• Sonuç bulunamadı

Uluslararası Diğer Kaynaklar

Belgede Yıllık ücretli izin (sayfa 61-142)

D) ĠĢverenin Yönetim Hakkı

II. Uluslararası Kaynaklar

7- Uluslararası Diğer Kaynaklar

Avrupa Konseyi direktifleri, iĢçilerin yıllık ücretli izin hakkına iliĢkin olarak önemli bir kaynaktırlar. Ulusal mevzuatımıza tamamen uyumluluk arz eden direktifler olduğu gibi, aradaki farklılıkların olduğu direktifler de bulunmaktadır. AĢağıda bu direktiflere kısaca değinmekte fayda bulunmaktadır.

Bu kaynaklardan ilki, 22 Haziran 1994 tarih ve 94/33/EC Sayılı Avrupa Konsey Direktifidir122. Genç iĢçilerin ve çocukların korunması esas alınan bu direktifte, 18 yaĢın altındaki çocukların yıllık izin haklarına iliĢkin düzenleme 11‟inci maddede yapılmıĢtır. Ġlgili maddede çalıĢıp da aynı zamanda okula giden gençlerin

121

http://www.ilo.org/ilolex/english/recdisp1.htm, (ET.20.10.2009).

46 ve çocukların yıllık izinlerinin okulun yıllık tatiline gelecek Ģekilde düzenleme yapılması esas alınmıĢtır123.

Söz konusu direktife uygun olarak çocukların çalıĢtırılması yasağı ve gençlerin iĢyerinde korunmasına iliĢkin olarak ĠĢ Kanunu‟nda düzenlemeler yapılmıĢtır. Düzenleme esaslarını getiren “Çocuk ve Genç ĠĢçilerin ÇalıĢtırılma Usul ve Esasları” hakkındaki yönetmelik yürürlüğe girmiĢtir124.

Bu süreç içerisinde 23 Kasım 1993 tarihinde kabul edilen 93/104/EC sayılı Konsey direktifi ile onu tatil eden 2000/34/EC sayılı direktifi yürürlükten kaldıran 04.11.2003 tarih ve 2003/88/EC Konsey direktifi, her iki direktifi değiĢiklik yapmaksızın birleĢtirdiğinden dolayı sadece söz konusu direktifin üzerinde duracağız125.

Söz konusu 2003 tarihli 2003/88/EC AP ve Konsey Direktifi‟nin “Amaç ve Kapsam” baĢlıklı birinci maddesinde, direktifin diğer dinlenme izinlerinin yanı sıra yıllık izin sürelerinin asgari sürelerine uygulanacağı belirtilmiĢtir. Direktifin 7. maddesinde ise, yıllık izin konusunda özel düzenleme yapılmıĢtır. Söz konusu düzenlemede, üye devletlerin her iĢçiye en az dört haftalık yıllık izin hakkı tanımalarının gerektiği belirtilmiĢtir. Ayrıca bu hakkın tanınması sırasında, izne hak kazanma ve iznin kullanım koĢullarının ulusal mevzuatta ve/veya uygulamalarda belirleneceği ve buna göre de gerekli önlemlerin alınması vurgulanmıĢtır. Yine aynı maddenin ikinci bendine göre de, istihdam iliĢkisinin sona erdiği haller hariç olmak üzere 4 haftalık asgari ücretli iznin yerine ödenek verilmesi mümkün değildir126.

123http://ab.calisma.gov.tr/index_dosyalar/mevzuat/tablolar/tablo94-33 yeni.doc/, (ET.20.05.2009).

124 06.04.2004 T. 25425 S. RG.

125 “Söz konusu direktifin konusu, günlük ve haftalık asgari dinlenme süreleri, asgari yıllık izin, ara

dinlenmeleri, haftalık azami çalıĢma süresi yanında gece ve vardiyalı çalıĢma ile çalıĢma ritminin belirli yönlerinin düzenlenmesidir. Ayrıca her iĢçiye yılda en az 4 haftalık ücretli izin hakkı tanınacaktır (md.7). Ancak bu sürenin hesabında yıllık ücretli izin süresinin yanında resmi tatil günleri de dikkate alınmaktadır”, bkz. Mustafa ALP, Avrupa Birliği Temel Sosyal Hakları ve

Türk ĠĢ Hukuku, web.deu.edu.tr/hukuk/dergiler/dergimiz6; http://www.tisk.gov.tr/yayınlar,

(ET.20.10.2009).

