• Sonuç bulunamadı

2. İSTANBUL’ DA YEŞİL ALANLAR ÜZERİNE NOTLAR

4.2 Yeşil Alan Bileşenleri Niteliğinde Terimler

Defterlerde yapısal ve bitkisel olmak üzere yeşil alan bileşenlerinin vakfedildiğine sıkça rastlanmaktadır. Bir-i ma31, çardak/çartak32, çeşme, havz33, muhavvata34 ve zulle35 yapısal bileşenler niteliğinde terimlerdir. Bir-i ma, zulle ve muhavvata

25Cüneyne: uçmak, bahçe, çok ferah ve havadar yer (Devellioğlu, 2010). Cüneyne, cennetin Arapça

küçültme edatıyla türetilmis halidir. Küçük cennet, cennetçik, küçük bahçe anlamına gelmektedir (Ayverdi, 2005).

26Bağ: (1) Üzüm kütükleri dikili olan ve üzüm yetiştirilen yer. (2) Bahçe, yeşillik, ağaçlık ve çiçeklik

yer, bostan. (1) bağ. (2) üzüm bağı. (Risale-i Mi’mariyye, s. 90)

27 Bostan/bustan/zemin-i bustan: (1) sebze bahçesi. (2) kavun karpuz tarlası. Kavun, karpuz, sebze bahçesi, hadika, bostan tarlası (Sami, 2015).

28 Çayır: Sulak ve rutubetli olduğu için üzerinde kendiliğinden gür ot biten veya hayvan yemi olarak kullanılmak üzere özellikle ot yetiştirilen yer, tabii ve sun’i yem sahası (Ayverdi, 2005). Merc, müruc, çemenzar, ata mahsus mera, çerayin, umumen, merta. Mahsus kurutulmuş otlak çayırlık (Sami, 2015). 29 Çerak/Çeraklık: -çera-gah/çera-geh-Hayvan otlatılacak yer, otlak, mera (Nazima ve Reşad, 2002). 30 Kerm: (1) Bağ kütüğü. (2) Bağ, bostan (Ayverdi, 2005).

31 Bir-i ma: Su, ab (Ayverdi, 2005). Bir-i ma: su kuyusu. Bi’r: kuyu, çah (Sami, 2015).

32 Çardak/çartak: (1) Üzerine ağaç, çiçek, yeşillik sarılmak üzere direklerden yapılmış çatkı. (2) Binaların önlerinde kuru ağaç dallarından yapılmış gölgelik, sayvan. (3) Dört direk üzerine çalı çırpıdan yapılmış kulübe. (4) Bazı bölgelerde evlerin üst katlarında yemiş kurutmak için yapılan önü açık üstü örtülü taraa, sergah (Ayverdi, 2005). Sertak, açık mürtefi, tahta-puş, bağlarda natır seriri (Sami, 2015). 33 Havz: Bahçeleri süslemek, sulamak, içinde yüzmek veya belli maddeleri ıslatmak, boyamak, süzmek gibi maksatlar için kullanılan, etrafı beton, tuğla, mermer vb şeylerle çevrilmiş su biriktirme yeri (Ayverdi, 2005).

34 Muhavvata: Etrafı duvarlı yer, avlu, da’ire-i dahili (Sami, 2015). Tahvit olunmuş, etrafına perde veya duvar çekilmiş (Nazima ve Reşad, 2002). 637 kez geçmiştir.

35Zulle: Gölgelik, tahta örtülü sofa (Risâle-i Mimariyye). Gölge, saye (Sami, 2015). Gölge, koruma,

sahip çıkma (Devellioğlu, 2010). Bazı vakfiyelerde vakfedilen zulleteyn: İkili çokluk belirten zulle çeşididir (Yılmaz, 2009). Vakfedildiği mahallede iki zulle olarak değerlendirilmiştir.

81

defterlerde en sık rastlanan yeşil alan bileşenleridir. ‘Çeşme’ sayısı değerlendirmeye imkân sağlamayacak kadar az olduğu için gerekli açıklamalar bulgularda yapılmıştır, fakat değerlendirme ve sonuç bölümünde yer verilmemiştir. Benzer şekilde ‘havz’ terimine 1546 ve 1600 tarihli defterlerde ikişer vakfiyede rastlanılmaktadır. Gerekli yorumu yapılmış fakat genel değerlendirme yapılamamıştır. Atik ve Ortaçeşme, kuyuların çoğunlukla mesken bahçelerinde bulunan ve suyun yeraltından çıkartılarak suya erişimin sağlandığı eski yapılardan olduğunu belirtmiştir. Ayrıca 6-7 metre derinlikte ve 4-5 metre genişlikte çoğunlukla taşlardan inşa edildiğini hatta bazı kuyu örneklerinde yağmur suyunun da toplandığını ve depolandığını eklemiştir (2016, s. 443). Defterler incelendiğinde de benzer özellikler elde edilmiştir.

Her iki defterde de eşcar36, eşcar-i cevz37, eşcar-i kerm38, eşcar-i müsmire39, gayr-i müsmire40ve şecere-i rumman41olmak üzere altı tür bitkisel bileşen bulunmaktadır. Bunlardan eşcar, eşcar-ı kerm, gayr-i müsmire oldukça az sayıdadır, eşcar-ı cevz her iki defterde de yalnızca Sultan Selim Nâhiyesi’nde birer vakfiyede ve şecere-i rumman da her iki defterlerde de yalnızca Mustafa Paşa Mahallesi’nde birer vakfiyede geçmektedir. Dolayısıyla bu terimler bulgular bölümünde tek tek açıklanmış olsa da değerlendirmede ‘ağaç ismi’ verileri dahilinde değerlendirilmiştir. Defterlerde vakfedilen eşcar-i müsmire en sık rastlanan yeşil alan bileşenidir. Fakat vakfedilen ağaçların hangi meyvelere ait olduğu belirsizdir. Bu sebeple diğer ağaçlarla birlikte ‘ağaç isimleri’ dahilinde değerlendirilmiştir.

