• Sonuç bulunamadı

5. GİRİŞİMCİLİK TÜRLERİ 2: YARATICI, FIRSATÇI, BİLİŞİMCİ, YENİLİKÇİ, SANAL

5.4. Yenilikçi (İnovasyon) Girişimcilik

Girişimcilik en dar tanımıyla yaratıcı insan faaliyeti olup bir örgütü kurma ve bu örgütü faaliyete geçirme sürecidir. Miller’e göre de girişimciliğin ana unsuru; risk alma, proaktif davranma ve yenilik yapmaktır. Bir başka tanıma göre ise girişimcilik; işle ilgili fırsatları tanıma, bu fırsatları değerlendirmek için uygun bir risk yönetimini gerçekleştirme ve iletişim ve yönetim becerilerini kullanarak sonuçta değer yaratma sürecidir. Bu durumda girişimci; yeni şeylerin tasarlanmasında yaratıcılığını ortaya koyan, yeni fikirlerin oluşturulmasında, uygulamaya konulmasında ve bunların geleceğe taşınmasında, hem kendi toplumunda hem de dünya üzerinde ulaşabildiği her yerde katalizör görevi gören kişidir.

Özellikle hızlı büyüyen işletmelerin büyüme aşamalarında, bu işletmelerin girişimcilerinin yenilikçi olmaları ve fikir düzeyindeki yenilikleri aktif hâle getirmeleri büyük rol oynamaktadır. Girişimcinin, beklenmeyen durumlarda ortaya çıkan problemleri çözme yeteneğinin yenilikçiliğiyle ilgili olması, girişimci ve girişimcilik tanımlarında yenilikçiliği kritik bir özellik yapmaktadır. Çünkü yenilikçilik; sadece girişimciliğin değil, tüm işletme risklerinin başarı ile sonuçlandırılmasında önemli bir unsurdur (İrmiş ve Özdemir, 2011).

İşletmelerin sadece başka işletmeleri değil, kendi kendilerini bile aşmalarıyla tanımlanan yenilik; günümüz pazarlarında bir süreç olarak zorunluluk hâline gelmiştir.

Higgins (1996) yenilik kavramını, “Bir kişi; grup, organizasyon, endüstri ve toplum için önemli bir etkiye sahip örgütsel süreçlerin yaratılması veya mevcut mamuller veya hizmetlerin geliştirilmesi ya da yeni mamullerin ve hizmetlerin yaratılması sürecidir.”

şeklinde tanımlamaktadır. Cumming (1998) ise yenilikten ürün ya da sürecin başarılı ilk uygulaması olarak bahsetmektedir. Davis ve Davinney’e (1996) göre yenilik; yeni ürünleri, yeni üretim süreçlerini yeni malzemeleri, yeni kaynakları, yeni pazarları, yeni yönetim yaklaşımlarını ve yeni organizasyon biçimlerinin hepsini kapsayan bir tanımla “Yeni ya da mevcut bir problemi/ihtiyacı gidermek için yeni ya da farklı çözüm yollarıdır.” (İrmiş ve Özdemir, 2011).

99 En geniş anlamıyla yenilikçilik (inovasyon) kavramını ele alan kişi Schumpeter’dir.

Schumpeter (1950), yeni firmaların ve girişimciliğin temel fonksiyonları olan yeniliğin yaratıcı yıkımın sonucunda oluştuğunu savunur (Top, 2008) . Ayrıca, Schumpeter;

girişimciliği farklı açıdan ele alarak tanımlama yoluna giden ilk kişidir. Schumpeter’a göre yenilik kavramı, girişimcilik tanımının temelinde bulunmaktadır. Girişimciyi; yeni mal ve hizmetler üretme, yeni süreç geliştirme, yeni ihracat pazarları bulma, yeni bir örgüt yapısı oluşturma gibi işletme açısından yeni birleşimler yaratarak, mevcut ekonomik düzeni yıkan kişi olarak tanımlar. Mevcut ekonomik düzen, Schumpeter’in görüsüne göre yaratıcı yıkım ile ancak yeni bir teknolojinin, ürünün, pazarın, üretim sürecinin ya da örgütsel yapının pazarda var olan ürünlere ve örgütsel uygulamalara açık olarak alternatif olması durumunda gerçekleşir. Eğer yeni teknoloji, ürün, pazar ya da örgütsel uygulamalar piyasadaki mevcut ürünlere ya da örgütsel uygulamalara açık alternatifler oluşturmuyor ise yaratıcı yıkım oluşamaz. Schumpeter tarafından yapılan yenilik tanımında malın ticaretleştirilmesi temel unsur olarak ön plana çıkmaktadır. Bu alanda çalışmaları bulunan Coulter (2000) yenilikçiliği, yaratıcı bir fikrin kullanılabilir veya satılabilir bir mal ve hizmete ya da sürece dönüştürülmesi olarak ifade etmiştir. Literatürdeki bu tanımların yanında Drucker yeniliği (1998) “Performans boyutunda yeni bir değişimin meydana gelmesidir.” olarak tanımlamıştır.

