• Sonuç bulunamadı

Evlât Edinme Alanında «Menfaatler Dengesi»

İDARE MAHKEMESİ

C. Evlât Edinme Alanında «Menfaatler Dengesi»

Yukarıdaki açıklamaların evlât edinmeye ilişkin düzenlemeler­

de gözetilmesi gereken menfaatler dengesi açısından da değerlen­

dirilmesi gerekir. Çünkü, evlât edinmeyle güdülen toplumsal amaç, bu konudaki ağırlık noktalarını tümüyle etkileyebilmektedir.

Evlât edinme alanında menfaat durumları etkilenebilecek olan­

ların, evlât edinen, evlât edinilen, evlât edinilenin asıl ana-babası ve evlât edinenin hısımları ile evlât edinilenin asıl ailesi yönündeki hısımları olarak ayrı menfaat birimleri içinde saptandığı ve evlât edinmeye ilişkin düzenlemelerin bu birimler göz önünde tutularak geliştirilmesi gereği üzerinde durulduğu görülmektedir (42).

(41) Bk. yuk. dn. 40'da anılan eserler; amaç, tabii ki, çocuğun önce asıl ana-babasmm yanında yetişmesini sağlamak için gereken imkânların çoğaltılmasıdır. Ancak, evlât edinmenin bir zorunluluk olarak kendini gösterdiği hallerde, «çocuğun menfaati»ne uygun olduğu saptanan evlât edinmeye izin vermek gerekmektedir. HUGHES (sh. 106'da), bugün evlât edinmenin çocukların korunmasına ilişkin kapsamlı bir prog­

ramın bir birimini meydana getirdiğini belirttikten sonra, bu prog­

ramın dayandığı başlıca ilkeleri şöyle belirlemektedir : (1) Aile ço­

cuğun toplumsallaşması için en iyi birimdir, (2) [Çocuğun] asıl aile[si], çocuklarını muhafaza edebilmesini sağlamak için, kapsamlı sosyal hizmet faaliyetleri aracılığıyla takviye edilmelidir, (3) Asıl aile, kapsamlı sosyal yardımlarla güçlendirilmeli ve istikrarlı kılınmalıdır ki, çocukları geçici olarak alındığı takdirde, tekrar birleşmeleri müm­

kün olsun, (4) Asıl aile takviye edilemediği veya yeterince güçlendi-rilemediği ve istikrarlı kılmamadığı takdirde, çocuk, başka bir aile bi­

riminin devamlı üyesi haline getirilmelidir.

(42) Kars. KENNEDY (Legal effects) 755 (yazar, ayrıca eski evlât edinen ve onun hısımlarını da ayrı bir birim olarak belirlemektedir);

HUGHES 167: her iki yazar da, evlât edinmeye ilişkin düzenlemelerin menfaat birimlerini geniş surette değerlendirmemeleri halinde, ka­

nun hükümlerinin yorumlanmasında ve uygulanmasında bazı aksak­

lıkların söz konusu olma ihtimali üzerine durmaktadır; buna karşı­

lık bk. PUXON 199.

Eski dönemlerin dinî, siyasî, ekonomik amaçlı, hattâ salt duy­

gusal etkenlere tâbi evlât edinmelerinde, evlât edinenin kendisinin ve ailesinin (bekası yönündeki) menfaatlerinin büyük ağırlık taşı­

dığı bir gerçekti (43). Buna karşılık, evlât edinilenin menfaati, diğer ilgililerin menfaatleri yanında dahi arka plâna itilmiş bulunuyordu (44). Oysa, günümüzün, çocukların himayesine yönelik sosyal amaç­

lı evlât edinmeleri bakımından eskinin tam karşıtı bir durum, mey­

dana gelmiş bulunmaktadır. Çocuk hukuku alanının tümünde ol­

duğu gibi, evlât edinme konusunda da «çocuğun önde gelen men­

faati» temel bir ilke olarak benimsenmiştir (45).

Evlât edinmenin, yöneltildiği, toplumsal amaç doğrultusundan saptırılmadan işlerlik kazanmasını sağlamak için, diğer birimlerin menfaatlerinin de dikkate alınmasını gerektiren haller, tabii ki,

var-(43) Bk. HUGHES 105; MARX-TESAL 1254; MICROPEDIA (I) 97 (evlât edinenin bu dünyadaki ve öbür dünyadaki mutluluğu asıl ilgi konu­

su olan husus idi; evlât edinilenin menfaati sınırlı surette dikkate almıyordu); karş. çocuk hukukunun gelişim sürecinde çocuğa iliş­

kin telâkkiler: yuk. dn. 32; şu hususu da belirtelim ki, ailenin sürek­

liliğinin sağlanmasına, evlât edinenin, dinî akideler gereği, ölümünden sonraki mutluluğuna hizmet edilmesine yönelik evlât edinmeler bakı­

mından, evlâtlığa yetişkinlerin alınması tercih ediliyordu: MICRO­

PEDIA (I) 97.

