• Sonuç bulunamadı

2. Yarımada Doğal ve Kültürel Yapısı Analizi

2.2. Yarımada Kültürel Yapısı

2.2.7. Yenilik ve Girişimcilik

Yarımada kapsamındaki ilçelerin DPT’nin 2004 yılı İlçelerin Sosyoekonomik Gelişmişlik Sıralaması çalışmasına göre 858 ilçe içinde Çeşme 19, Urla 43, Seferihisar 61 ve Karaburun 84.

sırada yer almaktadır. Çeşme, İzmir içinde Türkiye genelinde 5. sırada bulunan Aliağa’dan sonra gelişmişlik sıralamasında 2. konumdadır.

Yarımada, mekânın bir artan getiri faktörü olarak ele almaya müsait coğrafi yapısı, kümelenmelerin rahatlıkla oluşabileceği ilçeler arası bağlantı ağı ve beşeri sermaye stokuyla İzmir için çok önemli bir potansiyele sahiptir.

Bölgede beşeri sermaye kaynakları açısından üniversite ve meslek yüksekokullarının varlığı önemli bir avantaj sağlamaktadır. İyi eğitimli kişilerin yaşamak için Yarımada’yı tercih etmeleri yine bölgenin potansiyel beşeri sermayesi açısından önemli bir kaynaktır. Yarımada’nın nüfusunun büyük çoğunluğunun çevre farkındalığı ve duyarlılığının yüksek olması, sürdürülebilir kalkınma hedefleri için önemli bir avantaj sağlamaktadır.

Yarımada’da yenilik ve beşeri sermaye stoku için en önemli unsur olan üniversitelere bakıldığında İYTE bölgede başı çekmektedir. Bunun yanında Çeşme'de Ege Üniversitesi Çeşme Turizm ve Otelcilik Yüksek Okulu, Seferihisar'da Dokuz Eylül Üniversitesi Seferihisar Fevziye Hepkon Meslek Yüksek Okulu bölgede var olan diğer üniversite birimleridir.

İYTE, araştırma merkezlerinin varlığı açısından Yarımada için önemli bir konumdadır (İZKA, 2012c).

Şekil 2. 75 Kuruluş amaçlarına göre Yarımada’daki Faal Dernekler, Kaynak: İZKA, 2012b

Ar-Ge faaliyetlerinin geliştirilmesi ile ortaya çıkan yeni bilgi ya da teknolojik gelişme verimlilik artışlarını sağlamaktadır.

Verimlilik artışı yanı sıra sağlayacağı pozitif dışsallıklar ile Ar-Ge faaliyetleri aslında İzmir bölgesinin büyümesi için vazgeçilmez bir enstrüman olabilecektir (Berber,2004:145) (İZKA, 2011b).

Beşeri sermaye stokunun artması için belirli bir üretim alanı için nitelikli insan gücünü arttırmaya dönük projelerin geliştirilmesi gerekir. Belirlenmiş bir üretim alanı belirlemeden kendiliğinden bir beşeri sermaye oluşumunu beklememek gerekir. Bölge için üretim alanları belirlendikten sonra potansiyel olarak zaten var olan beşeri sermaye oluşumu kendiliğinden sağlanabilir. İhracat ve firma sayıları, Yarımada’nın potansiyel beşeri sermaye stoku hakkında bilgi verebilir. Yarımada ilçelerindeki firma sayısı ve ihracat rakamlarını tespit etmek için şirket bazında mikro veri ihtiyacı vardır.

İzmir Kalkınma Ajansı tarafından hazırlanan “İzmir Sivil Toplum Araştırması”na göre (2012) İzmir’deki sivil toplum kuruluşlarının % 80.6’sının merkezi İzmir’de bulunmaktadır.

STK’ların yarısının (% 50.8) kentteki tarihsel gelişimi oldukça yenidir. İzmir’de STK’ların etkinlik türleri olarak belirgin biçimde 3 etkinliğin öne çıktığı tespit edilmiştir.

