da süratle gelişen kapitalizm, doğuda ise komünizm hüküm sürmektedir. 1960’lara kadar modaya uygun tarzların yaratımı ve yayılımı oldukça merkeziyetçiydi. Egemen tarzdaki değişiklikler farklı toplumsal sınıfların üyelerine hızla iletilmiştir. Bu süreçte, üst sınıfın göz önünde olan üyeleri örnek alınan kişiler olarak hareket etmişlerdir. Sınıf modası neyin, nasıl, nerede giyileceğine ilişkin kurallarla ifade edilmiştir (Pektaş, 2010: 5).

1950’lerde İngiltere’de ortaya çıkan ilk gençlik alt kültürleri beatler, hispterler ve tedler gelecek yıllarda belirecek Modlar, Dazlaklar, Hippieler, Reggae ve Rastalar ve Punk gibi alt kültür kimlik gruplarının habercisiydiler. Giyimlerindeki anti-moda yaklaşımlarla yeni modalar yaratmayı başarmışlardı (Lehnert, 2000: 53).

1960‟lı yıllara kadar moda merkeziyetçi bir yaklaşım sergilemiştir. O döneme kadar egemen olan moda akımları farklı toplumsal sınıfların üyelerine hızla iletilmiş ve üst sınıfın göz önünde olan üyeleri örnek alınarak moda ilerlemesine devam etmiştir (Tokuştepe, 2011: 96).

(39)

1960’larda dönemi etkileyen olaylardan biride “Hippi” hareketiydi. Hippiler “çarpıcı renklerden oluşan, fırfırlı, bol büzgülü kıyafetleri, halka küpeleri, rengârenk boncuk takıları ve omuzlarına aldıkları şalları ile toplumun temel kurallarına başkaldıran bir hareket (Onur, 2004: 56) olmuştur.

1970’li yılların ortalarından itibaren günümüze kadar kadın ve erkek giyiminde etkisi hala devam etmekte olan deri, 70’ler de insanların hayatına girmiştir. 1980’li yıllarda tüm dünyayı etkisi altına alan petrolden kaynaklanan ekonomik bunalım moda sektörünü de etkilemiştir. Bu ekonomik bunalımda ne yapacaklarını bilemeyen modacılar geçmişe dönerek 1960’lardan esinlenmişler, 80’lerin ikinci yarısına doğru ise sağlıklı yaşam felsefesi tüm dünyayı sarmış ve modayı da etkilemiştir (Tokuştepe, 2011: 86).

1980 yılı, petrolün sebep olduğu ekonomik bunalımlar yılı olmuştur. Bu yıl modacılar 1960’larda esinlenmişlerdir. Şık takım elbiseler ve spor kıyafetler bu dönemin en belirgin modasını oluşturmuştur. 1980’li yılların en belirgin özelliği nostaljik duyguların yoğun olarak yaşanmasıdır. 80’lerin sonunda moda dünyasında durgunluk gözlemlenmiştir. Modacılar tasarımlarını sokakta gördükleri kıyafetlere göre şekillendirmeye başlamışlardır (Zengingönül, 2004: 60-61).

1984 Yılında moda “mini” nin zaferiyle açılmıştır. Mini modasında 1940-45 yıllarının havası, maxi modasında ise 1930’lu yılların etkisi görülmüştür. 1990- 1999 yılları arasında modanın etkileşim alanları çok genişlemiştir. 90’lı yıllarda modanın çok çabuk yaygınlaşmasıyla, önemli kişilerin modayı etkilemesi daha fazla olmuştur.

Modayı takip etmek insanlar için bir ihtiyaç haline gelmiştir. Modayı takip etmenin modernizmin bir gösterisi olduğu vurgulanmıştır (Zengingönül, 2004: 65).

Modanın evriminde önemli rol oynayan modacılar; Mainbcher, Erte (Romain De Tirtof), Cristobal Balanciaga, Christian Dior, Hupert De Givenhy, Yues Saint laurent, Giorgio Armani, Laura Ashley, Pierre Balmain, Pierre Cardin, Sonia Delaunay, Jacques Doucet, Jacquest Fath, Mariano Fortuny, Jean Paul Gaultier, John Galliano, Guccio Gucci, Kenzo, Calvin Klein, Christian Laxroix, Karl Lagerfeld, Ralp Lauren, Issey Miyake, Jean Paton, Thierry Mugler, Paco Rabbane, Zandra Rhodes, Nina Ricci,

(40)

Elsa Schiaparelli, Gianni Versace, Vivienne Westwood, Yohji Yamamoto, Hüseyin Çaglayan ve Rıfat Özbek, yüzyılın basından bu yana göze çarpan modacı ve tasarımcılardır (Lehnert, 2000).

