PAZAR
10
K A S I M
ı a s i
YU: 18 - Sayı: 5915 FİYATI 15 Kr.VATAN
H M M m ı ı n t ı m n u ı ı ,--- IIIMmiHim BAŞYAZARI sAhmed Emin YALMAN
M m m ı ı i M i i H i m m m i H i n ı ı ı n H i i H H i i H m n
DOĞRUYA DOĞRU - İĞRİYI İĞRİ
Telgraf: VATAN - İstanbul Adresi Cagaloğtu Mollaienart 30/32 Tel: 27 42 07 — 22 93 İS— 33 83 16
F. K O P R İ I L M N
Yeni yazı serisi
12 Kasım Salı
V A T A N D A
i f ! i ı m « n n t m « H t H t t ı u i i ı
M»«nııııııı»ıwwmıınıımıiHMinıııııııtııııiımıımmnHiımmHiıııwınurtHiM«HmınHnHU»nmHiııınMiım*ıı ı i M i M i ı t ı ı a t ı a ı ı t a ı c a M i a a t ı a ı a ı i M M t M M i a ı a t ı a ı a t ı
İMAN KAYNAĞI YASIN 19. YILI
TÜRK DEMOKRASİSİNE ŞEKİL VEREN EBEDÎ ŞEFİN MÂNEVİ HUZURUNDA MÎLLET TAZİMLE EĞİLİYOR
19 YIL ÖNCE SAAT 9U 5 GEÇE DÜNYANIN KAYBETTİĞİ DÂHİ, YURTTA TÖRENLERLE ANILACAK
BAŞVEKİL yeni DP
grubunu tenvir etti
Menderes'in tam 2,5 saat
konuştuğu ve muhalefet anlayışının
tasvible karşılandığı kaydediliyor
Başvekil bugün gruptan tam yetki isteyecek
BAŞYAZI
• •
ATATIIRKTIN
MÂNEVİ
H U ZU RU N D A
Ahmed Emin YALMAN
Ö
liltn: gideni kalanlardan ayırır, gün geçtikçe uzaklaştırır, nihayet nıınttıırur ve kuru bir hatıra haline indirir. Umu mi olarak, «idenin .veri bos kalmaz, başkaları tarafından rtoklunıtuf, hay atı» i .Çili ¡.Utşf, dituy asım deveranı onsuz olarakdevam eder.
Bu; tabiatlıı kanunlarının ve kurulu cemiyet nizamının bir icabıdır. Sağlık zamanında Atatürk de bu İcaba boyan eğmiş, fani insanların bir sonu öldüğünü, milletlerinin ebedi varlıklarını ken di vücutlarına bağlı sananların kendi kendilerini aldattıklarını büyük bir tevazu vc tevekkül içinde, her vesile İle tekrar tekrar İleri sürmüştür.
Ölümünün yarattığı ilk acılar geçtikten sonra bir de ne gü relini! Ölüm; Atatiirkün ancak maddi varlığına son vermiştir. Mânevi varlığı, zamanla gevşemek ve sönmek gibi hep alıştığımız yolu tutmamış, aksine olarak her zamandan ziyade canlanmış, gün geçtikçe kuvvetlenmiş, yılmaz, sarsılmaz ve ebedi bir içtimai kudret ve ilham kaynağı, sönmez bir ışık mahiyetini almıştır.
A
tatürk, aramızda yaşarken, hepimiz gibi faııl bir insandı. Zaafları, kusurları vardı, hatalar da işlediği oluyordu. Bun ları görüyorduk, tenkid ediyorduk- Fakat ölülü ve zaman; Atatürküıı fani insanlara mahsus taraflarım tam bir tasfiyeye uğrattı. Geriye ancak hizmetleri kaldı. Türk varlığındaki kurta rıcı rolü kaldı, inkılâp ve terakki ideallerinin timsali sıfatlyle olan tarihî hüviyeti ebedileşti.Tarihte eşi olmıyan bir hârika karşısındayız: Atatürk, zama nın hatırasını gevşetemediği, nnntturamadığı ilk büyük şahsiyet tir. Birbirinin ardından geçen yıllar onu bizden uzaklaştırmıyor, bir kat dalıa kendisine yaklaştırıyor. Hizmetlerinin büyüklüğünü giiıı geçtikçe dalıa iyi anlıyoruz, temsil ettiği idealler gözümüzde daha berrak bir mâna alıyor, memleket ve insanlık alâkalarım Türk milleti için bir hizaya getirmesindeki nlvi büyüklüğün kar şısında daba fazla hayranlık duyuyoruz, politika ihtiraslarının vakit vakit yüksek millî alâkaları unutturduğunu gördükçe, onun en üstün ve temiz bir vatanseverlikten hiç şaşmiyan liderliğine hasretler çekiyoruz. {Devamı 8a. 3 Sü. 7 de)
Hususi Muhabirimizden Ankara, 9 — D. P, Meclis Grupu, bugün öğleden sonra beş saatlik bir toplantıyı müteakip bir tebliğ yayın lamıştır. Bu tebliğde, Başvekil Ad nan Menderesin İki buçuk saatlik bir konuşma yaparak, D. P. Grupu- nu tenvir ettiği, bu arada bazı mil letvekillerinin de söz alıp, görüşle rini aksettirdiği belirtilmektedir.
Diğer taraftan, Başvekil Adnan Menderes bugünkü grup toplantısına saat 15.35 te gelmiş bulunmakta ldl. Bu sırada grupta hemen hemen bü tün D. P. milletvekilleri hazır bu lunduğu gibi yetkili hükümet erkâ nı da yerlerini almışlardı.
Bilhassa D.P. nin yeni milletvekil leri çok heyecanlı idiler, çünkü bu grup kendileri için İlk defa olmak bakımından hem çok mühim, hem de tutacakları yeni yol bakımından da çok alâka çekici idi. Yeniler, bil hassa Başvekilin vermiş olduğu geniş izahatı dikkatle dinlediler. Tamamen İç politika ve partiler meselesini a- lâkadar eden bugünkü müzakereler de geniş bilgiye sahip oldular. Ye ni milletvekillerinin bugünkü geniş izahattan sonra iç politikada nasıl Devamı Sa: 3, Sü: 4 de)
ADANA SEÇİMİNİN
İPTAL EDİLMESİ
MUHTEMEL
Hususi Muhabirimizden Ankara, 9 — Öğrendiğimize göre Yüksek Seçim Kurulu Adana İl Seçim Kurulunun, D.P. lilerin yap tığı itiraz üzerine verdiği yetkisiz lik kararını bozmuş ve Adana İl Seçim Kuruluna karar almaya yet kili olduğunu bildirerek dosyala rı iade etmiştir. Ancak, Adana İl Seçim Kum lunda D.P. li üyeler çoğunlukta olduğundan Kurul dan çıkacak kararın seçimlerin ip tal edilmesi şeklinde olacağı tah min edilmektedir.
