• Sonuç bulunamadı

Güle Güle "kaptan", kasketini unutma...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Güle Güle "kaptan", kasketini unutma..."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

t

T-

<19

O

* ^ ’> .' • - ^ ■ C ?•' D ü n y a 'd a hava A m sterdam 12/19 Y 2

\:Açık PB:P. bulutlu BÆulutlu Y:Yağmuriu KYıKaria k yağmur K:Kar S:Sağnak

■#■ -Ö 3 ¿ £b êè têt & Berlin 7/17 A Londra 14/17 Y M o sk o v a 1/15 PB Paris 11/22 Y Rom a 11/22 Y

T akv im Hicri: 9 Ramazan 1426 Rumi: 1421

I İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı

İstanbul 5 40 7 06 12 58 16 02 18 37 19 56 A nkara 5 25 6 50 12 42 1548 18 22 19 40 İzmir 5 48 711 13 05 1612 18 46 20 02 A dan a 516 6 37 12 32 15 41 1815 19 29

Ñ

Güle güle

"Kaptan",

kasketini unutma

HASAN PULUR

h .p u lu r @ m i lli y e t .ıc o m .t r

S

ON haberini Beşiktaş çarşısının girişindeki ortak dostumuz ve saatçimiz

Hüseyin

Mus-tafaoğlu’ndan

almıştık:

“Geçen gün Attilâ Bey uğradı, saatinin

kayışını değiştirdim, acele işim var dedi,

beş dakika kalacaktı, kırk beş dakika otur­

du, hangi solu, hangi sağı konuştuk...”

★ ★ ★

ATTİLÂ İlhan’la

dostluğumuz 1 9 5 0 ’li yıllann ortasında başlar. Beyoğlu’ndaki Baylan Pastane- si’nde akşamlan buluşurduk, şiire edebiyata, res­ me, sinemaya meraklı birkaç dost... Attilâ İlhan o sıralarda

“sosyal realizm”

kavramını ortaya at­ mıştı, sonra bu kavram

“Mavi”

dergisinde kök saldı.

★ ★ ★

BAŞKANI Yakup Kadri Karaosmanoğlu olan Edebiyatçılar Birliği, Dram Tiyatrosunda bir gece düzenlemişti; şairler, hikayeciler şiirlerini okuya­ caklardı, biz

“Baylancdar”

da onlara

“eylem”

değil,

“tepki”

koyacaktık. Toplanıp gittik,

Attilâ

İlhan

gelmedi, galiba sinemaya bileti vardı. G ece­ de olay çıktı, itiş, kakış, patırtı gürültü, bizi polisler aldı götürdü... Salah Birsel bu olayı

“Kahveler”

kitabında yazar; ertesi gün bir akşam gazetesi

“Komünistler Dram Tiyatrosu’nda hadise

çıkardı”

manşetini atmaz mı?

Al başına belayı! Karakol, siyasi polis, Birinci Şube, Sansaryan Han, Adliye... Suç bula bula,

“Bağırsak”

lakaplı Süha’nın borazan çalmasını buldular: Borazan çalarak umumun huzurunu ih­ lal...

Yıllar sonra bu olayın müsebbibi olarak

Attilâ

Ilhan’ı

gösterdiler, güya Fransız Komünist Parti­ sinden aldığı talimatla bizi kışkırtmış, kendi kaç­ mış...

Attilâ İlhan’la

bunu konuşup çok gülmüştük... ★ ★ ★

ATTİLÂ İlhan

bir düşünürdü, yazdığı kitapla- nn, şiirlerin, romanlann, makalelerin adlannı tek tek sıralamaya kalksak, bu köşeyi doldurur, hatta altına

“Devamı var”

satınnı da koymak zorunda kalınz.

★ ★ ★

ATTİLÂ İlhan “Kuvayı Milliyeci

”ydi, B atiyı bilir, tanır, kuru kuruya Batı hayranlığına karşı çı­ kardı.

“Hangi Batı?”

kitabında şöyle der:

“Lisede Sofokles okuduk, klasik Türk

musikisine sövmeyi, divan şiirini hor gör­

meyi,

buna karşılık,

devletin yayımladığı kö­

tü çevrilmiş Batı klasik­

lerine körü körüne hay­

ranlık göstermeyi öğ­

rendik.

