• Sonuç bulunamadı

2. ECDÂD TARİHİ ADLI ESERİN DEĞERLENDİRİLMESİ

1.11. YAVUZ SULTAN SELİM’İN ZAMANI

Asker Sultan Selim’e biat edeceği zaman, Sultan Selim ateşli bir nutuk irât etmiş. Eğer rahat isterlerse kendilerine biat etmemelerini, kendi mefkûresinin pek büyük, pek yüksek olduğunu mefkûresini ele geçirmeden rahat durmayacağını anlatmış. Asker de bu kahraman padişahı “Biz ancak senin gibi padişah isteriz diye alkışlamış idi.”

Sultan Selim biraderlerini yine sancaklarında bıraktı. Bozulmuş olan devlet işlerini yoluna koymaya başladı. Lakin bu sırada biraderi Sultan Ahmet’in Bursa üzerine asker gönderdiğini öğrendiğinden alelacele Bursa’ya gitti. Kardeşinin askerini kaçırdı. Vükelâdan Sultan Ahmet taraftarlarını öldürdüğü gibi, fitne çıkmasın diye büyük biraderi Korkut birader zâdelerini de öldürdü. Sultan Ahmet ile de harp ederek onu da öldürttü.

Artık memleket müstakilen kendi eline kalmış idi. İran’da hükümet kuran Şah İsmail’den maâda, bütün komşu devletlerinden sefirler gelmiş, hepsine bil mukâbele sefirler gönderilmiş idi. Avrupa’dan gelen mallara yüzde beş gümrük konması işte bu zamandadır.

Sultan Selim bununla hem dâhili sanatları himayeye çalışmış hem de devlete yeni bir menbâ-ı varidât bulmuş idi.

İran Şahı Şah İsmail, bu sırada bazı Osmanlı memleketlerine tecavüz etti. Sultan Selim hem bunun cezasını vermek, hem de en büyük emeli olan ittihat-ı İslâm- ı temine çalışmak için yüz bin kişilik ordu ile İran Memleketi üzerine hareket etti.

İran hududuna girdiler. Fakat Şah İsmail meydana çıkmıyor, askerini daima geriye çekiyor idi. Meramı Osmanlı askerini yormak, bıktırmak idi. Filhakika pek yoruldu, bıktı. Hatta orduda isyan çıktı. Padişah’ın çadırına kurşun bile attılar. Fakat Sultan Selim:” Karılarının yanında oturmak isteyenler geri dönsünler. Ben yalnız da giderim diye, atını sürünce hepsi Sultan Selim’in arkasına düştüler.’’ Nihayet Çaldıran Sahrasında Şah İsmail ile karşılaştı. Şah İsmail’in askeri dinç, muntazam ve pek çok, Yavuz’un askeri ise pek yorgun idi. Lakin Osmanlı ordusunda top olup, Şah İsmail’in askerinde top yok idi.

82

920 senesi(M.1514) Recebin üçüncü günü Çaldıran sahrasında, Türklerle İranlılar arasında pek şiddetli bir muharebe oldu. Osmanlılar topları sayesinde bu melhâme-i kübrayı(Büyük Savaşı) kazandılar, düşmanı bozdular. Şah İsmail yaralandı ve pek güç hal ile kurtarılabildi.

Yavuz Sultan Selim muzafferan Şah İsmail’in payitahtı olan Tebriz’e girdi. Şahın tacı, kıymetli tahtı, hazinesi Osmanlıların eline geçti. Yavuz o kış, orada kışlayıp devrisi yaz yine Şah İsmail’in üzerine yürümek ve bütün İran ülkesini zapt ettikten sonra, Orta Asya’ya gitmek, bütün Müslümanları birleştirmek istiyordu.

Fakat Yeniçeriler yine gürültü çıkardılar. Vükelâ da Mısır hükümetinden emin olmadıklarını arz ederek, herhalde İstanbul’a dönmek lazım olduğunu arz eylediler.

