• Sonuç bulunamadı

Bankacılık sektörü ve e-ticaret: Şekerbank örneği

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bankacılık sektörü ve e-ticaret: Şekerbank örneği"

Copied!
81
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

İŞLETME EĞİTİMİ ANABİLİM DALI

BANKACILIK EĞİTİMİ

BANKACILIK SEKTÖRÜ VE E-TİCARET: ŞEKERBANK ÖRNEĞİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan

Musa YILMAZ

Ankara Haziran, 2013

(2)

T.C

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

İŞLETME EĞİTİMİ ANABİLİM DALI

BANKACILIK EĞİTİMİ

BANKACILIK SEKTÖRÜ VE E-TİCARET: ŞEKERBANK ÖRNEĞİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hazırlayan

Musa YILMAZ

Danışman

Yrd. Doç.Dr. Veli ÖZTÜRK

Ankara Haziran, 2013

(3)

JÜRİ ONAY SAYFASI

Musa YILMAZ‘ın Bankacılık Sektörü ve E-Ticaret: Şekerbank Türk A.Ş. Örneği başlıklı tezi ... tarihinde, jürimiz tarafından ... Ana Bilim / Ana Sanat Dalında Yüksek Lisans / Doktora / Sanatta Yeterlik Tezi olarak kabul edilmiştir.

Adı Soyadı İmza

Başkan: ... ... Üye (Tez Danışmanı): ... ... Üye : ... ... Üye : ... ... Üye : ... ...

(4)

ÖN SÖZ

Küreselleşme sürecindeki dünyadaki gelişmeler, tüm ülkeleri etkisi altına almıştır. Özellikle finans alandaki yenilikler ve gelişmelerden tüm ülkeler etkilenmektedirler. Bu yeniliklerden biri de internet bankacılığı olmuştur. Bu çalışmada, Türkiye’de internet bankacılığının durumu tespit edildikten sonra, bankacılık sektörünün elektronik ticaretin gereklerini karşılayıp karşılayamadığını ve hangi düzeyde e-ticaret işlemlerini gerçekleştirebildiklerini ortaya koymaktır.

Uzun bir çalışma döneminin eseri olan tezimde bana her yönden destek olan, eşim Mürvet YILMAZ’ a, tez çalışmamın her yönünde bana yardımcı olan arkadaşım Eşref AKDAĞ’ a, güncel verilerin elde edilmesi sırasında yardımcı olan Şekerbank Türk A.Ş. personellerine, her zaman benden desteğini esirgemeyen Sayın Prof. Dr. İzzet GÜMÜŞ’ e ve tezimin hazırlanma aşamasında büyük emeği olan tez danışmanım Sayın Doç. Dr. Veli ÖZTÜRK’ e göstermiş olduğu anlayış ve katkılarından dolayı içtenlikle teşekkür ederim.

(5)

ÖZET

BANKACILIK SEKTÖRÜ VE E-TİCARET: ŞEKERBANK ÖRNEĞİ YILMAZ, Musa

Yüksek Lisans, İşletme Eğitimi Anabilim Dalı Tez Danışmanı: Yrd. Doç. Dr. Veli ÖZTÜRK

Haziran-2013, 81 sayfa

Teknoloji günümüzde hayatımızın her alanına girmiş bulunmaktadır. Bankacılık sektörü de bu değişimden etkilenmiş ve elektronik bankacılığın getirdiği imkânlar sayesinde müşteriler, banka şubelerine gitmeden, işlemlerinin tamamını diledikleri yerde, diledikleri zamanda gerçekleştirebilme özgürlüğüne kavuşmuşlardır. Günümüzde bankaların gerçekleştirdiği işlemlerin önemli bir bölümünün, alternatif hizmet dağıtım kanalları olarak da adlandırılan, elektronik bankacılık ürün ve hizmetleri aracılığı ile gerçekleştirildiği bilinmektedir. Son yıllarda giderek artan elektronik ticaret bankacılık sektöründe de kendisini hissettirmiş, işlem çeşitleri ve hacimleri artmaya başlamıştır. Bu tez çalışmasında öncelikle bankacılık sektörünün yapısından bahsedilmiş, ardından elektronik ticaret ile ilgili tanımlar ele alınmış ve son olarak da elektronik bankacılığa örnek olarak Şekerbank T.A.Ş.’nin elektronik bankacılık uygulamaları incelenmiştir.

(6)

ABSTRACT

BANKING SECTOR AND E-COMMERCE: THE CASE OF ŞEKERBANK YILMAZ, Musa

Master’s Degree, Department of Business Studies Supervisor: Asst. Doc. Dr. Veli ÖZTÜRK

July-2013, 81 page

Technology entered every area of our life today. Banking sector also has been affected from this change and the bank customers have achieved the freedom of realizing all and any kind of their transactions at any where wherever and whenever they wish without going to bank branch through the technological opportunities provided by electronic banking. It is known that, today, an important part of the transactions realized by the banks are performed by means of electronic banking product and services, which are called as alternative service distribution channels in other words. The electronic commerce, ever-increasing in recent years, has resulted to be felt in also banking sector and the types and volume of the transactions has begun to increase. The structure of banking sector is analyzed in this thesis study at first and foremost and following this, the definitions related with electronic commerce are discussed and finally, the electronic banking applications of Şekerbank T.A.Ş. is analyzed as an example for electronic banking.

(7)

İÇİNDEKİLER

JÜRİ ÜYELERİNİN İMZA SAYFASI ...i

ÖN SÖZ...ii

ÖZET... iii

ABSTRACT...iv

İÇİNDEKİLER ...v

TABLO LİSTESİ ... viii

ŞEKİL LİSTESİ...ix

GRAFİK LİSTESİ...x

KISALTMALAR ...xi

GİRİŞ...1

BİRİNCİ BÖLÜM GENEL OLARAK BANKACILIK SEKTÖRÜ 1.1.GENEL OLARAK BANKACILIK ...3

1.1.1.Bankacılığın Tanımı ve Önemi ...3

1.1.2.Bankacılığın Tarihsel Gelişimi...5

1.1.2.1.Dünyada Bankacılığın Gelişimi...5

1.1.2.2.Türkiye’de Bankacılığın Gelişimi...6

1.1.3.Bankaların Fonksiyonları ...14 1.1.4.Banka Çeşitleri ...17 1.1.4.1.Merkez Bankası ...18 1.1.4.2.Ticaret Bankaları...19 1.1.4.3.Ziraat Bankaları ...20 1.1.4.4.Halk Bankaları ...20

1.1.4.5.Yatırım ve Kalkınma Bankaları...20

(8)

İKİNCİ BÖLÜM

ELEKTRONİK TİCARET KAVRAMI

2.1. ELEKTRONİK TİCARET (E-Ticaret) KAVRAMI VE ELEKTRONİK

TİCARET İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR...23

2.1.1. Elektronik Ticaret Nedir?...23

2.1.2. Elektronik Ticaretin Tarihi Gelişimi...24

2.1.3. Elektronik İmza ve İnternet E- Ticareti ...25

2.1.4. Açık ve Gizli Anahtarlar ...27

2.1.5. Elektronik Ticaret Araçları...29

2.1.5.1. Telefon ve Faks...29

2.1.5.2. Televizyon ...30

2.1.5.3. İnternet...30

2.1.5.4. Elektronik Veri Değişimi (EDI) ...31

2.1.5.5. Kredi Kartları...32

2.1.6. Elektronik Ticaret Şekilleri ...33

2.1.6.1. İşletmeden İşletmeye (B2B) ...33

2.1.6.2. İşletmeden Tüketiciye (B2C)...33

2.1.6.3. Tüketiciden Tüketiciye (C2C) ...34

2.1.7. Elektronik Ticaretin Yararları ...35

2.1.7.1. Elektronik Ticaretin İşletmelere Yararları...35

2.1.7.2. Elektronik Ticaretin Tüketicilere Yararları ...36

2.1.8. Türkiye’de E-Ticaret...37

2.2.ELEKTRONİK BANKACILIK...38

2.2.1. Elektronik Fon Transferi ...38

2.2.2.Elektronik Bankacılıkta Bireysel Dağıtım Kanalları...39

(9)

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

BANKACILIK SEKTÖRÜ VE E-TİCARET:ŞEKERBANK TÜRK A.Ş. ÖRNEĞİ

3.1.ŞEKERBANK TÜRK A.Ş. HAKKINDA GENEL BİLGİLER...45

3.2.ŞEKERBANK T.A.Ş.’DE E-TİCARET...49

3.2.1.ATM...49

3.2.2.İnternet Şubesi ...50

3.2.3.Kredi Kartları...53

3.2.4.Çağrı Merkezleri ve Telefon Bankacılığı...54

3.2.5.Mobil Bankacılık ...55

3.2.6.POS ve Sanal POS’lar...56

SONUÇ...63

(10)

TABLO LİSTESİ

Tablo 3.1: Şekerbank T.A.Ş. Ana Ortaklık Yapısı ...46

Tablo 3.2: Şekerbank T.A.Ş. Bağlı Ortaklık Yapısı...46

Tablo 3.3: Bireysel İnternet ve Telefon Bankacılığı İşlem Limitleri ve Saatleri...51

Tablo 3.4: Şeker Mobil Şube İşlem Limitleri ve Saatleri...56

Tablo 3.5: Issuer Sanal POS İşlem Gören Kartların Adet ve Tutarları...61

(11)

ŞEKİL LİSTESİ

Şekil 3.1: Şekerbank ATM’si ...50

Şekil 3.2: Şekerbank İnternet Şubesine Giriş Ekranı (Bireysel Müşteri) ...52

Şekil 3.3: Şekerbank Bonus Kredi Kartı ...53

(12)

GRAFİK LİSTESİ

Grafik 3.1: Türkiye’de E-Ticaret İşlemlerinde Yerli ve Yabancı Kartların Kullanımı (Milyon TL) ...59 Grafik 3.2: Sanal POS Üzerinden Gerçekleşen E-Ticaret İşlemleri (Milyon TL)...59 Grafik 3.3: Sanal POS Üzerinden Gerçekleşen E-Ticaretin Alışveriş İçin Toplam Kredi Kartı Kullanımı İçindeki Payı ...60 Grafik 3.4: Sanal POS ile Yapılan E-Ticaret İşlemleri Tutarı ...60

