• Sonuç bulunamadı

Ali Poyrazoğlu, Altan Erbulak için yazdı:'Güle güle moruk'

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ali Poyrazoğlu, Altan Erbulak için yazdı:'Güle güle moruk'"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ali Poyrazoğlu, Alfan Erbulak için yazdı

‘Güle güle Moruk’

Uzun bir dostluğun öyküsü Ali Poyrazoğlu ile Altan Erbulak arasındaki dostluk.

Dünyaya, insanlara sevgiyle bakan bir insandı Altan. Altan’ın sözlüğünde

“Moruk” lafı sevgiyi, dostluğu, arkadaşlığı, meslektaşlığı simgeliyordu. Bir eski

dostunun kaleminden biz de “güle güle” diyoruz Altan’a.

Hani “ on parmağında on marifet” denir ya, Altan Erbulak’ı bundan daha iyi tanımlayan bir cümle bulamazdınız. Tiyatro sanatçısı, karikatürcü, şovmen, fotoğrafçı, yazar, dost, arka­ daş, sevgili gibi sözler Altan’ı ancak eksik olarak tanımlayabilirdi. Onu son oyunu “ Dünya­ la rd a Ali Poyrazoğlu ile görüyoruz.

“Ne kalır benden geriye, benden sonra­

sı kalır

Asıl bu kalır”

Edip Cansever-Sonrası Kalır

Tiyatro iç gündüz.Oyuncular. Gaze­

teciler. Seyirciler.

DEKOR: Çıplak sahne. Koyu fo n bezleri. Sahnenin ortasında demir bir masa. Üzeri si­ yah bir bezle örtülmüş. Masanın üstünde ta­ but, tabutun üstünde Füsun ’un iğnelediği kır çiçekleri.

Sol köşede bir resim sehpası, üzerinde A l­ tan Erbulak’ın elini şakağına koymuş gülüm­ seyen bir fotoğrafı. Sahnenin üstünde bir ta­ bela, son oyunundan kalmış, sökülmesi unu­ tulm uş. Tabelada “B ü y ü k Varyete Kumpanyası” yazar. Salon ışıkları da yanı­ yor. Salon kalabalık. Ful!. Kalabalık cedde- ye de taşmış.

ALİ — (İç ses) Altancığım, şimdi sen bu manzarayı görsen, “ Moruk oyun tuttu, mil­ let kapıları kırıyor” derdin.

Sevgili Altan neler kaldı senden geriye bir bilsen. Önce büyük, doldurulması olanaksız bir boşluk kaldı. Sonra hep kulaklarımızda çınlayacak olan kahkahaların kaldı. Herke­ se, özellikle de genç oyuncu, yazar çizer ar­ kadaşlara gösterdiğin yollar, bilgiler, aktar­ dığın deneyler kaldı.

Şişli Camii avlusu. Dış gündüz.Ka-

labalık.

Çok kalabalık bir cenaze. Füsun, Sevinç, A lta n ’ın başucunda. Yaşlı bir kadın A li'ye yaklaşır. Şivesinden eski bir İstanbul Rumu olduğu hemen anlaşılır.

KADIN — Hani “ Yanındaki Yatak” ta be­ nim hayatımı oynuyordu.

Çocuklarının istemediği yaşlıyı. Beni ağ­ larken nasıl teselli etmişti. Bütün hayat boş. Bütün gerçekler oyunlarda.

ALİ — (İç ses) A ltan’dan geriye ne kalır, Altan’dan sonrası kalır. Asıl bu kalır.

Bir anı bile ıskalanmamış bir yaşamdan tit­ reşimler kaldı. Sahnelerden, gazete sayfala­ rından, sinemadan, televizyondan izleyenle­ rin zihinlerine ve yüreklerine geçirdiğin tit­ reşimler kaldı. Şekil değiştirerek, kendini ye­ nileyerek, kuşaktan kuşağa geçecek olan tit­ reşimler...

Tiyatro iç gündüz. Altan. Ali.

Peker.

Prova. Oyuncular sahnede.

ALTAN — Peker, hani beni takdim eder­ ken, Komik-i Şehir, Kel Haşan Efendi’nin tek rakibi Altan diyorsun ya, Orada, Kısa Marlboro Altan de.

ALİ — Oğlum, sigara sağlığa zararlıdır. ALTAN — Kısa Marlboro Altan farklıdır.

4

Küçücük cüssenin içine gizlenmiş dev bir sanatçı kaldı. Herkesten önce kendisiyle dal­ ga geçip, eleştiren bir hoşgörü ustası kaldı. Aklınla, vücudunla, sesinle, kaleminle çizdi­ ğin karakterler kaldı. Anlamak, öğrenmek, yaşamı biçimlendirmek, her yeni günü duy­ guyla ve akılla yeniden kurmak gücünü gös­ teren çağdaş bir insanın titreşimleri kaldı.

