• Sonuç bulunamadı

Zaman Karmaşası– Başlangıç ve Bitiş

B. YARGISAL DENETİM

2. Zaman Karmaşası– Başlangıç ve Bitiş

A priori denetim, anayasaya uygunluk denetimlerinin denetimin yapıldığı zaman üzerinden yapılan ayrımının bir sonucu olarak karşımıza çıkar. Bu zaman a priori denetimin temel tanım noktası olduğu gibi, a posteriori denetimden ayrışmasını da sağlar. Halihazırda klasik kabul, anayasaya uygunluk denetimini, belli bir zamansal noktanın hangi tarafına denk düştüğü üzerinden a priori ve a posteriori olarak ayırmaktadır.

Öğretide, klasik ikili ayrımın dışında, üçlü bir ayrım yapıldığı da görülmektedir. İşbu halde klasik ayrımdaki ikiliye kanun tasarılarının denetimi üçüncü denetim olarak eklemlenmektedir ve kanunun parlamentodaki nihai kabulü, kanun tasarılarının denetiminin sınırını oluşturmaktadır372.

370 Kaboğlu, Anayasa Yargısı : Demokrasi Kavramının Dönüşümü Üzerine, op. cit., s.42, dn.3. Ayrıca bkz.

Kerléo, op. cit., s.6‑7.

371 Farklı bağlamda olmasına karşın bkz. Le Bot, op. cit., s.118. 372 Ibid., s.117.

69

Klasik kabul ve uygulama bakımından a priori denetimi harekete geçirme imkanının başlangıcında ölçüt, kanunun parlamento tarafından nihai olarak kabulüdür. A priori denetim, kanunun parlamento tarafından kesin olarak kabul edilmesinden sonra harekete geçirilebilir373. Bu başlangıç noktası özelinde kayda değer bir sorun, bir tartışma söz konusu

değildir.

Denetimin harekete geçirilebilme imkanının bitim anına ilişkin ise aynı şeyi söylemek mümkün değildir. Bu noktada bir tartışmadan ziyade, bitim anının tespitinde farklılaşmalar söz konusudur ki kanaatimizce bu kullanımların birçoğunun bilinçli bir tercihin ürünü olduğunu söylemek mümkün değildir. Özellikle, farklılaşan terim kullanımlarının çoğunlukla benzer sonuçlar vermesinin, bu farklılaşmanın temel nedeni olduğu söylenebilir. Bu hususu biraz daha açmakta ve bitim anına karşılık kabul edilen terimlere ve bunların yerindeliğine daha detaylı değinmekte yarar görmekteyiz.

a. A priori Denetimi Harekete Geçirme İmkanının Bitimine Karşılık Olarak Kullanılan Terimler

A priori denetimi harekete geçirme imkanının bitim anı olarak, birbirleriyle ilişkili ve fakat birbirlerinden önemli farklılıklar gösteren üç kuruma sıklıkla vurgu yapılmaktadır. Denetimin bitim anı olarak; ülkemizde pek bilinmeyen ısdar (promulgation), yayın (publication) ve yürürlüğe girme (entrée en vigueur, entry into force) terimlerinin kullanıldığı görülmektedir. Bunların yerindeliğini tartışmadan önce, özellikle başta ısdar terimi olmak üzere, söz konusu kurumlara kısaca değinmek yerinde olacaktır.

aa. Isdar (promulgation)

Isdar (promulgation), yasama ve yürütme erklerinin ayrı olduğu sistemlerde bir gereklilik olarak değerlendirilir374. Buna karşın Türk hukukunda aşina olunmayan bir kurumdur. Diğer uygulamaların aksine, ülkemizde cumhurbaşkanının kanunu ısdar etmesi kurumsal olarak yerleşmemiş ve 1982 Anayasası cumhurbaşkanının kanunu

373 Belirtmek gerekir ki bu kabul, ülkelerin denetime konu metni nasıl ifade ettiklerinden bağımsızdır. A

priori denetimi uygulayan ülkelerin birçoğu (örneğin Fransa, Portekiz vb.) parlamento tarafından kabul edilen denetime konu metni kanun olarak tanımlarken, İrlanda Anayasası (m.26) parlamento tarafından kabul edilen ve imzalaması için cumhurbaşkanına gönderilen metne kanun tasarısı demektedir. Ancak tüm bu örneklerde denetim parlamentodaki nihai kabulden sonra devreye girmektedir.

