• Sonuç bulunamadı

Devlet Görevlilerinin Denetlenmesi: Memuriyet İlkesi

I. BÖLÜM

3.3. Siyasetnamelerde Denetleme Süreci ve Denetleme İlkeleri

3.3.1. Devlet Görevlilerinin Denetlenmesi: Memuriyet İlkesi

Devlet memurlarının denetlenmesi öncelikle hükümdarın görevlilerden haberdar olmasını gerektirmektedir. Hükümdar makam sahiplerinden gafil olmamalı, beraber çalıştığı devlet görevlilerinin durumlarına vakıf olmalıdır (Gazali 2016; Nizamülmülk 2016). Ülkenin sıkça kullanılan yollarına haber alma merkezleri kurulmasını savunan Nizamülmülk memurların soruşturulup bilinmesini ve yönetime dair konuların gizli veya açık bildirilmesini ifade etmektedir (Nizamülmülk 2016: 100). Hükümdarın idaresi altındakilerden haberdar olmasını ve gereken sorgulamaları yapmasını dile getiren Sebüktegin'e göre de idare altındaki devlet görevlileri halkın malını haksız yere almamalıdır. Çölde tüccardan çalınacak her bir malın hükümdarın hazinesinden gittiği varsayılmalı ve denetim sıklaştırılmalıdır (Sebüktegin 1975: 229-230). Emir Timur da tüzüğünde hâkimlerin, halkın, sipahilerin, askerlerin, hazineye giren ve hazineden çıkan malların, kervanların, komşu ülkelerdeki hükümdarların durumlarından haberdar etmek üzere bütün sınır şehirlerde kâtiplerin bulunmasını emretmiştir (Timur 2010: 117).

Hükümdar devlet görevlilerini denetlemek için doğruluk ve vefa sahibi insanlardan casuslar göndermelidir (Radi 2016: 322). Siyasetname yazarları vali, hâkim ve zabitlerin kontrolleri için ülkenin her yerinde güvenilir casusların ve onları kontrol edecek müfettişlerin görevlendirilmesini savunmaktadırlar (Herevi 2016; Gazali 2016). Sadi Şirazi ise diğer devletlerin casuslarına karşı uyarılarda bulunmuş, onlardan gelecek zararı engellemek adına devlet görevlilerinin isimlerini ve neseplerini bilmek gerektiğini, işlerinden haberdar olmak için hafiyeler görevlendirmeyi önermektedir (Şirazi 2016: 53). Hükümdar halkın haklarının korunması için özellikle merkezden uzaktaki vilayetlerin valilerini kontrol etmelidir (Sühreverdi 2013: 54). Saray bekçileri, nöbetçileri ve muhafızları arasında yabancı görmeleri halinde de onun hakkında soruşturma yapmalıdırlar (Nizamülmülk 2016: 143). Devlet görevlilerinin denetlenmesi yönetsel açıdan tek başına gerekli görülse de denetimin nasıl yapılacağı da önem arz etmektedir.

Hükümdar devlet görevlilerini denetleme işini açıktan değil gizlilikle yürütmelidir (Nizamülmülk 2016; Keykavus 1970). Devlet görevlisinin denetlenmesi

için gönderilen müfettiş denetlenecek kişiden habersiz teftiş etmelidir (Nizamülmülk 2016: 46). Ali b. Ebu Bekir el-Herevi'ye göre eğer denetim yönetimde önemli bir iş içinse müfettişin durumunu da kontrol edecek başka bir görevli tayin edilmelidir. Müfettişi denetleyen kişinin ona karşı bir kini de olmamalıdır. Bir yere her zaman aynı elçinin gönderilmesi müfettiş ve onu denetleyecek kişinin arkadaş olmasına neden olacağından denetimin tarafsızlığı açısından doğru değildir. Hükümdar devlet görevlisini doğrudan kendisi sınamak isterse de meclisinde onunla tek başına bulunmalı ve onun rahat davranmasına izin vermelidir. Herevi'ye göre hükümdarın inisiyatifine aldanıp serbest davranırsa makamdan uzaklaştırılmalı, kendine hâkim olup durumun farkına varırsa mevkii verilmelidir (Herevi 2016: 80-83). Kendilerini hükümdardan başka kimsenin tanımadığı denetleyicilerin elde ettikleri bilgileri de yalnızca hükümdar bilmelidir (Nizamülmülk 2016: 77). Gazali hükümdarın yönetim ile ilgili konularda uyanık ve ferasetle hükmetmesinin idaresi altındaki görevlileri de etkileyeceğini öngörmektedir (Gazali 2016: 157). Ebu Mansur es-Sealibi de Gazali'ye benzer olarak devlet görevlilerinin hükümdarı yansıttığını dile getirmiştir. Ona göre hükümdar özellikle yönetimi ve yöneticiyi temsil eden kâtiplerin, mabeyincilerin ve meclisdaşlarının denetiminde dikkatli olmalıdır (Sealibi 1997: 72).

