• Sonuç bulunamadı

KİRAZ KIZ

Belgede ANKARA ÜNİVERSİTESİ (sayfa 152-158)

4. BULGULAR VE YORUMLAR

4.2. Muzaffer İzgü’nün Çocuk Kitaplarının İçerik/ Kurgusal Çerçevesinin Çocuk Edebiyatının Temel İlkeleri Açısından İncelenmesi Çerçevesinin Çocuk Edebiyatının Temel İlkeleri Açısından İncelenmesi

4.2.20. KİRAZ KIZ

141

oyuncak bebekler oluşturmaktadır. Her alınan bebek daha önce alınmış olan bebeğin bir kenara atılmasına neden olmaktadır. Eski-yeni oyuncak ikilemi öyküyü kurgulamaktadır. Yeni eskinin atılmasına neden olmaktadır.

Çocuk Memur’da, anne ve babası çalışan Kaan’ın okul çıkışlarında yaşadığı sorunlar anlatılmaktadır. Kaan sabahçı olunca okul çıkışlarında ev yerine annesinin yanına gitmek zorunda kalır. Bu durum annesinin yeni müdürünün hoşuna gitmez. Müdür, asık suratlı, iletişim kurmayan ve çalışanları tarafından da sevilmeyen biridir. Buna karşılık Kaan işyerine gitmek zorundadır. Kaan bir gün müdürün resmini yapar ve odasına giderek hediyesini verir. Kaan müdürü çatık kaşlı yapmıştır. Bu resim müdürün kendisiyle yüzleşmesini sağlar. Konun yapılandırılmasında statü çatışmalarına yer verilmiştir. Öyküde kurumsal işleyiş gereği yöneten ve yönetilen ilişkilerindeki statü farklarının getirdiği ilişkilere yer verilmektedir. Bu ilişkilerde iletişim ve iletişimsizlik önemli bir yer tutar. İletişim becerisi çalışma ortamının yapısını şekillendirir. Kaan iletişim kurmayı ve empatiyi çatışmaların çözüm yolu olarak kullanmıştır.

Dedem Çerçeveden Çıktı’da, Murat’ın hiç görmediği dedesiyle düşsel buluşmaları anlatılmaktadır. Murat’ın anneannesi dedesinin resmini Murat’ın odasına asar. Anneanne dedeyi anılarıyla anlatır. Daha sonra da Murat düşünde dedesinden oyuncakların onarımı için destek alır. Gerçek yaşamda tanıyamadığı dedesini düşlerinde tanımaktadır. Öyküde iki farklı anlatı çerçevesine yer verilmiştir. Birinci çerçevede gerçek yaşam anlatılırken ikinci çerçevede düşsel olandan yararlanılmaktadır. Düşsel olanda fantastik olaylara yer verilmektedir. Çerçeveden çıkan dede figürü bu anlatım çerçevesini ilginç kılmaktadır. Dedenin ölmüş olma gerçeği ile anneannenin bu durumu kabul edemeyişi öykünün temel çatışmasını oluşturmaktadır.

Murat’ın bozuk oyuncakları dedesinin onardığını her söylemesinde de anneannenin ağlaması bu çatışmanın bir ürünüdür.

Gıtgıdaklı Yaş Günü’nde, Fidan’ın düzenlediği yaş günü partisi anlatılmaktadır. Fidan gecekonduda yaşayan bir ailenin kızıdır. TV’de izlediği bir filimden esinlenerek yaş günü partisi düşü kurmaktadır. Bu düş önüne

143

geçilemez bir tutkuya dönüşür. Evdeki işlerini bitirdikten sonra kardeşi Davut ile pastacıdan pasta bedelini öğrenir. Pasta pahalıdır ve onun hiç parası yoktur. Annesinin iki üç günde bir verdiği harçlıkları biriktirerek pasta için gerekli parayı biriktirir. Komşularının kızı Narin ve kardeşi Ali ile birlikte pastayı alırlar. Odunlukta tavuk sesleri eşliğinde yaş gününü kutlarlar ve pastalarını yerler. Olaylar dizisel bir anlatımla kurgulanmıştır. Konuyu yapılandıran bir öge olarak yoksulluğa karşın yaş günü partisi yapma isteği öykünün temel çatışmasını oluşturmaktadır. Bu çatışmada öykü karakterinin tutkulu tutumu çatışmayı kahramanın isteği doğrultusuna yönlendirmektedir.