47 ÇalıĢma saatleri ve izinler konusunda, yapılan yeni düzenlemelere rağmen, AB ve Türkiye arasında halen bir uyumsuzluk söz konusudur. AB‟de yapılan düzenlemelerle her iĢçiye yılda en az 4 hafta ücretli izin hakkı tanınmıĢtır. Türkiye‟de ise hizmet yılı 15 yıl ve daha fazla olan iĢçilerin dahi yıllık izinlerinin 26 gün olması hususu dikkate alındığında, AB‟nin minimum 4 haftalık ücretli izin standardına bir uyum sağlanamadığı ortaya çıkacaktır127.

48

ĠKĠNCĠ BÖLÜM

YILLIK ÜCRETLĠ ĠZNE HAK KAZANMANIN KOġULLARI, YILLIK ĠZĠN SÜRELERĠ VE YILLIK ÜCRETLĠ ĠZĠN HAKKININ KULLANILMASI (UYGULANMASI), YILLIK ĠZĠN ÜCRETĠ, YILLIK ĠZĠN HAKKINA AĠT

ÜCRETĠN ÖDENMEMESĠNĠN CEZAĠ YAPTIRIMI, YILLIK ÜCRETLĠ ĠZĠN HAKKINA ĠLĠġKĠN UYUġMAZLIKLARIN ÇÖZÜM YOLLARI

§1. YILLIK ÜCRETLĠ ĠZNE HAK KAZANMANIN KOġULLARI I. 4857 Sayılı ĠĢ Kanunu’na Göre

1- ĠĢ Kanunu’na Tabi ve Belirli Özelliklere Sahip Bir ĠĢ SözleĢmesi Bulunmalıdır

Her ne kadar 4857 Sayılı ĠĢ Kanunu‟nda, 1475 Sayılı Kanun‟un 49/1. maddesinden farklı olarak, iĢ sözleĢmesine iliĢkin iĢ iliĢkilerinden söz edilmemiĢ ise de; ĠĢ Kanunu‟nun 54‟üncü maddesinde “bu kanun kapsamına giren iĢyerlerinde çalıĢan iĢçiler…” deyiminden bu sonuca ulaĢmak mümkün olacaktır. Aynı Ģekilde Yıllık Ücretli Ġzin Yönetmeliği‟nin 2‟nci maddesi de128 bunu destekler niteliktedir. Ancak, kanunun istisna tuttuğu iĢler açısından bu durum mümkün olmayacaktır. Kanun‟un 53‟üncü maddesinde “bir yıldan az süren mevsim ve kampanya iĢlerinde” çalıĢan iĢçilere yıllık ücretli izin hükümlerinin uygulanmayacağı belirtilmek suretiyle hangi iĢlerde çalıĢan iĢçilerin bu kapsama girmeyeceği açıkça ortaya konulmaktadır. Yine, Kanun‟un 10‟uncu maddesinde “nitelikleri bakımından en çok otuz iĢ günü süren” süreksiz iĢlere ĠĢ Kanunu‟nun yıllık ücretli izni düzenleyen 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59 madde hükümleri uygulanmayacağından bu iĢlerde çalıĢan iĢçiler de yıllık ücretli izin hakkından yararlanamayacaklardır.

Dolayısıyla, mevsimlik iĢler, kampanya iĢleri ve süreksiz iĢlerin dıĢında, iĢ iliĢkisinin niteliğinin, iĢçinin yıllık ücretli izin hakkından yararlanmasında bir

128 Yıllık Ücretli Ġzin Yönetmeliği‟nin “Kapsam” baĢlıklı 2‟nci madde hükmünde “4857 sayılı ĠĢ

Kanununa dayanılarak iĢverenler tarafından iĢçilere kullandırılacak yıllık ücretli izinler, aynı Kanunun 1 inci maddesi kapsamına giren iĢyerlerinde bu Yönetmelikte belirtilen usul ve esaslara göre yürütülür” denilmektedir.

