• Sonuç bulunamadı

Hibe karşılıklı sevgi, birlik ve beraberlik duygularını artıran, toplumda dayanışmaya ve dostluklara vesile olan bir sözleşmedir. Kişi karşılık beklemeksizin yapmış olduğu yardımlarla ahlaki anlamda cömertlik, paylaşma, başkalarını düşünme ve başkalarını kendine tercih etme gibi güzel erdemler kazanmaktadır. İslam dini bu tür yardımları teşvik etmekle birlikte yapılan bağışların da itidal içerisinde olmasını ve aşırılıktan uzak olmasını istemektedir.401 Bu konuda Kur’ân-ı Kerim’de “Eli sıkı olma,

büsbütün eli açık da olma. Sonra kınanır ve çaresiz kalırsın” buyurulmaktadır.402

Meşru bir tasarruf şekli olan hibede bulunma hakkı, hibede bulunanın niyetine göre bazı durumlarda İslam’ın adalet ve hakkaniyet ölçüsüne zarar verebilmektedir. Örneğin mûrislerin ölmeden önce vârislerin cinsiyeti gibi bazı durumları göz önüne alarak hibede bulunmaları, vârislerden mal kaçırma amaçlı tasarrufta bulunmaları geçmişte ve günümüzde devam eden uygulamalar olarak görülmektedir. Mûrisler, gerek vârislerden bir veya bir kaçını tercih etmek suretiyle dilediği vârislere gerekse vârisleri mirastan mahrum etmek maksatlı yabancı kişilere hibe yapmak suretiyle vârislerden mal kaçırma arzusunda olabilmektedir.403 Hâlbuki İslam miras hukuku

vârislerin mirastaki paylarını önceden belirtmektedir. Mûrislerin vârislerini mahfuz

401 Abdülkadir Şener, İslam Hukukunda Hibe, Ankara: Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları,

s. 15.

402 İsrâ Suresi, 17/29.

403 İbrahim Yılmaz, “İslam Hukukunda Hibe Yoluyla Varisleri Mirastan Mahrum Etmeye Yönelik Tasarrufların Sınırlandırılması”, Şırnak Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2017/3, yıl: 8 c. VIII,

hisse / saklı pay adı da verilen paylarını hibe yoluyla başka vârislere veya belirli oranın üstünde yabancı şahıslara vermek yoluyla mirastan mahrum etme hakları bulunmamaktadır.404 Bu araştırmada Osmanlı 18. yüzyılın ikinci yarısında yer alan

hibe örneklerinden hareketle kız evlatların hibe konusunda daha az tercih edilmesi konusuna dikkatleri çekmek arzusundayız. Bu araştırma, Konya Şer‘iyye Sicilleri’nde bulunan örneklerden istifade ederek geçmişten günümüze toplumda kız evlatların miras konusunda yaşamış olduğu huzursuzlukların tarihsel temelleri ve örnekleri üzerinde bir arayışı amaçlamaktadır.

Hibe, bir malı karşılığında herhangi bir bedel beklemeksizin karşı tarafın mülküne geçirmeyi hedefleyen bir akittir.405 Hibenin herhangi bir bedel beklemeksizin

meydana gelmesi onu satım akdinden, hemen gerçekleşmesi ise vasiyetten ayırmaktadır.406 Hibenin karşı tarafın mülküne geçmesi de onu borç ve âriyet gibi

akitlerden ayıran özelliğidir.407 Mecelle’de hibe, “Hibe bilâ ıvaz bir malı âhara

temlikdir’’ şeklinde tanımlanmaktadır. Bir malı karşılıksız bağışlayan tarafa vâhib, kendisine mal bağışlanan kişiye mevhûbun leh, hibe edilen mala da mevhub adı verilmektedir.408 Türkçemizde hibe kelimesi de hibe edilen mal anlamında kullanılmaktadır. İttihab kelimesi ise yapılan hibeyi kabul etmektir.409

Eski hukukta kullanılan hibe terimi Türkçede yaygın olarak kullanılmakla birlikte 18 Nisan 1929 tarih ve 1424 İcra ve İflas Kanunu’nun 343. Maddesi ile adı geçen kanunlardaki birçok terimle birlikte hibe kavramı yerine bağış kavramı kullanılmıştır.410 Türkçede ve eski hukukta kullanılan fetvalarda geçen caba (cübbe)

etmek terimi de hibe etmek anlamına gelmektedir.411

Anne – Babanın Çocuğuna Hibesi

404 Yılmaz, “İslam Hukukunda Hibe…”, s. 211.

405 İbrahim el-Halebî, İzahlı Multekâ el-Ebhur Tercümesi, III, 367. 406 Bilmen, Hukûk-ı İslâmiyye, IV, 223.

