KARADEN~Z'DE ~LK RUSLAR VE ~ARKEL'~ N IN~AS~~
o
S MAN KARATAY*Elimizde 830'lar~n sonundan bahseden dört kaynak ve iki haber var. Bu haberler ilk bak~~ta birbiriyle alakas~z görünüyor, yan yana koyunca da çeli~iyorlar. Ama ikisini birlikte dü~ünmemiz laz~m. Birinci haber Hazarla-r~n Don nehri üzerinde Bizans yard~m~yla ~arkel1 adl~~ bir kale yapt~rd~klar~~ iddias~n~~ içeren Bizans iddialar~d~r ve üç eserde geçer. ilki Theophanes'ün ünlü Vakayinamesi'ne sonradan yaz~lan zeyilde geçer:
Ertesi y~l Agareni2 ve Theophilos (Biz. ~mp. 829-842) birbirlerine kar~~~ sefere giri~tiler; her ikisi de birbirlerinden korktu~undan bir ~ey yapmadan evlerine geri döndüler. Yakla~~k ayn~~ s~ralarda Hazarya ka~a-n~~ ve beyi3 imparatora elçilik heyeti göndererek Sarkel denen kaleyi ken-disi için in~a etmesini istedi ki, bu yere anlam bak~m~ndan beyaz ev deni-liyordu. Buran~n ilerisinde Tanais (Don) nehri vard~~ ki, buras~~ Hazarlar ile Patzinakes'in (Peçenekler) s~n~r~n~~ birbirinden ay~r~yordu; bu yerde Hazarlar belirli sürelerde dönü~ümlü olarak de~i~tirilen üç yüz s~n~r muhaf~z~n~n bulundu~u bir denetleme noktas~na sahiptiler. Bunlar~n ta-leplerini kabul eden imparator "spatharocandidatus" [rütbesi verdi~i] Kamateros lakapl~~ Petronas'~~ kraliyet donanmas~~ ve Paphlagonial~5 kap-tanlar ile birlikte talep edilen ~eyleri tedarik etmeye gönderdi. Akabinde Cherson'da karaya yana~t~~ uzun gemileri karaya çekti ve oradaki bir mevkide b~rakt~; birlikleri yuvarlaklara (yuvarlak gemilere) bindirerek
Yrd. Doç. Dr., Ege Üniversitesi, TDAE, Bornova - ~zmir. karatay.osman(&gmail.com
Tarihçilikte -mecburen- beklenen Yunanca yaz~l~~a > s) uyarak ve Ka~an Yusuf'un mektu-bunda geçen ~rkil biçimi göz ard~~ edilerek Sarkel biçimi esas al~n~r ama biz hem sözkonusu mektupta-ki biçimin, hem de Macarca ve Çuva~çadamektupta-ki mukabil kelimelerin ~~ ile ba~lamas~ndan hareketle, Czegkdy'yi takip edip ~arkel diyece~iz (~arkel: An Ancient Turkish Word for House", s.26). Ancak onun ikinci hecedeki kel/kil'in ~ rani dillerden Türkçeye bir al~nt~~ oldu~u dü~üncesi yeniden incelen-melidir.
2 HacerIler. Hz. ~brahim'in e~i Hz. Hacer'den o~lu Hz. Ismail'in soyundan gelenler, yani Arap-lar.
Hazar idaresinin Musevile~mesi için Harun Re~it dönemi ile 840 y~l~~ aras~nda bir tarih tahmin edilir. Buradaki veri, idarede ikili düzene geçilmi~~ oldu~una göre, 840 y~l~nda Musevile~menin çok-tan tamamlanm~~~ oldu~unu, belli bir dönem kökleri bulundu~unu göstermektedir. Tabii ki ikili düzen ile Musevile~menin ilgisi varsa.
10. dereceden bir unvan. 9. ve 10. yüzy~llarda oldukça önemli ve itibarl~yd~~ ama 11. yüzy~lda önemini kaybedip, kullan~mdan da kalkm~~t~r. Ostrogorsky, Bizans Devleti, s.232,340.
Tanais'de kaleyi in~a edecekleri yerde gemiden indirdi. Fakat orada ta~~ yoktu, nehrin b~rakt~~~~ kireçten küçük çak~l ta~lar~~ olu~mu~tu, biti~ikteki killi [sar~] toprak gerçekten de yorucu bir çal~~ma ile tu~la ~eklinde pi~iri-lerek çok muhte~em bir i~~ ortaya konarak binan~n yap~lmas~~ tamamlan~n-ca geri döndü. [~mparatorun emrini] uygun ~ekilde yerine getirerek geri dönen Petronas imparatora Cherson hakk~nda, kabilelerin mizaçlar~n~~ ve konumlar~n~~ koruma konusunda deneyimli olduklar~na ~ahit oldu~unu, e~er kendisinin kente ve kabilelere yönetici olarak atanmazsa, ba~ka bir ~ekilde bölgenin kasabalar~ na adaletle dolu olarak sahip olunamayaca~~-n~, çünkü yerel soylular~n ve yönetimin ileri gelenlerinin hiçbir ~eylerine güvenmedi~ini söyledi. O zamana dek herhangi birinin bölgeye yönetici olarak gönderilmesi al~~~lm~~~ bir ~ey de~ildi; onlar~n önder dedikleri biri-si, topluluktaki aile ba~kanlar~n~n hepsi ile birlikte yönetiyordu; Petro-nas'~n bölge hakk~nda tecrübe sahibi oldu~u kanaatine varan imparator bu teklifini kabul etti; onu "protospatharius"6 rütbesine yükselterek yö-netmeye gönderdi; öndere ve halk~n geri kalan~na, gönderilen bu yöne-ticiye hiç kimsenin kabul etmezlik yapmamas~n~~ ve ona itaat etmelerini emretti. Böylece Sarkel'in tahkimat~~ in~a edildi ve akabinde Cherson'a yönetici atamak yayg~n hale geldi.'
Saray belgelerinden faydalanarak bu zeyli yazd~rd~~~n~~ tahmin etti~i-miz imparator 7. Konstantinos Porphyrogenitus, dolay~s~yla yakla~~k ayn~~ cümlelerde bu bilgiyi tekrar eder:
Tuna nehrinin a~a~~~ uzam~ndan itibaren, Distra'n~n (Durustulum > Silistre) kar~~s~nda Peçenek ülkesi uzan~r ve buran~n sakinleri k~~las~n-da 300 ak~~las~n-dam~n konu~land~~~~ ve y~ll~k olarak yenilendi~i Hazar ~ehri ~arkel'e kadarki bölgeyi denetlerler. Onlarda ~arkel "beyaz ev" anlam~na gelir ve Hazarlar imparator Theophilus'tan (829-842) kendileri için bu ~ehrin kurulmas~n~~ rica ettiklerinde Kamaterus soyadl~~ Spatharokandi-datus Petronas taraf~ndan kurulmu~tur. Çünkü Hazar'~n o zamanki ka-~an~~ ve beyi bu ayn~~ imparator Theophilus'a elçiler göndermi~~ ve kendi-leri için ~arkel kentinin yap~lmas~n~~ istirham etmi~lerdir ve imparator on-lar~n taleplerine kar~~l~k vermi~~ ve onlara mezkûr Spatharokandidat Petronas'~~ imparatorluk donanmas~n~n sava~~ gemileriyle göndermi~~ ve ayr~ca Paphlagonia kaptanba~~s~n~n sava~~ gemilerini göndermi~tir. Bu ayn~~ Petronas Kerson'a vard~~ ve sava~~ gemilerini Kerson'da b~rakt~~ ve kendi adamlar~n~~ yük gemilerine bindirerek ~ehri in~a edece~i Don (Tanais) nehri üzerindeki o yere gitti. Ve bu yerde ~ehri in~a için uygun
'Alt~nc~~ s~radaki unvan, bir üst düzey memuriyet; ayn~~ ~ekilde 11. yüzy~lda önemini kaybetmi~tir. Ostrogorsky, Bizans Devleti, s.340.
Theophanes Continiatus, s.122-124. Bu metnin çevirisindeki yard~m~~ için Ege Üniversitesi'nden
KARADEN~Z'DE ~LK RUSLAR VE ~ARKEL'~N ~N~ASI 73 ta~lar bulunmad~~~ndan, baz~~ f~r~nlar yapt~~ ve içinde tu~lalar~~ pi~irdi ve nehirdeki küçük deniz kabuklar~ndan harç yaparak bunlarla ~ehrin in~a-s~n~~ gerçekle~tirdi. ~imdi bu mezkür Spatharokandidat Petronas ~arkel ~ehrini kurduktan sora imparator Theophilus'a gitti ve ona dedi: "E~er Kerson ~ehri ve Kerson'daki yerler üzerinde efendilik ve hâkimiyetini tamamlamay~~ ve buralar~n elinden kay~p gitmemesini istiyorsan, kendi askeri yahni ata ve onlar~n ba~piskoposlar~na ve zadegân~na güvenme." Zira imparator Theophilus'un zaman~na kadar buradan gönderilmi~~ as-keri vali yoktu; idare ~ehrin babalar~~ olarak adlananlarla birlikte sözde ba~piskoposun ellerindeydi. imparator Theophilus bu konuda, ~öyle ve-ya böyle askeri vali gönderilmesi üzerinde dan~~t~~ ve sonunda yerel tec-rübe edinmi~~ ve i~lerde tectec-rübesiz olmayan birisi olarak mezkür spatharokandidat Petronas'~n gönderilmesine akl~~ yatt~~ ve böylece onu protospatharius makam~na yükseltti ve askeri vali olarak atad~~ ve o za-manki ba~piskopos ve ba~ka herkesin ona itaat etmesi emriyle onu Kerson'a gönderdi ve o zamandan günümüze Kerson'daki askeri valile-rin buradan atanmas~~ kaide haline gelmi~tir. Dolay~s~yla, Sarkel ~ehvalile-rinin in~as~~ bu ~ekildedir.8
Ayn~~ haberi veren üçüncü eser ise 11. yüzy~ldan Ioannes Skylitzes'e ait-tir. Vakti bu ikisinden daha sonra oldu~u ve zaten amac~~ Theophanes'in vakayinamesinin devam~n~~ devam ettirmek oldu~u için burada almaya ge-rek yok. Dolay~s~yla, asl~nda bu haber bize K. Porphyrogenitus'un deneti-minden ve tashihinden geçtikten sonra gelmi~~ oluyor. Onun bak~~~ ve görü-~ü esas al~nmal~.
~ kinci olay, Annales Bertiniani adl~~ eserin diliyle 839 senesinde Ingelheim'daki Frank saray~nda olanlar~~ anlat~yor:
Ayr~ca Bizansl~lardan imparator Theophilos'un gönderdi~i elçiler geldi. Khalkedon (Kad~köy) metropoliti Theodosius ve Spatharius (K~l~çdar) Theophanes vard~~ ve imparatora lay~k hediyelerle bir mektup getirdiler. Imparator onlar~~ 18 May~s günü Ingelheim'da münasip tören ile kabul etti. Elçiliklerinin amac~~ bar~~~ antla~mas~n~~ ve iki imparator ile halklar~~ aras~ndaki kal~c~~ dostluk ve sevgiyi tasdik etmekti... (Theophilos) ayr~ca elçileriyle birlikte kendilerine, yani tüm halklar~na Rhos denildi~i-ni ve chacanus ad~~ verilen hükümdarlar~nca, kendi iddialar~na göre, dostluk amac~yla gönderildiklerini söyleyen baz~~ adamlar~~ göndermi~ti. Theophilos mektubunda imparatordan lütufta bulunarak onlar~n kendi imparatorlu~u içinden geçmek için seyahat emniyetini ve evlerine döne-bilmeleri için gerekli yard~m~~ ba~~~lamas~n~~ rica ediyordu, zira onlar~n Is-tanbul'a vard~klar~~ yol çok ~edit ve vah~i kabilelerce tutulmu~tu ve ba~la- Constantine Porphyrogenitus, De Administrando Imperio (bundan sonra DAI), s.183, 185.
nna bir felaket gelebilece~i için Theophilos o yolla dönmelerini istemi-yordu. imparator onlar~n buraya geli~~ sebebini daha yak~ndan inceledi-~inde, onlar~n ~sveç halk~na ait olduldan~u ortaya ç~kard~. Dostluk aray~-olan de~il de bizim krall~~~m~za casuslar olarak gönderildiklerinden ~üphelendi ve iyi niyetle gelip gelmediklerini kesin olarak buluncaya ka-dar alikoymaya karar verdi. Bütün bunlar~~ söylemek ve onlar~~ Theophilos'un dostlu~u haunna i~tiyakla kabul etti~ini ve samimi bulu-nurlarsa vatanlarma hiçbir tehlike ihtimali olmaks~z~n dönmeleri için ge-rekli ~eyleri sa~layaca~~n~~ ve her türlü yard~m ile evlerine gönderece~ini, e~er öyle de~ilse onlar~, kendi uygun gördü~ünü yapmas~~ için bizim elçi-
lerim~zle geri gönderece~ini eklemek için Theophilos'a bir mektup göndermekte vakit kaybetmedi."9
Ruslar~n Ear~an Bexca ("Beyaz Kule", Povest) ad~n~~ verdi~i, Bizanshlann
ise anlam~n~~ do~rpov öopfuov ("beyaz k~~la, baraka", K. Porph.) ve 1ev~cöv önnula ("akça ev", Th. Con.) diye çevirdikleri ~arkel'in kurulu~u için bugün art~k 838 senesini rahatça söyleyebiliyoruz". Ancak bir hisar büyüklü~ünde olan ~arkel, bugünkü Kalmukistan ile A~a~~~ ~dil boylarma yerle~tirece~imiz Hazar ana ülkesinin bat~~ ve kuzeybat~~ k~s~mlar~n~~ denetleme amac~n~~ ta~~yan bir noktada bulunmaktayd~. Don nehrinin sa~~ k~sm~nda, yani Hazar tara-findayd~~ ve Hazar ile iyi ileti~im içindeydi, zira Karadeniz'den gelenler bu noktaya kadar suyolunu kullan~r, daha sonra karaya ç~karak yola devam ederlerdi". ~arkel nehir sayesinde bat~dan gelecek sald~r~lara kar~~~ korunu-yordu. Kale 186 x 126 m büyüklü~ündeydi ve sur kal~nl~~~~ 3,75 m idi". Buras~~ Sovyetler zaman~nda dikkatli bir ~ekilde kaz~lm~~~ ve aynntlyla ince-lenmi~tir.
