• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

2.13. ZÜĞÜRT AĞA

Züğürt Ağa, Yönetmen Çölgeçen’in ikinci filmidir. Güldürü sinemasının ilginç bir örneği olarak, Türk Sinemasındaki ağa tipini tümüyle ters yüz eden bir filmdir. Filmde anlatılan ağa, gelişen şartlara ayak uyduramayan, sonradan göç ettiği şehirde bir türlü tutunamayan ve sonunda iyice yoksullaşan bir ağadır. Scognamillo konuyla ilgili şunları yazmaktadır: “Kırsal bölgede başlayıp, kentte sonuçlanan bir göçün öyküsüdür Züğürt Ağa. Köyünü satmak zorunda kalan, ağalığını büyük kentte sürdürebileceğini sanan, ancak sonunda her şeyini yitirip, sokaklarda lahmacun satan, Türk Sinemasındaki ağalık geleneğine tümüyle ters düşen, çaresizlik örneği bir ağayı anlatır”(scognamillo, 1998: 395).

2.13.1.“Züğürt Ağa” Filminin Yapım Bilgileri

Yönetmen: Nesli Çölgeçen SenaryoYazarı: Yavuz Turgul Eser: Osman Şahin

Yapım: Mine Film Yapımcı: Kadri Yurdatap Yapım Yılı: 1985

88

Görüntü Yönetmeni: Selçuk Taylaner

Oyuncular: Şener Şen, Nilgün Nazlı, Füsun Demirel, Atilla Yiğit, Erdal Özyağcılar, Can Kolukısa, Ayla Arslancan, Kemal İnci, Filiz Küçüktepe, Bahri Selin, Celal Perk, Kadir Yılmaz, Hamdiye Turhan, Sabah Ayşavkı, Ali Osman Okumuş, Funda Çakmaktaş, Celal Yassıtaş, Habil Yenici, Ahmet Yutmaz, Ali Rıza Canoluk

2.13.2.“Züğürt Ağa” Filminin Konusu

Haraptar adlı köyün ağasının durumu gittikçe zayıflamaktadır. Babası Abdo Ağa’nın her gün yeni bir karı istemesi, bir türlü yağmur yağmaması ve ekinlerin kuruması işleri iyice içinden çıkılmaz hale getirir. Buna bir de ağanın güreş tutkusu eklenince her şey daha da zorlaşır. Ağa sürekli güreş tutmakta, güreşi kazanınca da tüm marabalarına ziyafet vermektedir. Durumdan faydalanmak isteyen uyanık marabalar, sürekli adam ayarlayarak ağanın karşısına çıkarmakta ve ziyafetten faydalanmaktadırlar. Ağanın köyde yaşayan Şıhla da arası iyi değildir. Şıh ve ağa farklı siyasi partileri desteklemekte ve her seferinde zıtlaşmaktadırlar. Aralarında bir otorite kavgası vardır. Ağa, babasını yanındaki yanaşmalardan birinin baldızı olan Kiraz’la evlendirir. Fakat babası gerdek gecesinde kalp krizinden ölür. İşleri hiç de iyi gitmeyen ağa, bir de marabaları, buğdayları çalıp kaçtıkları için iyice zor durumda kalır ve köyü satarak İstanbul’a taşınır. İstanbul’da önce bir market açar, işletemez batırır. Kalan parasıyla seyyar sebze satmaya başlar, onu da eline yüzüne bulaştırır. Karısı dahil herkes tarafından terk edilir. Bir tek Kiraz kalır yanında, bir tek o destek olur. Ağa sonunda en iyi bildiği işe; çiğ köfte yoğurmaya ve sokaklarda satmaya başlar.

2.13.3.“Züğürt Ağa” Filmindeki Dindar İnsan Tipi

Bu filmde araştırmamıza konu olan dindar insan tipi Şıhtır. Haraptar köyünde yaşar. Köyün ağasıyla aralarında bir iktidar kavgası yaşanmaktadır. Vakti zamanında Şıhın karısı Ağanın babası Abdo Ağa ile yakalanmış ve aralarında bir düşmanlık başlamıştır. Köyde uzun zamandır yağmur yağmamaktadır. Köylüler yağmur duasına çıkmak isterler. Ama Şıh Ağa gelip elini öpmedikçe duaya çıkmayacağını

89

söylemiştir. Ağa uzun süre direnir. Ancak sonunda pes eder, Şıhın elini öper ve aralarında şu konuşma geçer;

Şıh: El öpenlerin çok olsun.