407 Bardakoğlu, “Hibe”, DİA, XVII, 421. 408 Bilmen, Hukûk-ı İslâmiyye, IV, 223. 409 Şener, İslam Hukukunda Hibe, s. 11.

410 Abdülkadir Şener, “İslam Hukukunda Hibe ve Diğer Teberru Çeşitleri”, Diyanet İlmi Dergi [Diyanet

Dergisi], 1984, cilt: XX, sayı: 2, s. 3-11, s. 3.

411 İbrahim el-Halebî, İzahlı Multekâ el-Ebhur Tercümesi, III, 369; Şener, “İslam Hukukunda Hibe ve Diğer Teberru Çeşitleri”, s. 4.

Geçmişte ve günümüzde ebeveynlerin çocuklarının bazılarına hayatları devam ederken hibede bulundukları bilinmektedir. Yapılan bu hibenin pek çok sebebi olabilmektedir. Çocuğun kız veya erkek oluşu, anne babasına olan bakımı üstlenmesi, anne babanın hibede bulunduğu çocuğa karşı aşırı sevgisi, çocuğun ihtiyaç sahibi olması, servetin bazı vârislere geçmesine mani olmak, emlak alım vergisinden muaf olabilmek gibi sebepler hibenin yapıldığı çocuğun belirlenmesinde tercih sebebi olarak zikredilebilir. Bu durum çocuklar arasında istenmeyen huzursuzluklara, küskünlüklere ve tartışmalara sebebiyet verebilmektedir.412 Bu huzursuzluklar bazen

nesiller boyu devam edebilmektedir. Bu sebeple anne ve babanın hibede bulunurken çocukları arasında adaleti gözetmesi ve hakkaniyetli davranması beklenmektedir.413

Nitekim Allah Resulü döneminde Beşîr b. Sa‘d adlı sahâbi, Hz. Peygamber’i oğlu Nu’man’a yaptığı hibe için şahit tutmak ister. Hz. Peygamber diğer çocuklarına da hibe yapıp yapmadığını sorduğunda, hibe yapmadığı cevabını alır. Hz. Peygamber bu cevap üzerine Allah’tan korkmasını ve çocukları arasında adaletli olmasını söyler.414

Bu hadisin farklı rivayetlerinde Resûl-i Ekrem’in bu olay üzerine, adaletsizliğe şahitlik etmeyeceğini,415 çocuklar arasında eşit davranılmasını tavsiye ettiğini,416 bu

davranışın uygun bir davranış olmadığı ve ancak hakkaniyet içeren durumlara şahitlik edeceğini417 ifade ettiği görülmektedir. Beşîr b. Sa‘d, Rasulullah’ın tavsiye ve uyarıları

ile hibesinden vazgeçmiştir. Hz. Peygamber hibe ile ilgili tavsiyelerinden birinde çocuklar arasında bağış konusunda eşit davranılması gerektiğini, eğer bir tercih yapmak zorunda olsaydı hibe konusunda kadınları ( kız çocuklarını) erkeklere tercih edeceğini ifade etmektedir.418

Hz. Ebûbekir’in Hz. Âişe’ye hayattayken yapmış olduğu hibe ve ölmek üzereyken adaletsizlikten korkarak hibesinden dönmesi zikre değerdir. Hz. Ebûbekir Hz. Aişe’ye Gabe adı verilen yerde bulunan hurmalardan 20 vesk değerinde hurma

412 Saffet Köse, “İslam Hukukuna Göre Anne-Babanın Bağış Hibe Konusunda Çocukları Arasında Yaptığı Ayrımcılık”, Mehir, 1999, sy. 4, s. 14-20, s. 14; Şener, “İslam Hukukunda Hibe ve Diğer Teberru Çeşitleri”, s. 7.

