• Sonuç bulunamadı

Zelinsky’nin Nüfus Hareketlerinin Dönüşümü Kuramı

C- Göç Kuramlarının Tarihsel Gelişimi

6- Zelinsky’nin Nüfus Hareketlerinin Dönüşümü Kuramı

Türkçe’ye “Nüfus Hareketlerinin Dönüşümü” olarak çevirebileceğimiz "Mobility Transition” kuramı, Wilbur Zelinsky tarafından 1971 yılında ortaya atılmıştır. Bu kuram, bir ülkedeki iç ve dış göçlerde görülen değişimlerin, o ülkedeki ilerleme ve gelişmeye paralel olarak meydana geldiğini öne sürmektedir. Kuramın en önemli özelliği, birçok demografik unsurun dayandığı “Gelişme” kavramının bağımsız değişken olarak ele alınmasıdır.359

ŞEKİL 82: Nüfus Hareketlerinin Dönüşümü Modeli. (Not: Nüfustaki Doğal Artış,

Net Dışa Göç, İç Göç ve Dolaşım aynı ölçekte değildir. Ayrıca Jones, Zelinsky’nin çalışmasında ayrı ayrı olarak ele aldığı; sınırlı, köyden kente ve kentten kente biçiminde gelişen iç göç unsurunu bir bütün olarak ele almıştır.)

GELİŞME OR A N ( N üfu s / 10 00 ) Ni je ry a Hi n d is ta n Me ks ik a İrl an d a AB D Al m an y a Doğal Artı ş Net D ışa G öç Ülke İç i Göç Dolaşım I DÜŞÜK HAREKETLİLİK (Geleneksel Toplum) II DIŞA GÖÇTE ARTIŞ Doğal Nüfus Artışında Azalma (Erken Dönem Geçiş Toplumu) III ÜLKE İÇİ GÖÇTE ARTIŞ Dış Göçte Azalma (Geç Dönem Geçiş Toplumu) GÖÇ ALAN ÜLKE İç Göçte Artış Devam Eder (Gelişmiş Toplum) IV V DÜŞÜK HAREKETLİLİK Dolaşımda ve İletişimde Artış (Çok Gelişmiş Toplum)

Kaynak: Jones, a.g.m., s. 81.

358http://www.people.vcu.edu/~jmahoney/migration.htm, (12.03.2007).

359 Richard C. Jones, “Multinational Investment and the Mobility Transition in Mexico and Ireland”,

Bir ülkenin modernizasyon sürecinde geçirdiği köyden kente göç, kentleşme ve demografik dönüşüm gibi ara süreçler bu kuramla doğrudan ilişkilidir. Gedik’in de belirttiği gibi Zelinsky’nin kuramı, 1960’ların sonlarında, gelişmelerini henüz yeni tamamlamış olan ülkelerin kentleşme konusundaki deneyimlerine dayanmaktadır.360 Bu noktada, “demografik dönüşüm” kavramının en önemli göstergesinin yüksek doğum ve ölüm oranlarından, düşük doğum ve ölüm oranlarına geçiş ve hepsinden önemlisi bu iki oran arasındaki farkın azalması olduğunu belirtmekte fayda vardır.361 Zelinsky’nin kuramına göre; nüfus hareketlerinin

dönüşümünde beş aşama söz konusudur (Şekil 11).

