• Sonuç bulunamadı

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.2 Eğitim-Öğretimde Materyal Kullanımı

2.2.4. Yazılı Materyal Olarak Dergiler

2.2.4.1. Türkiye’de Dergiciliğin Gelişimi

Şimşek’e göre, Tanzimat dönemi, Türk dergi tarihinde ayrı bir yere sahiptir. Çünkü Türk dergicilik tarihi alanında ilk girişimler Tanzimat döneminde yaşanmıştır. 19. yüzyılın ikinci yarısından sonra günlük olarak çıkan gazetelerin yanında 15 günlük ve aylık olarak yayınlanan dergilerin bulunduğun görülmektedir. İlk Türk dergileri ile Avrupa’da yayınlanan ilk dergiler arasında çeşitli benzerliklerin bulunduğu görülmektedir. Avrupa’da olduğu gibi Türkiye’de de ilk dergiler bilim dergiciliği olarak gelişmiştir. Çünkü Avrupa’daki gibi ülkemizde de ilk dergiler ilmi cemiyetlerin birer yayın organı olarak ortaya çıkmıştır (akt. Güçlü, 2011:7). Osmanlıda ilk bilimsel nitelikli süreli yayın 1831 yılında Takvim-i Vakayi’den 18 yıl sonra yayınlanan “Vakayi-i Tıbbiye” (1849/1850- 1265-1269) adlı tıbbi süreli yayındır (Keseroğlu, 1995:25). Şimşek ise Osmanlı İmparatorluğu’nda ilk derginin 1862 yılında yayımlanmaya başlanan ‘Mecmua-i Funun’ dergisi olduğunu kaydetmektedir (akt. Bacaksız, 2010:74). Bu bilgiler ışığında Türkiye’de yayınlanan ilk süreli yayının Vakayi-i Tıbbiye, ikinci yayının ise Mecmua-i Fünün olduğu görülmektedir.

Daha sonra yayımlanan başlıca dergiler, Mir’at(1862), Mecmua-i İber-i İntibah(1862), Mecmua-i Ceride-i Askeriye(1864), Mecmua-i İbretnümat(1865), Mecmua-i Maarif(1866), Mecmua-i Ulum(1867) gibi dergilerdir (Suiçmez, 2009:8). Türkiye’de 19. yüzyılın sonlarından itibaren çeşitli alanlara yönelik dergiler yayınlanmaya başlamıştır. Çocuk dergileri, mizah dergileri, kadın dergileri, ilmî dergiler, edebiyat dergileri ve meslekî dergiler bunlardan bazılarıdır.

2.2.4.2. Tarih Dergileri

Türkiye’de tarih dergisi yayıncılığı ilk kez 1910 yılında Tarih-i Osmani Encümeni Mecmuası'yla başlamış ve günümüze kadar pek çok tarih dergisi yayımlanmıştır. Tarih-i Osmani Encümeni, modernleşme yolundaki Osmanlı Devleti’nin ihtiyaçları doğrultusunda

tarih yazıcılığında yeni bir döneme duyulan ihtiyaç neticesinde ortaya çıkmış ve üretilen tarih bilgisini dergi, kitap gibi iletişim araçları vasıtasıyla yaygın hale getirmekle görevlendirilmişti (Özcan, 2011:112).

Akademik Tarih Dergileri

Akademik dergi Kozak (2003:152)’a göre, “bilimsel araştırma bulgularının yanı sıra analiz, değerlendirme, tartışma vb. içerikli yazılara da yer veren, çoğunlukla bilimsel nitelikteki dergilerin uyduğu standartlaşmaları kendi bünyesinde koruyan kâğıt üzerinde ve/veya elektronik ortamda yayımlanan süreli yayınlardır.” Bu süreli yayınların akademik ve bilimsel nitelik taşıyabilmeleri için bazı ölçütlere sahip olması gerekir. Binici (2010:69), nitelikli bir dergide bulunması gereken özellikler özetle şu şekilde sıralamıştır:

• Dergi uluslararası editöryel kurallara bağlı ve uluslararası standartlara uygun yayınlanmalı,

• Dergi hakemli olmalı,

• Dergi editörleri, yazarları, hakemleri uluslararası ve ulusal çeşitlilik (farklı kurumda, üniversitede, ülkede… çalışan) göstermeli,

• Dergi etik kurallarına uymalı,

• Derginin konu kapsamı özgün olmalı, • Alanında otorite dergi olmalı,

• Dergi saygın veritabanlarında dizinlenmeli, • Dergi belirtilen zamanda yayınlanmalı, • Derginin okunabilirliği yüksek olmalı,

