• Sonuç bulunamadı

Yeni Bir İletişim Teknolojisi Olarak İnternet

Temelde bilgisayarları çeşitli ağlarla birbirine bağlayıp bilgisayarlar arasında bilginin depolanıp paylaşılmasını sağlayan elektronik bir dil ve kurallar bütünü olan internet, dünyanın dört bir yanına yayılan bilgisayarların aralarında bilgi alışverişi yapılabilecek şekilde organize edilmeleri sonucu meydana gelen ağlar ve bu ağların birleşiminden oluşur. İnternet, 1960’lı yılların sonunda kendini göstermeye ve 1990’larda kendinden ciddi anlamda söz ettirmeye başlamıştır (Yüksel, 2017:10).

Dünya çapında binlerce bilgisayar ağını birbirine bağlayan bir ağ olarak iletişim teknolojilerinin bilindik niteliklerinin sınırlarını zorlayan ve iletişim pratiğini büyük ölçüde dönüşüme uğratan bir teknoloji (Başaran, 2010:145) olarak internet, 1960’larda, ABD Savunma Bakanlığı İleri Araştırma Projeleri Kurumu’ndaki teknoloji savaşçılarının bir nükleer savaşta Sovyet zaferini ya da Amerikan iletişim ağlarının çökertilmesini önlemeye yönelik bir planıyla doğmuştur. Herhangi bir merkezden kontrol edilemeyen, elektronik bariyerleri aşarak birbiriyle sayısız biçimde bağlantı kurabilen binlerce özerk bilgisayar ağından oluşan bir ağ mimarisi olan ABD Savunma Bakanlığı’nın kurduğu ARPANET, her türlü amaçla bireyler ve gruplar tarafından kullanılan binlerce bilgisayar ağının küresel, yatay iletişimin temelini oluşturmaktadır (Castells, 2006:8).

Web’in buluşu sayesinde insanlar internet üzerinde web sayfalarına erişebilmeye başlamış, bu da Bilişim Çağı’nın gelişiminde önemli bir dönüm noktası olmuştur. 1990’lardan itibaren web sayfalarına internet üzerinden erişimin sağlanabilmesi ve ağın popülaritesinin ve kişisel bilgisayarın kullanımının artmasıyla günümüzde milyarlarca insan internet üzerinde metin, görsel, ses, video gibi pek çok içerik formatıyla etkileşime geçmeye başlamıştır (Şengül, 2017:25).

2000’lerde internet teknolojisi, internetin kullanım biçimini kökten değiştirecek bir teknoloji kullanımına girilmiştir ve ADSL’le tanışılmıştır. ADSL telefon hattı üzerinden ama telefonun kullanımını engellemeden geniş bant üzerinden internet erişimi içeren bir teknoloji olarak görülmektedir (Irak ve Yazıcıoğlu, 2012:10-11).

İnternete erişerek, e-posta dolayımıyla iletişim kurmak, MSN’de sohbet etmek, web sitelerinde enformasyon aramak, e-alışveriş yapmak, çevrimiçi veya çevrimdışı dijital oyun oynamak, ogo mobile messenger, İ-pod kullanmak vb. sanal uzamda gerçekleşen edimler gündelik yaşamda geleneksel medyanın kapladığı yeri ve zamanı almış ve yaşamın akışının doğal bir parçası haline gelmiştir (Binark, 2007:5).

İnternet’in Web 1.0 olarak adlandırıldığı 2000’li yıllar internette çevrimiçi (online) olarak bulunmak, haber, bilgi ve eğlenceyi kullanıcıların tüketimine sunmak şeklinde temellenmiştir. 2000’li yılların başından itibaren büyük bir gelişme

göstererek günümüze kadar devam eden Web 2.0 adı verilen süreç ise, internet üzerinde çevrimiçi trafiğin arttığı, insanların farklı platformlarda bir araya geldiği bu platformlarda geliştirdikleri iletişim süreçlerine aktif bir şekilde katıldıkları bir dönemin başlamasına yol açmıştır (Özçağlayan ve Çelik, 2014:191).