CHP Gençlik Kolu
nun Atatürk'ü anma
törenine Vilâyet
izin vermedi
Bugün Büyük Atatttrkün ebe diyete intikalinin 19 uncu yıldö nümüdür. Büyük Kurtarıcının a- ziz hatırasını anmak için bütün yurtta olduğu gibi şehrimizde de anma törenleri tertiplenecek ve bütün Türk milleti Büyük Ata sının mânevi huzurunda bir kere daha saygı, minnet ve tazimle »- ğilecektir.
Hazırlanan program gereğince, sabahleyin İstanbul vilâyeti adı na Fen Fakültesi konferans salo nunda bir toplantı yapılacaktır. Toplaştıya, saat 9 u 5 geçe saygı duruşu İle başlanacak ve İstiklâl marşım müteakip Atanın hayatî eserleri ve büyük hizmetleri lıak- kındâ konuşmalar yapılacaktır. Bilâhare toplu halde Sarayburnun daki Atatürk âbidesine gidilerek çelenk konulacaktır. Bir heyet de (Devamı Sa: 3, Sü: 1 de)
• ■ ■ • a f l H a t a a t a H i a a ı a a a M n ı ı ı ı a ı a a ı a a t i i a ı a t M i ı a M n M i
V a ta n g a zetesi
yazı
işle r i m ü d ü rlü ğü n e
ATATÜRK
Ve BASIN
ANLAYIŞI
Cumhuriyetin İlk yıllarında, Ata. türkün muhtelif vesilelerle basın hakkında söylediği sözler, bundan 30 - 35 yıl evvel büyük önderin demokrasi anlayışı hakkında tam bir ölçü kıymetini taşımaktadır. Atatürkün basın müessesesinl na sıl gördüğünü bu sözlerden an lama s mümkündür:... ... «Basın milletin müşterek sesi, dir. Bir milleti aydınlatma ve irşatta, bir millete muhtaç ol duğu fikri gıdayı vermekte, hü lâsa bir milletin hedefi saadet olan müşterek 'bir istikamette yürümesini teminde, basın başlı başına bir kuvvet, bir mektep, bir rehberdir (1923.).
«Basının umumi hayatta, siya sî hayatta ve Cumhuriyetin ge lişme ve ilerlemelerinde haiz ol duğu yüksek vazifeleri anmak isterim.
Basının tam ve geniş hürriye. ti iyi kullanması ne derece nazik bir vaziyet olduğunu da beya na lüzum görmem. Her türlü ka nunî kayıtlardan ziyade bir ka lem sahibinin ilme, ihtiyaca ve kendi siyasi telâkkilerine olduğu kadar, vatandaşların hukukuna ve memleketin her türlü hususi telâkkilerin üstünde olan yük. sek menfaatlerine de dikkat ve hürmet etmek, mânevi mecburî (Devamı Sa. 3 Sü. 6 da)
BASIN SUÇLARI
İÇİN AF TEKLİFİ
Adana C .H .P . mebusu Sarıibrahimoğlu 2 7 Ekim
1957 ye kadar işlenen suçların
affını istiyor
FATMA KARASU
Fatma Karasu
10 yıl hapse
mahkûm oldu
Üçüncü Ağır Ceza Mahkemesi 48 yaşındaki Fatma Karasuyu dünkü duruşması sonunda 10 sene ağır hap 3000 lira da mânevi tazminat öde-
(Devamı Sa 3 8ü. 8 de)
Türk Haberler Ajansı Ankara, 9 — C.H.P. Adana miller, vekili M, Kemal Sarıibrahimoğlu ba sın suçlarının affı hakkında bir ka nun teklifi hazırlamıştır. Birkaç gü ne kadar meclis başkanlığına verile cek teklifin tek maddelik metni ay nen şöyledir:
«27 Ekim 1937 gününe kadar işlen miş olup da basın kanununa giren veya basın yolu ile İşlenen suçlar hakkında takibat yapılmaz ve hük. medllmiş cezalar infaz olunmaz.
Bu madde hükmün, basın kanunu na giren ve basın yolu ile işlenen suçların feri ve mütemmim cezalan ile ceza mahkûmiyetlerinin netice lerine de şamildir.»
LAYKA
ÖLMÜŞ
Anadolu Ajansı
Paris. 9 — Moskova radyosunun son haberlerine göre, dinleme is tasyonlarının 2 İnci sun'i peykden gelen radyo İşaretlerini dinlemek te oldukları bildirilmektedir. Ba zı dinleme İstasyonlarına göre «Layka» ölmüştür. Bir kısım Rus gazeteleri ise köpeğin öldüğünü kabul ederek Layka hakkında mer siyeler bile yazmışlardır.
Laykaya dair 3 faraziye ileri sü rülmektedir:
1) Köpek ölmüştür.
2) 2 nci sun’i peykin verici rad yosu bozulmuştur ve Ruslar bu yüzden sun'i peykin yolcusundan haber alamamaktadırlar .
(Devamı Sa. 3 Sü. < de)
Büyük Atatürk’ün 19. ölüm yıldönümü münasebetiyle T. M. T. F. binasında tertiplenen «Atatürk Re. sim Sergisi» dün saat 15 te törenle ziyarete açılmıştır. Törende Vali Gökay da bulunmuş ve bir konuşma
yaparak kurdelâyı kesmiştir.
KOMÜNİZME KARŞI 50
MİLLET BİRLEŞECEK
EİSENHOV/ER VE MAC MİLLAN YENİ BİR İTTİFAKIN KURULMA
SI İÇİN WA$HİNGTON'DA A N L A Ş M A Y A V A R D I L A R .
Gazetenizin 1/11/1957 tarih ve 5906 sayılı nüshasının birinci sa- hıfesi 4-5-7 ci sütunlarındaki (Ba yındır Demokratları İnönünün Ba şm ı İstediler) başlı yazınız haki kate uymadığından durumun ef kârı umumiyeye açıklanması lüzu mu hissedilmekle ve hâdisede par timizin ismi karışmış olmakla ya zının 5680 sayılı kanunun 19 un cu maddesi gereğince ayni sütun larda tekziben neşri rica olunur.
27/Ekim/1957 günü saat 20.30 da Cumhuriyet Bayramı münase betiyle yapılan eğlenceler bir tür lü millet iradesine boyun eğmek istemiyen C.H-P- liler tarafından sarhoş edilip gönderilen bazı şa hıslar tarafından sabote edilmek
(Devamı Sa. 3 Sü, 6 da)
Associated Press
Londra 9 — Yetkili diplomatlar bugün B. Amerika ile B. Britan- yanın, Sovyet komünizminin ya yılışına karşı koymak pahasına ahdi vecibeler altında bulunan 50 kadar memleketten müteşekkil bü yük bir cihanşümul ittifak kur mak istediklerini söylemişlerdir.
Diplomatlara göre bu p lâ n . ü- zerinde esas itibariyle geçen ay Başkan Eisenhower ve İngiliz Baş vekili Mac Millân arasında Was- hingtonda cereyan eden görüşme ler sırasında mutabık kalınmış ve bazı hususlarda şimdiden di ğer müttefik hükümetlerle görüş ve f ı k ı / teatileri yer almıştır.