Altan Erbulak’ın not defteri günlük program.

Sabah Sevinç okula götürülecek Gazete

“Dünyalar” matine, suare oyun-video çekimi

Bilgisayar programı T V için Yarın Anneni ara. A y şe ’y i ara. Almanya turnesi için hazırlık.

Yarın gazetede maç seyredilecek. Karikatür çizilecek.

Herkese, en çok da seni kıranlara, inciten­ lere gösterdiğin sonsuz hoşgörü, anlayış kal­ dı. Sevgiler, sevgililer, karın, çocukların, dostluklar, güzellikler kaldı. Kalemler, fırça­ lar, bilgisayarlar, telsizler kaldı. Seyircilerden gelen telgraflar, adına koyacağımız ödül, kuklan, palyaço kılıkların kaldı... Bir türlü kimse davet etmediği için gidemediğimiz “ Van” turnesi kaldı. En büyük acıların bile etrafını sarıp sarmaladığın gülücükler, kah­ kahalar, güldürü ustalığın kaldı. Oradan ora­ ya koşuştururken tıkanınca aldığın damar açıcılar kaldı. Sana, içme moruk, içme dedi­ ğim sigaralar kaldı. Altan senin için okuyo­ rum Edip Cansever’in şiirini:

" . . . On çizik, on çizik, on dudak izi

bir çay bardağında on dudak izi aşklardan sevgilerden

suya yeni indirilmiş bir kayık gibi akıp geçmişsem, gidip gelmişsem bir de bu kalır.

Ne kalır benden geriye, benden sonrası kalır asıl bu kalır.

On yerde adım geçse geçmese dağlardan tepelerden inen bir

düzlüktüm, anlaşılır.

Tiyatro sahne. İç. Gece. Ali. Altan.

Herkes

“Yanımdaki Yatak” oyunundan bir sah­ ne oynanmaktadır.

BERDUŞ — Sence ben taş kalpli'herifin biriyim değil mi? Soytarı, maskara... Küçü­ cük gülücükleri, üst üste koyup ayakta dur­ maya çalışıyorum. Gülücüklerle kahkahalar­ la ölümü bile kandırırım diye uğraşıyorum, soytarılık ediyorum. Soytarılık etmeyi kolay mı sanıyorsunuz siz be!

Sahnenin sonunda berduş ölür...

Tiyatro kulis. İç. Gece. Altan. Ali.

Soyunma odası. Altan ’la A li oyundan son­ ra soyunmaktalar.

Altan sigara yakar.

ALTAN — Ulan moruk, ne güzel ölüyor­ sun be... Ben senin gibi ölemem.

ALİ — Moruk, şu sigarayı kesmezsen sen de öleceksin.

ALTAN — Moruk, bana Kısa Marlboro Altan demişler. Sigara sağlığa zararlıdır, ama öldürmez... Sanatçıyı ne öldürür bilir mi­ sin?... Yok olup giden, yakılan, yıkılan gü­ zellikler... Yasaklanıp yakılan kitaplar, oyun­ lar, filmler...

Toplanan her kitap, yasaklanan her oyun, yakılan her film beni öldürür. Sigara değil...

Güle güle Moruk (*)

(*) Moruk A ¡tanca’da dost, kardeş, sevgili, mes­ lektaş ve nesli tükenen anlamına gelirdi.

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi T a h a T o ro s Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Çalışmamızın sonucunda acil servise travmaya bağlı olmayan baş-boyun ağrısı nedeniyle akut ya da kronik yakınma ile başvuran hastaların tedavisinde, aynı doz ve

When the MK expression in breast tissues was evaluated with respect to immunohistochemical staining status, no significant difference was found in terms of tumor diameter, lymph

何為斌 Ho WP;Liau JJ;Cheng CK 摘要

臺北醫學大學「101 學年度師生防火、防震訓練」活動 本校為強化外國師生對防火、防震基本常識,增加應變常識及 能力。特於 12 月 4 日

北醫大代表團於 12 日拜訪倫敦大學 Vice Provost Sir John Tooke、Dean David Lomas、 Director Gabriel Aeppli、Professor Peter V Coveney 與 Proffessor Bryan

Doğru bir marka adı seçimi, bir markanın markalaşma sürecinin ilk ve en önemli stratejik adımlarından biridir.. Marka adı bir markanın konumlandırma stratejisi ve

From the emergency rooms of three hospitals in Taichung area, persons aged 65 or older who fell and sustained a hip fracture as cases and those who fell and had an injury other

In our series, abscess formation in and around the infected area was also frequent (42.4%); the paravertebral site was especially common (28.8% of cases