• Sonuç bulunamadı

B. Konya Şer‘iyye Sicilleri’nde (1750-1800) Hibe Örnekleri ve Kadının Miras Hakkı

2. Hibe Yapılan Kişinin Cinsiyetine Göre Hibeler

yapılan hibelerden ve hibe iddialarından bahsedilmektedir.

3. Ebeveynlerin oğullarına sünnet merasimi esnasında yapmış olduğu hibeler: Sicillerdeki kırk beş belgenin yedi tanesinde erkek çocuğuna sünneti esnasında yapılan hibeler zikredilmektedir.

4. Ebeveynlerin erkek evlat veya torunlarına sünnetle birlikte herhangi bir sebep söylenmeksizin yaptıkları hibeler: Sicillerde yer alan kırk beş belgenin on yedi tanesinde erkek evlat veya toruna hibeden bahsedilmektedir.

5. Ebeveynlerin kız çocuklarına yapmış olduğu hibeler: Kırk beş sicil belgesinde belgenin yedi tanesinde ebeveynlerin kız çocuklarına hibe ve hibe iddiası yer almaktadır.

6. Kocaların karılarına yapmış olduğu hibeler: Kırk beş belgenin yedi tanesinde kocaların karılarına yapmış olduğu hibe ve hibe iddiası belgesi yer almaktadır.

7. Karıların kocalarına yapmış olduğu hibeler: Kırk beş hibe belgesinin üç tanesinde kadınların kocalarına yapmış olduğu hibeden bahsedilmektedir. Bunlardan iki tanesi farklı dava olmasına rağmen aynı kişinin kocasına yaptığı hibe anlatılmaktadır.

1. Aile Dışındaki Yabancı İnsanlara Yardım Amacıyla Yapılan Hibeler Konya Şer‘iyye Sicilleri’nde 1750-1800 yılları arasında yer alan miras belgelerine bakıldığında aile dışı kişilere yardım amaçlı yapılan hibe belgelerinin yer aldığı görülür. Bunlardan ilki hibe edilen malın vârisler tarafından kabul edilmesi ve belgelendirilmesi şeklindeyken diğeri ise miras davası içerisinde terikeden olduğu iddia edilen malların hibe olduğunun söylenip ispatlanması şeklindedir. Yukarıda söylendiği üzere hibe edilen malları vârisler kabullenememekte ve terikeden olduğu iddiası ile dava açmaktadır. Vârislerin bu davalarda, mûrisin hayattayken yaptığı hibeyi bilmiyor olabilecekleri de düşünülebilir. Sicilden niyetlerinin veya duygularının aslı anlaşılamasa da davaya sebep olan durumun hibe edilen mal olduğu açıktır.

Aile dışında bir şahsa hibe örneklerinden birinde bir mûris yaşarken azat etmiş olduğu köleye hibede bulunmuştur. Vârisler gerek kölenin azat edilmesine, gerekse hibe edilen malın azat edilmiş köleye ait olduğuna şahitlik yapıyorlar. Böylece hibe edilen mal azatlı köleye ait olduğu kabul edilmiş olmaktadır. Bu belgede vârisler ile azat edilen köle arasında hibe nedeniyle yaşanmış olan herhangi bir anlaşmazlık görülmemektedir.433

Sicillerde iki belgede hibe kelimesi hibe olmadığının anlatılması esnasında geçmektedir. Bu davaların birinde ortak iş yapan üç kişinin yer aldığı miras davasında hibe kelimesi geçmektedir. Bu davada husûmet konusu hibe değildir. Vefat eden iki ortağın üçüncü ortağa ait olan borçları ve terikelerinin borca yetmemesi konusunda üçüncü ortağın diğer iki ortağın vârisleri ile olan anlaşmaları yer almaktadır. Bu

433 KŞS 58 / 26-2. Belgenin transkripsiyonu şu şekildedir: Medîne-i Konya’da Ahmed fakîh Mahallesi sükkânından olup bundan akdem civâr-ı rahmet-i Rahmân’a âzim olan Nakibzâde Seyyid Hacı İbrahim Efendi’nin el-merhûm Ahmed Efendi’nin verâseti zevce-i celîleleri fahru’l-mühezzebât Şerife Rabia Hanım binti’l-merhûm Seyyid Hacı Mehmed Ârif Efendi ile mahzûm Ferzendâr hamineler Seyyid Ahmed Efendi ve Seyyid Mehmed Emin Efendi ve sağir Seyyid Mustafa Efendi ve Seyyid Ali Efendi ve sulbiye kebîre kızları fahrü’l-mestûrât Şerife İsmihân ve Şerife Seyyide’ye inhisârı ba‘de’t- tahakkuku’ş-şer‘î işbu râfi‘u hâze’l-kitâb İsmâil bin ‘Abdullah nâm kimesne meclis-i şer‘-i şerîf-i enverde mûmâ ileyh Seyyid Mehmed emin Efendi ile Şerife Rabia ve Şerife İsmihan ve Seyyide Şerife nâm hanımlar asıl olup ve sağiran mûmâ ileyhima Seyyid Mustafa Efendi ve Seyyid Ali Efendi taraflarından vasîleri karındaşları mûmâ ileyh Seyyid Mehmed Efendi vesâyeten ve mûmâ ileyh Seyyid Ahmed Efendi tarafından vekîl-i şer‘îleri sulbî kebîr oğlu fahru’l-müderrisimiz el-kirâm Seyyid ‘Abdullah Efendi hazır bi’l-meclis olduğu halde izâhı hâl ve takrîr-i kelâm edüp merhum mûmâ ileyh Nakîbzâde Efendi hazretlerinin ben abd-i memlûkü olup hayatında beni malından azâde ve ı‘tak eyleyüp sâir ahrâr-ı asılın zümresine ilhâk ve idrâc eyledikten mâ‘adâ tahtı emlâkında mümellek ve müntazam