Kozak (2003:154) ise, Türkiye’de yayınlanan akademik dergiler için, “dergi kalite ölçütleri”ni şu şekilde belirlemiştir:

• Zamanında yayımlanması,

• İlk yayın tarihinden itibaren aralıksız çıkması, • Hakem denetimli olması,

• Alanında önemli çalışmaları olan bilim adamlarından oluşan editörlere ve yayın kuruluna sahip olması,

• Hakem seçiminde objektif olunması ve ihtisasa özel bir tutum izlenmesi, • Yayımlanan makalelerin özgün araştırma ve/veya derleme olması,

• Dener ve Acar (1978)’de belirtilen metodolojik yaklaşım çerçevesinde, bilimsel tarafsızlığı olan çalışmaları yayımlaması,

• Ülke genelinde elde edilebilir veya ulaşılabilir olması,

• Künyesinde dergiye ulaşım bilgilerine, editör ve yayın kurulu listesine, abone/edinme bilgilerine, yıllık yayın sıklığı ile ilgili bilgilere yer verilmesi,

• Baskı kalitesinin derginin okunmasına olanak verecek standartta olması, • Ulusal ve uluslararası veri tabanları tarafından taranması,

• Rowley (1996)’deki anlamları bağlamında öz, özetçe veya özetinin bulunması, • Yılsonunda indeksinin hazırlanması,

• Makale dışında, bilimsel iletişimi artırmaya yarayan not, görüş, editörlük yanıtı gibi başka bölümlere de yer verilmesi,

• Yazarlar için makale gönderme ve yayımlama bilgilerinin olması ve bunlara derginin her sayısında yer verilmesi,

• Anahtar sözcüklerin verilmesi, • Yılda en az iki sayı yayımlanması,

• Yayın kurulu üyelerinin en az beş farklı üniversitede çalışıyor olması, • En az beş yıldan beri yayınlanıyor olması.

Tarih araştırmalarının ise ilk akademik kuruluşu Tarih-i Osmanî Encümeni’dir. Darülfünun, Asar-ı İslamiye ve Milliye Tetkik Encümeni, Türkiyat Enstitüsü, Tarih Tetkik Cemiyeti, Türk Tarih Kurumu, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi gibi kurumlar akademik alanda çalışmalar yapmışlar ve akademik tarihin temel yapı taşları olmuşlardır. Bu kurumlar devlet desteğini sağlayarak Türk tarihini çeşitli yönleriyle incelemişler ve bu çalışmalarını yurt dışına da taşımışlardır. Bu kurumların öncelikli görevleri Türklerin dünya tarihi içindeki serüvenlerini yazmak olmuştur. Bu görevlerini yerine getirirken tarihin popülerleşmesine ve popüler tarihçiliğin gelişimine de dolaylı da olsa katkı sağlamışlardır (Özcan, 2011:111). Tarih alanında araştırmalar yapan akademik kurumlar, özellikle çıkarmış oldukları dergilerle bu araştırmalarını yayınlamışlardır. II. Meşrutiyet sonrası çıkarılan bütün dergilerde tarih çalışmalarına rastlamak mümkündür, ancak doğrudan doğruya tarih çalışmalarını yayınlamayı hedef alan ilk akademik dergi Tarih-i Osmani Encümeni’nin çıkarmış olduğu Tarih-i Osmani Encümeni Mecmuası olmuştur. Ardından, Darülfünun Edebiyat ve İlahiyat Fakülteleri ayrı ayrı dergiler yayımlamış, Asar-ı İslamiye ve Tetkik Encümeni de Milli Tetebbular Mecmuası’nı

çıkarmıştır. Yine bu dönemde Türkiyat Enstitüsü de Türkiyat Mecmuası’nı çıkararak Türkiye’de modern tarih ve Türk edebiyatı tarihi çalışmalarına katkı sağlamıştır (Özcan, 2011:175-176). Günümüzde ise akademik tarih dergilerinde sayı olarak artış yaşanmıştır ve pek çok akademik tarih dergisi yayınlanmaktadır. Bunlardan bazıları şunlardır: Ankara Üniversitesi DTCF Tarih Bölümü Tarih Araştırmaları Dergisi, Askeri Tarih Araştırmaları Dergisi, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Belgeler Dergisi, Dokuz Eylül Üniversitesi Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi.