49 öneminin olmadığı, çağrı üzerine çalıĢma, ödünç iĢ iliĢkisi129, kısmi süreli iĢ iliĢkisi gibi atipik istihdam biçimlerine göre çalıĢan iĢçilerin de yıllık ücretli izin haklarının bulunduğu açıkça ortadadır.

2- Bekleme Süresinin GerçekleĢmesi (En Az Bir Yıllık ÇalıĢma Süresinin GerçekleĢmesi)

A) Fiili ÇalıĢma

a) Tam Süreli ÇalıĢanlarda

ĠĢçinin yıllık ücretli izne hak kazanabilmesi için iĢyerinde iĢe baĢladığı günden, yani fiilen iĢe baĢladığı tarihten itibaren, deneme süresi de içinde olmak üzere, en az bir yıl çalıĢmıĢ olması gereklidir (ĠĢK. m.53/1). Uygulamada, bu süreye “bekleme süresi” de denilmektedir. Kanun‟un bu hükmünden de anlaĢılacağı üzere, yıllık ücretli izin talep edebilmek için gerekli olan bir yıllık süre, iĢçinin iĢe fiilen baĢladığı tarihten itibaren hesaplanacaktır. Eğer, iĢçi iĢe alınırken bir denemeye tabi tutulmuĢsa, deneme süresi içerisinde çalıĢmıĢ olduğu sürelerin de, bir yıllık sürenin hesabında göz önünde bulundurulması gerekmektedir130.

Kanunun bu ifadesi karĢısında çalıĢması bir yıldan az olan iĢçiler için orantılı izin hakkı tanınmayacaktır131. Yargıtay da aynı görüĢtedir132. Ayrıca, iĢçinin

129

“Türk hukuku açısından ilk kez 4857 sayılı yasa ile düzenlenme imkanı bulan ödünç iĢ iliĢkisi; bir iĢverenin iĢletmesinde kendisine iĢ sözleĢmesiyle bağlı bir iĢçisini bu bağını sona erdirmeden iĢçinin de rızasını almak koĢuluyla genelde muvakkat bir süre, holding bünyesinde veya aynı Ģirketle topluluğuna bağlı baĢka bir iĢyerinde ve yapmakta olduğu iĢe benzer iĢlerde çalıĢtırılması koĢuluyla onun emir ve talimatları altında ve onun nam ve hesabına çalıĢmak üzere ücret karĢılığında veya ücretsiz olarak vermesiyle oluĢan üçlü bir iliĢkidir”, bilgi için bkz. Mehmet

GÜNAY, Ödünç ĠĢ ĠliĢkisi, YayınlanmıĢ Yüksek Lisans Tezi, Konya, 2007, s.20.

130 Murat ALPARSLAN, ĠĢverenin Ücret Ödeme Borcu, YayınlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi,

Ankara, 2000, s. 117; ÇÖĞENLĠ, s.94; EKONOMĠ, s.334; EYRENCĠ/ TAġKENT/ULUCAN, s. 238 vd.; SÜZEK, s.773; MOLLAMAHMUTOĞLU, s.942; ÇELĠK, ĠĢ, s.364; SÜMER, Uygulamalar, s.326; UġAN, ĠĢ, s.163; “Bekleme süresi yıllık izne hak kazanabilmek için sağlanması için aranan en az hizmet süresidir. Kural olarak bekleme süresinin, iĢçinin fiilen çalıĢtığı sürelerle çalıĢılmıĢ sayıldığı sürelerden oluĢtuğunu ve bir yıl deyiminin bu sürelerden meydana gelen “tam yılı” da anlattığını da belirtelim”, bilgi için bkz. AKYĠĞĠT, Ģerh, s.1796; “Alman hukukunda ise, kısmi izin hakkı tanınmıĢtır. ĠĢçilere çalıĢtıkları her tam ay için yıllık izin hakkının on ikide biri kadar yıllık izin hakkı verilmesi gerekmektedir”, bilgi için bkz.

CANĠKLĠOĞLU, s. 1155.

