• Sonuç bulunamadı

Han’ın, babası Sultan Yıldırım Bayezid’in vefatı ile 816 824/1413-1421 tarihleri arasında süren saltanatı zamanında yaşayan alimleri ihtiva

eder. 1

Çelebi Mehmed adıyla şöhret bulmuş olan I.Mehmed zamanında Bursa’da Yeşil Camiin yanında Sultaniye ve Bayezid Paşa Medresesi inşa edildi. Bu medreseler Yıldırım Bayezid zamanında teşkilatlandırılan medreselerin devamı durumundadır. Özellikle Sultaniye Medresesi, Çelebi Mehmed zamanında çok genişletilip teşkilatlandırılmıştı.2 Bunların dışında cami, imaret, mektep ve han bulunmakta idi.3 Bursa Medreseleri, II.Murad’ın 838/1435 yılında Edirne Daru’l-Hadis ve Üçşerefeli Medreselerini inşa edene kadar önemini sürdürmüştür.4

Taşköprîzade bu tabakada 21 alim ve şeyhe yer vermiştir. Biz hadis ilmi ile ilgili olarak bunlardan 3 muhaddisin hayatı hakkında bilgi vereceğiz.5

MOLLA FAHREDDİN el-ACEMÎ (ö.865/1461)

Zamanın alimlerindendir. Yaşadığı memlekette asrın alimlerinden ilim öğrendi. Seyyid Şerif’ten ilim öğrendiği rivayet edilir.6 Ardından Rum diyarına geldi. Burada Molla

merhum Muhammed Şah Fenari’nin derslerine devam etti ve onun mu’idi oldu. Bazı medreselerde müderrislik yaptı. Sultan Murad zamanında müftü oldu ve kendisine günlük otuz dirhem tayin edildi. Sultan bu miktarı artırmak istedi ancak o, kazandığı paranın günlük ihtiyaçlarına yettiğini ileri sürerek : “Levâzım-ı lâzime ve havâyic-i mühimmeye yettiği denlü beytü’l-mal helaldir. Amma vefk-i hâcet ve kadr-i kifayetten ziyâde helal değildir”7

1 Taşköprîzade, a.g.e., 59

2 Yılmaz Öztuna, Büyük Osmanlı Tarihi, VIII, 95

3 Mefail Hızlı, Osmanlı Klasik Döneminde Bursa Medreseleri, 81 ve 88 4 Cahit Baltacı, XV-XVI.Asırlarda Osmanlı Medreseleri, 15

5 Taşköprîzade, a.g.e., 59-78

6 Mehmed Süreyya, Sicill-i Osmânî, 504 7 Mecdî,a.g.e., 81

diyerek kabul etmedi. Vefatına kadar bu görevde kaldı ve aynı zamanda Edirne’de II.Murat’ın Darü’l-Hadisinde müderrislik yaptı.1

Hadis ilminde Sadettin Taftazani tarafından yetiştirilen Molla Heratlı Haydar’dan icazet aldı. Yine Taftazani’den Sahih-i Buhari’yi okuyup icazet alan Hocazade’den de Sahih-i Buhari’yi okudu ve hadiste icazet aldı.2 Taşköprîzade babasının Hocazade’den okuyup hadiste icazet aldığını kaydeder. Kendisinin de aynı kitabı okuyup babasından icazet aldığını belirtir.

Taşköprîzade ve Mecdî, Fahreddin Acemi’nin vefat tarihini 865/1461 olarak kaydederken .3 Mehmed Süreyya 870/1465 olarak verir. Edirne’ye defnedilmiş olan zatın defin yeri için Mecdî güvenilir kişilerin rivayetlerini esas alarak onun Edirne Daru’l-Hadis Medresesinin mihrabı önünde medfun olduğunu ve Üç Şerefeli Camiinin yakınında onlara müntehi bir medresesi olduğunu zikreder.4

Gayretli, hakkı sonuna kadar savunma ve söylemekte benzersiz olan alim zat, Hurufiye’den Fazlullah’a bağlı olanların yakılmaları için fetva vererek icrasına emir almış ve hatta bu ateşi sakalı yandığı halde üflemekten vazgeçmemiştir.5

MOLLA KARA YAKUB (ö.833/1429)

Alim, fazıl,Molla Yakub bin İdris bin Abdullah “Kara Yakub” adıyla meşhurdur. Hanefî mezhebinden olup Molla Abdullah ibn İdris’in oğludur. Karaman ülkesinin Niğde şehrinde 789/1387 senesinde dünyaya geldi. Memleketinde ilimle meşgul olup; usul, Arap dili, ve meani ilminde ilerledi

Şam ve Kahire’ye gidip ilim tahsil ettikten sonra memleketine geri döndü ve Larende’ye yerleşti. 833/1429 senesinde burada vefat etti.6 Kabr-i şerifi Larende’dedir.7

Hadis ilminde önemli bir yere sahip olan Begavi’nin Mesabih’i üzerine Şerhu’l- Mesâbih adlı bir şerh çalışması mevcuttur.8 ‘el-Hidaye üzerine haşiye yazmıştır.