(Devamı Sa. 3 Sü. 8 de)
Ankara Belediye Reisliğine tayin edilen Kemal Aygtin, dün yeni vazifesine haşlamıştır. Resimde Ankara ta li ve Belediye Reisi Kemal Aygün görülmektedir.
ÖĞRENCİLERİN
KİTAP SIKINTISI
HALLEDİLMEDİ
Okullar açılalı İki aya yaklaştığı halde, hâlâ kitap ve kırtasiye dâ vasının halledilmediği görülmekte dir.
Alâkadarlar bunun sebeplerini çe şitli yönlerden İncelemekte ve bil hassa kitap İçin tahsis edilen 200 ton kâğıdın yetersiz bulunduğunu belirtmektedirler. Ayrıca öğretmen lerin, okutacakları kitapları, okullar kapandığı zaman tesbit etmemeleri sebebiyle hakiki İhtiyacın belli ol maması ve baskı işinin gecikmesi, kitap darlığının esaslı sebeplerinden sayılmaktadır.
Bu arada «Alfabe» ihtiyacının 700 bin civarında olmasına rağmen, 2 milyondan fazla satılmış olması da dikkati çekmektedir. Dikkati çeken diğer bir husus da, aynı konudaki Arapça neşriyat ve «Elifbe» nin al fabe adar basılması ve derhal satıl- masıdır.
Ayşe Ozbay «çocuk
ölü doğmuştu, biz
öldürmedik» diyor
Gazetemizin dünkü sayısında, bir ana-babanın yeni doğan çocuk larrnı oturdukları evin, bahçesine gömdüklerini, cesedin gömüldüğü yerden çıkarılarak morgal kaldırıl (Devamı Sa: 3, S «: * 4»)
G Ü L E K , V A T A N ’I
Z İ Y A R E T E T T İ
Adana Mebusu rejim mevzuunda-
ki görüşünü de basma açıkladı
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreteri Kasım Gülek dün VATAN’a gelerek, Başyazarımız Ahmed Emin Yalmanı ve umum! neşriyat müdürü Özcan Ergüder ile gazetemiz mensuplarını ziya ret etmiştir. Gülek bu sırada gazetemizi vâkıâla» nakilde gös terdiği tarafsızlık dolayısiyle tebrik etmiştir.
«BASIN ATAŞESİNE SORALIM..»
Öte yandan. Genel Sekreter, yeni Adana milletvekili dün da gazetecilerle «hasbıhal» lerine devam etmiştir. Gülek bu arada ik tidar organı bir gazetenin İngilterede parlâmento müzakerelerinin yayınlanmasının hâlâ tahditlere tâbi bulunduğunu iddia etmesi ü- zerine, şunları söylemiştir:
«Uzağa gitmeğe lüzum yok: Şu memleketimizdeki İngiliz ba sın ataşesine soralım. Daha da olmazsa İngiltere Avara Kamarası na telgraf çekelim. Şöyle miydi, böyle miydi diye hâlâ tereddüde mahal yok. İngilterede müzakerelerin yayını serbesttir.»
«HER BAKIMDAN MİSAL ALSALAR YA..»
«Hem İngiltereyi bu meseledemisal diye alıyorlar. Her bakım dan o memleketi misal alsalar nasıl olur? İngilterede el sıktı diye hiç bir vatandaşın mahkemeye ve (Devamı Sa. 3 Sü. 5 de)
T.M.T.F. binasında açılan Atatürk Resim Sergisini, dün şehrimizde bulunan C.H.P. Genel Sekreteri Kasım Gülek de ziyaret etmiştir. Gü- lek’in sergiyi ziyaret edişi, federasyon mensuplarınca memnunlukla kaffüannuştir, Resimde, Gülek sergiyi gezerken görülmektedir.
M T M ı t V A T A N — 10 KASIM 1937
gOHON
Y A Z I S I
Atatürk ve tolerans
A
tatürk öleli on dokuz yıl oluyor. Fakat biz onun Hâlâ vakur ve şan lı hali ile aramız da dolaştığını, yıl dirim gibi giden otomobilini durdurup, kimse
-Y A Z A N :
S a f a e d d in
K a r a n a k c ı
işareti ile kurul muştu. İzmirde serbest fırkanın kuruluşu ve in kişafı sıralarında müessif hâdise lere sebebiyet ve ren mitingler ya
j pildi, bazı müel-
lim hâdiseler çere *i«-!,İ5.5bbu.®u ..e‘ incIen Sıtarak il- ¡.j j etti. O bunları büyük bir te
;ip ediyor, polis. ömrümüzün sonun* k7da“r“ d ^ blrlerl aimafel üşünm üyordu — ®.ini. göıüy°ruz. Onun kafa samuhla takip ediyor, polis, ted-ye gaiplerimizdeki bu aziz hatırası
ömrümüzün sonuna kadar devam
edecek ve biz Atatürk hürmet ve Atatürk T.B.M.M. reisi, başku-muhabbetini nesilden nesillere"inti mallclai1 ve devlet reisi olarak için kal ettireceğiz «eslilere mtı de yaşamağa mecbur olduğu
pı-o-. .. tokol çemberinden kurtulmağa ça
aziz Atatürkümüzün bir çok lışır, halk içine karışıp halkla müstesna vasıf ve meziyetleri var- yaşamağı severdi,
dır. ideal politikacı mükemmel bir İnkılâplarımıza ait bütün ta- demokrat insan olan O’ııuıı diğer savvur ve tasarruflarında Atatürk mühim ve müstesna bir vasfı da evvelâ lıakla danışmağı, halkın hiç şüphesiz ki, geniş bir tolerence temayülünü öğrenmeği. nabzını (tesamuh) sahibi oluşundadır. yoklayarak kalbini dinlemeği şiar
Alilli mücadeleninin eıı hat ve edinmişti,
müşkül devirlerinde O’nun Büyük 2 i Ağustos 1925 de Kastamonu- Millet Meclisinde göstermiş olduğu da Halkı elinde tuttuğu panama lıoşgörlük (tesamuh), aradan yarım bir şapka ile'selâmlayan Atatürk aşıra yakın bir zaman geçmiş ol- milletinin şapkaya karşı temayü- masma rağmen bu güıı dahi bizim lürıü öğrendikten soııra şapka in- için ibret verici bir ders, basiret tel kilâbini yapmıştır. Şapka iııkilâ- kirı edici bir kuvvet mahiyetinde- bmda olduğu gibi bütün diğer dir- inkılâplarımızda da, halkın itimat
Bazı mebuslar O’nun şahsını ve ve muhabbetini kendisine rahber mebus olmamasını isthdaf eden bin m iştir.
bir kanun teklifinde bulunmuşlar- Atatürk gönlündeki birden faz dİ. Atatürk o gün ve o aııda cep- la Partili Türkiyeyi görmeden öl- heden dönmüş, üstü başı şehit kan öü ' Ne zarar var- Milyonlarca lan, memleket topraklan ile süs- <Must;afa Kemal) 1er bu gün bir lenmiş, barut kokulan ile bezen- den ,faz!a P“ 1'*111 Türkiyenin
bek-v-n ı ... . _ o i 1 o v i rl i r A t o t ıî K n « ıâ K,‘l.
mişti. Gayet sakin AvrupalI bir lidere yakışır bir tavır ve neza ketle kürsüye çıktı Mebus arka daşlarım i n c i t m e k t e n ç e k i n e n çok nzaik bir edası çok olgun insanlara ya raşır bir soğuk kanlılıkla cevap verdi.. Arkadaşları belki teklifle rinde haklı idiler. Fakat O’nun mektepten çıktığı günden beri memleket hizmetinde, bulunması beş sene müddetle yurdun muay yen bir yerinde müstemmiren o- turmasıııa imkân vermemişti. Bu cevabı, O’nun en anlamsız rakip lerini ve muhaliflerini sadece is- kât etmekle kalmadı, aynı zaman da onları mahçüp ve münhezim de etmişti...
