• Sonuç bulunamadı

Yapının High Tech Mimari Bakış Açısıyla Analiz Edilmesi

Congresium Ankara birçok açıdan incelendiğinde High Tech mimari düşünce sistemine uyan özellikler barındırmaktadır. Yapının cephe görünümü incelendiğinde High Tech yapılarda olduğu gibi dinamizm olduğu görülmektedir. Bu hareketlilik gerek malzeme seçimiyle gerekse yapının dış formunun tasarımıyla sağlanmıştır. Birbirine eklenen büyüklü küçüklü kutulardan oluşmuş gibidir. Atrium bölümünün köşe dönüşünün basamaklı bir yapıda olması cepheye oldukça karakteristik özellik katmaktadır. Cephede malzeme seçimine baktığımız zaman cam ve çeliğin oldukça yoğun kullanıldığı görülmektedir. Çelik konstrüksiyonlu cam yüzeyler High Tech mimarinin olmazsa olmazları arasındadır. Congresium Ankara’nın cephesine dışarıdan bakıldığında neredeyse tamamı cam yüzeylerden meydana getirilmiştir. Bunun yanında çelik konstrüksiyon ve güneş kırıcı metal paneller yapıya High Tech görünümü katmaktadır. Yapının cephesi malzeme kullanımı açısından High Tech mimari düşüncesine uygun düşmektedir.

Yapının iç mekanı incelendiğinde ilk önce karşılaşılan mekanlardan Atrium kolonsuz şekilde geçilebilmiş büyük metrekareli bir alandır. Atrium büyük alanının yanı sıra 22.6 metrelik bir yüksekliğe sahiptir. Bu durum bakıldığında High Tech mimarinin ilk örnekleri kabul edilen Cristal Palace ve Galeria Di Machine’i akıllara getirmektedir. Atrium’un dış alana bakan yüzeyleri tamamen çelik konstrüksiyondan oluşmaktadır. Dikeyde büyük kalın çelik kolonlor, yatayda daha ince çelik kirişler ve bu kolon ve kirişleri birbirine bağlayan çapraz konumlu çelik çubukların kullanılmış olması, High Tech mimarinin olmazsa olmazlarının bu yapıda hayata geçirildiğini göstermektedir. Bütün bu çelik konstrüksiyonun da şeffaf renkli cam ile örtülmesi bu görüntüyü pekiştirmektedir.

Atrium cephelerinin yanı sıra tavanıyla da dikkat çeken bir mekandır. Cephelerde olduğu gibi tavanı da tamamen çelik konstrüksiyondan oluşmaktadır. Kaset şeklinde oluşturulmuş çelik konstrüksiyon piramidal kubbe şeklinde tasarlanmış cam örtüyle giydirilmiştir. Atrium cam ve çeliği bu denli cömertçe kullanımıyla High Tech mimari görüşüne doğrudan uymaktadır. Bunun yanı sıra dikey sirkülasyon elemanları olan yürüyen merdivenler ve asansörler Atrium içerisinde çıplak şekilde görülebilmektedir. Bu durum High Tech mimarinin en önemli örneklerinden olan Hong Kong Sanghai Bank’ı akıllara getirmektedir. Dikey yönlü sürekli şekilde hareket eden üç asansör çıplak bir şekilde doğrudan Atrium içerisine bakmaktadır ve asansörlerin hareketleri esnasında kendisiyle birlikte mekanizması da görünebilmektedir. Bu durumda High Tech mimarideki makine hareketliliğine benzetilebilir. Bu durumun bir benzeri de High Tech mimarinin en önemli yapılarından Lloyd Binası’nda görülmektedir. Lloyd Binası’nda da asansörler yapının cephesinde gözle görülür bir şekilde konumlandırılmıştır. Atrium yapıda High Tech mimarinin özelliklerinin en çok uygulandığı ve hissedildiği bölümdür.

Zemin Katta Zelve ve Truva fuar salonlarına bakıldığında kolonsuz olarak geçilen çok büyük metrekarelerdir. Bunun yanında tavan yüksekliğinin de fazla olması sebebiyle High Tech mimarinin yapı bir fabrika binası, tipik bir hangara benzemeli düşüncesine uyduğu görülmektedir. Ayrıca her iki salonda da bulunan hareketli duvar yüzeyleri de High Tech düşünce sistemine uymaktadır. High Tech mimarinin de bazı dönemlerinde sökülüp takılabilir elemanlar, hareketli elemanlar denenmiş ve önemli yapılarda uygulanmıştır. Salonların fonksiyonel olarak değişen koşullara göre şekil alabiliyor olması ve birçok farklı amaca hizmet edebiliyor olması High Tech düşüncesine uygun tasarım kriterleri olmuştur.