Yukar~da geçti~i gibi, Ioannes Skylitzes buran~n 'yeniden' yap~ld~~~n~~ söyler, adeta bir onanmdan bahseder. Nitekim ~arkel'in tam kar~~s~nda bulunan Pravoberejnoye kalesi, tam da ~arkel'in in~as~mn arifesinde y~k~l-
The Annak of St-Bertin, 3.44.
Artamonov, Hazar Tarihi, s.387; Goldelman, "On the Location", s.67.
II 'bn. Hurdadbih'in me~hur Rus yolu ~u ~ekilde tarif edilir: "Ruslar SakalibeMin bir koludur. Bun-lar i~lenmi~~ deri, siyah tilki derisi ve Slav ülkesinin uzak kesimlerinden k~l~ç getirmektedirkr. BunBun-lar~~ Rum denizi k~y~lar~na kadar getirirler ve o~~dabirlik k~sm~n~~ vergi olarak Rumlar~n sahibine verirler. Daha sonra Sahakbe bölgesinin bir nehri olan Tank (Tanais, Don) nehrinde ilet-leder ve Hazar bölgesinin bir ~ehri olan Ha~nlic'e verirler ve bumnn~~ tnelikine de bu mallar~n li~rü oran~nda vergi verirler. Buradan Cercdn denizine vantlat ve bunun k~y~s~nda bulunan Ahabbü'ya ç~karlar. Bu denizin çap~~ 500 fersahkr. Cerclin'den ticaret e~yalar~n: develer üzerinde Bagdad'a ta~~rlar. Buralardan beraberlerinde Slav köleler de glitünnektedider. Bu köklelerin H~ristiyan oldu~u diylet~mektedir. Bunlar için de cizye ödemektedirler.", 1bn Hurdazbih, Yollar ve Ülkeler Kitab~, s.130-131.
KARADEN~ Z'DE ~LK RUSLAR VE ~ARKEL'~N ~N~ASI 75
m~~~ gözüküyor". Bu kale ve etraf~ndaki yerle~imin çok uzun süre Hazar sakinlerince kullan~ld~~~~ görülüyor ki, burada bulunan sikkelerin en eskisi 4. Hürmüz (579-590), en sonuncular~~ ise Halife Emin (809-819) zaman~n-dand~r". A~a~~da de~inece~imiz Vasmer yöntemine göre, ~ehrin Hür-müz'ün ça~da~~~ oldu~unu söylemek zordur. Öte yandan, ~arkel kurulma-dan hemen önce burada insanlar~n ya~ad~~~n~~ Emin döneminin dirhemleri gösteriyor. Hwolson'dan ba~layarak ~slam kaynaklar~nda bahsedilen el-Beyza ile ~arkel'i özde~le~tirme çal~~malar~~ yap~lm~~t~r' ama te~histe esas noktay~~ (bence) Goldelman koyar". 'Ba~kent' El-Beyza'y~~ ~dil'in a~z~nda arama çal~~malar~~ beyhude gözüküyor, zira ~arkel ~arkel olarak da ba~kent-ii. ~dil üzerindeki ~til/At~l kentindeki korumal~~ adac~kta ya~ad~~~~ ku~kusuz olan Ka~an Yusuf, öte yandan "~u an ya~ad~~~m ülkede önceden Vnndrlar var-d~' dedi~inde ~dil a~z~n~~ kastetmi~~ olamaz; buras~~ aç~kça Don boylar~d~r, ~arkel'in oldu~u yerlerdir. Ka~an~n do~um yeri olan, hatunun da sürekli ikamet etti~i ~ehir 50 fersah çap~nda bir daire olarak tasvir ediliyor'. Böyle en az 350 km çap~ndaki bir ~ehir ~dil boyunda olamaz. Burada bir memle-ketten bahsediliyor. Bu büyüklük de ~arkel ve çevresinde mevcuttur. Peçe-nek arazisinin ~arkel yak~n~ndan ba~lad~~~n~~ söyleyen Konstantinos Porphyrogenitus'un haberine göre", bu durumda hatun ve harem serhat bölgesinde oturuyorlar. Burada Kiev knezi Svyatoslav 965'te Belaya Veja'ya yürüyor. Ka~an~~ orada buluyor ve yeniyor. Bat~~ Kafkas halklar~~ olan Yas ve Kasegleri de orada yeniyor ki", bu haber ~arkel = Belaya Veja denkli~ini kesinle~tiriyor. Ayn~~ zamanda buran~n ba~kent, daha do~rusu iki ba~kentten biri oldu~u gerçe~ini gösteriyor. Dunlop'un, Sarkel ile El-Beyza'n~n özde~-li~ini reddeden (ama daha sonra bu görü~ten cayan) Marquart'a kat~lmas~-n~n ipuçlar~~ kendi ifadelerinde görülüyor. ~arkel onun dedi~i gibi', Don
" Artamonov, Hazar Tarihi, s.415. Goldelman, "On the Location", s.69.
'5 ilgili edebiyat için bkz. Roma~ov, "~storiçeskaya Geografiya (Çast 4 i 5)", 5.213-216.
16 Goldelman, "On the Location". Ancak Roma~ov bu tespiti görmek istemez ve el-Beyza'n~n ye-rinin tam bilinmedi~inde ~srar eder. Bkz. "~storiçeskaya Geografiya (Çast 4 i 5)", s.214-217. Onlardan çok önce yazan Golden da bölgede "çok say~da beyaz ~ehir" oldu~una dikkat çekerek ~arkeller vurgusu yapar. El-Beyza'n~n yerinin ise bilinmedi~ini belirtip, A~a~~~ ~dil'de olmas~~ gerekti~ini dü~ünür. Bkz.
Hazar Çal~~malar~, s.274, 278.
Kokovtsov, Yevreysko-Xazarskaya Perepiska, s.92 (sadece uzun nüshada bulunur). Eserinde bu haberle~menin tam metnini veren Marcus, The jew in Medieval World, s.257, bunu Bulgar olarak çevirir.
"Kokovtsov, Yevreysko-Xazarskaya Perepiska, s.84, 102; Marcus, The jew in Medieval World, s.259.
'DAI, s.183.
20 Povest', s.244; Yücel, ilk Rus Y~ll~klan, s. 92-93. 21 Duplop, Hazar Yahudi Tarihi, s.260.
boylar~nda herhangi bir kale de~ildi; ~arkel Hazar'~n ba~kenti, han kenti, hatun kenti idi.
Artamonov'un dedi~i do~ru de~il: ~dil boyundaki ba~kentin eski ismi El-Beyza, sonradan ~til olarak de~i~tirilmiyor22. 737 y~l~nda ~slam ordular~-n~n komutan~~ Mervan da i~te oraya yürümü~~ ve ka~an~~ orada yenmi~tir. Artamonov'un Eski ~arkel'le ilgili verisini al~nt~lamak istemeyen Golden, ~arkel'in 838'de kuruldu~unu söyleyerek 737 seferinin oraya yap~lamaya-ca~~n~~ belirtir23. Halbuki, onun diyi~iyle, El-Beyza en az~ndan çok say~da ~arkel'den biri olabilirdi. Ben Mervan'~n istikameti konusunda eminim. Ka~an~n da do~udaki ~slam topraklar~na yakla~acak, dolay~s~yla bir tuza~~~ cazip k~lacak ~ekilde A~a~~~ ~dil'e çekilmektense, kuzeybat~~ yönünde Avrupa içlerine do~ru çekilmesi daha beklenirdir. Al~~~ld~k tarihçilikte, Semender ba~lant~s~~ yüzünden onun yürüyü~~ yolu Hazar sahiline çevriliyor ve hedefi olan El-Beyza'n~n kaynaklarda aç~k tarifi bulunan ~dil'in a~z~ndaki Hazar ba~kenti oldu~u söyleniyor". Halbuki ordunun harekat~~ bu konuda fikir verir. Mervan kendisi esas ordunun ba~~nda Orta Kafkaslardaki Daryal geçidinden kuzeye atl~yor. ~kinci kol ise Derbent'ten geçip sahil boyunca kuzeye ilerliyor. Onun bu harekat~n~n Alanlara sald~r~yor gibi yaparak Ha-zar ku~kusunu örtbas etmek amac~~ ta~~d~~~~ belirtiliyor. Lakin Mervan HaHa-zar elçisini yan~nda uzun süre oyalayarak ve ordular menzile vard~ktan sonra gitmesine izin vererek zaten Hazar istihbarat~n~~ kand~rm~~t~25. Alanlara sal-d~rm~~~ gibi yapmak için büyük orduyu çok zahmetli olan Orta Kafkas geçit-lerinden yürütüp sonra do~uya dönmenin anlam~~ yoktu. Sülemi komuta-s~ndaki kolordu da bunu yapabilirdi ve kendisi Derbent'ten geçerek rahat bir ~ekilde ilerlerdi. Vaki olan ~ey, Mervan'~n ~dil a~z~na de~il, Don nehri boylar~na ilerlemesidir ve bunun için k~sa yol Daryal geçididir. Bu seferle ilgili di~er baz~~ ayr~nt~lara a~a~~da de~inece~iz. El-Beyza'n~n ~arkel oldu~u-na dair benzer bir delil de Mervan'dan yedi y~l önce Hazar'~~ istilaya kalkan
Artamonov, Hazar Tarihi, s.499. 23
Golden, Hazar Çal~~malar~, s.278.
24 Örne~in, Z. V. Togan'~~ izleyen Artamonov, Hazar Tarihi, s.295; Duplop, Hazar Yahudi Tarihi, s.98-99. Artamonov Don boylar~na do~ru bir sefere kesinlikle kar~~~ ç~kar ve bunu eski hüküm olarak de~erlendirir. Kurat ise, "Kiffib al-Futüh", s.264d, Togan'~~ ve izleyicilerini ele~tirerek, Araplar~n bu sefer esnas~nda Kafkaslar~n ötesine geçmesine ihtimal vermez. 727 sava~~n~~ en iyi inceleyenlerden biri, ticaret tarihiyle ilgili uzun makalesinde bunu yapan Noonan'd~r: "Why Dirhams First Reached Russia", s.191-201; ayr~ca Duplop, Hazar Yahudi Tarihi, s.97-103.
KARADENIZ'DE ~LK RUSLAR VE ~ARKEL'~N ~N~ASI 77
Cerrah'~n yoludur. ~bn'ül-Esir'in haberine göre, o da Tiflis'ten hareket edip Daryal geçidinden Hazar ülkesine giriyor ve El-Beyza'ya kadar ilerliyor'.