374 Henry Puget ve Jean-Claude Séché, « La promulgation et la publication des actes législatifs en droit

70

yayınlayacağını söylemekle yetinmiştir375. Bu manada Anayasa koyucunun, selefine (1961

Anayasası) benzer şekilde ısdar ve yayın arasındaki farkı dikkate almadığını ifade etmek gerekir376.

Isdarın tanımı noktasında bir birlik söz konusu değildir. Bu durum, aşağıda yer verileceği üzere ısdarın fonksiyonları ve niteliği üzerindeki görüş ayrılıklarından kaynaklanmaktadır.

Isdar (promulgation), Kıta Avrupası’nda cari olup, cumhurbaşkanının, devletin başı olmasının tezahürü olarak, bir tür noterlik vazifesi377 gördüğü bir işlem olarak karşımıza

çıkar378. Bu minvalde ısdar; devlet başkanının, bir kanunun parlamentonun iradesinin ürünü

olduğunu yani varlığını tespit edip, kendisine sunulan metnin parlamento tarafından kabul edilen metin olduğunu dolayısıyla metnin otantikliği belgelediği yayın emri içeren hukuki işlemdir379.

Isdarın bahse konu niteliği gereği, cumhurbaşkanının “ısdar yetkisi” bağlı bir yetkidir380. Devlet başkanının, kendisine sunulan metnin parlamento tarafından kabul edildiğini ve aslına uygun olduğunu tespit ettiği andan itibaren kanunu ısdar etmek

375 Kemal Gözler, Devlet başkanları : Bir Karşılaştırmalı Anayasa Hukuku İncelemesi, Bursa, Ekin

Kitabevi, 2001, s.152, dn.141.

376 Erdoğan Teziç, « Cumhurbaşkanının Geri Gönderme Yetkisi », Anayasa Yargısı, vol.3, 1986, s.87. 377 Devlet başkanının söz konusu faaliyetinin noterlik müessesi ile mukayesesine imkân tanıyacak noterlik

kurumunun ortaya çıkışı ve gelişimini esas alan bir yayın için bkz. Ziynet Seldağ Güneş-Ceylan, « Noterliğin Doğuşu », Türkiye Noterler Birliği Dergisi, No.135, 2007, s.58‑65.

378 Gicquel ve Gicquel, op. cit., s.671; Jean-Eric Gicquel, « La promulgation-suspension de la loi », Revue

du droit public et de la science politique en France et à l’étranger, No.3, 2006, s.569; Gözler, Devlet

başkanları : Bir Karşılaştırmalı Anayasa Hukuku İncelemesi, op. cit., s.154; Kemal Gözler, « Türkiye’de Bir Bilinmeyen: Isdar » içinde Prof. Dr. Erdal Onar’a Armağan - Cilt II, Merih Öden, Levent Gönenç, Selin Esen, Ali Ersoy Kontacı, Deniz Polat ve Ali Erdem Doğanoğlu (Ed.), Ankara, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları, 2013, s. 919.

379 Barthélemy ve Duez, op. cit., s.740; Georges Dupuis, « Promulgation » içinde Dictionnaire

constitutionnel, Olivier Duhamel ve Yves Mény (Ed.), Paris, PUF, 1992, s. 836.; Teziç, « Cumhurbaşkanının Geri Gönderme Yetkisi », op. cit., s.87.

