• Sonuç bulunamadı

III. BÖLÜM

3.8. Yaratıcılığın Yönetimi

Yaratıcılık yönetimi, düşünme ve yorum yapma becerisini geliştirmeye dönük bir ortam oluşturan anlayıştır. Bireyler aracılığıyla verimlilik sağlamak, mükemmel olan örgütlerin temel özelliklerindendir. Örgütlerdeki en önemli öz kaynak insandır. Yetkinliklerin yönetimi olan yaratıcılık yönetimidir. Bireysel gelişmeyle birlikte yetkinlik düşünülür. Bu bağlamda, yönetim bireylerin yetkinlik ve yeteneklerinin geliştirmelerinde nasıl deneyim kazandıklarını, nasıl bir psikolojik süreçten geçtiklerini ve ne tür eğitim ve geliştirme programlarına ihtiyaç duyduklarını, devamlı geliştirmek ve araştırmak durumundadır (Yıldırım, 2007: 115).

Yaratıcılık diğer bireylerin yapmadığı farklı bir şeyler yapmayı gerektirir. Bill Gates, iş görüşmesine gelen adaylara, logar kapaklarının neden yuvarlak olduğunu sormaktadır. Bu soruya doğru cevap veren aday hakkında olumlu bir yargıya varmaktadır (İnce ve Oktay, 2006: 22). Yaratıcı olan bir birey, diğer bireylere oranla daha yaratıcı düşünme ve düşündüğünü uygulayabilme, yönetme isteğine sahip olan kişidir.

Örgütlerde yönetsel görevleri yeniden organize ederek üstün bir kabiliyet ve başarı ile yönetme süreci, örgütsel yaratıcılığın yönetimi olarak tanımlanabilir. Örgütsel yaratıcılığın oluşabilmesi için, örgüt üyelerinin ileri seviyede bir kültürel birikime, cesaret ve kararlılığa aynı zamanda özgür ve bütüncül düşünce yapısına, vizyonel bir bakış açısına ve hoşgörüye sahip olmaları gerekmektedir (Çavuş ve Akgemci, 2008: 233).

Günümüzün yöneticileri daha önce karşılarına çıkmayan çok sayıda problemle karşı karşıya kalmaktadırlar. Hızlı ve fazla sorunlu değişimler olduğu zaman toplumlar yaratıcılığa ayak uydurmak durumunda kalırlar yoksa yok olma ile karşı karşıya kalabilirler. Yaratıcı yönetimin görevi, her geçen gün artan bu problemlerin çözümü arttırmak ve örgütlerin çevresel koşullara uyumunu arttırarak başarıda etkinliği sağlamaktır (Yurtseven, 2001: 27).

Yaratıcılık açısından problem çözmede hangi yöntemler kullanılırsa kullanılsın metodolojik olarak şu sıralamanın takip edilmesi daha anlamlı olmaktadır (Akdemir, 2008: 227);

Problemin tanımlanması,

Problemin teknik ve ekonomik önceliğinin belirlenmesi, Olası nedenlerin belirlenmesi,

Belirlenen nedenlerin etkileşiminin belirlenmesi, Nedenlerin önceliklerinin belirlenmesi,

Olası çözümlerin / tedbirlerin oluşturulması, En uygun çözüm alternatiflerinin belirlenmesi, Belirlenen çözümün uygulama kararının alınması,

Çözümün ve gerekli değişikliklerin uygulamaya konulması,

İstenen sonuçların planlananlarla karşılaştırılması, yeniden uygulama. İşgörenlerin yaratıcılıklarını geliştirmek için yöneticilerin yapması gereken başlıca hususlar şunlardır (Yaman, 2007: 15-16):

Açık ve samimi iletişimin bulunduğu sıcak bir çalışma ortamı yaratılmalıdır ve savunmacı davranışlardan uzaklaştırılmalıdır,

Otokratik yönetim anlayışından uzak durulmalı,

İşgörenler sadece “kriz”leri çözen kişiler olmamalı ve daima kısa vadeli problemlerle ilgilenen kişi olmaları engellenmeli,

İşgörenlere kişisel olarak kendilerini geliştiklerini hissedecekleri görevler verilmeli,

Yaratıcılığı özendiren ve teşvik eden çalışma ortamı yaratılmalıdır. Zeki çözümlerin çok çalışmaktan daha önemli olduğu günümüz iş hayatında yaratıcılık büyük önem taşımaktadır. İşgörenlerin yetenekleri ile alakadar olan

liderler onların üstün olduğu yanları destekler, zayıf olduğu yanlarını da güçlendirir (Serinkan, 2008: 172).