Web 2.0 dönemi ikinci nesil internet tabanlı web servislerinden toplumsal ağ sitelerini (sosyal networkler), web tabanlı forumları, podcastleri, özgür ansiklopedileri, diğer çevrimiçi birliktelik ve paylaşıma olanak sağlayan ortamların oluşturulduğu bir platformu ifade etmektedir. Bu ortamlar “yeni bir teknoloji”, “yeni bir çağ” olarak isimlendirilmektedir. İçeriğin mikro boyutlara indirgendiği Web 2.0, farklı kaynaklardan çok sayıda yararlı ve kullanılabilir bilgiyi ek bir site altında toplayarak kullanıma sunmaktadır (Aşman Alikılıç, 2011:2). Web 2.0 dönemi ile gelişen internet bu süreçte üzerinde sosyal ağların, çevrimiçi toplulukların kurulduğu ağlar ve topluluklarda, kullanıcılara içerik üretimi yanında, üretilen içeriği sürekli olarak güncelleme ve yeniden üretme olanağını da sağlayan bir mecra haline gelmiştir. İnsanların kendi adlarıyla ve/veya takma isimlerle açtıkları, bir kullanıcı hesabı (account) ile katıldıkları, yazılı sesli fotoğraf, mesaj, video alış-verişi yapabildikleri aynı site içinde diğerleriyle “arkadaşlar” adı altında kendi ağlarını da oluşturabildikleri görülmektedir (Özçağlayan ve Çelik, 2014:191).

Web 2.0’lerle birlikte ortaya çıkan bloglar, ücretsiz web sitesi hizmeti niteliği taşımaktadır. Tema dosyaların kullanımıyla resim, video müzik dosyaları da blog yazıların içine kolaylıkla yerleşebilmektedir (Irak ve Yazıcıoğlu, 2012:15-16).

Tüm bu gelişmeler beraberinde 2000-2006 yılları arasında günümüzde de oldukça popüler olan ve yoğun olarak kullanılan sosyal medya platformlarını da getirmiştir. 2001 yılında Wikipedia ve Blogger platformları, 2002’de Linkedln, 2003’te Wordpress ve Skype, 2004’te Facebook, 2005’te YouTube ve 2006’da Twitter kurulmuştur. iPod 2001’de, iTunes 2003’te piyasaya çıkmış, 2004’te Gmail ve Flicker, 2005’te Google Maps servisleri başlamış, 2006’da ise Sportify kurulmuştur. 2007 yılında akıllı telefonlar için bir dönüm noktası niteliği taşıyan İphone ürünü ve İos işletim sistemi, 2008 yılında ise online ücretli ve ücretsiz uygulama mağazası olan iPhone App Store uygulaması çıkmıştır. 2008 yılında

Google Crome web tarayıcısı ve Android mobil işletim sistemi, 2009 yılında Whatsapp, 2010 yılında Instagram kurulmuştur. Aynı yıl İpad tabletler piyasaya çıkarken, 2011 yılında Snapchat kurulmuş, 2012 yılında Android işletim sistemi üzerinde çalışan Google uygulama mağazası Google Play (Google App Store) piyasaya çıkmıştır (Şengül, 2017:26-27).

Tüm bu yenilikler bağlamında 2000’li yıllardan sonra literatüre giren sosyal medya kavramıyla birlikte, internet ve akıllı telefon teknolojilerinin de gelişimi ve etkileşime olanak sağlayan yapısı sayesinde etkin konuma gelerek, kullanımı yaygınlaşan bir şekil almıştır (Sayımer, 2014:97-98).

Bu teknolojiyle birlikte, internetteki çoğu veri metin dosyaları, mesajlar, ses dosyaları, fotoğraflar ve video dosyaları halini alan nesnelerin interneti yeni ve farklı veri türlerini toplayıp bu verileri farklı yöntemlerle birleştirerek insanların ve makinelerin daha kapsamlı ve derin iç görüler kazanmasına imkan tanımıştır (Greengard, 2017:34).