(44) Örneğin, mahkemenin evlât edinme işlemine müdahalesi, önceleri, daha çok evlât edinmenin kanunî şartlarının gerçekleşip gerçekleş­

mediğinin saptanmasına ve evlât edinenin akrabalarının veya müs­

takbel mirasçılarının menfaatlerinin korunmasına yönelik bir ma­

hiyet gösteriyordu : KRAUSE 73; karş. TUOR 240-241.

(45) Evlât edinenin menfaati yerine evlât edinilenin menfaatinin geçmesi hakkında : EHRENZWEIG-JAYME (PİL, II) 232; WEINSTEIN 97; MIC­

ROPEDIA (I) 97; SPINELLIS/SHACHOR-LANDAU 145; MARX-TESAL 1256, 1262; ATAAY 18 («Harp dolayısıyla ana, babalarını kaybetmiş baht­

sız çocukların veya türlü sebeplerle artmış bulunan gayrimeşru birleş­

me mahsulü çocukların himayesi meselesi evlât edinmeye ayrı bir gözle bakılmasını ve sosyal (himayeci) bir karakter verilmesini zarurî kılar»); KRAUSE 73 (yazar, yukarıda dn. 44'de belirtilen duruma karşılık, bugün mahkemenin evlât edinme işlemine müdahalesinin, (evlât edinilen) çocuğun menfaatlerinin evlât edinmeyle sağlanıp sağ­

lanmadığına ilişkin bir denetime dönüştüğünü ayrıca vurgulamakta­

dır), 78; gerçekten yetkili makamlarca evlât edinmeye izin verilmez­

den önce yapılan soruşturmanın evlât edinilenin menfaatleri doğrul­

tusunda tutulması, bugün evlât edinme alanında önem kazanan men­

faat biriminin, evlât edinilen (çocuğa) ait olduğunu gayet açık bi­

çimde ortaya koymaktadır: karş. ABBOTT 461; ayrıca 1967 tarihli Avrupa sözleşmesi için bk. aşa. sh. 130.

dır. Evlât edinmeye ilişkin düzenlemelerde, evlât edinenin, asıl ana-babanın ve yeni nesep ilişkisinin kurulması dolayısıyla (özellikle mi­

ras hukukuna ilişkin) hakları olumsuz etkilenebilecek diğer kimse­

lerin meşru menfaatlerinin birtakım kötüye kullanmalara karşı ko­

runmasının düşünülmüş olması olağan karşılanmalıdır. Ancak, «ço­

cuğun menfaati», bir ölçüt olarak, burada göz önünde tutulması ge­

reken dengenin ağırlık merkezini meydana getirmektedir : Bu ne­

denle, genel eğilim, diğer birimlerin menfaatlerinin ancak «çocu­

ğun menfaati» ile açıkça çatışmadığı oranda ve belirli bir çerçevede dikkate alınması yönündedir (46).

Kaldı ki, «çocuğun önde gelen menfaati»ni, sadece, evlât edin­

mede doğrudan söz konusu olabilen özel menfaat birimlerinin kar­

şılıklı durumlarını değerlendirmede rol oynayan bir ölçüt niteliğiyle sunmak doğru değildir. «Çocuk sorunu»nun, devletin sorumluluğuna giren bir toplumsal sorun olduğuna dair görüşün gittikçe yaygınlık kazanarak pozitif hukukları etkilemesi oranında, evlât edinme de, çocuğun refahına yönelik bir hukukî kurum olmak itibarıyla, sosyal politikanın önemli ilgi konularından biri sayılmaya başlamıştır (47). Evlât edinmeyi sosyal karakterli kanun hükümlerinin konusu haline getiren bu gelişme, bir yandan evlât edinme alanında

kamu-(46) Genel olarak bk. yuk. dn. 45'de anılan eserler; HUGHES (sh. 167 ve 177'de) bu görüşe tamamen katılmamaktadır. Ona göre, kanunlarda yer verilen «çocuğun menfaati» esası yanılgılara yol açmaktadır. Oy­

sa, bu esas, hısımların menfaatinin tamamen ihmal edilmesine yol açmamalıdır. Hele, tabii ana-babanın meşru menfaatlerine öncelik verilmelidir. Yazar (sh. 107'de), ayrıca, bu görüşünü Kanada uygula­

masından örnekler vererek pekiştirmeye çalışmaktadır (karş. KEN­

NEDY (Legal effects) 751 vd.); oysa, genel eğilim, ilgililerin meşru menfaatlerinin, özellikle hakkın kötüye kullanılmasına karşı tabii ki göz önünde tutulacağı, ancak menfaatler arasında açık bir çatışma bulunduğu takdirde son sözün «çocuğun menfaati» ilkesinin olacağı yolundadır; karş. TAINTOR 242 vd. (yazar, sorunun geleneksel yak­

laşımla sosyolojik yaklaşım arasında bir tercih meselesi olacağına, başka bir nedenle de olsa, değinmektedir), ayrıca 248; GOLDSTEIN-FREUD - SOLNIT 105 vd.; evlât edinenin ve özellikle asıl ana-babamn menfaatine ilişkin koruyucu hükümlere daha çok rıza şartları çer­