131 NARMANLIOĞLU‟na göre, “Kanun söz konusu hakkında doğumu için bir yıllık hizmet süresini

Ģart koĢtuğundan, yıldan artan süreler için orantılı izin hakkının doğduğu söylenemeyecektir”, bilgi için bkz. NARMANLIOĞLU, s.542; SÜZEK, ĠĢ, s.773; EYRENCĠ/TAġKENT/ULUCAN,

50 sözleĢmesinin belirli veya belirsiz süreli olması önem arz etmeyecektir. DeğiĢik tarihlerde belirli iĢ sözleĢmesi ile çalıĢan iĢçiler veya sözleĢmesi ĠĢ Kanunu‟nun 11‟inci maddesinin 2‟nci fıkrasına uygun olarak yenilerek devam edip de bir yıllık süresini dolduran iĢçiler gibi, kötüye kullanılması nedeniyle belirsiz süreli sayılan veya aslında belirsiz süreli olarak akdedilip de iĢ sözleĢmesine dayanarak çalıĢmasını sürdüren iĢçiler de, yine bir yıllık sürelerini doldurduklarında yıllık ücretli izin talebinde bulunmaları mümkün olacaktır133.

Bu yasal koĢulun sonucu olarak, iĢçi her çalıĢma yılına iliĢkin iznini gelecek yıl içerisinde kullanır (m.54/IV). ĠĢçinin sonraki yıllarda kullandığı veya kullanacağı izin için geçmesi gerekli olan bir yıllık çalıĢma süresi, bir önceki izin hakkının s.251; ÇELĠK, ĠĢ, s.364; ÇENBERCĠ, s.891; SÜMER, Uygulamalar, s.327; ÖZVERĠ, s.926; “...1475 Sayılı ĠĢ Kanunu‟nun 49. maddesine göre, iĢçinin iĢyerine girdiği günden baĢlayarak, deneme süresi de içinde olmak üzere en az bir yıl çalıĢmıĢ olanlara yıllık ücretli izin verilir. Buna göre bir yıl çalıĢması olmayanlar yıllık ücretli izine hak kazanamaz. Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının çalıĢmasının bir yılı doldurmadığı görülmektedir. Bu nedenle yıllık ücretli izine hak kazanmamıĢtır. ġu halde yıllık ücretli izin isteğinin reddine karar vermek gerekir. Aksine hüküm tesisi bozmayı gerektirmiĢtir...” Yargıtay 9. HD. T.21.11.1989, 10143/10077 E-K sayılı

ilamı. Karar metni için bkz. MeĢe Yazılım, www.meseyazilim.com. (ET.13.04.2009); Yargıtay 9.

HD.nin 28.02.1995 tarih, 1994/16572-6007 E-K sayılı ilamında da; “...Davacı iĢyerine 01.04.1988 tarihinde girmiĢ bulunduğuna göre 1992 yılı iznine 01.04.1993 tarihinde hak kazanması gerekir. Oysa davacı bu tarihten önce 25.01.1993 tarihinde iĢten ayrılmıĢtır. Bu durumda 1992 yılı izin ücretine hak kazanamadığı için bu isteğin reddine karar vermek gerekir...” denilmek suretiyle yıldan yıla arta kalan süreler için orantılı izin süresi kabul edilmemiĢtir. Karar metni için bkz. ALPARSLAN, s.131; Yine, bu husus Yargıtay‟ın daha sonra vermiĢ olduğu bir kararında vurgulanmıĢtır. Söz konusu karara göre“...Davacı iĢçi 01.07.1985 tarihinde iĢe girmiĢ olup, fesih 16.06.1998 tarihinde gerçekleĢtiğine göre son yıla ait izin ücreti gerçekleĢmiĢ değildir. Son yıl dolmadan fesih yoluna gidildiği görülmüĢtür...” Y.9.HD. 21.09.1999, 1999/11435-1999/14354 sayılı ilam. Karar metni için bkz. TÜHĠS, Kasım 1999-ġubat 2000, s.69-70.

