• Sonuç bulunamadı

Yatırım konusu, Demokrat Parti hükümetlerinin en başta önem verdikleri bir konudur. Her bakanlığın, kendi hizmet ve görev alanlarında ülkeye yatırım yapmak konusunda çok kararlı, çok istekli ve çok icraatçı birer bakanlık oldukları görülmektedir.

Demokrat Parti hükümetleri için, yatırım yapmak birinci ve aslî görev olarak kabul edilmiştir. Fabrikalar açmak, yol, baraj, gölet yapmak ve bu gibi tesislerin çoğalması için gereken tüm faaliyetler o dönemde yatırım yokluğu içinde olan ülke için olmazsa olmaz şarttır. Demokrat Parti hükümetlerinin tek Başbakanı Adnan Menderes yaptığı hemen her konuşmasında, geçmişte yapılmayan yatırımlardan ve Demokrat Parti hükümetleri zamanında yapılan yatırımlardan ve üretim artışlarından bahsetmiştir.

461 Türkiye Millî Geliri ve Harcamaları (1948-1972), Devlet İstatistik Enstitüsü, Yayın

nr. 680, Ankara 1973, s.34.

Adnan Menderes 1950’den öncesini, Kırşehir’de 1 Şubat 1960‘da yaptığı bir konuşmasında şöyle değerlendirir:

“Bir taraftan tek parti devri de dahil asırlarca ihmale uğramış bir vatan, nüfusu süratle çoğalan, esasen yoksul bir halde bırakılmış koskoca bir millet, susuz, yolsuz, mektepsiz, ışıksız, her türlü iktisadî cihazlanma eserinden mahrum bir memleket…”463

Demokrat Parti hükümetlerinin 1960’a kadarki genel ekonomideki yatırım, üretim ve kalkınma sahasındaki başarılarını Demokrat Parti iktidarı dönemini sıkça eleştirenler dahi kabul etmektedirler. Demokrat Parti yöneticileri yapılması gereken işler konusunda gerçekçidir. Celâl Bayar’a göre;

”Halkın gözü ile görmek istediği hizmetler vardır. Halk kendi hayatında bir kolaylık, bir değişiklik olsun ister. Bunu görmedi hissetmedi mi, iktidar ağzıyla kuş tutsa, halkın gözündeki itibarını yavaş yavaş kaybeder464

Adnan Menderes yapılacak işler için; Türkiye’nin yüzde 80’inin köylerde yaşadığını, köylerde üretimin toprağa bağlı olduğunu, toprağın iyi tohum, gübre, makine, sulama istediğini, köylünün bunları tek başına yapamayacağını, devlet olarak ona el uzatılması gerektiğini, Ziraat Bankası yolu ile kooperatifler yolu ile ucuz faizli krediler sağlayacaklarını, köylünün bunları kullanarak makine alacağını, devletin tohumu ıslah edeceğini, köylünün onu ekeceğini söylemiştir465. Adnan Menderes aynı konuşmasında;

“Ucuz gübre sağlayacağız, onu kullanacak. Bunlar da yetmez. Malını pazara götürebilmesi için yolunu yapacağız. Sağlığını koruyabilmesi için içme suyunu götüreceğiz. Bu da yetmez. mahsulünü değer fiyatıyla satmasını temin edeceğiz. Toprağa dayanan istihsal deyince, buna kara yolları politikası, demir yolları politikası, büyük sulama tesisleri, limanlar girer. Bütün bunları yapmak için paraya ihtiyaç vardır. Maliye Vekili arkadaşımız, kesenin ağzını açmanın çarelerini arayacaktır”466 demiştir.

Celâl Bayar ise Menderes’e ve hükümete cesaret vererek para bulmayı

463 Rıfkı Salim Burçak,On Yılın Anıları, s. 760. 464 İsmail Cem, a.g.e., s. 361.

465 a.g.e., s. 361. 466 a.g.e., s. 361.

dert etmemelerini öğütleyerek;

“Bütün bu sayılan şeyleri kolaylıkla yapacaksınız, bunlardan şüpheniz olmasın, paradan korkmayınız. Rantabilitesi olan bir işe her zaman, her yerden para bulunur. Siz yeterki yapılacak işleri ortaya koyun467demiştir.

