• Sonuç bulunamadı

Yetişkinlerin Evlât Edinilmesi İle (Küçük) Çocukların Evlât Edinilmesinin Birbirinden Ayrılması

İDARE MAHKEMESİ

C. Yetişkinlerin Evlât Edinilmesi İle (Küçük) Çocukların Evlât Edinilmesinin Birbirinden Ayrılması

(c) Her iki evlât edinme türüne de pozitif hukuklarında yer verenler (86)

C. Yetişkinlerin Evlât Edinilmesi İle (Küçük) Çocukların

Bunun karşısında, evlât edinilen bakımından bir yaş sınırlamasına gidilmesini gerekli gören sistem yer almaktadır (sınırlama siste' mi). Bu sisteme giren ülkeler de ikiye ayrılmaktadır. Küçüklerin evlât edinilmesinin pek rağbet görmediği dönemlerin etkisini taşı­

yan kanunlar, evlât edinilebilmek için belirli bir yaşın aşılmış ol­

ması şartını öngörmüştür (90). Sınırlama sisteminde yer alan diğer ülkelerin pozitif hukukları ise, günümüzün eğilimini temsil etmekte olup, evlât edinilen bakımından azamî yaş sınırı belirlemekle, yetiş­

kinlerin evlât edinilmesini imkânsız kılmaktadır (91).

(90) Eski İtalyan Medenî Kanunu ile Fransız Medenî Kanununun eski dü­

zenleme tarzı için bk. ATAAY 43-44, dn. 1 (Fransız Medenî Kanunu için ayrıca bk. yuk. dn. 59); Bolivya Medenî Kanununun 183. madde­

sine göre de, evlât edinilen bakımından asgarî yaş sınırlaması 14 yaş olarak belirlenmiştir (KRAUSE 76); ancak karş. Aile Kanunuyla ya­

pılan değişiklik için aşa. dn. 100; evlât edinilen bakımından asgarî yaş sınırlaması öngörülen bir kısım mevzuat daha vardır: Örneğin, 1952 tarihli İrlanda Evlât Edinme Kanunu, md. 10 (b)'ye göre, çocuğun ev­

lât edinilebilmesi için en az 6 aylık olması lâzımdır (KRAUSE 76 ve dn. 730); Ethiopia'da, çocuk doğumundan önce evlât edinilebilmek-teyse de, asıl anneye, çocuğun doğumunu izleyen 3 ay içinde evlât edinmeyi fesih hakkı tanınmaktadır (KRAUSE 76). Bu son gruba gi­

ren mevzuatta öngörülen sınırlama, salt yetişkinlerin evlât edinilme­

sine cevaz veren görüşün pozitif hukuka intikalinin ifadesini taşıyan sınırlamalardan farklı gerekçeye dayanmaktadır. Burada, doğum ön­

cesinde veya sonrasında, özellikle psikolojik bazı geçici etkenler al­

tında kalarak çocuğunun evlât edinilmesine rıza gösteren, ancak son­

ra bundan pişmanlık duyması ihtimali bulunan anaların durumu göz önünde tutulmaktadır. Esasen yaş sınırlamasının oldukça küçük yaş­

lara ilişkin tutulması da, bu sınırlamadaki özelliği ortaya koymakta­

dır; son anılan nitelikteki hükümler, günümüzde, evlât edinmenin aslî şartlarından «rıza»ya ilişkin olanları konusunda gözlemlenmek­

te olan gelişmeler arasında yer alarak, muhtelif devletlerin mevzu­

atına intikal etmektedir : Bk. aşa. sh. 145 ve dn. 109.

(91) Örneğin, ingiltere: 18 yaş azamî sınırdır ve ayrıca çocuğun daha önce evlenmemiş olması şartı öngörülmüştür (KRAUSE 77, JOSLING 25); Sovyetler Birliği: sadece küçükler evlât edinilebilir (KRAUSE 79); Alman Demokratik Cumhuriyeti: sadece küçükler evlât edinile­

bilir (1965 tarihli Aile Kanunu, md. 67: (Law and Legislation) 58;

KRAUSE 79 ve dn. 777); Yeni Zelanda 21 yaş (CAMPBELL 18-19); Ma­

caristan: Sadece küçük olanlar evlât edinilebilir -evlenmekle reşit olanlar da evlât edinilemezler- (NIZSALOVSZKY 144); Yugoslavya:

sadece küçükler evlât edinilebilir (1947 tarihli Evlât Edinme Temel Kanunu, md. 4: CHLOROS 118, 240); Kanada: Genellikle 21 yaş ve daha önce evlenmemiş olmak şartları eyaletler mevzuatında yer al­

maktadır; ancak, Ontario ve Prince Edward Island mevzuatı 21

ya-Evlât edinmenin, evlât edinenlerin menfaati göz önünde tutu­

larak, ailenin kişiler ve mallar bakımından dağılmadan varlığının sürdürülmesi amacına yöneltildiği; dönemlerde, evlât edinilenin ye­