(http://www.anatoliajournal.com/atad/depo/bilgibankasi/Kitap_47.pdf )

Popüler Tarih Dergileri

Popüler kavramı üzerinde tartışmalar devam etse de kavram günümüzde yaygın olarak kullanılmaktadır. Popüler kültürle ilişkili olan, ancak üzerinde fazla durulmayan “popüler tarih” kavramı da yaygın bir kullanım alanına sahiptir. Yorumlara açık olan bu kavram hakkında söylenebilecek en basit şey, akademik tarihin dışında kalan her türlü tarih ve Emre Kongar’ın (akt. Özcan, 2011:3-4) “yaygın tarih” adlandırması altında açıklamaya çalıştığı hususun popüler tarihçilik olduğu söylenebilir. Özcan (2011:21) popüler tarihçiliği, “geçmişte insanla ilgili olan olayları ele alan, fakat kendi tarzıyla yeniden inşa eden bir anlatı, yazım, gösterme türü ve tarihe dair bilginin yaygın görünümü” olarak tanımlamaktadır. Popüler tarih dergileri ise popüler tarihçiliğin ana hattını oluşturmuştur. Bu dergiler tarih literatürüne pratik katkılarıyla dikkat çekmişlerdir. Bu dergilerde asıl amaç halka ulaşmak olduğu için dil ve üslup buna göre şekillenmiştir. Popüler tarih dergileriyle kıyaslandığında akademik tarih dergilerinin hedef kitlesi bilimsel çalışma yapanlardır. Popüler tarih dergilerinin geniş okuyucu kitlesini hedef olarak seçmesi, derginin şekli yapısını da etkilemiştir. Biçimsel özellikleri, renkli resimleri, edebi anlatımları, renkli kapakları ve ayrıca dergi isimleri de okuyucunun dikkatini çekecek şekilde tasarlanmıştır. Tarihten Sesler dergisiyle başlayan bu adlandırma sonraki popüler tarih dergilerine öncülük etmiş ve tarih kelimesinin önüne ya da arkasına getirilen sıfatlarla dergi isimleri belirlenmiştir. Hayat Tarih, Yeni Tarih, Tarih Hazinesi, Tarih Orduya Sesleniyor, Resimli Tarih, Tarih Sesleniyor, Tarih Aynası gibi dergiler bunlardan bazılarıdır (Özcan, 2011:181-182). 1956'da haftalık çıkan, 1965 Şubat'ında aylık yayımlanmaya başlayan Hayat Tarih Mecmuası ise, gelmiş geçmiş tüm dergiler içinde hâlâ aşılmamış bir tepe noktasını oluşturuyor. Şevket Rado'nun sahibi olduğu, Yılmaz Öztuna yönetimindeki dergi, hem

orijinal konuları hem görsel malzeme ve baskısı hem de döneminde 100 bini aşan satışıyla bir ilk. 1978'e kadar yayımlanan dergide ünlü imzaların yazdığı konular, ciddi arşiv malzemesi oluşturuyor. 1984'te Mete Tunçay'ın girişimleriyle yayımlanan Tarih ve Toplum, bugün Tarih ve Toplum-Yeni Yaklaşımlar adıyla yayın hayatına devam ediyor. 1994'te çıkmaya başlayan Toplumsal Tarih de, Tarih Vakfı tarafından aylık olarak yayımlanıyor. Yıllarboyu Tarih Dergisi 1978 ve 1985 yılları arasında aylık yayımlanmış resimli popüler yakın tarih dergisidir. Türk Dünyası Tarih dergisi ise Ocak 1987'den beri yayında. Albüm Dergisi, Şubat 1998 ve Haziran 1998 tarihleri arasında yayımlanmış aylık görsel kültür ve tarih dergisidir. Dergi 5 sayı çıktıktan sonra kapanmıştır. 2000-2007 arası yayımlanan Popüler Tarih ise, editörü Lütfü Tınç'ın kişisel gayretiyle, popüler tarih dergiciliğinde önemli bir başarı yakalamıştı. Şubat 2009'da ilk sayısı yayınlanan NTV Tarih dergisi ise, Doğuş Yayıncılık Grubu'na aittir. 2009 yılında popüler tarih dergilerinin en yenisi olarak yerini almıştır.

(http://www.bilim.org/turkiyede-gecmisten-gunumuze-tarih-dergileri.html)

(Türkiye’de yayımlanmış ve yayımlanmakta olan akademik ve popüler tarih dergilerinin listesi EK-5’te verilmiştir.)