• Sonuç bulunamadı

KARLI YOLLARDA KONU

Belgede ANKARA ÜNİVERSİTESİ (sayfa 92-98)

4. BULGULAR VE YORUMLAR

4.2. Muzaffer İzgü’nün Çocuk Kitaplarının İçerik/ Kurgusal Çerçevesinin Çocuk Edebiyatının Temel İlkeleri Açısından İncelenmesi Çerçevesinin Çocuk Edebiyatının Temel İlkeleri Açısından İncelenmesi

4.2.8. KARLI YOLLARDA KONU

81

4.2.8. KARLI YOLLARDA

Anlatıda örtük ve açık çatışmalar yer almaktadır. Açık çatışmalar doğa-insan çatışması üzerine kurulmuştur. Güç yaşam koşulları anlatının gerilimini artırmaktadır. Bunun yanında örtük bir şekilde (batıl) inanç- toplum çatışmasına yer verilmektedir. Şeyhin baskısı her alanda kendini hissettirmektedir. Çerçiciden hastaneye gitmeye kadar insanlar arasında baskı oluşturmaktadır. Cemşit’in babası Cuma’nın en önemli çatışmasını da bu baskı oluşturmaktadır. Bu çatışmalar çocuğun anlayacağı biçimde ele alınmıştır.

Anne sevgisinin bir kahramanlık öyküsüne dönüşümü anlatılmaktadır aynı zamanda. Kara kışın yaşandığı bir anda bir çocuğun bütün duygularını baskılayarak babasıyla yollara düşmesi anne sevgisinin gücünü göstermektedir. Baba oğul aynı zamanda şeyh baskısına eylemsel bir karşı duruş sergilenmektedir.

Konu, toplumcu-gerçekçi yaklaşımla ele alınmaktadır. Toplumsal sorunların çocuk bakış açısıyla desteklendiği bir anlatı kurulmuştur. Okulun ve doktorun olmaması, şeyhin baskıları çeşitli öyküler yoluyla aktarılmıştır.

Sonuç olarak da kaderlerine terk dilmiş insanların sorunları anlatılmıştır.

İZLEK-TEMA

Korku ve umut birbirini tamamlayan, birbiriyle var olabilen temalar olarak anlatıda yer almaktadır. Zor yaşam koşulları sürekli bir kaybetme, kaybolma korkusunu barındırmaktadır. Korkuyu her zaman yaşayanlar umutlarını da yanlarında taşırlar. Anlatıda korkularıyla umutlarını birlikte yaşayan insanların öyküsü anlatılmaktadır. Ele alınan konu ile izlek arasında güçlü bir ilişki kurulmuştur.

Annesini kaybetme korkusunu yaşayan Cemşit, kendi umudunu da korkusundan yaratır. Babasıyla birlikte zorlu bir yolculuğa çıkarak umudu için

83

bir çaba gösterir. Bu bakımdan da yapıt çocukta yaşam gerçekliğine ilişkin duyarlılık kazandırmaktadır.

Cemşit’in aldığı karar anne sevgisiyle ilişkilendirilmektedir. Cemşit’in düşünceleriyle geliştirilen sorular bütün insanları harekete geçirecek evrensel bir duygu olarak ele alınmıştır: “Öyle ya, anam yalnız bizim anamızdı, benim anamdı. Onların anası değildi ki. Musa’yı düşündüm, acaba Musa da anasına ilaç almak için bu havada ilçeye gitmeye cesaret edebilir miydi? Sefil Dayı cesaret edebilir miydi?”(s.56) Bu soruların hemen ardından yazarın dersle ilişkilendirdiği bu duygu konu izlek ilişkisinin yapaylaştığı bir anlatımın oluşmasına neden olmaktadır: “Okulumuzda öğretmenimiz bize anaların ne özverili olduklarını anlatıyordu. Benim anam bütün analardan daha çok özverili. Bir tek yumurta yemez, hep bize yedirir.”(s.56)

