• Sonuç bulunamadı

Yıllık Ücretli Ġzin Hakkına ĠliĢkin Davalarda ZamanaĢımı

Belgede Yıllık ücretli izin (sayfa 181-200)

ĠĢverenler, çoğu kez yıllık ücret izin ücretine esas izin kayıt belgesi veya diğer belgeleri düzenlemediklerinden, ücret talepleri ile karĢılaĢabilmektedirler. Bu

alacakların kalemler halinde sayıldığı, davacının izin haklarını aldığını beyan ettiği görülmüĢtür. Dairemizin kararlık kazanan uygulaması; miktarlar yazılı olduğu takdirde ibranamenin makbuz niteliğinde olduğu, miktar yazılı olmayan ancak alacakların açıkça belirtmek suretiyle imzalanan belgelerin geçerli ibraname mahiyeti taĢıdığı yolundadır. Ġbranamenin miktar içermemesi geçersiz olduğu sonucunu doğurmaz. Ġbranamenin içeriği ile davalı iĢverenin savunması arasında çeliĢkili bir durum da bulunmamaktadır. Mahkemece aksi düĢünceyle ibranamenin geçersizliğine karar

verilmesi hatalıdır” denilmiĢtir. Karar metni için bkz. MeĢe Yazılım, www.meseyazilim.com,

(ET.21.11.2009).

432 “…Gabin (aĢırı yararlanma), ĠĢ Hukuku uygulamasında ibraname sözleĢmesini geçersiz kılan en

önemli nedenlerden biri olarak karĢımıza çıkmaktadır. Ġbranamenin makbuz hükmünde olduğuna dair çok sayıda Yargıtay kararının temel noktası da bu hukuksal olgudur. Bu nedenle de ivazlar arasında açık bir nispetsizliğin bulunması halinde ibranamenin makbuz niteliğinde bir belge olarak kabulü ile içeriğinde yazılı ödeme tutarının tespit edilecek tazminat miktarından indirilmesi gerekir...”, Y.9 HD.nin 06.02.2008 tarih, 2008/2153-107 E-K sayılı ilamı. Karar metni için bkz.

MeĢe yazılım, www.meseyazilim.com, (ET. 15.05.2009).

433

ġahin ÇĠL, ĠĢ Hukukunda Ġbra, www.yayin.adalet.gov.tr/18_sayi, (ET.11.11.2009); SÜZEK, ĠĢ,

166 nedenle bu tür davalarda zamanaĢımı süresinin ne zamandan baĢladığı ve ne kadar süreli olduğu önem taĢımaktadır.

ĠĢ Kanunu‟nun 59/1 hükmüne göre, iĢ sözleĢmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde iĢçinin hak kazanıp da kullanmadığı izin sürelerine iliĢkin ücret alacağında zamanaĢımı, iĢ sözleĢmesinin sona erdiği tarihten itibaren baĢlar. 1475 Sayılı Kanun dönemindeki görüĢ ayrılıklarını getirdiği isabetli çözümle sona erdiren bu hüküm uyarınca iĢçi, hak kazanıp da kullanmadığı iĢ iliĢkisi içerisinde doğmuĢ bulunan tüm yıllık izin sürelerine ait ücretini, iĢ sözleĢmesinin sona erdiği baĢka bir deyiĢle, izin hakkının ücret alacağına dönüĢtüğü tarihten itibaren beĢ yıl içerisinde iĢverenden dava ve talep edebilecektir (ĠĢ K. m. 32)434.