1 Ahmet Gül, Osmanlı Medreselerinde Eğitim-Öğretim ve Bunlar Arasında Darü’l-Hadislerin Yeri, 76 2Hoca Sadettin Efendi, Tâcü’t-Terâvih, 53

3Taşköprîzade, a.g.e., 59-61; Mecdî, a.g.e., 81 4 Mecdî, a.g.e., 83

5 Mehmed Süreyya, Sicill-i Osmânî, 504 6 Taşköprîzade, a.g.e., 63

7 Bursalı Mehmed Tahir, Osmanlı Müellifleri, I, 397

8 Taşköprîzade, a.g.e., aynı yer; Müctebâ Uğur, Hadis Bilimleri Edebiyatı,113; Mehmed Süreyya, Sicill-i

Mecdî, Eşrâkü’t-tevârih 1adlı değerli bir tarih kitabından bahseder. Bu eser Tarihu’l- Enbiya, Tabakatu’s-Sahabe ve’t-Tabiin ve el-meşâhir minci’l-Eimme olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır. Bu şekilde üç başlık kullanılan tek kitaptır. Peygamberleri, sahabe ve tabiin’i eimmeyi konu etmesi açısından hadis ilmine de dahil olmaktadır. Mecdî, bunları kuvvetlendirir mahiyette eserin içeriğini: “Adem aleyhisselam’dan hatm-i Rasul-i Kirâma değin kâffe-i enbiyâ-i azâmın ahvâlini ve hâtime-i enbiyânın kendilerinin ahvâlini ve ashâbının tefâsil-i ahvallerini ve ashâb-ı mezâhibin ve ashâb-ı hadîsin ve ashâb-ı tesânîf-i mütekaddimenin mufassal ve meşrûh ahvâlini zikreyledi. Hâtıme-i kitâbda hâtime-i müctehidin ya’ni İmam Muhammed bin Muhammed bin Muhammed Gazâlinin zikriyle hatm-i kitâb eyledi.”2şeklinde belirtmiştir. Kısas-ı Enbiya konusu ile ilgili Zübdetü’t-Terâvih adlı eseri mevcuttur. 3

MUHYİDDİN EL-KAFİYECÎ (ö.879/1474) Molla Allâmetu Muhyiddin el-Kafici

Muhammed bin Süleyman bin sa’d bin mes’ud er-Rumi el Bergamiyyu

Muhyiddin Kafiyeci, Bergama’lı Süleyman Efendi’nin oğludur. İbn Hacîb(ö.646/1249)’in Kafiye adlı eseri üzerinde uzun çalışmalarda bulunduğu için “Kafiyeci” lakabını aldı. İmam Suyûtî’nin de hocasıdır. Suyuti on dört yıl ders dinlediği ve hizmetinde bulunduğu hocası Kafiyecî hakkında, eseri Tabakât-ı Nuhât’te anlattığına göre: Üstadların üstâdı Şeyh 788/13864 senesinde Bergama’da doğdu. Daha buluğ çağına gelmeden öğrenimini ilerletip Acem’e gitti. Önce ulaşabildiği ilimlerle meşgul oldu. Acem diyarına ve Tatar’a yolculuk yaptı. Orada Şemseddin el-Fenari(ö.834/1430), Burhanneddin Haydar, Şeyh Vâcid, Mecma’ın şarihi ibn-i Ferişte Hafızüddin Bezzâzi, Molla İbn Melek5 gibi alimlerden ilim tahsil etti. Bir süre Kahire’de bulundu. Buradaki alimler onun ilmî üstünlüğünü kabullendiler. 6 Üstünlüğü sayesinde Şeyhülislam makamına nail oldu.7

1Yer no: 34 Sü-Aşir 436/7 İst. Süleymaniye kütüp. Md. TUYATOK/I. 42 Yu 4696,Konya Karatay Yusuf Ağa

