• Sonuç bulunamadı

Yönetimin Temeli: İyiliği Gerçekleştirmek Kötülükten Sakındırmak

I. BÖLÜM

2.3. Fakahet Odaklı Siyasetnamelerde Kamunun Yönetimi Düşüncesi

2.3.2. Yönetimin Temeli: İyiliği Gerçekleştirmek Kötülükten Sakındırmak

ve hakların Allah hakkı şeklinde nitelendirilmesi yönetime dair bir amaç ortaya

çıkarmaktadır. "Fakahet" metinleri için yöneten-yönetilen ilişkisinin,

gaye iyiliği gerçekleştirme ve kötülükten sakındırmadır. Yazarlar hükümdarın ve yönetimin çeşitli kademelerindeki makam sahiplerinin görev tanımlarını da bu amaç doğrultusunda belirlemektedir.

Hükümdar iyiliği emretmek ve kötülüğü önlemek için hüküm sürmektedir. İbn Teymiye bu amacın kuvvet ve imaretle mümkün olacağını savunmaktadır. (İbn Teymiye 1999: 150). Necmeddin Daye de benzer şekilde hükümdarın halkın ihtiyaçlarını gidermesini, onlara zulmetmemesini, yönetim açısından kötü bir durumu iyi bir politikayla geliştirmesini ve koyduğu kurallara öncelikle kendisinin uymasını önermektedir (Daye 2017: 159). Hükümdar elinden geldiğince kötülük yapmamalı aksi olursa telafisi için uğraşmalı ve iyilikle meşgul olmalıdır. Şirazi hükümdarın iktidarda olmasına güvenip kötülük üzere cesaret göstermemesini, telafi edeceğini düşünse bile yönetilenlere zulmetmemesini öğütlemektedir. Sağlam ile tamir edilenin aynı olamayacağı gerçeğinden hareketle hükümdarın yaptığı hatayı telafisinin bile düzenin sağlanmasında yeterli gelmeyeceğini dile getirmiştir(Şirazi 2016: 84).

"Fakahet" ve "hikmet" odaklı siyasetnamelerin ortak noktası olan Nasirüddin Tusi de iyilikleri edinmenin ve kötülükleri gidermenin yönetimin temel amacı olduğunu dile getirmiştir. Ona göre iyinin ve kötünün kamuya yansıyan tarafları bulunmaktadır. Kamusal iyilikler güvenlik, huzur, karşılıklı sevecenlik, adalet, iffet, lütuf, vefa ve benzeridir. Kamusal kötülükler ise korku, ızdırap, çekişme, zulüm, hırs, şiddet, vefasızlık, ihanet, maskaralık, gıybet ve benzerleridir. İyiliklerin ve kötülüklerin toplum içinde yaygınlaştırılması hükümdarın politikalarıyla doğrudan ilgilidir (Tusi 2013: 290). Bütün kamusal iyilik ve kötülüklerin toplumda bir karşılığı bulunmakta ve aralarındaki ilişkiyi iyilik lehine çevirecek çeşitli görev tanımlarına ihtiyaç duyulmaktadır. Yazarlar yönetimin her kademesi için kamusal iyilikleri ve kötülükleri düzenlemek şartı koysalar da tamamen bu amacı gerçekleştiren kurum olan hisbe teşkilatının görev ve sorumluluklarını dile getirmişlerdir.

Siyasetnamelerde “hisbe” iyilikler yapılmaz olduğunda iyiliklerin yapılmasını emretmek, kötülükler yapılır olduğunda ise yapılmasını önlemek anlamında kullanılmıştır. Bedreddin ibn Cemaa hisbenin iyiliği gerçekleştirmek ve kötülükten

sakındırmak için birilerinin görevlendirilmesi şeklinde tanımlamaktadır. Hisbenin kimi zaman yargının bir dalı kimi zaman da sultana ait bir iş olarak görüldüğünü dile getirmektedir (İbn Cemaa 2010: 55). Maverdi ise iyiliği gerçekleştirmek için görevlendirilenleri muhtesip olarak isimlendirmiş ve görevlerini sıralamıştır. Muhtesip idareci resmi nitelikli memurdur. İhtiyaca göre görevlendirilir ve emirleri yerine getirmek zorundadır. Görev tanımı farz olan işleri yaptırmak olduğundan görevini bırakması da mümkün değildir. Açık kötülükleri engellemek ve terk edilen iyilikleri yeniden kazandırmak en temel ve genel görevidir. Kamusal kötülüklerin giderilmesi, iyiliklerin çoğalması için görev yaptıklarından yardımcıları bulunmaktadır. Kötülüklere karşı tazir cezası verme ve örfe ait konularda içtihadıyla hareket etme yetkisi olan muhtesipler görevleri karşılığı hazineden de maaş almaktadırlar (Maverdi 2017: 448-449).