(13)

KISALTMALAR

ATM : Automated Teller Machine BKM : Bankalararası Kart Merkezi B2B : Business to Business B2C : Business to Consumer EDI : Electronic Data Interchange EFT : Electronic Fund Transfer

GSM : Global System For Mobile Communications IVR : İnterakif Sesli Yanıt Sistemi

KOBİ : Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler POS : Satış Noktası Terminali

SMS : Kısa Mesaj Servisi SSL : Secure Sockets Layer

TCMB : Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası

TUENA : Türkiye Ulusal Enformasyon Altyapısı Ana Planı

TÜBİTAK : Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu WAP : Wireless Aplication Protocal

(14)

GİRİŞ

Bankacılık sektörü ve bilişim teknolojisindeki gelişmeler, bankalar arası işlem ve hacim miktarının önemli ölçüde artması, ülke çapında elektronik bankacılık altyapısının kurulması, bankalar arası elektronik fon transferi sistemini gündeme getirmiştir. Finans sisteminde gelişen piyasa koşullarında ortaya çıkan yeni ihtiyaçlar doğrultusunda, T.C. Merkez Bankası’nın koordinasyonunda 1 Nisan 1992 tarihinde işletime açılan Elektronik Fon Transferi (EFT) sistemi ile bankalar arası fon transferinin gerçekleştirilmesine olanak sağlanmıştır. İşletim sırasında katılımcılardan gelen isteklere ve ortaya çıkan yeni gereksinimlere göre çeşitli iyileştirmeler yapılmış ve 24 Nisan 2000 tarihinde yeni işlevlerin eklenmesiyle sistem yazılım ve donanımında önemli değişikliklerin yapıldığı ikinci kuşak devreye alınmıştır.

Teknolojik ilerlemenin yanı sıra, ekonomik gelişmelerin de bankacılık ve finansal ürünlere çeşitlilik kazandırdığı ülkemizde, yaklaşık 20 yıl önce ATM’lerin (Automated Teller Machine-Otomatik Vezne Makinesi) hayatımıza girmesiyle, banka müşterileri, elektronik bankacılık ürünlerinin bireysel olarak kullanımı ve kolaylığı ile tanışmıştır. İnternet’in keşfinin ardından ise, internet bankacılığı ile birlikte, genellikle web (ağ) tabanlı teknolojilerin kullanıldığı, Çağrı Merkezi, Palm Bankacılığı, WAP Bankacılığı gibi diğer alternatif hizmet dağıtım kanalları da, bankalar tarafından müşterilerin kullanımına sunulmuştur.

Elektronik ticaretin her geçen gün hızla artması, para hareketlerinin gerçekleştiği banka-müşteri-işletme arasındaki ilişkilerin daha güçlü ve sıkı bir hal almasına neden olmuştur. İnsanlar günümüzde bankalarla fiziksel olmasa da sanal ortamda daha çok ilişki içerisindedirler. Artık fatura yatırma, EFT ya da havale yapma, kredi talebinde bulunma ve diğer bir çok işlem için bankaların fiziksel ofislerinden çok sanal şubeleri kullanılmaktadır. ATM’leri izleyen süreçte gelişen teknoloji ile telefon bankacılığı, internet

(15)

bankacılığı gibi uygulamalar bankalarla fiziksel teması minimuma indirmektedir.

Bu tez çalışmasında elektronik ticarete bankacılık sektörü açısından yaklaşılmış ve Şekerbank T.A.Ş. özelinde incelenmiştir. Çalışmanın birinci bölümünde öncelikle bankacılık sektörü ile ilgili genel kavramlar, ikinci bölümünde elektronik ticaret ile ilgili kavramlar açıklanmıştır. Üçüncü ve son bölümde ise Şekerbank T.A.Ş. örneği üzerinde bankaların elektronik ticaretteki yeri irdelenmeye çalışılmıştır. Bu bölümde verilen ilgili bankaya ve yakın tarihine ait tablo, grafik ve şekillerle çalışma desteklenmeye çalışılmıştır.

(16)

BİRİNCİ BÖLÜM

GENEL OLARAK BANKACILIK SEKTÖRÜ

1.1.GENEL OLARAK BANKACILIK 1.1.1.Bankacılığın Tanımı ve Önemi

Bankacılığın tam anlamıyla kapsamlı bir tanımını yapmak oldukça zordur. Özellikle, günümüzde hızla gelişen teknolojik ve ekonomik koşullar göz önüne alındığında, bu tanım her geçen gün daha da karmaşık hale gelmektedir. Bazı yazarlarımız bankacılığı şu şekilde tanımlamıştır.1

"Bankalar gerçek ve tüzel kişilerin belli bîr zaman için harcamadıkları paraları toplayarak, bunları kredi ve plasman yoluyla değerlendirmeye çalışan işletmelerdir."

Diğer bir tanıma göre; "Bankalar, dinamik yapıda para ve kredi ticareti yapan, çeşitli mali ve sosyal hizmetleri yerine getiren kuruluşlardır." 2

"O halde bankayı halkın belli zaman içinde harcamadığı paralan kabul ederek, bunları nema getiren şekilde ikraz ve plase eden. ödemelerde aracılık, para nakli, senet tahsili, emanet kabulü gibi çeşitli' "hizmetler gören bir işletme şeklinde tanımlamak mümkün olur."3

Tanımlardan da anlaşılacağı gibi; bankalar, mali sistemin işleyişini sağlayan temel faktörlerin başında yer alan bir işletmedir. Genel anlamda bir işletmeyi, başkalarının ihtiyaçlarım gidermek için faaliyette bulunan iktisadi kuruluşlar şeklinde tanımlamak mümkündür. Banka işletmeciliğini bu tanımdan ayrı değerlendirmek gerekir. " Banka işletmeciliği, kendine özgü para. kredi ve sermaye işleriyle meşgul olan iktisadi birimlerin kuruluş, organizasyon, yönetim ve her türlü faaliyeti ile bunların hesap ve kayıtları konusundaki kuralları içeren bir işletmecilik dalıdır."75 Bu tanımdan

1

ÖÇAL Tezer, Para Teorisi, Gazi Yayınları, Ankara, 1990 s. 11. 2

ALTUĞ Osman, Banka İşlemleri ve Muhasebesi, Evrim Yayınları, İstanbul 1996 s. 13. 3

(17)

anlaşılacağı gibi bankaların diğer işletmelerden farklılıkları vardır. Bunları genel anlamda, kuruluş yeri, müşteri ile temas, sermaye kompozisyonu, üretim şekli ve devletçe denetim kapsamı olarak özetleyebileceğimiz gibi, aşağıdaki şekilde de sıralayabiliriz.4

1. Kuruluş Yönünden: Diğer ticari işletmeler kanunlarla konulmuş normal şekil şartlan dışında hiçbir izin söz konusu olmaksızın, tecil edilip faaliyete geçebilecekleri halde, bankalar ülkemizde olduğu gibi pek çok yabancı ülkelerde de Özel izni gerektirmektedir.

2. Birçok batı ülkesinde bankaların kurucu sayısı ile bunların şahsiyetleri diğer işletmelerinkinden farklı bir sayı ve eleştirmeye tabi tutulur.

3. Özsermaye ve yabancı sermaye kompozisyonu çok farildir. Genel olarak bankalarda yabancı sermaye öz sermayeye oranla çoktur.

4. Bankalar mal değil, satın alma gücü üretir. Bankacılık demek para ticareti , .. demektir,

5. Bankalar diğer işletmelerden farklı olarak, rantabilite, likidite ve riskin dağılımı prensiplerine çok bağlı kalmak zorundadır.

6. Kamuya ait para ve fonları toplamaları yönünden, kamu otoritesi tarafından çok sıkı denetlemeye tabi tutulur.

7. Yasalar, banka işletmelerinin kasalarında borçlarına karşı her an hazır bulunduracakları en az para veya likit varlıkları saptadığı halde, diğer nevi İletmelerde böyle bir zorunluluk yoktur.

8. Bankalar, kaydi para yaratmak suretiyle tedavül eden paranın miktarına tesir ederek fiyat mekanizmasına etkili olabildikleri halde diğer işletmelerin böyle bir etki yapmaları söz konusu değildir.

9. Bankaların kuruluş sermayelerinin büyük olması arzu edilir.

10. Pek çok ülkelerde bankaların ortaklık olarak kuruluşları belli şekillerde tahdit edilmiştir.

4

EYÜPGİLLER Servet, Bankacılar İçin Banka İşletmeciliği Bilgisi, Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Ens. Türkiye İş Bankası Vakfı Yayınları, Ankara, 1999 s. 6.

(18)

11. Bankaların zaafa düşmelerinde ve tasfiyelerinde özel önlem ve yöntemlere başvurulur.

Türkiye'de bankacılık faaliyetleri 3182 sayılı bankalar kanunu ile düzenlenmiş ve 16. 6. 1994 tarihinde kabul edilen 538 sayılı kanun hükmünde kararname ile son biçimini almıştır.5 Bankalar Kanunu'na göre Türkiye'de kurulacak bankaların anonim ortaklık olması gerekmektedir

Bankalar ekonomik istikrarın sağlanmasına yardımcı olduklarından, ülke ekonomisinde çok önemli bir yere sahiptir. Ülkenin kalkınmasına, tasarrufların sağlanmasına mekan hazırlamaları önemlerini daha da arttırmaktadır. Para ve sermaye piyasalarındaki faaliyetlerin büyük bir bölümüne bankacılık sektörü yön vermektedir. Yine mali politikaların belirlenmesinde en büyük görev bankalara düşmektedir.

1.1.2.Bankacılığın Tarihsel Gelişimi

Bankacılık sektörünün tarihsel gelişimini iki başlık altında incelemek daha yararlı olacaktır. İlk olarak dünyada bankacılığın gelişimi, sonraki bölümde ise Türkiye'de bankacılık sektörünün gelişimi açıklanmıştır.