Bu tanım ısdarın en yalın tanımını ve tüm farklı görüşlerin ortak noktasını oluşturur. Ayrışan tanımlar, bu temel üzerine inşa edilen ekler içermektedir. Bu noktaya ısdarın fonksiyonları incelenirken değinilecektir.

380 Gélard ve Meunier, op. cit., s.280; Benoit Jeanneau, Droit constitutionnel et institutions politiques, 8.

éd., Paris, Dalloz, 1991, s.252; Gicquel, « La promulgation-suspension de la loi », op. cit., s.569; Gözler, Türkiye’de Bir Bilinmeyen: Isdar, op. cit., s.914.

71

zorunluluğu söz konusudur381. Cumhurbaşkanı varsa kendisine tanınmış geri gönderme ve

anayasaya uygunluk denetimine konu etme imkanlarını kullanabilir. Ancak bunlar, hiçbir hal ve şartta devlet başkanının ısdardan kaçınabileceği (ısdarı reddedebileceği) anlamına gelmez. Bunlar kural olarak sadece ısdarı geciktiren (süreyi kesintiye uğratan) durumlardır, ısdarın reddi imkanı değildirler382. Zira her iki durumda da ısdarın gerçekleşip

gerçekleşmemesi, devlet başkanının değil, farklı devlet organlarının kararına bağlıdır. Cumhurbaşkanının ısdarı geciktirme yetkisi de söz konusu değildir383. Zira ısdar

süreyle kayıtlıdır ve bu süreyle kayıtlanma devlet başkanının yasama faaliyetini felce uğratabilme endişesinin doğal ve mantıki bir yansımasıdır384.

Devlet başkanı, değinildiği üzere, bağlı yetki altındaki tipik bir yürütme organı gibidir ve dolayısıyla ısdar zorunluluğu altındadır385. Isdar herhangi bir şekilde parlamento

iradesinin, monarşilerdekine benzer şekilde, devlet başkanı tarafından onaylanması anlamına gelmez386. Esasen devlet başkanı kanuna dönük yeni hiçbir şey yaratmış değildir, kanun ısdar öncesinde zaten tam ve kesin olarak meydana gelmiştir387.

Isdarın fonksiyonları üzerinde uzlaşı söz konusu değildir. Yalın tanım kapsamında üzerinde uzlaşılan üç fonksiyon varken, bazılarına göre ek fonksiyonları da söz konusudur388. Isdarın fonksiyonları, cumhurbaşkanına sunulan metnin; kanun koyucunun iradesi ürünü olduğunun tespiti, aslına uygun (otantik) olduğunun tespiti ve yayınlanmasının emredilmesidir389. Bunlara ek olarak, Fransız doktrininde ısdarın kanunu

381 Jeanneau, op. cit., s.252; Maurice Hauriou, Précis élémentaire de droit constitutionnel, 2e éd., Paris,

1930, s.149.

382 Jeanneau, op. cit., s.252.

383 Gözler, Türkiye’de Bir Bilinmeyen: Isdar, op. cit., s.914. 384 Barthélemy ve Duez, op. cit., s.741.

385 Gélard ve Meunier, op. cit., s.280.

386 Jeanneau, op. cit., s.252; Barthélemy ve Duez, op. cit., s.740; Hauriou, Précis élémentaire de droit

constitutionnel, op. cit., s.149; Gicquel ve Gicquel, op. cit., s.672.

387 Gélard ve Meunier, op. cit., s.280; Barthélemy ve Duez, op. cit., s.741. Buna karşın, cumhurbaşkanının

ısdar işleminin, yasama (kanun yapma) faaliyetinin son fazı olduğu ve kanuna kesinlik ve zorunluluk niteliği verdiği yönünde bkz. Vedel, Manuel élémentaire de droit constitutionnel, op. cit., s.487.

