• Sonuç bulunamadı

3.2. Bulgular ve Yorumlar

3.2.2. Kad ın Odaklı Habercilik Yapan İnternet Sitelerinde Toplumsal Cinsiyet

3.2.2.6. Şiddet ve Toplumsal Cinsiyet İlişkileri

3.2.2.6.1. Fiziksel Şiddet

Aile içinde, yetişkinlerin birbirlerine uyguladıkları, en yaygın yaşanan ve tanımlanan şiddet türü olarak bilinen fiziksel şiddet, kaba kuvvetin bir korkutma, sindirme ve yaptırım aracı olarak kullanılması olarak bilinirken, fiziksel şiddete genellikle kadınların maruz kaldığı istatistiksel kanıtlarla gösterilmektedir. Fiziksel şiddet; itmek, tokat atmak, boşamaya çalışmak, ısırmak, tekmelemek, yumruklamak, fiziksel kuvvet kullanarak kişinin evden çıkmasına veya eve girmesine engel olmak, eşya fırlatmak, bıçak ve silah gibi aletlerle tehdit etmek, işkence yapmak gibi fiziksel güç kullanılan durumları kapsamaktadır (Jeunemaitre vd, 1992:169; Akt: Yetim ve Şahin, 2008:24).

Bununla birlikte, kadının aile ortamındaki eşitsizliğe dayanan konumu ve ev içindeki emeğinin değersizliği, ataerkil toplum yapısı içinde belirlenen güç ve iktidar ilişkileri ile birlikte de kadın, kendinden güçlü konumda olan ve dolayısıyla iktidar

sahibi olan kocasına bağımlı hale gelerek, kocasının onun üzerindeki gücünün bir göstergesi olarak sergilediği şiddete maruz kalabilmektadır (Gödelek, 2005:102).

Bu mağduriyette, şiddet; fiziksel şiddetin insanların bedensel bütünlüğüne karşı dışarıdan yöneltilen, sert ve acı verici bir edim olarak özetlenebilirken, şiddetin mala, cana, sağlığa, bedensel bütünlüğe, birey özgürlüğüne karşı bir tehdit oluşturması söz konusudur. Burada da yaralama, ırza tecavüz, yağma, adam kaçırma gibi başkasına yönelmeler olabildiği gibi, intihar girişimleri biçiminde bireyin kendine yönelik eylemleri de söz konusudur (Ünsal,1996:32).

Konunun bu derece ciddi olması kadın odaklı habercilik yapan sitelerin kadına uygulanan şiddeti görünür kılma çabalarını arttırmaktadır. Bu sitelerden Bianet’te fiziksel şiddet konusu daha çok öldürme, yaralama ve saldırı haberleri ile verilmektedir. Bu haber başlıklarında genel olarak erkeğin kadına uyguladığı şiddet konusu vurgulanmakta, haber başlıklarında, “işkence, ölüm, şiddet” ifadeleri tekrarlanmaktadır. Uçan Süpürge’de ise incelenen dönemde doğrudan fiziksel şiddet kategorisinde tanımlayabileceğimiz haber yer almamıştır.

Fiziksel şiddet haberlerinde haber içeriği olarak ağırlıkla cinayet haberlerinin verildiği Bianet’te kadın cinayetlerinin sayısının ve nedeninin aylık raporunun verildiği ve bu raporun sayısal verilerle desteklendiği görülmektedir. İncelenen haber başlıklarında hem kadın cinayetinin sürekliliğine hem de sitenin haberleriyle sürekli takipçisi olduklarına dair ifadeler, ay isimlerinin başlıklara taşınmasıyla vurgulanmaktadır. Cinayet suçu ve fiziksel şiddet suçunu işleyenlerin ağırlıklı olarak erkek olduklarına dikkat çekmek için “erkekler”, “erkek şiddeti”, ifadeleri haber başlıklarına sıkça taşınmaktadır.

Bu bağlamda, Nisan ayını kapsayan şiddet haberlerinden Bianet’te “Erkekler Nisan’da 29 Kadın Öldürdü” başlığıyla yer alan haberde erkek şiddetine dikkat çeken ironik bir söylemle (van Dijk, 2003:96) olayın tüm erkekleri ilgilendiren boyutuna dikkat çekilmektedir. Haber kapsamında o tarihte işlenen cinayetlerin tamamı değil, özellikle kadın cinayetlerinin sayısına yer verilmektedir. Sayısal verilerle desteklenen haber spotunda haberin ardalanına dair bilgiler