Yıllık izin ücreti alacaklarına iliĢkin zamanaĢımının hangi tarihten itibaren iĢlemeye baĢlayacağı konusunda 1475 Sayılı Kanun döneminde bir açıklık bulunmamaktaydı. Bir kısım anlayıĢ tarafından yıllık ücretli izin hakkındaki zamanaĢımının sözleĢme devam ederken de iĢlemeye devam edeceği benimsenmiĢti435'436. Ancak, diğer görüĢte olanlara göre ise, zamanaĢımının baĢlangıç tarihi yıllık izne hak kazanıldığı tarihten itibaren değil, kanun koyucunun 4857 Sayılı Kanun‟un 59‟uncu maddesiyle benimsendiği Ģekliyle yani sözleĢmenin

434 SÜZEK, ĠĢ, s.785; EYRENCĠ/TAġKENT/ULUCAN, s.260; MOLLAMAHMUTOĞLU, s.958;

ÇELĠK, ĠĢ, s.375.

435 “…Kanunun 56. maddesinin sadece hizmet akdinin feshi halinde, iĢçinin kullanmadığı ancak talep

edebileceği “zamanaĢımına uğramamıĢ” yıllara ait izin ücretlerinin son ücret üzerinden hesaplanacağını düzenlemektedir. ĠĢçi çalıĢmaya devam ediyorsa, hak edip de kullanamadığı izinler için ücret talebi, bu talebin muaccel olduğu tarihteki ücreti üzerinden olacak, iĢçinin hak edip de kullanamadığı yıllar için talep edeceği her ücretli yıllık izin veya ücret hak edildiği tarihte muaccel olacak ve 5 yıl sonra zamanaĢımına uğrayacaktır. Örneğin, 20 yıldır çalıĢmakta olan iĢçi 10 yıl veya 8 yıl önce hak ettiği ücretli yıllık izni kullanmamıĢsa, bunu artık iĢverenden isteyemeyecektir”, bilgi için bkz. Seza REĠSOĞLU, Ücretin Feshinde Yıllık Ġzin Ücretinin ĠĢçinin Son Ücreti Üzerinden Ödenmesi Tühis ĠĢ Hukuku ve iktisat Dergisi, Ankara, 1998, S.4-5, s.7. 436

ÇUBUKÇU‟ya göre,” 56. madde gereğince sadece son yıla ait izin ücreti alacağının hizmet akdinin fesihle sona erdiği tarihte, iĢçinin hizmet akdi devam etmekteyken hak kazanıp da kullanmadığı yıllık ücretli izin alacağı hakkı ise, yıllık iznin kullanılması gereken gelecek hizmet yılının sona erdiği tarihten itibaren iĢlemeye baĢlayacaktır. Buna göre, iĢçi hizmet akdi devam etmekteyken, hak kazanıp da kullanmadığı yıllık ücretli izin hakkında bir dava açtığı takdirde, dava tarihinden itibaren geriye doğru 5 yıl içerisinde kullanılmayan yıllık izin ücretinin tahsiline karar verilebilecektir. Geriye doğru 5 yıllık zamanaĢımı süresi dıĢında kalan bir istek, zamanaĢımı defi karĢısında reddedilecektir. Hizmet akdinin devamı süresince zamanaĢımının iĢlemeyeceğine yönelik BK.nın 132/4. maddesinde yer alan hükmün ev hizmetinde çalıĢanlara iliĢkin olduğunu, bu hükmün gerekçesinin ĠĢ Kanunu‟na tabi iĢçiler için geçerli olamayacağını, kaldı ki, ev hizmetinde çalıĢanların yıllık ücretli izinlerinin bulunmaması nedeniyle kıyaslama yapılamayacaktır”, bilgi için bkz. ÇUBUKCU, s.66.

167 sona erdiği tarihten itibaren hesaplanması gerektiği yönündeydi437. Yargıtay ise, konuya iliĢkin olarak önceleri net bir tavır sergilemeyip çeliĢkili kararlar verirken438, 1997 yılında439 zamanaĢımının iĢ sözleĢmesinin sona ermesinden itibaren