413 Bardakoğlu, “Hibe”, DİA, XVII, 425. 414 Buhârî, “Hibe”, 12-13.

415 Müslim, "Hibat", 14-16. 416 Müslim, “Hibât”, 19. 417 Müslim, “Hibât”, 19.

418 Said b. Mansur, es-Sünen, I, 97, nr. 293; İbrahim el-Halebî, İzahlı Multekâ el-Ebhur Tercümesi, III,

bağışlamıştı. Hz. Ebûbekir bu durumu ölmeden önce düzeltmek istemiş olacak ki Hz. Aişe’ye iki erkek ve iki kız kardeşinin daha olduğunu ve öldükten sonra bu bahçenin terike olarak hepsine kalması gerektiğini ifade etmiştir. Hz. Aişe’de bu durumdan memnuniyet duymuş fakat tek kız kardeşinin olduğunu diğer kız kardeşinin kim olduğunu babasına sormuştur. Hz. Ebubekir ise eşi Hârice’nin bebek beklediğini ve kız doğacağını hissettiğini ifade etmiştir. Hz. Ebûbekir’in Hârice’den bir kızı daha olmuştur. Hz. Ebûbekir’in gerek kız evlatlar gerekse erkek evlatlar arasında adaletli olmaya çalışması takdire şayandır.419

Hibe İslam Hukukunda mubah bir tasarruf olmasına rağmen başkasının hakkını ihlal etme, kamuya zarar verme gibi niyetlerle yapılması uygun değildir. Mûrisin vârislerden bazılarını tercih ederek yapmış olduğu hibeler diğer vârislerin mirastaki hakkını azaltmakta bazen tamamen kaldırmaktadır.420 Bu konuda yukarda zikredilen

hadislerden dolayı çoğunluk İslam bilginleri ebeveynin çocukları arasında hibe konusunda ayırım yapmasının mekruh olduğu, eşit davranmasının ise müstahap olduğu kanaatine varmışlardır.421 Vârise vasiyet olmamasının422 temelinde yatan

düşünce ise miras konusunda akrabalar arasında muhtemel huzursuzlukların yaşanmaması düşüncesidir.423

Hibe konusunda erkek kız arasında adil bağışın pay oranı konusunda iki farklı görüş bulunmaktadır. Bu görüşlerden biri İslam miras hukukunda kız erkek miras hisselerindeki genel ikili birli paylaşımın esas olması gerektiğidir. Aralarında Ebû Hanife’nin de bulunduğu bir grup İslam hukukçusuna ait diğer görüş ise erkek ve kızların paylaşım oranlarının eşit olması gerektiği şeklindedir.424

İslam hukukçuları mûrisin hibe yolunu kullanarak çocukları arasında ayırım yapması konusunda iki farklı görüşe sahip olmuşlardır. Birinci görüşe göre çocuklar arasında adil davranmak müstahap, ayırım yapmak ise mekruhtur. Diğer görüşe göre

419 Köse, “İslam Hukukuna Göre Anne-Babanın Bağış…”, s. 17. 420 Yılmaz, “İslam Hukukunda Hibe…”, s. 214.

421 Bardakoğlu, “Hibe”, DİA, XVII, 425.

422 Buhârî, “Vesâya” 6; Ebû Dâvûd, “Vesâya”, 6.

423 Bardakoğlu, “Hibe”, DİA, XVII, 425; Köse, “İslam Hukukuna Göre Anne-Babanın Bağış…”, s. 18. 424 İbrahim el-Halebî, İzahlı Multekâ el-Ebhur Tercümesi, III, 372-373; Köse, “İslam Hukukuna Göre

Anne-Babanın Bağış…”, s. 19; Zafer Ahmed Osman Tehânevi-Eşref Ali Tehânevî, Hadislerle Hanefi Fıkhı, İstanbul: Misvak Neşriyat, 2014, c. XVII, s. 68-69.

