• Sonuç bulunamadı

Yağmurun Hükmi ve Manevi Kirliliği Temizlemesi

Belgede Kur'ân-ı Kerîm'de yağmur (sayfa 77-80)

3. BİLİMSEL TEFSİR EKOLÜ

2.7. Yağmurun Temiz ve Sağlıklı Olması

2.7.2. Yağmurun Hükmi ve Manevi Kirliliği Temizlemesi

Bazı ibadet ve fiillerin yapılmasına engel olan abdestsizlik durumuna, hükmi kirlilik/hades denilir. Kendi içinde büyük hades ve küçük hades diye ikiye ayrılır. Büyüğünden temizlenmek gusül abdestiyle, küçüğünden temizlenmek abdestle mümkündür. Namazın altı şartından birisi olan hadesten taharet tabiriyle, bu hükmi kirlilikten temizlenme kast edilir. Kişi namaza ancak bundan sonra yaklaşabilir. Esasen bu kirlilik hükmidir. Görünmese de insanın zihnini ve kalbini kirleterek namaza mani olur. Bu temizlik ibadet amaçlı olmakla birlikte, kişinin vücudunu yıkayarak vücuda hareketlilik kazandırdığından gerçek temizliği de içermektedir.366 Hadesten taharet su ile yapılır.367 “…Sizi temizlemek, şeytanın pisliğini (verdiği vesveseyi) sizden gidermek,

kalplerinizi birbirine bağlamak ve savaşta sebat ettirmek için üzerinize gökten bir su (yağmur) indiriyordu.”368 Bu âyette yağmurun maddi kirleri, abdestsizlik ve cünüplük hali olan hükmi kirleri temizlediğini ifade ettiği gibi, yağmurun manevi kirlilikleri de temizlediği vurgulanmaktadır. Yağmurun üç çeşit temizliğinden aynı âyette bahsediliyor. Bu âyet bedir gazvesinin yapılacağı gece yağan yağmuru konu edinmektedir ki olayın şu şekilde olduğu rivayet ediliyor:

Zeccâc’ın naklettiğine göre, kâfirler Bedir günü müminlerden önce Bedir suyunun başına varmışlar ve orada konaklamışlardı. Müminler susuz kalmışlardı. Bu se- fer korkuya kapıldılar, susuzluk çekmeye başladılar, cünüp oldular ve hatta bu şekilde namaz kıldılar. Kimileri kendi içinden şeytanın vesvesesinin etkisiyle şöyle demişti: Biz Allah'ın dostları olduğumuzu iddia ediyoruz. Resûlullah da aramızda bulunmaktadır. Hâlbuki biz bu durumda, müşrikler ise suyun başında bulunuyorlar. Bunun üzerine yüce Allah, Bedir gecesi, Ramazanın on yedinci günü, vadiler sel olup taşıncaya kadar yağmur yağdırdı. Müminler böylelikle hem su içtiler, hem de temizlendiler, hem

366 bk. Canbulat, Dinî Kavramlar Sözlüğü, s.213. 367 en-Nisâ 4/43; el-Mâide 5/6.

bineklerine de su verdiler. Kendileri ile müşrikler arasında bulunan kıraç arazi sertleşti ve bunun sonucunda Müslümanların ayakları orada savaş sırasında sağlam bastı.369

Bedirde müminler abdestsiz ve cünüplük durumunu kaldıracak su bulamadıklarından moralleri aşırı derecede bozulmuştur. Çünkü müminler su bulamadıkları zaman sıcaktan ve susuzluktan etkilendikleri kadar, belki daha fazlasıyla gusülsüzlükten ve abdestsizlikten dolayı rahatsız olurlar, elem duyarlar. Mümin bir kimse cünüp olduğu zaman adeta kendinden tiksinir, gusül yapamazsa kalbi rahat etmez ve bu yüzden acı çeker. Ve hakikaten temizlik her nimetin temelidir. Bu hikmete bağlı olarak Allah Teâlâ, temizliğe yaraması bakımından suyun birinci faydasını ve hikmetini bunu belirtmek için zikretmiştir ve bu faydasını en öne almıştır.370 “…Sizi temizlemek,…

için üzerinize gökten bir su (yağmur) indiriyordu.” Sizi büyük ve küçük pisliklerden arındırıp tertemiz yapsın diye.371 Abdestinizi, guslünüzü yapmanıza yarasın da bu

yüzden gönlünüzü huzura kavuştursun diye.