Siyasetname yazarları denetimsizliğin yönetim üzerinde neden olacağı muhtemel olumsuzlukları da tartışmışlardır. Keykavus hükümdarın vezirinden habersiz olmasını, kendi canını ve malını ihmal etmesiyle eş değer görmektedir (Keykavus 1970: 131). İbn Rüşd'e göre devlet görevlileri halktan daha güçlü ve daha korkusuz olduğu için onlara zarar verecek potansiyele sahiptir (İbn Rüşd 2013. 69). Görevlerinin niteliğine bağlı olarak yetki sahibi olan memurların denetlenmemesi yönetime dair ihmalleri doğurmaktadır. Yönetimdeki her bozukluğun gaflet ve ihmalden kaynaklandığını dile getiren Sebüktegin hükümdarın gelir ve giderlere hâkim olmasını, kâtip ve vezirlerden haberdar olmasını savunmakta, katiplerin hain olması halinde vergi memurları ile iş birliği yapıp devletin malını çalabileceğine ihtimal vermektedir (Sebüktegin 1975: 232). Sebüktegin'e benzer şekilde Necmeddin Daye de denetimsizliğin yetkisini kötüye kullanan memurların yolunu açtığını ve devlete zarar verdiğini dile getirmektedir (Daye 2017: 170). Muhammed b. Turtuşi de mülkünü koruyamayan hükümdarın hikâyesini anlatırken makam sahiplerinin denetimsizliğinin devletin yıkılışına neden olduğunu

ifade etmektedir. Hükümdarın devlet görevlilerinden habersiz olması muhafızların menfaatleri doğrultusunda hareket etmesini, vergi memurlarının halka zulmetmesini, halkın yöneticilerden kurtulmak istemesini, gelirin azalmasını, maaşlarını alamayan askerlerin itaatsizliğini beraberinde getirmektedir (Turtuşi 2011: 159-160). Devletin içinde belirli gruplaşmaların oluşmasını engellemek de devlet görevlilerinin denetlenmesinden geçmektedir (Sühreverdi 2013: 54).

Devlet memurlarının görevleri karşılığında rüşvet almaları ve mal toplamaları da denetimin gerekliliğini artırmaktadır. Hükümdar kimsenin makam elde etmek için verdiği parayı kabul etmemeli, akrabalık bağlarının hatırına mülkü israf etmemelidir (Sebüktegin 1975. 230-231). Vezirin halktan hiç bir şey kabul etmemesini öğütleyen Gazali de, hacibin işlerini rüşvetsiz yapmasını dile getiren Yusuf Has Hacip de devlet görevlilerinin makamlarında layıkıyla bulunmalarının önemine dikkat çekmektedirler (Gazali 2016; Yusuf Has Hacip 2010). Gazali'ye benzer olarak Necmeddin Daye'ye göre de vezir hizmetinin karşılığında rüşvet talep etmemeli, hükümdar adına mal biriktirmemelidir (Daye 2017: 189-190). Ali b. Ebu Talip de kamu mallarını kavminin bedevilerine dağıtan valiye yazdığı mektupta onun mülk emanetine ihanet, yönetime karşı isyan ettiğini dile getirmiş ve hesap vermesini istemiştir (Radi 2016: 304). Rüşvetin insanı kör ve sağır ettiğini savunan Muhammed b. Turtuşi'ye göre ise bir devlet görevlisi hediye kabul ettiğinde makamın emanet olduğu gerçeği önemini yitirmektedir (Turtuşi 2011: 424). Siyasetname yazarları rüşvetle birlikte devlet görevlilerinin mal biriktirmesinin sakıncalarına değinmektedirler. İbn Teymiye imamın kendisiyle akrabalık ilişkisi bulunan hak sahibi olmayan birine mal vermesinin caiz olmadığını savunmaktadır (Teymiye 1999: 65). Devlet memurları ailesi için bile olsa mal toplamamasını dile getiren Yusuf Has Hacip'e göre de hizmetliler rüşveti görevlerinin karşılığı şeklinde düşünmemelidir (Yusuf Has Hacip 2010: 183). Her türlü malı devlet görevlileri için zararlı gören İbn Rüşd ise memurların haksız yere mülk edinmesinin halka zulümle sonuçlanacağına inanmaktadır (İbn Rüşd 2013: 70). Ebu Mansur es-Sealibi'ye göre de rütbe ve memurlukların parayla satılır hale gelmesi makam sahiplerinin liyakatsiz olmasına, görevlilerin ehil olmaması ise devletin çöküş sürecine girmesine neden olmaktadır (Sealibi 1997: 227).