437 ÇÖĞENLĠ‟ye göre “ĠĢçinin yıllık izne hak kazandığı tarihte iĢverence yıllık ücretli izne çıkarılması

zorunlu olmayıp, gelecek hizmet yılı sonuna kadar kullanılabileceğinden en son kullanılabilme tarihi olan tarihin esas alınması, izin ücretinin de muaccel hale gelmesi nedeniyle doğru olur”, bilgi için bkz. ÇÖĞENLĠ, s.174; AKYĠĞĠT‟e göre, “ĠĢ Kanunu dıĢında kalan ev hizmetinde çalıĢanların BK.da düzenlendiği düĢünüldüğünde, BK‟ya nazaran daha sıkı koruyucu hükümlere bağlanmak istenen ĠĢ Kanunlarına tabi iĢçilerin bu koruma kapsamı dıĢında bırakılmıĢ olmasının düĢünülemeyeceği, kanun koyucunun BK.nın 134. maddesiyle, baĢkasına hizmet akdiyle bağımlı olarak çalıĢan birisinin iĢverene karĢı olan alacağını bu iliĢki süresince talep edip de verilmemesi riskine karĢı önlemeyi amaçladığı, bu nedenle de söz konusu hükmün geniĢ yorumlanması gerektiğinden hizmet akdinin devam ettiği sürece zamanaĢımı iĢlememeli, baĢlamıĢ ise de durmalıdır. Ancak hizmet akdinin sona ermesinden itibaren zamanaĢımına iliĢkin sürelerin baĢlaması gerekmektedir”, bilgi için bkz. AKYĠĞĠT, Ġzin, s. 650 vd.

438

Yargıtay 9. HD.nin 12.02.1996 tarih, 1996/507-1779 E-K sayılı ilamında “...Davacı hakem çalıĢmakta olduğu iĢyerinde geçen yıllara ait yıllık ücretli izin alacağının hüküm altına alınmasını istemiĢ ve mahkemece de istek doğrultusunda karar verilmiĢ ise de, hizmet sözleĢmesinin devamı sırasında geçmiĢ yıllara ait kullandırılmayan izin karĢılığının istenmesi olanağı yoktur. Aksi halde, iĢçi sırf para alabilmek düĢüncesi ile izin hakkını kullanmaktan vazgeçme olanağına sahip olur ki, bu durum Anayasa`da da güvence altına alınmıĢ olan dinlenme hakkına aykırılığı oluĢturur. Hukuk Genel Kurulu`nun ve Dairemizin yerleĢmiĢ içtihatları da bu doğrultudadır...” Ģeklinde karar verirken, daha sonrasında 25.12.1996 tarihinde vermiĢ olduğu bir kararında ise (karardan değil de, karĢı oy yazısından anlaĢılacağı üzere) yıllık izin hakkının doğduğu tarihten itibaren beĢ yıllık zamanaĢımına tabi olduğu ve dolayısıyla bir kısım yıllık ücretli izin alacağının zamanaĢımına uğradığı gerekçesiyle reddedilmiĢtir. Yerel mahkemenin kararının oy çokluğuyla onanmasına iliĢkin karĢı oy yazısında “Davada ihtilaf konusu olan ücretli izin alacağında zamanaĢımının hangi tarihte baĢlayacağı, hangi izin ücreti alacaklarının zamanaĢımına uğradığı hususudur. Mahalli mahkeme ve dairemiz çoğunluğu zamanaĢımı baĢlangıcının yıllık izin hakkının doğduğu tarih ve bunun sonucu olarak ta bu tarihten itibaren dava tarihinden kadar 5 yıl geçmiĢse izin ücretli alacak isteğinin reddi gerektiğini kabul etmektedir. Bu görüĢü benimsemek, ücretli izin hakkının veriliĢ amacına ve yasal düzenlemelere uygun düĢmediği gibi Dairemizin ve Hukuk Genel Kurulu'nun hizmet akdi devam ettiği sürece izin ücreti alacak davası alçılamayacağı yolundaki kararlarına aykırılık yaratacaktır. Yıllık ücretli izin, iĢçinin iĢ verimini artırmak, zihni ve bedeni sağlığını korumak amacıyla hizmet sürelerine göre verilen bu nedenledir ki 1475 sayılı yasanın 49/son maddesinde vazgeçilemeyeceği kabul edilen bir hak olup fiilen kullanılması gerekir. Yargıtay bu görüĢten hareketle hizmet akdi devam ederken yıllık izin ücreti alacak davası açılamayacağını, ancak aynı yasanın 56'ncı maddesi gereği akdin iĢçi veya iĢveren tarafından feshinden sonra isçinin hak kazanıp da kullanamadığı yıllık izin süresi için ücretinin akdin sona erdiği tarihteki ücreti üzerinden kendisine ödeneceğini kabul etmektedir. BaĢka bir anlatımla kullandırılmayan yıllık ücretli izinler için ücret isteme hakkı akdin sona erdiği tarihte doğmaktadır. Doğmayan dava hakkından önceki süreye ait yıllık ücretli izin alacağı için, hakkın özünü değil dava edebilme hakkını ortadan kaldıran zamanaĢımının iĢlediğini kabul etmek, hukukun temel ilkelerine aykırı olduğu gibi iĢçilerin haklarını da yok edici sonuçlar doğuracaktır. Bu nedenle dava konusu kullandırılmayan izin ücret alacakları için zamanaĢımının dava hakkının doğduğu akdin fesih tarihinden iĢlemeye baĢlaması gerekir. Bunun sonucu olarak, dava konumuzda reddedilen yıllık izin ücreti alacak istekleri zamanaşımına uğramadığından mahalli mahkeme kararının bu yönden bozulması görüşünde olduğumuzdan dairemiz çoğunluğunun onama kararına katılmıyoruz...”