"Fakahet" odaklı eserler yönetimin temel amacı olan kamusal iyilikleri gerçekleştirme adına görevlendirme tayinlerinde ve azillerinde toplumsal kabulü ve kamu yararını öne çıkarmışlardır. İbn Teymiye tayinlerde dindar da olsa aciz ve zayıf olana değil, günahkâr bile olsa kuvvetli ve cesur olana öncelik tanınmasını savunmaktadır. Kuvvetli günahkârın kuvveti halka, günahı kendinedir. Ancak zayıf dindarın iyi hali kendine, zayıflığı halka yansıyacaktır (İbn Teymiye 1999: 40). Maverdi'ye göre de hükümdar halkın hakkı olarak tayin ettiği veliahdı durumu değişmedikçe azletmemelidir. Hükümdarın tayin ettiklerini azletmesi mümkünse de veliathlık tayinininde farklılık bulunmaktadır. Çünkü işlerinin yürütülmesinde tayin ettiği şahısları kendi için görevlendirdiğinden istediği zaman azledebilir. Fakat veliahdı müslümanların, yönetilenlerin hakkı olarak tayin ettiğinden azletmesi mümkün değildir. Seçmenler heyetinin biat ettikleri halifeyi durumu değişmedikçe azledememeleri de buna benzerdir (Maverdi 2017: 42). Hükümdar görevlilerin azledilmesini hissi sebeplerle gerçekleştirmemeli, ilgili makam sahiplerinin kararlarını da dikkate almalıdır (Sühreverdi 2013: 150). Görevlendirme tayin ve azillerindeki bir diğer husus da tayin eğer kamu adına yapılmışsa azlinin zor, tayin edenin şahsı adına yapılmışsa kolay olmasıdır. Eyalet valisi halife tarafından tayin edilmişse halifenin ölümü ile vali azledilmiş olmaz, ama vezir tayin ederse vezirin ölümü ile vali azledilmiş sayılır. Çünkü halifenin valiyi tayini kamu adınadır, vezirin valiyi tayini şahsı içindir. Halifenin tayin

ettiği vezir ise halifenin ölümüyle azledilmiş sayılmaktadır. Burada bir çelişki var gibi görünse de kamu yararına benzer bir sebebe dayanmaktadır. Çünkü hükümdar veziri hükümdarlık makamı adına şahsı için tayin eder, vali tayini kamu adına yürütülen bir işlemdir (Maverdi 2017: 82). Görevlendirme tayin ve azillerinde önemli olan kimin tayin ya da azil ettiği değil sürecin kamu adına, yararına yapılıp yapılmamasıdır. Eğer tayin kamu adına yapılmışsa azli zordur.

"Fakahet" odaklı siyasetnamelerde mülk emanettir ve dileyen dilediği gibi tasarrufta bulunamaz savı yönetimin temelinin iyiliği gerçekleştirme ve kötülükten sakındırma amacı çerçevesinde şekillenmesinin yolunu açmaktadır. Kamusal kötülüklerin giderilmesi için kamusal iyiliklerin hayata geçirilmesi hisbe teşkilatıyla kurumsallaşmıştır. Teşkilatın resmi görevlisi muhtesip yönetilenlerin iyiliğini dikkate alacak politikalar geliştirmekte, uygulamakta ve kontrol etmektedir. Görevlendirmelerin tayin ve azillerinde de iyiliğin yaygınlaştırılması önem arz etmektedir. Toplumsal kabul ve faydanın sağlanmasıyla yapılacak görevlendirmelerde yönetsel uygulamalar kamunun menfaati doğrultusunda yürütülürse amacına ulaşacaktır. Yöneticinin şahsıyla bağlı tayinlerinde memurları azletmesi mümkün iken kamuyu ilgilendiren tayinlerinde azletmesinin zor olması da bunu destekler niteliktedir.