İslâm dini insan hayatını maddi ve manevi yönleriyle bir bütün halinde ele alarak kişiye yardımcı olmaktadır. Bu açıdan İslâm dinindeki temizlik sadece maddi temizlikten ibaret olmayıp, manevi temizliği de kapsamaktadır. Hatta dinimizin üzerinde daha bir önem ve titizlikle durduğu temizliğin manevi boyutudur. Manevi temizlik, insan zihnini ve kalbini başta şirk olmak üzere, bütün yanlış düşünce ve inanışlardan arındırmadır.

Yukarıda zikredilen âyetin devamında yağmurun insanın zihin dünyasındaki manevi kirleri temizlemesi de yer almaktadır. “…şeytanın pisliğini (verdiği vesveseyi)

sizden gidermek ِن َAْ).ا َ,ْ'ِر ْ<ُE-َ/ َِهْ َُو ,… için üzerinize gökten bir su (yağmur) indiriyordu.” Rics, kirli, pis olan şeyler için söylenir ki bu kirlilik dört açıdan olur: mizaç bakımından, akıl bakımından, şerî ölçüler açısından veya bunların tümü açısından.372 Bu kelime Kur'ân'ı Kerîm’de daha ziyade vesvese, manevi hastalık ve kötülükler, için kullanılmaktadır.373

Düşman Bedir suyunu tutmuş bulunduğu için şeytan Müslümanlara bu vesile ile

369 Kurtubî, el-Câmiu li-Ahkâmi'l-Kur'ân, V, 326. 370 Elmalılı, Hak Dini Kur'an Dili, IV, 208. 371 İbn Kesîr, Tefsîru’l-Kur’âni’l-Azîm, II, 386. 372 İsfehânî, el-Müfredât, “rcs”, s.194.

vesvese veriyordu ki, onları susuzluktan kırılmakla korkutuyordu. Rivayet olunduğuna göre, Müslümanlardan birçoğu uyuyup ihtilam olunca, iblis, kendilerine görünüp demişti ki, “Siz hak yolda olduğunuzu sanıyorsunuz, hâlbuki cenabet cenabet namaz kılacaksınız ve susuzluktan helâk olacaksınız. Eğer hak yolda olsaydınız, düşman su başlarını tutabilir miydi?” Kimileri kendi içinden şeytanın vesvesesinin etkisiyle şöyle demişti: Biz Allah'ın dostları olduğumuzu iddia ediyoruz. Resûlullah da aramızda bulunmaktadır. Hâlbuki biz bu durumda, müşrikler ise suyun başında bulunuyorlar.374

Yüce Allah onların kalplerindeki bu şeytanî kiri gidermek için, bereketli bir yağmur gönderip onları susuzluktan kurtardı. Susuzluktan kurtulmaları, onların kalplerindeki şeytanî vesvesenin meydana getirdiği kiri de ortadan kaldırıp temizledi.