denilmiĢtir. Karar metni için bkz. MeĢe yazılım, www.meseyazilim.com. (ET.16.05.2009).

439 Yargıtay 9.HD.nin 20.11.1997 ve 15366/19470 E-K sayılı ilamında da “...Kullandırılmayan yıllık

ücretli izin alacağı hakkı 1475 sayılı ĠĢ Kanunu'nun 56. maddesine göre hizmet sözleĢmesinin feshi ile doğar. Bu durumda 5 yıllık zamanaĢımı süresinin fesih tarihinden baĢlatılması gerekir. Somut olayda 5 yıllık zamanaĢımı suresi içinde dava açıldığına göre davacının kullanmadığı yıllık

168 baĢlayacağına iliĢkin vermiĢ olduğu kararın ardından istikrarlı bir tutum izleyerek zamanaĢımının iĢ sözleĢmesinin sona ermesinden itibaren baĢlayacağını kabul etmiĢtir.

Kanaatimizce, 4857 Sayılı Kanunla getirilen yeni düzenleme aslında uygulamayı yansıtan bir eğilim olup, yıllık ücretli iznin amacına da uygun düĢmektedir. Gerçekten de, Anayasada yer alan dinlenme hakkından vazgeçilemeyeceğine iliĢkin hükümler yanında, iĢçinin sadece ücretinin ödenmesi Ģeklinde yıllık iznini çalıĢarak geçirmesine dahi müsaade edilemeyeceği düĢünüldüğünde, iĢ sözleĢmesinin devamı sırasında kullandırılmayan izin karĢılığının istenmesinin olanağı bulunmamaktadır. Bu kapsamda, daha öncesinde korunmamıĢ yıllık ücretli izinlerine iliĢkin alacaklar korunmuĢ olacağından 4857 Sayılı Kanun ile getirilen düzenleme isabetli olmuĢtur.

Bu düzenlemeler karĢısında iĢçi, izin hakkından yazılı olarak vazgeçtiğini belirtse ve iĢ sözleĢmesinde böyle bir hükme yer verilmiĢ olsa bile, iznini kullanmadan çalıĢmasının sona ermesinden itibaren, örneğin, 20 senelik hizmeti boyunca kullanmadığı izinlerin ücretini zamanaĢımı süresi içerisinde dava yolu ile isteyebilecektir440.