Aynı zamanda Booz ve Hamilton (1982) yeniliği; dünyaya yeni olan bir ürünün getirilmesi, mevcut olan ürün hattına yeni bir ürünün iyileştirilerek ya da revizyonu yapılarak eklenmesi, var olan ürünlerin maliyetlerinin düşürülmesi ya da var olan ürünlerin pazarda yeniden konumlandırılması olarak tanımlamıştır. Bu tanımlardan sadece dünyaya yeni olan bir ürünün getirilmesi yeniliği radikal boyutta ele alırken diğer boyutlarda yenilik azar azar artmaktadır (Duran ve Saracoğlu, 2009).

Lundvall (1992) yenilik kavramını çok geniş bir yelpazenin içerisinde tanımlamıştır.

Lundvall’a göre yenilik mal, hizmet ve fikirlerdeki yeniliği kapsayan üründeki yenilik;

teknoloji ve alt yapıyla ilgili olan süreçte yenilik; pazarlama, satın alma ve satış, işlerin yapılma şekli, yönetim şekli ve personel politikalarıyla ilgili yönetsel ve örgütsel yenilik ve yeni pazar alanlarının bulunmasını ve pazar alanlarına nüfuz edilmesini kapsayan pazarda yenilik olarak detaylandırılmaktadır. Üstelik bu dört yenilik türünü birbiriyle etkileşim içerisinde göstermektedir. Gerçekte, yeniliğin yapıldığı bu dört alan ve dahası yenilikçilikle risk alma ve başarısız olma ihtimalini göze almak doğrudan girişimcilikle ilgilidir. Bu sebeple Drucker yenilikçiliğin tetikleyicisi olarak girişimcilik ruhuna işaret eder. Girişimciler ve onların işletmeleri yenilikçi faaliyetlerle yapı, süreç, mal ve hizmetlerde yenilikler yaparak maliyeti azaltmakta, kaliteyi yükselterek müşteri istek ve ihtiyaçlarını daha etkin karşılamakta, süreçlerde ve yönetsel faaliyetlerdeki yeniliklerle işletmeleri daha etkin ve verimli çalışır hâle getirmekte ve bütün bunların sonucunda da büyümeyi ve gelişmeyi sağlamaktadırlar. Bu durum doğrudan ulusal ekonomiye katkı vermektedir. Öyle ki yenilikçilik; bir ülke için sürdürülebilir büyümenin, toplumsal refahın, yaşam kalitesi artışının ve istihdamın sağlanmasında en önemli çözümlerden biri olarak görülmektedir (İrmiş ve Özdemir, 2011).

Yenilik faaliyeti; girişimci bir faaliyet olup hem işletmelerin hem de ülkelerin gelişmesinde ve rekabet güçlerinde büyük rol oynamaktadır. Pek çok araştırmada, araştırma

100 ve geliştirme harcamalarının yenilik girişiminin belirleyicisi olduğu sonucuna varılmıştır.

Ancak, Ar-Ge faaliyetlerinin beklenen ve tasarlanan sonuçları vermesi için “yenilik yapılması” düşünülen alan ya da konuyla ilgili yeni bilimsel bilgi ve yeni düşünceye ihtiyaç vardır. Yenilik herhangi bir alan ya da konuda bir “yeni inşa” etkinliği olduğuna göre, böyle bir sonuç için yeni bilgi ve düşüncenin varlığı kaçınılmazdır. Ayrıca, yeniliğin başarısı için teknolojik yeterlilik ve özerklik oldukça önemli görülmektedir (İrmiş ve Özdemir, 2011).

