• Sonuç bulunamadı

Yaş ve Üzeri Bireylerde Periyodik Sağlık Muayene Önerileri (2005)

USPSTF 2005 yılı periyodik sağlık muayeneleri ile ilgili kanıt düzeyleri şöyledir:

A. USPSTF klinisyenin bu hizmeti uygun hastalara sağlamasını şiddetle önerir. Bu hizmetin önemli sağlık göstergelerini iyileştirdiğine dair iyi kanıtlar bulunmuştur ve yararının zararlarına bariz ağır bastığına karar vermiştir.

B. USPSTF klinisyenin bu hizmeti uygun hastalara sağlamasını önerir. Bu hizmetin önemli sağlık göstergelerini iyileştirdiğine dair en azıdan bazı deliller bulunmuştur ve yararının zararından fazla olduğuna karar vermiştir.

C. USPSTF bu hizmetin rutin sağlanmasını lehinde ve aleyhinde öneride bulunmaz. Bu hizmetin önemli sağlık göstergelerini iyileştirdiğine dair en azıdan bazı deliller bulunmuştur ancak yarar ve zararlarının genel bir öneriyi makul gösterecekten çok daha yakın olduğuna karar vermiştir.

D. USPSTF bu hizmetin asemptomatik bireylere rutin olarak sağlanması aleyhinde öneride bulunur. Bu hizmetin etkisiz olduğuna yada zararlarının yararından fazla olduğuna dair en azıdan bazı deliller bulunmuştur.

I. USPSTF kanıların hizmetin rutin sağlanması lehinde veya aleyhinde öneride bulunmaya yetersiz olduğuna karar vermiştir. Hizmet hakkında deliller eksik, kötü kalite yada sonuçları çelişkilidir ve yarar zarar dengesi belirlenemez.

USPSTF 2005 yılı 65 yaş ve üzeri bireyler ile ilgili periyodik sağlık muayene önerileri: Diyet: Hiperlipidemi, kardiyovasküler ve kronik hastalıklara bağlı diğer bilinen risk faktörleri taşıyan yetişkin hastalara, yoğun olarak davranışsal diyet hakkında öneri

verilmelidir. Genelde öneri veren birinci basamak klinisyeni olabileceği gibi, beslenme uzmanı ya da diyetisyen de olabilir ( Kanıt: B).

Obezite: Bütün yetişkin hastalar taranmalıdır. Obez yetişkinlere yoğun olarak ciddi kilolar vermesi için davranışsal öneri ve müdehalelerde bulunmalıdır (Kanıt: B).

Sigara: Tütün ve tütün ürünlerini içenler ve önceden içenlere, her görüşmede danışmanlık verilmelidir (Kanıt: A). Birinci basamak hekimlerince verilen tarama, danışmanlık ve farmakoterapi sigarayı bırakan kişi oranını arttırmaktadır.

Fiziksel aktivite: Fiziksel aktiviteyi destekleyen, davranışsal fikir veren primer bakım hakkındaki kanıtların yetersiz olduğunu belirtir (Kanıt: I). Her vizit fiziksel aktivitenin olumlu, makul etkilerinden 3-5 dakika bahsedilmelidir. Haftanın çoğu yada her günü 30 dakika orta derecede aktivitenin faydaları ile önerilir.

Alkol kullanımı: 65 yaş ve üzeri bireylerde kadınlarda her gün 1 kadeh, erkeklerde 2 kadeh ile sınırlansa da, son çalışmalardaki veriler alkolün haftada 3-4 kez 1 kadeh içilmesi ile sınırlanmaktadır.

İşitme durumu: Periyodik sorgulanması, işitme cihazları hakkında bilgi vermek ve uygun hastaları sevk etmek gerekir (USPSTF 1996) (89).

Görme: Snellen kartı ile görme keskinliği değerlendirilmesi önerilmektedir (USPSTF 1996) (89).

Düşme: Riskli bireyelere kişiselleştirilmiş multifaktöriyel düşme önleyici uygulamaları tavsiye edilmektedir (USPSTF 1996) (89).

Aspirin: Koroner arter hastalığı için risk altında olan erişkinlerde aspirin kemoproflaksis tartışmalıdır. Hastalarla görüşerek, aspirinin hem yararları hem de zararları anlatılalarak önerilerde bulunmak gerekir (Kanıt: A).

Hormon replasman tedavisi: Postmenapozal kadında kombine östrojen ve progesteronun yada histerektomili postmenapozal kadında tek başına kullanılan östrojenin, kronik hastalıklarda primer koruma amacıyla kullanılması uygun değildir.