Yine, 1475 Sayılı Kanun, gerek yıllık izin ücreti, gerekse de onu kapsar biçimde iĢçi ücretinin tabi olacağı zamanaĢımı süresine iliĢkin herhangi bir hüküm içermemekteydi. Fakat öğretide441 ve uygulamada442 yıllık izne iliĢkin ücretin izinlerin tümünün karĢılığı alacağın hüküm altına alınması gerekir. Öğretide de benimsenen Dairemizin oluĢan içtihatları bu doğrultudadır...” denilmiĢtir. Yargıtay dairesinin bundan sonraki kararları da aynı doğrultudadır. Y.9.HD.nin, T.11.09.2003, 2003/14375-14275 E-K sayılı; T.11.09.2003, 15435-14275 E-K sayılı; T.09.07.2003, 1757/12999 E-K sayılı; T.04.03.2002, 4196- 3226 E-K sayılı ilamlarında bu esas benimsenmiĢtir. Karar metinleri için bkz. MeĢe yazılım,

www.meseyazilim.com, (ET.24.04.2009).

440 GÜNAY, ġerh, s.1597.

441 ÇÖĞENLĠ‟ye göre, “Ücret alacağına iliĢkin zamanaĢımı süresi ĠĢ Kanunu‟nda ve Borçlar

Kanunu‟nda gösterilmediğinden (hizmet sözleĢmesinden doğan ücret borcu zamanaĢımı) BK.nın genel hükümlerine baĢvurmak gerekir. Borçlar Kanunu‟nun 126/3 maddesi gereğince bu gibi istekler 5 yıllık zamanaĢımı süresine tabidirler”, bilgi için bkz. ÇÖĞENLĠ, s.173 vd.; AKYĠĞĠT‟e göre de, “ĠĢ sözleĢmesinin sona ermesinden sonra daha önceden kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkından izne iliĢkin kısmının imkânsızlık nedeniyle ifa edilemeyeceği, geriye hak sahiplerine veya iĢçiye yapılacak ödemenin hukuki niteliğinin ücret olması nedeniyle yıllık ücretli izin hakkında ĠĢ Kanunlarında hüküm bulunmaması nedeniyle BK.‟nın zamanaĢımını düzenleyen genel hükmü olan 126/3‟de yer alan 5 yıllık zamanaĢımının uygulanması gerekecektir”, bilgi için bkz.

169 Borçlar Kanunu‟nun 126/3. maddesinden hareketle 5 yıllık zamanaĢımı süresine tabi olduğu kabul ediliyordu. Ancak kanun koyucu özel bir düzenleme getirmekle birlikte yıllık iznini de kapsar biçimde izin ücretinin 5 yıllık zamanaĢımına tabi olduğunu açıkça dile getirmiĢtir (ĠĢ K.m.32/son). Sonuç olarak iĢçi, iĢ sözleĢmesinin sona erdiği tarihten itibaren beĢ yıl içerisinde talep etmek koĢuluyla geriye doğru bütün sürenin yıllık izin parasını isteyebilir (m.59)443.

b) Deniz ve Basın ĠĢ Kanunu’na Göre

Gemi adamlarının yıllık ücretli izin haklarına iliĢkin olarak tartıĢmaya açık bir hükme Türk Ticaret Kanunu‟nda yer verilmiĢtir. “Gemi alacaklısı” kenar baĢlığını taĢıyan TTK'nın 1235/3. maddesinde "Gemi adamlarının hizmet ve iĢ mukavelelerinden doğan alacakları" gemi alacağı olarak kabul edilmiĢ, “müruruzaman” baĢlığını taĢıyan 1259‟uncu maddesinde ise, gemi alacaklarının bir yılda zamanaĢımına uğrayacağı düzenlenmiĢtir. Aynı yasanın 1261. maddesinde de gemi adamlarının iĢ sözleĢmesine dayanan alacaklarına iliĢkin zamanaĢımı süresinin iĢ sözleĢmesinin sona ermesinden itibaren iĢlemeye baĢlayacağı hüküm altına alınmıĢtır.