Yenilikçi girişimcilik, yeni bir fikir veya buluşu ya da mevcut olan bir mal veya hizmetin dizayn, fiyat kalite gibi yönlerden iyileştirilerek piyasa sunulmasıdır (Demir, 2014).

Yenilik (İnovasyon); bir fikri pazarlanabilen bir ürüne, geliştirilmiş bir imalat ya da dağıtım yöntemine ya da yeni bir toplumsal hizmet yöntemine dönüştürmeyi ifade etmektedir (Arıkan vd., 2003). İnovasyon; günümüz rekabet toplumunda yeni ürün, hizmet ve yöntemlerin bilgiye dayalı olarak geliştirilmesi ve bunun da ticari gelir elde etme amaçlı olarak desteklenmesi anlamına gelmektedir. Geliştirilen ürün, hizmet ve yöntemlerin yarattığı değerler sonucunda firma; kazandığı rekabet gücü ile pazar payını arttırma ve kârlılığını sürekli kılma imkânı yakalayacaktır. Günümüzde firma, inovasyon sürecinin merkezinde bulunmaktadır. Firmanın verimlilik ve rekabetçilik süreci, firma yetkinlikleri ve teknolojik uzmanlıkları ile belirlenmektedir. Firma, pazar içerisinde ekonomik büyümenin kaynağı olarak rol almakta; rekabet edebilmek için de yeni teknolojiler geliştirmek zorunda kalmaktadır. Teknolojik yenilikler firma içinde yeni teknolojik gelişmelere de zemin hazırlamaktadır. Firmaları, değişen rekabet ortamında inovasyon yapmaya zorlayan nedenler şu şekilde sıralanabilir (Dulupçu vd., 2007): Pazar ihtiyaçlarına cevap verme hızı, ürün ve hizmet kalitesi, yeni ürün ve hizmet geliştirilmesi, ürün ömründeki kısalmalar, tüketici taleplerine göre ürün ve hizmet gelişimi, yeni yönetim modellerine duyulan ihtiyaçlar. Bu etkenler firmalar için inovasyon yapmanın önemini ve sebeplerini açık bir şekilde ortaya koymaktadır.

İnovasyon yeteneği; rekabetçiliği (prodüktivite artışını) sağlamakta, bu da ülkelerde yaşam standardını yükseltici etki yaratmaktadır. Bir firmanın bulunduğu sektörde ayakta kalması ve rekabet gücünü arttırması için inovasyon yapması gerekmektedir. Bu nedenle inovasyon, sürekliliği olan ve firma stratejilerini belirleyen en önemli faaliyetlerin başında gelmektedir. İnovasyon, iki şekilde ortaya çıkmaktadır. İnovasyonun, “teknoloji itmeli” ve

“talep çekmeli” olarak ortaya çıkabilmektedir. Yeni fikirler sayesinde ortaya çıkan yeni teknolojiler; teknoloji ve üretim düzeyinde artışa neden olmakta, böylelikle daha iyi ürün/süreçlerin ortaya çıkmasını mümkün kılmaktadır. İnovasyon aynı zamanda, pazarda meydana gelen talep artışından da kaynaklanabilmektedir. Pazarın ve toplumun değişen ihtiyaçları, firmaları, o ihtiyaçlara cevap verecek ürün/süreçler geliştirmeye zorlamakta ve böylelikle de yenilikler ortaya çıkmaktadır (Dulupçu vd., 2007).

Girişimcinin çağdaş toplumlardaki temel fonksiyonu, sürekli şekilde yenilikleri gerçekleştirmektir. Bu yönden modern girişimcinin gücü; yenilik yapma ve yaptığı yenilikleri somut ticari ürünlere dönüştürebilme yeteneğiyle değerlendirilir. Girişimci için yenilikçilik nitelemesi; piyasaya yeni ürünlerin arz edilmesi, yeni üretim tekniklerinden yararlanılması, yeni pazarların elde edilmesi, yeni ham madde ya da yarı mamul kaynağının bulunması ve

101 sonunda da yeni bir örgüt biçiminin oluşturulmasıyla ilgili konuları içerir (Duran ve Saracoğlu, 2009).