1337 senesi bütçesi müzakere edilirken Erzurum mebusu Hüse yin Avnibey (Merhum Hüseyin Avni Ulaş), Mahmut Celâl beyin (Muhterem reisicumhurumuz) is tisat ve ticaret vekâleti vekili o- larak vazife görmesini tasvip et mediğini belirterek tenkid etmesi üzerine O müdahale ve müdafa ederek (Bu hususta bir kusur vaı sa bana aittir. Bu meselenin büt çenin tetkiki sırasında mevzuu bahis edilmesi doğru değildir) demesi üzerine Hüseyin Avni bey Büyük Kurtarıcıya şu cevabı ver miştir. (Bütçeyle alâkasını gör mek benim hakkı takdirime ma- nuttur) Merhum Hüseyin Avııi Ulaş tarafından haşin bir eda ile verilen bu cevap karşısında Ata türk tekrar kürsüye çıkmak, mu hatabına cevap vermek lüzumunu his etmedi.
At&türkün şahsiyeti, memleke tin içinde bulunduğu şartlar na zarı dikkate alınacak olursa O ’nun ne büyük bir tesamülı sahibi ol duğu kendiliğinden anlaşılır.
Atatürk bir memleketin birden fazla parti ile daha İyi idare edi leceğine İnanmıştı. Birinci Büyük Millet Meclisindeki İkinci Guru- pun haklı veya haksız tariz ve hücumlarına göğüs gerişi, Atatür- kün bu inanışa ne derece kuvvetle bağlı bulunduğunun mükemmel bir misalidir. Terakkiperver fırka Meclisten doğmuştur. Eğer inkı lâbın başında ve büyük işlerin pe şinde olmasaydık, Terakkiperver fır kanın kapatılmasına zaruret hasıl olmazdı. Belki de bu parti mem leket işlerinde uhdesine düşen vazifeyi yapardı.
Serbest fırkada onun emir ve
çileridir. Atatürk için bundan bü yük (rahmet) olur mu?..
Tanrı O’na mağfiret, Türk mil letine saadet versin...
İki sahtekâr mahkûm oldu
Dört senedenberi üçüncü ağır- ceza mahkemesinde devam etmek te olan bir sahtekârlık dâvası dün sona ermiş ve mahkeme bu dâ vanın maznunlarından Fazıl Ça- pur’u dört, İbrahim Şinasiyi de üç sene hapse ve 493.000 Ura para ödemeye mahkûm etmiştir.
Fazlı Çapur ve İbrahim Şinasi dört sene önce İsviçre uyruklu Gerlinde adında bir kadının İs- tanbuldaki arazisini sahte vekâ- letname çıkararak yarım milyon liraya satmışlardı.
Araziyi satın alan Safiyurt a- duıdakî kadın ise bir uçak kaza- smda ölmüştür._______________
Atletik
Normal bir yorgunluk hudu du içinde, aılelelerln ekzersiz yapmasında bir mahzur yoktur. Her adeleııin muayyen bir to- nusu, yanı hir Iş yapmağa ha zırlanma gerginliği vardır. Ve bu tonusun kıymetlendirilmesi, adeieuiıı daimi olarak eksersiz yapmasile mümkündür. Unut mamalıdır ki, kalp de bir adele sisteminden ibarettir. Dolayısile onun da, tabii hudutlar içinde, çalışması ve ekzerslzler yapması lâzımdır.
Bir Amerikalı doktorun bu hn sustaki kanaati şöyledir: Bizi öldüren atletik kalp değil, onun eksikliğidir.
YILBAŞINDA
4 0 0 .0 0 0
Lira ★2
APARTMAN DAİRESİ 1 2 MESKEN KREDİSİ5 0 .0 0 0
ARALIK PARA İKRAMİYESİ
İSTANBUL BANKASI
Belediyede azamî
tasarruf yapılacak
Vali Prof. Gökay zaruret duyul madıkça münlıallere tayin yapıl mamasını ve ödemelerde sıraya
riayet olunmasını bildirdi
Vali ve Belediye reis vekili Prof. Gökay, dün sabah belediye reis muavinleri ile merkez ve şube müdürlerini meclis salonunda top Uyarak, kendilerinden 1958 yılı bütçesinde mümkün olduğu ka dar tasarrufa riayet etmelerini is temiştir. Gökay, geniş bir zaruret duyulmadıkça miinhallere tayin, yapılmamasını, tahakkuk ve tahsil muamelelerinin zamanında ifası nı. ödemelerde bir intizam ve sı raya riayet olunmasını da bildir miştir. Vali ayrıca yollarda yap tığı teftişlerde gözüne çarpan çö küntü ve çatlakların derhal ona rılması ve temizlik işlerine daha fazla önem verilmesi hususlarına da işaret etmiştir .
Zehirli dumanlar
3 ineği öldürdü
Kâğıthane köyünün Ayazma mevkiinde mandırası olan Reşat Sönmezöz dün, savcılığa müracaat ederek Anastas Yeonidis adında bir fabrikatörden dâvacı olduğu nu söylemiş ve bu şahıs hakkında tahkikat açılmasını istemiştir.
Mandıra sahibinin iddiasına gö re; kurşun ve sülyen fabrikasın dan çıkan, zehirli dumanlar evvel ki gece 30 ineğinin ölümüne se bep olmuştur.
Reşat Sönmezöz bu arada man dıradaki miisdtahdemlerinin de zehirlenme alâmeti gösterdikleri ni bildirmiştir.
Savcılık hâdise ile ilgili tahki kata başlamıştır.
Sular bugün kesilmeyecek
Yeni döşenen Kâğıthane ve E- dirnekapı isale hanındaki tadilât üoiayısiyle, bugün İstanbul cihe tinde suların kesileceğini bildir miştik. Fakat Sular İdaresi, bugü nün. büyük Atatürküıı ölüm yıldö nümü olması dolayısiyle, vatan daşların daha ziyade evlerinde ka lacaklarmı düşünerek tadilâtın te birine karar vermiştir.
Karar gereğince bugün bütün semtlere normal olarak su veri lecektir.
Kahve yine gecikecek
Kahvenin dağıtım şekli husu sunda inhisarlar idaresi ile tevzi müdürlüğü arasında mutabakata varıldığı halde, gümrük muaye nelerinin uzaması, tevziatı gittik çe geciktirmektedir.