1.1.2.1.Dünyada Bankacılığın Gelişimi

Hemen hemen tüm dünya dillerinde ufak tefek bazı değişikliklerle ifade edilen banka sözcüğünün İtalyanca "banco" kelimesinden geldiği ve daha sonra kelimenin banka olarak kullanıldığı sanılmaktadır. Banco sözcüğünün İtalyanca'daki anlamı masa, sıra ya da tezgah demektir. İlk bankerler sayılan Lombardiyalı Yahudiler, bankacılık işlemlerini pazarlara koydukları birer masa (banco) üzerinde yaparlardı. Bu bankerlerden bazıları taahhütlerini yerine getirmeyerek iflas ettiği zaman halk böyle bankerlerin bancosunu kırardı. İşte bu nedenle batı dillerinde iflas eden kişilere banco kelimesinden gelen "bankrupt" denilmektedir.

Bankacılık hizmetleri ticaret kadar eskidir. Tarihçiler bankanın ilk çıkış noktası olarak zamanımızın altı bin yıl öncesini göstermektedir. Gerçekten, Sümerlerin oruk

5

(19)

(ourouk) sitesi etrafında gelişen ilk uygarlıklardan birinde M.Ö. 3.500 yılında kurulan mabet, bilinen ilk banka kuruluşudur.6

17. yy.da Avrupa'da ilk banka İsviçre'de "Stocholm Bankası" olarak kurulmuştur. 1694 yılında İngiltere'de "Bank of England" adlı emisyon bankası kuruldu. 1695 yılında İskoçya Bankası, 1716 yılında Fransa'da "La-Bonque General", 1765 yılında Almanya'da "Prusya Kraliyet Bankası" kuruldu.81 1694 yılında İngiltere'de kurulan "Bank Of England" bugünkü anlamdaki Merkez Bankası olarak nitelendirilebilecek ilk banka olma özelliğine de sahiptir. 18. yy. bankacılığın temellerini banknot ihracı, senet karşılığı kullandırılan krediler, hisse senedi ve tahvil ihracı atmaktadır. Bütün bu gelişmeler, 19. yy. bankacılığına büyük olanaklar sağlamıştır. Bankacılık sektörü bu dönemde uzmanlaşmaya gitmiş ve sermaye şirketleri halinde oluşmaya başlamıştır.

1.1.2.2.Türkiye’de Bankacılığın Gelişimi

Türk bankacılık sistemi, imparatorluk dönemini de kapsayan 150 yıllık bir tarihi geçmişe sahiptir. Osmanlı İmparatorluğunun ekonomik ve sosyal yapısının ve hukuki zemininin banka şeklindeki mali kuruluşların gelişmesine elverişli olmaması finans kuruluşlarının imparatorluk içerisinde gelişip yayılmasını uzunca bir müddet geciktirmiştir. Klasik Osmanlı düzeni olarak adlandırılan ve 16. yy.'da şekillenmesini tamamlayan toplum düzeninin 17 ve 18. yy.larda bankacılık sistemine elverişli hukuki ve malî bir statüye kavuşturul maması imparatorluk içerisinde bankacılık faaliyetlerinin başlamasını iki asır geciktirmiştir.7

Osmanlı İmparatorluğu içerisinde ilk bankacılık faaliyetleri; borçların artması ve vergi toplama mekanizmasının düzenli işlememesi üzerine batı kaynaklı sermaye ile başlamıştır. Bu şekilde başlayan yabancı banka hakimiyeti Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıllarına kadar devam etmiştir.8

1863 yılında Mithat Paşa tarafından "Menafi Sandıkları", 1868 yılında ise "Emniyet Sandıkları" kurulmuş, 1888 yılında Menafi Sandıklarının "Ziraat Bankası"

6

SEVİLENGÜL Orhan, Banka Muhasebesi, Gazi Büro Kitabevi, Ankara, 1997 s. 1. 7

ERTUĞRUL Ahmet ZAİM Osman, “Ekonomik Kriz ve Türk Bankacılık Sisteminde Etkinlik;” ODTÜ Gelişme Dergisi 26 1-2 1999 s. 100.

8

(20)

olarak adı değiştirilmiştir. XX. Asırda ilk yerli banka olan "İstanbul Bankası" faaliyete geçmiştir.9

1923 İzmir İktisat Kongresi, bankacılıkla ilgili önemli gelişmelere yol açmıştır. Kongrede ileri sürülen görüşler ekonomik kalkınmanın bankacılığın gelişmesiyle sağlanabileceği, özel sektörün olanaklarının yeterli olmaması nedeni ile bankaların kurulmasında devlet katkısının olmasının gerektiği, ulusal bankacılık sisteminin kurulamaması halinde Türk ekonomisinin yabancı sermayenin baskısı altında ezileceği yönünde olmuştur.

1923 yılından başlayarak Türk bankacılık sisteminin gelişimi beş döneme ayrılabilir. Ulusal Bankacılık Dönemi (1923-1932), Devlet Bankacılığı Dönemi (1933-1944), Özel Bankacılık Dönemi (1945-1962), Planlı Dönem (1963-1979) ve Dışa Açılma Dönemi (1980-...)

Ulusal bankacılık döneminde kullanılan en önemli banka, Türkiye'nin ilk merkez bankası olan Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'dır. 1924 yılında Türkiye İş Bankası, 1927 yılında ise Türkiye Emlak Kredi Bankası kurulmuştur. Daha sonra faaliyete geçen devlet bankacılığı döneminde kurulan en önemli bankalar Sümerbank, Etibank, Halk Bankası, İller Bankası'dır. İkinci Dünya Savaşının etkileriyle durgunluk dönemine giren bankacılık sektörü, ikinci dünya savaşının sona ermesiyle birlikte yeniden ivme kazanmıştır. Özel bankacılık dönemi olarak adlandırabileceğimiz bu dönemde Yapı Kredi Bankası, Akbank, Pamukbank, Denizbank, Vakıflar Bankası, Garanti Bankası, Türkiye Sanayi Kalkınma Bankası gibi bankalar kurulmuştur.

Ayrıca 1964 yılında Türkiye'nin ihracatının gelişmesine önemli Ölçüde katkıda bulunması amacıyla Bank Of America'nın da iştiraki bulunan Amerikan- Türk Dış Ticaret Bankası kurulmuştur. 1970 yılında unvanını değiştiren banka halen Türk Dış Ticaret Bankası adı altında faaliyetine devam etmektedir.

1980 yılında serbest piyasa ekonomisinin işlerlik kazanmaya başlamasıyla birlikte Türkiye'de bankacılık dışa açılmaya başlamıştır. Böylelikle Türk bankacılık sisteminde yeni bir dönem olan dışa açılma dönemi etkili olmuştur.10

9

ERK Nejat Enflasyonun Bankacılık Üzerine Etkileri, Türkiye Banka Borsa Yayınları, Ankara, 1994 s. 7. 10

ÖKÇÜN A. Gündüz, Türkiye İktisat Kongresi 1923 İzmir Haberler Belgeler Yorumlar, Ankara Sermaye Piyasası Kurulu Yayınları, 1997 s. 123.

(21)

1980 sonrası bankacılıkla ilgili alman önlemler ve gelişmeler kısaca şu şekilde özetlenebilir.

• Sektöre yerli ve yabancı bankaların girişme izin verilmeye başlanmıştır. Böylece 1980 yılında 43 olan banka sayısı 1992'de 71'e ulaşmıştır.

• 1980'e kadar kamu otoriteleri tarafından belirlenen mevduat ve kredi faiz oranları serbest bırakılmıştır.

• Sektöre giriş ve mevduat-kredi faiz oranlarının serbest bırakılması sektörü rekabete açmıştır.

• Bankaların kısa vadeli likidite ihtiyaçlarının karşılanması ve likidite fazlalarının değerlendirilebilmesi amacıyla TCMB bünyesinde İnterbank piyasası kurulmuş ve kısa zamanda işlem hacmi büyük tutarlara ulaşmıştır.

• Tasarruf mevduatı sigorta fonu kurulmuştur.

• Bankalar Kanunu'nda değişiklik yaparak bankaların nakdi ve gayri nakdi kredilerinin öz kaynaklarının 20 katını geçemeyeceği hükmü getirilmiştir.

• Az şube ile toptancı bankacılık yapan banka sayısı artmıştır.

• Türk Bankaları; yurtdışında temsilcilik/ şube açarak, banka kurarak veya kurulu bankaları satın alarak dışa açılmaya başlamışlardır.

• Bankalar; sermaye piyasası aktivitelerini arttırmışlar, yatırım fonları kurmuşlardır.

Türkiye'de 1980 yılından günümüze kadar olan dönemde özelliklede bankacılık sektöründe pek çok köklü değişimler yaşanmıştır. Bunların başında 3 Temmuz 3980 yılında bankalara gerek kredi gerekse mevduat faizlerinin büyük ölçüde serbest bırakılması İmkanı sağlayan mevduat sertifikası çıkarma yetkisinin tanınması gelmektedir.

Sonraki yıllarda, finansal sistemdeki gerek yasal gerekse kurumsal eksiklikleri gidermek amacıyla 1981 yılında Sermaye Piyasası Kanunu çıkarılmış. 1981 yılında yasal düzenlemesi yapılan Sermaye Piyasası Kurulu ise 1982 yılında çalışmalarına başlamıştır.1985 yılında kurulan İstanbul Menkul Kıymetler Borsası 1986 yılında

(22)

faaliyete geçirilmiş, ayrıca 1986 yılında T.C. Merkez Bankası öncülüğünde, bankalararası para piyasası oluşturulmuştur.11

1985 yılında bankaların döviz ve efektif alış-satış kurlarını serbestçe tespit edebilmelerine imkan tanınmış, yabancı sermayenin ve beraberinde teknolojinin de gelişinin kolaylaştırılması amacıyla Serbest Bölgelerin Kurulmasına Yönelik Kanun çıkarılmıştır. Yine bu yıl içinde Finansal Kiralama Kanunu da düzenlenmiştir.