Eski kalenin neden y~k~ld~~~, yeni kalenin neden yap~ld~~~n~~ da aç~kla-yacakt~r. Bunun için biraz daha o günlerde dola~mam~z gerekli. Artamo-nov'un da kat~ld~~~~ ve destekçisi çok olan bir fikre göre, Eski ~arkel (Pravo-berejnoye kalesi) Hazar'daki Musevile~me kaynakl~~ iç sava~~ sonucu y~k~lm~~-t~r'. ~ç sava~larda bu türden katliamlar olsa bile, böylesine kale y~k~m~na pek rastlanmaz. Hele Musevile~me yüzünden bir iç sava~~ ç~ksayd~, bu bir
~ekilde kaynaklara yans~rd~. Harici kaynaklar hiçbir~ey söylemedi~i gibi,
Musevile~me sürecini birinci elden anlatan iki Hazar mektubu da (Ka~an Yusuf'un Cevab'~~ ve isimsiz Kenize Mektubu) ülkede en ufak bir rahats~zl~ktan bahsetmez. Artamonov bulunan toplu mezarlara bakarak halk~~ k~r~p geçi-ren, nüfusu azaltan kanl~~ bir sava~tan bahsediyor. Bu herhalde kaynaklar~n dikkatini çekerdi. Hatta bence iç sava~~ kelimesi çok abart~l~d~r; e~er bir Tu-ran devletinde en az her be~~ y~lda bir iç çat~~ma gkr~nyorsa bir ~eyler yanl~~~ gidiyor demektir. Golden'~n dedi~i gibi, s~radan bir yaka, adiyattan bir ko-pu~~ olarak görmemiz gereken Kabar isyamm, hele de dini bir konuya ba~-lamamn anlam~~ yoktur".
Öte yandan, burada Hazar içindeki kopu~la nihayedenen ve mahalli kalmas~~ beklenen bir çat~~man~n ötesinde ~eylerin gerçekle~ti~i görülüyor ki, bir kalenin y~k~lmas~na yol açan sava~lar bölgedeki ticarete de aynen yans~m~~t~r. 820-840 aras~nda Do~u Avrupa'ya dirhem ithalat~nda gözle görülür bir dü~ü~~ meydana geliyor. Bu durum Rusya ile Hazar ticaretinin ciddi bir dü~ü~~ gösterdi~ini gösteriyor. Hatta Kislaya ve Devitsa'da ele ge-çen 837-838'e ait paralar belli bir ara için son örnekleri temsil ediyor. 837-
Artamonov, Hazar Tarihi, s.279-280; Duplop, Hazar Yahudi Tarihi, s.84.
Artamonov, Hazar Tarihi, s.415; Pritsak, "Ruslar~n Kökeni", s.60. Bu konudaki tek bilgi, kitab~-n~n 39. bölümünü Kabarlara ay~ran Konstantinos Porphyrogenitus'tan gelmektedir. Ilgili bölüm aynen ~öyledin "Sözde Kabarlar (Kabaroi) Hazar ~rlandan idi. Gün geldi onlarla hükümetleri aras~nda ayr~l~k
ba~~ gösterdi ve bir iç sava~~ ç~kt~~~nda ilk hükümetleri hlikim geldi ve onlardan baz~lar~~ öldürüldü ve öbürleri kurtuldu ve geldi ve Peçeneklerin ülkesinde Türklerin (Macarlar, 0.K.) yan~na yerle~ti ve bunlar birbiriyle dost
oldular ve Kabaroi' adland~lar. Ve böylece onlar bu Türklere Hazarlar~n dilini li~retti ve bugün dahi bu ayn~~ dile sahiptirler, fakat Türklerin di~er diline de sahiptirler. Ve sava~larda kendilerini sekiz uru~un en güçlüsü ve yigidi olarak gösterdilderinden ve sava~ta öncü olduklanndan, onlar ilk un~k olarak yükselmi~lerdir. Aralar~nda, yani Kabarla~~n üç urukle~r~~ aras~nda bir prens vard~r ki, bugün dahi böyledir." (DAI, s.175). Görüldü~ü gibi,
bunun sebepleri hakk~nda en ufak bir ima dahi yoktur. Belki, say~s~z 'iç sava~' vakas~~ arasmda bundan ve bu halktan bahsedilmesinin sebebi, odakta olan topluluklar~ndan Macarlarm kökeninin aç~klanma-s~~ gibi gözüküyor. Macarlardan bahsetmese belki Kabarlan hiç anmayacaku. Nitekim bir sonraki bölüm bu bilgi üzerinden devam eder ve Macar birli~ine ba~l~~ boylar~~ anlat~r.
842 aras~nda Rus ile Hazar aras~ndaki ticaret sekteye u~ruyor'. Geni~~ çapl~~ oldu~u anla~~lan bir karga~a ve sava~~ hali göze çarp~yor ve bu y~llar tam da bir taraftan Eski ~arkel'in y~k~ld~~~~ ve yenisinin yap~ld~~~, bir taraftan da ~stanbul'daki Rus elçilerinin yolunun kesildi~i günlere tekabül ediyor. Bu çapta hadisat bir boyun Hazar birli~inden kopu~uyla gerçekle~emezdi her-halde. Öbür türlü ne ~pek Yolu'nun, ne Kürk Yolu'nun i~lemesine imkân yoktu.
Buradaki sorun, e~er Bizans o günlerde Hazar ile savunmas~na yard~m edecek kadar yak~n ise, Ruslar~n ~stanbul yolunu, yani Dnyeper boylar~n~~ hangi güçlü toplulu~un tuttu~udur ki, normalde böyle ~eylere ald~rmayan ve her türlü ortamdan geçip giden denizci ve `nehirci' Vikingler Do~u Av-rupa'da bir yerlerden geri dönemiyorlar ve Bizans imparatorundan rica ile çok zahmetli olan Bat~~ Avrupa yolunu tercih ediyorlar. Üstelik de o günler-de Vikinglerle Franklar aras~nda s~k~~ bir dü~manl~k oldu~u, dolay~s~yla Frank imparatorunun onlar~~ geçirmeme ihtimali haz~rda bulundu~u halde. Dnyeper boylar~n~~ o günlerde bir Slav kabilesinin tutup geçi~i engellemesi olas~~ gözükmüyor; zaten onlar~n bunu herhangi bir yerde, herhangi bir tarihte yapt~klar~n~n da kayd~~ bulunmaz. Avarlar y~k~l~p gitti~ine, o günler-deki tarihlerini iyi bildi~imiz Omurtak ve Presiyam idaresingünler-deki Tuna Bul-garlar~n~n ise böyle bir te~ebbüsleri bulunmad~~~na göre", geriye Macar ve Hazarlar kal~yor.
Dnyeper yolunu tutmu~~ olmalar~~ ku~kulu olsa da, o günlerde yüksel-mekte olan Macarlar~n Orta Don boylar~nda sebep olduklar~~ rahats~zl~klarla en az~ndan ~arkel'in in~as~~ konusunda dahillerinin oldu~una inananlar çoktur. Örne~in Petruxin elçilerin yolunu kesenlerin Macarlar oldu~unu söylüyor'', lakin onlar~n Dnyeper üzerinden bat~ya toplu halde geçmeleri için 50 y~l daha beklememiz gerekiyor. Her ne kadar Don-Dnyeper aras~~
29
Kovalev, "What Does Historical Numismatics Suggest?", s.107, 124-125. Kr~. Yukar~da geçti~i gibi, Eski ~arkel'deki son paralar Halife Emin döneminden (809-819).
Vernadsky, Ancier~t Russia, s.306-307, Rus elçilerin eve dönü~ünü Bulgarlar ile Bizans aras~nda 836'da ba~layan mücadelenin engelledi~i fikrindedir ki, mant~ken do~ru olmasa gerek. Bulgar gücü-nün Karadeniz kuzeyine ula~mad~~~~ bilgimiz bir tarafa, e~er sebep bu ise Kuzeyli elçiler Istanbul'a hiç gelemezlerdi. 838'de ~stanbul'a gelen adamlar~n 836'da ba~layan sava~~ sebebiyle geri dönememeleri herhalde, zaman bilgimizde hata yoksa, mümkün olmasa gerektir.
31 Petrukhin, "Khazaria and Rus", s.247. Istanbul'daki adamlar Balt~k bölgesine Don üzerinden gideceklerse dogru. Ama tüccarlar kullanm~yor diye elçilerin de Dnyeper yolunu kullanmad~klar~n~~ söylemek do~ru de~il. Kald~~ ki, a~a~~da de~inilece~i üzere, ~bn Hurdadbih'in kitab~~ 840 öncesine gidiyorsa, gündemin ~arkel ve Ruslar~n yolunun kesilmesi oldu~u bu günlerde, tüccarlar da çoktan Dnyeper yolunu kullanmaya ba~lam~~~ demektir. Bu makalenin sonlar~nda de~erlendirdi~imiz üzere, Hazar ba~l~s~~ Macar birlikleri Dnyeper yolunu kesmi~~ olabilirler.
KARADEN~Z'DE ~LK RUSLAR VE ~ARKEL'~N ~N~ASI 79
Macarlar~n ikinci yurdu olan Etelköz'le ili~kilendirilse de", ben bu kanaatte de~ilim. Hem Etelköz daha do~udad~r ve hiçbir zaman Dnyeper'e ula~maz, hem de ana Rus kayna~~~ aç~k ~ekilde Macarlar~n buradan, Kiev'in a~a~~s~n-dan "geçip gittiklerini" söyler; kald~klar~na dair bir ibare veya ima yoktur". Gesta Hungarorum adl~~ isimsiz Macar vakayinamesi, destan~~ havada bahsetti~i y~llar içinde muhtemelen burada ilgilendi~imiz dönemle ilgili olarak Macar-lar~n Kiev'lileri (Kuman ve Ruthenleri!) yendi~ini söylüyor, ama o kadar. Ku~atmaya dayanamayan kent, bar~~~~ kabul ediyor. Bunu Macarlar~n orada kald~klar~, yerle~tikleri vb. ~eklinde anlamak zordur. `Deneper' nehrini Ki-ev'den geçiyorlar, lakin ~ehre girdiklerini bile bilmiyoruz. Üstelik ivedi amaçlar~~ Galiçya'ya do~ru gitmek". Tek kaynak olan isimsiz Gesta dahi böy-le bir ~ey ima etmiyor. Di~er Macar vakayinamesi olan Simon
Gesta's~~ ise aynen Poveseteki ifadeyi kullan~yor. Kiev yak~n~ndan geçip gidi-yorlar".
Macarlar~n do~udan ak~n için gelerek Dnyeper'den çok daha bat~da faaliyet gösterdiklerini iyi biliyoruz. Örne~in 862'de Franklar~n iç çeki~me-sinden faydalanmak isteyen Moravya prensi Rastislav Macarlar~~ yard~ma ça~~r~yor. 881'de bu sahne tekrarlan~yor (Gerçi isimleri Ungri olarak geçer). Ertesi y~l onlar~~ Bulgarlara kar~~~ Bizans'~n ba~la~~klar~~ olarak A~a~~~ Tuna'da görüyoruz". Ancak ortada 830'lara götürülecek bir örnek bulunmuyor. Macar birli~inin Türk as~ll~~ bile~eni olan Ono~urlar~n Macar göçünden çok önce, 642 y~l~ndan sonra Karpat havzas~nda bulunduklar~~ iddialar~~ var". Bunun için fazla dü~ünmeye bile gerek yoktur. Hazar ka~am Yusuf (10. yüzy~l ortas~), yukar~da geçti~i gibi, 670'lerdeki Hazar-Bulgar sava~lar~na i~aret etti~i aç~k olan ifadesinde, atalar~n~n çok kalabal~k olan Ono~urlar~~ (Wnndr) yenerek Tuna'n~n a~z~na kadar kovalad~klar~n~~ söyler". Tuna Bul-
" En yeni ve toplu, zirve eser olarak bkz. Röna-Tas'~n Etelköz bahsi: Hungarians and Europe, s.325-332. Röna-Tas Etelköz'ü daha bat~ya al~r ve Dnyeper ile Dnyester aras~na koyar; üstelik 7. yüzy~l sonlar~ndan 9. yüzy~l sonuna kadar, iki as~r boyunca onlar~~ burada oturtur. Burada, Kiev'in önlerinde ve ~stanbul yolu üzerinde kaydade~er sürede bir ikamet, Rus kaynaklar~na muhakkak girerdi. Bizansl~lar~n, hatta Franklar~n da bir ~ekilde bu kom~ular~~ hakk~nda bilgileri olurdu. Mesela isimsiz Ravenna Co~rafyast bundan bahsederdi. Ne do~u, ne de bat~n~n hiçbir kayna~~~ burada bir Macar kal~~~~ konusunda veri sunmaz.
" Povest Vremenn~x Ler, 5.210; Yücel, ilk Rus Mit/elam, s.482. Macar yurtlar~~ (Lebedia ve Etelköz)
de~erlendirmemiz için bkz. Karatay, "Do~u Avrupa Türk Tarihi", s.50-51. Rady, "The Gesta Hungarorum of Anonymus", s.691.
" Simon KCzai, The Deeds of the Hungarians, s.79. 36 Röna-Tas, Hungarians and Europe, 5.331.
Röna-Tas, Hungarians and Europe, s.284.