Malzeme seçimi ve iç mekan tasarımı anlamında incelediğimizde, malzemelerin en yalın haliyle süssüz bir şekilde kullanıldığı görülmektedir Bu salonlarda görsel etkiden daha çok fonksiyonellik ve kullanıcıların konfor koşulları ön planda tutulmuştur. Bu durum da High Tech düşünce sistemine uygun bir tutumdur.

Yapının ikinci katına geldiğimizde mekanlar arası sirkülasyonu sağlayan, Fuaye ve sergi alanında bulunan birbirine çapraz konumlu olarak tasarlanmış merdivenler dikkat çekmektedir. Yapının ikinci katından başlayarak, üçüncü ve dördüncü katlara ulaşan bu merdivenlerin, Atrium’un galeri boşluğuna da oldukça yakın olduğu için görsel etkisi oldukça fazladır. Form olarak Pompidou Center’ın yapı dışında bulunan ve bütün çephe boyunca devam eden merdiven sistemini anımsatmaktadır. Ancak bu yapıda bu formda iki merdiven kullanılarak ve bu merdivenler birbirine çapraz konumlu olarak yerleştirilerek dinamik bir görünüm yakalanmıştır. Merdiven sisteminde korkuluk bölümünün metal konstrüksiyonlu şeffaf camdan tasarlanmış olması da High Tech’in vazgeçilmez malzeme ve tekniğinin bu merdivende yansıtıldığını göstermektedir.

İkinci katta bulunan Angora salonuna baktığımızda, kolonsuz bir şekilde geçilmiş büyük bir metrekare olduğu görülmektedir. Salonun bu özelliği High Tech mimari düşüncesine uygundur. Bunun yanı sıra kullanılan malzemeler ve bu melzemelerin kullanım şekli incelendiğinde malzemelerin en yalın haliyle kullanıldığı görülmektedir. Gereksiz görsel tasarımlardan uzak fonksiyonelliğin ve konfor koşullarının ön planda tutulduğu bir mekandır. Bunun yanı sıra görsel olarak da tatmin edici düzeyde bir tasarıma sahiptir. Angora salonunun değişen koşullara ve ihtiyaca yönelik olarak farklı amaçla kullanılabilir olması ve birbirinden ayrı üç mekana dönüşebiliyor olması Fonksiyonellik bağlamında High Tech düşüncesine uymaktadır. High Tech düşüncesinde de bir mekanın, bir çok fanksiyona göre değişim gösterebilecek ve hizmet verebilecek şekilde olması gerektiği savunulur.

Oditoryum ise yine aynı şekilde kolonsuz olarak geçilebilmiş oldukça büyük bir mekandır. Bu mekan için de High Tech özellikler barındırdığı söylenebilir. Malzeme seçimi ve malzemelerin kullanım şekli Angora salonunda olduğu gibi High Tech mimarinin düşünce sistemine uygundur. Oditoryum için kullanılan teknolojik imkanlar gerek sahnede gerekse salonun diğer bölümlerinde, yüksek teknoloji içerdiği görülmektedir. Salonun yapım tekniklerin de keza aynı şekilde ileri teknoloji inşa yöntemleri kullanılmış durumdadır. Oditoryumda da aynı şekilde fonksiyonel olarak değişen koşullara göre şekil alabilmesi ve kullanıcı konforunu ön planda

tutması bu mekanın da High Tech düşünce sistemine uyduğunu göstermektedir. Oditoryumda gereksiz görsel tasarım ve malzemelerden kaçınılmış yalın ve şık bir salon tasarımı uygulanmıştır.

Congresium Ankara’nın toplantı odaları, basın odaları, çok amaçlı salonları, VİP salonları, fuaye alanları gibi geriye kalan mekanları incelendiğimizde High Tech mimarinin düşünce sisteminini kısmi olarak da olsa karşıladığı görülmektedir. Bu mekanların malzeme kullanımı, tasarım biçimleri, konstrüksiyon teknikleri açısından High Tech mimarinin belirli kriterlerini karşıladıkları görülmektedir. Mekanlarda kullanılan malzemeler aynı şekilde gereksiz tasarım unsurları abartı süslemeler içermemektedir. Bu mekanlarda da fonksiyonellik ön plandadır. Değişen koşullara göre bir çok farklı amaca hizmet edebilecek şekilde düzenlemeye uygun tasarlanmış mekanlardır. Bu özellikler açısından incelediğimiz bu mekanların da High Tech düşünce sistemini karşıladığı söylenebilir.