Ayrıca 1985 yılında çıkartılan 3182 sayılı Bankalar Kanunu İle bankaların özkaynaklarının en az 1 milyar TL olması kararlaştırılmıştır. Bankacılık sektöründe yönetim kavramının geliştirilmesi için tek tip bilanço uygulamasına geçilmiştir.

1988 yılında Merkez Bankası bünyesinde döviz ve efektif piyasaları açılarak döviz kurlarının piyasa koşullarının altında tespit edilmesine olanak sağlanmıştır. Bu uygulama ile bankaların döviz rezervlerinin etkin kullanımı yönünde olumlu sonuçlar amaçlanmıştır.

Türkiye ekonomisi için yeni bir dönemin başladığı 1989 yılında sermaye hareketlerinin düzenlendiği kanunların yürürlüğe girmesiyle yabancı sermaye girişleri hızlanmış ve Türkiye'nin kredi değerliliği üzerinde olumlu etkiler yaratılmıştır. Merkez Bankası bünyesinde döviz karşılığı altın piyasasının açılması yine aynı döneme rastlamaktadır.

1990 yılında Merkez Bankasının para istikrarım sağlamak İçin uyguladığı politikalar olumlu sonuç vermiş, parasal programlar hedeflerine ulaşmıştır. Ayrıca serbest bölgelerde yabancı bankaların şube açmasını sağlayan yasal düzenlemeler yapılmıştır.

Körfez Krizi 1991 yılına damgasını vurmuş ve Türkiye'nin riskli bölge olarak kabul edilmesi olumsuzlukların yaşanmasına neden olmuştur. Özellikle Bankacılık Sektörü bu durumdan etkilenen sektörlerden birisidir. Türk Lirasının reel olarak değerini kaybetmesi ve yurtdışından sağlanan kredilerde meydana gelen azalmalarla birlikte döviz tevdiat hesaplarında büyük ölçüde düşüşler yaşanmıştır.12

11

EREN Kazım Avrupa Birliği ve Türkiye’de Bankacılık, Beta Yayınları, İstanbul, 1996 s. 95. 12

TULAY Burçak, 1980 Yılında Varolan Bankaların 1980-1987 Döneminde Türk Bankacılık Sektörü İle Karşılaştırılması” Bankacılar Dergisi T.B.B. Yayınları S. 28 Mart 1999 s. 45.

(23)

1 Nisan 1992 yılında 43 bankanın katılımıyla bankalararası ödemelerin elektronik takas yöntemiyle yapılmasını sağlayan Elektronik Fon Transferi (EFT) Sistemi'ne geçilmiştir.

1996 yılı bankacılık sektörü açısından özellikle yürürlüğe giren Gümrük Birliği Anlaşması nedeniyle belirsizliklerle dolu bir yıl olmuştur. Hükümet tarafından da "Kaynak Paketi " olarak adlandırılan bir dizi ekonomik karar açıklanmıştır. Paketin sektörü etkileyen en önemli kalemi, T.C Ziraat Bankasından açılacak ve "Bedelsiz İthalat Hesabı "olarak adlandırılacak hesapta 1 yıl süreyle 50 bin Alman Markı yatıranlara yıllık yüzde 10 faiz ve ek olarak bedelsiz otomobil, makine-teçhizat ve benzeri malların ithalatı imkanının tanınması ve kamu kuruluşlarının fonlarının ortak bir havuzda toplanıp yönetimi için Hazinemin yetkilendirilmesi olmuştur. Havuz sistemi ve bedelsiz ithalat hesabı bankacılık sisteminde haksız rekabeti gündeme getirmiştir.13

1996 yılında Hazine ile Merkez Bankası arasında bir protokol imzalanmış ve Hazine'nin Merkez Bankası nezdindeki her türlü parasal ilişkisini kullanacağı açıklanmıştır. Ayrıca Ekim ayında çıkan Asya Krizi ise bankacılık Sektörümü olumsuz etkileyen bir gelişme olarak yaşanmıştır.

1998 yılı mali sektör, özellikle de bankacılık sektörü için iç açıcı bir yıl olmamıştır. Yaşanan yüksek enflasyon ortamı bankaları olumsuz etkilemiştir. Bankacılık sistemi Merkez Bankasından yüksek miktarda ve maliyette likidite sağlamak zorunda kalmış bu da bankaların mali bünyelerindeki bozulmayı hızlandırmıştır. Hükümetin Bankalar Kanunu yasasını çıkarmakta gecikmesi bankacılık sistemine olan güvenin de sarsılmasına neden olmuştur.

Bankacılık sektörü önceki yıllarda olduğu gibi 1999 yılında da makro ekonomideki dengesizlikler yüzünden olumsuzluklarla karşılaşmıştır. Kamu kesimindeki açığın giderek büyümesi enflasyonun yeniden tırmanmasına neden olmuş; yurtiçi borçlanma faiz oranları yükselirken, yurtdışı borçlanma imkanları sınırlı düzeyde kalmıştır. Mevduat Sigorta Fonuma devredilen banka sayısında da artışın olması nedeniyle Hükümet yerleşiklere ait mevduatın fon güvencesinde bulunduğunu hatırlatmak zorunda kalmıştır.

13

(24)

Bankalar Kanunu'nda yapılan değişiklikler yeni hükümetin kurulmasıyla Haziran ayında yasalaşmıştır. Fakat Bankalar Kanunu Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası ile yapılan görüşmeler sonucunda Aralık ayında yeniden değiştirilmiştir.

Aralık ayında yapılan düzenlemeler, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'na tam bağımsızlığın sağlanması, bankaların kurulmaları faaliyetlerinin düzenlenmesi ve denetlenmesi ile denetim sonuçlarının karara bağlanmasında yetkilerin Kuruma bırakılması, kredi tanımının iştirakleri de kapsayacak şekilde genişletilmesi, grup kredi-özkaynak ilişkisinin daraltılması ve mali bünyesi zayıflayan bankalara ilişkin karar sürecinin hızlandırılmasına yönelik olmuştur.14

Kanun'un Meclis'ten geçmesiyle birlikte Egebank, Esbank, Türkiye Tütüncüler Bankası-Yaşarbank, Sümerbank ve Yurtbank'ın yönetimi Fon'a devredilmiş, Birleşik Yatırım Bankası'nın ise faaliyetlerine son verilmiştir. Böylece Fon'daki bankaların sayısı Bank Ekspres, İnterbank ve Türkbank ile birlikte 8 olmuştur.

1999 yılında vergi düzenlemeleri de yeniden gözden geçirilmiştir, Yeni finansal araçların gelişmesini engelleyen ve mevcut araçların uluslararası piyasalardaki rekabetini olumsuz etkileyen Banka ve Sigorta Muamele Vergisi uygulaması sürmüştür. Bankalar tarafından gerçek kişilere açılan tüketici kredilerine uygulanan fon yüzde 10'dan Ocak -Ağustos ayma kadar yüzde 8'e daha sonra ise yüzde 3'e düşürülmüştür. Diğer bir değişiklik ile de menkul kıymetlerin değerlemesinin alım bedeli ile değil, piyasa değeri ile değerlemesi uygulamasına geçilmiş, mevduat, repo gibi menkul sermaye iradları ile menkul kıymetler yatırım fonlarının katılma belgelerine Ödenen kar payları beyan kapsamı ve gelir vergisi yükümlülüğü dışına çıkarılmıştır.

Türkiye 2000 yılma çok önemli kararların alındığı bir ortamda girmiştir. Uluslararası Para Fonu'na verilen niyet mektubu ile üç yıllık bir "enflasyonla ekonomik mücadele programı" başlatılmıştır. Programın kamuoyuna duyurulmasından hemen önce, 1999 yılının son aylarında, başta bütçe açığındaki büyümeyi sınırlandıran bir Bütçe Kanunu olmak üzere başlıca yapısal sorunların çözümüne yönelik olarak önemli yasal düzenlemeler yapılmıştır. Bu düzenlemeler bir yanda meclisin programa olan desteğini göstermiş bir yandan da hükümetin uygulamadaki kararlılığını ortaya

14

KESKİN Ekrem “1999 Yılında Türk Bankacılık Sistemindeki Gelişmeler” Bankacılar Dergisi T.B. B. Yayınları, S. 33 Haziran 2000 s. 12.

(25)

koymuştur. Böylece daha başlangıç aşamasında program için ihtiyaç duyulan güven arttırılmaya çalışılmıştır.15

1999 yılının sonunda hükümet ile Uluslararası Para Fonu (IMF) arasında imzalanan "stand by" anlaşması 2000 yılı açısından olumlu gelişmelerin yaşanmasını sağlamıştır. Programın uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye'nin kredi notu üzerinde de önemli etkileri olmuştur.

Piyasalarda süren olumlu gelişmeler yabancı sermayenin yeniden girişi sağlamış, bankaların tüketici kredisi faiz oranlan düşerken, repo hacmi hızla yükselmiştir. Haziran ayında mevduat güvencesi sınırlandırılarak vadesi 2000'de dolan mevduatlar için 100 Milyar TL, 5001 yılı için 50 Milyar TL ve 2002 yılı için Avrupa Birliği normları kabul edilmiştir.

Kamu bankalarında yeniden yapılanmayı amaçlayan kanunun çıkarılamaması üzerine Dünya Bankası'nın vereceği malî sektör uyum kredisi ertelenmiş ve enflasyonda da beklenen düşüş sağlanamadığından piyasaların beklentileri azalmaya başlamıştır. 2000 yılı Ağustos ayı sonunda Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) göreve başlamış, Ekim ayında Etibank ve Bank Kapital Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu'na (TMSF) devredilmiştir. BDDK Fon bankalarının satış programını açıklamış, kamu bankalarına ait yeniden yapılandırma programı kabul edilmiştir.

