• Sonuç bulunamadı

İş yaşam dengesi sağlanamadığı takdirde bireylerin aileleri ve işleri arasında istenmeyen bir çatışma yaşanmaktadır. Literatür taramasında bireyin yaşamış olduğu bu çatışma iş aile yaşam çatışması olarak tanımlanmaktadır.

Sanayileşme sürecinin artması ile birlikte gelir elde etme zorunluluğu ortaya çıkmış ve bireylerin sorumlu olduğu aile bireylerine yönelik yerine getirilmesi gereken sorumlulukları da artmaya başlamıştır. Sanayileşme süreci olmadan önce üretim sadece aile gereksinimlerini karşılamaya yönelik iken, sanayileşme sürecinden sonra aile gereksinimlerinin dışına taşınmıştır. Üretim sürecinde yaşanan bu değişimle birlikte iş ve aile yaşamlarında farklı kültürlerin ve beklentilerin yaşanmasına neden olmuştur (Clark, 200: 748). Bireylerin aile ve hayatlarında yaşamış olduğu farklı kültür ve beklentiler bireylerin istemediği bir çatışma

yaşamasına neden olmakta ve yaşanan bu çatışma ile birlikte bireyin iş ve aile yaşamında birçok sorunla karşılaşmasına neden olmaktadır. Bireylerin yaşamış oldukları iş yaşam çatışması, bireyin aile yaşamının yanı sıra örgüt yaşamı içinde önemli olduğu görülmektedir. Birey, evi ve işi arasında çeşitli roller taşımakta ve bu rolleri de işi ve ailesine yansıtabilmektedir. Bunun sonucunda da, zaman yetersizliği, rol çatışması, rol belirsizliği, fazla çalışma sonucunda oluşan psikolojik baskı, zihinsel yoğunluk, stresli ortam gibi iş ve aile çatışması ile ilgili unsurlar karşımıza çıkmaktadır (Higgins & Duxbury, 1992: 393).

Küreselleşen dünya ile birlikte çalışanların yoğun iş temposu, çalışanlar için stres kaynağı olmuştur. Stres, çalışanların iş yaşamları etkilemekle kalmayıp onların aile hayatlarını da etkileyen önemli bir faktör haline gelmiştir (Turunç & Erkuş, 2010: 416). Bunun yanı sıra kadınların iş yaşamındaki rollerinin artması ile birlikte aile yaşamında değişen roller sebebiyle iş yaşam çatışması meydana gelmektedir. Değişen bu roller iş ve aile sorumluluklarında bir takım değişimlere neden olmuş ve bu değişimler sebebiyle de aile ve iş yaşamı arasındaki denge bozulmuştur. Bozulan bu denge iş ve aile yaşam çatışmasının oluşmasına zemin hazırlamıştır (Geurts vd. 1992: 533). İş aile çatışması bireyin aile ve iş hayatında roller arasında meydana gelen bir takım uyumsuzluk olarak ifade edilmektedir (Greenhaus vd., 2003: 512). Diğer bir ifadeyle iş ve aile yönelimli rollerinin aynı zamanda meydana gelmesi ile yaşanan uyumsuzluk olarak da adlandırılmaktadır (Parasuraman ve Simmers, 2001: 556). İş ve aile çatışması; iş ve aile rollerinden herhangi birisinin yerine getirilmemesi durumunda ortaya çıkan bir çatışma türü olarak da ifade edilmektedir (Çarıkçı & Çelikkol, 2009: 156). İş ve aile çatışması genel manada bireyin birden fazla role sahip olması durumunda ortaya çıkmaktadır. Bu anlamda iki yönlü süreç olan iş yaşam çatışması; işin aile rollerinin yapılmasını engellemesi sonucu meydana gelirken, ailenin de işin gerekli rollerini yerine getirilmesini engellemesi ile meydana gelmektedir (Duxbury vd. , 1994: 450). Bireyin yaşamış olduğu iş aile çatışması çok yönlü gerçekleşmekte ve bireyin işine bağlılığı, bireyin ailesine olan bağlılığı, ailevi ve işe yönelik problemler veya ailesi ve işinden gelen istekler iş aile yaşam çatışmasına neden olmaktadır. Yaşanmış olan bu sıkıntılar ile kişinin yaşam tatmininde azalma meydana gelmektedir (Jackson, 1985: 574). Şekil 1.4’de iş aile çatışma süreci gösterilmektedir.

Şekil 1.4 İş Aile Çatışma Süreci

Kaynak:Duxbury ve Higgins, 1991: 61

Cinamon ve Rich (2002), iş ve aile çatışmasında, iş ve aile niteliklerinin rollerinin önem derecesine göre iş görenleri üç farklı profilde incelemiştir. Aile ve iş rollerine büyük önem veren bireyler” çift profil”, iş hayatına daha fazla önem verip, ailesine yönelik önem derecesi daha az olanlar “iş profili”, iş yaşamına verdiği önem derecesi az, aile hayatına verilen önem fazla ise “aile profili” olarak ele alınmaktadır. İşi ve ailesi arasında istedikleri dengeyi kurmaya çalışan her bir birey bu profilleri uygulamaya çalışmakta ve sahip olduğu sorumluluklarını yerine getirmeye gayret göstermektedirler. Aile ve iş hayatındaki etkisinin yoğunluğu hiyerarşinin her basamağındaki iş görenin hayatında yer bulurken, yönetici görevini üstlenen kişilerin, üstlenmiş oldukları roller ve beklentilerin fazla olması ve belirli bir denetim alanına sahip olmasından dolayı etkileşim yoğunluğu daha fazladır (Cinamon & Rich, 2002: 531). Greenhaus & Beutell’in (1985) çalışmasında ise iş aile çatışması; zamana bağlı çatışma, gerilime bağlı çatışma ve davranışa bağlı çatışma olmak üzere üç boyutta ele alınmaktadır (Greenhauus & Beutell, 1985: 78-79);