tişkin olması olağan tercih nedenini meydana getiriyordu (92). Eko­

nomik amaçlı evlât edinmelerin önem taşıdığı dönemlerde, ayrıca, evlât edinmenin küçük çocukların sömürülmesi imkânı yaratan sa­

kıncaları da dikkate alınarak, yetişkinlerin evlât edinilmesine ce­

vaz verilirken, küçüklerin evlât edinilmesi zaman zaman yasaklan­

mıştır (93). Oysa, evlât edinmenin salt küçüklerin menfaatine tah­

sis edilen bir kurum olarak telâkki edilmesinin üstün eğilim ni­

teliğiyle belirdiği günümüzde yetişkinlerin evlât edinilmesi olum­

suz tepkilerin asıl konusu haline gelmiş bulunmaktadır. Gerçekten, bugün evlât edinmeye bağlanan sosyal amaç ve kurumun düzenlen­

mesinde temel alınan «çocuğun önde gelen menfaati» ilkesi, yetiş­

kinlerin evlât edinilmesinin bir bakıma anlamını kaybetmesine yol açmıştır (94).

şmı aşmış olanların da evlât edinilebileceğini kabul etmiştir; British Columbia ve Quebec, 21 yaşından büyük olanların özel şartlara bağlı olarak evlât edinilebilmesi imkânını tanımıştır (HUGHES 21); is­

rail: 18 yaşından küçük olanlar evlât edinilebilirler (SPINELLIS/

SHACOR-LANDAU 149); ABD: eyaletler mevzuatında farklı hüküm­

ler öngörülmüş olup, evlât edinilen bakımından kesin olarak belirle-lenen azami bir yaş sınırlamasının genellikle benimsenmemiş bulunduğu anlaşılmaktadır (bk. KRAUSE 77). Bazı eyaletler, yetiş­

kinlerin de evlât edinilebileceğini açıkça hükme bağlarken, diğerle­

rinde açık bir hükme rastlanmamaktadır. Açık bir hükümle sınırla­

manın bulunmadığı hallerde, bazı tereddütler öne sürülmüş olmakla birlikte, genellikle yetişkinlerin de evlât edinilebileceği kabul olun­

maktadır. Yetişkinlerin evlât edinilmesini açıkça yasaklayan eyalet­

lerin sayısı azdır (Bk. CLARK 652-653, PAULSEN-WADLINGTON-GOEBEL 518 vd.). Yetişkinlerin evlât edinilebileceğini hükme bağla­

yan eyaletler mevzuatında bu imkânın gerçekleşmesi bazı ek şartlara bağlanmış bulunmaktadır (Bk. KRAUSE 77, PAULSEN-WADLINGTON-GOEBEL 519; ayrıca karş. aşa. dn. 96); ayrıca Çekoslovakya ve Po­

lonya için bk. DELUPIS 83-84, dn. 100.

(92) Karş. MICROPEDIA (I) 97; ANTON 360; MARX-TESAL 1254.

(93) Karş. yuk. dn. 90; Guatemala için bk. yuk. dn. 65.

(94) Karş. SPINELLIS/SHACHOR-LANDAU 162, 184; ANTON (sh. 360'da), eski mevzuatın evlât edinilen bakımından asgarî yaş sınırlaması ön­

görmesine karşılık, menfaatler dengesinde meydana gelen değişiklik sonucu, günümüzde azamî yaş sınırlamasının öngörülmesinin daha olağan hale geldiğini belirtmektedir.

Öte yandan, yetişkinlerin evlât edinilmesinin bazı sakıncaları­

na dikkat edilmelidir. Genellikle ekonomik amaçlarla veya daha özel bazı saiklerle kullanılan bu tür evlât edinmeler başkalarının miras haklarının hileli surette ihlâline, bazı ahlâk dışı durumların gizlenmesine veya evlât edinenin sömürülmesine imkân yaratmak bakımından elverişlidir (95). Ancak istisnaî bazı hallerdedir ki, yetişkinlerin evlât edinilmesi, evlât edinme kurumunun yaygın su­

rette benimsenmesine neden olan asıl toplumsal işleviyle bağdaşa-bilmektedir. Bir kısım mevzuatta yetişkinlerin evlât edinilmesine, istisnaî şartların gerçekleşmesine bağlanarak izin verilmesinin se­

bebi de budur (96).