Öyküdeki merak ögeleri Fidan’ın tutkusunu düşlerinde yaşatması yoluyla geliştirilmiştir.

Miki Fareli Havuz’da çocukların kendi olanaklarıyla kurdukları oyun alanları ve biçimleri anlatılmaktadır.

İZLEK

Kiraz Kız’da ağaç sevgisi temasına yer verilmiştir. Ele alınan konu ile izlek arasında güçlü bir ilişki kurulmuştur. Duyguların aktarımında abartılı bir tutum sergilenmiştir.

Rüzgâr Çanı’nda, düş kurmanın güzellikleri üzerinde durulmaktadır.

“Ne güzel çocukların düş kurması!”(s.29)

Çocuk Memur’da, iletişim izleğine yer verilmiştir.

Dedem Çerçeveden Çıktı’da, özlem izleğine yer verilmiştir. Öyküdeki özlem anneanne ve torun açısından iki farklı şekilde sunulmuştur.

ÇEVRE

Çocuk Memur’da, çevre olarak bir işyerine yer verilmiştir. İşyerindeki ilişkilerde resmiyet ve iletişim odaklı ilişkilere yer almaktadır. Bu ilişkilerdeki ölçülülük anlatılmaya ve aktarılmaya çalışılmıştır. Çalışan anne babaların ve

çocukların sorunlarına da yer verilmektedir. Çocuğa göre olmayan bir çevreye yer verilmiştir.

Dedem Çerçeveden Çıktı, çocuğun odasıyla sınırlanan düşsel bir çevre kurulmuştur.

Gıtgıdaklı Doğumgünü Partisi’nde gecekondu çevresinde yaşayan bir çocuk ele alınmaktadır. Ele alınan çevre uzamsal çevreden sosyo ekonomik çevreye dönüşmektedir. Yaşam biçimlerini belirleyen uzamsal çevre değildir.

Uzamsal çevreyi var eden sosyo ekonomik özelliklerdir.

İLETİLER

Kiraz Kız’da öykünün sonuna kadar açık iletilere yer verilmemektedir.

Kiraz Kız’ın kiraz sevgisi emekle birleşerek ürüne dönüştürülür. Sevgiyle birleşen emek insanlara mutluluk kaynağı olmaktadır. Bu iletiyi öykünün sonunda yazar doğrudan okura seslenerek yapmaktadır. “Ama Kiraz Kız’ın öyküsü burada bitmez, bekleyin kiraz zamanını, babanız anneniz sofranıza bir tabak kiraz koyduğunda, ona el atınca Kiraz Kız’ı anımsayın”(s.18)

Rüzgâr Çanı’nda, öykünün sonunda iletiler bir düşsel istek olarak yer almaktadır ve birbiri ardına sıralanmaktadır. “Pekiyi, o savaşı çıkaran büyüklere bu rüzgâr çanından birer tane versek, onlar güzel düşler kursalar, savaşsız, topsuz, tüfeksiz. O topların tüfeklerin parasıyla çocuklara yiyecekler alsalar, ilaçlar alsalar?..”(s.30) Öykü, Pelin’in rüzgar çanıyla birlikte kurmaya başladığı düşleri anlatırken konu yeryüzündeki eşitsizliklere bağlanmıştır.

Öykünün başında Pelin’in dünyasıyla sınırlı olan düşler, yeryüzü sorunlarını içerir duruma gelmiştir. Bu iletiler herkesin insanca yaşama hakkının olduğuna vurgu yaparak duyarlılık geliştirmeye çalışılmıştır.