Sultan Selim ister istemez İstanbul’a döndü. Gürcistan Hükümetleri ve Kürdistan Aşiretleri de o zaman Osmanlı idaresine girmişlerdir. İstanbul’da yeniden harp hazırlıkları başlıyor, yine İran üzerine gidilecek biliniyordu. Hâlbuki Mısır Hükümeti Şah İsmail ile birlik olup İran üzerine gidilecek olsa arkadan hücum edecekleri hatıra geliyordu.

Sultan Selim elçi göndererek Mısırlılara ittifak teklif etti. Kabul etmediler. Elçilere de bed(kötü) muamele ettiler. Yavuz’da bunun üzerine Mısır hükümetine ilan- ı harp etti ve hududa yürüdü. Halep Vilayetinde Mercidabık civarında Mısır Sultanı ile karşılaştılar. Osmanlılar topları sayesinde galip geldiler. Sultan Kansu Gavri öldürüldü. Sultan Selim Halep’i ve bütün Suriye’yi zapt etti.

Padişah kışı Şam-ı Şerifte geçirerek, ihsan ve adaleti ile büyüklüğü ile bütün ahâli-i kendisine ısındırdı. Sene 922. (M.1516)

923 senesinde (M.1517) Sultan Selim Sina Çöl’ünden geçerek Mısır’a girdi ve Kahire’ye yakın Ridâniye’de yeni Mısır Sultanı Tomanbay ile cenge tutuştu. Mısırlılar Yavuz’un mahirâne manevraları sayesinde yine mağlup oldular. Sadrazam Sinan Paşa bu muhârebe de şehit oldu. Padişah Sinan Paşa’ya çok acıdı.

Sultan Selim büyük alaylar ile Kâhire’ye girdi. Biraz sonra Sultan Tomanibay’da tutularak öldürüldü. Mısır kıtası da artık Osmanlı memleketi olmuş idi.

83

MekkeŞerifi de bu sırada oğlunu Sultan Selim’e göndererek Osmanlı tabiatını kabul etti.

Kılıcı ile Cezâyir kıtasını zapt ederek, adeta orasının hükümdarlığını elde etmiş olan Barbaros’ta bu esnada Sultan Selim’e tabi olmuştur.

Sultan Selim, Mısır işlerini yoluna koyduktan sonra oradan emânet-i şerefeyi Abbasî Halîfesi Mütevekkel Alellah Sâlise’yi alarak İstanbul’a döndü. Mütevekkel Alellah Sâlisa, İstanbul’da hilâfeti Yavuz Sultan Selim’e terk eylemekle ondan sonra gelen Osmanlı padişahları hem dünya yüzündeki Müslümanların halîfesi, hem Osmanlıların padişahı oldular. Yavuz Sultan Selim’in mefkûresi kısmen meydana gelmiş idi. Fakat o, tamamen mefkûresini elde etmek için İran’a, Tûran’a, Afgan’a ve Hint’e gitmek istiyor, oralarını da ay yıldızlı bayrağın altına almak arzu ediyor, onun için hazırlanıyordu.

Vükelâ ise Sultan Selim’i yakın yerlere harbe göndermek istiyorlar idi. Hatta bir aralık, Fatih zamanında fethine teşebbüs edilip de, elde edilemeyen Rodos adası’nın fethini tavsiye ettiler. O vakit, o himmeti büyük padişah “Ben kıtaları zapt etmek istiyorum, siz ise beni bir hırsız kalesi ile uğraştırmak istiyorsunuz. Hem bundan sonra ki seferim ahiret seferidir.“ demiş idi.

Filhakika hazırlıkların yapıldığı sırada, Yavuz Şirpençe denen bir çıban çıkardı. Tedavisine çok çalışıldı ise de fayda etmedi. Hastalığın en şiddetli zamanlarında devlet işleri ile uğraşmaktan hali kalmaz idi. Hatta öleceğine yakın Edirne’ye gitmek istedi. Venediklilere bir nümâyiş yapmak istiyordu.Hasta halinde yola çıktı. Vaktiyle babası ile kavga ettiği yerde pek ağırlaştı ve nihayet 924 senesi(M.1518) Şevvalinde irtihal eyledi. Sekiz sene padişahlık etmiş ve vefatlarında elli dört yaşlarında idiler.

