• Sonuç bulunamadı

Tarih bilimi, geçmişin izlerini koruyan kaynaklardan istifade ederek bilgi üretmek olarak değerlendirilebilir. Tarihte olaylar gerçekleşirken etrafında birçok iz bırakmaktadır. İşte bu izler tarihin kaynaklarını oluşturmaktadır.48 Tarih

araştırmasında ve tarih yazıcılığında tarihsel kaynaklar oldukça önemli bir unsur olmakla birlikte kaynakların yazılı, görsel veya sözlü olabilmesi gerçekleştiği döneme göre değişmektedir.49

Tarihsel olaylar oluşurken iki şekilde kaynaklar oluşmaktadır. Birincisinde olaylar tabi bir şekilde gerçekleşirken etrafında birtakım izler bırakır. Savaşlarda meydana gelen tahribatın görülmesi örnek olarak verilebilir. İkincisi ise bilinçli oluşturulan belgelerdir. Olayın yaşandığı dönemde oluşturulan bu kaynaklar birincil elden kaynaklar olarak değerlendirilmektedir. Birincil elden kaynaklar tarih araştırmacısına o dönemde yaşanan olay hakkında doğrudan bilgi vermektedir.50

45 Akgündüz, Şer‘iye Sicilleri, I, 17.

46 Bayındır, İslam Muhâkeme Hukûku, s. 25, 26. 47 Gedikli, “Şer‘iyye Sicilleri”, TALİD, s. 188-189.

48 Fatma Acun, “Tarihin Kaynakları”, Tarih Nasıl Yazılır, Tarih Yazimi İçin Çağdaş Bir Metodoloji, editor: Ahmet Şimşek, Tarihçi Kitabevi, 7. Baskı, s. 119.

49 Acun, “Tarihin Kaynakları”, s. 119, 120. 50 Acun, “Tarihin Kaynakları”, s. 122.

Şer‘iyye sicilleri Osmanlı devletinin idari, sosyal, hukukî, ekonomik ve kültürel tarihi hakkında önemli bilgiler içermektedir. Ayrıca mahalli tarih araştırmacıları açısından birincil kaynaklar içerisinde yer almaktadır.51 Ayrıca

sicillerin içerisinde merkezden gönderilen ferman, berat gibi evrakların kaydedildiği kısımda yazılı arşiv belgelerini52 de bulundurması sicillere ayrı bir değer katmaktadır.

Bununla beraber soyut kanun normları olarak değerlendirilebilecek kanununnamelerin anlaşılması için pratik uygulama alanınını gösteren şeriyye sicillerinin incelenmesi gerekliliği aşikârdır.53

Tarih ilmi açısından 19. yüzyıl tarih yazımının en dikkat çeken özelliği temel konusunun devlet ve siyaset tarihi olmasıydı. Bu yüzyılın sonlarına doğru devlet ve siyaset temelli tarih yazımı yerine toplumun ekonomisi ve kültürü üzerine duran yaklaşım benimsendi. 20. Yüzyılın başlarında Fransa’da ortaya çıkan Annales Okulu, tarih ve sosyal bilimlerin birikimlerinin birleştirilmesi ve tarihin yalnız siyasi tarih değil, sosyal ekonomik ve kültürel yönüyle de incelenmesi yönünde bir yaklaşım öne sürüyordu. Dolayısıyla kırsal kesim ve köylüler Annales Okulunun en çok ilgilendiği alan olmaya başladı.54 Bu akımla beraber sıradan insan ve toplum önemli hale geldi

ve tarihin konusu olmaya başladı. Şer‘iyye sicilleri insan ve toplumu inceleyen tarihçiler için dönemin daha net anlaşılması açısından vazgeçilmez değere sahip oldu.55

Şuan Türkiye sınırlarına ait olmayan Osmanlı topraklarında da şer‘iyye sicillerine bakılarak bu bölgelerde yaşayan insanlar ve toplum hakkında bilgi sahibi olmak yanında merkezin bu topraklara gönderdiği resmi evraklar ve bu evrakların

51 İbrahim Solak, 51 Numaralı Konya Şer‘iye Sicili H.1140-1141 M.1727-1729 Özet ve Dizin, Palet Yayınları, Konya, Mayıs 2011, s. 9; İzzet Sak, Şer‘iye Sicillerinde Göre Sosyal ve Ekonomik Hayatta

Köleler (17. ve 18. Yüzyıllar), Konya 1992, s. 2.

52 Mübahat S. Kütükoğlu, Tarih Araştırmalarında Usûl, Türk Tarih Kurumu, Ankara 2014, 2. Baskı, İstanbul 2007, s. 20.

53 Asım Cüneyt Köksal, Fıkıh ve Siyaset: Osmanlılarda Siyâset-i Şer‘iyye, İstanbul: Klasik Yayınları,

2016, s. 122.