Geleneksel Toplumlarda (I. Aşama), nüfustaki doğal artış yüksek düzeydedir. Yani, doğum oranları ölüm oranlarından fazladır ve nüfus hareketleri az olur. Erken Dönüşüm (Geçiş) Toplumu (II. Aşama) olarak nitelenen toplumlarda, tarımdaki gelişmelere ve nüfus baskısına paralel olarak kırsal alanlarda çözülme başlar. Çoğunluğu erkeklerden oluşan göçmenler büyük kentlere ve ülke dışına göç etmeye başlarlar. Net dış göç 20-30 yıllık bir süreç boyunca doruğa çıkar. Nüfustaki doğal artış oranları da yüksek seviyede seyreder. Geç Dönem Geçiş Toplumlarında (III. Aşama), ülke içinde artan imkânlar nedeniyle büyük şehirlere yönelen ve göç edenlerin çoğunluğunu bayanların oluşturduğu iç göçler artar ve dış göçte azalma görülür. İş, eğitim, aile ziyareti, eğlence ve dinlenme gibi nedenlerle bir veya birkaç günlük gidiş-gelişler olarak tanımlanabilecek olan “dolaşım” hareketleri başlar. Gelişmiş Toplum (IV. Aşama) aşamasına geçmiş ülkelerde dikkat çeken en önemli özellik, ülkedeki gelişmeye paralel olarak vasıflı ve vasıfsız iş gücü ihtiyacının artması nedeniyle ülkenin “göç alan” ülke durumuna geçmesidir. Bunun yanında iç göçte de artış görülür. Ancak, bu göçler banliyölere ve banliyölerden de öte yerleşimin yaygınlaşması nedeniyle yakın mesafelere olmaktadır. Banliyödeki ev ile şehir merkezindeki işyeri arasında gidiş gelişler çerçevesindeki dolaşım, artış

360 Ayşe Gedik, “Mobility Transition (Test of Zelinsk’s Theory) and Economic and Demographic

Factors: Japan and Turkey, 1955-2000”, bkz.

http://iussp2005.princeton.edu/download.aspx?submissionId=51383, (12.03.2007).

361 Philip Guest, “Mobility Transition within a Global System: Migration in the ESCAP Region”,

Asia-Pacific Population Journal, Vol. 14, No. 4, 1999. için bkz.

göstermeye devam eder. Çok Gelişmiş Toplumlarda (V. Aşama) ise dolaşım, başlangıçta artarken sonraki süreçte insanların elektronik olarak haberleşmesi vb. nedenlerle azalmaya başlar. Ülkede, ilk aşamada olduğu gibi tekrar düşük bir hareketlilik görülmeye başlar.362

Bu kuramın en önemli aşaması, Zelinsky’nin “kritik eşiğe” denk düştüğünü belirttiği üçüncü aşamadır. Bu aşamada, kırdan kente göç azalarak da olsa devam ederken, kentten kente yapılan göçler kırsal kesimden kentlere yönelen göçlerin önüne geçer.363

Bu kuram çerçevesinde, İrlanda ve Meksika’nın yaşadığı evrimi inceleyen Jones, 1990’larda her iki ülkeye de çokuluslu şirketler aracılığı ile hatırı sayılır miktarda yabancı sermaye girişi olmasına rağmen; İrlanda’da dış göçte azalma, iç göçte artış gözlendiğini, Meksika’da ise dış göçün yüksek, iç göçün az miktarda gerçekleştiğini belirtmektedir. Bu durumun ise bu iki ülkenin nüfus hareketliliği dönüşüm süreçlerinde farklı aşamalarda bulunmalarıyla açıklanabileceğini ifade etmektedir.364 Zelinsky’nin kuramını, gelişmiş bir ülke olan Japonya’nın 1955-2000 ve gelişmekte olan bir ülke konumundaki Türkiye’nin 1965-1990 yılları arasındaki nüfus göstergeleri ışığında sınayan Gedik; bulgularından yola çıkarak, başta nüfus hareketlerindeki dönüşümün ölçüm yöntemi olmak üzere, Zelinsky’nin kuramına çeşitli açılardan eleştiriler yöneltmekte ve bazı yeni katkılar yapmaktadır. Bu kapsamda Gedik tarafından yapılan saptamalar şunlardır:

- Zelinsky’nin teorisinde, kentten kente (urban-to-urban) göç kavramı içerisinde hem kentlerin kendi içlerindeki (Intra-urban) göçler hem de bir kentten bir başka kente (inter urban) yönelik göçler yer almaktadır. Oysa, kırdan kente (rural- to-urban) göç ile yalnızca kentler arası (inter-urban) göçün karşılaştırılması uygun olacaktır. Zira, kentler arası göç, sadece oturulan adresin değişikliği veya iş değişikliği olmayıp, tıpkı kırdan kente göç gibi insan hayatında önemli bir sosyo- ekonomik değişiklik yaratmaktadır.