Anlatıda kar iletişim engeli olarak sunulmaktadır. Kar öyle bir yağar ki her şeyle ve herkesle iletişimi keser. Köylünün diğer köylerle ve kasabayla;

çocukların okulla bağlantısını keser. Yakın komşu ilişkilerini bile engeller:

Cemşid’le Musa’yı, Cuma’yla Sefil Dayı’yı, Gülsüm Hala ile Şimşat’ı. Onun için sürekli olarak kar temizlerler. “Niçin açarız bu yolu, niçin açmak isteriz ki?... İki söz için Sefil Dayı gelir babamla konuşur, babam gider onlara oturur.

Bazen de analarımız birbirlerine giderler. Ama en çok Musa’yla ben”(s.6).

İLETİ

Karlı Yollarda toplumsal içerikli bir yapıttır. Toplumsal sorunlar yazınsal bir kurguyla aktarılmaya çalışılmıştır. Çocuk bakış açısının dağınıklığı olayların doğrudan aktarılmasını engellemektedir. Bu da çoğu yerde iletilerin slogana dönüşmesini engellemektedir.

Yapıt içinde açık ve örtük iletilere yer verilmektedir. Hastalıklar için şeyhten okunmuş yiyecekler alarak iyileşmeyi uman insanlara karşı doktor ilaçlarının etkililiği vurgulanmıştır. Yaşam karşısında akılcı çözümler kurulmasına dayalı iletiler yer almaktadır. Bu iletilerin aktarımında çatışma

grupları karşı karşıya getirilmemiştir. Bir düşünce biçimi olarak yer almaktadır. Yazar, bunun en açık biçimini Cuma’da göstermektedir. Cuma şeyhin varlığına ve ona bağlılığa düşünce olarak karşı çıkmaktadır. Onun gizli bir karşı çıkışı vardır. O karşı çıkış ilaç almaya gitmesinde kendini gösterir.

Çerçi Murat’ın köye alınmamasıyla ilgili olayda da insanların akıl dışı durumlarla kandırıldıkları anlatılmaktadır. İletiler ikilem içinde sunulmaktadır.

Cinlere inananlar ve inanmayanlar: “Babam inanmıyordu ama anam inanıyordu. Ben de inanmıyordum, Musa da inanmıyordu. Hiç lokumun içinde cin olur muydu? Hem cin diye bir şey yoktu ki, öğretmenimiz öyle söylememiş miydi?”(s.23) Yazar bu belirsizlikler içinde tarafını Cemşit, Musa ve öğretmenin tarafıyla ortaya koymaktadır. Yazarın tutumu bir dayatma biçiminde değil, kahramanın yanında yer alma şeklinde belirmektedir.

ÇEVRE

Karlı Yollarda adlı romanda uzamsal çevreye yer verilmiştir. Uzamsal çevre aynı zamanda sosyal çevreyle de ilişkilendirilmiştir. Uzamsal olarak köy yaşam çevresine yer verilmiştir. Köy-kent uzamı arasında gerçekleştirilen yolculuk yaşam koşullarının karşılaştırılmasını da içermektedir. Köy yaşam alanı zor doğa koşulları ve boş inançları içermesiyle kapalı bir toplum yapısını ortaya koymaktadır. Bütün bu zorluklar anlatının temel çatışmasını belirlemektedir. Anlatıyı var eden uzamsal çevre, sıkı ilişki kurulan kültürel çevreyle aktarılmıştır.

KARAKTERLER

Anlatının anlatıcısı ve ana karakteri Cemşit’tir. Cemşit, en yakın arkadaşı olan Musa’yla her şeyini paylaşan bir çocuktur. Kusursuz bir kahraman tablosu görülmemektedir. Cemşit, duygularıyla düşünceleriyle korkularıyla insan gerçeğini ortaya koyan bir karakterdir. Cemşit, zor koşulların yüklemiş olduğu sorumluluğu üstlenen bir çocuktur. Sorumluluk almayı isteyerek kahraman kimliği kazanabilmektedir.

