• Sonuç bulunamadı

2.14. Tokyo Sözleşmesi (1963)

2.14.4. Yetki

2.14.4.1. Tokyo Sözleşmesi’nde Devletlerin Yetkileri

Sözleşmenin 3. maddesi uyarınca, hava aracının tescilli bulunduğu devlet (bayrak devleti), araç içinde işlenen suçlarda ve ika edilen fiillerde kaza yetkisini haizdir. Buna göre hava aracının bulunduğu yerden bağımsız olarak, hava aracının içinde işlenen suçlarda, bayrak devletinin öncelikle yargılama yetkisine sahip olduğunu görmekteyiz. Şöyle ki; açık denizlerdeki ve herhangi bir devlete ait olmayan bölgelerdeki yetki karmaşası, bu sözleşme uyarınca hükme bağlanmış ve bayrak devletinin yetkisi ortaya koyulmuştur.157

Söz konusu kuralın istisnalarının, yani bayrak devleti dışında bir devletin yetki sahibi olduğu durumları, 4. madde hükmünde, şu şartlar altında bul- maktayız:

 Suçun neticeleri, ilgili devletin ülkesinde meydana gelmiş ise,

 Suç, ilgili devletin bir uyruğu tarafından veya o devlet uyruğuna

157Bkz. Tokyo Sözleşmesi. Madde1/24.

https://www.tbmm.gov.tr/tutanaklar/kanunlar_kararlar/kanuntbmmc058/kanuntbmmc058/kanunt bmmc05801889.pdf , (20.07.2019).

76 karşı ya da o devlette sürekli ikametgâhı bulunan bir şahıs

tarafından veya ona karşı işlenmişse,

 Suç, ilgili devletin güvenliğini tehlikeye düşürüyorsa,

 Suç, ilgili devlette yürürlükte olup, uçakların uçuşu veya

manevrasına bağlı kural veya düzenlemelerin bir ihlali niteliğinde ise, Çok taraflı bir uluslararası sözleşme gereğince, ilgili devlete düşen bir yükümlülüğü yerine getirmek için, söz konusu yetkinin kullanılması gerekliyse, bayrak devleti dışında bir devletin yetkili olduğunu görmekteyiz.

2.14.4.2. Tokyo Sözleşmesi’nde Kaptan Pilotun Yetkileri

Kaptan pilotun tanımı açık olarak ne ilgili uluslararası mevzuatta, ne de TSHK’da bulunmamaktadır. Sivil hava aracını kumanda eden pilota, uluslararası havacılık hukuku genel uygulamasında ya “hava aracı kumandan” (aircraft commander) ya da “kumanda eden pilot” (pilot in command); Türk sivil havacılık mevzuatında ise “kaptan pilot” denilmektedir. “Kaptan pilotu”, yetkili makamlarca düzenlenmiş geçerli bir uçuş lisansına sahip, ilgili ulusal ve uluslararası mevzuat çerçevesinde hava aracının sevk ve idaresinden birinci derecede sorumlu, olağanüstü durumlarda gerekli tedbirleri almaya yetkili kişi olarak tanımlayabiliriz158.

Tokyo Sözleşmesi, hava aracında işlenen veya işlenmek üzere olan suçlara ve diğer bazı eylemlere, üzerinde uçulan devletin polis makamları karışamayacak durumda iseler, öncelikle uçağın pilotuna ve (onun izni çerçevesinde) diğer kişilere kolluk yetkileri tanıyan ilk sözleşmedir159.

Tokyo Sözleşmesi’nde, kaptan pilota verilen yetkilerin çerçevesi, Sözleş- menin 3. Bölümünde, 5 ve 10. maddeler160 arasında belirtilmiştir. Buna göre

kaptan pilot, taraf devletlerin ceza kanunlarında yer alan suç ve fiillerin ya da uçuş emniyetini herhalde bozan fiillerin, hava aracında bulunan bir şahıs (ya da şahıslar) tarafından işlendiğine veya işlenmek üzere olduğuna ilişkin makul

158ÖZTÜRK, Yaşar, Sivil Hava Aracı Kaptanının Yetki ve Sorumlulukları, TALPA, 2009, s. 3. 159GERALD, Fitzgerald, ”Tovvard LegalSuppression of Acts Against Civii Aviation",

International Conciliation, No, 285, November 1971, s. 48.

160Bkz.https://www.tbmm.gov.tr/tutanaklar/kanunlar_kararlar/kanuntbmmc058/kanuntbmmc058/k anuntbmmc05801889.pdf , (20.07.2019).

77 sebeplere (reasonable grounds) sahip ise, fail hakkında yakalama ve tutma (restraint) da dahil olmak üzere gerekli tedbirleri alabilir(Tokyo Sözleşmesi Madde 6/1).Tedbirleri almak için gerekli durumlar, 6. maddenin 1, fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde şu şekilde belirtilmiştir;

 Hava aracının ve içindeki kişilerin ve malların emniyetini korumak,

 Hava aracı içindeki düzen ve disiplini sağlamak,

 3. bölümdeki hükümler bağlamında failin yetkili makamlara teslim etmek veya hava aracından indirmek161 (disembark).