132 “...1475 Sayılı ĠĢ Kanunu‟nun 49. maddesine göre, iĢçinin iĢyerine girdiği günden baĢlayarak,

deneme süresi de içinde olmak üzere en az bir yıl çalıĢmıĢ olanlara yıllık ücretli izin verilir. Buna göre bir yıl çalıĢması olmayanlar yıllık ücretli izine hak kazanamaz. Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının çalıĢmasının bir yılı doldurmadığı görülmektedir. Bu nedenle yıllık ücretli izine hak kazanmamıĢtır. ġu halde yıllık ücretli izin isteğinin reddine karar vermek gerekir. Aksine hüküm tesisi bozmayı gerektirmiĢtir...” Y.9.HD. T.21.11.1989, 10143/10077 E-K, karar metni için

bkz. meĢe yazılım, www.meseyazilim.com. (ET.14.04.2009); Yargıtay 9. HD.nin 28.02.1995 tarih,

1994/16572-6007 E-K sayılı ilamında da; “...Davacı iĢyerine 01.04.1988 tarihinde girmiĢ bulunduğuna göre 1992 yılı iznine 01.04.1993 tarihinde hak kazanması gerekir. Oysa davacı bu tarihten önce 25.01.1993 tarihinde iĢten ayrılmıĢtır. Bu durumda 1992 yılı izin ücretine hak kazanamadığı için bu isteğin reddine karar vermek gerekir...” denilmek suretiyle yıldan yıla arta kalan süreler için orantılı izin süresi kabul edilmemiĢtir. Karar metni için bkz. Alparslan, s.131; Yine, bu husus Yargıtay‟ın daha sonra vermiĢ olduğu bir kararında vurgulanmıĢtır. Söz konusu karara göre“...Davacı iĢçi 01.07.1985 tarihinde iĢe girmiĢ olup, fesih 16.06.1998 tarihinde gerçekleĢtiğine göre son yıla ait izin ücreti gerçekleĢmiĢ değildir. Son yıl dolmadan fesih yoluna gidildiği görülmüĢtür...” Y.9.HD. 21.09.1999, E:1999/11435, K:1999/14354, karar metni için bkz. TÜHĠS, Kasım 1999-ġubat 2000, s.69-70.

133

NARMANLIOĞLU, s.542; EYRENCĠ/TAġKENT/ULUCAN, s.251; SÜZEK, ĠĢ, s.775;

51 doğduğu günden (yani önceki bir yıllık çalıĢmanın sonundan) baĢlamak üzere gelecek hizmet yılına doğru hesaplanır. Yani, daha sonraki yıllık izin haklarına esas olacak bir yıllık çalıĢma süresinin baĢlangıcı son izne çıkıĢ tarihinden itibaren değil de, izin hakkının doğduğu günden itibaren hesaplanması gerekecektir (m. 54/III; YÜĠY.m.9/1)134. Bunu bir örnekle açıklamak gerekirse, 1 Ģubatta izin hakkı doğan bir iĢçi, yıllık ücretli iznini bu tarihten itibaren herhangi bir tarihte kullanabilir. Söz konusu iĢçinin ücretli iznini haziran ayında kullandığını düĢünürsek, izleyen yıla iliĢkin bir yıllık çalıĢma süresi haziran ayından itibaren değil, iĢçinin izne hak kazandığı 1 Ģubattan itibaren hesaplanacaktır.

Bununla birlikte, iĢçiyle yapılan sözleĢmede iĢin baĢlangıç tarihi belirtilmiĢ, ancak o tarihte iĢçi fiilen iĢe baĢlamamıĢ ise bu durumda nasıl bir yol izleneceği hususu akla gelebilir. Burada oluĢturulacak çözüm seçeneklidir. Eğer iĢçi kendi iradesiyle iĢe geç baĢlamıĢ ise, yıllık ücretli izne hak kazanmada esas alınacak süre fiili çalıĢma süresidir. Ancak iĢçi iĢverenin emrinde çalıĢmaya hazır olarak beklemekle birlikte kendisinden kaynaklanmayan sebeplerle iĢe baĢlayamaması durumunda bekleme süresi, iĢverenin emrinde çalıĢmaya hazır olduğu tarihten itibaren hesaplanmalıdır135.