" Kokovtsov, Yevreysko-Xazarskaya Perepiska, s.92. Ancak Azak'~n do~usunun büsbütün bo~ald~~~n~~ söyleyemeyiz. Esas Ono~urlar burada Macarlarla birlikte bat~ya do~ru göçe kadar kalm~~~ gözüküyor-
garlanmn Ono~ur-Bulgar adlanmas~~ da bo~una de~ildir'. Buradaki sorun Ono~urlar~n ba~~ms~z bir birim olarak orada faaliyet göstermemeleri, onla-r~n (bir k~sm~n~n) iltihak etmi~~ oldu~u Tuna Bulgarlaonla-r~n~n da, belirtti~imiz gibi, Dnyeper'in a~z~n~~ tutacak kadar öteye gitmemeleridir.
Gerçi ~bn Rusta aç~k ifadelerle Hazarlar, Macarlar ve çevrelerindeki di~er halklardan korkarak ülkelerinin etraf~na hendek kazd~lar diyor' ama burada genel bir hava var; Macarlar tek ve kesin tehdit de~iller. Göckenjan ile Zimonyi'nin izahlanna gönderme yapan Golden bunun sonraki bir ek-leme olabilece~ini söylüyor'''. Ekek-leme olmama ihtimali daha yüksek. Kaz~bi-limin de gösterdi~i üzere, gerçek olan ~ey böyle bir savunma sisteminin hayata geçirilmesidir. Hazarlar Don-Oskol ve Kuzey Donets hatt~n~~ denetle-yecek hisarlardan kurulu bir savunma sistemi geli~tirmi~ler ve kuzey yolunu denetime alm~~lard~'''. Kovalev'in yukar~da bahsetti~imiz 830'lardan itibaren görülen ticaretteki dü~ü~~ için Macar istilas~n~~ göstermesi, hele Don bat~s~n-daki Hazar topraklar~n~n elden (Macarlara) ç~kt~~~n~~ söylemesi yerinde de-~il. O bununla Hazarlar~n Macarlara kar~~~ Bizans'tan yard~m isteyip ~arkel'i yapt~rd~~~~ ~eklindeki, yukar~da geçenlerin yan~nda Zuckerman'ca da ~srarla savunulan görü~e kat~l~yor'. Povest gösteriyor ki, 9. yüzy~l ortas~nda Don'un bat~s~nda Hazarlar hâlâ etkindiler ve ta Orta Dnyeper ve Oka boy-lar~ndaki Slavlar~~ haraca ba~l~yorlard~«. DAI de diyor ki Macarlarla Hazar-lar hep karde~~ karde~~ ya~ad~Hazar-lar, MacarHazar-lar hep Hazar'a ba~l~~ ve müttefik
lar. Notitia Episcopatorum adl~~ bir Bizans piskoposluk listesine göre, 8. yy sonlar~nda Azak'm do~usun-da Onoguria piskoposlu~u vard~~ Roma~ov, "~storiçeskaya Geografiya (Çast 4 i 5)", s.218.
» Golden, Türk Halktan Tarihine Giri~, s.287.
~e~en, ~slam Co~rafyac~lan, s. 38; Yörükân, Müslüman Co~rafyac~lar, s.294.
4' Golden, "Irano-Turcica", s.179. Ama daha önceki Hazar Çal~~malar~~ kitab~nda ~arkel'in Macar-lara kar~~~ yap~ld~~~~ iddias~nda I. Boba'n~n yan~nda yer al~yor. Boba'ya göre, Ryazan'~n kuzeyindeki ya~am alanlar~ndan 820 civar~nda Kuzeylilerce koyulan Macarlar, Don-Dnyeper bölgesine gelmi~ler ve onlar~n bu tazyiki ~arkel'in in~as~n~~ kaç~n~lmaz k~lm~~ur (Nomads, Northmen and Slavs, s.96-100). Ayn~~ ~ekilde, Macarlar~n geli~inin Hazar'la birlikte Bizans'~~ da endi~eye sevk etti~ini ve ~arkel'in in~a sürecini h~zland~rd~~~n~~ dü~ünen Golden, Ruslara hiçbir ~ekilde ~ans vermez. Macarlarm itifi~~ sebebi, O~uzlarm itti~i Peçeneklerin yapt~~~~ bask~d~r. Golden biraz daha ileri giderek, ~arkel'in Bizans sa-vunma sisteminin de bir parças~~ oldu~unu belirtir. Kerson ve Klimata buradan savunulmaktad~r
(Hazar Çal~~malar~, s.92-93; "The Question of the Rus", s.80). Lakin o günlerde ve 150 y~ld~r Bizans
Kerson ve ba~l~~ yöreleri (Klimata) Hazarlara kar~~~ savunmakla me~guldü. 42
Kovalev, "What Does Historical Numismatics Sugeest?", s.100-101.
Kovalev, What Does Historical Numismatics Sugeest?", s.124. Zuckerman, "On the Origin of the Khazar", s.520-521, Macarlar~~ tek istilac~~ aday olarak gördü~ü gibi, onlar~n Hazarlara ba~hl~klar~~ hikayesini tamamen çürütür. Ancak tek dayand~~~~ haber nihayetinde ~bn Rusta'n~n kayd~d~r. Zuckerman'~n önceki Macar yurtlar~~ konulu çal~~malar~n~~ henüz edinemedim. Ama bu makalede belirtti~i Moldova'daki bir Etelköz tespitine kat~lma imkan~~ yok.
KARADEN~TDE ~LK RUSLAR VE SARKEL'~N ~NSASI 81
oldular'. Ticari hayatta 842'den itibaren olumsuz durum de~i~iyor ve Ha-zar'dan giden paralar yeniden Rus'da görünmeye ba~l~yor". Buras~~ Kovalev'in kendisiyle çeli~ti~i noktad~r. Macar istilas~~ böyle bir iki y~ll~k ve k~sac~k m~yd~? Ticaret yolundan kuzeydo~uya do~ru geri mi çekildiler? Çekilmedilerse Hazarlara durumu kabul ettirip, yani Don bat~s~ndaki top-raklar~n art~k kendilerinin oldu~unu onaylat~p tüccarlara serbesti üzerinde mi anla~t~lar? E~er böyle oldu ise Hazarlar nas~l Macarlar~~ atlayarak Slavlar üzerinde hakimiyet kurdular veya bunu yenilediler? Belki Macarlar~~ tekrar hakimiyetlerine ald~lar... Her halükarda sorular~n ard~~ arkas~~ kesilmiyor ve Macar aç~klamas~nda önemli sorunlar gözüküyor.
Bulgar ile Hazar aras~nda bir güç bo~lu~unun olu~tu~unu ve bunun haliyle Dnyeper boylar~nda en fazla hissedildi~ini kabul etmeliyiz, ama be-lirtti~imiz gibi buraya Bulgarlar~n müdahil olu~u hakk~nda bir bilgiyi ne ana Rus kayna~~, ne de Bizans vakayinameleri veriyor. Hem K~r~m'daki Hazar hakimiyetinin güçlülü~ünü, hem de ana Rus vakayinamesinin Dnyeper'in orta ve yukar~~ boylar~ndaki Slav kabilelerinin Hazarlara vergi verdi~i ~ek-lindeki haberleri göz önüne ahrsak, Bizans'~n ~sveçli misafirlerinin geldikle-ri yoldan dönü~ünü engelleyecek tek gücün Hazarlar oldu~u ortaya ç~kar'''. Ama hani o günlerde Hazarlar ile Bizans'~n aras~~ iyiydi de, Bizansl~lar onla-ra kale yap~m~nda yard~mc~~ oluyorlard~?
Burada ~arkePle ilgili Bizans haberlerini sorgulamam~z gerekiyor. Tu-haf olan ~ey, bu mevkide yap~lan kaz~larda kitaplarda okudu~umuz gibi bir Bizans izinin bulunmamas~d~r. ~arkel ne mimari, ne tarz, ne ~u, ne bu hiç-bir ~ekilde hiç-bir Bizans eseri de~ildir; malzeme bile Bizansl~lar~n kulland~kla-nyla uyu~maz. Bizansl~lar, kaz~lar~n gösterdi~i üzere, sadece buradaki kili-senin süslenmesi için çal~~m~~lard~r. Ta~tan, tu~ladan, deniz kabu~u gibi ayr~nt~lardan bahseden Konstantinos, daha do~rusu onun kaynaklar~~ konu-yu abartmaktad~r ve Hazarlar bu kaleyi tamamen kendileri yapm~~~ gözük-mektedir". Hazarlar~n bir hisar yapmak için Bizans yard~m~na hiçbir ihti-yaçlar~~ yoktu; hem kendi teknikleri, hem de tarzlar~~ vard~. Artamonov'un dikkat çekti~i üzere, Petronas daha çok bir elçi ve gözlemci idi. Yukar~daki Konstantinos'un cümlelerinin de gösterdi~i gibi, Bizans'~n kuzey siyasetinin
Constantine, DA!, s.171. Özellikle Ingelheim elçili~i ve ~arkel in~aau günlerinde bu ittifak yü-rürlükte idi. Novosel'tsev, "Obrazovaniye drevnerusskogo gosudarstva", s.9.
Kovalev, "What Does Historical Numismatics Sugeest?", s.125.
Yukar~da geçti~i gibi, Ka~an Yusuf da hâlcimiyetlerinin Wnndrlar~~ yendilderi günden beri ora-lar~~ içerdi~ini söyler.
" Artamonov, Hazar Tarihi, s.391.
yönünü belirlemek üzere oraya gönderilmi~ti. Orada bulunup durumu gözledi ve yeni stratejiler geli~tirdi; belki kendi ikbalini arad~. Giri~teki ha-berlerde gördü~ümüz gibi, onun önerisiyle Kerson themas~" kurulmu~~ ve ba~~na o geçirilmi~tir. Bizans'~n bu i~~ için çok önemli birini görevlendirmesi, bu konuya verdi~i önemi gösteriyor.
Ben burada, bir 'Rus' ~erhi koyarak, amac~n kadim bir Bizans takti~ine uyarak Hazarlar vas~tas~yla kuzeydeki rahats~zl~k veren kabilelerin denetim alt~na al~nmas~~ oldu~u ~eklindeki Artamonov'un sav~na kat~lam~yorum. Za-ten yazar kendisi de hassaZa-ten bir Rus tedibinden bahsetmiyor". Bizans daha çok, uzun süredir ortada gözükmeyen rahats~z edici "~skit kabileleri" araya-rak, onlar vas~tas~yla Hazar'~~ denetim alt~na almaya çal~~maktad~r. O y~llarda Bizans'~n kuzeyliler tarafindan rahats~z edilmesi sözkonusu de~ildir. Bu-günkü Bulgaristan'~n kuzey yar~s~~ ile Romanya'n~n büyük b~r k~sm~n~~ içine alan Bulgar devleti bela olarak tek ba~~na Bizans'a yetmektedir; öte yandan da ba~kalar~n~n güneye geçmesini engellemektedir. Zaten o y~llarda ortada dola~an fazla bir topluluk da yoktur. Sonda belirtece~imiz üzere, Hazar'~n Kavimler Kap~s~'n~n ba~~na oturmas~~ do~udan kavim göçünü uzun bir süre için durdurmu~tur. Bat~~ ucu Bizans'~n bir eyaleti olan K~r~m ise kendisi ~stanbul için ba~a~r~s~d~r.
Bu konuda bir ezberimizi bozarsak, bu fikrin yerinde oldu~unu görü-rüz. Hazar ile Bizans aras~nda Müslümanlara kar~~~ bir ittifak fiilen hiç i~le-medi. 'Geleneksel' Hazar-Bizans ittifak~~ ancak 730'larla birlikte ba~lam~~t~r. Ancak iki taraf~n e~güdümlü hareket etti~ine dair bir kay~t yoktur. ~ki taraf da kendi siyasetlerini uyguluyorlard~. Mesela Hazarlar~n en zor günlerinde 737'de Bizans'~n hiçbir k~p~rdanmas~~ yoktur". Bu ikisi sadece ayn~~ dü~man ile muhatapt~lar. Arap-Hazar sava~lar~n~n en ~iddetli günlerinde gerçekle-~en bir gelin verme hadisesi vard~r (733'de Prenses Çiçek'in Istanbul'a git-mesi). 750'lerin sonlanyla birlikte Hazarlar ile Bizansl~lar~~ "geleneksel" müt-tefik haline getiren ~artlar ortadan kalkm~~t~r. Hazarlar s~n~rlar~ndaki artan Bizans bask~s~n~~ art~k tehlikesiz hale gelmeye ba~layan Araplarla yak~nla~a-rak gidermeye ba~lam~~lard~". Araplarla Hazarlar aras~nda 762-4 y~llar~n-daki ~iddetli çat~~malar~n çabuk unutuldu~u, Hazarlar~n yanl~~l~ktan dolay~~
Thema: Heraklius dönemindeki düzenlemelerle kurulan, askeri valilerin yönetti~i, tamamen askeri ihtiyaçlara göre yap~land~r~lm~~~ eyalet düzeni. Ostrogorsky, Bizans Devleti, s.89-92.