Gemi adamının yıllık ücretli izin alacağı, iĢ sözleĢmesi vasıtasıyla yasadan kaynaklanmakta olup, iĢverenin gözetme yükümünün somut bir görünümünden ibarettir. Bu bağlamda kullandırılmayan yıllık izin ücretlerinin Türk Ticaret Kanunu‟nun 1235‟inci maddesinin 3‟üncü bendinde yer alan “gemi adamlarının hizmet ve iĢ mukavelesinden doğan alacakları” içinde değerlendirilerek, iĢverenin deniz serveti üzerinde kanuni bir rehin hakkı olan “gemi alacaklısı hakkı” verdiği

442 Yargıtay 9. HD.nin T.09.03.2007, 1757/12999 E-K sayılı ilamında “...Dairemizin kararlılık

kazanmıĢ uygulamalarına göre, yıllık ücretli iznin zamanaĢımının baĢlangıç tarihi akdin fesih tarihi olarak kabul edildiğinden ve fesihten itibaren beĢ yıl içinde dava açılmıĢ bulunduğundan zamanaĢımı itirazının reddi ve davacının tüm çalıĢma süresi üzerinden yıllık ücretli izin alacağının hesabı yapılması gerekirken aksine düĢünce ile karar verilmesi de aynı bir bozma nedenidir...” denilmiĢtir; Yine aynı dairenin 28.05.1996 tarih, 2730/11934 E-K sayılı ilamında da “...oysa kıdem ve ihbar tazminatı dıĢındaki iĢçilik hakları B.K.126 maddesi uyarınca beĢ yıllık zamanaĢımına tabidir...”; Y.9.HD.nin 16.11.1992 tarih, 12470/12533 E-K sayılı; Y.9. HD.nin 28.05.1991 tarih, 1213/8984 E-K sayılı; Y.9. HD.nin 11.03.1982 tarih, 1571/2579 E-K sayılı ilamlarında da bu esas

benimsenmiĢtir. Karar metinleri için bkz. MeĢe Yazılım, www.meseyazilim.com. (ET.18.09.2009).

443 Murat ġEN, ÇalıĢma YaĢamında 4857 Sayılı ĠĢ Kanunu ve Getirdiği Yeniliklere Genel BakıĢ, e-

akademi, Hukuk, Akademi, Siyasi Bilimler Aylık Ġnternet Dergisi, Nisan 2004, S.26, www.e-

170 kabul edilebilecektir. Bu kanuni rehin hakkı ise 1259‟da öngörülen zamanaĢımına tabidir. Dolayısıyla TTK.‟da yer alan 1 yıllık zamanaĢımına süresine dair hükümler yıllık ücretli izin alacağına iliĢkin olmayıp, rehnin cebri icra yoluyla istemek hakkını kapsamaktadırlar. Oysa ki, yıllık ücretli izin alacağına iliĢkin zamanaĢımı süresi tartıĢmalı444 da olsa Borçlar Kanunu‟ndaki genel zamanaĢımı hükümlerine iliĢkin olup (BK. m. 126/3, 132/4) 5 yıllık süreye tabidir445. Yargıtay‟ın da bu yönde kararı bulunmaktadır446.

Basın ĠĢ Kanunu‟nda ise zamanaĢımına iliĢkin olarak herhangi bir hüküm yer almamaktadır. Bu nedenle 1475 Sayılı Kanun dönemindeki zamanaĢımına iliĢkin tartıĢmalar Basın ĠĢ Kanunu‟na tabi iĢçiler için söz konusu olup, çözümün Borçlar Hukukuna ait genel hükümlerde aranması gerekmektedir. Yukarıda 4857 Sayılı

444 Bu konudaki tartıĢmalara çalıĢmamızın “4857 Sayılı Kanun‟a Göre ZamanaĢımı” baĢlıklı konusu

açıklanırken değinildiğinden yeniden bu tartıĢmalara girmeye lüzum görülmemiĢtir.