Sunduğu etkileşim olanakları sayesinde, hem mesajın göndericisi, hem de mesajın alıcısı arasında, daha önce hiç olmadığı kadar enformasyon akışını sağlayan internet, bu etkileşim sayesinde, mesajın göndericisinin, alıcının görüşleri doğrultusunda yeniden üretime geçmesine olanak tanırken (Başer, 2010:43), sınırlararası iletişimde toplum arasındaki ilişkiyi kurumsallaştırıp, ulusal sınırları aşarak, tüm dünyada bilgi akışını destekleyen ulusal bir mecra olarak, siber uzay alanında her zaman ve her yerde online reklamlar ve diğer görsel elemanları ile de ticaretleşen bir yüz haline gelmişir (Aydoğan, 2010:12). İnternetin bugün gündelik yaşamda her türlü enformasyona ulaşma, bankacılık, sağlık, eğitim gibi hizmetlerden kolayca yararlanma, farklı kimliklerle toplumsal iletişimde bulunma gibi olanakları geliştirdiği bilinmektedir. İnternetin daha fazla kullanımı ile birlikte toplumsal paylaşım ağlarının son birkaç yıl içinde hızla yayılması ve kullanıcılar tarafından benimsenmesi, beraberinde daha yaygın ve daha yoğun bir bilgisayar kullanımına yol açmıştır. İnsanların toplumsal paylaşım ağlarında gittikçe daha fazla zaman geçirmesi yeni ve daha gelişkin paylaşım ağlarının oluşmasını da teşvik ederek,

dünya genelinde ağ örüntüsünün hızla gelişmesinde etkili olmuştur (Toprak ve ark., 2009:25-26).

Gün geçtikçe kullanım alanı genişleyen bu iletişim aracıyla birlikte hayatımıza yeni ifadeler yeni anlatım kalıpları, semboller, kullanım pratikleri de girmektedir (Çakır ve Topçu, 2005:75). Bu kullanım pratikleriyle gelişen internet teknolojisi, hızlı iletişim, elektronik posta, haberleşme grupları, bilgi dosya transferiyle birçok işleve sahipken, bu alanda ticaretin birçok boyutunu yönlendirerek, güçlü bir dağıtım ve ticaret ağı gücü halinde de etkisini sürdürmeye devam etmektedir (Mestçi, 2007:175).

Teknoloji kullanımının yaygınlaşması, uygulama alanlarının çeşitlenmesini ve kullanıcılar tarafından hızla benimsenmesini de sağlayan internet ile ikinci medya çağında iletişimin sağlanması farklı yollarla gerçekleşmeye başlamıştır. Sosyal medya aracılığıyla hedef kitleye en rahat bir şekilde ulaştırılan dijital süreç, internet kullanımı oranlarının yaygınlığı ile uyum göstermektedir. İnternetin kullanım alanının geniş olduğu bölgelerde sosyal medya, görmek ve göstermek, gözetlemek ve gözetlenmek olarak belirlediği amaçlarıyla (Toprak ve ark. 2009:155) gerek kurumsal gerekse bireysel anlamda gücünü her geçen gün arttırmaktadır (Kuşay, 2010:67).

Küreselleşmenin hız kazanması ve kapitalizmin koşut olarak yeniden yapılanması sürecinde yeni iletişim teknolojileri ekonomik, siyasal ve kültürel alanların dönüşmesinde önemli etkilerde bulunmaktadır. Bu etkiler özellikle internetin hem yeni bir kültürel mekân, özgürlük alanı hem de ekonomik bir pazar olarak ortaya çıkmasına, hem birtakım yeni küresel değerlerin, kültürel biçemlerin, kimliklerin, alışkanlıkların hızlı bir şekilde dolaşıma girmesine neden olmuştur. Bir bakıma küresel sistemin kültürel mecraası halini alan internet, sınırları aşma konusunda kültürel alanı da hızlı bir şekilde küreselleştirmeyi başarmıştır. İnternetin kültürel alanda oynadığı bu rol, bir yandan yeni toplumsal ve bireysel ilişki biçimlerini, yeni kimlikleri, yeni kültürel biçimleri yaratırken, bir yandan da küresel ölçekte başat ve aynı zamanda homojenleşmiş küresel bir kültürün inşaasına yol açmıştır (Güzel, 2007:177).

Bu yeni kültürle birlikte de özellikle kitle bağlarının yeni medya teknolojileriyle birlikte silikleşmeye başladığı ve bireyselliğin, hayatın her alanını etkilediği bir dijital çağda, internet ve yeni iletişim teknolojilerinin iletişim ve örgütlenme biçimlerinin de değişmesinde etkili olduğu (Çaycı ve Karagülle, 2014:6378) gözlenebilmektedir. Tüm bu değişim ve dönüşümlerin yanında internetin toplumsal cinsiyet ilişkilerinin yeniden üretimininde de önemli bir etkiye sahip olduğu görülmektedir.