Artamonov, Hazar Tarihi, s.387.
51 Noonan, "Why Dirhams First Reached Russia", s.229, 231. Buna kar~~hk Golden bu ittifak~n süre~en oldu~unu söyledi~i gibi, Hazarlar~n din de~i~tirmesinin de aray~~ bozmad~g~n~~ dü~ünün Bkz.
Hazar Çalt~malart, s.81.
KARADEN~Z'DE ~LK RUSLAR VE ~ARKEL'~N ~N~ASI 83 bir nevi özür diledi~i anla~~l~yor ki, 768 y~l~nda Bizansl~larla sava~an Arapla-r~n saflaArapla-r~nda Hazar birliklerini görüyoruz. Üstelik bu s~rada annesi Hazar olan 4. Leo Bizans taht~na varis idi. 770'lerde bir haber gelmiyor. Dolay~s~y-la s~k~nt~~ yok gibidir. 780'lerde ise HazarDolay~s~y-lar, ArapDolay~s~y-larDolay~s~y-la gayet iyiler. MeseDolay~s~y-la Gürcü prens Nerse'nin Araplara kar~~~ yard~m ça~r~lar~na, Araplar zor du-rumda olsalar bile, Hazarlar cevap vermiyorlar. Hatta o günlerde Abhazya yüzünden Bizans ile kar~~~ kar~~ya idiler". 785 y~l~nda bir sava~tan bahsedilir ama mevcut kaynaklara göre böyle bir sava~~n oldu~unu dü~ünmek zor". Arap-Hazar çizgisinde ta~lar yerine oturup neredeyse kal~c~~ bir bar~~~ süreci-ne girilmesinden sonra, Bizans-Hazar aras~ndaki ili~kinin güvensiz bir ze-minde oldu~u aç~kça ortaya ç~km~~", Araplarla sava~~n en çetin günlerinde bile devam eden K~r~m üzerindeki mücadele iki devleti daha bu dönemde süre~en bir has~ml~~a sürüklemi~tir'.
Bu makalenin hacmi Bizans-Hazar mücadelesinin aynnt~lar~m daha fazla vermeye yeterli de~ildir. Burada rahat söyleyebilece~imiz ~ey, 8. yy'~n ba~lar~nda ba~layan çeki~me ile 10. yüzy~l ortas~nda Hazar'~n Bizans naza-r~nda önemli bir dü~man olarak görünü~ünün (Konstantinos Porphyrogenitus'un ünlü kitab~~ De Administrando Imperio'nun anafikri Hazar ile nas~l ba~~ edilece~i üzerine gözükmektedir), aradaki uzun süreli bo~lu~un da ayn~~ renk ile dolu oldu~unu ihtar etti~idir. 9. yüzy~l~n ilk günlerinde Hazar saray~n~n Musevili~e geçti~inin söylentinin ötesine geçip a~ikârl~k kazanmas~~ ku~kusuz ili~kileri geren ve ~stanbul'un nazar~nda güven ortam~-
Noonan, "Why Dirhams First Reached Russia", s.234-236. " Noonan, "Why Dirhams First Reached Russia", s.243-244.
55 Güvensizlik çok erkenden ba~lar. Hazarlar 7. yüzy~l ortalar~nda Kerson ve yöresi haricinde
K~-r~m'~~ i~gal etmi~lerdi ve Araplarla sava~lar~~ yüzünden bu tarafa yönelemeyen Bizansl~lar bunu hiç unutamad~lar. Hatta hanedanlar aras~nda akrabal~k ili~kilerinin kuruldu~u günlerde bile güven ortam~~ bulunam~yor. 2. lustinianos 695 y~l~nda tahttan indirilip Kerson'a s~~~n~nca, Hazar ile iyi ili~kiler kurar ve damat olur. Ancak tahttaki 2. Tiberios (698-705) ka~andan onu öldürmesini ister. Damat Iustinianos Hazarh kar~s~n~n yard~m~yla ölümden kurtar~l~r, kaçar ve Bulgarlar~n yard~m~yla yeniden tahta geçer. Bundan sonra han~m~m ald~rmak için büyük bir donanma gönderir ama do-nanma Karadeniz'in firt~nalar~nda mahvolur. Bu güvensizli~e k~zan ka~an, "Bir de o~lun oldu. Adam
gönder de onlar~~ al" diye haber gönderir. Ancak aralar~~ hiçbir zaman düzelmez. imparator bir dönem
kendisine ihanet eden Kersonlulan cezaland~rmak için bir ordu gönderir. Kerson ise korkudan Hazar haltimiyetine s~~mm~~ur. Böylece s~cak çat~~malar ba~lar. Artamonov, Hazar Tarihi, s.261-263; Duplop, Hazar Yahudi Tarihi, s.I85-191.
8. yüzy~l ortas~nda Hazar hakimiyetini Kerson önlerine kadar ta~~yan, yani Bizans'~~ yar~mada-dan kaybolma noktas~na kadar getiren bir istilayar~mada-dan bahsedilmektedir. Baranov, I. A., Tavrika v epoxu
rannego srednevekov'ia, Kiev, 1990, adl~~ eserden naklen Noonan, "The Khazar-Byzantine World of the Crimea", s.209.
n~~ zedeleyen sebeplerin ba~~nda gelmektedir'. ~arkel'in in~as~na ku~kulu Bizans katk~s~~ bu ortamda nas~l de~erlendirilebilir? Hem genel olarak ili~ki-ler bozuk, hem ~arkel'e ciddi bir katk~~ yok, hem de Hazarlar~n önem verdi-~i anla~~lan bir hasm~~ olan Ruslar~n elçilerinin memleketlerine geri dönme-leri için çok çabal~yorlar. Bizansl~lar ne kar~~t~r~yorlard~?
838'de ~stanbul'a gelen ve dönemeyen Rus elçileri ticari antla~malar~n pe~indeydi". A~a~~da de~inece~imiz üzere, ~sveç'ten gelip Volxov havza-mna yerle~en ve suyollar~~ boyunca karasal bölgeye s~zmaya ba~layan Rus-lar/Varengler için Dnyeper-Karadeniz yolu, muhtemelen Donets-Don yo-lunda ç~kan sakametliklerden sonra art~k ciddi bir ticari ziyaretgahl, önemli bir pazar~~ i~aret ediyordu ki, bundan sonra daha rahat gelebilmek ve Bizans pazar~ndan faydalanmak için izin istemi~lerdi'. Ruslar ticaretlerini daha da geli~tirmek istiyorlard~~ ve bunun için bir antla~maya ihtiyaçlar~~ vard~. Yani çoktan Karadeniz i~lerine dahil olmu~lard~. Bu çerçevede, onlar~n ~sveç'ten veya Kuzey Avrupa'dan gelmi~~ olamayacaklar~n~~ söyleyen, Kievli olduklar~-na iolduklar~-naolduklar~-nan Novosel'tsev oldukça hakl~~ gözükmektedir'. Dolay~s~yla yol ko-nusunda endi~eleri yoktu. Dnyeper yolu o an için aç~kt~. Ama birden bire, elçiler ~stanbul'dayken yol binleri tarafindan kapand~. Elçilerin geçemedi~i yolu tutan 'vah~i' kabileler, tüccarlara da farkl~~ davranmayacaklard~. Bütün tasar~~ suya dü~mü~tü. Anla~~lan ticareti umursamayan velakin çok öte siyasi emelleri olan Bizans bu i~in pe~ini b~rakma niyetinde de~ildi ki, elçileri sa~~ salim memleketlerine gönderip, durumu `ka~an'larma izah etmelerini, tasa-r~n~n muhakkak uygulanmas~n~~ istiyordu. Bu tasar~~ ancak Musevile~en, bu yetmiyormu~~ gibi de Bizans'~n kadim topra~~~ K~r~m'~~ i~gal eden, hatta elde kalan son arazilerde de h~zl~~ bir ~ekilde nüfuz kuran Hazar'~~ kuzeyden bas-t~rarak cezaland~racak bir güç olan Ruslar~n Bizans askeri ve siyasi amaçla-r~na münasip ~ekilde kullan~lmas~~ olabilir'. Nitekim bu Ruslar~n o zamanki
57 Kahire'de bulunan isimsiz Hazar mektubu (Schechter/Cambridge belgesi) abart~l~~ da olsa
Mu-sevile~meye tepkiyi verir: "Makedon krallar~~ (Biz. imp.) ve Arabistan krallari (Halife) bu ~eyleri duydular;
çok hiddetlendiler. Ve Hazar beylerine ~srail'e küfür kelimeleri getiren elçiler göndererek dediler:"Sen nas~l oluyor da bütün milletlerin elinin alt~nda tabi olan Yahudilerin inanc~na geçiyorsun?" Bkz. Karatay, "Hazarlar~n
Musevile~mesi", s.5-6.
" Vernadsky, "The Problem of Early Russian Campaigns", s.1; Duczko, Viking Rus, s.44. Kaz~bilim, Orta Dnyeper boylar~n~n en az Traianus zaman~ndan beri (MS 98) Roma dünyas~~ ile ticarete al~~~k oldu~unu gösteriyor. Bkz. Croos, "Primitive Civilization of the Eastern Slavs", s.72.
c") Novosertsev, "Obrazovaniye drevnerusskogo gosudarstva", s.8.
61 Dolay~s~yla Duczko'nun Bizans'~n Müslümanlara kar~~~ bir Haçl~~ seferi pe~inde oldu~u fikrine
kat~lam~yoruz. Kaynaklarda öyle bir ~ey geçmemesine ra~men, Duczko bu elçilerin Bizans imparato-ru taraf~ndan ~slam'~n geni~lemesine kar~~~ müttefik aramak için Danlara gönderildi~ini belirtir (Duczko, Viking Rus, s.14). Bu makuldür, ancak Danlara Bizans de~il Rus elçisini, hem Danlar~n, hem de Ruslar~n (~sveçlilerin) dü~man~~ olan Franklar~n ülkesinden göndermek uzun ve zahmetli bir
KARADEN~Z'DE ~LK RUSLAR VE ~ARKEL'~N ~N~ASI 85 ba~kenti olan Gorodi~çe'de tam da bu olaylar~n geçti~i günlere, 9. yy'~n ilk yar~s~na ait olan, Bizans imparatorunun 1, 2 ve 4. muhaf~z birimlerinin ko-mutan~~ domesticos Leon'un mührü bulunmu~tur'. Ayr~ca, Ingelheim'a giden Bizans heyetinin ba~~ndaki Theodosios'un metinde geçti~i gibi Kad~-köy metropoliti de~il, donanma komutan~~ olan patrikios 'Theodosios oldu~u söylenir'. Elbette Karadeniz'de bir ~eyler dönüyordu ve bundan en fazla mesul olan ki~i donanma komutamyd~. Strateji ona emanet edilmi~ti. Bizans o y~llarda bizzat Ruslar~n kendi evinde çok ciddi bir ~eyler kan~t~nyordu.
Peki, Ruslar böyle bir talebe cevap verecek güçte mi idiler? Bütün de-liller öyle oldu~unu gösteriyor. Onlar~n ~sveç'ten Rusya'ya ilk geli~iyle ilgili ayr~nt~l~~ tart~~malar~~ burada veremeyece~'iz ama k~saca hikayeyi nakletmekte fayda var. ~lk tart~~ma Ruslar~n yerlifi~i üzerinedirm. Isveçfilerin gelerek burada bir devlet kurup kendi isimlerini verdiklerini kabul etmeyen kimi Rus çevreler, Ruslar~n Slav olduklar~, olmasalar bile bölgenin yerlileri ol-duklar~~ üzerine fikirler gefi~tirmi~lerdir ve bunlar özellikle Sovyet döne-minde resmi görü~~ haline gelmi~tir. Bu i~in kitab~n~~ Stalin ça~~nda Grekov' ve hemen ard~ndan R~bakov yazm~~lard~r. R~bakov Ruslar' Do~u Slav kabi-lelerinden biri olarak görür ve Isveç'te böyle bir kabilenin olmad~~~n~~ iddia eder. Daha da ileri giderek, ~sveç'ten gelen tüccarlar~n (Varengler) zamanla bu Slav kabilesine nispetle Rus ad~n~~ benimsedi~ini öne sürer'. Marr etki-sindeki bu okulun bir ba~ka koluna ise bu makalede kendisine çok ba~vur-
yoldur; ak~l lcân de~ildir. O dönemde bu kuzeyliler H~ristiyan de~ildi; buna kar~~l~k Franldann vaftizinin üzerinden üç buçuk as~r geçmi~ti ve ayr~ca Franldar da !damla (Endülüs) sava~~yordu. Bizans bir Haçl~~ Seferi tertip için en olmayacak yere, ta Danimarka'ya ula~maya çal~~maz, haz~r dost-luk kurdu~u ve dinda~~~ oldu~u Franldar ile yetinirdi. Ayr~ca, böyle bir amaçla Dan'a gönderilecek elçileri saklamaya gerek yoktu. B~lzans'~n ~slam kar~~t~~ siyaseti bir anl~k, birkaç ayL~k bir kararla olu~-mam~~t~r herhalde. Uzun vadeli bir plan~~ gerektirir. Bunun için Dnyeper yolunun aç~lmas~n~~ bekle-yebilirlerdi veya daha önceden, e~er Danlan gözlerine kestirdilerse, yol g~ldten, birkaç ay önce elçi yollayabilirlercii. Çok daha ilginci, bu tarihlerden sonra güneye inmeye ba~layan Vikingler heryerde, bilhassa Akdeniz'de sadece H~ristiyanlara zarar verdiler ve Müslümanlara hemen hiç dokunmaddar. E~er onlar~~ Bizans ça~~rd~~ ise, niyet ile alubet ba~ka türlü olmu~.