Kasım ayıyla birlikte mali sektörde likidite sıkıntısı nedeniyle önemli sorunlar yaşanmaya başlanmıştır. Bankaların Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu'na alınmaya başlamasıyla kendini göstermeye başlayan kriz ortamı giderek daha da büyümüştür.16

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun faaliyete başlamasındaki gecikmeler, programın bankaların davranışları üzerine etkisi, bankaların kurumsal ve bireysel kredilere yönelmeleri, kamu kağıtlarına olan kurumsal talebin deprem vergisinden sonra sadece bankalardan gelmesi, beyanname nedeniyle de gerçek kişilerden kamu kağıtlarına talep olmaması, Ağustos ayından itibaren programın özellikle özelleştirme hedeflerinde ortaya çıkan sapmalar, cari işlemler açığındaki büyüme, yabancı ve yerleşiklerin yıl sonu bilançosundaki yabancı para risklerini

15

KESKİN Ekrem “2000 Yılında Türkiye Ekonomisi ve Türk Bankacılık Sistemi”, Bankacılar Dergisi T.B.B. Yayınları, S. 37 2001 s. 3.

16

(26)

azaltma eğilimi, para politikası tercihlerine bağlı olarak likidite yönetiminde Merkez Bankası'nın rolünün sınırlandırılması nedeniyle kriz sırasında Merkez Bankası'nın davranışı krizin ortaya çıkmasında ve derinleşmesinde etkili olmuştur.

Program uygulanmaya başladıktan sonra bankaların kurumsal ve bireysel kredi arzında artışlar başlamış ve daha fazla döviz riski almaya başlamışlardır. Bunun yanısıra TL mevduat talebinde azalma olmuş, repo tercihleri ise artmıştır.

Mali sektörde yaşanan bu kriz özellikle bankacılık sektörünü önemli ölçüde etkilemiştir. Kasım ve Aralık aylarında yaşanan sıkıntılar sonucunda Demirbank'ın yönetimi Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu'na devredilmiş, Park Yatırım Bank'ın ise bankacılık faaliyetleri durdurulmuştur.

Uygulanan istikrar programları Önemli reformların yapılmasını sağlamıştır. Bankacılık sisteminde bir istikrar ortamı yaratılmaya çalışılırken sistemin mali yapısının güçlenmesi ve denetim sisteminin etkinliliğinin arttırılmasına yönelik olarak düzenlemeler ve uygulamalar yapılmıştır.

Bankacılık sisteminin faaliyeti ve denetimine ilişkin düzenlemeler uluslararası standartlara yaklaştırılmıştır. Karşılık kararnamesi dolarlı kredi ve ortaklık payı ilişkisi, büyük kredi tanımı, konsolide bazda bilanço hazırlanması ve denetimi, açık pozisyon aşımlarına yaptırım, risk yönetimi, mevduat güvence sistemi,uluslararası güvence standartlarına uyum ve şeffaflık konularında düzenlemeler yapılmış ve /veya düzenleme aşamasına gelinmiştir

Sorunlu bankaların sistem dışında bırakılması, yeniden yapılandırılması ve sorunların çözümüne yönelik önemli kararlar alınmıştır. Ayrıca kamu bankalarının yeniden yapılandırılması ve özelleştirilmesi konusunda da yasal düzenlemeler yapılarak uygulanmaya başlamıştır. Bir bankanın kurulması ve şube açılmasını güçleştiren düzenlemeler yapılmıştır.

Türk Bankacılık Sistemi'nde 1999 yılı sonu itibariyle 81 banka faaliyet gösterirken; 2000 yılı sonu itibari ile TC. Merkez bankası dışında bu sayı 79'dur. Bu bankaların 1999'da 62'si ticaret, 19'u ise kalkınma ve yatırım bankası iken 2000 yılında 61 ticaret bankası, 18 kalkınma ve yatırım bankası faaliyet göstermiştir. 2012 yılına gelindiğinde ise Bankacılık sisteminde Nisan-Haziran 2012 döneminde faaliyet gösteren

(27)

banka sayısı 48’dir. Mevduat bankaları sayısı 31, kalkınma ve yatırım bankaları sayısı 13 ve katılım bankaları sayısı 4'tür. Mevduat bankalarından 3 tanesi kamu sermayeli, 11 tanesi özel sermayeli ve 16 tanesi yabancı sermayeli bankadır17.

1.1.3.Bankaların Fonksiyonları

Modern bankacılık anlayışında, bankaların fonksiyonları her geçen gün biraz daha farklılık göstermekte, biraz daha artmaktadır. Bankacılık sektörünü hizmet sektörü içerisinde ele aldığımızda, klasik anlamda en temel fonksiyonu ''hizmet üretmek olarak değerlendirilebilir. İnsanların tasarruf yapma eğiliminden hareketle, bankacılık sektörü tasarruf sahipleri ile yatırımcılar arasındaki bağlantıyı sağlayan, bir kurum olarak karşımıza çıkmaktadır.

Çok kısa olarak, bankacılığın fonksiyonel evrimini altı aşamaya ayırabiliriz.101 Daha henüz bankacılık faaliyetlerinin başlamadığı, metal paranın ödeme aracı olarak kullanıldığı ilk dönemde; bankacılıkla ilgili yetki, kral ya da hükümdara aitti. Kendilerine emanet edilen paraları korumak karşılığında, bugünkü anlamda komisyon talep edilirdi.

İkinci aşamada ise kendilerine emanet edilen paraların kasada kalmasını sağlamak amacıyla; ek paralar verilmeye başlanıyor, böylelikle ticaret ve mevduat bankacılığının temelleri atılmış oluyordu.

Bankacılık faaliyetlerinin kârlı duruma gelmeye başlaması, bu alana olan ilgiyi de arttırmaya başlamıştır. Emisyon bankaları kurulmaya başlanmış ve bir güven unsurunun oluşması sağlanmaya çalışılmıştır. Paranın ekonomideki dolaşımı emisyon bankaları sayesinde gerçekleşmiştir.18

Dördüncü aşamada, ekonomik dolaşım aracı olarak, sadece emisyon bankalarının parası kullanılmaya başlandı. Diğer bankaların sertifikalarının altına çevrilebilirliği ortadan kalktı. Artık bu makbuzları sadece merkez bankası parasına çevirme olanağı vardı. Fakat emisyon bankasının çıkarmış olduğu banknotların altına

17

www.tbb.org.tr, (Erişim Tarihi:08.04.2013). 18

(28)

çevrilebilirliğine dokunulmadı. Diğer bankalar, altın paralan sadece uluslararası ödemelerde kullanabiliyorlardı.19

Daha sonraki aşamada, artık zorunlu dolaşım olarak sadece merkez bankası parası bulunuyordu. Ödeme aracı olarak merkez bankası parasının kullanılma zorunluluğu emisyon bankalarını ekonomik ve sosyal açıdan sorumluluklarının artmasına neden olmuştur.

Son aşamada ise merkez bankacılığı kamunun denetimine alınmış ve emisyon kurumları kamu tarafından kurulmaya başlanmıştır. Böylece merkez bankası, ekonomide para ve kredi sistemlerini hem düzenleyen hem de denetleyen bir kurum haline gelmiştir.

Her geçen gün farklılık gösteren bankacılık faaliyetler, yoğunlaştıkları alanların birbirinden ayrı olmasından dolayı, tek bir grupta ele alınamamaktadır. Bankaların fonksiyonları uzmanlaşma alanlarına göre değişmektedir. Bundan dolayı, mevduat ve ticaret bankaları, sanayi ve kalkınma bankaları, merkez bankası, emlak bankaları, halk bankaları, ziraat bankaları vb. şeklinde uzmanlaşma alanlarına göre bankalar gruplandırılmıştır.

Bankaları, özellikle ticaret veya mevduat bankası olarak nitelendirilen bankaların temel işlevleri mevduat kabul etme ve kredi verme olmakla beraber bankaların sundukları finansal hizmetler, yaptıkları işlemler daha ayrıntılı olarak şöyle belirtilebilir.

• Mevduat kabulü ya da diğer borçlanma yollarıyla kaynak sağlama,

• Ödünç verme- kredilendirme (tüketici kredileri, ipotek karşılığı konut kredileri, fatura iskontosu, factoring, forfaiting dahil),

• Finansal kiralama(Leasing),

• Para gönderme (para transferi- havale) işlemleri,

• Ödeme araçlarının çıkarılması ve yönetimi (kredi kartları, çekler, seyahat çekleri vb.),

19

(29)

• Portföy yönetimi ve danışmanlık,

• Para komisyonculuğu (para piyasasında aracılık faaliyetleri), • Finansal varlıkların korunması,

• Kiralık kasa hizmetleri,

• Senet, çek gibi kambiyo senetlerinin tahsili hizmetleri, • Kredi referans hizmetleri,

• Menkul değer çıkarılmasına katılmak ve bu bağlamda her türlü hizmet sunmak (underwriting, stand- by underwriting, gişe hizmetleri vb.),

• Kendi nam ve hesaplarına veya müşteri hesabına;

1-Para piyasası araçları (mevduat sertifikası, hazine bonosu, finansman bonosu, diğer finansman kurumları tarafından kabul edilmiş veya aval verilmiş poliçeler).

2-Döviz.

3-Basılı ve külçe altın. 4-Sermaye piyasası araçları.

5-Türevsel finansal varlıklar (finansal mali gelecek sözleşmeleri; finansical futures, options sözleşmeleri vb.) alım ve satımı yapmak.

Genel olarak bankaların fonksiyonlarını; hizmet üretme, kaynak aktarma ve satın alma gücü yaratma olarak üç başlık altında incelememiz mümkündür.

Hizmet üretme fonksiyonu ile bankalar, insanların sahip oldukları varlıkların en rasyonel şekilde değerlendirilmesine yardımcı olmaktadır. Tasarrufların ne şekilde, en çok verim ile yönlendirilmesi gerektiği konularında alternatif seçenekler üreterek, bilgi verirler. Diğer yandan ise, paranın (likiditenin) ekonomide en iyi şekilde dolaşımını sağlamak yine hizmet üretme fonksiyonu içerisinde ele alınmaktadır.

Bankalar üretici ile tüketici arasındaki bağlantıyı sağlayan en önemli kurumlardan birisidir. Kaynakların fazla olduğu yerden, gereksinim duyulan alanlara aktarılması ve bu şekilde ekonomideki döngünün sağlanması en önemli bankacılık fonksiyonlarından birisi olan kaynak aktarma fonksiyonu ile sağlanmaktadır.