Demokrat Parti yöneticileri yatırım konusunda ısrarlı ve kararlıdırlar. Adnan Menderes Meclis’te, 16 Mayıs 1956’daki konuşmasında; kalkınma için 30-40 bin mühendise ihtiyaç olduğunu, fakat halen 4-5 bin mühendis bulunduğunu bunun ihtiyacı karşılayamayacağını…Batı dünyasının atom devrini yaşadığını, uzaya çıkmak için çalıştıklarını Türkiye’de ise “İki çimento fabrikası fazladır” diye münakaşa yapıldığını söylemiştir468. Adnan Menderes aynı konuşmasında;

”Hayır, 260.000 ton şeker fazladır bu Türklere’ diyorlar. Tıpkı 25 seneden beri yapıldığı gibi… Acınacak şey bu. O, rehavet içinde bulunan miskin hükümetlerin kârıdır ve kolaydır. Denilir ki, sen bu kadar yiyeceksin, kontenjanın takas aldığın kadar satacaksın, sattığın kadar alacaksın… Ekmek bulamadık, buğdayın kilosu 150 kuruşa çıktı. Bu kadar süfli ve sefil bir istihsal seviyesine düştük. Biz, medeni alemle aramızdaki farkı kapatmaya çalışıyoruz. Türk Milleti bunu bilsin”469 sözleriyle kalkınma, yatırım ve üretim konularındaki kararlılığını ifade etmiştir. Demokrat Parti kurucularından Refik Koraltan kalkınma hamlesi ile ilgili olarak;

“Az zamanda çok iş yaptık. Öyle ki, 6–7 senede 70-80 senelik netice alındığını iftiharla gördük… Yol, fabrika, baraj, modern vasıtalarla elde ettiğimiz mahsulün korunması için silolar ve lüzumlu istihlâk maddelerimizi kendimizin elde etmesi için daha bir yığın faydalı tesisler baş döndürücü bir hızla çoğaldı… Bu arada borçlanmak da mukadderdi, borçlanıldı470diyerek kalkınmanın ve yatırımların büyüklüğünden bahsetmektedir.

Kalkınma hamlesi ile ilgili olarak yazar Cüneyt Arcayürek; daha sonraları bazı liderlerin yapay kalabalıklar tarafından karşılandığını gördüğü zaman,

467 a.g.e., s. 362.

468 a.g.z.c., X. devre, 16 Mayıs 1956, inikat 64, celse 1, cilt 11, s. 346. 469 a.g. z.c., s. 346.

470 Refik Koraltan, Bir Politikacının Anıları, Haz. Çoşkun Ertepınar, Hacettepe

Menderes’e karşı halkın o zamanki büyük ilgisini, samimiyetle kucaklayışını hatırlar ve; “…Halk ilk kez insanlara yakın duran, halkın ihtiyaçları ile uğraşan halka yoldan, çeşmeye, camiye değin pek çok “Hayal benzeri” yatırımlarla hizmet götüren Demokrat Parti liderini sürekli alkışlıyordu”471 diyerek halkın, Adnan Menderes’e

duyduğu saygı ve sevgisini anlatır.

Demokrat Parti hükümetlerinin bu büyük yatırımları dış yardım ve borçlanma yolu yapılmış, dış yardım kesildiği ve dış borçlanma yapılamadığı yıllarda kaynak bulunamadığı için piyasada zaman zaman bazı yokluklar, sıkıntılar yaşanmış, enflasyon yükselmiştir. Enflasyonun yükselmesini Adnan Menderes yatırımlara bağlamış, “enflasyonsuz yaşayarak yatırım yapmamaktansa, enflasyonla yaşayarak yatırım yapmayı” tercih etmiş ve bu bedele rağmen yine kalkınma için yatırım yapmaya karar vermiş ve sonuna kadar da bu politikasını sürdürmüştür.

Rıfkı Salim Burçak, bir görüşme esnasında Demokrat Parti Muğla milletvekili Zeyyad Mandalinci’nin memlekette darlık olduğunu ve yatırım politikasına bir parça ara vererek memlekete nefes aldırma ihtiyacını söylediğinde Adnan Menderes bu görüşe hiç katılmamış, “Yatırımları durdurmayacağını, selâmet sahiline bu yolla varılabileceğini, memleket menfaatlerine en uygun politikanın bu olduğunu”heyecanla ve biraz da olsa hiddetle anlatmıştır diyerek, “Bu başbakanın asla vazgeçmeyeceği görüşüydü”472.