Çocuk Memur’da, açık iletilere yer verilmemiştir. Olayın kurgusuyla ileti örtük bir şekilde okura sunulmuştur. İletişimde beden dilinin önemli olduğu iletisine yer verilmiştir.

145

Dedem Çerçeveden Çıktı’da, hemen öykünün başında haksızlıklara kızan bir dede figürüyle haksızlıklara karşı tepkisiz kalınmaması gereği vurgulanmaktadır. Haksızlık kişiye göre değişen bir kavram değildir.

Haksızlık, kime yapılırsa yapılsın haksızlıktır.

KARAKTERLER

Öykünün kahramanı Kiraz Kız’dır. Kiraz Kız, somut bir karakter olarak kurgulanmamıştır. İçimizden biri diyebileceğimiz herhangi biridir. Kaygılarıyla birlikte büyüttüğü kirazlar sevgi ve emeğini de ekleyen üreten insanların simgesidir. Çocuk karakter özelliği yalnızca adında yer almaktadır.

Rüzgâr Çanı’nda, ana karakter Pelin’dir. Pelin tutum ve davranışlarıyla değil, duyuş ve düşünüş özellikleriyle ele alınmıştır. Kendisi ve tüm çocuklar için güzellikleri isteyen ve düşleyen bir çocuktur. İdeal çocuk tipini sergilemektedir. Anlatı boyunca geliştirilen bir karakter değildir.

Çocuk Memur’da, öykünün ana karakteri Kaan’dır. Kaan ikinci sınıfa giden, anne ve babası çalıştığı için okul çıkışlarında annesinin yanına gelmek zorunda olan bir çocuktur. Sevmesini bildiği kadar sevilmeyi de isteyen bir çocuktur. İlker Bey, Kaan’la karşıtlık ilişkisi içinde olan bir kişidir. Asık yüzlü, insanlarla iletişim kurmada sorunları olan biridir. Ancak bu durumun farkında değildir. İlker Bey, Kaan’ın yaklaşımıyla değişim yaşamaktadır.

DİL VE ANLATIM

Kiraz Kız’da kurgulanan olaylar Kiraz Kız’ın tutkularının ne kadar yoğun olduğunun kanıtlanması üzerine kurulmuş gibidir. Bu durum da öykünün başarısını azaltmakta ve çok da önemli olmayan olayların anlatılmasına neden olmaktadır. Olayların anlatımında karmaşık olmayan bir kurguya yer verilmiştir. Öykünün başlangıcında Kırmızı Başlıklı Kız masalına göndermelerde bulunulurken öykünün sonunda Karanfiller ve Domates Suyu adlı öyküye dolaylı gönderimde bulunulmaktadır. Yazar, öyküyü açık uçlu bir

sonla tamamlamaktadır. Anlatımda ikilemelere yer verilmiştir. “Gözyaşları ıpıl ıpıl yakuttur. İçini çeke çeke ağlar.

Dedem Çerçeveden Çıktı’da, “de” hal ekinin yazımında yanlışlık yapılmıştır. Bağlaç gibi kullanılmıştır. “… diye sorduğum da;” şeklindeki yazılış “… diye sorduğumda;” biçiminde olmalıdır(s.57). Ah ah, hüngüüür, uuu, hiş gibi yansıma sözlere yer verilmiştir.

YAZINSAL VE EĞİTSEL İLKELER

Rüzgâr Çanı ve Kiraz Kız adlı öykülerde öğreticilik kaygısı öne çıkmaktadır. Kiraz Kız adlı öyküde yazar anlatıma katılarak açık ileti vermektedir. Rüzgar Çanı’nda ise bir çocuk oyuncağı olan rüzgar çanından dünyadaki savaşlar ve haksızlıklara değinilmektedir. Bu yaklaşımlar kurgu ve yazınsallığı zayıflatmaktadır.

147

Belgede ANKARA ÜNİVERSİTESİ (sayfa 152-158)