" Duczko, Viking Rus, s.102. Duczko, Viking Rus, s.18.
" Asl~nda bu tart~~ma sadece Rusya'dad~r. Rus tarihçili~indeki Vareng-Slav çeki~mesi için bkz. Obolensky, "The Varangian-Russian Controversy"; Zakharü, The Historiography of Norma~~ist. Ayr~ca bkz. Ftiasanovsky, "The Norman Theory".
135 Onun Kievskaya Rus adl~~ kitab~~ (Moskova 1949) devlet eliyle Ingilizceye çevrilerek Kiev Rus ad~yla (Moskova 1959) yay~nlanm~~t~r. Onun eseri ve genel olarak Sovyet tarihçili~inin bu konudaki tutumu hakk~nda bir de~erlendirme için bkz. Vucinich, "The First Russian State".
66 R~bakov, Early CentuMes of Russian Histo~y, 3.12, 14-15. Norman görü~ünü de ac~mas~zca ele~ti-rir: s.16-17.
du~umuz, Slavl~~a fazla takmayan' Artamonov mensuptur. Ona göre Polyanlar~n (Kiev çevresindeki bir Slav kabilesi) Rus topraklar~na yerle~ti~i için Rus ad~n~~ ald~klar~~ ~eklindeki bir tahmin daha do~rudur. Bu topraklar Slavlar~n zuhuruna kadar Ruslara aitti ve Rus denilen bu halk Slav de~ildi. Ruslar, Norman veya Slav olmayan, eskiça~lardan beri Orta Dnyeper'de ya~ayan bir halkt~". Buraya Norman Ruslar geldi~i için de~il, buran~n ad~~ zaten Ross oldu~u için Rusya ismi Kiev için ortaya ç~km~~t~r". Eski kaynak-lar~n dili gösteriyor ki, Rus her ~eyden önce bir co~rafi tabirdir ve öncelikle Kiev bölgesini anlatmaktad~r diyen Leh tarihçi Paszkiewitz de bu okuldan olmamakla birlikte ayn~~ görü~ü destekler".
Ancak yukar~da geçen Annales Bertiniani gibi onlarca kaynak ve bu ara-da Ruslar~n kendi atalar~, yani ana Rus vakayinamesi hep bir a~~zara-dan Rusla-r~n kuzeyli bir kavim olduklaRusla-r~n~~ söyler (Hat~rlayal~m: Frank imparatoru Dindar Louis onlar~~ ara~t~rd~~~nda ~sveç milletinden olduklar~n~~ buluyor"). Bu yüzden "yerli Rus" iddias~~ ba~ta Karamzin olmak üzere, Rus bilim adam-lar~~ aras~nda dahi fazla tutunamam~~t~r ve gerçek büyük ölçüde kabullenil-mi~tir". Bugün ço~unlukla kabul edilen husus ~udur: ~sveç'in Aland adala-r~na bakan bölgesi, ülkenin do~u taraflar~~ eskiden Rodhen veya Rodhs adla-n~rd~. Balt~k k~y~s~ndaki Finler, bu ismi Rötsi olarak al~p kar~~la~t~klar~~ tüm ~skadinavlara öyle dediler (Bugün de Fincede ~sveçlilere Ruotsi derler). Slavlar da Rus' biçimini nihayetinde onlardan ald~lar".
Pritsak'm fazla kabul görmeyen Rus kökeni kuram~, onlar~n kaderini Güney Fransa'dan ba~lat~r. Rus, Güney Fransal~, Rodez çevresinden bir uluslararas~~ ticaret ~irketiydi. Kuzey Afrika'n~n Kayruvan sikkelerini Do~u Avrupa'ya ta~~yan rakip Radhaniye ~irketi 760-830 aras~nda iyi i~~ yapm~~t~.
67 "Son derece s~n~rl~~ kaz~bilimsel malzemeye dayanarak yüzy~l~n Orta Dnyeper kültürlerinin etnik
mensubiyetini belirlemek mümkün de~ildir. Bu kesinlikle Slavlara ait de~ildi. Ortadan kald~ranlar da onlar de~il, Hazarlar idi." Artamonov, Hazar Tarihi, s.381. Artamonov, Rusya'n~n ortaya ç~k~~~nda ~skandinav katk~s~n~~ yine de esas al~r ve inkâr etmez.
" Matthews, "Medieval Baltic Tribes", s.129, 134-135, Balt~k kabilelerinin Orta Dnyeper'e kadar yay~lm~~~ olduklar~n~~ öne sürer.
Artamonov, Hazar Tarihi, s.377-8. 70 Paszkiewicz, The Origin of Russia, s.6.
71 Duczko, Viking Rus, s.17.
72 Rus tarihçili~inin babas~~ olan Karamzin, tart~~malara hiç girmeyerek, daha do~rusu ba~ka
gö-rü~lerin bulundu~unu bile kabul etmeyerek Rus devletini ~sveç'ten gelen Varenglerin kurdu~unu yazar, üstelik yukar~da geçen Bertiniani Yil/Wndaki ifade de dahil olmak üzere, çe~itli kaynaklardan güzel deliller sunarak iyi bir savunma yapar: istoriya Gosudarstva Rossiyskago, s.47-52. Onun bu savun-mas~na yap~labilecek katk~, Bat~~ kaynaklar~ndaki baz~~ teferruat d~~~nda, ancak ~slam kaynaklar~n~n bu konuda verdi~i bilgiler olabilir.
KARADEN~Z'DE ~LK RUSLAR VE ~ARKEL'~N ~N~ASI 87
Onlar Yahudi olduklar~~ için Akdeniz'i rahat kullanayorlard~~ ve Bizans'tan Do~u Avrupa'ya geçiyorlard~. Mare Nostrum'u kullanamayan Rus ~irketi ise, Kolomb'un Hindistan'a ula~ma takti~ini kullanarak, kuzeyden dola~~p köle ticareti için Do~u Avrupa topraklar~na gitmeye karar verdi. Balt~k'taki ticari süreç içinde Danimarka krallarm~n" askeri gücüyle bu tüccarlar~n ortak yat~r~m~~ Rus'u ortaya ç~kard~'. Golden da Pritsak gibi etnik Rus'tan kaç~na-rak bunu bir ticaret ~irketi gibi görür". Pritsak'~n Akdeniz'de Müslümanlar-la H~ristiyanMüslümanlar-lar aras~nda keskin bir ticari kesintiyi öngören bu Pirenne-vâri dü~üncesi en ba~ta tüccarlar~n Akdeniz'deki hareket kabiliyetini iyi de~er-lendirme noktas~nda ele~tiriye u~rayacakt~rn. Ayr~ca kar~~m~za Varene olarak ç~kan insanlar, aralar~na ba~ka milletlerden, hatta Arap veya Yahudi-lerden tüccarlar~~ alm~~~ bile olsalar, aç~k ~ekilde ~skandinav kimli~indendir-ler ve zaten dil verilen i (örn. Dnyeper'in Karadeniz ç~k~~~na kadarki muhtelif mevkilerinin 'Rusça' isimlerini veren DATdeki kay~tlar") onlar~n Isveç kö-kenlerini aç~kça gösterir. Bunlar~n çok büyük bir topluluk olduklar~n~~ dü-~ünmemeliyiz. Rus, Do~u Isveç'in kabilelerinden sadece birisiydi, zira Ku-zeylilerle habire sava~an Franklar, Ruslar~n ismini ancak 839 elçili~i müna-sebetiyle yeni duyuyorlar.
Vikingleri Kozaklar~n öncüsü olarak gören Vernadsky, öte yandan aradaki farka dikkat çeker. Kozaklar demokratikti; Vikinglerde ise bir ~a-hane uru~a mensup tecrübeli önderlerin yönetti~i, aristokrat yap~l~~ çeteler sözkonusu idi'. Nüfus bask~s~mn iyice artt~~~~ ortamda, ülkelerinin kaynak- 'Dan kral~~ Godfred'in o~ullar~~ aras~ndaki taht kavgas~nda, kaybeden Harold Rüstringen'in ye-~eni olan Rörik, Kiev Rus hanedan~n~n atas~~ Rurik ile özde~le~tirilir. Kimi 'âlimlere göre Rörik mem-leketinden uzak kald~~~~ dönemleri Kuzey Rusya'da geçirmi~~ ve yeni bir devlet kurmu~tu. Elimizdeki kaynaklar bu hikâyeyi kabulü imkâns~zla~ur~yor. Duczko, Viking Rus, s.37, 80.
Pritsak, "Ruslar~n Kökeni", s.56-58. Rus ka~anl~~~~ da, Pritsak'a göre, Kabar isyan~~ sonucu memleketinden kaçarak bu Ruslara s~~~nan Hazar ka~an~mn ba~a geçirilmesi ile kurulmu~tur. Pritsak, a.g.e., s.60.
76 Golden, "Aspects of Nomadic Factor", s.63; "The Question of the Rus", s.89-9I. Rus
Ka~anh-~n'mn arazisi konusunda da bu iki alim uyu~urlar.
77 Akdeniz yolu tüccarlara aç~ld~. Bkz. Rabinowitz, "The Routes of the Radanites". Bu makale
yol-lar~~ incelemekten ziyade ba~tan sona Akdeniz ticaretindeki kesintiden bahseden Pirenne ile didi~mek-tedir. Pritsak'~n bir ba~ka çeli~kisi ise Do~u Avrupa'n~n tarih sahnesine Mare Nostrum medeniyetinin onu ke~fetmesiyle 9. yy'da ç~kt~~~n~~ söylemesidir (Pritsak, "Ruslar~n Kökeni", s.54). Halbuki ~spanya ve Fransal~~ Yahudi tüccar toplulu~u Radhaniye'nin buray~~ as~rlar önce ke~fetti~ini kendisi söylüyor. Kr~. Bizans ve Sasanilerin buray~~ 6. yy'da ke~fettiklerini ve nüfuz mücadelesine girdiklerini söyleyen Frye, "Byzantine and Sasanian Trade Ralations", s.268.
78 Pritsak'~n ifadesiyle yerli ve yabanc~~ ecir i~çilere/askerlere Elbe'nin bat~s~nda Viking, do~usunda
Vareng deniyordu. Pritsak, "Ruslar~n Kökeni", s.53.
Constantine, DA!, s.59, 61. Bunlar~n aç~klamas~~ için bkz. Melin, "The Names of Dnieper Rapids".
lar~~ k~s~tl~~ olan ~skandinav yerlilerinin denizdeki üstünlüklerinden faydala-narak ba~ka yerlerde ikbal ve geçimlik aramak zorunda kald~klar~~ dönem, Bat~~ Avrupa'da Viking, do~uda ise Vareng/Rus ça~~n~n ba~lang~c~n~~ i~aret eder. Kesin tarih verilemiyor ama 7. yüzy~l içinde böyle hareketlenmeler olmu~~ olabilir. Rus devletle~me sürecinin kökündeki hareketlere ise 8. yy son ku~aklar~~ ~ahitlik etmi~~ olmal~d~r'. Viking istilalar~~ ça~~n~n ba~lang~c~~ olarak 793'te Norveçlilerce ~ngiltere'deki bir manast~ra sald~r~~ hadisesi
~sveçlilerin yan~ba~lar~ndaki Fin körfezine girerek suyollar~~ boyun-ca ilerlemeleri için ku~kusuz bundan çok erken bir tarih beklemeliyiz.