54 Nejdet Gök, Osmanlılar I, Devlet-Bürokrasi Teşkilat-Diplomatika, İstanbul: Kriter Yayınları, 2016, önsöz; İbrahim Hakkı Öztürk, “Bilimsel (Modern) Tarihten Parçalanmış (Postmodern) Tarihe”, Tarih

Nasıl Yazılır? Tarih Yazımı İçin Çağdaş Bir Metodoloji, ed. Ahmet Şimşek s. 52-54.

55 Doğan Yörük, 3 Numaralı Şer’iye Sicili (987-1330/1579-1912) (Transkripsiyon ve Dizin), Palet Yayınları, s. 19.

içeriği ile bu bölgelerde yaşayan kişiler, bu kişilerin devletle irtibatı, bölgelerin isimleri, ne ile uğraştıkları gibi pek çok konu için bu siciller önemli ve gereklidir.56

Şer‘iyye sicilleri sosyal tarih araştırıcısı ile hukuk tarihi araştırıcısı için birinci el kaynak mesabesindedir. Ayrıca askeri tarih, yerel tarih, şehir tarihi, iktisat tarihi, tıp tarihi, diplomasi ve diplomasi tarihi araştırmacıları, yer adları ve kişi adları bilimleri için de önemli veriler sağlamaktadır. Siciller tarihteki adli teşkilat yapısının tahlili için de önemlidir. Kadılık, naiblik, mübaşirlik, çavuşlık, subaşılık gibi adli müesseselerin hem idari yapısı hem de görevleri geniş bir şekilde tanımayı sağlar. Mahkeme taşkilatıyla ilgili görevlilerin kimlerden ve hangi ölçütlerle seçildiği, ne gibi işlevler gördüğünü de tespit etmede kaynaklık eder. Yine siciller merkez teşkilatı ile taşra teşkilatı arasındaki ilişkilerin tahlilinde önemli veriler içerir. Fetva – kaza ilişkisini de şer‘iyye sicilleri vasıtasıyla izlemek mümkündür.57

Şer‘iyye sicillerinin Osmanlı toplum, iktisat ve hukuk tarihi araştırmalarında kaynak olarak kullanımı 19. yüzyılın sonlarına kadar uzanmaktadır. Rusya’da Kırım sicilleri üzerine 1890’larda, Balkanlar’da Macaristan, Bulgaristan ve Bosna sicillerine dair 1900 başlarında çalışmalar yapıldığı söylenmektedir.58 Şer‘iyye sicillerini bir tarih

kaynağı olarak ilk ele alanın batıda C. Truhelka olduğu söylenir.59 Ülkemizde ise bu

konuyu bilimsel anlamda ilk gündeme getirenin İsmail Hakkı Uzunçarşılı olduğu belirtilmiştir.60 Uzunçarşılı’nın 1935’te Ankara Halkevi Dergisi Ülkü’de yayımladığı

“Şer‘î Mahkeme Sicilleri” adlı eserinde sicillerin dört yüz yıllık Türk tarihinin aydınlatılmasındaki son derece önemli katkısına dikkat çekmiştir. Sicilleri Batı’daki kilise arşivleri ile mukayese ederek onların, bulundukları mahallin sosyal, ekonomik ve siyasî tarihleri için en güçlü ve en güvenilir kaynaklar olduğunu iddia etmektedir. T. Mümtaz Yaman’ın 1938’de yine “Şer‘î Mahkeme Sicilleri” başlıklı yine aynı dergide yayımlanan ve sicillere dikkat çeken yazıları bu alanda ilklerdendir. O, sicilleri hazine-i evrak mesâbesinde bir ‘memba’ olarak tavsif ederek bu membaın Osmanlı

56 Akgündüz, Şer‘iye Sicilleri, I, 12.

57 Gedikli, “Şer‘iyye Sicilleri”, TALİD, s. 190-191. 58 Uğur, “Şer‘iyye Sicilleri”, DİA, XXXIX, 10.

59 Dr. C. Truhelka, Pabirci’ iz jednoy sidzila, Glasnik zemaljiskog muzeja u Bosna i Herceg, 1918, XXX). Jon E. Mandaville ilk çalışmaların Bulgar ve Macar tarihçileri tarafından yapıldığını söylemektedir. İnalcık ise C. Truhelka’nın makalesini bu konuda öncü bir çalışma olarak değerlendirmektedir (İnalcık, tür. yer., s. 372-382).

tarih ve kurumlarını anlamadaki yerine işaret etmektedir.61 Ayrıca M. Fuat Köprülü ve

