• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

2.12. NAMUSLU

Namuslu, Türk sinemasında güldürü türünde eserler vermiş bir yönetmen olan Ertem Eğilmez’in namus, dürüstlük, sevgi, çıkar ve para kavramları etrafında oluşturduğu bir filmdir. 1984 yapımı film, gittikçe yozlaşan ve değerlerini kaybetmeye başlayan bir toplumda, kendi halinde namuslu ve dürüst olmanın kavgasını veren ama sonuç itibariyle bu kavgayı traji-komik bir biçimde kaybeden bir adamın hikayesini anlatmaktadır.

2.12.1.“Namuslu” Filminin Yapım Bilgileri

Yönetmen: Ertem Eğilmez Senaryo Yazarı: Başar Sabuncu Yapım: Uzman Film

Yapımcı: Kadir Turgut, Ferit Turgut Yapım Yılı:1984

Müzik: Melih Kibar

85

Oyuncular: Şener Şen, Ayşen Gruda, Adile Naşit, Bilge Zobu, Erdal Özyağcılar, Ergün Uçucu, Zihni Küçümen, Tuncer Sevi, Haşmet Zeybek, Metin Çekmez, Metin Çeliker, Levent Yılmaz, Dursun Ali Sarıoğlu, Sevil Uluyol, Necati Bilgiç, Sevim Çalışgir, Oktay Güzeloğlu, Yaşar Güner, Meray Ülgen

2.12.2.“Namuslu” Filminin Konusu

Ali Rıza Bey, bir devlet dairesinde mutemet olarak çalışan, kendi halinde, az gelirli ama namuslu bir vatandaştır. Namuslu ve dürüst olmanın karşılığını hor görülerek, itilip kakılarak almaktadır. Karısı tarafından sürekli aşağılanmakta, kayın validesi ve oğlu tarafından sürekli azarlanmaktadır. Hatta karısı onu yatak odasından dahi atmıştır. İşyerindeki herkes bin bir çeşit dolap çevirip para kazanırken o dürüstlükten ayrılmaz. Günün birinde işyerinin büyük miktarda parasını soygunculara kaptırır. Ancak saldırıya uğradığına ve masum olduğuna kimseyi bir türlü inandıramaz. Çevresindeki herkes, ailesi bile, onun nihayet gözünün açıldığını ve parayı zimmete geçirdiğini düşünmektedir. Üstelik bu inançla ona olan itibarları birdenbire artmıştır. Namussuz olarak bilinmek bir anda tüm ilgiyi onun üzerine toplamıştır. Yıllardır onu hakir görenler, alay edenler saygıda kusur etmemeye başlar. Karısı onu tekrar yatağına alır. Oğlu ve kayın validesi tarafından adam yerine konulmaya başlar. Tüm mahalle sakinleri ve ev sahibi ondan nemalanmak için sürekli ona ikramda bulunmaya ve yağ çekmeye başlarlar. Ne yapsa ne etse Ali Rıza işin gerçeğini bir türlü kimseye anlatamaz. İşin sonunda yıllardır kendisini hakir gören, ama şimdi paranın kokusunu alınca değer vermeye başlayan bu sahte insanlara bir ders vermeyi kafaya koyar. Dairenin genel müdüründen başlayarak tüm çalışma arkadaşlarını, ortak etmenin karşılığı olarak geçici bir süre kendisine para vermeye zorlar. Kayın biraderini de aynı şekilde dükkanını ipotek edip kendisine para vermeye zorlar. Herkes Ali Rıza’da olduğunu düşündükleri büyük servete ortak olmak için ellerinde avuçlarında ne varsa ona verirler. O da turistik bir gemide lüks bir kamara ayarlayarak kaçma planları yapmaktadır. Kaçmadan önceki son gece herkesi eğlenmeye davet eder. Bu kendisine para için sevgi ve saygı gösteren çevresindeki insanlarla veda partisidir aslında. Ve ertesi gün topladığı bütün parayı alıp gemiye biner. Bu arada gazetede Ali Rıza’yı soyan hırsızların yakalandığına ve suçlarını itiraf ettiklerine dair bir haber çıkar. Haberi okuyan herkes beyninden

