• Sonuç bulunamadı

2.10. Đnanç Turizmi Kapsamında Aziz Yuhanna’nın Kimliği, Meryem Ana

2.10.1. Aziz Yuhanna’nın Kimliği

Aziz Yuhanna, Đsa Peygamberin en sevdiği öğrencisidir. Zebede ile Salome Meryem’in oğulları, Büyük Yakup’un kardeşidir. Aziz Yuhanna’yı Vaftizci Yuhanna’dan ayırmak için Đncilci, Teolog veya havari sıfatları kullanılır. Đlk üç snoptik (Matta, Markos, Luka) Đncilden farklı ezoterik bir dil kullanılmış olması, onun incilini diğerlerinden ayırır.

Ayrıca Vahiy (Apocalips-Esinlenme) kitabı da ona atfedilir. Dört Đncil yazarı içinde en genç olanıdır. Đçe kapanık bir karaktere ve engin bir iç varlığa sahipti. Onun bu özelliği dışarıya yansımayan ama içi volkan gibi kaynayan bir coşkuya sahipti. Yuhanna’nın içsel zenginliği, sezgisel derinliği ve kıvrak muhakeme yeteneği Đsa Peygamber tarafından çok önceleri fark edilmişti. Đç dünyasında sürekli bir konsantrasyona ve kontrole sahipti. Genellikle düşünceli ve kederli bir görünüme sahip olmakla birlikte, konuşmaya başladığında, içsel derinliği derhal insanlar üzerinde büyük bir etki yaratıyordu. Normal zamanlarda sessiz bir yapıya sahipti ve kendisi ile baş başa kalmayı çok severdi. Đsa Peygamberin öğretisine tüm kalbiyle bağlanmış bir öğrencisi idi. Diğer havariler arasında Đsa Peygamberi en dikkatli şekilde hatta onu daha iyi anlayabilmek için gözleri kapalı bir şekilde dinleyen oydu. Ona sıkı sıkıya bağlanmış ve onun ne yaptığını ve niçin bu dünyaya geldiğini havarilerin içinde belki de en derinden hisseden de yine oydu (Candan, 2007, s.170).

Aziz Yuhanna tasvir edilirken bazen Đncil yazarı, bazen de havari olarak gösterilir. Göksel esin gücüne sahip olduğunu simgeleyen kartalın yanı sıra kitap, yağ kazanı ve yılanlı kadeh başlıca sembolleridir.

Diğer havariler gibi Đsa Peygamber’in birçok mucizesine şahit olan Yuhanna, diğer havarilerin görmediği iki mucizenin de yakın şahidi olmuştur. Bir defasında o, çocuğu ölen havra yöneticisinin evine Petrus ve Yakup ile birlikte on iki yaşındaki kız çocuğunun Đsa Peygamber tarafından diriltilişine tanık olur.(Mar. 5: 37)

Đsa Peygamberin birçok mucizesi sırasında hep yanında olmasının dışında Tabor dağında suretinin değişimi ve ışıklar içerisinde Đlyas ve Musa peygamberlerle konuşurken Aziz Petrus ve Aziz Yakup dışında yanında olan üç havariden birisi yine Aziz Yuhanna idi. (Candan, 2007, s. 264–265).

Hıristiyan dünyasında üzerine en çok konuşulan konulardan birisi olan Đsa Peygamberin çarmıha gerilmesi sırasında yanında annesi Meryem, Klopas’ın karısı Meryem ve Mecdelli Meryem’in yanı sıra en sevdiği havarisi Aziz Yuhanna bulunuyordu (Cömert, 2006, s. 215).

Çarmıhın dibinde Đsa Peygamber annesi ve en sevdiği öğrencisini görünce, annesine “Kadın, işte oğlun!” Yuhanna’ya ise, “ Đşte, annen!” dedi. Bundan sonra Aziz Yuhanna Đsa Peygamberin annesini kendi himayesine aldı (Yu,19/26 – 27).

Golgota tepesinde havarilerin tek temsilcisi, Đsa Peygamberin en sevdiği, Aziz Yuhanna idi. Diğerleri uzaklaşmış, her biri bir köşeye dağılmış ve dehşete düşmüşlerdi (Đannitto, 1986, s. 63 – Akt. Çanlı).

Küçük Asya’ya gelerek Efes’e yerleşen Aziz Yuhanna, burada öğretilerine devam etmiş ve Roma imparatoru Domitianus tarafından iki kez öldürülmek istenmiştir. Đlkinde, içmesi için zehirli bir kadeh verilir. Ancak Aziz Yuhanna, kadehi ağzına götürdüğünde, zehir, yılan biçiminde dışarıya çıkar. Đkincisinde ise, kızgın yağ dolu bir kazana atılır. Bir zarar görmeden kazandan çıkar (Cömert, 2006, s. 241– 242).

