• Sonuç bulunamadı

2. LİDERLİK, LİDER, YÖNETİM, YÖNETİCİ KAVRAMLARI VE

2.1. Liderlik, Lider, Yönetim, Yönetici Kavramları ve Tanımları

2.1.3. Yönetim Kavramı ve Tanımı

Geçmişten günümüze kadar insanların ve toplulukların başarısı ne derece iyi yönetildiklerine bağıldır. Bu kapsamda binlerce yıldır uygarlıkların başarısı için gerekli olan anahtar yönetim olmuştur.

Eskiden insanlar hayatlarını devam ettirecek kadar çalışıyor ve üretiyorlardı. Bu düşünce Sanayi Devrimi ile değişmiştir. Sanayi devriminden sonra kâr amaçlı bir düşünce yapısı ortaya çıkmış ve bunun sonucu olarak da benzer üretim birimleri bir araya gelmiş, bir çatı altında toplanarak ve merkezileşmiştir. Gelişen teknoloji yardımı ile de geniş üretim olanakları elde edilmeye, tüm topluma yetecek kadar üretim yapılmaya başlanmış ve bunun sonucunda da fabrika sistemi ortaya çıkmıştır. Yıllar geçtikçe işletmelerin sayıları artmış, büyüklükleri değişmiş, faaliyet alanları genişlemiş, çeşitlenmiş ve yapıları giderek daha karmaşık hale gelmiştir (Öztürk, 2003:121). Bununla birlikte işletmelerde çalışan personelin eğitim ve yaşam standartları yükselerek, uzman personel sayısı artmış, sendika, çıkar grupları, devlet kontrolü ve sınırlamaları, demokratik haklar vb. kavramlar işletme yaşamının içinde girmiş ve tüm faaliyetleri etkilemeye başlamıştır.

Örgütlerin içinde faaliyet gösterdiği çevre koşulları giderek karmaşıklaşmış, belirsizleşmiş, dinamik bir hale dönüşmüş ve bu ortam koşulları nedeniyle

30

işletmelerin birbirine bağımlıkları da giderek artmıştır. Ulusal ve uluslararası rekabet artmış, işletmelerin maliyetleri yükselmiş, faaliyet alanları birbirini etkiler hale gelmiş, tüm bunların sonucu olarak da işlemelerin ekili ve verimli bir şekilde yönetilmeleri giderek güçleşmiştir (Baransel, 1994:7). Ortaya çıkan bu gelişme ve değişimler sonucunda işletmeler veya daha geniş bir anlamda örgütler toplumlarda söz sahibi olmaya başlamış ve hâkim kuruluşlar haline gelmişlerdir.

Tüm örgütler çevresine uyum sağlama esnekliğine, belirli amaca ulaşmak için faaliyetler arasında ilişki, düzen ve bağlantı (koordinasyon) sağlama yollarına, karar verme yöntemlerine, iletişim kanallarına ve hedeflerine ulaşmada kazanılacakları değerlendirme araçlara, kısaca yönetime gerek duymaktadır. Bir örgütün varlığı yönetimin varlığını gerektirir. Bir örgütte mensup olmak, çalışmak, ilgilenmek demek yönetsel bir çevrede faaliyet göstermek demektir (Can, 2007:2-3). Kısacası yönetim zaruridir (Drucker ve Macıarıello, 2005:5). Bu nedenledir ki yönetim – management-, yüzyıllar boyunca örgütlenmiş toplumların ilgi duydukları ve üzerinde çalıştıkları bir olgu (Gürüz ve Gürel, 2009:16) olarak karşımıza çıkmaktadır.

Çoğu araştırmacı ve yazarın ortak olarak üzerinde anlaştığı husus, yönetim kavramının ilk çağlardan beri var olan oldukça eski bir olgu olduğudur. İnsanlık tarihi kadar eski olan yönetim, insanların bir araya gelmesi ve birlikte belirli faaliyetleri yapmaya başlamaları ile ortaya çıkmış, insan iş birliğine dayanan bir kavramdır.