86

vurulmuşa döner. Herkes Ali Rıza’yı aramaya başlar. Limanda gemi kalkmak üzereyken yetişirler. Ancak gemi hareket etmiştir. Ali Rıza gemide çevresindekilerden topladığı paralarla yol almaktadır. Aldatıldıklarını ve mahvolduklarını anlayanlar arkasından şöyle bağırırlar: “Namusluymuş namussuz!!”

2.12.3.“Namuslu” Filmindeki Dindar İnsan Tipi

Namuslu filminde araştırmamıza konu olan dindar insan tipi Mutemet Ali Rıza’nın ev sahibi olan Hacı efendidir. Ali Rıza, Hacı efendinin apartmanının bodrum katında oturmaktadır. Hacı efendi son derece paragöz bir adamdır. Ali Rıza kira parasını birkaç ay geciktirdiği için hemen onu evden atmakla tehdit eder. Bir keresinde Ali Rıza ile bir komşusu apartman girişinde sohbet ederler. Adam Ali Rıza’ya; “bir yolunu bulup köşeyi dönemedin mi hala” diye sorar. Ali Rıza böyle bir şeyi namusuna ve şerefine yedirmeyeceğini ifade edince komşusu; “Değiştir bu kafayı efendi, değiştir!” diyerek onu küçümser. Bu konuşmaya şahit olan Hacı efendi “İşte o kadar!” diyerek o adama katılır.

Ali Rıza’nın başına soygun olayı gelince ondan nemalanmak için sahte sevgi ve saygı gösterenler kervanına katılanlardan biri de ev sahibi Hacı efendidir. Daha önce onu bodrum kattaki evinden atmak isterken, hemen tavır değiştirir ve ona üst kattaki kendi dairesini ısrar ederek verir. Ali Rıza üst katın kirasını ödeyemeyeceğini söyleyince, “Müslüman’ın malı Müslüman’a helaldir” diyerek dini bir jargona başvurur. Bu haliyle dini çıkarlarına alet eden sahte bir dindar görüntüsü çizer. Yine Ali Rıza’dan nemalanmak kaygısıyla kapıcıyı şu şekilde tembih eder: “Arsızlık yok anladın mı? Böyleleri huylu olur ilk zamanlar. Alıştıra alıştıra ha!” bu sözü söylerken takındığı sırnaşık tavır seyircinin gözünde onu iyice küçültmektedir. Ali Rıza’nın kaçmadan önceki gece verdiği partiye Hacı efendi de katılır. Ali Rıza herkesin oynayıp eğlenmesini ister ve bu gecenin eski, namuslu Ali Rıza’nın ölüm gecesi olduğunu söyler. Herkes çiftetelli oynayarak namuslu Ali Rıza’nın ölümünü, namussuz Ali Rıza’nın doğumunu kutlar. Bu kutlamada Hacı efendi de vardır. O da diğerleri gibi çiftetelli oynar. Bir dindar kişilik olarak onun bu hali seyircinin gözünde onu iyice mahkum eder. Filmin sonunda aldatıldıkları gerekçesiyle geminin arkasından koşturanların da arasında yine Hacı efendi vardır. “Namusluymuş

87

namussuz!” diye bağıranlardan biri de odur. Onun bu para için her şeyi mubah gören hali seyircide yabancılaşma duygusu yaratmaktadır.

Hacı efendi başındaki yeşil namaz takkesi, yeleği, elindeki tesbihi ve ayaklarındaki meshleriyle günlük hayatta sıklıkla karşılaştığımız dindar tiplere benzemektedir. Ancak filmdeki olumsuz tavırlarıyla film izleyicisinin gözünde küçülmekte ve olumsuz, sahte bir dindar imajı çizmektedir.