Do~uya gelen macerac~lar uygun suyollar~~ bularak hiç karaya ç~kma-dan Rusya ortalar~na kadar geldiklerini fark ettiler. Suyolu ~öyleydi: Do~u-ya do~ru yol al~p Fin körfezinin sonuna kadar gittikten sonra, bugün Petersburg'un bulundu~u yerde denize kavu~an Neva nehrine giriliyor, oradan do~ru Ladoga gölüne geçiliyordu. Bu göle akan Volxov nehri ise kayna~~n~~ ~I'men gölünden al~yordu. Böylece rahatça içerideki ~lmen'e ula-~an denizciler, bu göle güneyden dökülen Lovat' nehrine girdiklerinde çok uzun süre güneye gidildi~ini gördüler. Lovat' nehrinin kayna~~, daha gü-neyden Balt~k'a kavu~an Daugava (Bat~~ Dvina), Karaden,iz'e dökülen Dnyeper ve Hazar'a dökülen ~dil'in de kaynaklar~n~n bulundu~u, bugünkü ismiyle Valday tepeleri, eski Rus kaynaklar~na göre ise Oka orman~~ (Okovskiy Les) denilen bölgede idi. Buraya ula~an Varengler, karada biraz yol ald~ktan sonra istedikleri ~rma~a geçebiliyorlard~". Onlar~n bu yolu bulu~unu veciz ~ekilde ifade eden Solov'ev, böylece Rus tarihinin ilk yar~s~n~n ba~lad~~~n~~ söyler. ~kinci yar~s~~ ise bu yolun a~z~nda Deli Petro taraf~ndan Petersburg'un kurulmas~~ ile ba~lar".
Kaz~bilimsel verilere göre 8. yüzy~l içinde Kuzeyliler bu bölgede kal~c~~ yerle~imler olu~turmaya ba~lam~~lard~. Balt~k bölgesinde ticaret merkezi olacak yerle~imler türüyordu. Bunun sebebi Kafkaslardaki geli~melerdi. Arap-Hazar sava~lar~n~n sona ermesiyle ticaret geli~meye ba~lam~~, özellikle Abbasilerin iktidara geli~iyle daha tüketimci bir toplum ortaya ç~km~~, her iki imparatorluk da cazip birer pazar haline gelmi~ti. 8. yüzy~l~n ikinci yar~-
81 Novosel'tsev, "Obrazovaniye drevnerusskogo gosudarstva", s.6. 82 Dolukhanov, The Early Slavs, s.176.
" Rus ana vakayinamesi "pue iz Va~yag v Greki" (Vareng'den/~sveç'ten Bizans'a yol) dedi~i bu gü-zergah~~ yeterli ayr~nuyla betimler ve Lovat' nehrinden Dnyeper'e atlayacak ~ekilde tarif eder: Povese, s.207-208; Yücel, ilk R~ts Y~ll~klart, s.80. Yol hakk~nda Obolensky'nin izah için bkz. Constantine Porphyrogenitus, De Administrando l~nperio. Vol.II: Commentary, s.31-32. Rus'un ortaya ç~kt~~~~ co~raf-yan~n erken ve güzel bir tahlili ise Solov'ey'de bulunabilir: ~storiya Rossii, s.56-73.
KARADEN~Z'DE ~ LK RUSLAR VE ~ARKEL'~N ~N~ASI 89
s~ndaki Arap-Hazar yak~nla~mas~, Hazar üzerinden Do~u Avrupa ile ~slam ülkeleri aras~ndaki ticaretin ba~lamas~~ için gerekli ~artlar~~ olu~turdu". Bu ticaret o kadar yo~undur ki, H~ristiyanl~k öncesi Rus mezarlar~nda bulunan süslemelerin yüzde 72'sini ~slam ülkelerinden gelen gümü~~ olu~turmakta-d~r".
Burada, tart~~mam~z~n bir sonuca ba~lanmas~nda temel verilerden bi-rini sa~layan ticaretin ba~lamas~~ ve safhalar~~ üzerine birkaç kelam gerekir. Zira Kiev devletinin olu~umunu çal~~mak için dirhemlerin Do~u Avrupa'da ilk ne zaman göründü~ünü bilmek gerekir". Yaz~l~~ kaynaklar aras~nda ilk olarak ~bn Hurdadbih'in aç~k ~ekilde tarif etti~i Karadeniz kuzeyindeki ticaret çok tart~~maya sebep olmu~tur. Yukar~daki 11. dipyaz~da görüldü~ü gibi, ona göre Ruslar metalar~n~~ Sakaliba ülkesinin içlerinden Rum denizine getiriyorlard~~ ve burada Rum hükümdar~~ onlardan vergi al~yordu. Ruslar Don nehrine girerlerse Hazarlar~n Hamlic ~ehrine u~rarlard~. Oradan da Ba~dat'a kadar ilerliyorlard~. ~bn Hurdadbih, öte yandan, Hamlic veya ~til'in ~dil nehrinin k~y~s~ nda oldu~unu, bu nehrin de Slav ülkelerinden geldi~ini çok iyi biliyordu". ~arkel'e kadar denizyoluyla gelinip, oradan karayoluyla At~l'a gidiliyordu. Buradan güneye Azak çevresine geçi~~ de de-netleniyordu". Ancak bir sorun var. Kaz~bilimsel veriler, ticaretin ba~lang~-c~n~~ ve yo~unlu~unu ~bn Hurdadbih'in haber verdi~i ve mant~~~n öngör-dü~ü ~ekilde Dnyeper yoluna de~il, anla~~lmas~~ zor ~ekilde Don yoluna koyar. 9. yy'~n ikinci yar~s~ndan önce Dnyeper yolunun Bizans-Karadeniz ticaretinde kullan~ld~~~na dair az delil var veya hiç yok". Don nehri, Hazar kalbgah~na eri~mek için Ruslarca 800'lerden beri yol olarak kullan~l~yordu. ~arkel'den a~a~~da, Yukar~~ Donets üzerinden Oka sistemi vas~tas~yla Yukar~~ Dnyeper bölgesine gidiliyor, oradan bilindik yolla Balt~k'a ula~~llyordug'.
Golden, "Aspects of the Nomadic Factor", s.67; Noonan, "Why Dirhams First Reached Russia", s.250: "The Economy of the Khazar Khaganate", s.233. Rusya ile büyük ~slam ticareti 775'de ba~lay~p 1025'de son bulmu~tur. Noonan, "The Economy of the Khazar Khaganate", s.234. Grekov, Normanlar~n Do~u ticaretine ilgi duymas~na 9. yüzy~ldan önce izin vermez. Grekov, Kiev Rus, s.508-509, 589.
" Müslüman gümü~~ paralar~~ burada geçiyordu ama bak~r paralara "fals" pek itibar etmiyorlard~. Noonan, "Medieval Islamic Copper Coins", s.452. En iyi alt~n ve gümü~~ nesnelerde de Bizans ve Do~u i~çili~i görülmektedir. Cross, "Primitive Civilization", s.64.
87 Noonan, "When did Dirhams First Reach the Ukraine?", s.27. " ~bn Hurdazbih, Yollar ve Ülkeler Kitalu, s.107.
" Kovalev, "What Does Historical Numismatics Sugeest?", s.102-103. Noonan, "When did Dirhams First Reach the Ukraine?", s.27.
g~~ Kovalev, "What Does Historical Numismatics Sugeest?", s.103. Bu belki de ta eskilerdeki, 5. yy sonlar~nda ba~layan Ono~ur-Karadeniz kürk ticaretinden bir al~~kanl~kt~. Ruslar~ n bu yollarda iz sürdü~ü günlerde, Yukar~~ Don boylar~ndaki orman-bozk~r bölgesinin Slavlanyla hemen güneyindeki
Dnyeper yolu 9. yy sonlar~na kadar i~lemiyordu ve Arap gümü~ü Don-Oka üzerinden Balt~k'a
~bn Hurdadbih'in haberiyle çeli~en kaz~bilimsel yerinin s~hhati üzerine bir ~erh koymal~y~z. Belirtti~imiz gibi, yar~n Dnyeper boylar~nda daha erken sikkeler bulunursa tarih ba~tanba~a de~i~ecek, belki de yaz~l~~ kaynaklar~~ ve mant~~~~ do~rulamak için esas mecras~na dönecektir. Eskiça~lardan beri bir ticaret yolu olan Dnyeper'in s~rf gümü~~ paras~~ yok diye bu dönemde ticari faaliyetlerden menedildi~ini dü~ünmemiz do~ru olmayacakt~r. Bu ~erhle birlikte ~rmaklar~n önceli~i tart~~mas~n~~ b~rak~p, ~slam-Rus ticaretinin zaman bilgisine dönelim. Bu bölgede, yani ~dil, Don ve Dnyeper boylar~nda, Bü-yük Bulgar'~n yenilip Karadeniz bozk~r~nda egemenli~i kaybetti~i 680'lerden itibaren var oldu~u ölçüde ticareti Hazarlar denetliyordu". Rus-lar~n Hazar ile ticareti para kan~tRus-lar~na dayanarak 800 tarihine kadar tarih-lenebilir. Son zamanlardaki ara~t~rmalar Do~u Avrupa ve ~skandinavya'daki dirhemlerin 8. yüzy~l sonlar~ndan daha erkene gitmedi~ini gösteriyor". Daha önce baz~~ tarihçiler çok erken dönemleri önermi~lerdir. Örne~in A. ~. Çerepnin 7. yüzy~l sonu veya 8. yüzy~l ba~~nda bu ticareti ba~lat~rken, P. S. Savel'ev en erken tarihi 699 veya 700 olarak vermi~tir. Bu tart~~mada Dnyeper'in de nesne oldu~unu vurgulayal~m. V. O. Klyuçevskiy Dnyeper üzerinde do~u ile ticaretin 8. yüzy~l ortas~nda ba~lad~~~n~~ iddia etmi~, P. G. Lyubomirov ise düzenli ticaretin 8. yüzy~l içinde ba~lad~~~n~, Do~u paralar~-n~n ise daha 7. yüzy~lda Dnyeper havzas~na eri~mi~~ olabilece~ini söylemi~tin Bunlara kar~~~ ç~kan Richard Vasmer ise münferit paralar~n de~il, keselerin dikkate al~nmas~~ gerekti~ini söyleyerek, toplu bulunan paralar~n 800 y~l~n-dan önce burada olamayaca~~n~, hatta Sasani paralar~n~n bile bu zamanda geldi~ini belirtir. Bu ikna edici görünmektedir. V. L. Yanin ayn~~ yöntemi benimsedi~ini söyleyerek tarihi 770'lere çekmi~tir. Ancak yöntem hatas~~ yapt~~~~ ve eskisi gibi dü~ündü~ü görülüyor. Bu yüzden ikna edici de~ildir. Kotliar hararetli bir ~ekilde Vasmer'e meydan okumu~~ ve Ukrayna'daki
Saltovo-Mayak kültürünün sahipleri olarak görülen Bulgar yerle~imciler aras~nda ticaretle ba~layan ve nihayetinde Bulgarlarm erimesine kadar giden ili~kiler ba~lam~~t~~ (Vinnikov, "Kontaku Donskix Slavyan", 5.126-127, 136). Ruslar bu yolu i~bu Slavlardan ö~renmi~~ olmal~lar.
" Petrukhin, "Khazaria and Rus", s.247. Petrukhin, a.g.e., 5.252, daha ileri giderek Dnyeper yo-lunun Ruslar~n 860'taki ~stanbul bask~n~ndan önce aç~lmad~~~n~~ söyler ki, yaz~l~~ kaynaklar~n ~~~~~nda buna ihtimal vermek mümkün gözükmüyor. Nitekim Merkezi Ukrayna arazisindeki sikkelerin tarihi 820 ile ba~lar. Noonan, "When did Dirhams First Reach the Ukraine?", s.39-40.
" Cross, "Primitive Civilization", s.59.
Noonan, "When Did Ins/Rus' First Visit Khazaria and Baghdad?", 5.214, 216, 218; "When did Dirhams First Reach the Ukraine?", s.37.
KARADEN~Z'DE ~LK RUSLAR VE ~ARKEL'~N ~N~ASI 91
paralar~n 8. yüzy~l ortamdan oldu~unu söylemi~tin Lakin onun delilleri Vasmer'in iddialar~n~~ çürütecek cinsten de~ildir".