Yönetim tarihinin başlangıcını insanların birlikte yaşamaya başladıkları zamana kadar götürmek doğru bir düşünce tarzı olacaktır. Ancak, Mısır’da Nil Nehri suyolunun yönetimi uygulamalarını gösteren belgeler, yönetime ilişkin en eski belgeler olarak kabul edilmekte ve bundan dört bin yıl öncesine dayanmaktadır (Güney, 2000:261). En eski yönetim uygulamaları askeri yönetimdir. İnsanlar ilk çağlardan itibaren tehlikelerden kendilerini korumaya çalışmış ve savunmalarına büyük önem vermişlerdir. Ordular insanların korunma ve güvenli yaşama ihtiyaçlarından doğmuştur. Yaşamın devamlığı ve toplumsal yaşamın korunması maksadıyla da savunma ve savaş için gereken kurallar belirlenmiş ve zaman içerisinde devamlı değişmiştir (Güney, 2000:15). Bu değişmeler yönetim alanının gelişmesine büyük katkılar sağlamış, birçok yönetim alanı bundan etkilenmiştir.

31

Tarihsel geçmişi insanlığın var oluşuna kadar uzanan bir olgu olan yönetim, yüzyıllarca usta - çırak usulü ile öğretilen, deneme - yanılma yöntemiyle öğrenilen, sezgi ve deneyime dayalı olarak el yordamıyla uygulanan bir sanat niteliğini taşımıştır (Baransel, 1994:5). Yönetimin bir bilim dalı olarak kabul görmeye başlaması 20. yüzyılın başlarına rastlamaktadır (Gürüz ve Gürel, 2009:76). 1830’larda Ure ve Babage’nin yönetim alanına ilişkin yazdıkları yönetim alanının başlangıcı olarak kabul edilmektedir.

İlerleyen yıllarda parça parça çalışmalara rastlamakla birlikte sistemli çalışmaların ve gelişmelerin başlangıcını 19. yy. ın sonlarına ve 20. yy. ın ilk yıllarında ortaya çıkan klasik okul olarak isimlendirilen çalışmalara dayandırmak daha doğru olacaktır (Can, 2007:5). 1911 yılında Taylor, 1916’da Fayol ve Weber’in bugün dahi değerini kaybetmeyen ve yararlanılan, klasikleşmiş eserlerinin ardından işletme yönetimiyle ilgili çalışma ve gelişmeler hız kazanmıştır (Mucuk, 2014:127). Bu çalışmalar sonucunda yönetim ve işletmelerle ilgili sistematik bilginin birikmeye başlaması ile yönetim bilimi doğmuş, diğer meslek alanları (hekimlik, hemşirelik, mühendislik, avukatlık vb) gibi yöneticilik de bilime dayalı bir sanat halini almaya başlamış(Baransel, 1994:5) bu gelişmeleri müteakip yönetim de sosyal bilimler yazınında yerini almıştır.

Yönetim uygulamaları, süreç, sanat ve bilim olarak üç boyutlu bir yaklaşımla ele alınmaktadır. Süreç boyutu bir grup eylem ve işlevleri; sanat boyutu uygulamayı, bilim boyutu ise sistematik ve bilimsel bilgiyi bütününü ifade etmektedir (Mucuk, 2014:128). Son asırda gelişen ve işletmeler açısından yeni sayılabilecek bir bilgi alanı olan yönetim, amaçların etkili, verimli ve gerçekçi olarak gerçekleştirilmesi amacıyla bir insan grubunda, iş birliği ve koordinasyon sağlamaya yönelik faaliyetlerden oluşmakta (Güney, 2000:262) ve amaçların gerçekleştirilmesi için bir grup insanın iş birliği ve eşgüdüm içinde hareket etmesini sağlamaktadır.

Yönetimin yapı taşları kişi ve gruplardır. Kişisel amaçlarına ulaşma ve ihtiyaçlarını giderme isteğinde olan insan kendi başına başarılı olamaz. Birlikte yaşama zorunluluğu da buradan kaynaklanmaktadır. Amaçların çeşidi ne olursa olsun (siyasal, politik, askeri, eğitimsel, ekonomik vb.) kişiler, grupla bir arada hareket etmek, grup çabalarına yönelmek zorundadırlar. Grup çabaları ise etkili bir iş birliğini ve eşgüdümü gerektirmektedir (Can, 2007:5). Yönetim ve yönetim

32

düşüncesindeki gelişmeler sonucunda, bireyler, gruplar, toplumlar ve uluslar arasındaki ilişkiler giderek yoğunlaşmış, kişilerarası ve gruplar arası bağımlılıklar artmış, bireyler ve gruplar arasındaki iş birliği, eşgüdüm ve iletişim son derece önem kazanmıştır (Baransel, 1994:32).