388 Gözler, Türkiye’de Bir Bilinmeyen: Isdar, op. cit., s.913.

72

bağlayıcı ve uygulanabilir kılma, kamu mercilerine kanunu uygulama ve ona itaat etme emri içerme şeklinde fonksiyonları olduğu yönünde görüşler de vardır390.

Isdar, kanunun kabulü ile yayınlanması arasındaki zaman diliminde gerçekleşir391.

İşgal ettiği bu zaman diliminin niteliği gereği ısdar işlemi, kural olarak süre ile kayıtlanmaktadır392. Devlet başkanı ısdar işlemini, geri gönderme ve a priori anayasallık

denetimi gibi ısdar süresini geciktiren (kesintiye uğratan) durumlar dışında, süresi içinde gerçekleştirmek durumundadır. Cumhurbaşkanı ısdarı geciktirmek gibi bir yetkiyi haiz değildir393.

bb. Yayın (publication)

Yayın, bir düzenleyici işlemin394, genellikle resmi gazete yoluyla, açığa çıkarılması,

kamuya ilan edilmesi işlemidir395. Isdardan hem maddi hem hukuki açıdan farklılık

390 Bu yaklaşım Fransız Devlet Konseyi’nin (Conseil d’Etat) 1974 yılında vermiş olduğu karardan itibaren

Fransız uygulamasında da kabul görmüştür. Devlet Konseyi bahse konu kararında (CE, Ass., 8 février 1974, Commune de Montory, Rec., p. 93), ısdar ile cumhurbaşkanının, kanunun varlığını tasdik ettiğini ve kamu otoritelerine kanunu gözetmek ve kanunun gözetilmesini sağlamak emri verdiğini ifade etmektedir. Anayasa Konseyi ise, 1985 yılında vermiş olduğu kararında (Décision n° 85-197 DC du 23 août 1985), bir yandan yasama prosedürünün ısdar ile kapandığını (…la procédure législative est close par la promulgation…) ifade ederken (cons.22), diğer yandan ısdarı kanunun görüşme ve oylamasının kurala uygun gerçekleştiğinin cumhurbaşkanı tarafından tasdiki (…Président de la République (..), par la promulgation, atteste que la loi a été régulièrement délibérée et votée..) olarak tanımlamıştır (cons.15). Diğer yandan farklı bir kararında ise Konsey ısdarın, yetkili tüm otorite ve hizmet birimlerine dönük kanunun gecikmeksizin yayınlanması emri olduğunu (…la promulgation de la loi par le Président de la République vaut ordre à toutes les autorités et à tous les services compétents de la publier sans délai) belirtmiştir (Décision n° 2001-448 DC du 25 juillet 2001, cons.64). Bu ve daha fazlası için bkz. Fabien Bottini, « La promulgation des lois parlementaires », Revue française de droit constitutionnel, vol.76, No.4, 2008, s.763 vd.; Michel Verpeaux, Droit constitutionnel français, 2e éd.,

Paris, PUF, 2015, s.366‑367; Patrick Fraisseix, Droit constitutionnel, 3e éd., Paris, Vuibert, 2010, s.278;

Gicquel ve Gicquel, op. cit., s.671‑672; Gözler, Türkiye’de Bir Bilinmeyen: Isdar, op. cit., s.913‑914.

391 Gözler, Devlet başkanları : Bir Karşılaştırmalı Anayasa Hukuku İncelemesi, op. cit., s.151; Teziç,

« Cumhurbaşkanının Geri Gönderme Yetkisi », op. cit., s.87.

392 Örneğin Fransız Anayasası (art.10), ısdar için cumhurbaşkanına on beş günlük bir süre tanımaktadır.

Diğer süre örnekleri için bkz. Gözler, Türkiye’de Bir Bilinmeyen: Isdar, op. cit., s.903.

393 Ibid., s.914.

394 Bireysel işlemler yayın (publication) işlemini gerektirmeyip, bu işlemlerde işlemin muhatabına tebliğ

(notification) söz konusudur Bkz. Puget ve Séché, op. cit., s.245.