Bunlar; % 71,7 ile ilk sırada eğitim-öğretim çalışmaları,

% 61,9 ile ikinci sırada konferans, seminer, sempozyum düzenlenmesi ve üçüncü sırada (% 56,5) kurumun çalışma alanıyla ilgili kampanyalarıdır. STK’lar proje ortaklığı düzeyinde en fazla belediyelerle ilişki içindedir (İZKA, 2012b).

Yarımada özelinde sivil toplum kuruluşlarına bakıldığında, Urla ve Seferihisar ağırlıklı olmak üzere toplam 230 faal dernek bulunmaktadır (Şekil 2.74). Bu derneklerin kuruluş amaçlarına göre dağılımına bakıldığında ekonomik-sosyal dayanışma, spor-gençlik, hobi, eğitim-kültür-sanat ve çevre amaçlı dernekler öne çıkmaktadır (Şekil 2.75). Projenin ana temaları açısından incelendiğinde çevre teması ilgili derneklerin çokluğu (25 adet) dikkat çekicidir; genellikle Urla ve Seferihisar’da yoğunlaşmaktadır. Turizm ile ilgili dernekler (7 adet) en çok Çeşme’de (4 adet) mevcutken Güzelbahçe’de bulunmamaktadır. Yenilik, girişimcilik temasına uyan faal derneklerin (13 adet) Seferihisar’da yoğunlaştığı görülmektedir. Bilim temalı dernekler ise Urla’da (4 adet) öne çıkmaktadır. Yerleşimde kültür ve sanat temasında (29 adet) Urla ve Seferihisar’daki dernekler ağırlıklıdır.

Şekil 2. 74 Yarımada’daki Faal Derneklerin İlçelere Dağılımı, Kaynak:

İZKA, 2012b

Not: Yarımada dışında kurulmuş olan derneklerin şubelerini içermemektedir.

Karab urun 7%

Çeşme 14%

Urla 38%

Seferihisar 27%

Gü zel bah çe

14%

Tarım temasında ise, Yarımada içinde tarım kooperatiflerinin etkin rol aldığı tespit edilmiştir. Kırsal kesimin potansiyelini değerlendirme ve kolektif eylem becerisini geliştirmek için önemli bir unsur olan kooperatifçilikte de Yarımada’da geçmişte başarılı deneyimler yaşanmıştır. Bugün ne yazık ki Yarımada geçmişteki parlak deneyimlerinden uzaktır.

Geçmişteki başarılardan uzak olmakla birlikte kırsal kalkınma çabalarına destek olması beklenen Seferihisar’da

10, Urla’da 6, Karaburun ve Güzelbahçe’de 3’er, Çeşme’de 1 adet olmak üzere Yarımada’da toplam 23 tarımsal kalkınma kooperatifi bulunmaktadır (Tablo 2.34). Bu kooperatiflerden dördü kapanma aşamasındadır (GTHB, 2013).Tablo 2. 34 İlçelerdeki Tarımsal Kalkınma Kooperatifleri (GTHB İzmir İl Müdürlüğü Kırsal Kalkınma ve Örgütlenme Şube Müdürlüğü Kayıtları, 2013)

Tablo 2.34 İlçelerdeki Tarımsal Kalkınma Kooperatifleri

İlçesi Kooperatifin unvanı/ adı Ortak

Sayısı

Oran (% )

Çalışma Konusu/ Konuları Uyg. Proje Konusu ve Kapasitesi

Güzelbahçe

Çamlı Tarımsal Kalkınma Koop 32 1,4 Hayvancılık

Payamlı-Küçükkaya Tarımsal Kalkınma Koop 81 3,6 Hayvancılık

Yelki Tarımsal Kalkınma Koop 7 0,3 Tasfiye halinde

Çeşme Ovacık Tarımsal Kalkınma Koop 35 1,5 Tasfiye halinde

Karaburun

Eğlenhoca Tarımsal Kalkınma Koop. 212 9,4 50x10x2 Besi Sığırcılığı

Karaburun Merkez Tarımsal Kalkınma Koop. 81 3,6 Hayvancılık

Küçükbahçe ve Salman Tarımsal Kalkınma Koop. 56 2,5 Hayvancılık

Seferihisar

Sefeko Tarımsal Kalkınma Koop 50 2,2 1500 T/Y Narenciye Tasnif Ambalaj(Kirada)

Merkez Tarımsal Kalkınma Koop 18 0,8 İnt.Yapmadı/Mahk.