Giriş gümrüğü müdürlüğünün bildirdiğine göre, kahvelerin tali hi muameleleri devam etmektedi.r Genel olarak 2—3 gün süren güm rük muayenelerinin bu defa iki hafta kadar uzaması, kahvenin a- ranılan vasıfta olmadığı şeklinde yorumlanmaktadır.
İlgililerin ifadesine göre 300 ton kahve, önümüzdeki hat tanııı ba şında gümrükten çekilecek ve W tanbuia tahsis edilen 75 tonu ku ru kahveciler marifetiyle, muh tarların tanzim edeceği listeler ü- zeriııden ve aile başına 100 er gram olarak dağıtılacaktır.
ATATÜRKÜN SIHHATLİ VE NEŞELİ GÜNLERİNDEN BİRİNİN HÂTIRASI.. BİR SOHBET ANÎ.
(İ~A .
[Atatürk'ün uzun süren hastalığı esnasında
bir müddetler her şey gizli tutuldu. Bu yüz
den her gün yanlış bir takım haberler ağız
dan ağıza dolaşıyor, vatandaşlar üzüntüler
içinde kıvranıyor, kendi kendilerini bir felâ
ket gününün arifesinde sayıyorlardı. Ben o
sırada Tan gazetesinin başmuharriri idim.
Umumî endişelere tercüman olmayı ve ken
di üzüntülerimi ifade etmeyi vazife saydım.
Bu maksatla yazdığım bir yazı gazetenin
7 Ağustos 1938 tarihli sayısında çıktı ve der
hal kıyamet koptu. Gazete üç ay için tatil
edildi- Buna sebep olan yazıyı aşağıya geçir
mekten maksat, bu hâdisenin hâtırasını ta
zelemek değildir; sadece Ata'yı kaybetmek
gibi müthiş bir ihtimalin o sıralarda ruhları
nekadar sarstığının, nekadar derin elemler
uyandırdığının canlı bir vesikasını ortaya
koymaktır.]
A. E. Y.
T Ü R K K A L P VE
R U H L A R I N I
B İ R L E Ş T İ R E N
SEVGİ BAĞ LAR I
T
ürk milleti büyük bir aile dir. Bu ailenin milyonlarca ferdi birbirlerine sarsılmaz bir sevgi ile bağlı bulunuyorlar. Çünkü bir millet sıfatiyle yoklu ğun acısını beraberce çekmişler dir, yeni bir varlığa kavuşmanın ferahını ve saadetini beraberce duymuşlardır, birliğin ve ahengin kıymetini tarihin en acı mektep lerinde beraberce öğrenmişlerdir.B
üyük Türk ailesinin büyük bir Atası vardır. Ailenin bü tün sevgi ve minnetleri dal ma ona çevrilmiş bulunur. Çün kü tarihin İliç bir devrinde hiçbir fani insan bütün bir millete lâ’oımızı tamamlamak, gittiğimiz talığı aydınlatmadı, çünkü bir Is- Atatürkün verdiğini verememiş- yolu görmek, milli birliğimizi en tirahat ve nekahat devresinin bül tir. Cihan Harbinde ve Cihan Har
binden sonra onu bulmasaydık, o- nun enerjisi, dehası, cesareti,
bil-sıkı mânada korumak için ruhla- ten neşrini icap ettirecek bir va rımız onun varlığına ihtiyaç du- ziyeti yoktu.
yuyor, millî şuurumuz Atatürkü Nekahat ve istirahat devresinin gisi, müvazeneli ve uzak görüşü, millî varlığın en mühim bir par- uzamasının başlıca sebebi ise, A-tatürkün son Hatay buhranı sı rasında seyahate çıkmasıdır. O sı rada istirahat devrine fasıla ver --ası sayıyor.
T
ürk milletinin son zaman larda geçirdiği üzüntülerin mânasını kavramak, derin-müsbet ruhu millete destek olmasaydı, zarurî akıbetimizin ne olacağını hatırdan geçirmek bile acıdır. Ona dayanarak varlığımızı
kurtarmakla kalmadık, az zaman- üglni duymak istersek, bütün bu da uzuıı mesafeler aştık, ifratlar- duyguları" gözümüzün önünde can dan kendimizi koruduk, taklitten [andırmamız lâzımdır,
kurtulduk. Barışa, emniyete ka- Her Türk vatandaşının Atatür- vuştuk. Dünya yüzünde birinci nün sıhhati hakkında çok
merak-hat haline doğru inkişafa devam etmiştir.
Atatürk gibi coşkun bir enerji ve hareket kaynağı için kısa bir zaman bile dar sıhhî kayıtlar al tında bulunmak büyük bir feda kârlıktır. Bütün milletin alâka ve sevgi ile kendi üzerine titre diğini hissetmek bu fedakârlığı elbette kolaylaştırır.
Bir milletin ne sebeple olursa olsun üzüntü geçirmesi acı bir şeydir. Fakat böyle bir müşterek üzüntüde öyle İçtimaî kıymetler gizlidir ki bunların kaybolmama sı, tebarüz ettirilmesi mutlaka lâ zımdır.
Bütün bir millet Atatürkün kendisi için yaptıklarını o kadar iyi anlıyor ve o kadar derin bir minnet ve sevgi duyuyor ki üzün
tülü günlerde milyonlarca Tüı> kün ağzından şu yolda sözler İşi- tllmiştir:
«ONUN BİR DAKİKA SIHHATİ İÇİN ÖMRÜMÜN HEPSİNİ VER- ıneıııek lâzımdı, fakat hiç bir kuv MEÖE HAZIRIM.»
vet» şahsî sıhhatine ait hiç bir en dişe Atatürkün bu seyahate çık masına mâni olamamıştır. Ata türk en mühim millî bir dâvanın halledileceği yerlere yakın bulun-dereceüe itibar gören, haricî âlem
içinde örnek diye gösterilen millet olduk.
li ve hassas bir an’ aneye mahsus “ ” !! HER TÜRKÜN EN TABİİ, EN SA
MİMİ DİLEĞİ SUDUR: ATATÜR KÜ DAİMA TAM SİIUIAT İÇİNDE BİLMEK. UZUN SENELER BASI MIZDA GÖRMEK...
u dilek yalnız sevgimizden ileri gelmiyor. Kendi ken dini düşünmek, lıesapçı ol mak, milletlerin hakkıdır.
İnki-B
bit sevgi ve şefkatle bu kadar titre mesinin ve üzülmesinin sebebi ne?