(30)

Bankalar, ekonomideki para ve kredi taleplerinin karşılanması amacıyla satın alma gücü üretmektedir. Satın alma gücü üreten kurumlar denilince, genellikle merkez bankası ile ticaret ve mevduat bankaları ilk olarak akla gelmektedir.

1.1.4.Banka Çeşitleri

Bankaların birbirinden farklı uzmanlık alanlarının olduğunu daha önceden belirtmiştik. Bu farklılıklardan dolayı, bankaları kendi aralarında gruplandırmak mümkündür.

Bankalar gerçekte önemli olmamakla beraber, biçimsel ve içerik yönden, ayrıca aktif ve pasif hesaplarının belirgin özellikleri yönünden gruplandırılabilir.20

1. Biçimsel Ayırım:

1. Hukuksal Kuruluşlarına Göre; a) Kişisel teşebbüs bankaları

b) Ticaret ortaklığı şeklindeki bankalar c) Yasalarla kurulmuş bankalar

2. Sermaye Kaynaklarına Göre; a) Özel sermayeyle kurulmuş bankalar b) Tüm sermayesi devletçe ödenmiş bankalar c) Karma sermayeli bankalar

d) Ulusal bankalar e) Yabancı bankalar

2. İçerik Yönünden Ayırım:

a) Merkez bankaları b) Ticaret bankaları c) Tasarruf bankaları 20

AKGÜÇ, Öztin Bankacılık Sektörünün Yapısında Değişmeler, Cumhuriyet Dönemi Türk Ansiklopedisi Yüzyıl Biterken, İletişim Yayınları, İstanbul, 1995 s. 65.

(31)

d) Yatırım ve iş bankaları e) Endüstri kredi bankaları f) Halk bankaları

g) Tarım kredi bankaları h) Dış ticaret bankaları i) İpotek bankaları j) Tüketim bankaları k) İhracat kredi bankaları

3. Aktif ve Pasif Hesapların Niteliğine Göre Ayırım 4. İş Konularına Göre Ayırım

a) İş ve ticaret bankaları b) Uzmanlık bankaları c) Emisyon bankaları d) Kefalet bankaları

Yukarıda ayrıntılı bir şekilde gruplandırdığımız bankaların önemli olan bazılarını açıklamak yararlı olacaktır.

1.1.4.1.Merkez Bankası

Merkez bankaları ekonomik sistemin bir zorunluluğu olarak ortaya çıkmıştır. Günümüzdeki anlamı ile ilk merkez bankası İngiltere'de kurulan "Bank Of England"dır.

Merkez bankacılığı zaman içinde hızla gelişmiş ve sadece banknot ihraç eden bir banka olma kimliğinin dışına çıkarak hükümetlere para ve kredi politikalarının yürütülmesinde yardımcı olan, devletin veznedarlık görevini üstlenen iktisadi ve mali konularda danışmanlık yapan bir kurum biçimine dönüşmüştür. Ancak 1973 krizi ile birlikte merkez bankalarının görevinin fiyat istikrarının sağlanması olduğu görüşü ağır basmaya başlamıştır. Bu eğilimin etkinleşmesi ile birlikte merkez bankalarının özerkliği

(32)

kavramı önem kazanmış ve merkez bankalarının bağımsızlığı ile fiyat istikrarı arasında bir ilişki kurulmaya başlamıştır.21

Yaklaşık olarak 40 yıl yürürlükte kalan 11 Haziran 1930 tarih ve 1715 sayılı TCMB Kuruluş Kanunu, yürürlükte kaldığı süre içinde 22 kez değiştirilmiş, günün koşullarına uydurulmaya çalışılmıştır.

Günümüzde merkez bankaları, para ve kredi politikalarını ekonominin durumunu göz önünde bulundurarak en iyi şekilde düzenlemek zorundadır. Bunun yanı sıra; paranın iç ve dış piyasalardaki değerinin korunması için gerekli tedbirlerin alınması, açık piyasa işlemlerini yapmak, tasarruf mevduatı sigorta fonunu idare ve temsil etmek, parite oranlarını belirlemek vb. merkez bankalarının en önemli görevleri arasında yer almaktadır. Türkiye'de banknot ihracı imtiyazı sadece T.C.M.B.'na aittir.

1.1.4.2.Ticaret Bankaları

"Kliring bankalar" olarak da bilinen bu bankalar, sıradan vatandaş ile mali sistem arasındaki ana halkayı oluşturur.

Bankacılık sektöründe önemli bir yere sahip olan Ticaret Bankaları, mevduat toplama ve kredi verme konularında uzmanlaşmış bankalardır. Mevduat iskonto bankaları da denilen ticaret bankaları borç almak ve borç vermek fonksiyonlarını yerine getirmektedir. Ekonomide satın alma gücü üreten, merkez bankasından sonra gelen kurum, ticaret bankalarıdır. Önemli fonksiyonlardan birisi de ekonomi için kaydi paranın yaratılmasıdır.

Bu bankaların öz sermayeleri genellikle azdır. En önemli fon kaynakları halktan toplanan tasarruf mevduatıdır. Kısa vadeli para ve kredi konularında uzmanlaşmışlardır. Ticaret ve sanayi işletmelerine kısa vadeli işletme sermayesi sağlarlar. Ara sıra, sanayi işletmelerinin yatırımlarına, o işletmelerde pay sahibi olmak üzere sermaye koydukları da olur. Genellikle çok yönlü faaliyet gösterirler.

Ticaret bankaları, topladıkları vadesiz mevduatları, ekonomi için önemli olan yatırım alanlarına aktarabilmek suretiyle toplumda belirli bir refah düzeyinin oluşturulmasında önemli bir yere sahiptir.22

21

KARACAN, Ali İhsan, İktisat Yazıları, Finans Dünyası Yayınları, İstanbul, 1996 s. 54. 22

SADIKLAR, Cafer Tayyar, Türk Mali Sistemi İçinde Bankalar, Türkiye Bankalar birliği Yayınları, Ankara, 1981 s. 97.

(33)

1.1.4.3.Ziraat Bankaları

Ziraat bankaları, tarımsal üretimi desteklemek, çiftçinin kısa- orta ve uzun süreli kredi ihtiyacını karşılamak amacıyla kurulan bankalardır. Genellikle kamu tarafından ülkenin potansiyel tarım üretimini arttırmak, tarımla ilgili çiftçiği bilgilendirmek, kaynak ihtiyacını karşılamak amacıyla özel yasalarla kurulur. Ülkemizde Ziraat Bankası bu amaçla kurulmuş bir bankadır.

Tarımsal kesimin, özellikle çiftçinin, tarımsal araç ve gereçleri satın almak, gerekli tesisleri kurabilmek, toprağı işlemek, tohumu ıslah etmek, üretimi arttırmak vb. gibi faaliyetlerini yerine getirebilmesi için düşük faizli kısa-orta ve uzun süreli kredilerin sağlanması ziraat bankalarının en önemli görevleri arasındadır.

1.1.4.4.Halk Bankaları

Küçük esnaf ve zanaatkarların kredi ihtiyacını karşılamak üzere kurulmuş bankalardır. Halk bankalarında, küçük esnaf ve zanaatkarların ipotek edecek taşınmaz mallan bulunmadığı için müteselsil kefalet ve kooperatif sistemi hakim rol oynar.Bu nedenle ticaret bankalarından kredi alma olasılıkları genellikle daha düşüktür. Fakat müteselsil, kefalet ve kooperatif sistemi verilen kredilerin batma olasılığını azaltmaktadır.

Ayrıca bu tip işletmelerin ağır borç ve faiz yükü altında kalmaları, hem kendileri hem de o ülkedeki sosyo-ekonomik politikalar açısından önemli sakıncalar taşır. Bu nedenle halk bankalarının da, devlet eliyle ya da önemli ölçüde devlet desteği ile ve özel yasalarla kuruldukları görülür. Amaç, esnaf sanatkar ve küçük işletmelerin faiz yükünü hafifletmek, onlara yeterli miktarda tesis ve işletme kredileri sağlamaktır.

1.1.4.5.Yatırım ve Kalkınma Bankaları

Yatırımlara destek amacıyla, işletmelere orta ve uzun vadeli kredi sağlayan yatırım ve kalkınma bankaları sermaye piyasasında faaliyet gösterirler.

Gelişmiş ülkelerde işletmeler orta ve uzun vadeli kredi gereksinimlerini sermaye piyasası kanalıyla tahvil ve hisse senedi satımı yoluyla giderirler. Buna karşın az gelişmiş ülkelerde sermaye piyasasının gelişmemiş olması, hükümetleri yeni arayışlar içerisine itmiştir. Bu arayışların sonucunda az gelişmiş ülkelerde de yatırım ve/veya

(34)

kalkınma bankacılığı olgusu belirmiştir. Bankalar sermaye gereksinimini karşılamanın yanında aynı zamanda uzman ve proje yetersizliklerini gidermek için çalışmalar yaparlar.23

Kalkınma bankalarının işlevleri yatırım bankalarına göre biraz daha farklıdır. Özellikle az gelişmiş ülkelerde yatırımcılara uzun vadeli kredi sağlamak, gerekli teknik bilgi ve etütleri hazırlayarak onlara danışmanlık ve aracılık yapmak önemli görevleri arasında yer almaktadır. Yabancı sermayenin yatırımlara kanalize edilmesini sağlamak diğer bir fonksiyonudur.

Böylelikle yatırım ve kalkınma bankaları ekonomik istikrarın sağlanmasında ve refah düzeyinin yükseltilmesinde önemli rol oynamaktadır.

1.2.FİNANS SEKTÖRÜ İÇERİSİNDE BANKACILIK

Türkiye finans sektörünün aktif büyüklüğü 2011 sonu itibariyle 1,53 trilyon TL olmuştur. 2011 yılı birinci çeyrekte bir önceki yılın aynı dönemine göre aktif büyüklüğü % 6 artmıştır. Finansal sektör içerisinde faaliyet gösteren kuruluşların aktif toplam büyüklükleri acısından % 76,1’ini bankalar, % 2,6’sını sigorta şirketleri (bu oranın % 1,3’unu bireysel emeklilik ve hayat şirketleri), %10,2’ini Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın varlıkları ve geri kalan % 11,1’ini ise finansal kiralama, faktöring, tüketici finansmanı, menkul kıymetler ve gayrimenkul yatırım ortaklıkları, girişim sermayesi yatırım ortakları ve portföy yönetim şirketleri oluşturmaktadır24.