Vohcov nehri üzerinde iki uçtaki iki yerle~im, Staraya Ladoga ve Rurikovo Gorodi~çe Ruslar~n ilk yerle~imleriydi. Bu ilki 8. yüzy~l ortas~nda kurulmu~tu. ~lmen ve Ladoga arasmdaki bu bölge ilk Rus ülkesini temsil etmektedir". Rus devletle~mesi de burada ba~lam~~t~r. Duczko'ya göre bu, uzun bir devletle~me sürecinin de~il, karizmatik bir önderin pe~ine tak~lan takipçilerinin ve yerli halk~n uygun bir tarihi anda gerçekle~tirdi~i bir hadi-se idi. Hazar ile temaslar, Ruslara de~i~ik toplumsal örgütlenme biçimlerini ö~renme imkân~~ vermi~ti ve ka~anh~a giden yol bu ~ekilde aç~ld~. 8. yy son-lar~ndan itibaren Hazar ile ticaretin s~k~la~rnas~~ ve ~slam paralar~n~n Rusya ve ~skandinavya'ya ula~mas~~ bu süreci h~zland~rd~'. Ruslar~n o dönemde (do~udaki) Slavlarla ayn~~ toplumsal seviyede oldu~unu söyleyen Novosel'tsev de kuzeyden bir etkiyi geçersiz sayar ve meselenin ashn~~ Ha-zar'a ba~lar". A~~rl~kl~~ olarak Fin nüfusun ya~ad~~~", ama Slavlarm da çok-tan Novgorod çevresine ula~m~~~ oldu~u bu bölgede, ya~maa-tüccar Ruslar askeri örgütlenme temelinde siyasi yap~lanmalar meydana getiriyorlard~. Bunlardan biri de Rus ka~anl~~~~ olarak bilinir. Ingelheim'a giden Ruslar i~te buran~n temsikileriydi'".
Kesin olan bir ~ey var: Ruslar bu elçilik vakas~ndan çok çok önceleri Hazar ile hayli yak~n bir etkile~im içindeydiler ki, 839 tarihinde yöneticile-rine ka~an deniyordu (Ingelheim'daki Ruslar~n ka~an kelimesini telaffuzlar~~ Hazar telaffuzu olan xakan ile neredeyse ayn~d~r). Lakin milli içeri~i ve kül-
" Tart~~malar için bkz. Noonan, "When did Dirhams First Reach the Ukraine?", s.28-32, 37. «1 Ladoga bölgesi ilk Rus ka~anl~~uun çekirde~i idi ve 838'de Istanbul'a elçiler buradan gitmi~ti. Duczko, Viking Rus, 5.60-63. Hatta bu göl kenar~nda kurulan Staraya Ladoga, Kuzeydo~u Avru-pa'daki en eski ~ehirdir. 7. yy'da veya 8. yy ba~lar~nda kurulmu~tur. Novgorod ise 9. yy sonundan daha önceye gitmez. Pritsak, "The Invitation to the Varangians", 5.16-17.
fn Duczko, Viking Rus. 5.13-14, 30, 64.
" Novosel'tsev, "Obrazovaniye drevnerusskogo gosudarstva", s.6-7.
" Bu dönemde Ladoga-~lmen bölgesi Fm kabilelerince iskan edilmi~ti. Bu yüzden ilk Ruslar on-larla etkile~iyordu. Ladoga-~lmen bölgesi ile Yukar~~ idil ve Oka aras~ndaki yerler (yeni gelen) iskan-dinav nüfusun en yo~un oldu~u yerlerdi (Duczko, Viking Rus, 5.7, 64). Bölgedeki eski be~eri yap~~ için bkz. Matthews, "Medieval Baltic Tribes".
" Duczko, Viking Rus, 5.14. Petrukhin ise, "Khazaria and Rus", 5.246, Dnyeper ve Vol~cov havza-s~nda Rus ka~anh~~~ arama çabalar~n~n ümit vermedi~ini yazar. Novoseltsev'e göre ise ("Obrazovaniye Drevnerusskogo Gosudarstva", 5.9) 839 elçilerini Askold ve Dir göndermi~lerdi ve Orta Dnyeper'deki Rus ka~anl~~~ndan geliyorlard~. Askold ve Dir, Povesre göre (5.215; Yücel, ilk Rus YsIttidan, s.88) Kiev'i Kuzeyliler ad~na ilk ele geçiren ama daha sonra Rus hanedan~n~~ kuracak olan Rurik'e teslim etmek zorunda kalan iki maceracusl~r. Dir'den muhtemelen ~slam kaynaklar~~ da bahsetmektedir. Bkz. Mesudi, Minilc, 5.189; Se~en, islam Co~rafyactlan, s.142 (Yakut). Ayr. Bkz. Novosel'tsev, "Obrazovaniye drevnerusskogo gosudarstva", 5.13-14.
türel yükü çok fazla olan unvanlar~n, hele de birbirine tastamam yabanc~~ topluluklar aras~nda seyahat etmesi k~sa sürede beklenebilecek bir hadise de~ildir. Önce bu toplumlar birbirini tan~mal~, belli bir süre etkile~meli, ard~ndan unvan~n yoksun toplumun yöneticilerine geçmesi için gerekli sebepler ortaya ç~kmal~d~r. Bunlar, özellikle ka~anl~k bahsinde, genellikle çeki~me ve yar~~ma olacakt~r'''. Bu ise bir ku~a~a s~~acak bir süreç de~ildir. Bizanshlar, Ruslara ka~an ünvam ba~~~lam~~~ olamazlar. Öyle olsayd~, Petrukhin'in dedi~i gibi, Bulgarlar~n önderine de ka~an derlerdi. Ama on-lara sadece arxon diyorlar. Dolay~s~yla bu sadece Ruslar~n kendi iddias~n~~ gösterir. Petrukhin öte yandan Ruslar~n ka~an ünvan~n~~ (Bizans ve Alman-lara kar~~) göstermelik oAlman-larak kulland~klar~n~~ söylüyor", ama Araplar~n, Farslar~n bile duydu~u ve itibar etti~i unvan göstermelik olamaz. Demek ki yayg~nl~~~~ vard~. Vikinglerin, yerel halk~n be~eni ve deste~ine hitap etmek için yerel ö~eleri benimsedikleri, bu çerçevede ka~anl~k san~n~~ da alm~~~ olabilecekleri ~eklindeki dü~üncesi ise'', hem onlar~n üzerlerine geldikleri toplulu~un, hem de co~rafyan~n Türk kültür alan~~ ile hiçbir alakas~n~n ol-mamas~~ sebebiyle geçersiz kalmaktad~r.
Ruslar~n ka~an samn~~ almas~~ için ~imdilik Hazar'dan ba~ka bir kaynak bilmedi~imize göre, ~öyle bir yenidenkurma yapabiliriz: 750 y~l~ndan erken ve 790 y~l~ndan geç olmayan bir zaman dilimi içinde, geleneksel ~dil ve Don ticaret yollar~yla güneye aç~lmak isteyen Ruslar, her iki tarafta da Hazarlar ile kar~~~ kar~~ya geldiler. Bu y~llar art~k, belirtti~imiz gibi, Arap-Hazar sava~-lar~n~n son bulup, yerini geni~leyen pazarlar~n almas~~ ile özgünle~ir. Bu pazarlar Ruslar~n i~tah~n~~ kabartm~~t~r, ama her dönemeçte vergi ve haraç alan Hazarlar aç~kça Ruslar~n can~n~~ s~kmaktad~r. Bu arada K~r~m ve Muse-vile~me merkezli rahats~zl~klar Hazar ile Bizans'~n aras~n~~ iyice açm~~t~r; taraflar s~k s~k çat~~maktad~r ve bu ortamda deniz güçleri zay~f olan Hazar-lar'', rü~vet ile iyi denizci Ruslar~n Karadeniz çevresindeki Bizans toprakla-r~na sal~nmas~~ f~rsat~n~~ kaç~rmam~~lard~r. Amasra ve So~dak gibi yerlere Rus
~'~~ Kr~. Tuna Bulgar 680'de kuruldu; hiçbir zaman Bizans'~n alt~nda kalmad~; Istanbul'u
ku~a-t~p imparatoru öldüren Kurum Han gibi yöneticiler dahi Istanbul'dan unvan çalmay~~ akl~na getirme-di. Bulgarlar 'Çar' (Kayser < Sezar) san~m almak için 10. yüzy~l~~ ve güçlü Simeon'un (893-927) son y~llar~n~~ bekleyeceklerdir. Tabii Istanbul'da tahtta bir çocu~un (daha sonra yukar~da an~lan De
Administrando Imperio adl~~ eserin yazar~~ 7. Konstantinos) oturmas~n~~ f~rsat olarak kullanarak.
I" Petrukhin, "Khazaria and Rus", s.255, 257.
Shepard, "The Origins of Rus", s.51.
°4 Geleneksel bir ifade ile Hazar deniz gücünü yok kabul etmek, onlar~n yüzy~llara yay~lm~~~ ve sars~lmam~~~ K~r~m egemenli~i ile çeli~ir. Bunun de~erlendirmesi için bkz. Duplop, Hazar Yahudi
KARADEN~Z'DE ~LK RUSLAR VE ~ARKEL'~N ~N~ASI 93
sald~r~lar~~ (a~. bkz.) i~te bu günlerdeki gerilimin sonuçland~r. Ba~ar~l~~ geçti~i anla~~lan bu ak~nlar, Ruslar~n kendilerini Hazarlara kar~~~ da tartmas~na yol açm~~t~r. Kuzey siyasetleri konusunda Iustinianus'tan beri usta olan Bizans saray~~ ise, yak~n bir tehdit olarak görmedi~i Ruslar~, Hazarlara kar~~~ kul-lanman~n yollar~n~~ aramaktad~r. Bu ayn~~ zamanda kendi güvenli~ini temin edecektir. Böylece, Hazar ve Bizans ile masaya oturan Ruslar, devletle~me sürecindeki gerekli ö~elerden biri olan özgüveni de kazanm~~~ gözüküyorlar. Ka~an san~n~~ tam olarak ne zaman ald~klar~n~~ tespit etmek güç, ama imkans~z de~ildir. Evet, Bizansl~lar ba~~~lamam~~t~r, lakin bunda yine de bir Bizans parma~~~ görmeliyiz. Türk siyasi kültüründe koca koca topluluklar ve engin arazilerde yükselen devletler hükümdarlanna bu san~~ alamazken (örn. koca O~uz boyu tam ba~~ms~z oldu~unda bile bir yabgu ile idare edili-yordu), say~ca çok küçük oldu~u anla~~lan Isveçli bir kabilenin (kr~. Frank saray~~ bunlar~n ad~n~~ yeni duyuyor) muhtemelen Volxov havzas~ndaki ko-puntular~n~n reisine ka~anhk ba~~~lanmas~~ kesinlikle bir rakip parma~a, bu arada Rus cenah~nda bir ~eylerden ~~marm~~~ olmaya i~aret eder. Rus reisi-nin kendini ka~an mertebesinde gördü~ü halet-i ruhiyeyi yakalayan Bizans-Mar, onu bu san~~ benimsemesi yönünde k~~k~rtm~~~ olmal~lar ki, Bizans ka~an olarak resmen Rus reisini tan~yordu~". Öte yandan, maalesef 830'lar~n Do-~u Avrupa tarihine bir asalak gibi yap~~an bir farazi "Hazar iç sava~~" ile do~an karga~an~n, Ruslara bu san~~ alma f~rsat~~ verdi~ini dü~ünmeye 106
ge-rek yoktur. Ka~anl~k san~~ alay sanca~~~ de~ildir ki, bir yerde muhafaza edil-sin ve ba~ka binleri de çalmak için gözetlenedil-sin. Ruslar Hazar ile 820'lerde ba~layan sava~~ ortam~~ içinde meydan okuma maksatl~~ olarak ve tabii Bizans k~~k~rtmas~yla ka~an san~n~~ alm~~~ olmal~lar.
Golden, Hazar ka~an~n~n Oka havzas~ndaki kendi ba~l~s~~ Rus devleti-nin 'akraba' olan yöneticisine ba~~~lad~~~~ bir unvan olarak, sadece ka~an'~n kullan~ld~~~n~~ söyler. Tabii, burada Bizans, Hazarlar ve Ruslar ba~ba~ad~r. Onun görü~ünü özetlersek, 838'de ~stanbul'a gelen Rus elçileri yard~m isti-yorlard~. Bu ancak Macarlara kar~~~ olabilir. Yoldan da ancak Hazarlarm izin vermesiyle geçmi~~ olabilirler. O günlerde Hazarlar, kuzeyden kopup gelen Macarlara kar~~~ ~arkel'i in~a etmekle me~guldüler. Rus ka~anl~~~, Hazarla-r~n ba~l~s~~ idi. Dolay~s~yla Hazar savunma sisteminin bir parças~yd~lar. Bu Ruslar, isimsiz Macar y~ll~~~n~n onlar~~ birkaç defa Suzdal atf~yla anmas~n~n
I" Duczko, Viking Rus, s.25. Haddizaunda, bir Rus reisini nas~l adland~racag~m~za dair, Alman dünyas~ndan ithal knez d~~~nda kaynaklara geçmi~~ bir san da bulunmamaktad~r. Bkz. Cross, "Primitive Civilization", s.62.