• Sonuç bulunamadı

Yağmur İstemek (Yağmur Duası)

Belgede Kur'ân-ı Kerîm'de yağmur (sayfa 94-98)

3. BİLİMSEL TEFSİR EKOLÜ

2.12. Yağmur İstemek (Yağmur Duası)

Yağmurun başta insanlar olmak üzere, bütün canlı türleri ve dolayısıyla hayatın tamamı üzerindeki hayati önemi bilinmektedir. Yağmursuz geçen uzun bir kuraklık dönemi hayatı felç etmektedir. Özellikle de yağmurun yalnızca belirli mevsimlerde yağdığı ve su ihtiyacının büyük bir oranda yağmur sularıyla karşılanabildiği yerlerde yağmurun yağmaması, birçok insan için açlık ve hatta ölüm demektir.

Her şeyin Allah’ın mutlak iradesine bağlı olduğunun, onun izni olmadan hiçbir

455 Müslim, Sahîh-î Müslim, İstiska, 3.

şeyin gerçekleşmeyeceğinin457 bilincinde olan insan, içinde bulunduğu zor ve sıkıntılı durumlardan kurtulmak, kötü durumlara maruz kalmamak için Allah’ı hatırlar, güçsüzlüğünü ve kusurlarını itiraf ederek duaya başvurur. İslâm literatüründe dua, Allah’ın yüceliği karşısında kulun aczini itiraf etmesini, sevgi ve tazim duyguları içinde lütuf ve yardımını dilemesini ifade eder. Bir başka söyleyişle dua sınırlı, sonlu ve aciz olan varlığın sınırsız ve sonsuz kudret sahibi ile kurduğu bir köprüdür.458 Her konuda olduğu gibi yağmur konusunda da Allah’a dualarla istek ve ihtiyaçlar dile getirilir. Fıkıh dilinde buna “istiskâ” yani yağmur duası denilir.459

Kur'ân'ı Kerîm’de Hz. Musa’nın kavmi için Allah’tan su talep ettiğini, Hz. Nuh ve Hz. Hud (as)’ın kavimlerine Allah’ın üzerlerine yağmur yağdırması için tövbe ve istiğfarda bulunmaları gerektiği telkininde bulunduklarını görüyoruz.

İsrailoğulları Tih çölünde ikamet ettikleri sırada Hz. Musa (as)’dan Allah’tan kendileri için bir takım nimetler vermesi için duada bulunmasını istemişlerdi. Bu isteklerin başında çölün doğal yapısı nedeniyle öncelikle su gelmekteydi. Hz. Musa (as) kavmi için Allah’tan su talebinde bulununca Allah (cc) Hz. Musa’ya asasını taşa vurmasını istemiş, asasını vurduğu taştan çıkan kaynaklarla İsrailoğulları’nın su ihtiyacı giderilmiştir. Kur'ân'ı Kerîm bu durumu şu şekilde anlatır: “Biz İsrailoğulları’nı

oymaklar halinde on iki kabileye ayırdık. Kavmi kendisinden su isteyince, Musa'ya, «Asanı taşa vur!» diye vahyettik. Derhal ondan on iki pınar fışkırdı. Her kabile içeceği yeri belledi. Sonra üzerlerine bulutla gölge yaptık, onlara kudret helvası ve bıldırcın eti indirdik. (Onlara dedik ki) «Size verdiğimiz rızıkların temizlerinden yiyin.» Ama onlar (emirlerimizi dinlememekle) bize değil kendilerine zulmediyorlardı.”460

Hz. Nuh (as) kavmine Allah’ın kendilerine yağmur yağdırması için O’ndan af ve mağfiret dilemeleri gerektiğini vurgulamaktadır: “Dedim ki: Rabbinizden mağfiret

dileyin; çünkü O çok bağışlayıcıdır. (Mağfiret dileyin ki,) üzerinize gökten bol bol yağmur indirsin, mallarınızı ve oğullarınızı çoğaltsın, size bahçeler ihsan etsin, sizin için ırmaklar akıtsın.”461 Aynı durum Hz. Hud (as)’ın kavmine yaptığı nasihatlerde görülmektedir: “Ey kavmim! Rabbinizden bağış dileyin; sonra da O'na tevbe edin ki,

457 et-Teğabün 64/11.

458 Cilâcı, Osman, “Dua” DİA, IX, 529.

459 bk. el-Mûsillî, el-İhtiyar li Ta’lil’i-Muhtar, I, 98. 460 el-A’râf 7/160; ayrıca bk. el-Bakara 2/60. 461 Nûh 71/10–12.

üzerinize göğü (yağmuru) bol bol göndersin ve kuvvetinize kuvvet katsın. Günah işleyerek (Allah'tan) yüz çevirmeyin.”462 Bu âyetlerde Hz. Nuh ve Hz. Hud kavminin

başta yağmur olmak üzere çeşitli eksiklik ve sıkıntılarla karşı karşıya olduklarını, bunları tövbe edip günahlardan uzaklaşmak ve dua etmek suretiyle aşabilecekleri, peygamberleri tarafından kendilerine hatırlatılmaktadır. Kur'an-ı Kerim'in birçok yerinde kalplerin ıslahı, Allah'ın hidayetine uyması ile rızkın kolaylaşması ve refahın genelleşmesi arasında bu bağlantı kurulur.463 Bu âyetlerden hareketle yağmur dualarında

tövbe ve istiğfarda bulunulmaktadır. Nitekim Hz. Ömer’in kıtlık yüzünden yağmur duasına çıkarak sadece istiğfarda bulunduğu, herkes: “Ey müminlerin emiri; yağmur için dua etmediniz.” diye hatırlatınca: “Ben semanın yağmur gelen kapılarını vurdum.” buyurarak yukarıdaki âyetleri hatırlattığı rivayet edilmektedir.464

Hz. Muhammet (sav)’in birçok kez yağmur duasında bulunduğu hadis kaynaklarımızda zikredilmektedir. Konuyla ilgili birçok hadisi şerif bulunmaktadır. Bunlar arasında en çok bilinenlerinden bir tanesi şu şekildedir:

“Bir adam Cuma günü Resûlullah (sav) hutbe irad ederken minberin

karşısındaki kapıdan içeriye girip Resûlullah’ın kasışında ayakta durdu ve söyle dedi.