çevesinde yer verilmektedir : Bk. PUXON 201; HUGHES 123 vd., 136 vd.; ayrıca aşa. sh. 144 vd.; başkalarının miras haklarını olumsuz et­

kilemek amacıyla yapılan evlât edinmelere yetkili makamlarca ço­

cuğun menfaati göz önünde tutulmadığı gerekçesiyle karşı çıkılabil-mektedir: TANDOĞAN - AYÎTER 164.

(47) Karş. yuk. dn. 33, 34, 35; ayrıca bk. TAINTOR 225, 236-237, 242 vd.;

BLOM 123-125; MARX-TESAL 1256, 1262.

sal menfaat ile «çocuğun menfaatbni birbirine koşut doğrultulara

yöneltirken, öbür yandan da «çocuğun önde gelen menfaati» ilkesi­

ni, giderek, diğer bütün ilgili birimlerin menfaatlerine ilişkin mülâ­

hazaları geriye itmek suretiyle, evlât edinmeyle ilgili mevzuatı muh­

telif yönlerden münhasıran etkileyici bir temel ilke durumuna ge­

tirmektedir.

Bir kere, muhtaç çocukların himayesini sağlamada olumlu et­

kinliği sebebiyle çocukların önde gelen menfaatlerine uygun kabul edilmesi, evlât edinmenin pozitif hukuklarda yeniden benimsenme­

sine neden olmuştur. Bundan başka, «çocuğun önde gelen men­

faati», bir temel ölçüt olarak evlât edinmeye ilişkin düzenlemele­

rin yeniden ele alınmasını zorunlu hale getirmiş ve eski düzenle­

melerde yer almış olup da, evlât edinme yoluyla himayesi düşünü­

len çocukların menfaatleriyle çelişen hükümlerin terk edilmesi yo­

lunu açmıştır. Nihayet, «çocuğun menfaati», evlât edinmeyle ilgi­

li hükümlerin yorumlanması ve uygulanmasında öncelikle göz önün­

de tutulması gerekli bir genel ilke olmak itibarıyla da temayüz et­

miştir (48).

Günümüzde dahi evlât edinmenin yöneltildiği birtakım başka amaçlara işaret edilmektedir. Örneğin, yaşlı ve kimsesiz kişilerin bir evlât edinerek yalnızlıktan kurtuldukları, sevgi, anlayış ve bakı­

ma kavuştukları, evlât edinmenin yararlan arasında belirtilmekte­

dir (49). Bu sonuç, evlât edinmenin dolaylı olarak sağladığı bir ya­

rar biçiminde düşünülebilir. Ancak, «çocuğun menfaati» ilkesinin üstünlüğü benimsendikten sonra, evlât edinmenin başlı başına bir amacını meydana getirdiği düşünülemez (50). Ebeveyn olma

hali-(48) «Çocuğun menfaati» ilkesinin düzenlemeyi etkilemesi hakkında bk.

aşa. sh. 128; burada, evlât edinmeye ilişkin hükümlerin yorumlanması ve uygulanması bakımından «çocuğun menfaati» ilkesinin iki önemli rolü üzerinde durmak uygun olur. Birincisi, çocuğun menfaatine uy­

gun olan evlât edinmelerin mümkün olduğu kadar geçerliği lehinde yoruma tâbi olması hususudur: Kars. EHRENZWEIG-JAYME (PİL, II) 239. Diğer husus, yetkili makamın evlât edinme kararını verir­

ken, göz önünde tutacağı başlıca noktanın, evlât edinmenin çocuğun menfaatine uygun olup olmadığıdır: Bk. ABBOTT 461; Türk MK 256;

aşa, sh. 146-147.

(49) GÜRKAN 167; TEKÎNAY 358.