olup mahalle-i mezbûrede vâki‘ İsmail Efendi hanesi dimekle meşhur hudûd-ı mu‘ayyen ile mahdûd

hâriciyye ve dâhiliyyeyi muhtevî mülk menzilini dahî malından ihraç ve bana hibe-i sahiha-i şer‘iyye ile hibe ve temlîk ve teslîm eyleyüp ben dahî meclis-i hibede ittihâb ve kabz ve kabûl ve bu vecihle

menzil-i mahdûd-ı merkûm benim mülk-i mevhûbum ve ben dahî bervech-i muharrer Efendi müteveffâ-

i mûmâ ileyhin mu‘takası olmamla ba‘de’l-‘itak Efendi müteveffâ-i mûmâ ileyh benim içün zimmetinde bir akça ve bir habbem yoktur deyu takrir buyurduklarından başka bu minvâl-i muharrer benim ‘itâkım ile hibeyi (…) dâhilleri menzil-i sâlifü’l-beyânı fevtinden mukaddem tahrîr buyurdukları vasiyyetname- i aliyyelerinde dahî zikir ve tasrîh buyurmalarıyla husus-ı merkûm vârisûn müteveffâ-i mûmâ ileyhimden istifsâr olunup tekrirleri tahrîr ve sıhhatine hükmü bir le yedime cânib-i şer‘den hüccet ita olunmak matlûbumdur dedikde gıbbe’s-su’âl verese-i müteveffâ-i mûmâ ileyhim cevaplarında merkûm İsmail’i mûrisimiz müteveffâ-i mûmâ ileyh Nakibzâde Efendi hazretleri bi’l-edâ (…) ıyan olduğu üzere hayatında ve hayatından mukaddem malından âzad ve ‘ıtâk ve menzil-i mahdûd sâlifü’z-zikr dahî hibe ve temlîk eyleyüp teslîm eyledi deyû her birileri bi’l-asâle ve bi’l-vesâye ve bi’l-vekâle bi-tav‘ihim ikrâr ve itiraf etmeleriyle ma‘a mûcibi ikrârihim mezbûr İsmail Ağa’nın hürriyetine ve menzil-i mahdûd sâlifü’l-beyânın sıhhatine ba‘de’l-hüküm mâlı bi’l-edâ muharrer üzere olduğunu dahî zeyl-i vesîkada muharrerü’l-esâmî müslimîn haber vermeleriyle mâ-hüve’l-vaki‘ minvâl bi’t-taleb ketb olundu. 15 Şa‘bân 1177 (18 Şubat 1764).

anlaşma esnasında hibe olmadığının belirtilmesi şeklinde hibe kelimesi geçmektedir. Herhangi bir hibe yoktur.434

2. Hibe Yapılan Kişinin Cinsiyetine Göre Hibeler

Konya Şer‘iyye sicillerinde 18. yüzyılın ikinci yarısında yer alan hibe ile ilgili belgelerde kendisine hibe edilen kişilerin cinsiyet ayrımına bakıldığında kırk beş belgenin yirmi altısının erkeğe yapılan hibeler olduğu görülmektedir. Bu hibelerin bir kısmı normal zamanlarda ve sünnet merasimi esnasında oğlan çocuğuna ve oğlan torununa yapılan hibeler, karıların kocalarına yapmış olduğu hibeler, köleye yapılan hibe gibi kendisine hibe yapılan kişinin erkek olduğu hibe belgeleridir. Tasnifte bu maddenin yazılma nedeni toplam hibe belgeleri içerisinde kendisine hibe yapılan kişilerin daha çok erkek olduğunun gösterilmesidir. Diğer maddeler içerisinde farklı özellikleri nedeniyle ayrıca farklı maddelerde zikredilecektir.

3. Ebeveynlerin Oğullarına Sünnet (Hıtan) Merasimi Esnasında Yapmış