Ey Allah’ın Resulü hayvanlar mahvoldu yollar kapandı. Allah’a dua et bize yağmur versin. Resûlullah ellerini kaldırdı ve söyle dua etti. Ey Allah’ım bize yağmur ver, Ey

Allah’ım bize yağmur ver. Enes şöyle dedi, vallahi o anda gökyüzünde ne büyük ne küçük hiç bir şey görmedik bizim ile Sel dağı arasında hiçbir bina da yoktu, Resûlullah’ın ardından kalkan gibi bir bulut geldi, semanın ortasına varınca yayıldı ve yağmur yağmaya başladı, vallahi günesin yüzünü bir hafta görmedik. Bir hafta sonraki

Cuma aynı kapıdan bir adam girdi Resûlullah ayakta hutbe irad ediyordu, adam karsısında durdu ve ey Allah’ın Resulü mallar helak oldu yollar kapandı, Allah’a dua et

yağmur dursun, bunun üzerine Resûlullah ellerini kaldırdı ve etrafımıza yağdır üzerimize yağdırma, tepelere, dağlara, vadilere ve ağaç diplerine yağ, diye dua eti, yağmur kesildi biz güneşte yürümeğe çıktık.”465

Yine Ğatafân ve Benî Fezâre kabilelerinin kuraklık ve kıtlıktan şikâyette

462 Hûd 11/52.

463 bk. el-Mâide 5/65–66; el-A’râf 7/96; Hûd 11/2–3; Tâhâ 20/124.

464 İbn Kesîr, Tefsîru’l-Kur’âni’l-Azîm, IV, 546;Râzî, Mefâtihu’l-Gayb, XXII, 148. 465 el-Buhârî, el-Câmiu’s-Sahîh el-Muhtasar, İstiska, 5.

bulunması üzerine Resûlullah’ın onlar için yağmur duasında bulunduğu,466 Tebuk seferi sırasında Müslüman ordusunun suyu tükendiği zaman Resûlullah’ın yağmur duasında bulunduğu, duayı müteakip yağmur yağdığı467 gibi rivayetler de siyer kaynaklarımızda zikredilmektedir.

Günümüzde de yaygın olarak bir bölgede kuraklık olması durumunda, o bölge sakinlerinin mümkünse topluca açık bir alana çıkıp tövbe ve istiğfardan sonra Allah’tan bolluk ve berekete vesile olacak yağmurları göndermesi için dualarda bulunulmaktadır. Bu dualar esnasında yapılması, söylenmesi tavsiye edilen şeyler kaynaklarımızda ayrıntılı olarak zikredilmektedir.468

Yağmur duasıyla ilgili şu noktaya da dikkatleri çekmek yerinde olacaktır. Toplumun bir kesimi yağmur duasının beyhude, gereksiz bir çabadan ibaret olduğunu düşünürken; bu tür dualara katılan fakat yaptığı şeyi tam olarak idrak edemeyen diğer bir kesim ise, yağmur duasını bir çeşit sihir tekniği gibi kullanarak isteklerinin hiçbir çaba ve gayret göstermeden kolayca yerine geleceği dini bir ayin gibi algılamaktadır. Bu eğilimlerin ikisi de son derece yanlıştır. Zira dua öncelikle sorunla ilgili problemleri çözmek için duyarlılık, zihin duruluğu ve feraset oluşumuna imkân verir.469 Kişi

öncelikle elindeki imkânları kullanarak çözümler bulmaya çalışmalı, yani fiili duasını yapmalı daha sonra kavli duaya başvurmalıdır. Ancak o zaman dua gerçek bir tevekkül halini alacaktır. Yağmur duası için söyleyecek olursak, öncelikle kuraklıklardan korunmak için su israfının önüne geçmek, yağmurları çekecek ormanları korunmak ve çoğaltmak, doğanın dengesini bozabilecek çalışmalardan uzak durmak, yağmurları depolayacak ve su dengesi üzerinde olumlu etkiler yapacak barajlar inşa etmek gibi faaliyetler içinde olmalıyız. Bu durum Hz. Musa (as)’ın çölde İsrailoğulları’na su çıkarmak için çok küçükte olsa asasını taşa vurma zahmetini göstermesine benzemektedir. Dualarına icabet ederek kendilerine yardım edeceğini vaat ettiği müminlere, aynı zamanda makul davranmayı ve tedbirli olmayı öneren Allah’tır.

466 Hamîdullah, Muhammed, İslam Peygamberi, I-II, (tr. Salih Tuğ), Yeni Şafak, Ankara, 2003, I,517;

Köksal, M. Âsım, İslâm Tarihi, I-VIII, Köksal Yay, İstanbul, 2006, VII, 410.

467 Hamîdullah, İslam Peygamberi, I,337.

468 bk. Ez-Zebîdî, Zeynü'd-din Ahmed b. Ahmed b. Abdi’l-Latîfi, Sahîh-î Buhârî Muhtasarı Tecrîd-î Sarîh Tercemesi, (tr. Ahmed Naim), DİB Yay. İstanbul, 1985, III, 250–255.

Belgede Kur'ân-ı Kerîm'de yağmur (sayfa 94-98)