Ardından bu gün Ege Denizi’nde bulunan Patmos Adası’na sürgüne gönderilir. Orada Đncili ve bazı mektupları kaleme alır (Gündüz, 1998, s. 30 – 400 – Ramsey, 1904, s. 82 – 83).

Yuhanna hakkında açıklayıcı bilgilerin kaynağı, birbirinden farklı bilgiler içerse de, Dört Đncil ve Resullerin Đşleri’dir. Matta ve Markos Đncillerine göre, Đsa Peygamber, Yuhanna’yı da tıpkı Petrus ve kardeşi Andreas’ı yanına çağırdığı gibi Yakup ile birlikte kayıkta ağlarını onarırken görür ve çağırır (Mat. 4: 21- 22; Mar. 3: 13- 19; Luk. 6: 13- 16, 9:1). Onlar da kayığı ve babalarını bırakıp Đsa’nın ardından giderler. Bu davet, Luka ve Yuhanna Đncillerinde yer almaz.

Yuhanna, Đsa Peygamber tarafından bizzat seçilmiş birisidir. Đsa Peygamber, on iki havarisini yanına çağırıp kötü ruhları kovmak ve her hastalığı, her illeti iyileştirmek

üzere onlara kötü ruhlar üzerine yetki vermiştir. Bu özelliği kazanan on iki kişiden biri de Yuhanna’dır (Mat. 10:1- 4; Mar. 3: 13- 19; Luk. 6: 13- 16).

Đsa Peygamber, mesajını insanlara ulaştırdığı zamanlar içinde Petrus, Yuhanna ve Yakup’a özel bir önem vermiş ve çoğu defa gittiği yere onları da beraberinde götürmüştür (Mar. 9: 2- 24).

Yuhanna, Đsa Peygamber ile birlikte onun son günlerinde birlikte olmuş bir havaridir. Yahuda Đskariyot’un Đsa Peygamberi ele vermesinden hemen önce Đsa Peygamber, yanında Yakup, Petrus ve Yuhanna olduğu halde Getsemani denen yere gelip burada kendisini dua ederken oturup beklemelerini, uyanık durmalarını istemiştir. Getsemani’de onlardan biraz ileriye dua etmeye giden Đsa Peygamber, onları önceden ikaz etmesine rağmen üç defa uyur halde bulmuştur (Mar. 14: 32- 42). Bu olay, Đsa Peygamberin bu üç havarisiyle çarmıh öncesi son birlikteliğidir.

Elçilerin Đşleri’nde Yuhanna, Petrus’la birlikte Đsa Peygamber adına ve onun aracılığıyla hastaları iyileştirdiğinden bahsedilmektedir. Đncillerde ve Resullerin Đşleri’nde anlaşıldığı kadarıyla bu iki havari birçok defalar görevlerini birlikte yapmışlardır. Bu duruma örnek olması bakımından şu örneği vurgulamak uygun olacaktır: Bir gün dua vakti Yuhanna ve Petrus tapınağa çıkarken doğuştan kötürüm olan birini “Nasıralı Đsa Mesih adıyla” yürütür ve halkın ilgisini çekerler. Luka, olayın görgü tanıklarından beş bin kadar kişinin hemen orada iman ettiğini yazmaktadır (Elç.1:11).

Yahudilerin ileri gelen yöneticileri, ihtiyarları ve din bilginlerinden oluşan Senedrin meclisi (Kadim Yahudilerin dini mahkemesi) Kudüs’te toplanıp Petrus ve Yuhanna’yı huzurlarına getirtip yargılarlar. Yargılama sırasında onların yürekliliklerini ve kararlılıklarını anlayınca halkı Musa yasalarına karşı kışkırtmaktan vazgeçmelerini isterler. Birçok tehdidin ardından Yuhanna ve Petrus’u cezalandırmaya gerekçe bulamayan kurul üyeleri, onları serbest bırakmak zorunda kalırlar (Elç. 4: 5- 22).