Hasan Fehmi Turgal’ın da eserlerinde şer‘iyye sicilleri konusuna yer verdiklerini görülmektedir. Halit Ongan ise Ankara 1 Numaralı Şer‘iyye Sicilini telhisli fihristiyle yayınladığı çalışmasında şer‘iyye sicilleri hakkında detaylı değerlendirmelerde bulunmuştur.62 C. C. Güzelbey, Gaziantep sicillerini dört cilt halinde özetlemiştir.63

Tarih disiplini içerisinde sicillerin sosyal ve ekonomik tarih alanında bir kaynak olarak kullanılmasının erken örneklerini Halil İnalcık vermiştir. İnalcık’ın 1960’ta yayımladığı “Bursa I: XV. Asır Sanayi ve Ticaret Tarihine Dair Vesikalar” adlı makale iktisat tarihi kurgusunda sicillerin ve devlet arşivlerinin birlikte kullanımına iyi bir örnektir. Ayrıca Mustafa Akdağ da Türkiye’nin İktisadî ve İçtimaî Tarihi64 adlı çalışmasında sicil kayıtlarını kaynak olarak kullanmıştır. Sicillerden yerel tarih çalışmalarında ilk faydalananlar ise Mustafa Çağatay Uluçay ve İbrahim Gökçen’dir. Uluçay, özellikle devlet arşivlerinin boş bıraktığı alanları dolduran bir unsur olarak sicillerin kullanılmasının önemini vurgulamakta, sicillerin bürokratlar ve ulemâ dışında halkın günlük yaşamını yansıttığını özellikle belirtmektedir.65

Siciller, kaydedildiği mahallin iktisâdî hayatına dair birinci elden orijinal tarih vesikalarıdır. Bu kayıtlar XV. ila XX. yüzyıllar arasında kaydedildiği bölge halklarının özellikle de Türk-Anadolu halkının hayat ve geçim tarzı, ilgili dönemlere ait ithalat ve ihracat konusu olan mal ve eşyaları, bu bölgelerde yetiştirilen tarım ürünleri ile bölgede imal edilen sanayi mamulleri, mevcut sanat ve meslek çeşitleri, toplanan vergiler, memurlara ödenen tahsisatlar, hukuk ve ceza davalarındaki tazminatların miktarı ve cinsi, para arzı ve çeşitleri gibi iktisada dair bütün konular hakkında en sağlıklı bilgiler şer‘iyye sicilleri kayıtlarından öğrenilebilir. Mesela Ankara’nın ticaret yolları, nüfusu, halkın beslenme imkânları ve gelir düzeyi, orada mevcut küçük el

61 Yunus Uğur, “Mahkeme Kayıtları (Şer‘iye Sicilleri): Literatür Değerlendirmesi ve Bibliyografya”,

TALİD, c. I, sy. 1, 2003, s. 305-306.

62 Yılmazçelik, “Şer‘iyye Sicilleri”, s. 165-166. 63 Gaziantep 1966, 1970.

64 İstanbul 1961, 1974.

sanatları gibi konular bir araştırmada şer‘iyye sicillerine dayanarak ortaya konulmuştur.66

Şer‘iyye sicilleri özellikle Osmanlı idari ve adli teşkilat yapısı hakkında bilgiler içermektedir. Kaza, sancak ve eyalet taksimatı, beylerbeylik, sancak beyliği ve kethüdalık ve voyvodalık gibi idari yapılar ile kadılık, naiblik, muhzırlık, mübaşirlik, bostancı başılık, çavuşluk ve subaşılık gibi adli müesseselerin hem yapı hem de işlevleri konusunda detaylı bilgiler sicillerden çıkarılabilmektedir. Nitekim İbnülemin Mahmud Kemal ve Hüsameddin Efendi, evkaf nezaretinin teşkilat tarihini, özellikle arşiv belgesi bulunmayan zamanlardaki evkaf idaresinin yapısını sicillerde yer alan vakfiyelerden yararlanarak kaleme almışlardır.67

Siciller ayrıca Osmanlı harp tarihi ve askeri konularla da ilgili tafsilatlı bilgiler ihtiva etmektedir. Ordunun sefer güzergâhı ve konak yerleri, erzak vb. ihtiyaçların temini gibi konularla sefer öncesi hazırlıklara dair beylerbeyi ve sancak beylerine yazılı emirler gönderilmekteydi. Ayrıca ordunun sefer güzergâhı boyunca gıda, gemi, kürekçi, at, araba, cebhane vb. ihtiyaçlar hususunda kadılara da yazılı emirler gönderilmekteydi. Örneğin bir araştırmada Osmanlı Padişahı III. Mehmed’in Macaristan ve Avusturya seferine çıkabilmek için Anadolu’dan nasıl asker toplandığı, savaşla ilgili olarak ne tür emirler gönderdiği Bursa Şer‘iyye Sicilleri esas alınarak ortaya koyulmuştur.68

B. Miras Hukuku ve Hukuk Tarihi Açısından Şer’iyye Sicilleri