(95) Örneğin, TEKİNAY (sh. 358'de) ve GÜRKAN (sh. 168'de) tarafından evlât edinmenin sakıncaları arasında belirtilen, hilekâr ve kurnaz kimselerin, kendilerini evlâtlığa kabul ettirmek suretiyle, servet sa­

hibi, fakat aciz ve kimsesiz yaşlıları istismar etmeleri ihtimali, ka­

nımızca, asıl yetişkinlerin evlât edinilmesi bakımından göz önünde tutulmalıdır. Aynı şekilde, GÜRKAN'ın (sh. 168'de) üzerinde durdu­

ğu, evlât edinmenin devletin mirasçılığına engel olmak veya bazı vergilerden kurtulmak veyahut da vergi oranını düşürmek için kul­

lanılması ihtimali de yetişkinler arasında yapılan evlât edinme söz­

leşmeleri bakımından akla gelmektedir. Çünkü, salt çocuğun menfa­

atlerine Uygun olarak işlerlik kazanan evlât edinme kurumu söz ko­

nusu olduğu takdirde artık burada devletten vergi kaçırmak kasdı-nın bulunup bulunmadığı hususu üzerinde durmaya gerek kalmaya­

caktır : İsrail Yüksek Mahkemesinin bu doğrultuda 1965 tarihli bir kararı için bk. SPINELLIS/SHACHOR-LANDAU 58 ve dn. 44. Burada,

«evlât edinme» adı altında sürdürülen gayri meşru ilişkileri de ha­

tırlatmakta yarar vardır: Kars. KRAUSE 80 (yeni İsviçre ve Federal Alman hukuklarının düzenleme tarzlarında, yetişkinler arasında ev­

lât edinme ilişkisinin kurulması bakımından, evlenmeye benzer iliş­

kilerin bertaraf edilmesi düşüncesinin etkisi).

(96) Örneğin Alman Federal Cumhuriyetinde (MK. § 1745c -31 Temmuz 1974 değişikliğinden sonra-) 18 yaşından büyük olan kimselerin evlât edinilebilmeleri istisnaî durumlarda ve ahlaken tecvizi kabil bulun­

duğu hallerde mümkündür ve bu hususun saptanması için ayrı bir mahkeme kararına ihtiyaç vardır. Evlât edinenin kendi evinde koru­

yucu aile sistemi uyarınca oturmakta olan kimseyi veya bir akraba­

sını, ölen çocuğunun yerine evlât edinmek istemesi halinde, genellik­

le mahkeme bu yönde karar vermektedir (KRAUSE 79 ve dn. 778);

ABD'nin IDAHO eyaletinde de, bir yetişkinin evlât edinilebilmesi için, evlât edinmenin, onun küçüklüğü sırasında, hata veya ihmalden ötü­

rü gerçekleştirilememiş ve evlât edinenin 15 yıldan uzun bir süre bo­

yunca ona ebeveyni gibi bakmış olması şartlan aranmaktadır (KRA­

USE 77 ve dn. 750); 1949 tarihli Şahıslara ve Aileye Müteallik Bulgar

Üstelik, «çocuğun önde gelen menfaati» göz önünde tutularak gerçekleştirilmekte olan yeni düzenlemelere yetişkinlerin evlât edi­

nilmesinin de konu edilmesi, yalnız sakıncalı değil, dikkate alınması gereken menfaatler dengesinin odaklarındaki büyük farklılık dola­

yısıyla imkânsızdır da.

Evlât edinmeyi sosyal politika alanında görevlendirilmiş bir kurum olarak nitelemeye yönelen günümüz anlayışına en uygun tutum, yetişkinlerin evlât edinilmesinin bir hukukî imkân olarak düzenlenmemesidir. Belki, yukarda değinilen bir kısım mevzuatta yapıldığı gibi, çocuğun menfaatinin gerektirdiği bazı özel durum­

larda, böyle bir imkân, istisnaî şartları iyi belirlenmek suretiyle ta­

nınabilir.

Eğer yetişkinlerin evlât edinilmesinin bir hukukî imkân olarak büsbütün terk edilmesine, yerleşmiş sosyo - kültürel değerler sebep gösterilerek, veya bu tür evlât edinmelerin de diğer bazı yararlı yan­

ları bulunduğu düşüncesinden hareket edilerek (97), veyahut da, evlât edinilene ilişkin bir yaş şartı koymanın, evlât edinme kuru­

muna bağlanan duygusal amaçlar 3'önünden sakıncaları bulunduğu (98) düşüncesinde direnilerek karşı çıkılmasında gerçekten bir ya­

rarın varlığına inanılıyorsa, bu takdirde izlenecek yol, iki tür evlât edinmeyi birbirinden ayırt ederek düzenlemek olmalıdır. Böylece, yetişkinlerin evlât edinilmesinin düzenlenmesinde asıl önemli husus olan, evlât edinmenin bir kanuna karşı hile aracı olarak kullanıl­

masını engellemek imkânları da, kurumun asıl amacı doğrultusunda tam bir işlerlik kazanması baltalanmadan, daha kolay sağlanacak­

tır.