Adnan Menderes’in özel kalem müdürlerinden Ercüment Yavuzalp de, görevde bulunduğu süre içinde özellikle ekonomi ile ilgili tüm kararları Menderes’in aldığını ona sorulmadan, onayı alınmadan bir şey yapılamayacağını çevresinde güvendiği teknokratlar grubu olduğunu, başta Su İşleri Genel Müdürü Süleyman Demirel, Vakıflar Genel Müdürü Orhan Çapçı ve ayrıca imar konularında İstanbul Belediye Başkan Yardımcısı Turgut Toker’in yakın çevresini oluşturduklarını anlatmaktadır. Yavuzalp, bir gün dış basında çıkan bir haberde, Türkiye’deki şeker fabrikalarının yapılış şeklinin eleştirildiğini okuyan Menderes’in kendisinin “Ne düşündüğünü” sorduğunu ve kendisinin de

471 Cüneyt Arcayürek, Yeni İktidar-Yeni dönem, 1. baskı, Bilgi Yayınevi, Ankara Temmuz

1993, s. 112.

Yazılanların makûl geldiği’ cevabını verdiğini anlatmaktadır473. Yavuzalp Menderes’in ise kendisine;

‘Bu yabancı, Türkiye’de bir fabrikanın fonksiyonu nedir bilmez. O bunu kendi tuzu kuru ülkesindeki kriterlere göre değerlendirir… Türkiye’de bir yere fabrika kurulması demek oraya okul, revir, doktor hizmeti gitmesi demektir… Benim için mesele sadece şekerin kilo başına maliyeti değildir… Fabrika yapmayıp da, hep pamuk ihracatçısı mı kalalım?.. İhracat niye yapmayalım? Farz edin ki, ihraç edemedik. O zaman bez yapar satarım. O da olmadı iplik yapar satarım. Ham madde satıcısı olmaktan daha iyi değil mi? Hem daha fazla döviz girer, hem de istihdam yaratırız.’ dediğini”474 anlatır.

Demokrat Parti hükümetleri döneminin son Maliye Bakanı, Hasan Polatkan yatırımlarla ilgili olarak; Meclis’te yaptığı konuşmada; 1950’den 1960’a kadar zirâat, maden işletmesi, imâlat sanayii, mesken, elektrik, gaz, su, ulaşım ve diğer sahalara, kamu kurumları ve özel kuruluşlar tarafından yapılan yatırımların toplamının 36.000.000.000 Lirayı bulduğunu, bu miktarın 25.938.000.000 Lirasının 1958 yılı sonuna kadar fiilen ödendiğini söylemiştir475. Hasan Polatkan aynı konuşmasında;

“Fiilen tediye edilmiş bulunan bu 25.938.000.000 liralık kısım, yatırımların yapıldığı tarihteki rayiçlere göre değil de, bugünün rayiçlerine göre hesaplanırsa yatırım toplamının 93.000.000.000 Lirayı aşmakta olduğu görülür476 diyerek yapılan yatırımların büyüklüğünü

ifade etmiştir.

473 Ercüment Yavuzalp, Menderes’ten Anılar, Bilgi Yayınevi, Ankara Mayıs 1991, s. 90-92. 474 a.g.e., s. 92.

475 a.g.z.c., XI. devre, 19 Şubat 1960, inikat 41, celse 1, cilt 12-1, s. 23. 476 a.g.z.c., s. 23.

1951-1959 Yılları Arasında Doğrudan Doğruya Bütçeden Yatırımlara Ayrılan Tahsisat477

Yıllar Tahsisat Yekûnu Tahsisatı Yatırım Nispet %

Yatırımların 1948 sabit fiyatıyla kıymeti (1 000 TL) 1951 1.645.559.156 320.204 .670 19.51 308. 937 1952 1.811.451.326 389. 000. 373 21.47 375 .000 1953 2.192.281.782 577 .368 .459 26.34 539 .597 1954 2.354.621.220 605 .742. 729 25.73 513 .400 1955 3.034.699.310 808 .043 .740 29.59 707 .121 1956 3.444.470.832 985 .044. 022 28.60 665 .572 1957 4.144.478.810 1.303.606.163 31.45 686 .108 1958 4.626.885.651 1.536.382.491 33.20 695 .196 1959 6.231.815.805 2.012.345.278 32.29 838 .480 Toplam 29.482.263.163 8.717.737.925 29.60 5. 329. 411

Yatırım tahsisatı yukarıda görüldüğü gibi her yıl, bir önceki yıla göre artmıştır. Tahsisat yekünü içerisinde yatırıma ayrılan tahsisat oranı da artmıştır. Bu da Demokrat Parti hükümetlerinin yatırıma verdikleri önemi göstermektedir.

Benzer Belgeler