Söz konusu hükümlerden de anlaĢılacağı üzere izin hakkının kural olarak, izin yılında, yani yıllık izin hakkının yürürlükte olduğu yıllarda kullanılması gerekir. Bu nedenle de, sadece iĢyerini veya iĢçinin kendisini ilgilendiren zorunlu nedenlerle yıllık iznin kullanılamaması durumlarında, yıllık izin gelecek yıla bırakılabilir.

134

YHGK. 22.10.2003 tarih, 9-595/603 E-K sayılı ilamında “...Somut olayda davacının 19.02.1997 tarihinde davalı iĢyerinde çalıĢmaya baĢladığı, iĢ akdinin 15.05.2002 tarihinde feshedildiği, dosyadaki belgelere göre çalıĢma süresi içinde ilk yıla iliĢkin iznini 4-18 Ağustos 1997, ikinci yıla iliĢkin iznini 3-31 Temmuz 2000, üçüncü yıla iliĢkin iznini ise 1-31 Temmuz 2001 tarihleri arasında kullandığı anlaĢılmaktadır. Davacının kullandığı izinlerin sırasıyla 1998, 1999 ve 2000 yılı izinleri olduğu, 2001 yılına iliĢkin bir belgenin mevcut olmadığı görülmektedir. Hal böyle olunca, yerel mahkemenin davacının isteminin aslında 2001 yılına ait olup 19.02.2001‟de baĢlayıp, 19.02.2002 tarihleri arasındaki çalıĢması nedeniyle 19.02.2002 tarihinden sonra kullanmayı hak ettiği izin olduğu ve bu davacının bu iznini kullanmaması nedeniyle buna iliĢkin iznini hakkettiği yönündeki kabulünün doğru olduğu sonucuna varıldığından yerel mahkemenin direnme kararı haklıdır...”, karar metni için bkz. AKYĠĞĠT, ġerh, s. 1832.

135 ÇENBERCĠ, s.889; ÇÖĞENLĠ, s.94 vd.; AKYĠĞĠT, izin, s.185; CANĠKLĠOĞLU, s. 1151;

aksi görüĢte olan KILIÇOĞLU‟na göre “ĠĢçi iĢveren tarafından bilinçli olarak iĢe baĢlatılmıyorsa burada alacaklının temerrüdünden söz edilir. Yıllık ücretli izne fiili olarak baĢlayacak kadar olan süreye kadar süre iĢlemez. Bütün bu ayırımların nedeni iĢçinin iĢte harcayacağı enerjinin karĢılığının dinlenme ile karĢılanması zorunluluğudur”. Ayrıntılı bilgi için bkz. KILIÇOĞLU, s.343 vd.

52 Önemli olan her yıl iĢçinin kendisine izin hakkının verilmesidir. Ayrıca iĢçi yıllık izin hakkını istemiĢ ancak kullanamamıĢsa, yıllık iznini sonradan kullanabilir136.

Yıllık ücretli izin hakkının kazanılması bakımından gerekli olan bir yıllık çalıĢmanın iĢverenin aynı iĢyerinde yapılması Ģart değildir. ĠĢçinin aynı iĢverenin bir veya çeĢitli iĢ yerlerinde geçirdiği süreler birleĢtirilerek hesaba katılır (ĠĢK. m.54/1; YÜĠY.m.4/2). Hükmün bu mutlak ifadesinden de anlaĢılacağı üzere, iĢçinin çalıĢtığı aynı iĢverene ait yürütülen iĢlerin birbirinden farklı olması sürelerin birleĢtirilmesine engel olmayacaktır.

Ayrıca iĢçinin çalıĢtığı aynı iĢverene ait iĢ yerlerinde sürekli olarak çalıĢması da zorunlu değildir. ĠĢçinin aralıklı çalıĢmaları olmuĢsa, yıllık izin süresinin hesaplanmasında da bu sürelerin birleĢtirilmek suretiyle dikkate alınması gerekecektir. Örneğin, bir iĢyerinde on ay çalıĢtıktan sonra ayrılıp da, daha sonra iĢverenin aynı veya değiĢik bir iĢyerinde iĢe baĢlayan iĢçinin, iki ay daha çalıĢması halinde bir yıllık bekleme süresi gerçekleĢmiĢ olacaktır. Aralıklı geçen sürelerin toplanabilmesi için önceki iĢ sözleĢmelerinin ĠĢ K. m.25/II maddesi gereğince ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırılık nedeniyle sona ermiĢ bulunmasının bir önemi bulunmamaktadır137.