Yaratıcı yönetimin genel amacı, örgütün sorunları üzerinde yaratıcı düşünceler geliştirmeyi cesaretlendirmektir. Hiçbir düşüncenin, örgüt düşüncesi olmadan engellenip bir yana atılmasına izin verilmemektedir. Eylemde ve düşüncede, örgütlerin değişime uyum sağlayabilmeleri yaratıcı yönetimin temel yaklaşımıdır. Buna göre örgütsel yaratıcılığın bileşenleri; alana hâkim olma becerisi, yaratıcılıkla ilgili beceriler, göreve yönelik güdüleme, örgüt amaçlarına dönük çalışma olmaktadır. Bütün bunlara göre yaratıcı örgüt kültürünü oluşturan bir yönetici bireysel inisiyatife sahip olmalı, risk ve belirsizlik durumlarında esnek davranabilmeli, örgütü yönlendirebilmeli, bütünleştirebilmeli, denetleyebilmeli, örgütle özdeşleşebilmeli, işgörenleriyle iletişim kurabilmeli, işgörenleri arasında adil ödül dağıtımı gerçekleştirebilmeli ve çatışmaları yönetebilmelidir (Mengili, 2007: 51).

Yöneticilerin yaratıcılıklarından yararlanabilmek için organizasyonları üretim, pazarlama, dağıtım, satış gibi departmanlara bölmeye ihtiyaç duyulmaktadır. Bu uygulama giderek küçük işletmelerde de görülmeye başlamıştır (Maital ve Seshadri, 2007: 38).

Yaratıcılığı etkin olarak yönetmek için yapılması gerekenler şu şekilde sıralanabilir (Yıldırım, 2007: 116);

Yönetim sistemlerini kendi kendini yöneten takımlar gibi kurmak, Fiziksel çevreyi yaratıcılığı destekleyecek biçimde oluşturmak, Örnekleri örgüt üyelerinin tavırlarını değiştirme yönünde seçmek, Gelişmenin meydana gelebileceği bir ortam meydana getirmek,

Beyin fırtınası gibi yöntemleri geliştirerek ve uygulayarak yeni fikirler meydana getirmek,

Yeni düşüncelerin meydana getirilmesinde yol gösterecek şeyleri araştırmak,

Düşünceleri tartışabilmek ve gerektiğinde düşüncelere itiraz edebilme özgürlüğüne sahip olmak ve örgütün iyiliği için bütün bu eylemleri gerçekleştirmek,

İşgörenleri nefes almalarını sağlayarak, onların düşünmesini sağlayacak ortam yaratmak,

İşgörenlerden gelen yeni düşüncelere ve tekliflere açık olmak ve düşünceleri değerlendirmeye almaktır.

Yaratıcılık ve yenilik ayrıca modern devlet hizmet sisteminin gelişimi, hastane gibi kar amacı olmayan kurumların yönetiminin yeniliğinin ve gelişiminin kanıtıdır (Mumford, Hester ve Robledo, 2012: 3).

Üretkenlik, denetim ve verimlilik gibi değerli iş unsurları üzerinde duran yöneticiler yaratıcılığa gereken önemi vermeyerek, istemeyerek de olsa yaratıcılığın ortadan kalkmasına sebep olurlar. Biçimsel ve hiyerarşik yapıya sahip olan bürokratik bir örgüt yapısı içinde yaratıcılık ve yenilikçilik gelişemeyecektir ve yaratıcı bir eylemin ortaya çıkması engellenecektir. Başarısızlıkların hoş görüldüğü, farklı fikirlerin teşvik edildiği, dayanışma ve işbirliğinin olduğu, esnek, katılımcı yapılarda yaratıcılık oluşarak, gelişebilecektir (İnce ve Oktay, 2006: 22).