Postmenapozal osteoporoz: Rutin olarak 65 yaş ve üstü kadınları taranması önerilmekte olup, osteporoza bağlı kırıkların oluşma riskinin arttığı 60 yaşındaki kadınlar ile başlayı önermektedirler (Kanıt: B).

Hipertansiyon; 18 yaş ve üstü yetişkinler gözlenmelidir (Kanıt: A).

Tip 2 diyabet: Asemptomatik bireylerde , bozulmuş glikoz toleransı ve bozulmuş açlık glikozu için, lehine veya alehine kanıtlar yetersizdir (Kanıt: I). Hipertansiyonu ve hiperlipidemisi olan yetişkinler taranmalıdır (Kanıt: B).

Hiperlipidemi: Rutin olarak 35 yaş ve üstü erkekler ile 45 yaş ve üstü kadınlar taranmalıdır. Koroner kalp hastalığı için yüksek risk taşıyan yüksek lipidemisi olanlar tedavi edilmelidir. Rutin olarak genç yetişkinlerin taranması önerilir (Kanıt: A). 65 yaşından sonra hiç taranmayan bireyler taranabilir, fakat bu yaştan sonra lipit yüksekliği nadirdir.

Koroner kalp hastalığı: Riski düşük olan insanlarda, rutin olarak yapılan tarama testleri; elektrokardiyogafiye, egzersiz “treadmill” test veya “electron-beam computerized tomography”dir (Kanıt: D).

Demans: Yaşlı yetişkinlerde rutin olarak tarama yapılması için kanıtların yetersiz olduğu belirtilir (Kanıt: I). Kognitif bozulmayı en iyi test eden tarama şekli mini mental status testidir. Şu anki kanıtlar kognitif bozukluğu olduğundan şüphelenilmeyen hastaların rutin taramasını desteklemese de klinisyenler direkt gözlem sonucu, hasta raporları ve aile üyeleri, arkadaş veya bakıcıların gözlemleri neticesinde şüphelendikleri kişiyi değerlendirmelidirler.

Depresyon: Kendisine konulan teşhisi anlayabilen, gereken tedaviyi olan ve gerekli takipleri yaptırabilecek olan depresyonlu hastaların takibinin yapılması önerilir (Kanıt: B). Çocuk ve adelosanların rutin taramasının yapılması için yeterli kanıtın olmadığını belirtir (Kanıt: I).

Meme Kanseri: 40 yaş ve üstündeki bayanların 1-2 yılda bir kez klinik muayenesi olsun veya olmasın mamografi ile taranması önerilir (Kanıt: B).

Serviks kanseri: Cinsel olarak aktif ve serviksi olan kadınlar taranmalıdır (Kanıt: A). 65 yaş üstündeki kadınların eğer son pap smearları normalse, rutin serviks kanser taramasına gerek olmadığını söylemektedir (Kanıt: D). Tam histerektomi geçirmiş kadınların rutin smear taramasına gerek olmadığını söylemektedir (Kanıt: D).

Prostat kanser: Taramalarında prostat spesifik antijeni (PSA) kullanımının veya digital rektal muayenenin tarama rutininde yararlı olup olmadığı hakkında yeterli kanıta sahip olmadıklarını açıklıyor (Kanıt: I).

Kolorektal kanser: 50 yaş ve üstündeki erkek ve kadınların taranması önerilir (Kanıt: A) (88).

DSÖ’nün tüm dünya için önerdiği ‘Sağlıklı Yaşlanma’ hedefinin, Türkiye için de gerçekleşebilmesi, yaşlı sağlığına birinci basamak sağlık hizmeti sunumunda gereken önemin verilmesi ve bu konudaki çalışmaların artırılarak devam ettirilmesi ile mümkün olabilecektir (11).

Yaşlanma sürecini durdurmak olanaksızdır, Thomas Dekker’in dediği gibi ‘Yaşlılık da sevgi gibidir, saklanamaz’ ama geciktirilebilinir veya yavaşlatılabilir. Önemli olan mutlu, enerjik ve sağlıklı bir yaşlılık dönemi geçirebilmektir. Aile hekimliğinin özelliklerinden biri sunduğu hizmetin bireyin gereksinimlerine göre şekillendirebilmesidir. Yaşlı grubu da özel, gittikçe sayısı artan ve multidisipliner yaklaşım isteyen bir gruptur. Bu özel gruba uygun bir rehber hazırlayıp, sunan aile hekimliği uzmanına büyük görev düşmektedir. Aile hekimliği uzmanı, bulunduğu toplumun bütün bireylerine olduğu gibi yaşlı ve onların ailelerine destek, danışmanlık ve tedavi sağlamada önemli kilit noktadır.