395 Georges Dupuis, « Publication » içinde Dictionnaire constitutionnel, Olivier Duhamel ve Yves Mény

(Ed.), Paris, PUF, 1992, s. 841.; Xavier Labbée, Introduction générale au droit pour une approche éthique, 4e éd., Villeneuve-d’Ascq, Presses universitaires du Septentrion, 2010, s.63.

73

gösterir396. Isdar hukuki bir işlem iken, yayın maddi bir olgudur397. Diğer yandan ısdar

yalnızca kanunlar için geçerli bir işlemken, idari işlemler de yayının konusunu oluşturur398.

Isdar ve yayın ancak konu kanun olduğunda birliktelik içindedirler ki bu halde zaman bakımından ısdar yayından önce gelir399.

Yayının maddi bir işlem olması, kendisine hukuki sonuçlar bağlanmadığı anlamına gelmez, zira kural olarak kanun yayınlanmakla birlikte yürürlüğe girer400. Yayın, kanunun

yürürlüğe girmesi, herkese karşı ileri sürülebilmesi ve herkese dönük uygulanabilmesi için gereklidir401. Bu noktada, yayının bireyler bakımından bağlayıcılık için önemli olduğu,

kamu otoriteleri bakımından ise kanunun ısdar ile birlikte bağlayıcılık kazandığı vurgulanmaktadır402. Yayın, kişisel bir bilgilendirme olmayıp, kanunun muhataplarına,

yani kamuya ilanıdır403. Bu manada kanunun yayınlanması, herkesin kanundan haberdar

olduğu varsayımını ve bunun doğal bir sonucu olarak “kanunu bilmemek mazeret değildir (ignorantia juris non excusat)” kuralını beraberinde getirir404.

cc. Yürürlüğe Girme (entrée en vigueur, entry into force)

Kanunun yürürlüğe girmesi, kural olarak uygulanmaya ve hukuki etki doğurmaya başlaması anlamına gelmektedir405. Hem ısdardan hem de yayından farklıdır. Kanun,

uygulanması ve hukuki etki doğurabilmesi için yürürlüğe girmiş olmak durumundadır. Kanunun ne zaman yürürlüğe gireceği ise değişiklik göstermektedir. Kural olarak, kanunların yayınlanmakla birlikte yürürlüğe girdikleri söylenebilir406. Buna karşın farklı

396 Dupuis, Promulgation, op. cit., s.836.

397 Gaston Jèze, « La promulgation des lois », Revue du droit public et de la science politique en France et

à l’étranger, vol.35, 1918, s.385, dn.1; Barthélemy ve Duez, op. cit., s.740; Gélard ve Meunier, op. cit., s.280.

398 Dupuis, Promulgation, op. cit., s.836.

399 Gözler, Türkiye’de Bir Bilinmeyen: Isdar, op. cit., s.921; Dupuis, Promulgation, op. cit., s.836. 400 Gélard ve Meunier, op. cit., s.280; Dupuis, Publication, op. cit., s.841.

401 Hauriou, Précis élémentaire de droit constitutionnel, op. cit., s.148; Puget ve Séché, op. cit., s.245;

Barthélemy ve Duez, op. cit., s.743; Foillard, op. cit., s.232; Teziç, Anayasa Hukuku (Genel Esaslar), op. cit., s.55.

402 Barthélemy ve Duez, op. cit., s.747.

403 Dupuis, Publication, op. cit., s.841; Barthélemy ve Duez, op. cit., s.740. 404 Labbée, op. cit., s.66; Barthélemy ve Duez, op. cit., s.743.