S
ebebi şu: Atatürkü daimo canlı bir enerji kaynağı ha linde aramızda görmeğe a- lıştık. Nekahat ve istirahat dev resinin uzaması bize tabiî gelme di. Merak içinde bulunan bir an ne nasıl üzülür ve kendini yerse biz de öyle üzüntüler çektik. Hü kümet, bülten neşri suretiyleor-K
emalist rejiminin Türk mil letinin ruhunda kök tuttu ğunda tereddüdü olanlar varsa şunu görecek, anHyacakiar- dır: Atatürkün sıhhatine taallû ku olan saiklerle coşan bu sevgi ve alâkada lıe rtereddüdü sile cek, her karanlık duyguyuaydın-I
latacak mânalar vardır. Bütün bir stirahat ye ııekalıat devresi m ıllet, Atatürkün yarattığı rejimibu sebeple uzamış olmakla sevdiğini, benimsediğini; bunu, ü-bir dâva için dövüşen ü-bir askerin
atılganlığı ile hâdise sahnesinin yakınma koşmuştur.
beraber çok şükür tam
sıh-ÇAKARALMAZ HAFİYE
EFLÂTUN NURİ
r
1
/ * •« •A
y2
1---TAŞ DEVRİ
MİSTİK
fi AAA'.. NE OLMUŞ BURAYA? İSTİMLÂK Mİ ETMİŞLER A C A B A ? RA ANLADIM.EN
u s t u n aON\SAYi Bu l m u ş
ve
d e n e n u ş o l a c a k l a r.ÇIKAN KISMIN ÖZETİ — Sally ile Rex yeni evlenmişlerdir. Ev lenmeden iki ay önce tanışmış olan genç evliler, Paris yakınların daki köşklerinde balaylarını ge çimliktedirler. Yemekten sonra uşak odadan çıkınca, evlilik, sa adet ve dostluk üzerine konuşma ya başlamışlardır.
Rex evvelce lejyona gittiğini, Sally’nln zenginliğinin, arkadaş lıklarının saadetlerini gölgeleyece ğinden endişelendiğini soyîer. — O halde şimdilik söylemeyi niz. Zaten daha evvel benim size söyleyecek mühim bir sözüm var.
Rex kaşlarını çattı ve dinlemeğe hazırlandı. Sally, elini
götürüp bir kâğıt çıkardı : — İşte Marcia’nm telgrafı! dedi.
Tercüme eden: Rezzan A. E. YALMAN
No: 3
Sally, telgrafı uzattı. Rex, parmakları arasında evirdi, çevir di ve nihayet sordu:
— Bunu muhakkak okumamı İstiyor musunuz?
Sally heyecanla cevap verdi: — Rica ediyorum.
Kocası telgrafı açıp şu satırları okudu:
«Hakikati kendi kendine öğren mesi daha İyi olacak. Sevgiler. Marela»
Res'm yüzünün ifadesi değiş medi. Sakin bir tavırla:
— Sizin bana söylemeğe lüzum görmediğiniz hiç- bir şeyi öğrenme ği merak etmiyorum, dedi.
beni İliç alâkadar etmez. Bu. Biziıı diğl aylıktan başka hiç bir gelirim „ cep harçlığınız olacaktır. Benim ka de yoktur. Şimdi artık tabii
ola-n,,-« m v.n zaııdığım her ikimize de yeter. rak bunu da vermiyor.
Bahçeye çıkal . 5 p _ Benim bu suali soruşumun Havuzun yanma yaklaşmışlardı. V Rex karısının omuzlarını örten sebebi var: Sizinle, Cannes’de ta- Ay ışığı ortalığı iyice aydmlatı.voı-eümüs dantel esaroı düzeltti kolu şiştiğimiz zaman benim çok zen- da. Suyun içinde kırmızı balıklar
“ de bic 8in olduğum intibaın, duymamış yüzüyordu. Rex h a cetle: mıydınız? —- Aylık mı veriyordu. Ne
aylı-Rex omuz silkti: ğ>? Siz bana Marcia ile beraber — Belki de. öyle bir intibaım seyahat etmekte olduğunuzu söy- oimuştur. Sizin çok güzel ve pa- lemiştiniz.
halı elbiseler giydiğinizi anlaya- Sally, nerede ise hıçkırarak ağ- cak kadar moda hakkında ihtisas Uyacaktı. Titreyen bir sesle: sahibi değilim, fakat yine de Cari- — Yalan söyledim, dedi. Ben o- ton otelinde kalabilmek için ol- nuıı yanında aylıkla çalışıyordum,
dukça para sahibi olmak lâzım Kâtibelik ediyordum, geldiğini bilirim. Sonra kendi a-
rabanız da vardı.
— Şu halde benim gelirimin miktarının ne olabileceğini tah min etmişsinizdir?
nu onun beline saı-dı. tkisi de hiç koyııuna konuşmadan terasın basamakların
dan indiler.
Birbirlerine sokulmuş, yürüyor lardı. Bahçenin ortasındaki tarh- II iara doğru gittiler. Sally, birdenbi
re kocasına dönerek sordu: İTİRAF — Rex. benim ne kadar bir ser
vete malik olduğumu samyorsu- om ı muz?
Genç adam bir kahkaha attı: — Hiç bir fikrim, yok doğru su... Bunu şimdiye kadar düşün memiştim.
— Her ne ise. Yine bir rakam söyleyiniz.
Rex durdu:
Sally’ciğim. dedi. Sakın bana
Sonra kesik kesik konuşarak an latmağa devam etti:
—• New York’ta elli beşinci so kakta bir terzi dükkânında satıcı idim. Marcia, orada elbise yaptı-Rex tekrar omuz silkti ve cevap rlrdI- Beni çok severdi. Bir gün vercli. beni Avrupava seyahate götürmeği
Muhakkak bir cevap verme- teklif etti. Bana hem aylık vere-ly ' „ i-—,-,,,,, mi iki üc bin İngiliz cek hem de elbise verecekti. Ken-milyoner olduğunuzu söylemeyin, mİ stiyoman.z, iki, üç bin ınguız arkadaslll, edecektim. fakat milvonerler ekseriyetle bayağı in
sanlardır. Üstelik de milyonlarım pek güç hazmedebilirler.
— Rica ederim, alay etmeden bana cevap veriniz.
— Fakat sevgilim, sualinizi pek
lirası diyeyim.
Sally, başını önüne eğdi: — Rex. dedi. Size karşı çok suç luyum. yalan söyledim, zengin ol duğuma sizi inandırdım. O elbise (eri bana Marda veriyordu. Oto-mânasız buldum. Sizin servetiniz mobil de Marcia’nındı. Bana
ver-dtsine arkadaşlık edecektim, fakat bana aylıkçı ve hizmetkâr muame lesi etmiyecekti, ona kâtibelik ya pacaktım. Bundan iki sene evvel di. Kabul ettim. Şimdi düşündük çe yanılmış olduğumu farkediyo- rum. Fakat o zamanlar o kadar
yorgundum ki, Marcia da bana bu teklifi o kadar candan yapmış tı ki kabul etmemek için sebep yoktu.
Sally, bir saniye sustu. Sonra de vam etti:
— New York'ta hayatını kazan mak için çabalayan binlerce genç ve güzel kız vardır. Onlarla reka bet edebilmek çok güç ve yorucu dur. İnsan parasız kalınca takati de kesiliyor.
Rex yavaşça:
—- Bilirim, diye mırıldandı. — Babam ölmüştü. Ailesiz. pa rasız. arkadaşsız kalmıştım. Anne mi hiç tanımadım. Ecdadımın ya şamış o l d u ğ u Richmond’dan babamın ölümünden sonra ayrıl mağa mecbur kaldım. Eğer babam hayatta muvaffak olmuş olsaydı, hayatım bana Marcia'nııı teklif et tiği hayat kadar refahlı ve rahat olabilirdi. Aynı seyahatleri yapabi lirdim, aynı elbiseleri kendi param la elde ederdim.