İş dünyasında rekabetin ortaya çıkması, gelişmesi ve artması ile birlikte yönetimde değişim süreçleri yaşanmaya başlanmış, bu rekabet ortamında işletmenin veya örgütün etkinliğini, etkililiğini ve rekabet etme kabiliyetini arttırmak için yöneticiler etkili yönetim ve yönetim sistemleri oluşturma gereksinimi duymaya başlamışlardır(Çetin, 2008:16). Rekabetin hızlı bir şekilde gelişmesine dayalı olarak eldeki kaynakların etkin ve verimli bir şekilde kullanılması günümüzde yönetim sorunlarının en önemlilerinden birisi haline gelmiştir.

Yönetim biliminin temel amaçlarından birisi eldeki kaynakları en verimli şekilde kullanılmasını öğretmektir. Bir başka deyişle eldeki en iyi imkânları kullanarak; üretim faktörlerini (insan, para, zaman, araç-gereç ve makineler) kaynak israfına yol açmadan, işletmenin ve dolayısıyla insanların yararına en etkin ve verimli şekilde kullanma (Güney, 2000:262-263) yol ve yöntemlerinin bulunmasıdır. Bu nedenle küreselleşen dünyada, insanların gereksinimlerini karşılayacak mal ve hizmetlerin üretilmesinde gerekli olan bilgi ve becerinin elde edilmesi çok önemli bir konu olmuştur. Bu yetenek ve becerilerinin birincisi de yönetim bilgi ve becerisidir(Mucuk, 2014:127-128). Bugün, dünya üzerinde yerinde yüz binlerce, milyonlarca insan zaman gözetmeksizin, mal ve hizmet üretmek için devamlı olarak çalışmakta ve zihinsel ve düşünsel yeterliliğe sahip eğitimli kişiler de bilgi ve becerileri sayesinde bu çalışanları yönetmektedir.

Yönetim birçok bilim dalı ile ilişkili bir olgudur. Bu nedenle yönetim kavramı farklı şekillerce ele alınmıştır. Ekonomistler; üretim sürecini verimli ve etkin kılmak için gerekli olan yönetimi; bir üretim faktörü olarak toprak, sermaye ve işgücü açısından; yönetim bilimciler, örgüt, yöneten-yönetilenler olmak üzere iki grup arasındaki ilişkilerden oluşan bir otorite sitemi olarak ele alırken, toplum bilimciler, bir sınıf ve saygınlık sistemi olarak ele almıştır (Gürüz ve Gürel, 2009:17-18). Görüldüğü gibi değişik bilim dallarında çalışan yazarlar kendi bakış açılarına göre farklı tanımlar ortaya koymuşlar, kendi ihtiyaç ve amaçlarına göre tanım geliştirmişlerdir.

33

Yönetim denildiğinde, en önce insanlar olacak şekilde üretim faktörlerinin amaçlar ve hedefler yönünde etkin ve verimli kullanımı anlaşılmalıdır. Üretim faktörlerinin diğer unsurları olmasa dahi, faaliyetleri gerçekleştirmek, belirlenen hedef ve amaçlara ulaşabilmek için, insanın olması yeter ve gerek koşuldur (Öztürk, 2003:123). Yönetimden söz edebilmek için iki veya daha çok insanın belirli bir amaç için yan yana gelmesi ve bir grup faaliyetinin bulunması gereklidir. Bu nedenledir ki yöneticinin işinin daha çok insan yönetimi ile ilgili olduğu söylenebilir (Koçel, 2010:58-59). Yönetim farklılıkları ve seçenekleri anlamak ve eylemleri etkilemek ile ilgilidir. İşlerin sürdürülebilmesi için örgütlere ve bireylere yardım edilmesi ile ilişkilidir (Mintzberg, 2009:R2). Buradan da anlaşılacağı gibi yönetim uygulamaları, insanların yöneten ve yönetilen gibi bir sosyal farklılaşma içine girdikleri, belirlenen amaçlara yönelmiş insancıl, sosyal ve psikolojik yönü olan faaliyetler bütünüdür. Bu kapsamda yönetim ile ilgili yapılan tanımlardan bazılarını şu şekilde sıralayabiliriz:

 Yönetim, en basit anlamıyla, başkaları ile iş görmek olarak tanımlanabilen(Güney, 2012a:6); işbirliğine dayanan ve bir amaca yönelmiş grup davranışıdır. Başka bir deyişle; belirlenen bir amaca ulaşmak için insanlar arasında iş birliği yaratma ve onları bu amaçlara doğru eyleme geçirme faaliyet ve gayretlerinin toplamıdır (Güney, 2000:261-262).