Türkiye bankacılık sektörü, 2001 yılında yaşanan mali krizin sonucunda gerçekleştirilen sermaye yeterliliği, risk yönetimi, likidite yapısı, iç talep artışını destekleyen para politikaları, finansal kurumların denetim etkinliğinin artırılması gibi reformların da etkisi ile yeniden yapılandırılmıştır. 2008 - 2009 yıllarında ise yaşanan global ekonomik krizin etkisiyle risklerin ve belirsizliklerin arttığı, gelişmiş ülkelerin birçoğunun bankacılık sektörünü zararla kapattığı dönemde, Türkiye bankacılık sektörü edindiği güçlü altyapı sayesinde diğer ülkeler ile karşılaştırıldığında daha hazırlıklı ve güvenli bir duruş sergileyerek krize karşı direnç göstermiştir.

23

KARATEPE Selma, Bankalarda Halkla İlişkiler”, Uzman Gözüyle Bankacılık Dergisi, Y. 3 S. 10 Haziran 1995 s. 66.

24

(35)

Global krizin etkilerinin görüldüğü 2008 yılında bankacılık dönem net kârı bir önceki yıla Gore %10,5 azalmasına rağmen, 2009 yılı sonunda bankacılık net dönem kârı; net faiz gelirlerinin ve menkul kıymet alış satışının artışı, bir önceki yıldaki kambiyo zararının pozitife dönmesi ve ihtiyatlı politikaların uygulanması ile bir önceki döneme göre %50 artarak 20,1 milyar TL seviyesine gelmiştir. 2009 yılında, global kriz sonrasında takipteki alacaklar için ayrılan karşılıkların artmasının dönem net kârının artışını etkilemediği görülmektedir.

Global krizin ardından dünya ekonomisinin hızlı bir şekilde toparlanması ile 2010 yılında da net dönem kârı artmaya devam ederek 22,1 milyar TL seviyesine ulaşmıştır. 2010 yılı net dönem kârı artış oranı 2009 yılı ile karşılaştırıldığında değer kaybederek %10 seviyesine gerilemiştir. Bu düşüşün temel sebebi, daralan faiz marjları sebebiyle net faiz gelirlerinin azalması ve türev işlemlerinden elde edilen kârın azalması olarak görülmektedir.

2011 Haziran ayı itibariyle bankacılık net dönem kârı, daralan net faiz marjı, personel ve diğer faiz dışı giderlerin artması, takipteki alacaklar için ayrılan karşılıkların artışı sebebi ile bir önceki yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında %15 azalarak 10,3 milyar TL seviyesine gerilemiştir. Aynı dönemde elde edilen net kâr bankacılık grupları bazında değerlendirildiğinde ise mevduat bankaları net kârı %16 oranında azalarak 9,4 milyar TL, katılım bankaları %5 oranında azalarak 358 milyon TL seviyesine düşmüş, buna karşın kalkınma ve yatırım bankalarının net dönem kârı ise %5 oranında artarak 458 milyon TL olmuştur.

Toplam faiz ve faiz dışı gelirler içinde faiz dışı gelirlerin oranı, özellikle krizin etkilerinin görüldüğü 2009 yılından itibaren artış göstererek Haziran 2011 döneminde %25 seviyesine ulaşmıştır. Bunda bankaların faiz gelirlerinde daralan kâr marjları nedeniyle bankacılık hizmetlerinden alınan ücret ve komisyonlara ağırlık vermelerinin etkisi önemli bir neden olarak görülmektedir25.

25

(36)

İKİNCİ BÖLÜM

ELEKTRONİK TİCARET KAVRAMI

2.1. ELEKTRONİK TİCARET (E-Ticaret) KAVRAMI VE ELEKTRONİK TİCARET İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

2.1.1. Elektronik Ticaret Nedir?

Dünya Ticaret Örgütünün yaptığı tanıma göre elektronik ticaret; mal hizmetlerin üretim, reklam, satış ve dağıtımlarının telekominükasyon ağı üzerinden yapılmasıdır26. Günümüzde internet aracılığıyla istediğimiz bilgileri en kısa zamanda ve en düşük maliyetle elde edebiliyoruz. Kısacası hız, günümüzde çok önemli boyutlara gelmiştir ve işletmeler hem ülke içinde hem de ülke dışında rekabet güçlerini artırabilmeleri için hizmet verdikleri müşterilerine, ihtiyaçlarını karşılayacak mal ve hizmetleri en kısa zamanda kendilerine ulaştırması gerekir. Bu nedenle internet üzerinden yapılan ticaret (e- Ticaret) işletmeler açısından önemli boyutlara yaklaşmıştır. Elektronik ticaret iş hayatına yeni bir yapılandırma getirmektedir. Klasik dağıtım kanalı elemanlarını giderek ortadan kaldırmakta, onun yerine müşteriyi üretici ve satıcı işletmeye daha da yakınlaştırmaktadır. Bu durum işletmelere çok büyük tutarlarda maliyet unsuru oluşturan aracılık maliyetlerinde tasarruf sağlama imkanı sağlamaktadır. Çok sayıda mal ve hizmetin küresel pazarlarda reklâmı, satın alınması ve ödenmesi, internet kullanımıyla mümkündür. İster yurt içindeki tüketiciler isterse yurtdışındaki tüketiciler kendileri için gerekli mal ve hizmetleri işletmelerin web sitelerinden seçerek sanal ortamda alışveriş yapabilirler. Ayrıca elektronik ticaret bilgisayar ağları ile ürünlerin üretiminin, tanıtımının, satışının ödenmesinin ve dağıtımının yapılmasıdır27.

Elektronik ticaret yoluyla mal ve hizmet ticareti, ürün tasarımı, üretim, pazarlama, reklam, tanıtım, sipariş verme, sözleme yapma, banka işlemleri ve fon transferi, mühendislik hizmetleri, kamu alımları, elektronik para (sanal para) çıkarma,

26

www.wto.org, (Erişim Tarihi: 11.04.2013). 27

(37)

borsa işlemleri, elektronik noterlik, fikir mülkiyet haklarının devri, kiralama işlemleri yapılmaktadır.

Elektronik ticaret tüketiciler için fiziki sınırların ortadan kalktığı, ürünlerin ve şirket bilgilerinin internet ortamından tanıtıldığı, alıcıların tek bir tuşla diledikleri ürün ve hizmetlere ulaştığı, sipariş verdiği, ürün ve hizmetleri kıyaslama olanağı bulduğu ve firmaların pazarlama, reklam ve satış imkanlarını artırdıkları bir ortamdır. Elektronik ticarette alışveriş, sipariş edilen malın teslimatı ve satış ertesinde gerekli bakım, destek ve yan hizmetleri de kapsar28.

“Geniş anlamda elektronik ticaret kavramına elektronik iletişim araçlarıyla yapılan mal değişimi girer. Bu iletişim araçları faks, teleks, telefon, bilgisayar ve diğer her türlü elektronik iletişim araçlarıdır. Dar anlamda elektronik ticareti ise açık ağlar yani internet üzerinden ve bilgisayar vasıtasıyla yapılan ticari aktiviteler oluşturmaktadır”29

Elektronik ticaret, ekonomik faaliyetleri ve sosyal çevreyi radikal olarak değiştirme potansiyeline sahiptir. Elektronik ticaret ekonomide var olan değişiklikleri daha da genişletmek, yaymak ve ilerletmek amacıyla hizmet vermektedir. Literatürde sanal pazarlama, online pazarlama, elektronik pazarlama, web pazarlama, siber pazarlama ve etkileşimli (interaktif) pazarlama gibi kavramlarla e anlamlı olarak kullanılmakla birlikte yaygın kullanımı elektronik ticarettir. Ancak elektronik ticaret ile sanal pazarlama arasında bazı farklar vardır. öyle ki; elektronik ticaret, telekomünikasyon araçları vasıtasıyla bilgilerini paylaşmak, iş ilişkilerini yönetmek olarak tanımlanır. Sanal pazarlama ise, daha stratejik bir yapıya sahiptir. Bu bakımdan sanal pazarlama, internetin sanal ortamında hedef tüketiciler için ürün sunumu, dağıtımı, fiyatlandırma ve tutundurmasını kapsayan stratejik bir süreçtir.

2.1.2. Elektronik Ticaretin Tarihi Gelişimi

1960’lı yıllardan itibaren özellikle ABD’de Elektronik Veri Alışverişi (EDI) tekniği ile elektronik ticaret yapılmaktaydı. EDI tekniği, işletmelerin bilgisayar

28

MERMOD Aslı Yüksel, Finansal Küreselleşme Işığında Elektronik Bankacılık ve Riskler, Beta Yayınları, İstanbul, 2011, s.38.

29

KAYIHAN, Şaban ve YILDIZ, Habib, Elektronik Ticaretin Hukuki ve Vergi Boyutu, Seçkin Yayınları, Ankara 2004, s.41.

(38)

sistemleri arasında ticari işlem yapmayı sağlayan, standart dokümanların iletilmesine imkan veren bir üzerinde gerçekleştirilen bir faaliyettir ve herkese açıktır. Ayrıca EDI’nin kurulum maliyeti yüksek ve küçük işletmeler için başarılması zordur. İnternetin EDI’ye kıyasla düşük maliyetli olması, internet üzerinden ticaret yapma fikrini herkes için cazip bir fikir haline getirdi. Günümüzde elektronik ticaret adıyla yaygınlaşan kavram, aslında farklı bir şekilde bilgisayarların kablolar ve uydular aracılığıyla birbirlerine bağlanmasından kısa bir süre sonra kendine iş dünyasında uygulama alanı bulmuştur. E-ticaret kavramıyla ilk defa 1994 amazon.com. adlı web sitesinde ilk kitap satılmasıyla karşılaşıyoruz. 1995 yılında arama motorlarının öncülerinden olan “Yahoo!” da ilk arama yapıldı. Örneğin, siz bir televizyon almak istiyorsunuz ve hakkında bilgi toplamak istediğinizde bu arama motorlarına girip bu kelimeyi (televizyon) girip araştırıyorsunuz. Bu araştırma sonunda e-ticaret yapan şirketler varsa ve televizyon çeşitleri satıyorlarsa, karşınıza arama sonucu olarak çıkacaktır30.