Zamana Bağlı Çatışma: Kişinin biden fazla rolleri için süre olarak birbirleri ile rekabet ederler. Bir rolde faaliyetler için harcanan zaman genellikle başka bir rol için harcanmaz. Zaman tabanlı çatışma aşırı çalışma süresi ve zamanlama çatışma boyutları ile tutarlıdır. Zamana bağlı çatışma iki şekilde gerçekleşir. Birincisi; bir role ilişkin zaman baskıları ile diğer

İş-Aile Çatışması İş Beklentileri İş Çatışması Ailenin Beklentileri Aile Çatışması Aileye Bağlılık İşe Bağlılık Hayat Tatmini Aile Tatmini İş Tatmini

rolün beklentilerin karşılanması imkânsız olabilir. İkincisi, belirli bir rol yerine getirilirken, zihinsel olarak başka bir rolün meşguliyetini yaşamaktır (Greenhauus & Beutell, 1985: 78-79). Zamana bağlı çatışmada en önemli unsur zamandır. Gün içerisinde yapılan her bir rol nedeniyle, diğer rollere kalan zaman azalacaktır. Birey rolünü yerine getirirken azalan zamandan dolayı diğer yapması gereken roller için zaman esaslı bir çatışma yaşayacaktır (Cardenas & Major, 2005: 36). Zaman esaslı çatışmaya; mesai saatlerinin fazla olması, iş saatlerinin düzensiz olması, kadın ve erkeğin beraber çalışması, ailevi sıkıntılar vb. neden olmaktadır (Elloy, 2004: 20).

Gerilime Bağlı Çatışma: İş yaşamının sebep olduğu olumsuz durumlar sonucunda, diğer rolün sağlıklı bir şekilde yerine getirilmesini engellemektedir. Genellikle gerginlik, yorgunluk, depresyon, halsizlik, sinirlilik, gibi durumların oluşması sonucu meydana gelir. Bu durumlarda kişinin performansını olumsuz yönde etkilenmektedir. Diğer role ilişkin talepler karşılanamaz hale gelmektedir (Greenhauus & Beutell, 1985: 78-79). Kinnunen ve Maun’ya göre gerginliğe bağlı çatışma bir roldeki gerilim septomlarının diğer rolün performansını etkilemesi sonucu meydana gelmektedir (Kinnunen & Mauno, 1998: 158). Bacharach vd. göre bireyin iş ve aile hayatındaki psikolojik problemleri diğer yaşam alanına taşıması olarak da tanımlanmaktadır (Bacharach vd., 1991: 41).

Davranışa Bağlı Çatışma: Bireylerin iş ve aile yaşamlarında üstlenmiş oldukları rollerin diğer alanlarda bulunan rollere yönelik uymaması durumunu ifade etmektedir (Greenhauus & Beutell, 1985: 78-79). Kinnunen ve Mauno’ya göre davranış esaslı çatışma, bir rolde gerçekleştirilen davranış ile diğer rolün beklenen davranışının uyuşmaması olarak ifade edilmektedir (Kinnunen & Mauno, 1998: 158).

Çalışan kişilerin aile ve iş hayatlarında üstlenmiş oldukları roller tek taraflı olarak çatışmaya neden olmamaktadır. Bireylerin üstlenmiş oldukları rollerin talepleri yerine getirilirken bu talepler aynı zamanda eş zamanlı olursa çatışma meydana gelmektedir (Özmete, 2012: 4). İş ve aile hayatı çatışmasına yönelik yapılan bir ankete göre Avrupa’da kadınların ücretsiz ev ve bakım işlerine günlük katılım oranları %80 iken bu oran erkelerde %5 düzeyinde olduğu görülmektedir. Aynı zamanda ailevi sorumlulukların yerine getirilmesi konusunda Avrupa çapında cinsiyet önyargısı bulunmaktadır. Erkeklerin ücretsiz olarak günlük ev işlerine katılımındaki en kötü performansı %17 ile Türkiye göstermektedir. Bu oranı %70 ile en iyi temsil eden ülke ise İsveç’tir. Türkiye’de erkelerin %71’i ile kadınların %62’si ücretsiz ev işlerin yapılması konusunda kendilerine düşen payların adil olduğunu düşünmektedir. Çünkü Türkiye’de erkelerin ve kadınların büyük bir bölümü ücretsiz ev işlerinin kadınlar tarafından

yapılmasının makul olduğunu düşünmektedir. Bu yüzdende Türkiye’de evin geçimini sağlamak üzere erkeklerin ön planda olduğunu görülmektedir (Erdoğan, 2010: 20).