Beyler Tarımsal Kalkınma Koop 156 6,9 İnt.Yapmadı/Mahk.

Turgut-İhsaniye Tarımsal Kalkınma Koop 97 4,3 50X4 Dam.Sığ.Yet.

Kavakdere Tarımsal Kalkınma Koop 100 4,4 Fesih İçin Bildirildi Payamlı Tarımsal Kalkınma Koop 231 10,2 Fesih İçin Bildirildi

Ulamış Tarımsal Kalkınma Koop 167 7,4 20 T/G Zeytinyağı Fab.

Gödence Tarımsal Kalkınma Koop 135 6,0 20 T/G Zeytinyağı Fab.

Hıdırlık Tarımsal Kalkınma Koop 56 2,5 Hayvansal Üretim

Orhanlı Tarımsal Kalkınma Koop 135 6,0 Tüketim

Urla

Özbek Tarımsal Kalkınma Koop 54 2,4 Zeytinyağı Fabrikası

Uzunkuyu Tarımsal Kalkınma Koop 152 6,7 100X2 Süt Sığ 5 T/G Shd Mandıra

Bademler Tarımsal Kalkınma Koop 236 10,4 20 T/G Zeytinyağı Fab 50 DA Turf.

Sebze Çiçek Yet.

Kuşçular Tarımsal Kalkınma Koop 98 4,3 Tüketim

Urla İlçe Merkezi Tarımsal Kalkınma Koop 71 3,1 Zeytincilik

Altıntaş Tarımsal Kalkınma Koop 7 0,3 Dış Mekan Süs Bitkisi

Toplam 23 Kalkınma Kooperatifi 2267 100

Üretim faktörleri içinde geleneksel emek ve sermaye faktörlerinin ötesinde en temel üretim faktörü bilgidir.

Bilginin üretim sürecine dâhil edilmesi ise teknoloji olarak adlandırılmaktadır. Günümüzde bir mal ya da hizmet üretimi yanında artı değer üretim sürecinde yenilik yapmaya bağlıdır. Üretim sürecinde yapılan yenilik, katma değer üretiminin yanında doğal yaşamı tehdit etmeyecek sürdürülebilir bir kalkınma modelinin de en temel gereksinimlerinden biridir. Yarımada özelinde yerelden başlayıp bölgesel, ulusal ve küresele uzanan etkileşim ağının getirdiği unsurların yanında sürdürülebilirlik bağlamındaki diğer tüm etkileşimlerin de değerlendirilmesi gerekir.

Bu etkileşim ağı içinde yerelin uzak ve yakın çevresinin oluşturduğu ağ etkileşimini koridorlar ve kümelenmeler kavramları ışığında bütüncül bir yaklaşımla ele almak başlı başına bir yenilik anlamına gelmektedir.

Ancak, kişilerin zihninde yerleşik hale gelmiş örtük bilginin (tacit knowledge), katma değer ve verimlilik artışı sağlayacak biçimde yenilik olabilmesi için örtük bilginin paylaşılması, kavramlaştırılması, bilgiye format kazandırarak prototip oluşturulması ve nihai ürüne dönüştürülmesi gereklidir. Bu süreç ancak, farklı uzmanlığa sahip bir ekip içindeki işbirliği ve inter-disipliner bir çalışma ile gerçekleşmektedir. Başka bir deyimle yenilik üretimi, işbirliği ağında bütünleşen beşeri sermaye donanımına ihtiyaç duymaktadır.

Diğer yandan, yeniliği besleyen çevresel faktörlerin de, yenilik eko-sistemi olarak kümelenmesine ihtiyaç vardır.

Yenilik eko-sistemini oluşturan unsurlarda meydana gelen değişimler de, doğrudan veya dolaylı olarak katma değer ve verimlilik artışı yaratır. Bu unsurlarda oluşan değişimlerin de bu nedenle yenilik olarak ele alınması gerekir.