Son yıllarda elektronik ticaret konusunda uluslar arası katılımlı çalışmalar hız kazanmış ve içerik olarak zenginleşmiştir. Elektronik ticaret konusunda en katılımlı konferans 1997 yılında Finlandiya’nın Turku şehrinde ve 1998 yılında da Kanada’nın başkenti olan Ottowa’da yapılmıştır. Toplantılarda, elektronik ortamda sunulan ürünlerden, ortamın hukuki yapısına, vergileme sorunlarından teknik altyapısına kadar birçok alanda karalar alınmış ve bunlar uluslar arası elektronik ticarete yön veren belgeler olmuşlardır.

2.1.3. Elektronik İmza ve İnternet E- Ticareti

Teknolojik gelişmeler neticesinde insan ilişkileri aynı ortamla sınırlı olmaktan çıkmış, geliştirilen cihazlar vasıtasıyla (telefon, faks, bilgisayar.. vs.) mesafe kavramı ortadan kalkmıştır. Sosyal, ekonomik, ticari, kültürel, hukuki nitelikteki etkileşim yeni bir anlam ve boyut kazanmıştır. İmza, bir belgenin kişinin kendisi tarafından oluşturulduğunu, içeriğinin onaylandığını gösteren, bu yönüyle hukuk dünyasında sonuç doğuran, ad ve soyadı kullanılarak oluşturulan yazı veya işaret olarak tanımlanırken, kağıttan bilgisayara geçiş sürecinde bu tanım yetersiz kalmış, internetin kullanımı bilgisayarların birbirine bağlanması, karşılıklı veri aktarımı ve şifreleme imkanlarını beraberinde getirdiğinden, teknolojik ilerlemenin doğurduğu ihtiyacı karşılayabilecek

30

(39)

elektronik imza kavramı ortaya çıkmıştır. Elektronik imza ile ilgili esaslar ilk kez; Avrupa Birliği ve Avrupa Parlamentosu’nun elektronik imzaların kullanımını kolaylaştırmak ve hukuken tanınmalarına katkıda bulunmak amacıyla hazırladıkları, “13 Aralık 1999 tarih ve 1999/93 EC sayılı “Elektronik İmzalar İçin Topluluk Çerçevesi Avrupa Birliği Direktifi”31 ile ortaya konulmuştur. Direktifte; elektronik imza, ileri elektronik imza, güvenli elektronik imza ayrımı yapılmıştır. Direktife göre elektronik imza; mantıken diğer elektronik verilere bağlı ya da bileşik olan ve bir tasdik yöntemi oluşturan elektronik formda bir veridir. Sadece imzalayana bağlı, imzalayanın kim olduğunu belirlemeye imkan veren, sadece imzalayanın kontrolü altında tutabileceği araçların kullanımı ile oluşturulabilen ve daha sonra verilerde yapılan tüm değişikliklerin bulunmasına imkan veren elektronik imza ileri elektronik imza, nitelikli sertifikaya dayanan, güvenli elektronik imza oluşturma araçları ile oluşturulan, ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğuran gelişmiş elektronik imza da güvenli elektronik imza olarak tanımlanmıştır.

5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’nda yer alan tanım şekliyle elektronik imza; başka bir elektronik veriye eklenen veya elektronik veriyle mantıksal bağlantısı bulunan ve kimlik doğrulama amacıyla kullanılan elektronik veriyi tanımlar. Elektronik imza; bir bilginin üçüncü tarafların erişimine kapalı bir ortamda, bütünlüğü bozulmadan (bilgiyi ileten tarafın oluşturduğu orijinal haliyle) ve tarafların kimlikleri doğrulanarak iletildiğini elektronik veya benzeri araçlarla garanti eden harf, karakter veya sembollerden oluşur32.

Elektronik imza; bir bilginin üçüncül erişimine kapalı bir ortamda, bütünlüğü bozulmadan ve tarafların kimlikleri doğrulanarak iletildiğini elektronik veya benzeri araçlarla garanti eden harf, karakter ya da sembollerden olumu bir seti ifade eder. Elektronik ticaret daha yeni olması nedeniyle internet üzerinden alışveriş ya da ticaret yapan kişilerin herhangi bir güvensizlik duymamaları için getirilmiştir.

İnternet E- Ticareti, günümüzde bilişim teknolojilerindeki gelişmelere paralel olarak çok hızlı büyümektedir. Gelecekte internet ticaretinin diğer tüm elektronik ticaret biçimlerini de kapsamı içine alması beklenmektedir. İnternet E- Ticareti’nin gerçekleme

31

Dış Ticaret Müsteşarlığı, Elektronik Ticaret Genel Koordinatörlüğü, (Çevrimiçi), http://www.e-ticaret.gov.tr/ hukuk/ABdirekt_imza.htm, 01.06.2013.

32

(40)

faktörleri şu şekildedir: İnternet erişimiyle, bir web sunucusu, çeşitli güvenlik önlemleri ve bunların tümünün teknik yönetimini üstlenecek bir bilgi teknolojisi kadrosudur. Bu faktörlerin içinde en önemli olanı güvenlik önlemidir. Dolayısıyla E- imza’nın internet e- ticaretindeki önemi diğer faktörlere göre çok önemlidir.

Özellikle elektronik ticaretin kısıtlamalarının ortadan kalkması açısından elektronik imzanın uygulanması çok önemli bir gelimedir. Elektronik ticaretin gelişmesi ve güven kazanması bakımından elektronik imzanın büyük bir rolü vardır. Zaten Türkiye’de 15.1.2004 tarihli ve 5070 sayılı Elektronik İmza Kanununu ile bu kavram yasallaştırılmış ve kişilere karşı bir güvence oluşturmuştur33.

E-imza elle atılan imzayla aynı hukuki sonucu doğuruyor. Tıpkı bir metni kağıt üzerinde onaylamak için, kabul ettiğimizi belirtmek için metnin altına el yazımızla imzamızı attığımız gibi, elektronik ortamda haberleşirken de gönderilen belgelerin bağlayıcı olabilmesi, bilgi ve e-mail adresinin kime ait olduğunun bilinebilmesi için imza atabilmemizi sağlıyor. Yani elektronik imza elektronik ortamda gönderilen belgelerin hangi kuruma ya da kişiye ait olduğunu doğruluyor.

2.1.4. Açık ve Gizli Anahtarlar

Anahtarlar, sayısal karakterlerin oluşturduğu bir kod olup, açık anahtara, kullanıcı dışındaki kişilere de erişebilmekle birlikte, gizli anahtar sadece kullanıcının kendisi tarafından bilinir ve kullanılır. Açık anahtarın herhangi bir gizliliği yoktur ve herkesçe bilinebilir.

İnternet ve elektronik imza kullanımının temel ve önemli sorunlarından birisi güvenliktir. Bilginin depolanmasında, transferinde güvenliğin sağlanması zorunlu ve teknoloji kullanımına doğrudan bağlıdır. Güvenliği sağlamada bazı bilgisayar programları ve şifreleme tekniklerinden yararlanılmaktadır. Bu ise oldukça teknik bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır.

“Elektronik bankacılık ve elektronik ticaret platformlarındaki güvenlik açıkları neticesinde ortaya çıkan kayıplar (ticari casusluk, para aktarımı, yetkisiz erişim v.s.) milyon dolarlar mertebesine ulaşmıştır. Alınan önlemler her defasında yine hem insana

33

Şekil

Tablo 3.1: Şekerbank T.A.Ş. Ana Ortaklık Yapısı
Şekil 3.1: Şekerbank ATM’si
Tablo 3.3: Bireysel İnternet ve Telefon Bankacılığı İşlem Limitleri ve Saatleri
Şekil 3.2: Şekerbank İnternet Şubesine Giriş Ekranı (Bireysel Müşteri)
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

65 yaşını doldurdukları halde üniversitede kalm alarına ayni senatoca k arar verilen öğretim üyelerinin adlarının ve yaşları­ nın «Kendileri istem iyor»

Kim vurdu; niçin vurdu? Beş yıldır süren soruşturmadan ne sonuç alındı? Alındı mı? Katil kimdi? Niye yakalanmadı? Tü- tengil’i böyle bir korkunç bitişe

• Kalkınma ve yatırım bankası: Mevduat veya katılım fonu kabul etme dışında; kredi kullandırmak esas olmak üzere faaliyet gösteren ve/veya özel kanunlarla kendilerine

EKO E-Ticaret Paketi KOBİ E-Ticaret Paketi PRO E-Ticaret Paketi VIP E-Ticaret Paketi JET E-Ticaret Paketi Limitsiz Disk Alanı Limitsiz Disk Alanı Limitsiz Disk Alanı Limitsiz Disk

Öte yandan net faiz marjı 4Ç20’ye göre çeyreksel bazda 59 baz puan azalarak Ocak ayında %3,5 seviyesinde gerçekleşti, kamu mevduat bankaları en zayıf

Günümüzde, müşterilerin hizmet gereksinimlerini karşılamak için birçok alternatife sahip olması nedeniyle, işletmelerin hizmet kalitesine ve müşteri

Çeyreksel basit otalamalara baktı ımızda ikinci çeyrekte TL cinsi tüketici ve ticari kredilerde kredi mevduat spredleri ilk çeyre e göre 15 baz puan ve 33 baz puan arttı...

Akbank hisse senedinin döviz kuru ve ABD faiz oranları ile negatif yönlü, para arzı ve S&P 500 endeksi ile pozitif yönlü, Garanti Bankası hisse senedinin döviz kuru ve ABD