Kütüp.,TUYATOK,II

2 Mecdî,a.g.e., 84-85

3Yer no:H.1330, Topkapı Sarayı Müzesi TUYATOK/III

4 Mehmed Süreyya, doğum tarihini Suyuti’den farklı olarak 818/1415 ve vefat tarihini 888/1483 olarak verir.

Sicill-i Osmani, 1109

5 Bursalı Mehmed Tahir, Osmanlı Müellifleri, II, 4

6 Taşköprîzade, a.g.e., 64; Mecdî, a.g.e., 85; Hoca Sadettin Efendi, Tâcü’t-Terâvih, 57 7 Mehmed Süreyya, Sicill-i Osmânî, 1109

Öğrencilerinden biri olan Suyuti, Muhyiddin Kafiyeci’den övgü ile bahseder. Yine Tabakâtü’s-Suğra’sında on dört yıl hocasının yanında kalıp ilim meclisine devam ettiğini ve defalarca dinlemiş olduğu bilgileri daha yeni işitiyormuş gibi istifade ve istifâza ettiğini belirtir.1

Akli ilimlerde, özellikle matematikte geniş bilgisi vardı. Fıkıh, tefsir, hadis ilimlerine iyi bir yere sahipti.2 Özellikle hadis ve tefsirde kendinden önceki alimlerden üstün olduğunu iddia ederek:“ilm-i hadis ve ilm-i tefsirde fuzalâ-i mutekaddimînden davâ-yı tekaddüm idüp bu ilmi ben ihtira’ eyledim. Benden mukaddem bu meydanda tek ü pûy eylemiş [koşuşturan] kimesne yoktur.”diyerek hadis ve fıkıhta devrinde en önde gelen alimi olduğunu belirtir.3 Ancak Mecdî, Şeyh Muhyiddin Kafiyeci’nin bu açıklamasını zikrettikten sonra : “Lakin bu kelamdan fehm olunan budur ki Şeyh Muhyiddin Kafiyeci Hazretleri İmam Zerkeşi‘nin Burhân nâm Kitabına ve Celal Bulkinî’nin Mevâkı-ı ‘ulûm adlı bir kitâb-ı müstetâbına zafer bulmayup bu iki kitâba mütâlaaları sebekat itmemiş ola” diyerek Şeyh Kafiyeci’nin sözlerine katılmadığını uslubunca belirtir.4

Molla Kafiyeci pek çok eser yazmakla birlikte bunları risaleler halinde telif ettiği için korunması mümkün olmamıştır. Hatta Suyuti Tabakatü’s-süğra’sında; Hocası Kafiyeci’ye eserlerini toplamak ve kaydetmek için kendisine sorduğunda; eserlerinin isimlerini unutmuş olduğunu ve sayma imkanı bulamadığını söylediğini nakleder.5 Ancak Hadis ilimleriyle ilgili bir muhtasar’ı bulunduğu bilinmektedir. Şerhu kavâ’idi’l-irab ve Şerhu kelimete ş- Şehâde ise en ünlü eserleridir

Kaynaklarda Menba’u’d-Durer Fî İlmi’l-Eser adıyla geçen eserini, Bursalı Mehmet Tahir el-Muhtasar fî İlmi’l-Eser adıyla almıştır.6 Prof. Dr. İsmail Cerrahoğlu, müellifin Kitabu’t-Teysîr isimli eserinin neşrine yazdığı önsözde ikisinin aynı eser olması ihtimalinden

söz etmektedir.7 Şu anda nüshası Ayasofya 525 no’lu bölümde bulunan Hulâsatu’l-Akvâl fî Hadîsi

“İnneme’l-A’mal..”adlı hadis risalesi bulunmaktadır.8 Kafiyeci hadisi geniş bir şekilde Arapça şerh etmiş ve üç bölüme ayırmıştır:

1 Bursalı Mehmed Tahir, Osmanlı Müellifleri, II, 4 2Taşköprîzade, a.g.e., 65

3 Mecdî, a.g.e., 86 4 Mecdî, a.g.e., 86

5 Bursalı Mehmed Tahir, Osmanlı Müellifleri, II, 5 6 Bursalı Mehmed Tahir, Osmanlı Müellifleri, II, 5 7 Mücteba Uğur, Hadis İlimleri Edebiyatı, 148 8 Mücteba Uğur, a.g.e, 130

1-Çeşitli hadislerin tariflerinden bahsetmiştir.

2-Hadisi sarf, nahiv ve lügat bakımından incelemiştir.

3-Hadisin “ve innemâ li külli imriin mâ nevâ..” kısmını incelemiştir. Müellif tüm bu bölümleri soru-cevap şeklinde işlemiştir. Yani “fein künte” ve “küntü” başlıkları ile tetkik etmiştir.1

1 Sadık Cihan, Osm Devrinde Türk Hadisçileri tarafındanm Kırk Hadis Dışında Muayyen Sayıda Derlenen