Ağa: Şıh Hazretleri ziyaretimizin sebebi…

Şıh: Biliyem, ama kusuruma bakmayın, çok yorgunum, çok hastayım, yağmur duasına çıkamam.

Bir Köylü: Şıh Hazretleri bizi senin nefesin kurtaracak. Şıh:Ağanızın da nefesi kuvvetlidir.

Ağa (kulağına doğru eğilerek): Şıhmısın nesin elini de öptük işte! Daha nidem k.ç.nıda mı öpem.

Şıh: Seni çok yalvartacam Abdo Ağa’nın oğlu.

Ağa: Sen bu yağmur duasına çıkma ben de her şeyi anlatırım. Şıh: Neyi anlatırsın?!

Ağa: Babam Abdo Ağa ile senin karıyı samanlıkta nasıl yakaladığımı! O yüzden bize düşman olduğunu.

Şıh: Yapamazsın.

Ağa: Öyle bir yaparım ki! Ey ihtiyar heyeti, bu Şıh var ya!..

Şıh: Madem köylü bu kadar zor durumdadır. Ölürüm de vallah çıkarım duaya! Bütün bu konuşmalar nasıl bir dindar kişilikle karşı karşıya olduğumuzu açık bir biçimde ortaya koymaktadır. Dini çıkarları için kullanan, samimiyetten uzak, dış güdümlü bir dindarlık tipi olduğu açıkça bellidir.

Sonraki sahnede tüm köylüler yağmur duasında görülürler. Dağ tepe dolaşarak dua etmektedirler. Şıh dua ederken çok komik bir ses tonu kullanmaktadır. Bu

90

tavrıyla gülünç duruma düşmekte ve izleyicinin gözünde küçülmektedir. Duanın sonunda bir toz bulutu kalkar. Bir bulut belirir dağın tepesinde. Ancak yağmur yağmadan bulut dağılır gider. Ağa; “Senin Şıhlığın bu kadardır işte! Üç gündür dağ tepe dolaşıyoruz. Ancak beş damla yağdırabildin!” diyerek Şıha çıkışır.

Seçimler yaklaştığında köye parti temsilcileri gelir. Ağa onları ağırlar ve oy vereceklerine dair söz verir. Ancak seçim sonuçları açıklanınca ağanın partisine bir oy çıktığı anlaşılır. Bütün köylü diğer partiye oy vermiştir. Ağa kızınca kahya durumu şöyle açıklar; “Kızma Ağam, işte bunun yüzünden biz öbür partiye oy verdik!” der ve şapkasının içinden bir kağıt çıkarır. Kağıtta Arap alfabesiyle yazılmış bir metin ve altında imzaya benzer bir şey vardır. Ağa bunun ne olduğunu sorar. Kahya; “Tapudur, Ağam, Şıh Hazretleri bize cennetten çok güzel yerler ayarlamıştır!” diye cevap verir.

Bu filmdeki Şıh tipi, klişelerle oluşturulmuş bir olumsuz stereo dindar tiptir. Her söylediği ve her yaptığıyla seyircinin gözünde küçülmektedir. Filmin güldürü unsurlarından biri olarak tasarlanmış ve son derece komik ve çirkin olarak resmedilmiştir. Yüzünde iğreti duran uzun kırçıl sakalları, elinde abartılı büyüklükteki tesbihi onun komikliğini tamamlayan unsurlardır. Ayrıca son derece gülünç bir ses tonu ve şiveli bir konuşması vardır. Bütün bunlar, söz konusu tipin, dini çıkar amaçlı kullanan, dış güdümlü bir dindar tip olarak kurgulanıp resmedildiğini ve seyircinin gözünde mahkum edilmek istendiğini ortaya koymaktadır.