Kur'ân'ı Kerîm’de yağmurun kullanıldığı yerlerin büyük bir bölümünde, direkt veya dolaylı olarak amaç, insan içindeki küfür, şirk pisliğini temizlemektir. Yağmur manevi anlamda hayat kaynağıdır ki Allah’ı tanımaya, kelime-i tevhidi içselleştirmeye götüren en önemli olaydır. Zira Allah (cc) insanları yağmur ile varlığını tanımaya çağırmaktadır. Bu bakımdan Kur’ân-ı Kerîm hem yağmurun hem de vahyin indirilişi için inzâl ve tenzîl kelimelerini ortak olarak kullanır. Her ikisi de Allâh katından gelir. Birisi bulutlar diğeri de peygamberleri vasıtasıyla hayata taşınır ve her ikisi için de irsâl kelimesi kullanılır. Buna göre bulutlar yağmur taşıyan, peygamberler de vahiy getiren

mursellerdir. Birisi çorak araziye can veren, diğeri de taşlaşmış kalplere hayat veren rahmettir. Vahiy gönüllere şifa, su toprağa berekettir.375 Kur'ân'ı Kerîm’de yağmurun birçok özelliği zikredilerek insanların şirk kirinden arınmaları amaçlanmaktadır. Mesela yağmuru yağdıranın sadece Allah olduğu, insanların ilahlık atfettikleri varlıkların buna güç yetiremeyeceği ifade edilir.

“Andolsun ki onlara: “Gökten su indirip onunla ölümünün ardından yeryüzünü

canlandıran kimdir?” diye sorsan, mutlaka, “Allah” derler. De ki: (Öyleyse) hamd da Allah'a mahsustur. Fakat onların çoğu (söyledikleri üzerinde) düşünmezler.”376, “(Onlar mı hayırlı) yoksa gökleri ve yeri yaratan, gökten size su indiren mi? O suyla,

bir ağacını bile bitirmeye gücünüzün yetmediği güzel güzel bahçeler bitirdik. Allah'tan

374 Kurtubî, el-Câmiu li-Ahkâmi'l-Kur'ân,V, 326.

375Köse, Saffet, Suyun Kullanımı ve Su Kaynaklarının Korunması Hususuna Kur'ân ve Sünnet Bağlamında Bir Yaklaşım, ( İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Çevre ve Din Uluslararası Sempozyumu Bildiri Metinleri, 15–16 Mayıs 2008), I, 148.

başka bir tanrı mı var! Doğrusu onlar sapıklıkta devam eden bir güruhtur.”377

Aynı şekilde Kur'ân'ı Kerîm’de yağmur öldükten sonra yeniden dirilişi gösteren en önemli delillerden biri olarak sunulur. Nasıl ki tabiat kuruyup öldükten sonra yağmurun getirdiği bereketle yeni baştan canlanıp diriliyorsa insan da öldükten sonra o şekilde diriltileceği bir çok âyette ifade edilmektedir. Bunlardan birkaç âyetin meâli şu şekildedir:

“Rüzgârları gönderip de bulutu harekete geçiren Allah'tır. Biz onu ölü bir bölgeye

göndeririz de ölümünden sonra toprağa onunla hayat veririz. Ölülerin yeniden dirilmesi de böyle olacaktır.”378, “Allah’ın varlığının delillerinden biri de şudur: Sen yeryüzünü

boynu bükük (kupkuru) görürsün. Onun üzerine yağmuru indirdiğimiz zaman kıpırdar, kabarır. Şüphesiz ki, onu dirilten, elbette ölüleri de diriltir. O, her şeye gücü hakkıyla yetendir.”379, “O gökten bir ölçüye göre yağmur indirendir. Biz onunla ölü araziyi

canlandırdık. İşte siz de, böyle diriltileceksiniz.”380

Ayrıca Kur'ân'ı Kerîm’de yağmurun bolluk,381 bereket,382 rızık,383 rahmet,384 ümit kaynağı385 olduğu, tatlı kılındığı386 ve benzeri bir çok hususiyeti zikredilmektedir. İnsanların bunları düşünerek, Allah’ın yüce kudretini görüp ona halis bir şekilde iman etmeleri istenmekte, içlerindeki şirk ve küfür kirlerini arındırmaları amaçlanmaktadır.

Belgede Kur'ân-ı Kerîm'de yağmur (sayfa 77-80)