Bu olaydan sonra Petrus ve Yuhanna, arkadaşlarının yanına dönerek baş kâhinle ihtiyarların kendilerine söyledikleri her şeyi bildirirler ve onların sözlerini işiten diğer havariler Tanrıya dua ederek kendilerini güçlü kılmasını, Đsa Peygamber adına hastaları iyileştirmek ve mucizeler yaratmak için elini uzatmasını isterler. Havariler dualarını bitirir bitirmez toplandıkları yer sarsılır ve hepsi Kutsal Ruh’la dolup Tanrı sözünü

cesaretle duyurmaya devam ederler (Elç. 4:23-31). Havariler tarafından Ruh ve bilgelikle dolu seçilmiş yedi kişi Filipus, Prokorus, Nikanor, Timon, Parmenas, Nikolas, ve Đstefan’dır (Elç. 6:1-6). Bunlardan Đstefan’ın Yahudiler tarafından taşlanarak öldürülmesinden sonra, sayıları hızla çoğalan Đsa Peygamber taraftarlarına baskı dönemi başlamıştır (Elç. 8:1-3). Hatta iş, Yahudilerin teşvikiyle Yuhanna’nın kardeşi Yakub’un öldürülmesine kadar gitmiştir (Elç. 12:2).

Havariler, Samiriye halkının yeni mesajı benimsediklerini öğrendikten sonra Aziz Yuhanna ile Petrus’u onlara gönderirler. Đsa adına vaftiz olan Samiriyelilerin üzerine ellerini koyan Yuhanna ve Petrus, onların Kutsal Ruh’u almalarını sağlar ve Samiriye’nin birçok köyünde Müjde’yi duyurarak Kudüs’e dönerler (Elç. 8:14-25).

Aziz Yuhanna’ya dair, Filistin’deki faaliyetlerinin sürekliliği ile ilgili açıklayıcı bilgi yoktur. Görünüşe göre Aziz Yuhanna, diğer havarilerle beraber, Roma Đmparatorluğunun çeşitli eyaletlerine havarilerin dağılmasına önderlik ettikten sonra Küçük Asya’ya ilk kez gittiği ve buralardaki birçok eyalette Đsa Peygamberin öğretisini yaydığı görüşü hâkimdir. Pavlus’un ilk çalışmalarından önce Efes’te bir Hıristiyan topluluğu vardır ve Aziz Yuhanna burada konaklamıştır.

2.10.2. Aziz Yuhanna’nın Meryem Ana Đle Bağlantısı

Đsa Peygamberin, çarmıhta Meryem Ana’yı Yuhanna’ya emanet etmesi ve her ikisinin Efes’te ikameti konusunda Epiphanius’tan gelen rivayetler vardır. Meryem’in ölümü ile ilgilenen Kilise Babalarından Epiphanius (Ö. 403), Meryem Ana’nın hayatı hakkındaki çeşitli iddiaları gözden geçirmiştir. Bu iddialardan birisi, onun Aziz Yuhanna’nın evinde kendi evi gibi sürekli kaldığı, beraberce Efes’e gittiği ve orada öldüğü yolundaki inanıştır.

Epiphanius, bu konuda bir bilgi bulunmadığını, Aziz Yuhanna’nın evinde geçici olarak kalmış olabileceğini belirterek şöyle demiştir: “Eğer benim hatalı olduğumu düşünüyorlarsa Kutsal metinlerde Meryem’in izini araştırsınlar; orada onun ölümünü, ölüp ölmediğini, gömülüp gömülmediğini bulamayacaklardır. Yuhanna’nın Ön Asya’ya seyahati bakımından bu seyahatte beraberinde Meryem’i de götürdüğünü hiçbir yerde okumadık.” (Tümer, 1997, s. 81 – 82) Đsa Peygamberin çarmıha gerilirken Meryem’i Yuhanna’ya emanet etmesini devamlı bir buyruk olarak kabul edip, Aziz Yuhanna’nın Efes’te ölmesine dayanarak Meryem’in de orada öldüğü konusundaki tartışmalara delil

bulunmadığını söyleyerek katılan Epiphanius, Efes Konsili’nden önce böyle bir konunun varlığını ortaya koymaktadır. Efes Konsili Babaları tarafından 431’de yazılan bir mektupta “Yuhanna ve Bakire Tanrı’nın Anası’nın…yer” ekindeki cümlenin bir kelimesi çürüme sonucu dökülmüştür. Bunu “öldükleri” veya “ikamet ettikleri” şeklindeki yorumlamaya göre bu belge bir kaynak teşkil edecektir. Ancak bu en azından Meryem’in Efes’e geldiğine delil olabileceğinden Dziewicki, Meryem’in havarilerle beraber Kudüs’ten ayrılıp Yuhanna’nın yanında Efes’e geldiğini fakat geri döndüğünden bahsetmektedir.