Yavuz Sultan Selim, Osmanlı Padişahlarının en büyüklerindendir. Pek âlim ve gayet büyük bir şair idiler. Sert fakat çok doğru idiler. Doğruluktan ayrılanları hiç acımaz öldürürler idi. Onun için kendisine Yavuz lakabı verilmiştir. Fakat hakkı söyleyenlere hiç kızmaz, acı da olsa kabul eder ve hatta söyledikleri için hürmet eylerdi.

84

Zamanında pek çok ulemâ yetişmiştir. Zembilli Ali Efendi denilen Ali Cemal Efendi onun zamanında Şeyhülislam idi. Ali Efendi’nin her gün binden ziyâde fetva verdiği meşhurdur. Yavuz’un yanına gidip de, bir şeyin şeriata mugâyir olduğunu anlatacağı zaman “Allah zâlimleri sevmez.” mealinde olan ’’İnnellahe lâ yuhibbuz zâlimin’’ ayeti kerimesini okur, badehu söyleyeceğini söylerdi. Kezâlike İbni Kemal denilen Kemal Paşa, oğlu Ahmet Efendide Sultan Selim zamanının en yüksek ulemâsından olup kazasker idi. Hatta Mısır Seferinde bulunmuş, dönüşte Yavuz bir gün Sadrazam Yunus Paşa’nın bazı kabahatlerini bulup öldürtmüş. Sonra İbni Kemal ile yola çıkmış. At başı beraber gidiyorlarmış. Hava yağışlı olduğundan ötede beride su birikintileri varmış, Hoca Efendi tanıyamamış. At su birikintisine basınca çamurlu su etrafa dağılmış. Padişahın üstü başı çamurlanmış.

Yunus Paşa’nın öldürüldüğünü görerek ürken İbni Kemal, kendisinin yaptığı bu hatayı görünce korkmuş, benzi kaçmış, dili tutulmuş. Yavuz, Hocanın halini görünce “Korkma hocam, korkma! Ben ulemânın atının ayağından üzerime sıçrayacak çamur ile iftihar ederim” demiş. Üstünden çamurlu ridâyı değiştirmiş ve adamlarına, o elbisenin yıkanmayıp o halde bırakılmasını, öldükten sonra mezarının sandukası üzerine örtülmesini vasiyet etmiştir.

Yavuz Selim’in nedimi Hasan Can ile son sadrazamı, Piri Mehmet Paşa ile pek çok hikâyeleri vardır. İstanbul’da Çarşamba’da meftundur. Piri Mehmet Paşa, Sinan Paşa zamanında yetişen büyük ricâldendir.

Sualler

Yavuz tahta cülus etmezden evvel askere nasıl nutuk etmiş idi? Biraderlerini niçin öldürttü?

Gümrük niçin kondu?

Şah İsmail ile niçin kavga edildi? Kavga nerede ve ne vakit oldu? Muhârebeyi kim ve nasıl kazandı?

85 Ne gibi ganimetler alındı?

Yavuz’un meramı ne idi? Niçin meramını icra edemedi? Mısırlılara niçin ilan-ı harp edildi?

İlk muhârebe nerede oldu ve kimin galebesi ile bitti? Nereler zapt olundu?

Sultan Selim Şam-ı Şerifte ne yaptı? Ne vakit Mısır’a girdi?

Ridâniye muharebesini kim ve nasıl kazandı? Mısır Sultanı ne oldu?

Mekke Şerif-i ne vakit itaat etti? Başka kim tabii oldu?

Mısır’dan Sultan Selim neler getirdi? Hilâfet ne oldu?

Yavuz daha neler yapmak istiyordu? Vükelâ ne arzu ediyorlardı?

Yavuz ne hastalığından öldü? Yavuz’un ahlakı nasıl idi? Ali Cemal Efendi kim idi?

İbni Kemal ile olan hikâyesi nedir? Nedîmî kimdir?

86 Meşhur umerâsı kimlerdir?