445 AKYĠĞĠT, Ġzin, s. 670 vd.; ÇÖĞENLĠ, s.173 vd.

446 Yargıtay 9. HD. 23.01.2007 tarih, 93/633 E-K sayılı ilamında “...Davacı; davalı iĢverene ait

gemide gemi adamı olarak çalıĢtığını, iĢine son verilmesine rağmen tazminat ve alacaklarının ödenmediğini belirtmiĢtir. Davalı; Deniz ĠĢ Hukukunda zamanaĢımı ile ilgili özel bir hüküm bulunmadığını, bu nedenle gemi adamları hakkında Türk Ticaret Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiğini, yasada öngörülen bir yıllık zamanaĢımı süresinin dolduğunu, dava dilekçesinde belirtilen diğer iddiaların da gerçeği yansıtmadığını öne sürerek davanın zamanaĢımı ve esas yönünden reddine karar verilmesini istemiĢtir. Mahkemece savunmaya değer verilerek, gemi adamları hakkında, 854 sayılı Deniz ĠĢ Kanunu'nda zamanaĢımına iliĢkin özel bir hüküm bulunmadığı, Türk Ticaret Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiği, anılan Yasa'nın 1253/3, 1259 ve 1261. maddelerinde gemi adamlarının hizmet ve iĢ sözleĢmelerinden doğan alacaklarının bir yıllık zamanaĢımı süresine tabi olduğunun öngörüldüğü, akdin fesih tarihi ve dava tarihi dikkate alındığında bu sürenin dolduğu gerekçesi ile davanın zamanaĢımı sebebiyle reddine karar verilmiĢtir. Gemi alacaklısı kenar baĢlığını taĢıyan TTK.'nın 1235/3. maddesinde "Gemi adamlarının hizmet ve iĢ mukavelelerinden doğan alacakları" gemi alacağı olarak kabul edilmiĢ, müruruzaman baĢlığını taĢıyan 1259. maddesinde ise, gemi alacaklarının bir yılda zamanaĢımına uğrayacağı düzenlenmiĢtir. Davacının somut uyuĢmazlığa konu, hizmet akdinden kaynaklanan tazminat ve iĢçilik alacaklarının gemi alacağı olduğu yolunda bir uyuĢmazlık bulunmamaktadır. TTK.'nın 1235. maddesinde belirlenen alacaklara tanınan hakka "gemi alacağı hakkı" bu hakkın sağladığı rehin hakkına da kanuni rehin hakkı denilmektedir. Gemi alacağı niteliğinde olan bu alacaklar, TTK.'nın 1236. maddesi uyarınca deniz serveti üzerinde rehin ile temin edilmiĢ alacaklardır. Rehin hakkı alacaklıya, takipte bulunarak alacağını rehin olunandan cebren almak hakkını vermektedir. Rehin hakkının bahĢettiği talep hakkı aynî bir talep hakkıdır. TTK.'nın 1259. maddesinde gemi alacaklarının bir yılda zamanaĢımına uğrayacağı hükmüne yer verilmiĢ ise de, sözü edilen zamanaĢımı gemi ve yük alacakları sahibinin anılan aynî talep haklarıdır. Davacı, gemi alacağı hakkının bahĢettiği rehin ve benzeri hakları bir tarafa bırakarak, iĢ mahkemesinde açtığı dava ile hizmet akdinden kaynaklanan tazminat ve alacaklarını tahsil yolunu seçtiğine göre, davacı ile davalı arasındaki temel iliĢkinin (hizmet akdinin) tabi olduğu genel zamanaĢımı sürelerinin göz önünde bulundurulması suretiyle zamanaĢımı def'iinin değerlendirilmesi gerekirken, olayda uygulama yeri olmayan TTK.'nın 1253/3, 1259 ve 1261. maddeleri uyarınca davanın zamanaĢımı yönünden ret olunması usul ve yasaya aykırı olduğundan, hükmün bozulması gerekmiĢtir...”, karar