Bölgede alternatif geleneksel yöntemlerin kullanıldığı üretim alanları vardır. Bunlardan birisi de Seferihisar’ın Orhanlı ve Urla Bademler Köyü’nde bulunan taşbaskı zeytinyağı fabrikalarıdır. Bu üretim tesislerinden bölgede sadece iki tane kalmıştır. Bu fabrikalarda üretilen zeytinyağları binlerce yıllık kadim bir üretim bilgisi kullanılarak üretilmektedir. Üretim esnasında taşlar kullanılmakta ve daha çok insan bu sistemde istihdam edilebilmektedir. Diğer kontinü sistemleri kullanarak üretilen zeytinyağlarında bir farkındalık ve fark yaratmak oldukça zor görünmektedir. Bölge açısından kontinü sistemlerle rekabet etmekte ileri teknoloji eksiklikleri nedeniyle imkânsızdır. Yetiştirilen organik zeytinler bu fabrikalarda işlenilip, çevre ve insan sağlığına daha yararlı zeytinyağları üretilebilirse bir alternatif oluşturulabilecektir. Yenilik daha geniş çaplı tanımlandığında, bu tip geleneksel üretim teknolojilerinin yeniden canlandırılması yenilik kategorisinde değerlendirilebilir ve Yarımada’nın sürdürülebilir kalkınması için yenilik unsuru bölgenin rekabet edebilirliğini arttırabilir.

Yarımada içindeki ekonomik faaliyetler, yukarıda bahsi geçen örnekte olduğu gibi ağırlıklı olarak geleneksel teknolojilere dayalı, küçük işletmeler içinde gerçekleşmektedir.

Bu nedenle, Yarımada içinde radikal teknolojik yenilik üretme potansiyeli henüz oluşmuş değildir.

Diğer taraftan, yenilikçilik ekosisteminin oluşturulması anlamında İYTE’nin bölge içinde bulunması ve Ege Bölgesi’nin en gelişmiş teknoparkının (İZTEKGEB) burada olması önemlidir. Ayrıca, Ege ve Dokuz Eylül üniversitelerinin Yarımada içinde meslek yüksekokulları ve fakültelerinin bulunması, belli avantajlar yaratsa da, uzun vadede, daha çok ülke ve özelde İzmir bilgi toplumu ve yenilik ekosisteminde yaşanacak daha köklü yeniden yapılanma ve dönüşümler içinde bunlardan etkin olarak yararlanmak mümkün olabilecektir (bkz. İZKA, 2012c, İZKA, 2013d).

Girişimciliğin en önemli nitelikleri risk alma ve yenilikçiliktir.

Yarımada’daki yerel ölçekli girişimcilerin çoğu uzun vadeli bir düşünce perspektifinde hareket etmemektedir. İnovasyon maliyetleri, kendisini ancak orta ve uzun vadede amorti edebildiği için bölgedeki mevcut işletme sahipleri yenilik yaratma çabası içine girmemekte ve risk üstlenmek istememektedir. Örneğin Urla’da ortaya çıkan nüfus yığılması, girişimcileri tüketim bazlı yatırımlara itmiştir. Bu durum sürdürülebilir kalkınma anlayışına zıt bir kalkınmanın sonuçları açısından anlamlıdır. Bu yatırımların en

büyüklerinden biri olan Urla’da açılan alışveriş merkezi (Urla Meydan AVM) tam kapasite çalışmamaktadır ve alışveriş merkezinin varlığı yerel esnafı zor duruma düşürmektedir.

Bu tip bir girişimcilik anlayışının sürdürülebilir kalkınma hedefiyle uyumlu olduğunu söylemek zordur. Bölge için bir diğer baskın girişimcilik tipi balık çiftlikleridir. Balık çiftliklerinin kullandıkları hammaddeler çoğunlukla bölge ekonomisi dışındaki bölgelerden tedarik edildiği için bölgeden aldıkları girdi miktarı kısıtlıdır ve yarattıkları istihdam çok düşük düzeydedir. Bu nedenle balık çiftliklerinin yerel ekonomi için iktisadi anlamda önemli bir katkısı yoktur. Bilakis, çevresel kalitedeki riskleri yükseltmektedir