Taraf devletlerin ceza kanunları ifadesi oldukça tartışmaya açıktır. Her devletin ceza kanununun birbirinden farklı olması bir yana, ceza kanunlarının tüm hükümlerinin dikkate alınıp alınmaması sorunu, doktrinde tartışmalara neden olmuştur. Ancak (a), (b) ve (c) bentlerinden çıkaracağımız yoruma göre, ceza kanunları genel olarak uçuş emniyetinin devamlılığına ilişkin hükümleri çerçevesinde dikkate alınmalıdır. Bu bağlamda uçuş emniyeti bozulmuyorsa, söz gelimi “özel belgede sahtecilik” suçuna kaptan pilotun müdahale etmesi mümkün olmamalıdır. Diğer yandan Türk Ceza Muhakemesi Kanunu 90. madde l(a) uyarınca; herkes tarafından, kişiye suç işlerken rastlanması halinde geçici olarak yakalama yapılabilir. Bu hükme benzer kanun maddeleri, birçok devletin ülkesinde de bulunmaktadır.

O halde sonuç olarak, Tokyo Sözleşmesi ile kaptan pilota diğer kişilerden farklı olarak tanınan yetki, genel olarak uçuş emniyetini temin için, kanunda suç olarak sayılmasa da hava aracındaki kişiler üzerinde “yakalama / tutma” veya kişileri “indirme/yetkili makama teslim etme” yetkisidir diyebiliriz.

Kaptan pilot, yukarıda belirtilen şartlarda söz konusu zorlama tedbirlerini alırken, mürettebattan yardım talep edebileceği gibi onlara yetki de verebilir. Pilot, hava aracındaki yolculardan ise, onları mecbur etmemek şartıyla, yardım isteyebilir veya onlara yetki verebilir.

161Bkz.https://www.tbmm.gov.tr/tutanaklar/kanunlar_kararlar/kanuntbmmc058/kanuntbmmc058/k anuntbmmc05801889.pdf , (20.07.2019).

78

2.14.4.3. Uyuşmazlıkların Çözümü

İki veya daha fazla taraf devlet arasında, sözleşmenin yorumlanması veya uygulanması bağlamında ortaya çıkabilecek anlaşmazlık, görüşmeler yolu ile çözülemez ise, taraflardan birinin talebi üzerine hakeme sunulacaktır. Tahkim talebi tarihinden itibaren 6 ay içinde, taraflar hakem heyetinin teşekkül tarzı hakkında anlaşmaya varamazlarsa, taraflardan herhangi biri anlaşmazlığı Divan Statüsüne uygun olarak yapılacak bir başvuru ile Uluslararası Adalet Divanı’na götürebilir. Ancak sözleşmeye bu konuda çekince koymak serbesttir162.

2.14.4.4. Yükümlülükler

Sözleşme uyarınca taraf devletler, gözaltına aldıkları kişinin vatandaşlık bağı olduğu devlete ve olayın meydana geldiği hava aracının bayrak devletine haber vermek durumundadırlar. İlk yükümlülük, hükümleri örf adet hukuku teşkil eden Konsolosluk İlişkileri Hakkında Viyana Sözleşmesi 36. maddesi uyarınca da, hali hazırda devletler için yükümlülüktür. Bu anlamda Tokyo Sözleşmesi ’nin getirdiği yenilik, bayrak devletine bildirim yükümlülüğüdür. Yine sözleşme uyarınca taraf devletler, yargılama yetkisini kullanmak niyetinde olup olmadığını, derhal ilgili devletlere bildirmek yükümlülüğündedir163.

2.14.4.5. Eleştiriler

Tokyo Sözleşmesi’ne getirilen en büyük eleştiri, faillerin yargılanması ya da iade edilmesi anlamında taraf devletlere getirilmiş açık bir hükmün yokluğudur, Bu durum, Sözleşmenin 16. maddesinin ikinci paragrafında da "... bu Sözleşmenin hiçbir hükmü, suçlunun iadesi yükümlülüğünü doğurduğu şekilde telâkki edilemez... ” 164ifadesiyle açıkça belirtilmiştir. Ayrıca sözleşme, bazı

yazarlar tarafından, hava aracı kaçırma fiilini uluslararası bir suç olarak saymadığı için de eleştirilmiştir.

Diğer yandan Tokyo Sözleşmesindeki eksiklikler, suç teşkil eden hava aracı kaçırma eylemlerindeki artış, devletlerin bu konuda daha fazla tedbir almak istemesi nedeniyle, uluslararası hukukta birçok yeni metnin doğumuna sebebiyet

162Tokyo Sözleşmesi Madde 24. 163Tokyo Sözleşmesi Madde 23.

164Önceki paragrafın hükümleri saklı kalmak şartıyla, bu Sözleşmenin hiçbir hükmü, suçlunun iade'si yükümlülüğünü doğurduğu şeklinde telâkki edilemez. Bkz. Tokyo Sözleşmesi Madde 16.

79 vermiştir. Bu metinlere de ana başlıkları ve getirdiği yenilikler açısından değinmek gerekmektedir165.