171 Kanun açısından zamanaĢımı hususuna değinilirken 1475 Sayılı Kanun‟daki tartıĢmalara girildiğinden dolayı burada tekrardan kaçınılacaktır. Kısaca, Basın ĠĢ Kanunu‟na tabi iĢçilerin yıllık ücretli izinlerine iliĢkin alacak davaları BK.nın 126/3. maddesi uyarınca 5 yıllık zamanaĢımına tabidir. Borçlar Kanunu‟nun 128‟inci maddesi uyarınca, zamanaĢımının baĢlangıcı, alacağın muacceliyetinden baĢka bir deyiĢle akdin sona ermesinden itibarendir447'448.

447

AKYĠĞĠT, izin, s. 670; Yargıtay 9. HD.nin 03.01.1967 tarih, 10497/27 E-K sayılı ilamında da “....5953 ve 212 sayılı Kanunlar uyarınca fikir iĢçisi durumunda bulunan gazeteci olan davacı ile

davalı arasındaki iliĢki hizmet sözleĢmesine dayanmaktadır. Hizmet sözleĢmesinin

uygulanmasından doğan uyuĢmazlık konusu isteklerin ise, BK.nın 126. maddesinde yazılı 5 yıllık zamanaĢımı süresine tabi olması gerekir. O halde, dava konusu isteklerin 5 yıllık zamanaĢımına tabi olduğu göz önünde bulunarak davalının ileri sürdüğü zamanaĢımı savunması reddedilerek iddianın esası incelenerek ve varılacak sonuç uyarınca karar verilmelidir....” denilmiĢtir. Karar metni için bkz. AKYĠĞĠT, Ġzin, s. 675.

448 GÖKTAġ ise, iĢ sözleĢmesinin iĢverence feshi durumunda zamanaĢımının fesih tarihinden itibaren

baĢlayacağını, iĢ sözleĢmesinin iĢverenin feshi dıĢındaki nedenlerle sona ermesi halinde ise, zamanaĢımının sözleĢmenin sona erdiği tarihte baĢlamayacağını ileri sürmüĢtür. Bilgi için bkz.

172

SONUÇ

Ġnsan Hakları Evrensel Bildirgesi baĢta olmak üzere birçok uluslararası belgeye konu alan yıllık ücretli izin hakkı, Anayasamız tarafından koruma altına alınmıĢ olan dinlenme hakkının önemli bir görünümüdür. Yıllık ücretli izin hakkı, çalıĢanın ücretinin ödenerek dinlendirilmesi suretiyle sağlığının korunmasını ve iĢ gücünün yenilenmesini amaçlamaktadır. Bu önemi dolayısıyla söz konusu hakkın, anayasal sosyal bir hak olan çalıĢma hakkı kapsamında kesin olarak karĢılanması gerektiğinden bu hak, ĠĢ Kanunumuzda iĢçiyi koruyucu emredici hükümlerle düzenlenmiĢtir. Bundan dolayıdır ki, iĢçinin bu haktan vazgeçmesi veya iznini bir baĢkasına devretmesi mümkün değildir. Sözü edilen hükümlerden de anlaĢılacağı üzere yıllık ücretli izin hakkının niteliği, iĢçi açısından mutlaka kullanılmasını, iĢveren bakımından da mutlaka kullandırılmasını gerektirir.

Tüm bunlarla birlikte yıllık ücretli izin hakkının uluslararası belgelere konu olması ve mevzuatta geniĢ bir Ģekilde yer alması bu hakkın sağlanması açısından yeterli değildir. ĠĢverenlerin ve iĢçilerin bu hükümlere uygun hareket etmesiyle dinlenme hakkının amacının gerçekleĢebileceğini söyleyebiliriz. ĠĢ Kanunu‟na göre izin hakkının kanuna uygun olarak bir yıllık çalıĢma süresini izleyen hizmet yılında iĢverence kullandırılması zorunludur. Bu kapsamda izin hakkının paraya çevrilmesi

Belgede Yıllık ücretli izin (sayfa 181-200)