• Sonuç bulunamadı

Behice Boran ve bilme hakkı...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Behice Boran ve bilme hakkı..."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

• SAYFA

17

GÖRÜŞ

r

SÖNMEZ TARGAN

Behice Boran ve

Bilme Hakkı...

Türkiye işçi sınıfının p olitik önderlerinden Be­ hice Boran’ı 10 Ekim 1987’de yitirdik. Şöyle bir çevreme bakıyorum, aradan 13 yıl geçm esine karşın Boran adı, geçmişte Türkiye İşçi Partisi (TİP) saflarında savaşım verm iş çoğu “sade” insanımı­ zın belleklerinde taptaze. Burada “sade" sözcü­ ğünü, gerek 60’lı yılların birinci TİP’inde, gerek­ se 70'li yılların ikinci TİP’inde sıra neferliği ya p ­ mış parti üyeleri için kullanm ak gereğini duydum . Çünkü her iki TİP’te de, bu partinin yönetim or­ ganlarında görev ve sorum luluk almış nice kur­ may kadronun artık genel başkanlarının adını öy­ le içten gelen bir duyarlılıkla andıklarını sanmıyo­ rum da ondan...

Sosyalist savaşımı, "dikensiz gül bahçesi de­ ğildir” diye yorumlayan ve bunu uzun bir yürüyü­ şe benzeten Behice Boran’ın kendi yaşamı da uzun bir yürüyüştü.. Acılarla, aynlıklarla, sürgünlerle, ha­ pisliklerle geçen bu uzun ve çileli yürüyüşü 10 Ekim 1987’de Brüksel’de noktaladığı zaman bile önem­ li bir tarihsel buluşmanın altına İmza atmıştı.

12 Eylül askersel devirm esinden sonra yurtdı- şına çıkması çeşitli söylentilere neden olmuştu. Am a o, üstünden hiç bırakmadığı Türkiye İşçi Partisi’nin genel başkanı olarak yurtdışında da po­ litik etkinliklerini aralıksız sürdürm üştü.

★★★

Evinde çok iyi bir ev kadını olduğunu Sıdıka

S u ’dan duym uştum . Bilim insanı olarak yetkinli­ ğini ve ekip çalışması için iyi bir arkadaş olduğu­ na da, Sadun Aren bir sohbetim izde değinm iş­ ti. TİP Urfa m illetvekili olarak T B M M ’de bütçe görüşm elerinde yaptığı konuşmalarını bir dosya olarak bana veren Suphi Karaman da (*), çok ze­ ki ve usta bir konuşmacı olduğunu söylemişti. Ama, herkesin bildiğinin tamam en tersi olan birleştiri­ ci yanının daha ağır bastığını ise yurtdışındaki çalışmalarından çıkartıyorduk.

Yurtdışında sürgünde geçirdiği ömrünün son yıl­ larını, çok başlı Türk bilimsel sosyalist devinm e­ sinin birleştirilm esine hasrettiği söylenir. Söyle­ nir diyoruz, çünkü bugün bile Türk solunun tari­ hi ve nice tarihsel olgu tam ve gerçek boyutlarıy­ la gün ışığına çıkabilm iş değildir. Am a bilinen o ki, Behice Boran, yurtdışında gerçekleştirilen TİP ile TKP'nin (Türkiye Kom ünist Partisi) birleşm e­ siyle oluşan Türkiye Birleşik Kom ünist Partisi’nin (TBKP) tarihsel buluşm asına (ikinci paragrafta değindiğimiz buluşma) imza atan taraflardan hem biri, hem de bu partinin ilk kurucu genel başkan­ lığını da yapan kişidir.

★ ★★

Yurtdışında gerçekleştirilen bu birleşmenin ay­ rıntılarına girecek değiliz. Ayrıca fazla ayrıntı bil­ diğimiz de söylenemez. Nedense bizler gibiler, ay­ rıntıları bilm ekten çok sonuçları öğrenmeye sü- rüklenm işizdir hep... Örneğin bu konuda bile ay­ rıntılar çok daha geniş ve duyarlı bir kesim tara­ fından bilinseydi, acaba, birleşm enin gerçekleş­ mesinde büyük çaba ve titizlik gösteren Behice Boran’ın ölüm ünden kısa bir süre sonra (birleş­ menin gerçekleşmesinden sanırım üç gün sonra Behice Boran yaşama veda etmişti,) TBKP’nin, yine bu birliği sağlayan tarafların kurmaylarının gö­ zü önünde kapatılması gibi bir oldubitti yaşanır mıydı?...

Gelişen ve İlerleyen uygarlığın bir bütün olarak insan yaşamına kattığı sayısız nesnel olanakla­ rın yanı sıra son derece önemli etik, ekinsel, fel- sefesel, siyasal ve hukuksal değerler de var. Ar­ tık kulağa hoş gelen bir kavram olm aktan çıkıp günlük yaşamımızın gündemine oturan nice te ­ mel insan hakkını bu bağlam da sıralayabiliriz. Ama bana öyle geliyor ki, özellikle bizim sol ka­ muoyu İçin gerekli olacak, bu hakların içine bir m adde daha eklememizin zamanı geldi de geçi­ yor bile. O da “kendi geçmişimizi bilme hakkı..”