36Eşcar: (Şecer’ in çoğul şeklidir) Ağaçlar (Ayverdi, 2005). Şecerler, şüceyreler (Sami, 2015).

37 Eşcar-i cevz: eşcar: Ağaçlar; cevz: Ceviz eşcar-ı cevz: Ceviz ağaçları (Ayverdi, 2005).

38 Eşcar-i kerm: eşcar: Ağaçlar; kerm: 1. Bağ kütüğü 2. Bağ, bostan (Ayverdi, 2005). eşcar-ı kerm: bağda bulunan ağaç.

39 Eşcar-i müsmire: Meyve veren, meyveli ağaçlar (Ayverdi, 2005). 40 Gayr-i müsmire: Meyvesiz ağaçlar (Gültekin, 2007 s. 7).

83

5. 1546 VE 1600 TARİHLİ İSTANBUL VAKIFLARI TAHRİR

DEFTERLERİNİN BÖLÜMLERİNE GÖRE YEŞİL ALANLAR VE ÖZELLİKLERİ

Fetih sonrasında İstanbul sur içi, Galata ve Eyüp olmak üzere üç büyük yönetime ayrılıyordu. Bu yönetim birimlerine kadılık adı verilmekteydi. Her kadılık da nâhiyelerden, nâhiyeler de mahallelerden oluşuyordu. 1500’lü yıllarda İstanbul, sur içi alanı boyunca bir merkez etrafında değil çok daha geniş alanlarda ve 12 farklı merkezde oluşmuş nâhiyelerle kent olmuştur (İnalcık, 2019, s. 132,143,144). İnalcık’a göre her biri nâhiye olarak nitelendirilen 12 merkezin adı geçse de defterlere göre 13 nâhiye bulunmaktadır. Nâhiye sayılarındaki bu faklılık son nâhiyeye ismini veren külliyenin 1522 yılında yapılmasından ve İnalcık’ın nâhiye haritasının 1500lü yılların başına ait olmasından dolayıdır.

Ayasofya, Mahmud Paşa, Ebü’l-Vefâ, Sultan Mehmed, Murad Paşa ve Topkapı nâhiyeleri ilk kurulan nâhiyelerdendir. En son kurulan nâhiyeler ise Koca Mustafa Paşa, Davud Paşa ve Atik Ali Paşa nâhiyeleridir (Çizelge 5.1). İnalcık’a göre son kurulan nâhiyeler toprak parçası açısından geniş olmalarına rağmen seyrek nüfusluydu; vakıfları nispeten azdı ve birçok mescid padişahın hazinesinden destekleniyordu. Vakıf sayıları defterlerden kontrol edilebilecek fakat nüfus verileri ve mescidlerin özellikleri göz önünde bulundurulacaktır (2001).

84

Çizelge 5.1 : Nâhiyelere göre mahalle ve vakıf sayıları.

Nâhiye adı Mahalle

sayısı Vakıf sayısı Mahalle sayısı Vakıf sayısı 1546 1600 1 Ayasofya Nâhiyesi

Nâhiye-i Cami-i Şerif-i Ayasofya

17 191 17 360

2 Mahmud Paşa Nâhiyesi

Nâhiye-i Cami’ül-Merhum Mahmud Paşa

9 96 9 123

3 Atik Ali Paşa Nâhiyesi

Nâhiye-i

Cami’ül-Merhum’ül-Mağfürun Leh Ali Paşa

5 44 5 77

4 İbrahim Paşa Nâhiyesi

Nâhiye-i Cami-i İbrahim Paşa

10 106 10 136

5 Sultan Bayezid Nâhiyesi

Nâhiye-i Cami-i Sultan Bayezid Han ‘Aleyh’ir-Rahme

23 198 24 328

6 Ebü’l-Vefâ Nâhiyesi

Nâhiye-i Cami-i Hazret-i Şeyh Ebü’l-Vefâ Rahimehullah

12 165 13 319

7 Sultan Mehmed Nâhiyesi

Nâhiye-i Cami’ül-Mağfurun Leh Sultan Mehmed Han Aleyh’ir-Rahmetü Ve’l-Güfran

41 372 42 704

8 Sultan Selim Nâhiyesi

Nâhiye-i

Cami’ül-Merhum’ül-Mağfürun Leh Sultan Selim Han Tabe Serah

7 33 7 92

9 Murad Paşa Nâhiyesi

Nâhiye-i Cami’ül Merhum Murad Paşa

23 119 24 343

10 Davud Paşa Nâhiyesi

Nâhiye-i Cami’i Davud Paşa

13 84 14 264

11 Mustafa Paşa Nâhiyesi

Nâhiye-i Cami’i Mustafa Paşa’l Merhum

30 65 28 227

12 Topkapı Nâhiyesi

Nâhiye-i Bab-ı Tob

7 13 8 31

13 Ali Paşa Nâhiyesi

Nâhiye-i Cami-i Ali Paşa Der Nezd-i Çukurbostan

22 108 23 216

Toplam 219 1594 224 3220