Sally, sözlerine devam edecek 1- ken, Rex sözünü kesti:
— Ne diye bana bütün bunları anlatmak istiyorsunuz? Marcia’nm telgrafındaki sözlere uyalım.
Dedi. Fakat Sally onu dinleme di ve devam etti:
—- Marcia, benim zengin birisiy le evlenmemi istiyordu. Durma dan bana bunu tekrar ederdi. Her gün karşıma yeni bir namzet çı karırdı. Fakat size rastlayıncaya kadar hiç bir erkeğin karısı ol mağı istemedim.
Rex acı acı gülerek:
(Devamı var)
Atatürk'ün sanat
ve sanatçı için
söyledikleri
+ Sanalsız kalan bir mil letin hayat damarlarından bi ri kopmuş demektir.
* Bir millet sanattan ve sanatkârdan mahrumsa tam bir hayata malik olamaz.
* Sanatkâr, cemiyette u- zun ceht ve gayretlerden son ra alnında ışığı ilk hisseden insandır.
* Hepiniz mebus olabilir siniz... Vekil olabilirsiniz.. Hattâ Cumhurreisi olabilirsi niz. Fakat sanatkâr olamaz sın «. Hayatlarını büyük bir sanata vakfeden bu çocukla rı sevelim.
* Güzel sanatların her şu besi için Kamutayın göstere ceği alâka ve emek milletin İnsanî ve medenî hayatı ve çalışkanlık veriminin artması için çok tesirlidir.
* Bir milletin yeni değişik liginde ölçü, musikide deği şikliği alabilmesi, kavrayabil- mesidir. Bugün dinletilmeye yeltenilen musiki, yüz ağarta eak değerde olmaktan uzak tır. Bunu açıkça bilmeliyiz. Millî ince duygulan, düşün celeri anlatan yüksek deyiş leri, söyleyişleri toplamak, onları bir gün önce, genel son musiki kurallarına göre işlemek gerektir. Ancak bu sayede, Türk millî musikisi yükselebilir, evrensel musiki de yerini alabilir.
sevdiğini, benimsediğini; bunu, ü- zerine titrenecek en yüksek bir kıymet saydığını, bundan açık bir şeklide ifade etmenin yolunu se- zemezdi; bulamazdı..
A
tatürkün bir ân evvel tam sıhhate varması, her Tür kün her şeyden üstün tut tuğu bir dilektir. Bu dileği derin bir sevgi ile tekrar etmekle, bü tün büyük 'Türk ailesinin Atasına karşı duyduğu coşkun alâka ve sevgiyi ifade ettiğimize kanaati miz vardır.B U G Ü N K Ü
r
H A V A Yeşilköy roloji İstasyonu, Meteo
ııun tahminlerine göre bugün şehrimiz ve civarında hava çok bulutlu ve aralıklı yağışlı geçe cek olup, rüzgârlar önceleri de ğişik yönlerden lıaflf, sonraları lodostan mutedil olarak esecek, tir. Dünün en yüksek harareti -{-22, en düşük ise +14 Santl- grat: olarak kaydedilmiştir.
TAKVİM
10 KASIM 1957 PAZAR AY 11 — GÜN 30 — KASIM 3 RUMİ 1373 - - EKİNİ 28 HİCRÎ 1377 — Rehliilâlıir 17 Vasati Ezani SABAH 06.42 01.48 ÖĞLE 11.58 07.02 İKİDİ 14.39 09.43 AKŞAM 16.56 12.00 YATSI 18.30 01.34 İMSAK 05.01 12.04 Gazetemize gönderilen ya zılar ve resimler basılsın basılmasın iade edilmez.Nezihe Meriç anne oldu
Tanınmış hikayecilerimizden Ne zihe Meriç’le Seçilmiş Hikâyeler ve Dost dergileri sahibi Salim Şengi- lln bir erkek çocukları dünyaya gelmiştir. Alam adı verilen yavruya uzun ömür diler, anne v« babayı tebrik ederiz.
Günü Gününe
GECEKONDU
GERÇEĞİ
B
u şehirde bir gecekondu seferberliği başlıyalı on yı lı geçti. İlk büyük çapta gecekondııculuk, 1947 yazında başladı. Şimdi şehrin bir nahi. yesi olarak resmî hüviyet de ğiştiren tarlalar, yersizlikten her şeyi güze almış binlerce insan tarafından bir tek gece içinde ele geçirildi. Sabah olduğu za man derme çatına yüzlerce ku. lübe iskeleti yükselmişti. Jan darma, dipçik ve kurşun para etmemişti. Zira sokakta kalmış bu binlerce insanın canlarından gayri kaybedecek hiçbir şeylerikalmamıştı.
1947 yaz aylarından 1957 yılı kıs başlangıcına yıllar ve yıllar geçti. İktidarlar değişti ve üç seçim yapıldı. Fakat ne İstan- bulun, ne de öteki şehirlerin gecekondu problemi bir türlü ortadan kalkmadı. Hem kalka, mazdı da. Zira gecekondunun bir sosyal çıban olduğunu niha yet kavrayıp da bilgi ve plânla İşe girişen hiçbir resmî otorite ye rastlanmadı. Oy toplama za manlan, göz yumuldu. Hattâ tüi Iü tâvizlerle gecekondııculuk teşvik edildi. Son seçimde ikti. dar partisini kazandırmak için oy başına bir arsa vadetmek gi bi korkunç tuhaflıklar, 1947 ya zından beri hiçbir şeyin değiş, mediğini bağıra bağıra ilân edi yor.
1947 yazında binlerce yurttaş Zeytinburım çayırlarını ele ge çirdiği zaman, İstanbulun nüfu su bir milyon kadardı. İstimlâk gerekçesiyle tek bir yurttaşın kulübesi bile yıkılmış değildi 1957 kış başlangıcında bu şehir de yaşıyan insanların sayısı bir buçuk milyon civarında. Yıkılan binaların sayısı, binlerce. Çadır, larda oturan dar gelirli ve hat tâ orta halli insanları gösteren fotoğraflara, İstanbul basınında sık sık rastlanıyor. Kucakların da yavrularıyla vilâyetin mermer basamaklarında bekleşen kadın lar, eksilmiyor, artıyor. Şehirdeki istimlâklerin lıızla devam ede. ceğini yetkililer aynı soğtıkkan lılıkla bildirmekte.
Ve ilgililer, bütün bu korkunç gerçeklere rağmen, gecekonducu luğu kaldırmak için toplantılar yapmakla meşgul. Gecekonducu luk «kaldırımcılık , «dızdızcı lık» gibi bir polis olayı, sanki. Nüfusu on yılda tam yarım ıııll yon artan İstanbulda batılı an lamda bir Belediye bulunmama sı ııe hazin.. Oysa bu şehirde işlerin ahenkle yürütülmesi ge rekçesiyle Valilikle Belediye Re. isliği, kanun icaplarına ve man tık ölçülerine rağmen, bir tür Iü blribirinden ayrılmadı. Son bir buçuk yıldır İstanbul bir nevi gayrı resmî başşehir halin de. Kabine üyeleiııin çoğunlukla İstanbulda yaşadığı meydanda fakat İslanbuldaki binaları bü. yük bir hızla eksiltip, şehirliyi büsbütün sokakta bırakmaktan gayrı bir faaliyet yok. İstanbullu bu gerçeği bütün dehşetiyle y şıyor.