verilmemektedir. Haber giriş metninde haber kaynağı olarak “Bianet’in yerel ve ulusal gazetelerden, haber sitelerinden ve ajanslardan derlediği haberlere göre, erkekler Nisan’da 29 kadın öldürdü” ifadelerine yer verilmektedir. Mayıs ayından farklı olarak öldürülen kadınların kimler tarafından öldürüldüğüne dair sayısal veriler ve yüzdelik sonuçlar okura verilirken45, “yüzde 72 kocalar, eski koca ve sevgililer” ifadeleriyle şiddet konusunun aktörleri açıklanmaya çalışılmıştır. Ayrıca devlet tarafından korunan ve evden uzaklaştırma cezası alınan kadınlar için bu tarz caydırma usullerinin etkili olmadığı “kadınların dörtte biri koruma kararlarına rağmen öldürüldü” değerlendirmeleriyle van Dijk’in söylem çözümlemede belirttiği retoriksel ve ideolojik stratejilerden biri olan örtülü ifade (ima) ile durum eleştirilmektedir. Haber metninin yanında yer alan haber metnini destekleyici nitelikte olan çerçevede haber metninden ayrı olarak, haber içeriğindeki cinayetlerle ilgili bilgiler verilirken, kadınlar ve kız çocukları ifadesiyle, erkeklerin yalnızca karşı cinsle ilgili işlediği cinayetlere yer verilmekte, erkekler tarafından öldürülen erkeklerin (erkek) cinayetlerinden bahsedilmemektedir. Karşılaştırma stratejilerine de rastlanan haber metninde, en çok cinayetin işlendiği şehir olan İstanbul’a dikkat çekilmektedir. Kadınların cinayetlerini içeren söylemler için “kadın katli” ifadesi kullanılmakta, davamında da kadın cinayeti ile birlikte cinsel taciz sayıları da verilmektedir. Cinsel tacizin de cinayet konusu kadar önemsenmesi gerektiği örtülü bir ifadede verilmektedir. Mikro açıdan incelenen haber metninde aktif (“gerçekleşti”, “maruz kaldı”, “uyguladı”) ve pasif yapılı cümlelere (“yaralandı”, “yakıldı”, “öldürüldü”) yer verilmektedir. Haber görseli incelendiğinde ise siyah beyaz bir fotoğrafta elinde “kadın yaşam özgürlük” ifadesini içeren bir pankart tutan kadın görseli yer almaktadır.

05.06.2014 tarihli “Erkekler Mayıs’ta 23 Kadın ve Bir Kız Çocuğu Öldürdü” başlıklı Bianet’te yer alan haberin makro bir bakış açısıyla incelenen haber başlığında, erkek şiddeti yine başlığa taşınmıştır. Haberde bağlam ve ardalan bilgilerinin detaylı olarak verildiği görülürken, bu bilgilerde erkeklerin uyguladıkları

45Kadınların yüzde 31’i boşanmak istedikleri ya da erkeklerin barışma/birliktelik teklifini

reddettikleri için öldürüldü. Kadınların yüzde 72’si kocaları, eski kocaları ya da sevgilileri tarafından öldürüldü: 13 kadını kocaları, beşini sevgilileri, üçünü eski kocaları, ikisini damatları, birini erkek akrabası, birini babası, birini komşusu öldürdü. İki kadın kocasına/babasına yönelik düzenlenen silahlı saldırı sırasında öldürüldü”( Erkekler Nisan’da 29 Kadın Öldürdü/06.05.2014/Bianet).

şiddet sayıları belirtilmektedir. Makro açıdan incelenen haber spotunda, erkeklerin işlediği suçları vurgulayan ve eylemlerin öznelerinin doğrudan erkekler olduğuna dikkat çeken yüklemler görülmekte, bu eylemler, “öldürdü”, “tecavüz etti”, “yaraladı”, “cinsel tacizde bulundu” fiilleriyle desteklenmektedir.46 Ayrıca mağdur olanlar için de “kadın” ve “kız çocuğu” ifadelerinin kullanıldığı görülmektedir. 2014’ün ilk beş ayını kapsayan bilgide toplam 112 kadının öldürüldüğü, 32 kadın ve kız çocuğuna tecavüz edildiği, 236 kadının yaralandığı, 44 kadın ve kız çocuğuna ise cinsel tacizde bulunulduğu ifade edilirken Mayıs ayında olan darp ve cinayet haberlerini içeren metinde şehirlere göre şiddet haberlerinin dağılımı verilmekte, şiddetin nedenleri de sıralanmaktadır. Habere göre, “evli kadının kocasından boşanmak istemesi, hamile kadının hastaneye gitmek istemesi, evli kadınların başka bir erkekle ilişkisinin olduğunun iddia edilmesi, erkeklerin ev uzaklaştırma süresinin dolması” gibi nedenlerle kadın şiddete maruz kalmaktadır. İfadelerin bazılarında kadınların ailelerinin de bu şiddetten müzdarip olduğu belirtilmektedir. Erkeğin (damadın) darp ettiği ya da öldürdüğü kişi kadının babasıya da kız kardeşidir. Mikro yapı çerçevesinde bakıldığında ise, haber metinlerinde van Dijk’ın da söylem çözümleme yönteminde dikkat çektiği doğrudan alıntılama ifadelerine rastlanmaktadır. Bu söylemlerden birinde savunması alınan kocanın “Her zaman nasıl dövdüysem öyle dövdüm” ifadesinde, kadına uygulanan şiddetin sürekliliğine dikkat çekilmekte, kadına uygulanan şiddet ironik bir biçimde eleştirilmektedir.