405 Bazı durumlarda, kanunun uygulanması için yürürlüğe girmesinin yanı sıra, yürütme işleminin varlığı

da gerekmektedir. Bu hallerde kanunun uygulanabilmesi için yürütmenin gerekli kararnameleri çıkarmış olması gerekir. Bkz. Teziç, Anayasa Hukuku (Genel Esaslar), op. cit., s.63, dn.105; Le Bot, op. cit., s.118. Buna ilişkin bir örnek için bkz. Teziç, Anayasa Hukuku (Genel Esaslar), op. cit., s.63, dn.105.

74

nedenlerden ötürü kanun, farklı bir tarihi yürürlük tarihi olarak düzenleyebilir. Kanunun yürürlüğe girişine ilişkin sessiz kalması da olasıdır ki işbu halde kanunların yürürlüğe girmesine ilişkin genel kural geçerli olur.

b. A priori Denetimi Harekete Geçirme İmkanının Sona Erme Anının Değerlendirilmesi

A priori anayasallık denetimini harekete geçirme imkanının nerede sona ereceğine ilişkin olarak, ısdar, yayın ve yürürlüğe girme terimlerinin kullanıldığını ifade etmiştik. Çoğunlukla benzer ve doğru sonuçlar vermelerine karşın, bu üç kullanımın tamamının doğru olduğunu söylemek mümkün değildir.

İlk olarak, a priori denetimin “kanunun yürürlüğü öncesi” yapılan ya da “kanun yürürlüğe girene dek” yapılabilen bir denetim olduğu yönündeki kabuller yerinde değildir. Çoğu zaman doğru sonuçlar veren bu zamansal ölçüt maalesef hatalıdır. Evet a priori denetim her halükarda yürürlük öncesi yapılan bir denetim olmakla birlikte, a posteriori denetim bakımından da yürürlük öncesi denetim ihtimali söz konusudur. Her ne kadar kanunlar, genel olarak yayınlanmakla birlikte yürürlüğe girseler dahi, kanunun yürürlük tarihi ileri bir tarihe bırakılabilmektedir. Yürürlük tarihinin ileri bir tarih olarak düzenlendiği hallerde kanun, yayınlanmış ve fakat henüz yürürlüğe girmemişken, soyut a posteriori denetime konu edilebilir. Dolayısıyla “yürürlük öncesi olmak” a priori ve a posteriori denetim ayrımı noktasında sağlıklı bir ölçüt olarak kabul edilemez.

A priori denetimin yayın öncesi gerçekleştirilen bir denetim olarak nitelendirilmesi, her halükarda doğru bir bilgi olmasının yanında, a priori denetimi a posteriori denetimden ayırabilmek bakımından da her zaman doğru sonuç verecek niteliktedir407. Gerçekten de a

priori denetim, kanun yayınlanmadan önceki bir zaman diliminde gerçekleşirken, a posteriori denetim ise kanun yayınlandıktan sonra gerçekleştirilebilen bir denetimdir. Ancak a priori denetimin harekete geçirilebileceği son anın tespiti bakımından yayının kabulü isabetli değildir. Bu durumun nedenine aşağıda yer verilecektir.

407 Her iki denetimin doğuracağı sonuç, gösterecekleri etki bakımından aynı şeyi söylemek mümkün

değildir. Bu nedenle, yukarıda da ifade ettiğimiz gibi, a priori denetimin denetim konusu norm üzerinde gösterdiği etki üzerinden tanımlanması yerinde değildir.

75

A priori denetimin zamanı bakımından en yerinde değerlendirme, a priori denetimin kanunun kabulünden ısdar işleminin tamamlanmasına kadar geçen sürede gerçekleştirilebileceğidir. A priori denetimi kabul eden ülkelerde denetim, kanun devlet başkanı tarafından ısdar edilmezden evvel gerçekleştirilebilen denetim olarak öngörülmektedir. Örneğin, Fransa408, Macaristan409, Portekiz410, Romanya411 denetim

yoluna kanun cumhurbaşkanı tarafından ısdar edilinceye kadar başvurulabileceği açıkça düzenlenmiştir. Polonya412, İrlanda413 gibi ülkelerde ise bizzat ısdar ifadesi kullanılmazken,

ısdara karşılık gelecek şekilde, denetimin kanun devlet başkanı tarafından imzalanmadan önceki safhada gerçekleştirileceği düzenleme altına alınmıştır. Dolayısıyla denetim, ısdar işlemi tamamlanmadan harekete geçirilmek durumundadır.