Buna karĢılık çalıĢma sürelerinin arasında uzun bir zaman aralığının bulunması durumunda, bu sürelerin birleĢtirilip birleĢtirilmeyeceği hususu öğretide tartıĢmalıdır. Öğretideki baskın görüĢe göre, aralıklı çalıĢmalar arasındaki süre aralığının bir önemi bulunmamaktadır. Çünkü yürürlükteki mevzuata göre çalıĢmalar arasında belli bir sürenin bulunması veya bulunmaması gerektiğine iliĢkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Dolayısıyla çalıĢmalar arasındaki aralık ne kadar uzun olursa olsun bu çalıĢma süreleri birleĢtirilerek iĢçinin bekleme süresi ve yıllık izne esas olan çalıĢma süresi bulunacaktır138.

136 MOLLAMAHMUTOĞLU, 953; TUNÇOMAĞ/CENTEL, s.174; NARMANLIOĞLU, s.557;

ÇÖĞENLĠ, s.152; EYRENCĠ/TAġKENT/ULUCAN, s.256; EKONOMĠ, ĠĢ, s.348 vd; ÇELĠK,

ĠĢ, s.369; SÜZEK, ĠĢ, s.775;.

137 SÜZEK, ĠĢ, s.774; EYRENCĠ/TAġKENT/ULUCAN, s.252; SÜMER, Uygulamalar, s.327;

NARMANLIOĞLU, s.544; UġAN, ĠĢ, s.164.

138 ÇÖĞENLĠ, s.98; ÇENBERCĠ, s.891; EKONOMĠ, Ferdi, s.335; NARMANLIOĞLU, s.548;

CANĠKLĠOĞLU, s.1153; ÇELĠK, ĠĢ, s.365; SÜZEK, ĠĢ, s.774; SÜMER, Uygulamalar, s.327;

53 Öğretideki diğer bir görüĢe göre ise, çalıĢma sürelerinin arasındaki zaman aralığının 10 yıl gibi bir süre olması durumunda, bekleme süresi açısından böyle birleĢtirmenin kabul edilmesi kanunun özünü oluĢturan “dinlenme” kavramı ile bağdaĢmaz139.

Yargıtay bu konuda vermiĢ olduğu bir kararında140 iĢçinin birinci iĢ sözleĢmesi ile ikincisi arasında beĢ yıllık bir zaman aralığının bulunması dolayısıyla birleĢtirme talebini reddetmiĢtir.

Kanaatimizce, izin sürenin tespitine iliĢkin çalıĢma süresinin belirlenmesinde iĢçinin tüm aralıklı çalıĢmaları herhangi bir süre sınırlaması bulunmaksızın birleĢtirilmelidir. Nitekim Kanun‟un 54/1 hükmünde de “Yıllık ücretli izine hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında iĢçilerin, aynı iĢverenin bir veya çeĢitli iĢyerlerinde çalıĢtıkları süreler birleĢtirilerek göz önüne alınır” denilmektedir. Görüldüğü üzere kanun koyucu da, çalıĢma sürelerinin birleĢtirilmesini süre yönünden olumlu ya da olumsuz bir Ģekilde sınırlandırmamıĢtır. Kaldı ki, böyle bir sınırlamanın getirilmesi de kanunun amacına aykırılık teĢkil eder. Zira Kanunda, izin sürelerinin belirlenmesinde “çalıĢanların kıdem süreleri” esas alınmıĢtır (ĠĢ K. m.53; 1475 S.K.m.50). Bu hüküm uyarınca iĢçilerin çalıĢma süresi arttıkça kullanacakları izin süreleri de artacaktır. Dolayısıyla Yargıtay‟ca belirtildiği Ģekilde aralıklı çalıĢma süreleri arasında uzunca bir süre geçtiğinden bahisle iĢçinin daha önceki çalıĢmalarının görmezlikten gelinmesi kanuna açıkça aykırılık teĢkil eder.