ise çocuklar arasında hibe yaparken adil davranmak vacip, ayırım yapmak ise haramdır.425 Bir kısım İslam bilgininin çocuklar arasında ayırım yapmak suretiyle

gerçekleşen hibenin haram olduğunu düşünmelerinin sebebi bu konu ile ilgili rivayetlerin yorumu yanında bu tür bir hibenin çocuklar arasında kin ve düşmanlık yaratması ve sıla-ı rahim terkedilmesine neden olmasıdır.426 Esasında İslam

hukukunda hibeden dönmek bazı durumlar dışında uygun değildir. Hz. Peygamber’in “Kişinin hibesinden dönmesi caiz değildir. Ancak çocuğuna bir şey hibe eden baba bundan müstesnadır”427 hadisinde de yer alan babanın hibesinden dönmesinin caiz oluşunun hikmetlerinden birisi de bu olsa gerektir.428 Nitekim Hz. Peygamberin

“Çocuklarınıza verdiğinizde âdil davranın”429 hadisindeki âdil davranmanın eşit

tutmak anlamında kullanıldığı ifade edilmektedir. Eğer ebeveyn hibede bulunacaksa çocukları arasında adalet gereği eşit davranmalıdır.430 Hibe yapılacaksa kız erkek

ayırım yapılmaksızın tüm çocuklara hibede bulunulması, eğer bu mümkün değilse ve hibe aile içi huzursuzluklara neden oluyorsa hibeden dönülmesi daha uygun görünmekte olduğu şeklindede ifade edilebilir.

İslam hukukunda ayrıca iki farklı hibe dağıtımından bahsedilir. Bu farklılık

adalet kavramının farklı anlaşılmasından ve anlamlandırılmasından

kaynaklanmaktadır. Örneğin anne ve babanın çocuklarının bazı özel durumlarını göz önüne alarak çocuklar arasında adalete uygun olduğunu düşünerek yaptıkları hibe ile çocukların özel durumlarını dikkate almadan vârislerin tümüne eşit hibede bulunmaları böyledir.431 Nitekim ebeveynin bakımını ve maddi işlerini yürüten ve

kazançta onlarla ortak olan veya beraber yaşayan evlatlar ile böyle olmayıp ayrı yaşayan ve işleri ayrı olan evlatların aynı haklara sahip olmayı beklemeleri adalete ters düşebilmektedir. Bu konuda evlatlara da görev düşmektedir. Kız veya erkek olsun

425 Yılmaz, “İslam Hukukunda Hibe…”, s. 219. 426 Yılmaz, “İslam Hukukunda Hibe…”, s. 220.

427 Tirmizi, “Büyû”, 62; İbn Mâce, “Hibât”, 2; İbrahim el-Halebî, İzahlı Multekâ el-Ebhur Tercümesi,

III, 375.

428 İslam hukunda hibeden dönme konusunda ayrıntılı bilgi için bkz. Ayhan Hira, “Klasik Fıkıh Kaynaklarında Hibeden Dönme Meselesine İlişkin Temel Yaklaşımlar”, The Journal of Academic

Social Science Studies, Number: 58, p. 237-250, Summer II 2017.

429 Buhârî, “Hibe”, 12.

430 Nejdet Gök, “Türk-İslam Kültüründe Adalet Anlayışı ve Osmanlı Uygulamalarından Örnekler”, Türkler, XI, Ankara 2002, s. 61-70; Hayrettin Karaman, “Adalet”, DİA , I, 343.

ebeveynin yanında olan evlat ve onlarla ilgilenen evladın hiç ilgilenmeyen ama mal konusuna gelince eşit hibe bekleyen durumda olması adalete aykırı bir durum arz edebilir. Bu durumda evlatların ebeveynlerinin bakımlarını ortaklaşa üstlenmeleri ve istenmeyen durumların huzursuzlukların oluşmasına fırsat vermemeleri uygun görünmektedir. Bu mümkün değilse ebeveynin bakımı ve işlerini üstlenen evladın hibe yolu ile mülk bağışlanarak taltif edilmesi taraflara çok ağır gelmemelidir. Ebeveyn ve evlatlar oturup konuşarak istişare etmeli ve duygular ve beklentiler açıkça söylenerek çözüme kavuşturulabilecek bir durum olmalıdır. Bu tür meselelerde genellikle kız kardeşler mağdur olabilmektedir. Ebeveynin bakımını üstlenmesine rağmen hibe, vasiyet gibi akitler ile miras haklarını alamamakta veya miras hakkı azaltılmaktadır.

B. Konya Şer‘iyye Sicilleri’nde (1750-1800) Hibe Örnekleri ve