Canice, Meryem’in Kudüs’teki baskı ve işkenceler sırasında diğerlerinin canlarını korumak için Filistin’den dışarı çıktığı gibi, Efes’te ikamet etmiş olabileceğini, ancak bunun orada öldüğü anlamına gelmeyeceğini; çünkü Yuhanna’nın oraya eski bir tarihte gidip beraberinde gelen Meryem’in de orada ölünceye kadar kaldığını tartışanların Yuhanna’nın Efes’e M.S. 66 yılına kadar gitmediğini göz önünde bulundurmalarını, bu tarihte Meryem’in genel kanaate göre ölmüş olacağını, dolayısıyla o gözlerini yummadan Yuhanna’nın Kudüs’ten ayrılmadığını kabul etmektedir (Tümer, 1997, s. 85 – 86).

Kutsal Ruh’tan ilham aldığı ileri sürülen Alman mistik ve stigmatist Caterine Emmerich, Meryem’in iki üç defa Efes’e gittiğini, bunlardan sonuncusunda ağır bir hastalıktan sonra böyle bir yolculuk yaptığını anlatmaktadır. Bu, olaylara hiç uymamaktadır. Onun vizyonuyla bulunan yerin de Meryem’in evi olması, bilimsel bir delile dayanmamaktadır. Eski Kilise Babaları, Aziz Yuhanna’nın Efes’teki mezarından, hatta Diyakos Filipos’un bilinmeyen bir kızından bile bahsetmişler, fakat Meryem’in Efes’te bir evi ve mezarı bulunduğundan hiç bahsetmemişlerdir. Meryem’in Efes’te ölüp oraya gömüldüğü, Yuhanna’ya Đsa Peygamberin “Đşte annen” (Yu. 19:26) demesinden çıkarılmaktadır. Güvenilir haberlere göre Yuhanna, Efes’e ancak büyük bir ihtimalle Yahudi Savaşı’nın patlamasından ve Pavlus’un ölmesinden sonra (yaklaşık 67’lerde) gelmiştir. Çünkü Pavlus Efes’te bir Hıristiyan cemaati kurmuş ve ölünceye kadar onlara rehberlik etmiştir. Yuhanna’nın bazılarının ileri sürdüğü gibi, kardeşi Yakup’un öldürülmesinden sonra can güvenliği için 43 yılı gibi erken bir tarihte Efes’e gelmiş olması kolay savunulamaz. Đleri yaşta bir kadının geride en önemli hatıralarını bırakıp böyle uzak yerde yeni bir çevreye, bir putperest şehrine gitmeyi düşündüğüne ihtimal vermek zordur. Meryem’in çocukluğu muhtemelen Kudüs’te geçmiştir; kutsal tapınak oradadır, oğlu ile ilgili anıları oradadır (Tümer, 1997, s. 92;Elç. 8:14).

Öte yandan Yuhanna’nın yaşlı bir kadını böyle tehlikeli ve zor bir yolculuğa çıkardığını düşünmek zordur. Yuhanna, Meryem için ikinci bir oğul olmuştur. Fakat Meryem onun havarilik görevlerine engel olmayı düşünmemiş olsa gerektir. Yuhanna’nın ilk yıllarda sık sık Kudüs dışında seyahatlerde olduğu görülmektedir (Tümer, 1997, s. 93; Elç. 8:14; Gal. 1:19) . Meryem’in, çarmıh olayında kırk dokuz veya elli yaşında olduğu, bundan sonra on veya on üç yıl yaşadığı, altmış üç veya yetmiş iki yaşında öldüğü gibi çeşitli rivayetler vardır. Đsa’nın çarmıhta iken annesini Yuhanna’ya emanet ettiğine ve Yuhanna’nın Meryem’i kendi evine aldığına dair bilgiden hareketle (Yu. 19:26-27) o tarihte Yusuf’un hayatta olmadığı, Meryem’in ise Yuhanna’nın himayesinde Kudüs’te ikamet ettiği kabul edilmektedir. Ancak havarilerden en çok yaşayanı ve Meryem’in vefatına şahit olabilecek yegane kişi olmasına rağmen Yuhanna, ne Đncil’inde ne de Yeni Ahit külliyatındaki mektuplarında Meryem’in Đsa’dan sonraki hayatına dair bilgi vermemektedir (Harman, 2004, s. 237). Meryem’in son günlerini Efes’te mi yoksa Kudüs’te mi geçirdiği, kaç yıl yaşadığı, nerede öldüğü net olarak bilinmemektedir (Harman, 2004, s. 239). Ancak Aziz Yuhanna’nın Efesli kimliğine karşı çıkmak mümkün değildir.

Benzer Belgeler