Yargıtay 13.05.1991 tarihinde vermiĢ olduğu kararında141 ise, emekli olup kıdem tazminatını alan iĢçinin çalıĢmasını sürdürmesi durumunda bu çalıĢmanın,

139

Ergun ĠNCE, Yıllık Ücretli Ġzin Hesabı Konusundaki Yargıtay Kararına Yönelik Değerlendirme, Sicil ĠĢ Hukuku Dergisi, 2007, S.7, s.60.

140 Yargıtay 9. HD.nin T.25.02.1988, 215/1681 E-K sayılı ilamında “..

Olayda davacının birinci hizmet akdi ile ikincisi arasında beĢ yıllık bir süre geçmiĢtir. ĠĢverenin burada, davacının hizmetini bölerek fasılalarla yeniden hizmet akdi akdedilmiĢ gibi gösterme durumu mevcut değildir. Davacı her hizmet akdinin sonunda dava açıp ihbar tazminatı almıĢ olması da bunu doğrulamaktadır. Böyle olunca her iki sürenin birleĢtirilmesi suretiyle kıdem tazminatı hakkının doğduğu ileri sürülemez. O halde, kıdem tazminatı isteğinin reddi gerekir. Birinci bentte açıklanan sebep ĠĢ Kanunu'nun 50'nci maddesine göre yıllık ücretli izin hakkının belirlenmesinde de geçerlidir. Böyle olunca yıllık ücretli izin ücretli izin ücretine karar verilmesi de isabetli olamaz…”denilmiĢtir.

Karar metni için bkz. MeĢe yazılım, www.meseyazilim.com, (ET.15.05.2009).

141

Yargıtay 9. HD. 13.05.1991, 451/8352 Esas Sayılı ilamında “...Davacının emekli olup kıdem tazminatını aldıktan sonra iĢyerinde çalıĢmasını sürdürmüĢ olması yeni bir hizmet akdine dayanır.

54 yeni bir iĢ sözleĢmesine dayanması nedeniyle emeklilikten önceki hizmetinin yıllık izin ücretinin hesabında göz önünde tutulmayacağına hükmetmiĢtir. Bu karar öğretide haklı bulunmayarak eleĢtirilmiĢtir.

SOYER‟e göre “Yasa, izne hak kazanmak için geçmesi gereken sürenin hesabında aynı iĢverenin bir ya da birden fazla iĢyerlerinde çalıĢılan sürelerin birleĢtirilerek göz önüne alınacağını öngördüğü halde, yüksek mahkemenin söz konusu kararındaki sonuca nasıl ulaĢtığını anlamak gerçekten anlaĢılamamaktadır. Aynı iĢyerindeki sürelerin birleĢtirilmesinden, ancak değiĢik zamanlarda yapılan hizmet akitleri bulunduğu takdirde söz edilebileceği, açıklanması gerekmeyen bir noktadır”142.

ÇELĠK, söz konusu kararı isabetsiz bulduğunu belirtmiĢtir143.

CANĠKLĠOĞLU‟na göre, “Kanundaki, 51. maddede sayılan haller dıĢındaki sebeplerle iĢçinin devamının kesilmesi halinde” ibaresi, anılan maddedeki belli bir süreyle sınırlanan hallerin belirtilen süreleri aĢması durumunu olduğu kadar hizmet akdinin sona ermesi ve tekrar kurulması halinde bu arada geçen süreleri de kapsayıcı niteliktedir. Kanunda aksine bir ifade yer almamaktadır. Kaldı ki, 49‟uncu ve 50‟nci maddeler birlikte değerlendirildiğinde, kanun koyucunun bir yılın hesaplanmasında mümkün olduğunca yıllık ücretli izne hak kazanmayı kolaylaĢtırıcı düzenlemeler yaptığı görülmektedir. Bu hükmün yorumunda da, bu yaklaĢımdan uzaklaĢmayı

Belgede Yıllık ücretli izin (sayfa 61-142)