Denetimin bitim anının “yayınlanma” olarak ifade edilmesinin yerinde olmadığına değinilmişti. Bunun sebebi, ülke örneklerinde görüldüğü üzere, denetimin ısdardan önce harekete geçirilmesi ve ısdar ile yayının birbirinden farklı işlemler olmaları ve zaman bakımından öncelik-sonralık ilişkisi içinde oldukları gerçeğidir. Bir defa ısdar işlemi gerçekleştikten sonra, a priori denetim yolunu işletmek esasen mümkün değildir. Böyle bir sorunla Fransa’da bir kez karşılaşılmış414 ve Anayasa Konseyi (Conseil Constitutionnel) de bu yönde karar vermiştir. Konsey, a priori denetimin Fransa’da tek başına uygulandığı dönemde, başvurunun kanun ısdar edildikten sonra ve fakat henüz yayınlanmadan önce yapıldığından bahisle başvuruyu reddetmiştir415. Kararda Konsey, bir kanunun

408 Article 61 de la Constitution de la République française (Fransız Cumhuriyeti Anayasası). 409 Magyarország Alaptörvénye (Macaristan Temel Kanunu), 24. cikk.

410 Artigo 278.o CRP.

411 Constituţia României, republicată 2003 (Romanya Cumhuriyeti Anayasası), Articolul 146. 412 Konstytucja Rzeczypospolitej Polskiej (Polonya Cumhuriyeti anayasası), Artykuł 122. 413 Bunreacht na hÉireann (İrlanda Anayasası), Airteagal 26.

414 Fransa’da bu sorunla karşılaşılması bir yanlış anlaşılmanın ürünüdür. 1958 Anayasası, a priori denetime

başvurulması bağlamında cumhurbaşkanına süre bakımından herhangi bir ısdar yasağı getirmemiş ve teorik olarak cumhurbaşkanına denetim başvurusunu engelleyebilecek şekilde derhal ısdar imkanı tanımıştır. Bu sorun uygulamada çözülmüştür. Cumhurbaşkanı a priori denetim başvurusu hazırlığında olunduğunun bilindiği durumlarda başvurunun yapılabilmesi için ısdar işlemini bekletmektedir. Bugüne kadar tek sorun bahse konu kararda bir yanlış anlaşılma nedeniyle yaşanmıştır. Bkz. Hamon ve Troper, op. cit., s.793, dn.14; François Luchaire, Gérard Conac, Xavier Prétot ve Clémence Zacharie (Ed.), La Constitution de la République française : analyses et commentaires, 3e éd., Paris, Economica, 2009,

s.1429; Ardant ve Mathieu, op. cit., s.124.

76

cumhurbaşkanı tarafından ısdar edildikten sonra, henüz yayınlanmamış olsa dahi a priori denetime konu edilemeyeceğini ifade etmektedir416.

Son olarak, a priori denetimin konusu yalnız kanunlardan ibaret değildir. Uluslararası antlaşmalar, parlamento içtüzükleri, anayasa değişiklikleri vb. a priori denetime konu edilebilmektedir. İşbu halde ısdar kavramı kanunlar bakımından ayrıma elverişli iken, uluslararası antlaşmalar ve parlamento içtüzüklerinin denetimi bakımından elverişli bir ölçüt olmaktan çıkmaktadır417. Bu nedenle doktrinde, ısdar kavramından daha

kuşatıcı olan “işlemin hukuk hayatına girmesi (l’accession de l’acte à la vie juridique)” ifadesinin esas alınmasının daha yerinde olacağı ileri sürülmektedir418.