Sanki Sinan

Leonardo’dan önemsiz,

Mevlana Dante’den kü­

çüktü, Itri ise Bach’m

eline su dökemezdi. As­

lında kültür emperyaliz­

minin ilmiğini kendi eli­

mizle boynumuza geçi­

riyorduk, ulusal bileşim aram a yerine hazır

bileşimleri aktarmak hastalığımız tepmiş­

ti.”

★ ★ ★

İNSANIN kendisinden söz etmesi zor iş, hele birinin senin için yazdıklanna köşende yer vermek daha da zor...

Ama bugün bunu yapacağız, zor da olsa

Atti­

lâ Ilhan’ın

aziz anısına sığınarak, çünkü ona bor­ cumuz var.

Attilâ İlhan,

bir kitabımıza yazdığı üç sayfalık önsözünde şöyle demişti:

“Haşan Pulur, gazeteciliğin yoğrulduğu

Soğuk Savaş badiresi içinde -angaje olma­

sa da- sosyalist soldan olaylara ve insanla­

ra bakmayı öğrenmiş, bunun, her şeyden

önce, halkla dirsek temasını korumak oldu­

ğunu anlamıştı. Dirsek teması da laf mı, be­

lirli bir tarihten itibaren fıkra yazan Haşan

Pulur, Türk halkıyla özdeşleşmiştir; Haşan

Pulur demek, yönetimlerin türlü densizliği­

ne rağmen, sabahtan akşama didinip çalı­

şan, göz nuru ve alın teriyle yaşayan Türk

halkı demek! Başansının su n budur.”

★ ★ ★

ATTİLÂ İlhan

şudur, budur, odur ama,

“O”

önce şiirdir, şairdir.

Kim unutabilir, gençlik yıllanmızın

“üçüncü

şahsın”

şiirini:

“Gözlerin gözlerime değince

Felaketim olurdu ağlardım.”

Ya İzmir’in işgalinde

“Muammer Bey”

ile

“Karantinalı Despina

”nın tantanalı aşkından bir dizeyi:

“Olmayacak şey, bir insanın bir insanı

anlaması”

★ ★ ★

ATTİLÂ İlhan

’ın son kitaplanndan birinin adı

“Dönek Bereketi”ydi...

“Eski dönekler

”le

“Yeniyetme dönekler”i

karşılaştınyor, İkinciler için

“Başlangıçta, trajik

ve romantik bir devrimci gençlik hareketiy­

di, sonra kara mizah örneği bir dönek bere­

keti oldu”

diyordu.

★ ★ ★

ATTİLÂ İlhan, şiirleriyle, romanlanyla, düşün­ mek isteyenlere

“Şunu da düşünün!”

diyen ya- zılanyla, defterinden sildikleriyle ve de o

“kaske­

tiyle”

hep anılacaktır.

Referanslar

Benzer Belgeler

ALTAN — Peker, hani beni takdim eder­ ken, Komik-i Şehir, Kel Haşan Efendi’nin tek rakibi Altan diyorsun ya, Orada, Kısa Marlboro Altan de.. ALİ — Oğlum, sigara

Bu çalışma Isparta sağlık hizmetleri sektörünün rekabet analizini beş kuvvet modeline bağlı olarak değerlendirmekte ve Isparta sağlık hizmetleri sektörüne yönelik

bir kesinlikle doğrulandı ki, insanın, yçksa Oral Çalışlar, Doğu Pe- rinçek'i yanlış çıkarmamak için mi böyle yaptı diyesi gelir!. Kaldı ki, Oral Çalışlar,

elbet bir bildiği var şu benim bilenmiş bıçak gibi yüzümün elbet kolay değil öyle genç ölmek. kore bir kan

Devletçilik; 1923- 29 arasında devlet yardımlarıyla, bir ulusal burjuvazi yaratmak, özel teşebbüsü desteklemek şeklindeydi.. Özel teşebbüsün gücü buna yetmedi, bir

Altı aylık süre içinde ilk grupta bulu- nan 83 hasta (ilk gruptakilerin % 30,7’si) kalp yetmezliğine bağlı olarak hastaneye yatırılırken, ikinci gruptakilerden 120 ki-

Rich Communi- cation Services (Zengin İletişim Hizmetleri) ifadesinin kı- saltması olan RCS, yüksek çözünürlüklü fotoğraf ve videola- rı desteklemenin yanında yazıyor,

Pulur Köy Enstitüsü’ndeki bütün binalar devletin katkısı olmadan, diğer köy enstitülerinden gelen ekipler ve Pulur Köy Enstitüsü’nün öğrenciler tarafından