Burhan ARPAD
Bir kaatil 18 yıl hapis
yatacak
İki yıl önce. Bekir Tartmazı öl düren Salih Çakır adında bir maz ııun, yargılanmakta olduğu ikin ci ağırceza mahkemesince dünkü duruşması sonunda 18 yıl ağır hapse mahkûm edilmiştir.
a ti a t
Türk Büyüklerine
Dair Şiirler
A t a t ü r k ’ l e i l g i l i
E N SON Y A Y I N L A R
Türker ACAROĞLU
Sn birkaç gün içinde çıkan Ata- diğl iddia edilmektedir. Broşür şöy türk’le ilgili yayınları sıcağı sıca- le bitiyor: «Bundan böyle İşaretlerin gına tanıtıyoruz: den ve yolundan ayrılmayacağız.
İş-1915'de Çanakkale'de
l y ı a a e vanaKKone ae
türen tek yolclur> 15 sayIa_ 50 ku_
te bu yo1 mllIet5e bizl saadete gö
Türk
ruş-Çanakkale ravunmamızun aziz şehitlerinin ruhuna, gazilerinin ha tıraşına İthaf edilen bu kitap, Mil lî Savunma Bakanlığı Genel Kur may Harb Tarihi Dairesi Başkan lığınca hazırlanmış. Çanakkale za ferimizin 42. yıldönümü dolayısiy le Bakanlığın bir armağanı.
Birinci Dünya Savaşında Çanak kale, 18 Mart 1915 zaferi, Çanakkale savaşlarında kara ve deııiz kuvvet
lerimiz ve müttefiklerin rolü özet TmÛs
olarak anlatıldıktan sonra, çanak- tafa Kemal), iman Demiraslan (A- kale şehametinden menkıbeler ve tatürtE), Cahlt Külebi (Kurtuluş Sa duygular bölümünde yaşanmış olay. vaşl,ndan)ı Fetw Tevetoğhı (Herde lardan birkaç örnek veriliyor, 25-26 glnî)j Hallm Yağoloğlll (10 Kasım), nisan 1915 günlerinde Seddulbahir OBman Atlllâ (AtatürlI lçill)j Tarlk kahramanı 26. Alay III. Taburun ha 0rllan (Atatürk) ve Rıza Bulut’un rekâtı üzerinde duruluyor, sekiz şi- (Pasam) adll blrer şlirl örnek ola. irie bu menkıbeler dile getiriliyor. rafc verlUyo Kitabm yarısı, böyle. Sonda bu destanı yaratanlardan re. ce_ yaImz Ata,ya ayrljmls.
simli hâtıralar var, Atatürk ün bazı öteki yarlsmda da Cemal oğuz ö sözleri, raporlamdan parçalar, re- cal ,Namlk Kemal), Adnan Peşkir- shnleri ve renkli muharebe krokileri cloğlu (Patlh)ı Ahmet ö z (Atllla), dikkati çekiyor. 52 sayfa, 27 planş, 4 Hüseyln Kalaba (Timur, C. O. Öcal
He Oğuz Kâzım Atok Mimar Sinan) N. F. Kısakürek ile Selâhattin Er. türk’ün (Köroğlu) adlı blrer şiiri var. 64 sayfa, 20 kuruş.
Bozkırın Çağlıyanı
Ali Said Yükeel’in, (Altın ışık ya yayınlandı. Ata’nin portresi en baş ymları) arasında çıkan bu kitabı,
Uluborlu merkez öğretmeni Mus tafa Koç’un hazırladığı bu antolo ji, Ispartada basıldı. Çocuklar ve öğrenciler için sekiz Türk büyüğü ne dair şairlerimizin iyi şiirlerinden bazısını birarada bulabiliyoruz.
Baştarafta Atatürk’ün hayatı ü- zerine kısa bilgilerden sonra B. K.
kroki, fiyatı yazılı değil.
Kuvayi Milliye Tarihi
Enver Behnan Şapolyo’nun Kurtu luş savaşımızda Gerillâ tarihini an latan hu eseri, (Türk, kültür seri si) nin ilk kitabı olarak Ankara'da ta.
Eser. 1919-1920 Kuvayi Milliye dev rinl bir halk teşkilâtı olarak ele a- lıyor. Balıkesir Kongresinden sonra Mtidafaai Hukuku Milliye Cemiyet leri, «manda»cılar, Millî Mücadele nlıı programı, diplomatik münase betleri. İstanbul ve Ankara'da olup bitenler açıklanıyor. Milli kuvvetle riıı kuruluşundan sonra çeşitli cep. belerde görülen savunma hareketle rl ve Anadolu isyanları, bu arada Çerkeş Etheın meşeleri üzerinde du rulmaktadır. Nizami ordunun kuru luş hikâyesi ile eser sona eriyor. Portre ve resimlerle süslü. 224 say fa, 5 Ura,
milli günlerde yapılan konuşmalar dan meydana gelmiş,
13 Eylül Sakarya Zaferi yıldönü münde, 30 Ağustos Zafer Bayramın da, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bay. ramında, Kunuri Zaferinin yıidöntt münde, 29 Ekim Cumhuriyet Bayra mında, Dumlupınar Denizaltı ihti falinde, 15 Mayıs Hava Şehitleri İh tlfalinde ve rahmetli İnkılâpçı Prof. M. E. Bozkurt'u anma günündeki konuşmaların arasına birkaç manzu me de serpiştirilmiş. Yukarıdan be rl sayılan eserle içinde Atatürk’le en az İlgili olan budur, denilebilir. 72 sayfa ,125 kıınış.
—----
o---Atatürk Yolunda
Dağlarca'nın «Anıt - Ka
bir» i bu gece radyoda
okunacak
Dış ve İç kapağı Atâ’nin portresl- le süslü bu siyasi broşürü A. Cenap Akıncı (veya Almcı) yazmış, kendi
portresi de arka kapakta. Tanınmış şairlerimizden Fazıl Atatürk'ün barışseverliğine işaret Hüsnü Dağlarcanm Anıt - Kabir ediliyor. Bağdat paktının değeri bir adlı destanı bu gece saat 20.35 te kıyasla çok kısa şekilde açıklanıyor. İstanbul Radyosunda radyofonik Milletimizin Atatürk’ün «Yurtta bir temsil halinde oynanacaktır. E- sulh, cihanda sulh, yolunda yürü- ser Baki Süha Edipoğlu tarafından yüp gittiği ifade ediliyor. Atatürk’- mikrofona konulmuştur. «Anıtka- ün imar bahsindeki İç siyaseti be. bîr» Yenilik Yayınlan arasında 19M ¿İttiler«*, şimdi de bu yolda gld.i yılında çıkmıştı*.