(50) Kaldı ki, günümüzde evlât edinenlerin fazla yaşlı olmalarının, çocu­

ğun yetişmesi ve bakımı açısından sakıncaları nazara alınarak, ka­

nunlarda eskiden evlât edinenler bakımından öngörülen asgarî yaş sınırının tam aksine, azamî yaş sınırının belirlenmesi lehinde bir akım kendini göstermektedir : Bk. aş;a. sh. 143.

nin ayrıca değer taşıdığı toplumlar bakımından, evlât edinmenin bu statüyü sağlamak yönünden de rolüne değinilmektedir (51) ki, bu husus da günümüzün hâkim eğilimi karşısında evlât edinmenin yöneltileceği başlı başına bir amaç olarak nazara alınamaz. Daha çok üzerinde durulan, (özellikle miras yoluyla) mal intikalleri ba­

kımından düzenleyici rolü itibarıyla, ekonomik amaçlı evlât edin­

melerdir (52). Buna karşılık, zamanımızda kendisine bağlanan sos­

yal amaçtan böylesine saptırılmış evlât edinmelere yer olmadığı görüşü kanun koyucular ve uygulamacılar tarafından gittikçe da­

ha çok benimsenmektedir (53).

«Çocuğun önde gelen menfaati» ilkesi evlât edinme alanını âde­

ta tekeli altına alırken, tam evlât edinme türü de, bir aileye men­

sup olmanın sağlayacağı bütün avantajların ancak bu şekilde el­

de edilebileceği düşüncesiyle, yeniden büyük rağbet görmeye baş­

lamıştır (54).

Burada yapılan gözlemlerin mutlak ve kesin değerlendirme­

lere gitmeye yeterli olmadığını, sadece günümüzdeki genel eğilimin ortaya konmasına elverdiğini belirtmek gerekir. Bu genel eğilim pozitif hukukları her geçen gün daha çok etkisi altına almaktadır.

Ancak, evlât edinme hukukunun halen geçiş dönemini tamamlama-mış bulunduğu bir gerçektir (55).

Bir kere, çocukların himayesine ve özellikle «çocuğun men­

faati» ilkesinin muhtevasına ilişkin olarak öne sürülen görüşler, hatta önemli bir kısmıyla pozitif hukuklara yansımış olmasına rağmen, bir anlamda öneri niteliği taşımaktan öteye gidememekte-dir. Çünkü, bu alana ilişkin sorunlar, sosyoloji ve psikoloji bilim­

b i ) WEINSTEIN 98.

(52) Bk. WEINSTEIN 98-99; EHRENZWEIG-JAYME (PİL, II) 232.

(53) «Modern hukuklarda evlât edinmeyle güdülen iktisadî gayeler bu muamelenin malî bakımdan ve esas itibariyle evlâtlık lehine olarak doğurduğu neticelerde tezahür etmektedir»: ATAAY 33.

(54) Amaç, çocuğun, bir aileye mensubiyetin sağlayacağı tüm imkânlar­

dan yararlanması olunca, örneğin KRAUSE (sh. 89'da) tarafından, çocuğun evlât edinenlerin ailesiyle, onların sahih nesepli çocukları-nınkine eş bir statü iktisabı suretiyle, bütünleşmesini ifade ettiği belirtilen tam evlât edinmenin bu amacı gerçekleştirmek bakımın­

dan çok daha elverişli sayılması tabiidir.

(55) Kars. ADDIS 390; KRAUSE 86.

lerinde gerçekleşmekte olan olağanüstü gelişmelerin ışığında her geçen gün yeni boyutlar kazanmaktadır (56). Bu gelişme, evlât edinme kurumunun kendisinin bile gerçekten çocukların menfaa­

tine uygun bulunup bulunmadığı, yahut nasıl düzenlenirse uygun kabul edilebileceği gibi konularda değişik görüşlerin ileri sürülme­

sine yol açabilmektedir (57).

Ayrıca, her ne kadar evlât edinmenin münhasıran «çocuğun ön­

de gelen menfaatleri» ilkesi yönünde işlemesi gerektiğine dair gö­

rüş bugün açık bir üstünlük kazanmış ve uygulamaları büyük öl­

çüde etkilemiş bulunuyor ise de, bu yönde yeknesak bir düzenleme­

den söz etmek için vakit erken görünmektedir. Muhtelif sosyo-kül-türel unsurlar, bazı ülkelerde hâlâ başka amaçlara yönelik evlât edinmelerin düzenlemelerde varlığını sürdürmesine neden olmakta­

dır. Böylece, «tam evlât edinme»ler yanında «adoptio minus plena»

türü evlât edinmeler de gözlemlenebilmektedir.

Şu halde, evlât edinmenin toplumsal işleviyle ilgili olarak mey­

dana gelen değişmenin bu hukukî kurumun düzenlenişini hangi yönlerden etkilediğine biraz daha yakından bakmakta yarar vardır

III. HUKUKÎ DÜZENLENİŞİNDEKİ GELİŞMELER AÇISINDAN EVLÂT EDİNME