85

Cuma, köydeki gizli akılcı adamdır. Koşulları zorlamadan, yaşamı değiştirmek için çaba harcamadan farklı yaşayan kişidir. Karısının hastalanmasıyla farkını göstermeye başlar. Askerdeyken sıhhiye erliği yaptığı için hastalıklarla ilgili farklı düşüncelere sahiptir. Kaderine razı gelmez, yollara düşer ve gerekli olan ilacı getirerek hastayı iyileştirir.

Karakterler duygu, düşünüş, davranış ve tutumlarıyla değişime uğramaktadırlar. Kaybetme korkusu kahramanları harekete geçirir. Böylelikle olayların akışında değişim ortaya çıkar. Kahramanlar, anlatı boyunca değişime uğramaktadır. Bu değişimler kahramanın içinde bulunduğu koşullardan ve kahramanın kendi iradesinden kaynaklanmaktadır.

Cemşit, yüklenmiş olduğu sorumluluklar bakımından çocukların özdeşim kurabileceği özellikler taşımaktadır. Ulaştığı başarı kendi çabası ve babasıyla kurduğu dayanışma sonucu olduğu için bu başarıyı hak etmektedir.

DİL VEANLATIM

Olaylar Cemşit’in bakış açısından anlatılmaktadır. Öncelikle anlatım yoluyla köyün betimlemesi yapılmıştır. Daha sonra da bu betimlemeler üzerine olaylar eklenmiştir. Zor yaşam koşullarının birbirini bütünleyen öyküler anlatılmaktadır. Çocukların komşu köye okula giderken yaşadıkları genelleme yoluyla anlatılmıştır. Gereksiz ayrıntılara yer verilmemiştir.

Olaylar birbirini tamamlayacak nitelikte karmaşık olmayan bir şekilde anlatılmaktadır. Olayların akıcılığını da çeşitli düğümlerle kurulan merak ögeleri oluşturmaktadır. Çocuklar okul yolundayken duydukları küçük çıtırtılar korkuyla birlikte merakı canlı tutmaktadır. “Çerçi Murat köye neden gelemiyor?” sorusu da köylünün düşünce tarzını açıklayan bir merak ögesi durumundadır. Asıl önemli merak ögesi Cemşit’in annesinin hastalığıyla başlamaktadır. Anlatı bu ana olay içinde kurgulanan yan olaylarla da desteklenmiştir. “Meryem Nine Şimşat’ı iyileştirebilecek mi?”, “Cuma,

komşularını kasabaya gitmeye ikna edebilecek mi?”, “Cuma ile Cemşit kasabaya ulaşıp ilaçları getirebilecekler mi?”, “Köye geldiklerinde Şimşat hâlâ yaşıyor mu?” gibi sorular merak ögelerini oluşturmaktadır.

YAZINSAL VE EĞİTSEL İLKELER

Karlı Yollarda yapıtında İzgü, yer yer şiirsel bir anlatım yolunu seçmiştir. Özellikle duyguların aktarımında bu anlatım tarzı ön plana çıkmaktadır. “Ama korkumuz yüreğimizdedir… Öykünen çocuk kahkahayı basar. Basar ama korku yine yüreğimizde kalır. Bu kez de bir çıtırtı sesi durdurur bizi. Durdurur değil, yerdeki kar gibi dondurur”(s.9). Roman, çocuk anlatıcının kısa cümleleriyle anlatılmıştır. Uzun, anlam karışıklığına yol açan cümlelere yer verilmemiştir. Yazım kurallarına uyulmuş, yabancı sözcüklerden kaçınılmıştır. Betimlemelerde kullanılan görsel aktarımlar ile okul yolculuğu boyunca yemekle ilgili anlatılar duyuları devindirecek niteliktedir.

87

4.2.9. ÇİZMELİ OSMAN

Belgede ANKARA ÜNİVERSİTESİ (sayfa 92-98)