 Yönetim, örgüt çalışanlarını örgütün amaçları yönünde çalıştırabilmektir (Tortop, 1990:117).

 Yönetim, örgüt ya da organizasyonu amaca ulaştırma etkinliğidir (Genç, 2004:31).

 Yönetim, bazı işleri diğerleri ile beraber ve onlar aracılığıyla etkin ve verimli bir biçimde yapabilmektir (Robins vd., 2013:6).

 Yönetim, belirli bir amaç için bir araya gelmiş insan grubunu belirlenen ortak bir amacı gerçekleştirmek için iş birliğine yönlendirme ve aralarında koordinasyon sağlayarak, en yüksek verimliliği elde edecek biçimde planlama, uygulama ve denetleme yapma sürecidir (Gürüz ve Gürel, 2009:17).

 Yönetim, başkaları aracılığı ile belirlenen amaçlara ulaşmak maksadıyla diğer insanlara iş yaptırma faaliyetlerinin tamamıdır (Tosun, 1992:161). Başka bir deyişle yönetim, insanları ortak bir amaca ulaştırma uğrunda iş birliğine inandırarak bir faaliyeti, bir işi başkasına seve seve, yani isteyerek yaptırma sürecidir (Tosun, 1992:361).

 Yönetim, insanların belirledikleri ortak amaçlara en kısa zamanda ve en yeni biçimde ulaşmaları için grup halinde eyleme geçmeleridir (Öztürk, 2003:121).

34

 Yönetim, üzerinde uzlaşılan ortak bir amaca erişme yolunda girişilmiş iş ve faaliyetler bütünüdür (Birdal, 1994:233).

 Yönetim, amaçların belirlenmesi, ulaşılması ve elde edilen sonuçların ölçülmesidir. Diğer bir deyişle yönetim, organizasyonun çizilen ortak amaçlarına erişebilmesi için birlikte ve dayanışma içinde giriştiği, bilinçli ve düzenli hareketlerin toplamıdır (Sabuncuoğlu ve Tokol, 2005:117-118).  Yönetim, organizasyon içinde gerçekleşen, yönetilen kişilerin mutluluğunu

sağlamak maksadıyla onları sevk ve idare etme faaliyetidir (Göksu, 2007:183).

Buraya kadar yapılan tanımlar yönetimi örgüt amaçlarına ulaşmak maksadıyla başkaları ile birlikte yürütülen bir grup faaliyeti olarak ele almaktadır. Bu tanımlamalara göre, bir amacın ve bu amaca ulaşmanın söz konusu oldu hallerde yönetim de var olmaktadır. Birçok insan tarafından da kabul gören bu tanımlar yönetimi bir grup faaliyeti olarak açıklamaktadır. Yönetimi farklı bakış açıları ele alan ve amaçları gerçekleştirme doğrultusunda kaynakları, ortak bir çaba ve iş birliği içinde uygun ve etkin kullanmak gerektiğini vurgulayan diğer tanımlamalar ise şu şekilde sıralanabilir:

 Yönetim, belirlenen amaçları gerçekleştirebilmek maksadıyla en başta insan kaynağı olmak üzere, diğer kaynakları (para, araç-gereç, demirbaş, hammadde, yardımcı madde ve zaman) birbiri ile uyum içinde, etkin ve verimli kullanılabilmeyi sağlayacak kararlar alma ve alınan kararları uygulatma süreçlerinin tümüdür (Eren, 2003:3-4).

 Yönetim, mevcut tüm kaynakları belirli amaçları başarabilmek maksadıyla birbirleriyle ahenkli, etkin ve verimli bir şekilde kullanabilmeyi sağlayacak kararlar alma ve bunları hayata geçirme sanatı ve bilimidir (Ertürk, 2013:173).

 Yönetim, örgüt amaçlarının mümkün olan en etkili ve verimli şekilde gerçekleştirilebilmesi için, planlama, örgütleme, yürütme, koordinasyon ve kontrol olmak üzere yönetim fonksiyonlarına yönelik, kavram, kural, kuram, ilke, yaklaşım ve yöntemlerin, sistemli ve bilinçli bir biçimde, ustalıkla uygulanmasıyla ilgili etkinliklerin tümüdür (Baransel, 1994:25).