362 Akt. Jones, a.g.m., ss. 80-81. ; Gedik, a.g.m. 363 Akt. Gedik, a.g.m.

- Bunun yanında Zelinsky, teorisini oluştururken -bu konuda net bir açıklama yapmamış olsa da- göç edenlerin sayılarından ziyade göç oranlarını dikkate almıştır. Oysa bu iki veri ayrı ayrı ele alınmalıdır. Çünkü hem Türkiye hem de Japonya için kentten kente göç oranları, kırdan kente göç oranlarından “her zaman” yüksektir ve bu nedenle kritik eşiğin geçilmesi (yani kentten kente göçün, kırdan kente göçün üzerine çıktığı durum) açık olarak gözlenememektedir. Kritik eşik, göç miktarları (sayıları) dikkate alınarak daha net gözlemlenebilecektir (Şekil 12).365

ŞEKİL 83: Zelinsky’nin Kuramının Oranlar ve Miktarlar Açısından

Karşılaştırılması. Or a n la r ( % ) Mikt a rlar ( S ay ılar ) Or a n la r ( % ) Mikt a rlar ( S ay ılar )

Gelişmekte Olan Ülkelere İlişkin Hipotez

Gelişmiş Ülkelere İlişkin Hipotez

Kırdan Kente Göç Kentten Kente Göç

Kaynak: Gedik, a.g.m.

365 Gedik, a.g.m.

Guest ise Zelinsky’nin önerdiği kuramda, göç tipleri ve düzeyleri ile demografik değişim ve kalkınma kavramları arasındaki bağlara vurgu yapmasına rağmen, bu bağların oluşmasının altında yatan demografik değişim ve kalkınma süreçleri hakkında kapsamlı bir bilgi vermediğini öne sürmektedir. Guest’e göre, Zelinsky’nin çalışmasından yola çıkan Skeldon, kalkınma sürecinin zaman içinde oluşturduğu göç biçimleri konusunda daha açıklayıcı bilgiler sunmaktadır.

Skeldon, nüfus hareketlerinin dönüşümünün, belirli bir bölgede gerçekleşen göç hareketlerinde zaman içinde ortaya çıkan sistematik değişimler silsilesi olduğunu belirtmektedir. Bu göç silsilesi, önce yöresel düzeydeki kısa mesafeli göçlerden yoğun bir kırdan kente göçe geçişle başlar. Geçici bir nitelik gösteren bu tarz göçlerden sonra göç kavramı gittikçe süreklilik arz etmeye başlar. Bu süreçte, “dolaşım” olarak adlandırılan ve banliyöler ile şehir arasında gündelik veya kısa süreli gidiş-gelişler daha başat bir hâle gelir. Bu arada, büyük kentlerin yakınlarındaki daha küçük kentsel alanlara yönelen göçlerle kentlerin merkezleri değişir. Bütün bunlar, yani nüfus hareketlerindeki dönüşüm, üretim biçimlerinde ortaya çıkan değişimlerle yakından ilişkilidir. Bu nedenle Guest, Skeldon’un çalışmasının, ileride geniş biçimde açıklanacak olan “Dünya Sistemleri Teorisi” savunucularınınki ile çok yakın ilişkisi olduğunu ileri sürmektedir. Buna göre, ortaya çıkan göç süreçlerini anlayabilmek için bireylerin göç motivasyonlarından ziyade, kalkınma ve gelişim süreci boyunca toplumu oluşturan kurumların geçirdiği değişimin anlaşılması daha önemlidir. Bireyler atacakları adımları belirlemede kendilerine sunulan seçeneklerle sınırlıdır ve seçenekler kurumsal yapıya göre değişmektedir. Yani göçmen akımlarını, iş bulma ve barınma konusunda kurumsal olarak sınırlandırılmış imkânlar şekillendirmektedir.366

D-Günümüzde Uluslararası Göçe İlişkin En Çok Kabul Gören Kuramsal