Bianet’te bir başka haberde de “Karısını Dövdü; İki Astsubayı Öldürdü” başlığıyla 19.04.2014 tarihli bir cinayet haberi okura aktarılırken, makro açıdan incelenen haber metninde erkek cinayetine dolaylı bir söylemle dikkat çekilmektedir. Haberin ardalanı, haber spotunda verilmemekte, haber girişinde haberin detaylı ardalanı okura sunulmaktadır. Bu haberde de yine iki erkeğin kavgası ve kadının mağduriyeti tartışılırken, benzer şiddet haberlerinden farklı olarak, haberin mağduru, iki erkek ve bir kadınken, olay kadını korumaya çalışan iki erkeğin öldürülmesiyle sonuçlanmıştır. Bir kadının darbı ve iki erkeğin ölümü ile sonuçlanan haberin metninde, olay ile ilgili durum tanımlaması yapılırken, haber metninde Y.A’nın akli

46 “Erkekler Mayıs’ta 23 kadın ve bir kız çocuğu öldürdü; 13 kadın ve kız çocuğuna tecavüz etti; 36

kadını yaraladı; 25 kadın ve kız çocuğuna cinsel tacizde bulundu” (Erkekler Mayıs’ta 23 Kadın ve Bir Kız Çocuğu Öldürdü/Bianet/05.06.2014).

dengesinin yerinde olmadığının ileri sürüldüğü ve daha önce de cinayet suçundan sabıkasının olduğunun belirtildiği aktarılmaktadır.

Her ne kadar kadına yönelik aile içi şiddeti tetikler gibi görülse de, genellikle şiddetin dozu iniş-çıkışlar göstererek, işsizlik, yoksulluk, kronik hastalıklar gibi aileyi bütünüyle olumsuz etkileyen koşullara da duyarlı olarak çok çeşitli biçimlerde karmaşık bir süreç halinde yaşanmaktadır. Şiddeti belli bir tek nedene ya da bir nedenler setine bağlamak zordur. Esas olarak kadınla erkek arasındaki iktidar eşitsizliğine bağlı olarak yaşanmakta ve genellikle erkeklerin, kadınlar üzerinde otorite sağlamak, onu kontrol altında tutabilmek için eril şiddete başvurduğu görülmektedir (Akadlı Ergöçmen ve ark. 2009:110).

Erkek şiddetiyle mücadele konusunda Bianet’te geçen “Kadınlar Mücadele Ediyor, Erkek Şiddeti Yargılanıyor” başlıklı 5 Haziran 2014 tarihli haber makro bir bakış açısıyla incelendiğinde haber başlığında kadına şiddetin mücadele boyutuna dikkat çekilmektedir. Haberde bağlam ve ardalan bilgilerine rastlanmamaktadır.

Makro açıdan incelenen haber spotunda erkek şiddeti karşısında kadının tavrı bir mücadele olarak görülürken, mücadelenin sonuçlanması bir kazanım olarak görülmektedir. Kadına şiddet uygulayan erkek için “saldırganlar” ifadesi kullanılırken, yargı kararları da diğer emsal yargı kararlarıyla karşılaştırılmaktadır. “Bianet, kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz ve cinayet konusunda sürdürülen mücadeledeki gelişmeler, saldırganlara verilen cezalar ve “olumlu” ve “olumsuz” yargı kararların çetelesini tutuyor” şeklindeki değerlendirmelerde “çetelesini tutmak” deyimi ile kadınlara dair tüm şiddet haberlerine ilişkin gelişmelerin yakın takipçisi olunduğu vurgulanmaktadır. “Saldırganlar” olarak nitelendirilen şiddet uygulayan erkekler için verilen tüm cezaların kadınlar için olumlu ve tatmin edici olmadığı ifade edilmektedir. Haber metninde mikro yapıda incelenen ifadelerde ise şiddet uygulayan erkek için “şiddet uygulayan koca” ifadeleri kullanılmaktadır. Haber görseli incelendiğinde ise baş kısmı görünmeyen bir kadın profilinde, kadının yakasında asılı armadaki “isyandayım” yazısı dikkat çekmektedir. Renk olarak, görselde yine kadın, şiddet ve tecavüz görsellerinde ağırlıklı olarak yer alan siyah temaya rastlanmaktadır.

Sonuç olarak sağlıklı bir toplum olmanın birçok koşulu vardır. Özellikle yapısallaşan şiddetin sona erdirilmesi için otoriter ya da geleneksel yapının dönüştürülmesi ve sosyal davranışları yönlendiren yerleşik değerlerin, çağın ihtiyaçlarına uyumunu sağlamak da gerekmektedir. Bu bağlamda temel değerlerin uzlaşmacı ve barışçı olmasına özen gösterilmelidir. Bununla birlikte adaletin de toplum için önemli olduğunun unutulmaması gerekmektedir. Toplumun aileden devlete kadar demokratikleştirilerek ve hukukun üstünlüğüne göre düzenlenerek bu sorunların aşılabileceği dikkate alınmak zorundadır (Kocacık, 2001:6).