Yetişkinlerin evlât edinilmesiyle çocukların evlât edinilmesi böylece birbirinden ayırt edilmekle «çocuğun önde gelen

menfaati»-Kanunu md. 75'e göre de, 18 yaşından büyük olanlar, ancak, rüşt ya­

şma kadar yetiştirildikleri kişi tarafından evlât edinilebilirler: ATA-AY 43-44, dn. 1; İsviçre Medenî Kanununun 1972 değişikliğinden son­

raki 266'ncı maddesine göre, reşit bir kimsenin evlât edinilebilmesi için, anılan maddede belirlenmiş istisnaî şartların gerçekleşmiş olma­

sı lâzımdır: Bk. 22 ICLQ (1973) 175; karş. KRAUSE 80; Güney Afrika için bk. SPIRO (Parent and Child) 53; Kanada'nm British Columbia ve Quebec eyaletleri için bk. yuk. dn. 91.

(97) Bakıma muhtaç, yalnız ve yaşlı olan kimselerin evlât edinme yoluyla kendilerine bakacak bir kimse bulmaları (karş. GÜRKAN 167, TE-KİNAY 358, ayrıca bk. yuk. sh. 124) gibi.

(98) ATAAY 43-44, dn. 1.

ne hizmet edecek evlât edinme türünü daha kolay belirleme imkânı da doğmaktadır. Evlât edinmeyle asıl güdülen amaç, muhtaç çocuk­

lara, onların bakımını gereğince üstlenecek bir yuva, her bakımdan sağlıklı yetişmelerini sağlayacak normal bir aile çevresi ve toplum­

sal ilişkiler ortamındaki yerlerini olumlu yönde etkileyecek sosyal ve hukukî statü kazandırmak olunca ve bunun refah politikasıyla ilgisi kurulunca, bu amacın bütünüyle gerçekleşmesinin «tam ev­

lât edinme» türünün kabul edilmesiyle sağlanabileceği sonucuna var­

mak daha kolay olacaktır. Bu nedenledir ki, 1967 tarihli Avrupa Sözleşmesi, yeni eğilimin gereklerine uygun bir düzenleme tarzını benimserken, 3. maddesinde, kapsamını, evlât edinenin başvurusu anında henüz 18 yaşma erişmemiş bulunan, kanunen reşit sayıl­

mayan ve evlenmemiş olan çocukların evlât edinilmeleri konusuyla sınırlamıştır. Yine aynı nedenledir ki, pozitif hukuklarında «tam evlât edinme» türünü düzenleyen ülkeler, bu düzenlemeyi küçük çocukların evlât edinilmesi sorununa münhasır tutmayı tercih et­

mektedir (99).

Görülüyor ki, günümüzde evlât edinmeye bağlanan toplumsal amaç ve kurumun düzenlenmesinde esas alman «çocuğun önde ge­

len menfaati» ilkesi, yetişkinlerin evlât edinilmesi sorununun kü­

çük çocukların evlât edinilmesinden ayrı tutularak, hiç olmazsa, farklı bir düzenlemeye konu yapılması zorunluluğunu ortaya çıkar­

maktadır. İşte, bazı ülkeler mevzuatında iki ayrı tür evlât edinmeye yer verilmesinin temel nedeni budur; böylece, «tam» ve «sınırlı»

evlât edinmelere ayrı ayrı işlevler bağlanmış bulunmaktadır (100).

(99) Dn. 91'de evlât edinilen bakımından azamî yaş sınırlaması öngördü­

ğü belirtilen ülkeler mevzuatı, Yugoslavya ve İsrail dışında, sadece

«tam evlât edinme» türüne yer vermiş bulunmaktadır; her iki tür evlât edinmeyi düzenleyen mevzuat bakımından «tam evlât edinme»

türünün (küçük) çocuklann evlât edinilmesine münhasır tutulması konusunda örnekler için bk. dn. 100.

(100) Fransa : «adoptio pléniere» için evlât edinilen bakımmdan azamî yaş sınırlaması 15'tir (MK, md. 345); İtalya: «adozione speciale» için se­

kiz yaştır (MK. md. 314-4/1); Bolivya: «arrogacion» için evlât edini­

lenin 6 yaşından büyük olmaması gerekir (Aile Kanunu, md. 217/11):

KRAUSE 80 ve dn. 783. Buna karşılık, aynı kanunlarda sınırlı evlât edinme türüne de yer verilmiş bulunulmaktadır (bk. yuk. dn. 86) ve bu tür evlât edinme için evlâtlık bakımından yaş sınırlaması ya hiç söz konusu değildir (Fransa için: KRAUSE 78) veya daha yüksek bir yaş itibarıyla belirlenmiştir (Bolivya: KRAUSE 80 ve dn. 783); aynı biçimde Yunanistan'da da, 1966 ve 1970 tarihli kararnamelerden