★ ★ ★

Yaşamının sonlarına doğru Aziz Nesin’le sık sık birlikte oluyorduk. Ç atalca’daki Nesin Vakfı’nda birlikte olduğum uz bir söyleşide, “Aziz Bey, Türk solunun geçmişine ilişkin derin, köklü ve güveni­ lir bir tarihsel yapıta sahip olduğumuza ben tanık olmadım. Bu tarihi yaşayanlann çoğu da önemli bir yazılı ürün bırakmadan bir b ir toprak olup gi­ diyorlar. İlginçtir, ben ortaöğrenim yıllannda Türk soluna ilişkin birçok bilgiyiFethi Tevetoğlu, Aç­ lan Sayılgan, Ilhan Egemen Darendelioğlu gi­

bi sağyazariann kitaplanndan edindim. Neden siz- ler yazmıyorsunuz?” diye sorduğum da aldığım yanıt beni şaşırtmıştı: “O kaynaklardan ulaştığın bilgilerin önemli bir bölümü doğrudur, çünkü p o ­ lis arşivlerinden derlenmiştir.”

Türk solu ne zamana değin kendi geçm işini polis arşivlerinden öğrenecek, biçim inde bir so­ ru sorm ak gelmişti içimden. Am a soramamıştım. Bugün o soruyu bir başka biçim de sormayı de­ nemek istiyorum : Sol kamuoyunun, kendi geç­ mişini, en azından polisin bildiği denli bile olsa bil­ meye hakkı yok mu?..

Yaşamını işçi sınıfının politik savaşımına ada­ mış, son nefesine değin bu uğurda bayrağı elden düşürm em iş Behice Boran’ı ölüm ünün 13. yılın­ da anmaktan öte tanımaya o denli gereksinim i­ miz var ki, bunu yapmayı bile beceremiyoruz. Ama becerebilm ek için önce bilmek, bilm e hak­ kını eksiksiz kullanm ak gerekir.

★★★

Bilme hakkının kullanılamadığına ilişkin bir anı­ mı okurlarla paylaşarak yazımı şim dilik noktala­ mak istiyorum . 12 Eylül toplum sal depreminin artçılarının sürdüğü bir Ankara akşamı, konum ­ ları birbirine benzeyen birkaç arkadaş, M ülkiye­ liler B irliğ i’nin bahçesinde o turuyorduk. Daha sonra aramıza araştırmacı yazar Yalçın Küçük de katıldı. Daha çok siyasal ağırlıklı söyleşimizin bir

yerinde Yalçın Küçük bana dönerek, “Behice Bo­

ran hiç TKP'li olmuş mu, biliyor musun?” diye sor­ du. Ben de, "Yazar olan sensin, araştırmacı olan sensin. Üstüne üstlük TİP'in genel merkezine yıl­ larca en yakın sen durdun. Bunu sen bilmiyorsan biz nereden bilelim" dem ekle yetindim .

Gerçekten de, bilmesi gerekenlerin bile çoğu şeyi bilm ediğini düşünüyorum . Behice Boran’ı anarken bile asıl görevim izin bilme hakkını kul­ lanmak olduğunu düşünüyorum . Çünkü geçm i­ şi bilmeden geleceğe yürümek, su alan bir san­ dalla denizlere açılmaya benzer...

Q Suphi Karaman, 27 Mayıs Milli Birlik Komitesi Üyesi, Eski Doğal Senatör.

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Bunun üzerine Mustafa Kemâl, (Hz. Peygamber ölürken kimi vekil tâyin etti ki siz daha hilâfet is­ tiyorsunuz. Biz sancağı çektik, o sancağa düşman olmadık,

BP Türkiye, fotoğraf dem ekleri çalışma kum lu ile birlikte, geçtiğimiz yıl yitirdiğimiz değerli fotoğraf ustası Sami Güner’in anısına “ Türkiye 92” albüm

İngiltere sefiri Lord Stad ffo rd de Redcliffe’in geniş para yardımla­ rı ile desteklenen Protestan misyonerler Anadolu’da Ermeni- leri Gregoryen kilisesinden

rosuna telefon eden kim liği belir­ lenemeyen kişiler, “ Ermeni S o y ­ kırımının Adalet Kom andoları" adlı cinayet örgütünün adına ko­ nuştuklarını

HYDRO BA020 Suyun çekildiği andaki kıyı çizgisi Zorunlu NAMN1 Birinci ulusal dilde detayın ismi Seçmeli NAMN2 İ kinci ulusal dilde detayın ismi Seçmeli NAMA1

Navigation systems allow people to find their route and explore their surroundings easily and quickly in the places they have not visited before without losing too much time and

In addition, it can be seen from the above figure that the stereoscopic video frame obtained via motion information has more blur in the background than the

As the results were not satisfying enough to acceps as valid calibration, extrapolation curves have been hence chosen to perform the measurement campaign in an