2.2 Modayı Etkileyen Faktörler

Giysilerin etkili bir iletişim aracı olduğu bilinmektedir. Özellikle geleneksel

giysiler, yaşadığımız toplumun kültürel ve ahlaki değerleri ile ilgili mesajlar barındırmaktadır. Benzer şekilde dünyanın ortak kültürü sayılan moda, toplumda gelişen ve değişen olaylara ilişkin tepkilerini, giyim ürünleri yoluyla göstermektedir. Moda eğilimlerinin hangi unsurlardan etkilendiği ya da nasıl oluştuğunu anlamak önem taşımaktadır. Farklı ticari sebepler dışında, modayı etkisi altına alan olaylar genel çerçevede, değişim ihtiyacından ilham alır. Modayı etkileyen faktörler, strateji, yaratıcılık, sanat, yaşam biçimi, değişken davranışlar, sosyolojik değişimler ve dönüşümlerdir. Görme yeteneğine, sanatsal ve eleştirel bir bakış açısına sahip olan insanlar, moda eğilimleri hakkında kolayca fikir yürütebilmektedir. Çünkü eğilimler temelde reaksiyonlardan oluşur. Bir duruş, akıp giden hayat, çevresel etkenlere karşı, kendini ifade etme biçimidir. Bu kullanılan ürün için de, giyilen ürün için de geçerlidir (Barnard, 1996).

Toplumsal bir olgu olarak gelişen modanın yaşadığımız dünyaya damgasını vuruşunda, çoğu farklı etmenin farklı düzeylerde etkisi bulunmaktadır. Ekonomik etkenler, çevresel faktörler, toplumsal değişimler, siyasi dönüşümler ile sosyo- psikolojik etmenler, insanoğlunun doğaya öykünmesinden kaynaklanan süslenme dürtüsünün yanında iletişimin ve gezi olanaklarının artması yoluyla da modanın bir çığ haline gelmesinde etkili olduğu yadsınamaz bir gerçektir (Batur, 1987: 92).

Modanın temelinde var olan dinamik yapı, her türlü gelişmeye hazır bir şekilde, faydalanacağı kaynağı ve hitap edeceği kesimi belirlemektedir. Tarihi süreç içerisinde pek çok farklı gelişmenin modayı etkilediği bilinmektedir. Özellikle geçtiğimiz yüzyılda gündeme damgasını vuran pek çok olay, toplumsal yapıdaki değişimlere neden olurken, modanın gündeminde de yer almıştır.

Şekil

Şekil 1. Jacques Louis David, Madame Raymond de Verninac
Şekil 2. Elsa Schiaparelli- Trompeloeil (bow-tie) Süveter, Fransa,1927  http://collections.vam.ac.uk/item/O15655/cravat-jumper-elsa-schiaparelli/
Şekil 12. Elsa Schiaparelli- Salvador Dali, Neuilly, 1924
Şekil 13. Andy Warhol, Heins Ketchup, Campbell’s Tomato Juice Box, Kellogg’s Cornflakes  Box, Brillo Soap Pads Box, Newyork, 1964
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Elde edilen bulgulara göre öğretmenlerin çoğunluğu sosyal bilgiler dersi içerisinde geçen vatandaşlık ve insan hakları konularına öğrencilerin büyük ilgi

Samsung’un geçen yıl piyasaya sürdüğü Galaxy Fold modeli katlanabilir ekranıyla akıllı telefon dünyası- na yeni bir soluk getirse de yaşanan sorunlar ve 2000 dolarlık

Türkçe öğretmenlerinin bu temaya ilişkin görüşleri incelendiğinde ortaokul öğrencilerinin okuma alışkanlığına sahip olmaları için kritik dönemin ilkokul dönemi

Büyük çoğunluğunun seçmeli müzik derslerini kendi istekleri ile seçtikleri, önemli bir bölümünün seçmeli müzik derslerinden önce de müzik derslerine

Çalışmamızda flört şiddetine yönelik tutum ortalamalarına göre erkek öğrencilerin partnerlerine daha fazla psikolojik şiddet uyguladığı, kadınların ise partnerlerine

[r]

Derim k i, sanatçı kendi ça­ lıştığı alanın bütün geçmişini avucunun içi gibi bilmelidir.. Eylemine girişirken avucunun içi kendisi

Survey reliability was measured and Cronbach Alpha (α) was found to be 95.2%. After the data.. collection process was completed in the research process, the answers gi- ven to