 Yönetim; örgütün amaçlarına ulaşmak üzere insan, makine ve para gibi örgütlenmemiş üretim faktörlerini bir araya getiren, dinamik ve hareketli bir işlev, diğer kişilerin çabaları aracılığıyla amaçların başarılması sürecidir. Örgüt bir anatomi ise, yönetim bir fizyolojidir (Can, 2007:3).

 Yönetim, erişilmek istenen amaçların etkili ve verimli şekilde gerçekleştirilmesi için, beşerî gücün ve maddi kaynakların sağlanarak üretime yönlendirilmesi ve etkili bir şekilde kullanılmasına ilişkin faaliyetlerin tümüdür (Baransel, 1994:44-45).

 Yönetim, bir organizasyonda daha önceden belirlenen amaçlara ulaşabilmek için elde mevcut insancıl, ekonomik, maddi ve bilgi kaynaklarının toplanması

35

ve amaçları gerçekleştirme yönünde kullanılması sürecidir (Taşkıran, 2010:35).

 Yönetim, devamlı olarak değişen çevrede sınırlı örgütsel kaynakları etkili bir biçimde kullanarak örgütün organizasyon amaçlarına etken bir şekilde ulaşmak için diğer insanlarla ve beraber çalışmaktır (Özalp, 2004:3-4).  Yönetim; önceden belirlenmiş amaçlara ulaşmak için kaynakların, yönetim

fonksiyonlarıyla eşgüdümünün sağlanması sürecidir (Baransel, 1994:26). Yönetimden bahsedildiğinde bazen bir süreç, bazen sürecin yapı taşları olan kişi veya gruplar, bazen bilimin sağladığı belirli bir bilgi topluluğu, bazen bilgilerin bilinçli ve sistemli bir biçimde maharetle uygulandığı sanatsal bir uygulama anlatılmak istenmektedir. Ancak unutulmaması gereken husus bu sürecin vazgeçilmez unsurunun insan olduğu gerçeğidir (Fındıkçı, 2012:61-62). Görüldüğü gibi yönetim çok boyutlu bir kavram

Çoğu insanın yönetim hakkında az da olsa bir fikri vardır ve yönetimin günlük işlerden ayrı bir iş olduğunun farkındadır (Özalp, 2004:4). Bu nedenle yönetim kavramı çeşitli yazarlar tarafından değişik şekillerde tanımlanmıştır. Bu tanımlar uzmanların bakış açılarının görülmesi bakımından yararlı olmaktadır. Tüm yaklaşımların ortak noktası yönetimi, diğer kişilerin çabaları aracılığıyla belirlenen ortak amaçlara ulaşma ve başarma yönünde iş birliği yapma ve birtakım faaliyetlerden oluşan bir olgu, bir süreç olarak ele almasıdır. Amaçlar ise beklenen nihai sonuçlardır.

Sonuç olarak yönetimi kısaca tanımlayacak olursak yönetim, bir organizasyonda, belirlenen amaçları gerçekleştirmek üzere personelin beraber çalışması, mevcut kaynakları (insan, para, teknoloji, makine, hammadde, zaman vb.) etkin ve verimli kullanabilmek için yönetim fonksiyonlarını (planlama, örgütleme, yürütme, koordinasyon ve kontrol) etkili olarak kullanma ve uygulama sürecidir.

Yönetim, geleneksel değerlere, inançlara, hükümet ve politik sistemlere bağlı sosyal bir süreçtir. Yönetim, yaşamın sürdüğü, dokunduğu her alanda izini sürdüğümüz bir olgudur (Robins vd. 2013:1). Bu nedenle yönetim kültürel şartlara uygun olmalı, yönetim ve yöneticiler, kültür ve topluma şekil vermelidir (Drucker, 1999:12).

Günümüzde yönetim anahtar bir kavram olarak sosyal, siyasal ve finansal hayatın vazgeçilmez bir unsuru olarak karşımıza çıkmaktadır. İşletmeler arasında rekabet giderek yoğunlaşmış, bunun yanı sıra ekonomik koşullar, üretim yapan işletmeleri

36

etkili yönetim sistemlerine sahip olma konusunda zorlamaya başlamıştır (Gürüz ve Gürel 2009:17). Her yönetici amacı ne olursa olsun, işletmeyi bölümleri ile birlikte bir bütün olarak ele almak, eldeki bilgi ve yöntemleri günün şartlarına uygun olarak kullanmak ve uygulamak, uygun personelle, uygun zamanda, doğru işleri yapmak durumundadırlar.